AK Gençliğin Buluşma Noktası
Diğer Online Oyunlar (AK Parti) Diğer Tüm online oyunlar.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-21-2007, 07:40   #11
Kullanıcı Adı
KaPiL
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
cok güzel devam edio biraz metal fırtınayı anımsatıyo gibi...
KaPiL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:44   #12
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:10
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Kendilerine geldiklerinde başlarına neler geldiğini hatırlayamayacak kadar bitkindiler Murat Ve Okan..Bulundukları yer Lefkoşanın 4 Km kuzeyinde 1.Komando Taburunun denetlemesinde olan Makros Stiyanis kalesindeydiler.Bu kale 1600 yıllarda yapılmış ve Kıbrıs çıkarmasının başladığı yerde bulunmaktadır..Ozamanlarda bölgeye inen 1.Komando taburu paraşüt birlikleri bu bölgeden başlayarak Lefkoşanın içlerine doğru ilerlemişti.Zaten şimdide bulundukları bölge eskiden Rum askeri birliklerinin bulunduğu yerdir.Albay Okan Ve Murat kendilerine geldiklerinde etraflarını şöyle bir gözlemeye başladı..Elleri ve ayakları bağlı olduğu için hareket edemiyorlardı ancak etraflarına bakınınca bir kilisede olduklarını anlamaları uzun sürmemişti..Etrafta kimse yoktu ve herhangi bir yerden ses bile gelmiyordu Kilisenin dinlenme salonunun ortasında yere çökmüş bir vaziyette bekliyorlardı..Albay Murat Albay Okana kısık sesle..
-Okan nerde olduğumuza dair bir bilgin varmı..
-Bilmiyorum Murat ama bu şekilde tutulduğumuza göre pekte iyi karşılanmyacağımız kesin.
-Zannetmiyorum eğer bizim ölmemizi isteselerdi bunu çoktam yaparlardı buraya getirmezlerdi bizden öğrenecekleri hiçbir şey yok çünkü..
-Anlıyorum seni ama aklıma başka bir şey gelmiyor baksana su halimize her yerimiz bağlanmış durumda bizi buraya getirenler pek dosta benzemiyor..
Dışarıdan helikopter sesleri geliyordu..tahminen 3 tane helikopterdi..aynı anda kilisenin içerisinde koşuşturan insanların ayak sesleri gelmeye başlamıştı sanki 1 bölük asker koşuyordu..Helikopterin gürültülü sesine insanların ayak sesleri eklenince ortalığı korkunç bir gürültü kapladı..Aniden bulundukları odanın kapısı açıldı.içeriye yüzü maskeli 6 kişi girdi 3 er grup halinde albayların kollarına girerek odadan dışarıya çıkardılar..Albaylar şaşkın şaşkın götürüldükleri yere kadar etrafı gözlüyorlardı..Kilisenin ana salonundan geçtikten sonra mahzen bölümüne doğru inmeye başlamışlardı..Şüphesiz buraya yıllarca inilmemişti her yer örümcek ağları ile doluydu etrafı aydınlatması için bırakılan mumlar eriyip toprakların arasına çoktan karışmıştı gözleri pek etrafı seçemiyordu ancak yanlarında bulunan 6 kişi sanki gece görüş dürbünleri varmış gibi koşar adım aşağıya iniyordu..Merdivenleri bitirdikten sonra kiliseyi boydan boya geçen uzun bir tünele girdiler bu tünel merdivenlerden daha temiz ve aydınlıktı..Tünelin duvarlarında çeşitli resimler vardı bunlardan bazılarını biliyorlardı Hz.İsa Hz.Meryem gibi resimleri seçmişlerdi..Ancak duvarda her resimden sonra sanki ayırım yapmak için kullanılmış bir sima dikkatlerini çekti..daha önce biryerden görmüşler gibi hatırlamaya çalıştılar ama kafaları okadar meşgulduki bir türlü çıkaramadılar..Tünelin sonuna gelmeden sağa doğru döndüler 20 metrelik bir koridor ve koridorun sonunda oldukça aydınlık bir oda vardı..Koridoru geçtikten sonra odadan içeriye karga tulumba atıldılar ve kapı arkalarında kapatıldı..İki Albayda çok kötü düşmüştü ayağa kalkmakta baya zorlandılar bu arada ikisinede oda içerisinde bulunan kişiler yardım ettiler..Albay Okan Ve Murat elleri ve ayakları çözüldükten sonra oda içerisinde bulunan ve kendileri gibi asker olan insanlara baktılar 8 kişiydiler ve hepsi farklı ülkelerin askerleriydi..Amerika Almanya Yunanistan gibi ülkelerden gelmiş veya getirilmişlerdi..Kısa bir şaşkınlığın ardından askerlerin hepsi ayrı köşelere çekilip oturdular..Aynı anda oda içerisinde 4 farklı dilde anonslar yapılmaya başlandı..
1.Konuşmak Yasaktır..
2..Uyumak Yasaktır..
3.Fiziksel Temaslar Yasaktır.
4.Herkes Adının yazıldığı koltuğa oturacak ve ikinci bir Emire kadar orda kalacaktır.
5.Bu kurallara uymayanlar öldürülecektir..
Bunun gibi bir çok anons yapıldı..Albay Okan Ve Murat oda içerisinde bulunan diğer askerler gibi adları yazan koltuğa oturdular..İçlerinde bastırılması bir korku ve merak vardı..
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:44   #13
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:11
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Çeşitli ülkelerden gelen 10 asker tutuldukları odadan birer birer kilisenin ana salonuna alınmaya başlanmıştı..Ana salonun etrafı yüzü maskeli yaklaşık 150 özel tim asker tarafından korunuyordu burası sanki cok özel misafirlerin ağırlanacağı büyük toplantı salonlarına benziyordu alınan güvenlik tedbirlerini görünce..10 asker salonun ön kısmındaki sandalyelere oturtulduktan sonra elleri ve ayaklarındaki zincirler çıkardı..kendilerini getiren adamlar salonun ön bölümünde bulunan küçük sahneye çıkıp yerlerini aldılar..Kilise içerisinde sürekli anonslar yapılıyordu ve bu geldikleri andan itibaren devam ediyordu..Salonun önündeki sahneye iki asker tarafından büyükçe bir perde gerildi hemen önlerine projeksiyon cihazı yerleştirildi..Kendilerine bir şeylerin izlettirileceği kesindi ama ne olduklarına dair en ufak bir fikirleri yoktu..Kilise içerisinde yapılan anonslar kesilmişti..Herkes birini bekliyormuş gibi sessiz bir şekilde beklemeye başladı..Az sonra hoparlörlerden bir kişinin sesi duyulmaya başlandı&10 Asker pür dikkat gelen sesi dinlemeye başladı&konuşan kişi İngilizce olarak konuşmasına başladı..
-Burada bulunan 10 üst düzey askeri yetkililer..buraya getiriliş amacınızı birazdan size anlatacağım..Ama öncelikle sizden buraya getiriliş tarzınızla ilgili özür dilemek istiyorum..Tabiki tasvip etmediğimiz şekillerde buraya getirildiniz ama bunun aksi mümkün değildi..Kendimi size tanıtmıcam zaten beni tanımanızda sizin için okadar önemli değil yalnız kod adımı bilmenizde ilerisi için yarar var..Kod adım Çakal beni herkes bu isimle tanır ve bilir..Sizlerin buraya getiriliş sebebiniz dünya tarihi için çok önemli bir görev size verilmiş bulunuyor..Bu görevin tanımına geçmeden önce sizin bundan önceki yaşamınız ve bundan sonraki yaşamınız hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum..Bugune kadar neler yaşadıysanız neler gördüyseniz neler duyup neler yaptıysanız kimlerle dost kimlerle düşman olduysanız kısacası bugune kadar hayatınızda ne olduysa bugunden itibaren hepsi sizinle beraber öldüler..Burda bulunan 10 asker siz 17 haziran 2006 cumartesi günü çeşitli şekillerde öldünüz..Bu ölüm şekilleriniz birazdan size gösterilecektir..Bundan sonra siz artık yoksunuz yer yüzünde tanıdığınız herkes sizi öldü olarak biliyor ve sizin için hayat artık bundan sonra başlıyor..bundan sonraki hayatınızda sadece dünyamızın geleceği için yapılacak olan çalışmalarda görev alacaksınız ve sadece tek dostunuz olacak oda ben&.Burada çeşitli eğitimlere tabi tutulacaksınız daha sonra sizi cok uzakta bir adaya daha ağır şartlarda eğitim göreceğiniz bir kursa göndereceğiz..orada aldığınız eğitim sonunda dünya tarihinin en büyük ve zorlu görevi için hazır olmuş olacaksınız..Şimdi dilerseniz sizin nasıl öldüğünüzü izleyelim..Bu sansı iyi değerlendirin çünkü kimse kendi cenazesini izleme sansına sahip değildir&.
Dev perdede bir bir görüntüler gelmeye başlamıştı Ana haber bültenlerinde gazetelerin başlıklarında ölüm haberleri yer alıyordu..
Acı Haber iki albay helikopter kazasında hayatını kaybetti.
İnanılmaz ihmal yakıt tankı patladı olayda binbaşı Despatınen öldü..
Aşırı alkol ve hız bir albayın sonunu hazırladı.
Orduda görevli bir albay intihat etti.intihar sebebi araştırılıyor..
Bunlar gibi bir sürü başlık ve haber vardı..Yakınlarını görüyorlardı dağlanan yürekleri acı çeken kalpleri ve isyanı gözler önüne seren gözyaşlarını görüyorlardı..Ne dayanılmaz bir sahneydi 10 asker kendilerinden geçmişti..Annelerini Babalarını kardeşlerini eşlerini akrabalarını arkadaşlarını ve en acı olanı evlatlarının göz yaşlarını görüyorlardı&Perde kapandı ve Çakal yeniden konuşmaya başladı..
-Biliyorum bu görüntüler oldukça üzücü ve acı verici ancak size görevinizi anlatınca bunlara değer olduğunun farkına varacaksınız..Tabiki sizlere belli bir süre verilecek çünkü psikolojik olarak toparlanmanız lazım bunu için sizlere psikolojik destek sağlayacak uzmanlar getireceğiz..Şimdi sizlerin yaşadıklarını yıllar önce bende yaşamıştım ancak yaptığım görevler bunların hepsini unutturdu..Seçilmemdeki sebeb ve sizin seçilmenizdeki sebeb alanlarınızda çok iyi olmanız..Burda yapılan anonslarda sizlerin konuşması birbirinize temas etmesi yasak ancak yarından itibaren bu yasağı kaldırıyorum..şimdilik söyleyeceklerim bu kadar..Hepinize hatıralarınızı yaşamak için 1 hafta süre veriyorum 1 hafta sonra burada geçmişinizle ilgili kafanızda hiçbir şey kalmadan hazır olmanızı bekliyorum..Aksini düşünmek bile istemesiniz..
Sesler kesildi 10 asker zincirleri takıldıktan sonra geldikleri odaya doğru götürüldü..hepsi bitkin üzgün ve ne yapacaklarını bilmeden sandalyelerine oturdular..Hayat artık onlar için bir bilinmezdi ve bu bilinmezi çözmeleri hiçte kolay olmayacaktı..
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:45   #14
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:12
Yer:Türkiye Şehir:Ankara

Suudi Arabistandan gelen Komutan Mahmud ve yanındaki 6 kişilik istihbarat biriminden kişilerle Ankarada Genel Kurmay Başkanlığında Albay Murat Ve Albay Okanın yerine bu göreve atanan Albay Erdal İle birlikte toplantı halindeydiler..Komutan Mahmud oldukça sinirli bir şekilde Albay Murat ve Okanın ölümünün araştırılması gerektiğini savunuyordu.
-Dünyada böyle bir şey mümkün değildir..nasıl olurda bir helikopteriniz düşer iki albayınız ölür ve siz bunun araştırmasını sadece 2 ün tutarsınız ve motor arızası diye rapor hazırlarsınız neden derine inmensinizde yüzeysel araştırma yaparsınız anlamıyorum.. Ölen kişiler sıradan insanlar değildi onlar bizim için cok önemliydi ..
-Anlıyorum sizi komutan mahmud ama burası bizim ülkemiz ve burada bütün kararlar bizim tarafımızdan verilir sizin için bu ölümler garipse araştırabilirsiniz..tabiki bunu için önce kendi devletinizden sonra bizden izin almanız gerekiyor&neyse bu şimdiki konumuz değil sizin aradığınız eski bakanlarınızdan Ahmed Huklevinin Türkiyede olduğu istihbaratını nerden aldınız..
-Orası bende kalsın Türkiyede olduğunu biliyoruz ancak suan için nerde olduğunu bilmiyoruz daha önce nerelerde ikamet etmiş nerelere gitmiş kimlerle temas sağlamış bunları biliyoruz öncelikle bu kişilerle görüşmemiz lazım ondan sonra ikamet ettiği yerleri ziyaret edeceğiz..
-Kim bu kişiler ve yerler..
-Bakan Ahmed buraya geldikten sonra ilk olarak müsteşarlarınızdan Mithat Aktaş tarafından karşılanmış ve 1 hafta Ankara Hilton otelinde konaklamışlar..İlginç olanı aynı odada kalmışlar..Daha sonra yine bir müsteşarınız olan Serdar Nilayıda yanlarına alarak İstanbul Cihangire yerleşmişler yaklaşık 1 aylık bir süre ile burada ikamet edip Amerika Almanya İngiltere Rusya İtalya gibi bazı devletlerin üst düzey yöneticileri ile görüşmeler yapmışlar bu görüşmelerin içeriği hakkında bir bilgiye sahip değiliz..sebebi bilinmeyen bir nedenle müsteşarlarınızdan Serdar Nilayın öldürülmesi ile birlikte Bakan Ahmed ve müsteşar Mithat geciçi süreyle Almanya Dortmunta yerleşmiş..Müsteşar Serdarın öldürülme sebebi ilginçtirki kaçak yollardan Yunanistana kacmaya calışan ancak yakalanan iran kökenli bir kişi tarafından öldürülmüş olması..Bu bizim en büyük ip ucumuz..Bu adamların insan kaçakçılığı yaptığı kesin eğer onları bulursak daha nerelere bulaştıklarını öğreneceğiz ve sizi temin ederim dünya yerinden oynayacak..
-İlginç bir hikaye ancak suan için nerde olduklarına dair bir ip ucumuz yok maalesef&17 Martta Atatürk hava alanından giriş yapmışlar ülkeye ancak ondan sonra herheangi birileri ile temasları olmamış olsa bile bunu biz bilmiyoruz&
-Bulacağız Albay bulmak zorundayız&
Salonun camından Ankarayı seyrediyordu..buralarda bir yerde ve onu almaya geldiğimizi biliyor&
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:46   #15
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:13
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Kahvaltı yapmak için kilisenin yemek salonu çıktılar..ilk geldikleri günden daha rahat hareket edebiliyorlardı..en azından rahatlıkla konuşabiliyorlardı..Eğitimleri daha başlamamıştı..Çakalın verdiği 1 haftalık sürenin dolmasına 2 gün vardı..Zaten ogünden sonra Çakalın sesini daha duymamışlardı..10 askerde bir birleriyle dertleşmişti birbirlerine moral vermişti güzel bir dayanışmaydı..Albay Murat Alman Albay Rauber ile cok iyi anlaşıyordu..Kahvaltıda her zamankinden daha cok çeşit vardı bugünün özel bir anlamı varmı diye düşündüler ama yoktu sıradan birgündü..Etrafı korumakla görevli olan askerlerle konuşamıyorlardı..hep beraber yemek dualarını ettikten sonra kahvaltılarına başladılar..10 Askerden iki tanesi dışında 8 kişi kendine gelmişti yani psikolojik bir sorunları kalmamıştı ancak yunan binbaşı Makoyakıs ile çek cumhuriyeti binbaşılarından Daspetınen bir türlü kendilerini toparlayamamıştı..Herkes onlara elinden geldiğince yardım ediyordu..Çakalın verdiği süre 2 gün sonra doluyordu ve eğer bu sorunları aşamasalar başlarına neler geleceğini tahmin bile edemiyorlardı..Yanlarında bulunan askerler yemek masasına doğru hareketlendi..Ne olduğunu anlamadan iki binbaşıyı masadan kaldırdılar..herkes şaşkın bir şekilde olanları izliyordu..Binbaşılar askerlerin kolları arasında kilisenin baksa bir tarafına getirildi..masada kalan 8 asker birbirlerine baktılar kimse olanlara bir anlam veremedi çünkü Çakalın verdiği süre 2 gün sonra bitecekti bu kadar cabuk infaz olamazdı..Albay Murat dayanamayarak masadan kalktı arkasında bulunan askerin yanına yaklaşarak..
-Binbaşılar nereye götürüldü..
Asker sanki mumyalanmış gibi Albaya bakıyordu ancak hiç bir şey söylemiyordu..
-Bana cevap versene o Binbaşıları nereye götürdüler..
İlginç bir şekilde Asker yine cevap vermedi hatta yerinden bile kımıldamadı..Bu durum Albay Muratı iyice çileden çıkarmıştı..Askerin yakasına yapıştı kendine doğru çekti..3 -4 saniye bu şekilde kaldıktan sonra ürkülerek askeri geriye doğru itti..Masaya dayanarak ayakta kalmaya çalıştı..Albay Okan Ve diger albay ve binbaşılar Albay muratın yanına gelmişti..Albay Murat kendinden geçmiş birşekilde karşısındaki askere bakıyordu.gözleri yuvalarından çıkacakmış gibiydi..Çevresindeki Albaylar ve binbaşılar korkmuşlardı Amerikalı Albay .Melkor hışımla askere doğru yöneldi diğer arkadaşları onu sakinleştirmek için kollarından tutup sandalyeye oturmasını sağladılar..Bu sırada Hoparlörden uzun zaman sonra Çakal konuşmaya başladı..
-Siz bulunduğunuz ortamda rahatlık olduğu zaman bu şekildemi davranırsınız.İlla sizi zinciremi vurmam lazım bunumu istiyorsunuz..Albay Murat cokmu merak ettin Binbaşılara ne olduğunu öğrenmek istermisiniz Ne olduğunu..bunu benden öğrenebilirsiniz sizi ve burayı korumakla görevli askerlerden değil onlarda sizin bildiğinizden fazlasını bilmiyorlar..Makoyakis ve Daspetınen adlı Binbaşılar karantina altındalar..Çünkü onlarda bir virüse rastladık sağlıklarına kavuşunca aranıza katılacaklar..tabiki tersi durumda söz konusu ancak her iki ihtimaldede haberiniz olacak..Merak etmeyin..Albay Murat sizinle özel görüşmemiz lazım geriye kalanlar günlük işlerinizle uğraşın..

Albay Muratın askerde ne gördüğünü herkes merak ediyordu..Ve Çakalın Muratla ne konuşacağını..Albay Murat iki asker arasında Çakalla Yüzyüze olmasa bile görüşmek için yukarı salonlardan birine çıkarıldı..
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:48   #16
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:14
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Albay Murat kilisenin en üst katında eski rahip odasının bulunduğu odaya getirilmişti..yanında ona refakat eden askerler cekilmiş ve odayı kilitlemişlerdi..Albay yaşadığı şoku henüz atlatmış değildi ama Çakalla konuşacak olması ona bir çok soru sorabilecek olması biraz kendine getirmişti..Odadaki boş koltuklardan birisine oturdu oturduğu koltuktan Lefkoşayı görebiliyordu..Ne garip diye düşün bir şehir ikiye bölünmüş durumda yarısı bizde yarısı Rumlarda iki tarafı birbirinden ayıran BM güvenlik bölgesini seçebiliyordu..Hoparlördeki kulak tırmalayıcı seslerle kendine geldi..Çakal konuşmaya başlamıştı..Sesi oldukça boğuk geliyordu ancak anlaşılabiliyordu..
-Evet Albay burada sana anlatacağım her şeyi arkadaşlarınla paylaşacaksın sana anlatacaklarım sizin buraya ne için getirildiğiniz ve sizden ne istediğimiz üzerine ama bu konuya geçmeden önce senin bilip diğer arkadaşlarının bilmediği şeylere açıklık getirmemiz gerekiyor sanırım..Sende bu konuyu ne için burada olduğundan daha çok merak ediyorsun sanırım..Nerden başlayacağımı bilmiyorum..En iyisi en başından anlatmak..Bundan 20 yıl öncesinde Amerika mars gezegeniyle yakından ilgilenmeye başladı bunun sebebini medya ve insanlar yeni yerler keşfi diye bildi ama gerçek çok farklıydı..20 yıl önce tarih 25-06-1976 Amerika Texas kentinin 90 mil kuzey doğusunda bir grup arkeolog tarafından bulunan ki bu arkeolog grubu Nasaya bağlıydılar 2 metre uzunluğunda 35cm eninde ve yaklaşık olarak -220 derece ısıda bir krater parçası buldular..Araştırmalarını genişleten ekip aynı çevrede 6km alanda yaptıkları araştırmada çeşitli boylarda ama aynı ısıda kraterlere rastladılar..Bu kraterler Nasa tarafından 2 yıl boyunca herkesten gizli olarak araştırıldı taki onlar gelinceye kadar..

Sesi garip bir hal almıştı Çakalın..Albay Murat nefesini tutmuş Çakalı dinliyordu.Zoraki bir ses tonuyla ..
-Kimdi gelenler..
-Gelenler Mars gezegeninin sahipleri yani Tuham ırkıydı..asıl yerleşim yerleri başka bir galakside olan bu ırk binlerce yıl önce yaşanan savaşlardan kaçmak için bizim galaksimize gelmiş ve mars gezegenine yerleşmiştir..ayrıca büyük bir topluluklarıda Pluton gezegeninde bulunuyor..Bu kişiler bizden teknoloji olarak binlerce yıl ötedeler..20 yıl önce Nasa telsizlerine girmiş ve bu şekilde bizimle iletişim kurmuşlardı dilimizi biliyorlar yaşayış şekillerimizi biliyor yıllardır bizi izliyorlar ve inanması belki güç olabilir 7 yıl önce dünyamıza çarpacak olan bir meteoru yok etmişlerdi..tabiki bu doğa dışı olaydan dünyamız etkilendi..bunların başında 17 Ağustos ve 12 kasım depremleri geliyor ayrıca bu depremlerden sonra yıllar sonra oluşan tsunamiler tamamen bu meteorun patlatılmasıyla oluşmuştu..Ancak bu meteor patlatılmasaydı dünyamızın %90 sular altına kalacaktı ve tahmine suan 7 milyar olan insan nüfusu 600 milyon civarında olacaktı..Tuham ırkı o seneler bizden sadece bazı maden yardımları alıyordu bizim teknolojik gelişmelerimizin büyük bölümünün fikirleri onlardan gelmişti&Ve bundan 20 yıl sonrasının teknolojileri bile suan hazır durumda..Neyse konuyu fazla dağıtmadan devam edelim..Tuham ırkı yani marslılar ozamanlarda dünya üzerinde bir çok faaliyetlerde bulunmuştu..Hala daha faaliyetlerine devam ediyorlar..İnsanların Ufo dedikleri şey tuhamlılardır.ancak hiçbir şekilde kanıtlanmamıştır..Şuan için Tuhamlıların bizden istediği bir şey yok yalnız bizim onlardan almak istediğimiz bazı şeyler var ve bunları siz alacaksınız..Yıllarca dünyanın her yerinden insanları topladık ve Tuhamlılara çalıştırmak üzere köle gibi verdik..bir çok insan Mars gezegeninde yaşıyor suan ama eski hallerinde değiller..Burda gördüğün askerler bile insan değiller..Gözlerine bakınca Askerlerin göz bebeklerinin üzerinde 3 tane çizgi görmüşsündür..bu çizgiler Tuhamlıların işaretidir..Burdan oraya gönderdiğimiz insanlar bir takım testlerden geçirildikten sonra beyinleri alınıyor ve yapay beyinler yerleştiriliyor tabiî ki bu işlemi her insanda yapmak mümkün olmadığı için bir çoğu orda ölüyor..Beyinleri değiştirilen insanlar daha sonra rokken dedikleri bir madenle kaplanıp tamamen ele geçiriliyor..Ve bu insanlar Mars gezegenin daha doğrusu Tuham ırkının koruyucuları oluyor..Burda yani Türkiyede bulunmalarının sebebi bu sırları bilen insanların korunmasını sağlamak..Sen neden büyük devlet başkanlarının veya önemli iş adamlarının korumalarının yaz kış demeden güneş gözlüğü taktığını zannediyorsun yakışıklı görünmek içinmi karizmatik olmak içinmi..Onların hepsi Tuham ırkı savunucuları..İşte böyle Albay sana bir çok şeyi anlattım daha anlatacağım çok şey var ama bugunluk bukadar yeter sanırım sormak istediğin herhangi bir soru varmı&
Albay Murat şaşkınlıktan ve korkudan konuşamıyordu bile dünya kimler tarafından yönetiliyordu ve dünya üzerinde bilinmeyen ne kadar çok şey vardı..Zoraki bir ses tonuyla ..
-Madem bizimle bugune kada dost oldular neden istediğimiz şeyi doğru dürüst istemiyoruzda farklı bir yolla almaya çalışıyoruz..
-İstediğimiz şeyi öğrenince bu sorunun ne kadar aptalca olduğunu anlayacaksın..Şimdi arkadaşlarına burada sana anlattığım her şeyi anlat..Ve şunu unutmayın bunları bilen insanların yaşamları iki dudak arasındadır..
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:48   #17
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:15
Yer:Türkiye Şehir:İstanbul

Komutan Mahmud ve ona eşlik etmek için Genel Kurmay tarafından görevlendirilmiş olan Albay Erdal İstanbul Aksaray da bulunan Bulvar Oteline yerleşmişti..ilk işleri Ahmed Huklevi ve müsteşar Mithatın kaldığı otele gitmekti..Beraberce kendilerine tahsis edilen zırhlı araçla yola çıktılar Unkapanı köprünü geçtikten sonra şişhana üzerinden Taksim ve ordan Nişantaşına geçtiler..Yol boyunca Saat gece yarısını geçtiği için yol kenarlarında bulunan hayat kadınlarının Trafik ışıklarındaki tacizleriyle uğraşmak zorunda kaldılar..Nişantaşı yaz mevsimi olduğu için oldukça kalabalıktı gidecekleri otel ulaşmak için araçlarından inmeleri gerekiyordu..Araçlarını bir otoparka çekip10 dakika uzaklıktaki otele doğru yürümeye başlamıştı..Komutan Mahmud Suudi Arabistan gece kulupleri ve gece hayatı olmadığı için pek adapte olamamıştı istanbula ancak işi gereği bazı şeylere katlanıyordu..Güzel giyimli oldukları için bir çok kişi tarafında gözle taciz edildiler ancak otele başlarına bir şey gelmeden girdiler..Otel resepsiyonunun önünde durup etrafa şöyle bir bakındılar lobinin ortasında oldukça büyük bir havuz vardı ve otelde kalanların çocukları havuz kenarında garip hareketler yapıp gölgeleriyle oynuyorlardı..resepsiyon görevlisi kibarca&
-Hoşgeldiniz efendim nasıl yardımcı olabilirim..
Komutan Ahmed ceketinin altından kimliğini resepsiyon görevlisine gösterdi ve otel müdürüyle konuşmak istediğini söyledi..Resepsiyon görevlisi başını sallayarak bir üst katta bulunan müdür odasına çıktı..Otelin müdürü 28 yaşında Babası ünlü iş adamlarında Hilmi Tokun kızı Aysun Hanımdı..Aysun hanım aşağıya inip misafirleri karşıladı beraberce otel lobisinin bir masasına oturdular..Aysun hanımın güzelliği ikisinide etkilemişti..
-Buyrun beyler nasıl yardımcı olabilirim size..Polis olduğunuzu söylediler&
-Evet hanımefendi ben Albay Erdal..Arkadasımda Suudi Arabistan yetkililerinden Komutan Mahmud..Buraya 4 yıl önce otelinizde kalan eski bir Suudi bakan Ve eski Türk müsteşarı olan Mithat Aktaş için geldik..
-İyide 4 yıl önceden bahsediyorsunuz hem bize gelen kişilerin bilgileri saklı tutulur ve kişinin izni olmadan hakkında bilgi alamassınız..
-Hanımefendi siz durumun ciddiyetinin farkında değilsiniz sanırım..eğer bu kişiler hakkındaki bilgileri bizden saklar veya vermeseniz bir daha bu otelde kimseyi konuk edemessiniz..
-Beni tehditmi ediyorsunuz siz benim kim olduğumu biliyormusunuz..derhal otelimi terk edin yoksa basınıza cok büyük dertler acarım..
-Biz sizin kim olduğunuzu biliyoruz ancak siz bizim kim olduğumuz ve neyin peşinde olduğumuzu bilmiyorsunuz.
Komutan Mahmud oldukça sinirlenmişti ve lafa daldı..
-Bakın size 10 dakika müsaade ya belgeleri getirin yada oteli başınıza yıkarım..Kaybedecek vakitimiz yok..
-Buna kaba kuvvet derler avukatıma haber vereceğim ayrıca babamada haber vereceğim onlardan isteyin istediklerinizi&
Hızla ayağa kalktı ve resepsiyona doğru ilerlemeye başladı..Komutan Mahmud sinirli bir şekilde ayağa kalkarak silahı çekti havaya iki el ateş etmesi bütün oteli birbirine katmaya yetmişti..herkes bir yerlere kaçışmaya başladı ..Aysun koşar adım odasına doğru çıkmaya başladı komutan Mahmud peşinden koşarak merdivenlerin ilk basamağında genç kadını yakaladı duvara yaslayarak silahı çenesinin altına yerleştirdi&Otelin güvenliği olayların şaşkınlığı arasında silahlarına davrandılar ama Albay Erdal onları ikna etmeyi başardı..Silah sesleri nişantaşında yankılandığı için çevrede bulunan polisler otelin etrafını sarmıştı..Komutan mahmud Aysun hanımı odasının bulunduğu kata doğru itikleye itikleye getirdi.
-Derhal o dosyaları bana ver..yoksa ölürsün..
Aysun Hanım korkudan ağlamaya başlamıştı..karşısında gözü dönmüş bir adam vardı..Yüzündeki damarların atışını görebiliyordu cok korkutucu bir ifadesi vardı Komutan Mahmudun..Aysun hanım çekmecelerden birini karıştırarak 4 tane dosyayı komutana uzattı komutan arkasına bile bakmadan odadan dısarıya cıktı..Kapını önünde bekleyen polisler içeriye girmişler Albay Murat durumu Komisere anlatmıştı..Komutan Mahmud hiç bir şey olmamış gibi otelden dışarıya çıktı ve arabaya doğru yürümeye başladı..
İlk hedef başarılıydı iş adamı Hilmi Tokun dikkatini çekmişti..Ve artık İşadamı ellerinin arasındaydı&
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:50   #18
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:16
Yer:Türkiye Şehir.İstanbul

Komutan Mahmud ve Albay Erdal kaldıkları otelin lobisinde durum değerlendirmesi yapıyorlardı..Komutan Mahmud kolay kolay pes etmeyecek bir yapıya sahipti zaten gözlerine bakılınca ne kadar inatçı tuttuğunu koparan biri olduğu anlaşılabiliyordu..Albay Erdal merakını gidermek için konuyu değiştirdi&
-Anlamadığım Komutan İşadamı Hilmi Tokun bu işle ne ilgisi var neden onu dikkatini çekmek için sert davrandın normal bir şekilde alacağımızı sende biliyordun o bilgileri&
-Bizi sonuca götürecek olan kişi İş adamı Hilmi Tok..eğer yumuşak davranıp sıradan bir inceleme gibi davransaydık bizi fark etmezdi bile ama şimdi kızı çoktan babasına haber vermiştir ve babası bizim kim olduğumuzu ve neyin peşinde olduğumuzu öğrenmeye çalışıyor
-Bunu bulması pek zamanını almaz sanırım çünkü çok önemli bir işadamımız ama ben hala daha bu işle ne ilgisi olduğunu anlamış değilim..
-Biliyorum kolları çok uzundur hemde sizin tahmin ettiğinizden daha uzundur..Hilmi doğrudan olmasa bile bu şebekeye yardım ve yataklık ediyor..Bu sayede milyonlarca dolarlık bir kazanç elde ediyor daha sonra satın aldığı çeşitli işyerleri ve kuruluşlarla bu paraları aklıyor ve siz çok saygın bir iş adamımız diye bahsediyorsunuz..görüyorsunuz değilmi sizin ülkenizi sizden daha iyi biliyorum..
-Bu bilgileri bütün istihbarat uzmanları bilirler benim bilmemem gayet normal ben istihbaratçı değilim..Peki ne yapacağız Hilmi beyin bizi ziyaret etmesini düşünmüyorsun heralde..
-Sen öyle zannet bu gece buraya gelecek Hilmi meraklı adamdır ve bir o kadarda kendini beğenmiştir hiç bir şey olmasa bile kızının hatırı için gelecektir..O zaman istediğimizi alacağız..
-Peki seni daha önce tanıyormuydu..
-Hayır zannetmiyorum ama kim olduğumu ve neden buraya geldiğimi öğrenmiştir.Hazırlıklı gelecektir ancak değişen bir şey olmayacak ve her şeye hazırlıklı ol burası karışabilir..
-Sakın böyle bir şey yapmayı aklından bile geçirme geriye dönüşün olmaz..
Masa üzerinde duran gazeteleri Komutana uzattı..
-Burada ne yazdığını biliyormusun dün aksam ki rezilliğin yazıyor bütün gazeteler haber bültenleri hep senden bahsediyor..Eğer bugünde burada bir olay çıkartırsan hemen sınır dışı edilirsin ve ülkende pekte hoş karşılanacağını zannetmiyorum..
Gözlerini Albay Erdala dikti Komutan Mahmud o sinirli hali geri gelmişti alnındaki damarlar görünür bir şekilde atmaya başlamıştı sert bir ifadeyle.
-Albay benim vatanımdan insanları kaçırıp analarından babalarından evlatlarından eşlerinden ayıran kim olursa olsun bulacağım bu ister iş adamınız olur ister devlet büyüğünüz bu yola baş koydum ya başımı alırsınız yada ben sizin kellenizi&
-Seni anlıyorum görevini yerine getirmeye çalışıyorsun ama burası senin ülken değil ve burada istediğin gibi at koşturamassın atın üzerindeki sensindir ama ipler başkalarının elindedir..
-Sende atın nallarısın heralde&
Komutan Mahmud masadan kalktı odasına doğru çıkmak için asansöre yöneldi..Albay murat komutanın son sözüne baya bir alınmıştı..Çok ukala birisi diye düşünüp kendini avutmaya çalıştı.yanına gelen lobi görevlisi kulağına bir şeyler fısıldadı..Hemen ayağa kalktı ve Komutan Mahmudun odasını aradı&
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:51   #19
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:17
Yer:Kıbrıs Şehir Lefkoşa

Büyük görev için seçilen 8 subay sabahın ilk ışıklarıyla beraber eğitimlere başlamıştı bu eğitimler tamamen bilgi edinme amaçlı eğitimlerdi fiziksel olarak bir eğitim görmiyeceklerdi ama her şartta hareket edebilmeleri için bazı testlerden geçeceklerdi bu testlerin çoğu aldıkları eğitimlerden farklıydı en büyük farkı ise normal aldıkları eğitimde korumalı olarak eğitim alıyorlardı burada ise herhangi bir korumaları yok yani 600 metre yükseklikte uçaktan uçağa geçmek herhangi bir güvenlik önlemi olmadan veya su altında dakikalarca kalmak gibi bu eğitimler dışarıdan bakıldığında ne kadar korkutucu görünse bile burada yer alan 8 subay için belki biraz zorlayıcı olabilirdi ama hepsi bu testlerden geçebilecek bilgi ve yeteneğe sahipti..Çakal her zamanki gibi sesiyle subaylara eşlik ediyordu ilk günlerdeki gibi sert kural tanımaz dediğim dedik değildi daha sakin ılımlı ve sevecen bir şekilde yaklaşıyordu subaylara tabiî ki karşılığını alacaktı çünkü bu subaylar onun eğitimleri sayesinde dünyanın en büyük görevini icra edeceklerdi başarılı olup olmamalarını onların elindeydi ancak Çakal başarılı olacaklarından çok emindi..Kilisenin arka bahçesinde toplanmışlardı..Albay Murat Çakalın söylediği her şeyi arkadaşlarına anlatmıştı kısa süreli şoklardan sonra subaylar kendilerine gelmişti ve yıllardan beri merak edilen sorunun cevabını duymuşlardı evrende yalnız değiliz..Kilisenin bahçesinde buluna 10 tane bölmeden oluşan prefabrik yapıya yöneldiler hepsi teker teker adlarının yazılı olduğu odacıklara girdiler..Odanın içinde 70 ekran bir televizyon bir bardak su ve gösterinin akışını anlatan küçük bir tabela bulunuyordu..Odaların içindeki ses sisteminden gelen kurulum seslerinden sonra Çakalın sesi geldi..
-Arkadaşlar şuanda son kez geçmişe gideceksiniz ve bir daha geçmişe dair hiçbir şey hatırlamıyacaksınız..Bu işlemi yapmayı düşünmüyordum ama eğitimlerdeki gayretinizden dolayı böyle bir uygulama yapmaya karar verdim ancak geçmişinizle ilgili şeyleri izledikten sonra geleceğinizle ilgili tahmini bilgileri ve görüntüleri izleyeceksiniz bu odalardan çıktıktan sonra hiç biriniz ayık olmayacaksınız gösteriler bittikten sonra hepiniz kendinizden geçmiş olarak odalardan çıkarılacaksınız ve 2 gün kendinizde olmayacaksınız bu süre içerisinde sizlerde bazı tıbbi testler uygulayacağız bu testler sizin mars yolculuğunuzda herhangi bir hastalığa maruz kalmamanız için gerekli olan testler..Tabi ki merak ediyorsunuz neden bayıltılıyoruz onunda cevabını vereyim isterseniz..Bu testler bizzat benim tarafımdan yapılıyor ve sizin beni görmeniz yasak bunu daha önce konuşmuştuk zaten ama nefesimi hissedeceğiniz kesin bu bile bir çok insana nasip olmayacak bir şey&Neyse lafı fazla uzatmıyalım sizi geçmişiniz ve geleceğinizle baş başa bırakıyorum 2 gün sonra tekrar burada görüşürüz&
Odacıkların içerisinde bulunan subaylar televizyonun açılmasıyla geçmişlerine doğru yolculuğa çıktılar..Albay Murat Ve Albay Okan diğer arkadaşları gibi geçmişlerini televizyondan izliyorlardı genelde bir çok bölüm foto olarak gösteriliyordu ama son 5-6 sene içerisinde kendilerinin bile bilmediği kamera kayıtları vardı..20 dakikalık bir gösteriydi bu oldukça kısa bir süreydi onlar için geçmişlerini televizyondan izlemek herkese nasip olmazdı en ilginci ise tahmini gelecekleriydi ama garip olan Mars yolculuğunun başarılı bir şekilde bitirilmesiydi ya tam tersi olursa diye düşünürken irkilerek geriye doğru yaslandı aklından geçirdiği Mars yolculuğunun başarısızlıkla sonuçlanması halinde neler olacağını görünce korkuya kapılmıştı..Ne dehşet bir manzaraydı Dünya üzerinde ayakta kalan doğru dürüst bir bina yoktu her yer makinelerle doluydu tam Terminatör filmindeki gibi sahnelerdi bunlar gerçek olabilirmi diye düşünürken odacıklara sıkılan gazla kendinden geçti diğer arkadaşları gibi hayatlarındaki bilinmezler her gün çoğalıyordu ve bu kadar bilinmezi çözmek hiçte kolay olmayacaktı..
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2007, 17:51   #20
Kullanıcı Adı
Ngereklinsan
Standart SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )
Bölüm:18
Yer:Türkiye Şehir.İstanbul

Albay Erdal gelen misafirleri karşılamak için otelin giriş kapısına doğru yöneldi..Komutan Mahmuda haber vermişti..Dışarıda alışılagelmişin dışında bir hareketlilik vardı Hadi bey avukatları korumaları danışmanları asistanları ile birlikte kapı önünde bekleyen Albay Erdalın yanına geldiler..Hadi Bey sakin bir tonla&
-O buradamı.
-evet burada çağırdım asağıya geliyor.Yanlız sizden ricam kendisi biraz asabi bir arkadastır biraz k olmanız..
-Ne kliğinden bahsediyorsun sen benim kızımın otelini basacak bana gözdağı verecek aklınca ve sen benden klik bekliyeceksin güldürme beni albay çekil önümden..
Albay Erdalı iterek otelden içeriye girdi Komutan Mahmud lobiye yeni inmişti merdivenlerden..İş adamını görünce olduğu yerde üç beş saniye bekledi daha sonra lobide biraz önce oturdukları koltuklara yöneldi..Albay Erdal aşağılanmanın verdiği sinirle İş adamı Hadinin yanında hızla geçerek Komutanın Mahmudun oturduğu koltuklardan birine oturdu..Hadi bu anlamsız tavırlara anlamadı zaten pekte umrunda değildi..Sert bir ifadeyle..
-Sen kim oluyorsunda benim ülkemde benim otelimi basıp kızımı tehdit edip evrakları alıyorsun ve aklınca bana gözdağı veriyorsun ben senin başlarınla bile muhattab olmam onlar bile bana ufak gelir önümde el pençe dururlar hangi cüretle bu şekilde saçma bir şey yapabildin..Bu yaptıklarının cezasız kalacağınımı zannediyorsun..
-Ne yapacaksınız beni öldürecekmisiniz yoksa kaçırıcakmısınız..
-Ne demek istiyorsun sen..Beni neyle itham ettiğinin farkındamısın sen..
-Gayet farkındayım ne söylediğmin ve yaptıklarımın İş Adamı Hadi büyük iş adamı Hadi zavallı yoksul insanların üzerinden milyonlarca dolar para kazanan hadi insan kaçakçılığın eksik kalmıştı değilmi..herşeyi biliyorum ve her şey belgeleriyle elimde ya şimdi şuraya otur ve adam gibi konuş yada seni Suudi Arabistan insanlarını kaçırıp köle ticareti yapmaktan yargı önüne atarım ayrıca burada değil Suudi Arabistanda yargılanırsın ve cezan İdam olur..
-Güldürme beni senin bu anlattıklarına çocuklar bile inanmaz..beni hangi belgelerle yargılayacaksın otelden aldığın birkaç parça müşteri listesiylemi..Ben otelde devlet başkanları ağırladım ne yani onlarıdamı bu işle yargılıcan..
-Neden olmasın çamur birine bulaştıktan sonra hepsi beraber batarlar..
Komutan Mahmud ayağa kalktı Hadinin yanına giderek ceketinin içinden çıkardığı kelepçeleri Hadinin bileğine geçirdi..
-Seni İnsan kaçakçılığı yaptığından dolayı tutukluyorum..
Albay Erdal başta olmak üzere otelin lobisinde bulunanlar bu beklenmedik durum karşısında şaşkınlıktan ölebilirlerdi..İş Adamının Avukatları telaş içinde bir şeyler anlatıyordu..
-Bu yasal değil siz bizim ülkemizin polisi değilsiniz..Yargılamadan infaz yapıyorsunuz..Başınıza büyük belalar açtınız..
Korumalar Komutan Mahmudun üzerine doğru hareketlendi..Komutan Seri bir hareketle İş adamının boynuna silahını dayadı ve kendine doğru yasladı..
-Kıpırdayan olursa ölür&Açılın şimdi önümden ..
Otelin önü ana baba günü gibiydi otel görevlileri çoktan polis çağırmıştı..Komutanın buradan çıkması imkansızdı..Albay Erdal ne yapacağını bilmeden Komutanı iknaya çalışıyordu..Ancak Komutan Mahmudun geri dönmeye niyeti yoktu çıkış kapısına doğru yöneldi dışarıdaki polislerin silahları Komutanın üzerine çevrilmişti..Televizyonlar yayınları kesip olayı canlı olarak yayınlıyordu bütün devlet ayağa kalkmıştı sanki..Suudi Arabistan büyükelçisi başbakanlığa çağırılmıştı&Heryer karışmış gibiydi Komutan Mahmud soğukkanlı biriydi ve İş adamını buradan alamdan gitmeyecekti..
Ngereklinsan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım