AK Gençliğin Buluşma Noktası
Genel Tarih Devlet tarihleri ve kültürleri.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-11-2012, 10:20   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart Halkın desteğini alabilmek için veliahd şehzade kaçırılacaktı


Mehmed Akif'in kadim dostu, Eşref Edib Fergan ve Akif'in başyazarlığını yaptığı Sırat-ı Müstakim Sebilürreşad gazetesini anlatan 'Yoldaki Çığır' Sebilürreşad, TRT'de izleyici ile buluşacak.


Senaryo ve Yönetmenliğini Gazeteci Muharrem Coşkun'un yaptığı begesel, 2. Meşrutiyet'le birlikte yayın hayatına başlayan ve İslamcı düşüncenin ilk ve en ciddi yayın organlarından olan Sırat-ı Müstakim/Sebilürreşad gazetesinin öyküsünü anlatıyor. 120 dakikalık belgeselde, Mehmet Akif'in başyazarlığını yaptığı, İstiklal Marşı da dahil tüm şiirlerinin yayınlandığı tek gazete olan Sırat-ı Müstakim/Sebilürreşadetrafında İslamcılık tartışması, ilk İslamcılar, İslamcıların 31 Mart Vak'ası ve Abdülhamid'e bakışları, Milli Mücadelede Sebilürreşad'ın etkisi de yer alıyor. Cephede dağıtılan, savaş günlerinde karagah olarak kullanılan, 1925 yılında ise kapatılıp sahibi Eşref Edib Fergan'ın İstiklal Mahkemeleri'nde idamla yargılandığı gazetenin çarpıcı öyküsü Eşref Edip'in 41. vefat yıldönümünde TRT'de izleyici ile buluşacak. Muharrem Coşkun, "Eşref Edib ve Sebilürreşad hakkında yapılan bu ilk belgesel, İstiklal Mahkemeleri hakkında da söylenemeyen önemli ayrıntılar veriyor" dedi.

- Neden Sebilürreşad belgeseli? Bu begesel için sizi harekete geçiren ne oldu?

Yakın tarihe ilgim hiç eksik olmadı. Gerek araştırmalarımda gerekse okuduğum önemli pek çok kitapta, kaynak dipnot olarak bir gazete ismi dikkatimi çekiyordu. Sebilürreşad/Sırat-ı Müstakim.. Bu gazete hakkında araştırmaya yoğunlaştım.. İlginç, çarpıcı bir öykü çıktı karşıma.. Dayanamadım bunun mutlaka bir belgeseli olmalı deyip kolları sıvadım.

- Sizi en çok bu çamlışma sırasında neler etkiledi?

Sırat-ı Müstakim ikinci Meşrutiyet'le birlikte 27 Ağustos 1908'de yayına başlıyor. Sahibi Eşref Edip Fergan ve Başyazarı ise Mehmed Akif Ersoy.. İkisi de otorite isimler.. Yazarları arasında Babanzade Ahmed Naim, Manastırlı İsmail Hakkı, Musa Kazım, Bereketzade İsmail Hakkı, Tahirul Mevlevi, Ali Haydar Efendi, Said Halim Paşa, İskilipli Atıf Efendi, Şemseddin Günaltay, Ömer Nahusi Bilmen ve Ahmed Hamdi Aksekili gibi önemli isimler yer alıyor. Beni asıl etkileyen ise Milli Mücedele yıllarında kamuoyunda büyük etkisi olduğu için cephelerde askere dağıtılan gazetenin, Cumhuriyet sonrası sahibinin vatan hainlği suçlamasıyla idamla yargılanmasıydı.

MUSTAFA KEMAL'DEN BÜYÜK ÖVGÜ

- Nasıl oluyor bu, biraz açar mısınız?

Gazete İstanbul'da yayın yaparken, Milli Mücedele başlamış durumdadır. Mehmed Akif ve Eşref Edip, 1920 yılının başlarında önce Balıkesir'e gidip Zağnospaşa Camii'nde halkı cihada çağırıyorlar ve buradaki Akif'in vaazı Önce İzmir'e Doğru ardından Sebilürreşad'da genişçe yer alıyor. Aynı günlerde İngiliz emperyalizmini anlatan, "İslam'a Çekilen Kılıç' adlı kitabı da Sebilürreşad ücretsiz okuyucularına veriyor. Tabii İngilizler cidi anlamda rahatsız oluyorlar. Gazete çoğu zaman sansürlü, sayfaları boş olarark çıkmak durumunda kalıyor. 1920 yılında önce Akif Ankara'ya gidiyor, ardından Eşref Edip Fergan gazete klişelerini de alıp Kastamonu'ya geçiyor. Gazeteyi burada çıkarmak istiyor. Ancak valinin kişisel kaprisi nedeniyle gözaltına alınıp Sinop'a sürgün ediliyor. Akif bunu haber alınca Kastamonu'ya geliyor. Eşref Edip serbest kalıyor ve Mehmed Akif tarihi Nasrullah Camii'nde tarihi konuşmasını yapıyor.. Dönemin hiperemperyali İngiltere'yi sert şekilde eleştiriyor ve Sevr metnine karşı herkesi cihad adavet ediyor. Duygu yüklü bir konuşma.. Gazetenin tamamı neredeyse bu vaaza ayrılıyor. Bu vaaz o kadar ilgi çekiyor ki; pek çok cephenin kumandanı gazeteyi vilayet maatbalarında bastırarak cephelerde askere dağıttırıyor. Kastamonu'da üç sayısı çıkan gazete, Mustafa Kemal'in davetiyle Ankara'ya geliyor. Mustafa Kemal 1920 yılının Aralık ayında Sebilürreşad ekibini kabul edip teşekkür ediyor: “Sevr Antlaşması’nın memleket için ne kadar feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşad kadar hiçbir gazete memlekete neşredemedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine, Sebilürreşad’ın büyük hizmeti oldu." Ancak zaferden sonra işler değişiyor.. Yeni Türkiye yüzünü Batı'ya dönmüş, Sebilürreşad ise değerlerini İslam'dan alan bir cumhuriyet öneriyor.. 1925 yılında ise Takrir-i Sukun Kanunu'yla bir zamanlar savaşta cephede dağıtılan gazete kapatılıyor. Sahibi Eşref Edip 'Vatana ihanet' iddiasıyla Şark İstiklal Mahkemesi'nde idamla yargılanıyor..

'İSLAMCI' TABİRİ YERLİ DEĞİL

- Belgeselde sanıyorum sadece Sebilürreşad anlatılmıyor..?

Evet.. İslamcılık da var.. İlk İslamcılar, İslamcılığın doğuşu ve İslamcı yayın organları.. Malum Osmanlı'nın yıkılma sürecinde kurtuluş olarak 'Türkçülük, Batıcılık, Osmanlıcılık ve İslamcılık akımları ortaya atılıyor. Sırat-ı Müstakim/Sebilürreşad, duruş olarak İtthad-ı İslam yani müslümanların birliğini savunuyor ve kurtuluşun İslamın kaynaklarına dönmekte olduğunu iddia ediyor.. İslamcılara göre gelinen noktada İslam ters giyilmiş kaftan halini almıştı.

- İslamcılık deyimi nasıl giriyor kültürümüze?

Aslında 'İslamcı'söylemi yerli değil.. Osmanlı'nın çöküş döneminde imparatorluğun ve ümmetin yeniden toparlanmasına yegane unsur İslam olarak sunlurken, aynı zamanda bu duruş Batı karşıtlığını da içinde barındırıyordu. Diğer akımlar ise İslam'ı problem olarak görüyor ve her şeyiyle batılılaşmamız gerektiğini savunuyorlar. Batılılar, İttihad-ı İslam anlayışındaki bu düşünce akımına, yani kendilerine direnen bu görüşe 'İslamcılık' yakıştırması yapıyor.. İlk İslamcılar zaten kendilerine İslamcı demiyor.. İttihad-ı İslamı savunuyorlar o kadar.. Elbette, İslam'ı gerileme sesebi sayan ile İslam'dan uzaklaşmayı gerileme sebebi sayan arasında bir fark olmalıyıdı. Bu anlayış günümüzde de yok mu? 'Kur'an'dan 200 küsur ahkam ayetini çıkarmak lazım' diyen Süleyman Demirel'le 'Kur'an hayat kitabı' diyen merhum Erbakan'a aynı eda ile müslüman denebilir mi? İşte biz bu farkı İslamcılık olarak ifade ediyoruz. Sıratı- Müstakim sadece Anadolu topraklarında değil, Hindistan, Türkistan, Rusya, Yemen, Hicaz, Mısır İşkodra gibi yerlerde yoğun ilgi görüyordu.

'İNKILAPLARIN HİZMETKARI OLACAĞIZ'

- Eşref Edip yargılandığı davadan nasıl kurtuluyor?

4 Mart 1925'te Takrir-i Sükun kanunu çıkıyor.. Kanun Meclis'te görüşülürken Recep Peker, İstanbul basınını kastederek, 'yılan yuvası' olarak tarif ediyor ve 'kanun kuvvetiyle bu yuvaların bertaraf edilmesini' öneriyor. Sert rüzgarlar esiyor.. Bundan önce iki kez de Mustafa Kemal biri İzmir biri İzmit olmak üzere basın temsilcileriyle görüşüyor ve gazetelere 'devrimlerin etrafında çelikten kale olma görevini' veriyor. Takrir-i Sükun Kanuni çıkar çıkmaz 24 saat geçmeden 5 gazete 3 dergi jet hızıyla kapatılıyor. Arasalarında Sebilürreşad da var.. Eşref Edip bey bir buçuk ay sonra gözaltına alınıyor Önce Ankara İstiklal Mahkemesi'nde, ardından Şark İstiklal Mahkemesi'nde yargılyanıyor. Eylül 1925'e gelindiğinde, mahkeme karar aşamasındadır. İlginçtir, gazetecilerden Mustafa Kemal'e af dilekçesi yazmaları istenir. Ve bir iki itiraz olsa da dilekçe kaleme alınır ve 'İnkılapların hizmetkarı olacaklarına' dair Gazi'ye söz verirler. Mustafa Kemal de, gazeteleri zaten kapanmış gazetecilerin bir daha yazı yazmama şartıyla bırakılabileceklerini bildirir.. Dava sonlanır ama Eşref Edip gazetesini kurtaramamıştır.



ŞEYH SAİD'E İMZALATILAN BELGE



- Eşref Edip'i neden Ankara değil de Şark İstiklal Mahkemesi'ne gönderiyorlar?



Gazetenin Şeyh Said ayaklanmasıyla ilişkisi kurulmak isteniyor. Eşref Edip sonradan anlayacaktır ki, Şeyh Said büyük bir tezgaha gelmiştir. Zira mahkeme üyesi Ali Saib, Şeyh Said’e, “ifadesinde, gazetelerden etkilenerek isyan ettiğini söylediği takdirde” kurtulacağı sözünü vermiş, ancak bu ifadeyi Şeyhe imzalattıktan sonra da idamını gerçekleştirmiştir. Eşref Edip bu durumu şöyle anlatıyor;

“Cebinde Ankara ile hususi şifresi olan Ali Saib, Şeyh Said’e hususi telkinde bulunmuş, bu hareketinin sebebinin gazeteciler olduğunu ileri sürmesini söylemiş. Böyle yaparsa idamdan kurtulacağını, Edirne’ye sürgün edileceğini vaat etmiş. Şeyh de ciddi surette buna inanmış.” Dahası Eşref Edip'in yolda olduğunu, gelince yüzleştireceklerini de vadetmiş.. Ama Eşref Edip Diyarbakır'a gelmeden Şeyh Said belge imzalatıldıktan sonra idam edilmiş..



SEBİLÜRREŞAD'IN BÜYÜK HAYALİ



-
1948'de çıkan yeni Sebilürreşad'da kimler yazıyordu?

Sebilürreşad, 1948'de yeniden çıkışı, 'ba'sü ba'del mevt' (Ödükten sonra yeniden dirilme) olarak yorumlar. Gazetenin yazarları arasında, Eşref Edip Fergan, Kamil Miras, Cevat Rifat Atilhan, Raif Ogan, Hasan Basri Çantay, Ömer Rıza Doğrul, Ömer Nasuhi Bilmen, Ali Fuat Başgil ve Yusuf Ziya Çağlı gibi önemli isimler bulunur. Sebilürreşad, bu dirilişinde ayakları yere sağlam basan, bir kurumlaşmayı tasarlayarak çıkar.. Bir matbaa binası inşaa etmeyi, matbaa makinaları almayı, Mısır, Bağdat ve Hindistan'da yazı heyetleri oluşturup İslam dünyasına seslenmeyi hedefler. Ancak bu tasarı, istenilen sermeyenin toplanamaması nedeniyle bir türlü gerçekleşemeyecektir.



ŞEHZADE'Yİ KAÇIRMA PLANI



-
Belgeselde Şehzade'yi kaçırma planından da bahsediliyor nedir bu olay?

Eşref Edip Kastamonu'da iken Vali ile görüşüyor ve halkı işgale karşı harekete geçirmek gerektiğini söylüyor. Edip bir adım daha atarak, Valiye “İstanbul’daki Veliahd Abdülmecid Efendi'yi Anadolu’ya kaçıracağız. Ankara’ya ivedi bildirin” teklifi yapıyor. Bu kez şaşıran Vali oluyor. Halkın İstanbul hükümeti ve halifeye karşı duyduğu güveni yakalamak isteyen Ankara, bu teklifi oldukça önemsiyor. Bakanlar Kurulu kararıyla Yüzbaşı Yümmi Üresin kimlik değiştirilerek, tüccar kılığında İstanbul’a gönderiliyor. Üresin yüzbaşı, daha önce yaverliğini yaptığı Abdülmecid efendiye güç şartlarda ulaşıyor ancak, İngilizlerin vaziyetten şüphelenip tedbiri artırmasıyla bu teşebbüs gerçekleşemiyor.



MNP'YE ADINI FERGAN VERİYOR



- Sebilürreşad son sayısını ne zaman yayınlıyor?

Sebilürreşad, Şubat 1966 tarihinde okuyucularına veda eder.

Eşref Edip Fergan ise gazetesi kapandığında tam 84 yaşındadır.. Tabi kendisi gazetesi kapandıktan vefat ettiği 15 Aralık 1971 yılına kadar da gazetelerde yazılar yazıyor. Hatta ocak 1970'de kurulan Milli Görüş'ün ilk partisi Milli Nizam Partisi'ne de ismini o veriyor. Ve tüzüğü oluştururken, Merhum Erbakan'a "Kadim dostu olarak biliyorum ki, Akif yaşasaydı böyle bir partiyi desteklerdi" diyor. Söyleşimizi Eşref Edip'in sözleriyle bitirelim: “Belki bizim ömrümüz o güzel inkışaf günlerini görmeye müsait olmaz. Fakat zararı yok. Bizim vazifemiz son nefese kadar hak ve hakikat yolunda mücadelede devamdır. İnşallah bizden sonra gelenler, bu davayı yürütmekte devam ederler.”


EN ÇALKANTILI DÖNEMİ ANLATIYOR

Kastamonu, Elazığ, Ankara gibi pek çok ilde çekimleri yapılan, Eşeref Edip'le ilgili anılara yer verilen belgeselde, Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, Yrd. Doç. Dr. Akşin Somel, Doç. Dr. Mustafa Eski, Mehmed Şevket Eygi, Tarihçi Yılmaz Öztuna, D. Mehmed Doğan, Dr. Suat Mertoğlu, Tarihçi -Yazar Kadir Mısıroğlu, Tarihçi Yazar Dr. Orhan Koloğlu, Tarihçi Yazar Fahrettin Gün gibi önemli isimler de görüşleriyle katıldılar.

Not.Dört bölümden oluşan 'Yoldaki Çığır; Sebilürreşad' Belgeseli Pazar akşamları saat 19.00'da TRT Belgesel'de ekrana gelecek.

Belgeselin DVD'si için bilgi hattı: 0532 486 28 97

Muharrem COŞKUN;

Muharrem Coşkun Şebinkarahisar'da doğdu. 1995 yılında gazeteciliğe başladı. Daha önce de “Türkçe Ezan ve Dine Müdahale'nin Öyküsü: GARP İZİ” Belgeseli (4 bölüm)hazırladı(2005). Muharrem Coşkun'un, 2010 Ramazan'ında 30 gün boyunca ATV'de yayınlanan, yönetmenliği ve sunumu kendisince yapılan "Mekke ve Medine Sahur" programı da, belgesel tadında izleyici ile buluşmuştu. Coşkun ayrıca, Hilal Televizyonu'nda Haber Müdürlüğü'nün dışında, 9 ay tartışma programı ve 'Haftanın yorumu'yla da ekranda olmuştu. Muharrem Coşkun'un özellikle yakın tarih üzerine yayınlanmış pek çok makale, dizi yazı ve araştırması da bulunuyor.


Star

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım