AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Gençler/Gençlik Meydanı Ak Gençliğin saygılı ve seviyeli tartışma bölümü.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-17-2010, 09:47   #1
Kullanıcı Adı
SSS
Standart Düşünceye Vurduğumuz Zincirleri Kıralım !...


Eskiden mahkumlar zindanlarda hürriyetleri kısıtlandığı gibi bir de zincirlerle bedenlerinden veya ayaklarından bağlanırlarmış. Ne korkunç ceza. Şimdilerde pek kalmamış olabilir.
Ama benim burada ele alacağım başka bir tür zincir ve o zincirlerin kırılması.
Konumuz düşünceye vurulan zincirler...

Düşünceye zincir iki türlü olabilir; birincisi başkaları tarafından, yani yasaklar veya sansür. Aslında düşünmeye sınırlama hiçbir şekilde mümkün olamaz. Ancak eyleme dönüşmesi ve açıklanmasına yasak ve sınırlamalar getirilebilir.
Düşünceye ikinci tür zincir, insanların kendi kendine vurduğu zincirdir. Önemli olan ve bu gün üzerine duracağımız konu budur. İnsanlar kendi düşüncelerini sınırlayabilir mi ?
Tabii ki sınırlayabilir. Hem de örnekleri günlük yaşantıda çok yoğun bir şekilde görülmektedir.

İnsanlar o ana kadar edindiği bilgiler, duyuları ile algıladıkları tecrübeler ile düşüncelerini ve kendilerini sınırlarlar. Hayata, konulara ve olaylara hep aynı açıdan ve aynı ön yargılarla bakarlar ve aynı ve benzer yorumlarda bulunurlar.
Bu insanlar için kolaydır, kestirmededir.
Zihinsel bir faaliyet gerektirmez...

Ama bu türlü yaklaşım insanın kendisini sınırladığı gibi, genellendiği zaman tüm toplumu ve insanlığı sınırlar, gelişmesini ve ilerlemesini engeller.
İnsanlar hiçbir yeniliğe, buluşa ve icatlara ulaşamaz...
İnsanlar beynin yeteneklerinin ortalama yüzde yedisini kullandığı belirlenmiştir.
İnsan beyninin yetenekleri insanların kavrayamayacağı kadar fazladır.
İnsan beyni yorulmaz. Zihnen çalışanların yorgunluk hissetmeleri antrenmansızlıktandır. Nasıl ki fazla çalışmayan vücut kasları biraz hareket ile aşırı yorgunluk tepkisi vermektedir. Çalışmaya pek alışkın olmayan, günlük rutin çalışmanın dışına çıkamayan beyinler biraz zorlanınca yorgunluk ve sürmenaj hissi gösterirler. Yani beyin yorgunluğunun sebebi de antrenmansızlıktır.

Bunama olayı, beyinlerini kullanmayan basit ve sıradan insanlarda görülür. Çok ileri yaşlara kadar zihinsel çalışan devlet ve bilim adamlarından bunayanı göremez ve duyamazsınız...
Düşünmeye, fikir ve bilgi üretmeye alışmış yani çalışan beyinler yorulmazlar, enginlere açılırlar...
Büyük çözümlerin, buluşların, keşiflerin ve icatların sırrı buradadır.
Bir konuya ilgi duymak.
O konuya çok yoğunlaşmak.
Hemen akla gelebilecek açıların yanında, farklı açılardan da bakabilmek.
O güne kadar bakılmamış ve fark edilmemiş açıları görmek ve denemek...

Burada bir örnek vereyim:
Karşıda bir cisim var. O cismin çevresinde de o cismi görebilen beş adet pencere var. Kişi hep o pencerelerden birinden bakarsa hep aynı şeyi görür.
Bir gün, 1 ay veya beş sene de geçse sonuç değişmez.
Ama diğer pencerelerden de bakmayı akıl ederse, durum değişir. O cismin farklı özelliklerini de tanımak imkanına kavuşur.

İşte insanın ve insanlığın ilerlemesi, gelişmesi ve çok uzun süreli kangrenleşmiş problemlerin çözüm sırrı burada yatmaktadır.
Farklı açılardan bakmak.
O güne kadar denenmemiş fikir ve düşünce alanlarını ve açılarını bulmak.
Onlara yoğunlaşmak;

Yani, DÜŞÜNCE ZİNCİRLERİNİ KIRMAK

 

SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-17-2010, 10:00   #2
Kullanıcı Adı
Asi_isyankar
Standart
Güzel yazınız için teşekkür ederim...
Asi_isyankar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 10:02   #3
Kullanıcı Adı
Uysal
Standart
Güzel mi madem bu şekilde düşünüyorsunuz neden hala daha ergenekon tertıbınden ıcerde onca ınsan var. Hanı dusunceye ozgurluk cogulcu demokrası anlayısı.Gecın bunları bu saadece AKP nın ıkı yuzlu sıyası anlayısı sadece kendı dusuncesınde olanlara ozgurluk tersı ıse mahkumıyet.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 10:14   #4
Kullanıcı Adı
SSS
Standart
Alıntı:
Uysal Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Güzel mi madem bu şekilde düşünüyorsunuz neden hala daha ergenekon tertıbınden ıcerde onca ınsan var. Hanı dusunceye ozgurluk cogulcu demokrası anlayısı.Gecın bunları bu saadece AKP nın ıkı yuzlu sıyası anlayısı sadece kendı dusuncesınde olanlara ozgurluk tersı ıse mahkumıyet.
Değerli Arkadaşım.
Özgürlük kelimesinin anlamını siz farklı algılıyorsunuz. Bahsettiğim özgürlük, kişiyi ve toplumu daha iyilere güzelliklere götürecek buluşlar, keşifler üretimleri kapsayan özgürlük, kendi insanını hor görmek, onun geleceğini karartacak 20 yıl geriye götürecek darbe planları yapma, Ergenekon çetelerei kurma özgürlüğü değil
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 10:21   #5
Kullanıcı Adı
Uysal
Standart
Ergenekon çetelerimi ortada çete yok iken çete diye ortaya çıkartılan tamamen düşünce özgürlüğüne vuurulan zincirdir.Bırakın bu tatlı su müslümanlığını ve sözde demokrasi lafazanlıklarınoı. Darbe olacak paronoyasını AKP ortaya çıkarttı neden mi? Çünkü bu ülkeye getirmeye çalıştığı ideolojinin önündeki engel ATATÜRKÇÜLÜK ve TSK idi ve bu nedenle çeşitli tertiplerle bunu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Asıl AKP ideolojisi bu ulkeyi değil yirmi yıl yüzyırmi yıl geriye götürme çabaasında. Osmanlının son dönemindeki zamanlara götürme çabasında.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 10:35   #6
Kullanıcı Adı
EZEL
Standart
Alıntı:
Uysal Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ergenekon çetelerimi ortada çete yok iken çete diye ortaya çıkartılan tamamen düşünce özgürlüğüne vuurulan zincirdir.Bırakın bu tatlı su müslümanlığını ve sözde demokrasi lafazanlıklarınoı. Darbe olacak paronoyasını AKP ortaya çıkarttı neden mi? Çünkü bu ülkeye getirmeye çalıştığı ideolojinin önündeki engel ATATÜRKÇÜLÜK ve TSK idi ve bu nedenle çeşitli tertiplerle bunu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Asıl AKP ideolojisi bu ulkeyi değil yirmi yıl yüzyırmi yıl geriye götürme çabaasında. Osmanlının son dönemindeki zamanlara götürme çabasında.
Sana bir soru 27 Mayıs 1960'ı, 12 Mart 1971 izledi. 1980'de de 12 Eylül 28 Şubat 1997'de ne olmuştur ? Ya kardeş sen hangi cumhuriyette yaşıyorsun burası TÜRKİYE yada bana nolur şampuanının markasını söle ) oda tv şampuanları kafanızı itinayla yıkayın falan filan )
EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 10:46   #7
Kullanıcı Adı
SSS
Standart
Alıntı:
Uysal Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ergenekon çetelerimi ortada çete yok iken çete diye ortaya çıkartılan tamamen düşünce özgürlüğüne vuurulan zincirdir.Bırakın bu tatlı su müslümanlığını ve sözde demokrasi lafazanlıklarınoı. Darbe olacak paronoyasını AKP ortaya çıkarttı neden mi? Çünkü bu ülkeye getirmeye çalıştığı ideolojinin önündeki engel ATATÜRKÇÜLÜK ve TSK idi ve bu nedenle çeşitli tertiplerle bunu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Asıl AKP ideolojisi bu ulkeyi değil yirmi yıl yüzyırmi yıl geriye götürme çabaasında. Osmanlının son dönemindeki zamanlara götürme çabasında.
Değerli Arkadaşım
İlk darbe olduğunda yani 1960 yılında ben 15 yaşında idim. Cumhuriyetin son 50 yılındaki tüm darbeleri yaşadım. Sonuçlarını gördüm, yaşadım. Sende tatlı su darbeciliği yapıyorsun. Darbe nedir ? Sıkı yönetim ortamı nedir ? Hiç bir şeyden haberin yok. Geçmiş son 50 yılımızı bir incele. Ama tek pencereden yani Ergenekoncu pencereden değil.

Sonra gel tartışalım

Konu SSS tarafından (03-17-2010 Saat 11:07 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Düzeltme
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 10:46   #8
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
madem ergenekon diye bir şey yok

5000 sayfalık iddanameden sadece bir kaçı

al cahil herif buna ne diyeceksin


http://taraf.com.tr/docs/Ergenekon_1.pdf

ERGENEKON 01
CMYK

Tanıkların ağzından Danıştay cinayeti
1
Mayıs 2006 günü Danıştay 2. Dairesine
yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu
Danıştay üyesi Mustafa Yücel ÖZBİLGİN
hayatını kaybetmiş ve 4 üye de yaralanmıştır.
Olay faili Avukat Alparslan ARSLAN olaydan
hemen sonra suçüstü yakalanmış ve ilk
beyanlarında, bu menfur saldırıyı Dairenin
verdiği Türban karan nedeniyle
gerçekleştirdiğini beyan etmiştir. Olayda
kullandığı silah ise yine kamuoyunda hayalet
silah olarak bilinen GLOCK marka silah olduğu
görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucu söz konusu eylemin
her ne kadar türban nedeniyle gerçekleştirildiği
kabul edilmişse de, Alparslan ARSLAN’ın
babasının verdiği ifadeler, ERGENEKON
TERÖR ÖRGÜTÜ soruşturmasında elde edilen
deliller bu menfur eylemin bizzat ERGENEKON
TERÖR ÖRGÜTÜ tarafından gerçekleştirildiğini
göstermektedir.

OSMAN YILDIRIM'IN BEYANLARI
Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen
soruşturma sırasında yapılan araştırmalarda
kamuoyunda Danıştay olayı olarak bilinen
saldırıyla alakalı olarak Osman YILDIRIM isimli
şahsın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş
olduğu ek ifadesi üzerine Adalet Bakanlığından
alınan izne istinaden bu şüpheli ve dosyamızda
bulunan deliller çerçevesinde Danıştay dosyası
sanıklarının ve VATANSEVER KUVVETLER
GÜÇ BİRLİĞİ HAREKETİ DERNEĞİ dosyası
olarak bilinen dosyada tutuklu sanıkların olayla
alakalı beyanlarının alınması için Ankara
Sincan'da bulunan cezaevine gidilip ilgili
şahısların beyanları alınmıştır. Alınan beyanlarda
Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ve
Danıştay Saldırısı ile alakalı olarak doğrudan
doğruya Veli KÜÇÜK ve (Zafer kod adlı
Muzaffer TEKİN'in bu olayın planlayıcısı ve
azmettiricisi oldukları yönündeki dökümanlar
dosyaya konulmuştur. Beyanı alınan sanıkların
Danıştay dosyasında mahkum oldukları ve
hükmen tutuklu bulundukları, alınan beyanların
doğrudan Danıştay saldırma ilişkin olayın perde
arkası ve Ümraniye'de ele geçirilen el
bombalarıyla arasındaki irtibatlar üzerine
olduğundan ve sanıkların eylemleri hakkında
Ankara 11 .Ağır Ceza Mahkemesince bir hüküm
tesis edilmiş olduğundan alınacak ifadelerin
yargılanmış sanıkların
dosyadaki delil ve olayın işleniş
şekline etki etmeyeceği, ancak
orada gündeme gelmemiş
konularla alakalı olması
sebebiyle tanık sıfatıyla
CMK'nun 48. maddesi de
hatırlatılmak suretiyle
alınmıştır. Rıza gösteren
tanıkların beyanları alınırken
anlatından da kameraya
alınmıştır. Bu husustaki
tutanaklar ile kamera kayıt ve
çözümleri dosyamıza
eklenmiştir.
Kuvayı Milliye Derneği
(1919) ile irtibatlı olan ve
aramalarda bulunamayan
şüphelilerden Özer KORKMAZ
ve Ali KUTLU'nun bilahare
yakalandıkları, Ali KUTLU'nun
mahkemece tutuklandığı,
örgütün tetikçiliğini yapmak üzere Muhammet
YÜCE'nin yönlendirmesiyle Paşa(kod) M. Fikri
KARADAĞ ile irtibata geçmeye çalışan ve bu
yönde dosyada deliller bulunan iki ayrı suçtan
hakkında yakalama kararı bulunan Selim
AKKURT'un Erzurum ilinde cezaevinde
hükümlü olarak yattığının tespit edilmesi üzerine
talimatla Erzurum'da ifadesi aldırılıp, Ergenekon
terör örgütüne üye olmak suçundan da
çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştır.
Şüphelilerden elde edilen tüm doküman bilgi,
belge ve dijital veriler teknik bilirkişilere
inceletilerek, bu konuda düzenlenen inceleme
tutanakları ve raporlar dosyaya eklenmiştir.
Diğer taraftan 2006 yılı içerisinde meydana
gelen Cumhuriyet Gazetesinin bombalanması ve
Danıştay saldırılarını "ERGENEKON" terör
örgütünün planlaması ve azmettirmesi ile
gerçekleştirildiği tespit edilmiş olup aşağıda
ayrıntısıyla anlatılmaktadır.
Örgütün kısa süre içerisinde gerçekleştirdiği
ve gerçekleştirmeyi planladığı eylemlere
bakıldığında amaçlarına ulaşmak için gözlerini
ne kadar kararttıkları, acımasızca kanlı
eylemlerine ne şekilde devam ettikleri, Danıştay
saldırısı ile elde edemedikleri kaos ve anarşi
ortamını Yargıtay saldırısı ve NATO
saldırılarıyla gerçekleştirmeyi amaçladıkları
görülmüştür.
Sonuç olarak ERGENEKON TERÖR
ÖRGÜTÜNÜN hem eleman hem kadrolaşma
hem devlete ait gizli bilgi ve belgelere rahatlıkla
ulaşma, örgütün sahip olduğu çeşitli silahlar ve
silahlı üyeleri, örgütün en üst düzeydeki devlet
görevlilerine suikast yaptırmak için suç işlemiş ve
işlemeye meyilli bir çok insanı kısa sürede bulup
bu tür insanlara hayali misyonlar yükleyip suç
işlemeye teşvik edip gerektiğinde yüklü
miktarlarda paralar taahhüt edip ülkeyi kaosa
götürecek eylemler yaptırabildikleri, Danıştay
Suikastı ve bazı ünlü kişilere yapılacak suikastler
için yapılan para tekliflerinin de dosyada
delillendirildiği, suikast yaptıracakları kişilere
yakında darbe yapacağız ceza evinde fazla
kalmazsın, hemen biz seni çıkarırız gibi
vaadlerde bulundukları anlaşılmıştır. Alparslan
ARSLAN'ı da böyle bir ümitle suç işlemeye
azmettirdikleri, bu konuda Alparslan
ARSLAN'ın Müebbet Hapis Cezası almasına
rağmen halen çıkma ümidi olduğunu ve bu
ümidinin kısa sürede gerçekleşeceğini ifadesinde
beyan etmesi de örgütün hem darbe amaçlarını
hemde bu tür eylem ve suikastları rahatlıkla
gerçekleştirebilecek deneyim ve birikime sahip
olduğunu gösterdiği gibi yeterli eleman araç ve
gereç ile bilgi ve kapasiteye sahip olduğunu
göstermektedir.
Bunları yanı sıra DANIŞTAY olayından sonra
intihara teşebbüs ettiğinde bizzat Mehmet
Zekeriya ÖZTÜRK tarafından hastaneye
götürülmüş ve aynı kişi tarafından olay basına
duyurularak kamuoyu oluşturulmaya
çalışılmıştır.
Ele geçirilen resimlerden örgütün düzenlediği
toplantılarına bizzat katıldığı, ayrıca örgüt
tarafından düzenlenen toplumsal gösteri ve
yürüyüşlere de katılarak örgütün her türlü legalillegal
faaliyetlerine sahip
çıktığı,
Alınan ifadelerden
Cumhuriyet Gazetesinin
bombalanması olayını bizzat
Zafer kod Muzaffer TEKİN'in
yaptırdığı, olayda kullanılan
bombaları ATAŞEHİR’de
düzenlenen toplantıda bizzat
bu şahsın verdiği, Cumhuriyet
Gazetesinin bombalanması
olayının failleri ile Danıştay
olayı faillerinin aynı şahıslar
olduğu, öte yandan olay
şüphelilerinden Alparslan
ARSLAN'ın uzun yıllardır
Muzaffer TEKİN ile tanıştığı ve
sıkı bir ilişki içerisinde olduğu,
hatta bir dönem Muzaffer
TEKİN'in uyuşturucu kaçakçısı
olarak bilinen Ertuğrul
YILMAZ'la ortak factoring
şirketi işletirken bu şirketin avukatlığını
Alparslan ARSLAN'ın yaptığı, öte yandan
Muzaffer TEKİN'in çıkar amaçlı silahlı suç
örgütü lideri olarak bilinen Semih Tufan
GÜLALTAY ile çok iyi ilişkilerinin olduğu,
Alparslan ARSLAN'ın Danıştay olayından bir
süre önce Semih Tufan GÜLALTAY'a ait
Maltepe'deki iş yerine geldiği,
Dolayısıyla eldeki verilerin
değerlendirmesinden Alparslan ARSLAN ve suç
ortaklarının Muzaffer TEKİN'in kontrolünde ve
yönlendirmesinde olan kişiler olduğunun
anlaşıldığı, dosyadaki tüm delillere birlikte
bakıldığında Muzaffer TEKİN'in bu eylem karar
ve talimatları tek başına verebilmesinin mümkün
olmadığı, diğer ilişkilerine bakıldığında
ERGENEKON terör örgütünün GİZLİ
yapılanmasının gelen emir ve talimatları
uyguladığı, dolayısıyla örgütün sivil yapılanması
içerisinde Muzaffer Tekin’e bağlı bulunduğu,
SUİKAST TİMLERİNİN oluşturulduğu,
örgütün gerçekleştirmeyi planladığı eylemleri
bazen bu SUİKAST timlerine bazen yeni
oluşturulan Kuvayı Milliye dernekleri çatısı
altında oluşturulan örgüt üyelerine bazen de
MAFYA guruplarına yaptırdığı,
Bu anlatımlarla ilgili delilleri belirtmek
gerekirse, Danıştay olayı faillerinden Osman
YILDIRIM alınan ifadesinde özetle, 30.04.2006
günü Ataşehir Migros önünde Alparslan
ARSLAN'la buluştuğunu ve birlikte bir villaya
gittiğini, villada Muzaffer TEKİN, Alparslan
ARSLAN, Oktay YILDIRIM ile birlikte
kendisinin tanımadığı 10-15 şahsın olduğunu,
burada Muzaffer TEKİN'in (3) adet el bombası
vererek 500 Bin dolar karşılığında Cumhuriyet
Gazetesinin bombalanmasını istediğini,
kendisinin de bunu kabul ederek yanındaki
adamları ile olayı gerçekleştirdiğini beyan
etmiştir.
Aynca ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE
bağlı hareket eden Semih Tufan GÜLALTAY
liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan
soruşturmada müşteki olarak müracatta bulunan
Esra Feride GÖKÇİMEN'in alınan ifadesinin bir
bölümünde, bir dönem Semih Tufan
GÜLALTAY'ın yanında kaldıklarını, bu süre
içerisinde Semih Tufan’ın yanına çok sayıda
değişik kişilerin gelip gittiğini, bu kişilerden
birisinin de Muzaffer TEKİN olduğunu,
DANIŞTAY olayından 2 gün önce Muzaffer
TEKİN'in yanında 4-5 kişilik grupla Semih Tufan
GÜLALTAY'ın ofisine geldiklerini ve saatlerce
toplantı yaptıklarını, Muzaffer TEKİN'in bu
binaya sık sık geldiğini ve kendisine KOMUTAN
diye hitap edildiğini, yine DANIŞTAY
suikastının tetikçisi Alparslan ARSLAN’ın da
olaydan önce bu binaya kalabalık bir grupla
geldiğini gördüğünü, ancak o dönemde adını
bilmediğini, olay sonrası şahsı medyada görünce
tanıdığını beyan etmiştir.
Bunların yanı sıra DANIŞTAY olayından
sonra intihara teşebbüs ettiğinde bizzat Mehmet
Zekeriya ÖZTÜRK tarafından hastaneye
götürülmüş ve aynı kişi tarafından olay basına
duyurularak kamuoyu oluşturulmaya
çalışılmıştır. Ele geçirilen resimlerden örgütün
düzenlediği toplantılara bizzat katıldığı, ayrıca
örgüt tarafından düzenlenen toplumsal gösteri ve
yürüyüşlere de katılarak örgütün her türlü legalillegal
faaliyetlerine sahip çıktığı,
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK her ne
kadar Danıştay saldırısı olayından itibaren
ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ile fikir
ayrılığından ötürü görüşmediğini ve yolunu
ayırdığını beyan etmişse de, Mete
YALAZANGİL'in beyanında Mehmet Zekeriya
ÖZTÜRK’ün 2006 yılında ZAFER (kod)
Muzaffer TEKİN 'in Ataşehir'de vermiş olduğu
iftar yemeğine katıldığı ayrıca ZAFER (kod)
Muzaffer TEKİN 'in eşiyle de akraba oldukları
göz önüne alındığında bu söylemin aralarında
örgütsel birliktelik yokmuş gibi bir imaj
oluşturmak için söylendiği anlaşılmaktadır.
Gerek Ergenekon gerekse Devletin Yeniden
Yapılanması dokümanına göre PYK (planlama
yürütme kurulu) ve alt kurul 21 kişiden
oluştuğundan 21 tane ayrı örgütlenme birimi ve
bu birimlerin başlarında farklı farklı kişilerin
olduğu, buna bağlı olarak da tüm şüpheliler
arasında birebir hiyerarşik ve organik bağ
bulunmasının, zorunlu olmadığı, ancak grup
liderlerinin örgütün henüz deşifre edilememiş
üst birimleri ve bu birimler altında farklı hücre
yapılanmaları olması sebebi ile birbirlerini
hepsinin tanımamasının da doğal olduğu ve
örgütün ancak bu şekilde gizlilik prensipleri
çerçevesinde yayılıp kendine taban ve silahlı
milis gücü kurabileceği değerlendirilmektedir.
Mehmet Zekeriya Öztürk’ün 25. 05. 2006
tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde
alınan ifadesinde Danıştay eylemine katılıp,
Danıştay üyelerine ateş eden Avukat Alparslan
ARSLAN'ı, çok emin olmamakla beraber,
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nin
bir toplantısında gördüğünü, buluşmalarda bir
avukattan bahsedildiğini, yine Alparslan
ARSLAN'ı Vatansever Kuvvetler Güç Birliği
Hareketi'nin, İstanbul Maltepe’deki yerinde bir
defa gördüğünü, Hüseyin GÖRÜM'ün,
kendisinden askeri eğitim vermesini istemesi ve
"silahımız her şeyimiz var" demesinden dolayı,
Danıştay saldırısıyla ilgili olarak bu insanların
silah temin etme ve yönlendirme anlamında
Alparslan ARSLAN'ı yönlendirmiş
olabileceklerini beyan etmiştir.
YARGITAY BİNASININ KROKİSİ
İşçi Partisi’nden ele geçirilen ELBA isimli CD
içinde; "Yargı-Nusret SENEM'den" isimli klasör
içeriğinde Yargıtay Başkanlığı’na ait iki Ana
hizmet binası ile Ek hizmet binalarının ayrıntılı
krokilerinin bulunması ve aynı tarihlerde İktidar
partisinin kapatılması için Anayasa
Mahkemesi’ne dava açan Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı’nın ciddi tehditlere maruz kalması da
krokinin ne amaçla hazırlandığını açıkça ortaya
koymaktadır.
ERGENEKON terör örgütü tarafından
planlanıp gerçekleştirildiği anlaşılan Cumhuriyet
gazetesine 3 defa el bombası atılması ve Danıştay
2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin'in
makamında Şehit edilmesi eylemleri de
ERGENEKON terör örgütünün gizli amaçları ve
suikast eylemlerindeki ustalık ve tecrübesini
açıkça ortaya koymaktadır. Danıştay olayı
sonrasında meydana gelen olaylar ve Türkiye'de
oluşturulacak kaos ortamı sonucu Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetinin darbe ile devrilmesi
için Türk Silahlı Kuvvetlerinin açıkça tahrik
edildiği, başarısız olunmasına rağmen örgütün
medya gücü hedef saptırmada ve gerekse eylemi
gerçekleştiren sanıkların eylemden sonra
yakalanıp toplanan delillere rağmen eylemin
devletin güvenlik güçlerince planlanıp
yaptırıldığı şeklindeki devleti ve kamu otoritesini
zaafa uğratma maksatlı yayınlarla kamu düzenini
bozmayı amaçladıkları, devlet otoritesine karşı
güvensizlik ortamı oluşturmak için yaptırdıkları
dezenformasyon amaçlı haberler ve yayınlardan
da tüm eylem ve fiillerin ERGENEKON terör
örgütü tarafından hakim güç olma amacıyla tek
merkezden yönetildiği açıkça anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut Osman YILDIRIM'ın
cezaevinde alınan beyanında bizzat Cumhuriyet
Gazetesine atılan bombaların Veli KÜÇÜK'ün
talimatıyla (Zafer kod)Muzaffer TEKİN
tarafından verildiğini belirttiği ve kendilerinin de
bu olaydan ötürü 500 bin ABD doları para
alacağını, ancak olaydan sonra herhangi bir para
almadıklarını beyan etmiştir.
Ele geçirilen CD'lerde: askeri içerikli bilgiler,
isimli ve isimsiz NATO kartları boş kartlar bazı
şahıslara ait fotoğraflar, park yerleri isimli klasör
içersinde "bir bölgenin krokisi ve kroki üzerinde
patlama yapılacağı belirtilen bölgeler,”bulunan
resimler, Yargıtay krokisinin ve güvenlik
zafiyetlerinin tespitini içeren bilgiler, Genel
Kurmay Başkanımız Org. Yaşar BÜYÜKANIT'ın
gezi programının güvenlik bilgilerinin bulunması
hususları değerlendirildiğinde; bu kroki, plan ve
bilgilerin iyi niyetle bulundurulmadığı, tıpkı
Danıştay olayı gibi Türkiye 'de kamu düzenini
bozucu ve kamu otoritesini zaafa uğratacak
eylemlerin planlandığı anlaşılmıştır.
11.01.2008 günü saat:21.35'de Kemal Yalçın
ALEMDAROĞLU ile Ferid İLSEVER arasındaki
telefon görüşmesinden özetle;
BU İŞ DEMOKRASİYLE OLMAZ
Görüşmenin başlarında Ferit İLSEVER,
Kemal ALEMDAROGLU'nun DANIŞTAY’daki
davası ile ilgili gerekli görüşmeleri yaptıklarını,
hatta Danıştay Başsavcısı Emin ÇÖLAŞAN'ın eşi
ile de görüşeceklerini söylediği, görüşmenin
ilerleyen bölümlerinde ise,
K.ALEMDAROGLU'nun "Onun dışında da
Türkiye'ye bakarsan, Her şey rezil vaziyette
gidiyor" dediği, F. İLSEVER'in "Valla öte yandan
hocam bizim çalışma da iyi gidiyor" "Kısa vadede
belki hemen çok çok büyük şeyler olmaz ama. ..
.Şimdi ben bakıyorum dün mesela işte Enis
ÖKSÜZ'le konuştum. Ondan tutun taa
Cumhurbaşkanı DENKTAŞ'a kadar uzanan
böyle geniş, Kamuran İNAN'a kadar uzanan
düşünün bunlar Liberal sağcı" "Sağ görüşlü
veyahut da ömürleri şeyde geçmiş sağ partilerde
geçmiş insanlar. Kamuran İNAN bey şimdi
"Çözüm Solda" diyor" "Yani bir "devrimci bir
yöneliş" de var bizim aydınlar arasında. Öyle
söyliyeyim" dediği, bir süre CHP hakkında
konuştuktan sonra F.İLSEVER'in "... Lütfen sizin
ağırlığınız var, isminiz var. Gücünüz yettiği
yerlerde bunları şey yapıp nasıl söyliyeyim biraz
yüreklendirip cesaretlendirip, şevklendirip
yanlarında olduğumuzu da hissettirerek yani
herhalde bişey bilir" dediği,
K.ALEMDAROGLU'nun "Evet olabilir. Ben
gerçi her ortamda söylüyorum ya artık
HERHALDE BU İŞ BU DEMOKRASİYLE
OLMAZ» Bu olacaksa bir DEVRİMDİR. Bu da
"ULUSAL BİR DEVRİM" olmalıdır" dediği ,
Tape: 1550, 22.01.2008 günü saat : 14.40'ta
Emin GÜRSES ile Devrim...? arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Bir süre sohbet ettikten sonra Emin'in "Sami
Hoştan'la Sevgi Erenerol'ün ne ilişkisi var?" "Veli
paşa Veli paşayla Sevgi Erenerolle Güler
Kömürcü'nün ne ilişkisi var?" "HOCAM BEN
BUNLARIN BÜTÜN TOPLANTILARINA
KATILDIM." "...Sevgi'nin yaptığı toplantılar
özellikle Kilisede yapıldı. Bu toplantı
Karaköy'deki Kilisede. O Kilisedeki toplantıda
hiç bir zaman ben o Kuvayi Milliye, onlar CIA ile
bağlantılı. Bi iki tane Kuvayi Milliye
örgütlenmesi var." "O Albay falan onlar, onların
yanımıza geldiğini hiç görmedim" dediği,
Devrim'in "SEN NERDESİN?" diye sorduğu,
Emin'in "BEN EVDE DEĞİLİM, BAŞKA
BİYERDEYİM." "...Sevgi'nin yaptığı tek şey
Muzaffer Yüzbaşıyı gidip ziyaret etmek.
...Danıştay Meselesiyle bunun ne işi var. Danıştay
Meselesinin arkasında İsrail'in olduğunu aylardır
söylüyoruz ve bu konuda şahitler çıktı. Şahitleri
bile Savcılık dinlemedi." dediği, Devrim'in "Ya
burada ciddi bi hegemonya savaşı var." dediği,
Emin'in "Ya Türkiye'de içerde karşılıklı savaş var.
Bunun dış bağlantısı da var. Nasıl ki Sedat
Peker'in içeri atılmasını isteyen Amerikan
Büyükelçisidir. ...Bunların da başka bi bağlantısı
var." Dediği
Tape: 1572, 13.02.2008 günü saat : 11.56' da
Emin GÜRSES ile M. T. arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
.... M.T.'in "Hocam şimdi bu Alparslan'ın
babası aradı. Dedi ki Mehmet Bey tutuklu
sanıklardan birisi yeni ifade verecekmiş dedi.
Dedim valla haberim yok. Şunu diyecekmiş;
DANIŞTAY SALDIRISINDAN ÖNCE
GASTECİ ARAMIŞ SÖYLEMİŞ, TARAF
GAZETESİNDEN. Danıştay saldırısından 20
gün önce Ataşehir'de toplantı yaptık, toplantı
yapıldı. DANIŞTAY SALDIRISININ
TALİMATINI VELİ KÜÇÜK VERDİ. Şimdi
Aykut'ta annesiyle haber göndermiş bana.
Dün görüştüm ben akşam. O tutuklulardan
Osman YILDIRIM var. Kahveci olan çocuk, o
Karslı mı ne. Ondan sonra o demiş ki ben sizi
kurtarırım. Süleyman'la seni ama avukatınız
gelsin bi danışmam lazım. Acaba o mu verecek
dedim bende. Yani bu itirafçı pozisyonuna
kendince bir örgüt şey yapıp pişmanlıktan
yararlanmak için şey yapıp acaba Veli
KÜÇÜK'e mi şey yapacak yani." Dediği, Emin'in
"Herhalde yani Veli KÜÇÜK Danıştay'a baskı
yapın diye yani Veli KÜÇÜK aklını yitirse bile
demez onu ya. Ya buna demişlerdir ki böyle bi
şey yaparsan biraz daha ufaktan kurtarırsın diye
demişlerdir herhalde." dediği, M.T.'in
"Süleyman'ın delili ne ya Allah Allah Aykut'un
şeyin Alparslan'ın ben bomba aldım demesi
hocam başka bir şey yok ki. Yani DGM'ler
böyle çalışır hocam o zaman bugün biz
dosyayı bitireceğiz diye gidiyorduk bitmez
1 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleşen Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan, olaydan hemen sonra yakalanmıştı.
Muzaffer Tekin,
Danıştay
saldırısından kısa
bir süre önce
Alparslan Arslan
ile Semih Tufan
Gülaltay’ın
Maltepe’deki
ofisinde
toplantı yaptı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından kabul edilen Ergenekon
iddianamesinde yer alan en çarpıcı iddia
17 Mayıs 2006’da gerçekleşen Danıştay
saldırısının Ergenekon terör örgütü
tarafından planlanıp gerçekleştirilmiş
olması. İddianamenin bütünü
incelendiğinde Danıştay saldırısının ve
onunla bağlantılı olarak Cumhuriyet
gazetesine yapılan saldırıların örgütün
yapısının deşifre edilmesinde en temel
unsur olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle
iddianamede Danıştay saldırısıyla ilgili
kısımları herhangi bir değişiklik
yapmadan sunuyoruz.
Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın ismi de iddianamede
yer aldı. Alemdaroğlu ile İlsever’in yaptığı telefon
konuşmasında Çölaşan’la görüşüleceği belirtiliyor
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 10:47   #9
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
istersen tüm iddanameyi buraya taşırım hepsine cevap verebilecek kapasitedemisin

daha hala ergenekon diye bir şey yok diyorlar ya sinir oluyom böyle tassuplu ön yargılı düşüncesiz insanlara

birde kendilerini aydın zannederler bunlar

düşünme özürlüler
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2010, 11:14   #10
Kullanıcı Adı
Uysal
Standart
Bu saadece ıddıaname ortada hala kesınlesmıs bır sey yok sozde bır tertıpden ıbaret baska hıc bır sey dcegıl.Bunlar sızın AKP nın ıddıası yasaduısı belgler ve yasadısı dınlemekler ve bır suru yasadısılıkla olusturulan sozde belgeler ve ıcerde sucsuz yere yatan mesnetsız ıftıralar atan AKP ve yandasları var.Kaldıkı hıc bır teror orgutu kendıne teror orgutu dememz pkk gıbı asala gıbı el-kaıde gıbı hamas gıbı bunların hepsı teror orgutudur ama kendılerıne teror orgutu denmez ergenekon tertıbıne teror orgutu dıyen F TIPI AKP Zıhnıyetı bu da Ergenekonun sadece AKP uydurması oldugunu gosterır.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
düşünce, zincir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım