AK Gençliğin Buluşma Noktası
Genel Tarih Devlet tarihleri ve kültürleri.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-24-2010, 09:12   #11
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart


İNKA’ların kayıp şehri bulundu
Machu Picchu, bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir.

24 Temmuz 1911de III. Hiram Bingham, Machu Picchu'yu (İnka'ların kayıp şehri yeniden keşfetti. Machu Picchu, bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir. And Dağları 'nın bir dağının zirvesinde, 2.360 m yükseklikte, Urubamba Vadisi üzerinde İnka'lı bir hükümran olan Pachacutec Yupanqui tarafında 1450 yılları civarında inşa ettirilmiştir.

İspanyol istilacılar 1532 yılında buraları işgal ederken sık dağlar arasında kalmış bu şehir, istilacılar tarafından fark edilmemiş ve bu sayede zarar görmemiştir. Machu Picchu 200 den fazla, merdiven sistemiyle birbirine bağlı olan taş yapıdan oluşur.Şehrin 3000 basamağı bugün hala gayet iyi durumdadır. 7 Temmuz 2007 tarihinde,Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir.

YUNANİSTAN’DA CUNTA YÖNETİMİ SONA ERDİ

24 Temmuz 1974’te Yunanistan’da yedi yıldır süren cunta yönetimi sona
erdi; sürgündeki Konstantin Karamanlis hükümeti kurmak üzere geri döndü.

LİBYA-MISIR SAVAŞI SONA ERDİ

24 Temmuz 1977’de dört gün süren Libya-Mısır savaşı sona erdi.

LOZAN ANTLAŞMASI İMZALANDI

24 Temmuz 1923’te günümüz Türkiye'sinin sınırlarının çizildiği Lozan Antlaşması
imzalandı. Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lausanne
(Lozan) şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa,
İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve
Yugoslavya temsilcileri tarafından, Lozan Üniversitesi salonunda imzalandı. TBMM
Hükümeti Lozan Konferansına katılarak Misak-ı Milli'yi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de
bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye
ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus degişimi, savaş
tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik,
siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında
anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır. Taraflar arasında
karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923'te tekrar başladı 23 Nisanda
başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etti ve bu tarihte Lozan Barış
Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlandı.

SADIK AHMET VEFAT ETTİ

24 Temmuz 1995’te Sadık Ahmet vefat etti. 7 Ocak 1947 yılında, Gümülcine
vilayetinin küçük Sirkeli köyünde dünyaya gelen Batı Trakya Türkleri'nin lideri Dr.
Sadık Ahmet, ilköğrenimini kendi köyünde, orta ve lise öğrenimini Gümülcine'deki
Celal Bayar Lisesinde tamamladı. 1966-67 yılında önce Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesine bir yıl sonra da Selanik Üniversitesi Tıp fakültesine giren Sadık Ahmet,
1974 yılında bu fakülteden hekim olarak mezun oldu. Batı Trakya Türkleri'nin
ilk siyasal partisi olan Dostluk, Eşitlik ve Barış (DEB) partisini kurdu. (13 Eylül
1991) Evli ve Levent ile Funda adında iki çocuk babası olan Dr. Sadık Ahmet; Batı
Trakya Türk azınlığının haklarının imza altına alındığı Lozan barış antlaşmasının
yıldönümü olan 24 Temmuz 1995 günü şüpheli bir trafik kazasında hayata veda etti.

İNGİLİZLERİN FİLİSTİN’İ İŞGALİ BM’DE ONAYLANDI

24 Temmuz 1922’de Birleşmiş Milletler İngilizlerin Filistin’i işgalini onayladı.
İngilizlerin 1918'de Filistin topraklarını işgal etmeleri zamanın Mekke şerifi ve
bugünkü Ürdün krallığının kurucusu Şerif Hüseyin'in yardımıyla oldu. İngiliz dışişleri
bakanı Artur Belfur tarafından 1917'de Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi devleti
kurdurulacağı yolunda bir deklarasyon yayınlandı. Çok geçmeden İngilizler Filistin
topraklarını işgal ettiler. İngiliz işgali 24 Temmuz 1922 tarihinde bugünkü Birleşmiş
Milletler konumunda olan Milletler Cemiyeti tarafından onaylandı ve Filistin toprakları
resmen İngilizlerin vesayetine verildi.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-26-2010, 09:12   #12
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart


MATBUAT KANUNU KABUL EDİLDİ

25 Temmuz 1931’de Cumhuriyet döneminin ilk basın yasası olan Matbuat Kanunu kabul edildi. 1931'de kabul edilen yeni Matbuat Kanunu, baskıcı hükümler getirerek, gazete ve dergilerin ulusal siyasete aykırı yayın yapmaları halinde bakanlar kurulu kararıyla kapatılabileceğini öngören, özgür yayıncılığı tehdit eden 50. Madde ile sürekli kullanılan bir baskı aracı haline sokuldu.

KORE’YE ASKER GÖNDERİLMESİNE KARAR VERİLDİ

25 Temmuz 1950’de Bakanlar Kurulu Kore’ye 4500 kişilik bir askeri birlik göndermeye karar verdi. Kore Savaşı, 1950-1953 yılları arasında Kuzey Kore ile Güney Kore arasında yapıldı.Savaş, ABD ve Müttefiklerinin, daha sonra da Çin Halk Cumhuriyeti'nin müdahalesiyle uluslararası bir boyut kazandı. Sovyet baskısına karşı müttefikler arayan ve bu sebeple NATO'ya girmek isteyen Türkiye, bu isteklerini daha kolay elde etmek ve Amerika'ya yakınlaşmak amacıyla Kore Savaşı'na bir tugay yolladı. Savaş,2007'de Güney Kore ve Kuzey Kore arasında imzalanan barış antlaşmasına değin kâğıt üzerinde devam etti.

ATATÜRK’Ü KORUMA KANUNU KABUL EDİLDİ

25 Temmuz 1951’de Atatürk Kanunu Meclis’te kabul edildi. DP hükümeti, 1950 yılının Aralık ayı sonlarında çıkardığı ikinci bir kararnameyle ise devlet daireleri ile makam odalarında bundan böyle sadece Atatürk resimlerinin asılacağını, başka şahsiyetlerin, yani İsmet İnönü’nün resimlerinin asılamayacağını da ilan etti. Hükümetin bu kararı Atatürk büst ve heykellerine saldırıyla karşılık buldu. DP’liler de, bu eylemleri ve kışkırtanları tehdit eden bir kanun çıkarmaya karar vererek “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” ismiyle bir taslak hazırladılar. Ancak 1924 Anayasası’nın tek tek kişilerin lehine çıkarılacak her türlü kanunun açık bir dille yasaklamış bulunması sebebiyle, 7 Mayıs 1951 günü Meclis Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde 141’e karşı 146 oyla tasarı reddedilerek, komisyona geri gönderildi. O sırada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev yapan Alman Prof. Ernst Hirsch’ tasarının “Atatürk’ün Hatırası Aleyhine İşlenen Suçlar” şeklinde bir değişiklikle tasarının Anayasa’ya aykırı olmasının önüne geçti.

NAZIM HİKMET VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILDI

25 Temmuz 1951’de Türk şair Nazım Hikmet'in Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi.


TÜRKİYE AMERİKAN ÜSLERİNE ELKOYDU

1975 Türkiye İncirlik dışındaki bütün Amerikan üslerine el koydu. 1974’te CHP-MSP koalisyon hükümetinin kararıyla yapılan Kıbrıs Harekatına karşılık, ABD Türkiye’ye silah ve kredi ambargosu koydu. Amerikan Kongresi’nin Türkiye’ye silah satışını ve askeri kredileri durdurma kararı alması üzerine; 9 Şubat 1975 ’te dönemin TC hükümeti bir açıklama yaparak ABD’nin tutumunu hasmane bir tutum olarak nitelendirdi. ABD’nin hasmane tutumunu devam ettirmesinden dolayı TC hükümeti, 25 Temmuz 1975’te Bakanlar Kurulu kararı ile Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşmasını feshetti, Söz konusu karar ile Türkiye’deki 20 den fazla ortak savunma tesislerinin faaliyetleri, İncirlik ortak savunma tesisinin NATO görevi saklı kalmak kaydıyla, 26 Temmuz 1975 tarihinden itibaren durdurularak Türk Silahlı Kuvvetlerinin denetimine alındı.ABD’nin 6 Ekim 1975’te ambargoyu kaldırmasının ardından üslerin yeniden kullanımına izin verildi.


ÜRDÜN-İSRAİL ARASINDA SAVAŞ BİTTİ

25 Temmuz 1994’te Ürdün Kralı Hüseyin ile İsrail Başbakanı İzak Rabin savaş durumunu sona erdiren deklarasyonu imzaladılar.


TARIK BİN ZİYAD İSPANYA’YA ÇIKTI

25 Temmuz 711Tarık Bin Ziyad İspanya’ya çıktı. İspanya'daki Vizigot Krallığı'nın son kalıntılarının arasındaki karışıklık, çekişme ortamında İspanyol Yahudileri ve bazı Vizigot yöneticilerinin daveti üzerine Tarık Bin Ziyad İspanya'ya 711 yılında çıkarak önemli birçok şehri fethetti. İspanya'daki karışıklıklardan istifade etmek isteyen Musa bin Nusayr, Tarık bin Ziyat'ı 7000 kişilik bir kuvvetle İspanya üzerine görevlendirdi. 7000 kişilik ordusu ile Cebelitarık Boğazı'nı (ki boğaz Cebelitarık adını Tarık Bin Ziyad'dan almıştır) geçen Tarık bin Ziyad İspanya'ya çıkar çıkmaz ilk iş olarak gemilerini yaktırarak askerlerinin geri dönme umudunu kırdı. Askerlerine şu tarihi sözleri söyledi: “—Arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır. Düşmanın silahı, teçhizatı ve erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da düşmanın elinden sahip olabileceğiniz vardır.” Daha sonra Carteya ve Algeziras kentlerini aldıktan sonra Vizigot kralı Rodriguez'in asker toplayıp üzerine geldiğini haber alınca Musa bin Nusayr'dan yardım istedi. Gelen 5000 kişilik yardım kuvveti ile birlikte Rio Barbeta'da Rodriguez ile karşılaştı. Tarık bin Ziyad Vizigot kralını ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu başarının ardından Musa bin Nusayr da 10.000 kişilik bir kuvvetle İspanya'ya geçti ve daha fazla ilerlenmemesini buyurdu. Ancak Tarık bin Ziyad ortamın müsait olduğunu düşünerek harekatına devam etti. Toledo'yu ele geçirdi. Ardından Kurtuba, Archidor ve Libire kentlerini ele geçirdi. Bu arada orduyla buluşan Musa bin Nusayr buyruğunu dinlemediği gerekçesiyle Tarık bin Ziyad'a askerin önünde büyük hakaretlerde bulundu ve onu kırbaçlattı. Bundan sonra İslam orduları Saragossa, Aragon, Leon kentlerini ele geçirdi. İspanya'nın fethinden sonra Musa bin Nusayr burada bazı komutanlar ve askeri birlikler bıraktı ve Şam'a döndü. Yanında götürdüğü Tarık Bin Ziyad'ı Halife Hişam'a şikayet etti. Halife yaptığı araştırmada İspanya'nın gerçek fatihinin Tarık bin Ziyad olduğunu öğrendi onu cezalandırmadı ama ülkesine de geri göndermedi. Tarık Bin Ziyad ölümüne kadar Suriye'de yaşadı.

ESTERGON KALESİ FETHEDİLDİ

25 Temmuz 1543’te Estergon Kalesi fethedildi. Estergon Kalesi Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin 60 km kuzey batısında Tuna nehri kıyısında yer alan ve Osmanlı tarihinde büyük bir önem taşıyan bir kaledir. Macaristan sınırları içinde olan ve Tuna nehrini tepeden gören bir kaledir. Estergon Kalesi Kanuni Sultan Süleyman zamanında ilk defa Osmanlıların eline geçti. Kalenin bulunduğu bölge bir sancakbeyliği haline getirilerek Budin Beylerbeyliğine bağlandı.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-27-2010, 11:07   #13
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Arrow


KOYUNHİSAR SAVAŞINI OSMAN GAZİ KAZANDI

27 Temmuz 1302’de Osmanlı Beyliği ile Bizans İmparatorluğu arasındaki Koyunhisar Savaşı, Osman Gazi'nin zaferiyle sonuçlandı. Osman Bey, Koyun Hisarı civarında 27 Temmuz 1302 tarihinde Bizans askerlerini mağlup ederek beyliğini etrafa tanıtmış oldu. 18 Temmuz’da başlayan bu savaş Osmanlı ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan ilk savaştı. Bu savaşla Osmanlı Devleti Bizans'a karşı gücünü gösterdi. Osmanlılar Bizans tekfurlarının güçlü ordusunu yenerek zaten zayıflamış olan Bizans'ın gücünü iyice zayıflattı. Bursa'nın kuzeyi hariç üç tarafı Osmanlı topraklarıyla çevrildi.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI BAŞLADI

27 Temmuz 1914’te Avusturya, Sırbistan'a resmen savaş ilân etti ve I. Dünya Savaşı başladı.29 Temmuz 1914 tarihinde Avrupa'da başlayan savaş dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle "Dünya Savaşı" olarak adlandırıldı. Dört yıl süren savaş, 1918 yılında sona erdi. I. Dünya Savaşı, Avrupa'da dört merkezi devlete karşı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş devletin bulunduğu, o tarihe kadar görülmemiş ilk dünya savaşıydı.

KORE SAVAŞI SONA ERDİ

27 Temmuz 1953’te iki milyondan fazla kişinin öldüğü Kore Savaşı sona erdi. Ateşkes anlaşması Panmuncon'da imzalandı. Kuzey kore çinle batı bloğu arasında tampon bölge haline geldi. Kore Savaşı, Güney Kore'de 1950-1953 yılları arasında yapılı. Savaş, ABD ve Müttefiklerinin, daha sonra da Çin Halk Cumhuriyeti'nin müdahelesiyle uluslararası bir boyut kazandı. Kore Savaşı sonunda Kore'nin bölünmüşlüğü korundu ve bugüne kadar gelen birçok sorun miras kaldı. Savaş,2007'de Güney Kore ve Kuzey Kore arasında imzalanan barış antlaşmasına değin kâğıt üzerinde devam etti.

SURİYE’DE SİYASİ MAHKUMLAR AFFEDİLDİ

27 Temmuz 2000’de Suriye'nin yeni devlet başkanı Beşşar Esad ülkesindeki siyasi mahkumların geri kalan cezalarını affettiğini açıkladı.

İSTANBUL’DA BOMBA PATLADI

27 Temmuz 2008’de İstanbul Güngören’de, 2 ayrı patlama meydana geldi. Patlamada 18 kişi hayatını kaybetti, 154 kişi yaralandı. Olayın failleri kısa süre sonra yakalanarak cezaevine konuldu.

AYASOFYA’DA NAMAZ KILINDI

27 Temmuz 1967’deMüslüman Gençler Ayasofya’da namaz kıldılar. Katolik Kilisesi dini lideri Papa VI. Paul'ün Ayasofya'yı ziyareti ve orada turistlerle birlikte dua etmesini protesto etmek için Ayasofya önünde bir basın toplantısı düzenlendi ve akabinde 1943 yılından bu yana ilk kez Ayasofya’da namaz kılındı.

KIBRIS’TA TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI KURULDU

27 Temmuz 1957’de Kıbrıs'ta Türk Mukavemet Teşkilatı, TMT kuruldu. 1 Nisan 1955'te faaliyete geçen ve Kıbrıslı Türklere saldırmaya başlayan, Türk köylerini yakıp yıkan EOKA'ya karşı, Türk halkının savunmasını yapacak bir örgütlenme ihtiyacı duyan Kıbrıs Türkleri, önceleri çeşitli direniş grupları oluşturmuştu. Ancak, dağınık, küçük ve eğitimsiz olan bu mukavemet gruplarının askerî bir yapıya sahip EOKA karşısında, Türk halkının savunmasını yapması mümkün olmadı. Bu eksikliği gidermek amacıyla 27 Temmuz 1957'de Türk Mukavemet Teşkilatı kuruldu.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-28-2010, 15:45   #14
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart


YILDIRIM BEYAZID ESİR DÜŞTÜ

28 Temmuz 1402’de Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid, Ankara Savaşı'nda Timur'a yenilerek esir düştü. Ankara Muharebesi diye meşhur olan bu savaş Anadolu'daki Osmanlı hâkimiyeti ile İstanbul’un fethini yarım asır geciktirdi. Yaklaşık 70 bin kişilik Osmanlı ordusuna karşılık, Timur'un ordusu 160 bin kişiydi. Ankara yakınındaki Çubuk Ovası’nda yapılan savaşın başlangıcında Osmanlılar üstün bir duruma gelmişlerdi. Fakat Osmanlı ordusundaki Kara Tatarların ihaneti ve Anadolu Beylerine bağlı tımarlı sipahilerin Timur tarafına geçmeleri, harbin Osmanlılar tarafından kaybedilmesine sebep oldu. Bu savaşla birlikte Osmanlı devletinde Fetret Devri başladı.

III. SELİM ÖLDÜRÜLDÜ

28 Temmuz 1808’de Osmanlı Padişahı III. Selim, İstanbul'da IV. Mustafa'nın emriyle boğularak öldürüldü. Sarayda çok güzel bir şekilde yetiştirilen III. Selim edebiyata ve güzel yazı yazmaya çok meraklı idi. Yazmış olduğu hat ve levhalardan bazıları cami ve türbelerde asılmıştır. 1807'de olan Kabakçı ihtilali ile Üçüncü Selim tahttan indirildi. Bir sene sonra da 46 yaşında iken şehid edildi.

HAMBURG BOMBALANDI

28 Temmuz 1943'te II. Dünya Savaşında Hamburg gece-gündüz bombalandı. İngiliz ve Kanada uçakları geceleri, ABD uçakları gündüzleri Hamburg'u bombaladı. Bu bombalamalarda 9.000 ton patlayıcı kullanıldı, 42.000 den insan öldü ve 280.000 bina yıkıldı.

ÇİN’DE DEPREM OLDU

28 Temmuz 1976’da Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tangşan bölgesinde deprem oldu. Büyüklüğü 8,2 olarak ölçülen deprem en şiddetli ve can kaybı en yüksek depremler arasında yerini aldı. Bu depremde 242.769 kişi öldü, 164.851 kişi yaralandı.

AK PARTİ KAPATMA DAVASI GÖRÜŞÜLMEYE BAŞLADI

28 Temmuz 2008’de AK Parti aleyhine açılan kapatma davasının görüşülmesine başlandı. Anayasa Mahkemesi davayı esastan görüşmeye başladığını açıklayarak en hızlı şekilde görüşmelerin bitirileceğini duyurdu.

KERKÜK’TE BOMBALAR PATLADI

28 Temmuz 2008’de Kerkük’te bombalar patladı. Irak parlamentosunda, Türkmen şehri Kerkük’ün çözümü ve ülkede yerel seçimlerin imkan sağlayacak yasa tasarısını 22 Temmuz 2008’de Kürtlerin boykotuna rağmen, Meclisin oylamasına sunuldu ve oylama sonucunda tasarı salt çoğunlukla kabul edildi. 28 Temmuz 2008 tarihinde Kürt grupları, çeşitli şehirlerden Kerkük’e gelerek protesto gösterisi düzenlediler. Protesto yürüyüşü esnasında bir intihar saldırısı gerçekleşti. 15 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin yaralandığı saldırı sonrası Kerkük tam bir iç savaş alanına döndü.

BAĞDAT PAKTI’NIN DEVAMI KARARLAŞTIRILDI

28 Temmuz 1958'de Londra'da toplanan zirvede Paktın varlığını sürdürmesi kararlaştırıldı. Türkiye, Irak, İngiltere, İran ve Pakistan arasında kurulan Ortak Savunma ve Bölgesel İşbirliği Teşkilatı olarak kurulan Bağdat Paktı Daimi Konseyi, Kasım 1955'te düzenlediği ilk toplantısında, teşkilat merkezinin Bağdat'ta olmasına ve teşkilat içinde Daimi Askeri Komite ile Ekonomik Komite kurulmasına karar verdi. Bağdat Paktının kurulmasının birçok faydaları olduğu gibi, Ortadoğu'da Pakta üye olan devletlerle, olmayan devletler arasında ayrılığa sebep oldu. Hatta Pakta üye olmayan ülkeler, üye ülkelerin, Batılıların denetimine girdiğini iddia ettiler. Böylece gerginlikler baş gösterdi. 14 Temmuz 1958'de Irak'ta krallığın devrilmesi Paktın geleceğini tehlikeye düşürdü. 28 Temmuz 1958'de Londra'da toplanan zirvede Paktın varlığını sürdürmesi kararlaştırıldı. ABD ile ayrı ayrı güvenlik antlaşmalarının imzalanması karara bağlandı. Bu toplantıya Irak katılmadı. 24 Mart 1959'da da Pakttan çekildiğini resmen açıkladı. Paktın adı 21 Ağustos 1959'da Merkezi Antlaşma Teşkilatı (Central Treaty Organisation= CENTO) olarak değiştirildi. Teşkilatın merkezi Ankara oldu. Böylece siyasi, ekonomik ve askeri bakımdan elle tutulur bir fayda getirmeyen Bağdat Paktı sona erdi.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-29-2010, 15:06   #15
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart


MISIR OSMANLI ORDUSUNU YENDİ

29 Temmuz 1832’de İbrahim Paşa komutasındaki Mısır ordusu, Osmanlı ordusunu yenilgiye uğrattı. Mısır Osmanlılar kadar Fransız ve İngilizlerin de ilgisini çeken bir ülkeydi. Osmanlı Rusya’yı da yanına çekerek Fransızları Mısır’dan çıkardı. Fransızlar bunun zerine Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yı destekleyerek Osmanlıya karşı başarılı olmasını istediler. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki ordu Osmanlı ordusuna karşı Antep’e kadar ilerledi. 29 Temmuz 1832’de Balyan’da yapılan savaşı kazanan İbrahim Paşa imzalanan Kütahya anlaşmasıyla Antep ve çevresi Mısır ve Osmanlı arasında sınır olarak kaldı.

ADOLF HİTLER İŞÇİ PARTİSİ BAŞKANI OLDU

29 Temmuz 1921’de Adolf Hitler, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin başkanı oldu. Adolf Hitler doğdu. Hitler, Almanya'da I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Büyük Buhran'dan güç kazandı. Propaganda ve karizmatik bir dille, alt ve orta tabakanın ekonomik istemlerine ümit veriyordu; bunun yanında da belli bir seviyede nasyonalizm, anti-semitizm ve anti-komünizm de sunuyordu. Ekonominin tekrar kurulması, yeniden silahlandırılmış bir ordu ve totaliter ve faşist bir rejimle; Hitler saldırgan bir dış politika izleyerek Alman "yaşam alanı"nı genişletmek amacıyla Polonya'ya saldırdı. Yıldırım savaşı (Blitzkrieg) taktikleri ile Mihver Devletleri ittifakı ile birlikte Avrupa'nın büyük bölümünü ve Asya'nın bir kısmını istila etti. ABD'nin II. Dünya Savaşı'na Müttefiklerin tarafına katılması ve Kızıl Ordu'nun ilerlemesi ile Alman ordusu gerilemeye başladı. Sovyet güçlerinin 23 Nisan 1945'te Berlin'e girmesi ile III. Reich'in yıkılacağı kesinleşmişti. İstila edilen Berlin'de; Hitler, eşi Eva Hitler ile yeraltı sığınağında 30 Nisan 1945 günü intihar etti. Cesedi vasiyeti üzerine takipçileri tarafından yakıldı. 7 Mayıs 1945'te Alfred Jodl'ın imzaladığı teslim belgesiyle Nazi Almanyası tamamen yok oldu.

AEK KURULDU

29 Temmuz 1957’de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (AEK) kuruldu. Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren bağımsız, uluslararası bilim ve teknoloji temelli bir organizasyon olan AEK, Nükleer Bilim ve Teknolojinin barışçıl amaçlarla kullanılması ve planlanmasında üye ülkelere destek sağlamaktadır. Nükleer Güvenlik Standartlarını hazırlayan bünyesindeki denetim mekanizması ile ülkelerin taahhütlerini yerine getirmesini kontrol etmektedir. AEK belirli ülkelerin nükleer çalışmalarını görmezden geldiği için sık sık eleştirilere de maruz kalmaktadır.

MANŞ TÜNELİ ANLAŞMASI İMZALANDI

29 Temmuz 1987’de Margaret Thatcher ile François Mitterrand, Manş Tüneli'nin inşasına ilişkin anlaşmayı imzaladılar. Manş Tüneli, İngiltere ile Fransa'yı denizden birbirine bağlayan 147 km’lik tünel 38 km’lik su altı uzunluğuyla yeryüzünün en uzun su altı tünelidir. Manş Tüneli yüzyılımızın mühendislik harikalarından biridir. 14.000 işçinin görev aldığı bu projede, milyonlarca metrik tonluk taş, toprak ve çamurun atılması için son derece gelişmiş kazı makineleri kullanılmıştır. Bunlardan devasa iki kazıcı, kocaman birer solucan gibi, kanalın iki ucundan kazmaya başlamıştır. Her biri bir lazer ışını yardımıyla yönlendirilmiştir. Tünel, Fransa ve İngiltere ortak yapımıdır.

İRAN’DA SEÇİMLERİ RAFSANCANİ KAZANDI

29 Temmuz 1989’da İran devlet başkanlığı seçimlerini Haşimi Rafsancani kazandı. Ali Ekber Haşimi Rafsancani 25 Ağustos 1934’te Rafsancan’da doğdu. 1989-1997 arasında İran İslam Cumhuriyeti'nin 4. Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdü. Humeyni’nin 1962'de sürgüne gönderildiği dönemde ülkede Humeyni için yardım toplayanların önderliğini üstlendi. Şahın devrilmesinden sonra 1979'da Humeyni İran'a dönünce onun önde gelen yardımcılarından biri oldu. İslami Cumhuriyetçi Parti'nin kuruluşunda önemli rol oynadı. Devrim Konseyi'nde görev aldı. Devrimin ilk yıllarında içişleri bakanlığını üstlendi. 1980'de meclise seçildi ve meclis başkanlığına getirildi. Dokuz yıl boyunca meclis başkanı olarak görev yaptı ve zamanla İran'ın ikinci güçlü kişisi konumuna geldi. İran-Irak Savaşı (1980-1988) sırasında etkili rol oynadı. Ağustos 1988'de savaşı sona erdiren ateşkesi kabul etmesi için Humeyni'yi ikna etti. 2005 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk turda daha fazla oy almasına rağmen, ikinci turdaki rakibi Mahmud Ahmedinejad'a geçilerek, yenildi. Halen, İran İslam Cumhuriyeti Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Başkanlığını yürütmektedir.

NASA KURULDU

29 Temmuz 1958’de Amerika’da Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA kuruldu. ABD 'nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olan kurum, 1 Ekim 1958 tarihinden itibaren faaliyet göstermeye başladı. NASA, Ay'a dönük Apollo uçuşlarında, Skylab uzay istasyonu ve daha sonra uzay mekiği gibi çalışmalarla ABD'nin uzay çalışmalarına yön verdi. Günümüzde NASA, Uluslararası Uzay İstasyonunu desteklemekte ve yeni Ares I ve Ares V iniş araçlarını geliştirmektedir. Uzay programı çalışmalarının yanı sıra uzun vadeli sivil ve askeri roket çalışmaları da NASA'nın çalışma alanlarının arasındadır.




















Dünya Bülteni / Tarih Servisi

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-01-2010, 06:49   #16
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart


İTALYA’DA DEPREM OLDU

30 Temmuz 1629’da Napoli'de (İtalya) deprem oldu. 10.000 kişi öldü.

MEKKE’DE PROTESTO GÖSTERİSİ YAPILDI

30 Temmuz 1987’de Mekke’de Hac sırasında İranlı hacılar Amerika Birleşik Devletleri aleyhine gösteri yaptı. İran’lı hacılar 1987 yılı Hac mevsiminde, "Amerika'ya ölüm", "İsrail'e Ölüm", "Rusya'ya Ölüm" sloganlarıyla bir gösteri yürüyüşü düzenlemişlerdi. Suud yönetimi silah ve zehirli gazlar kullanarak bu gösteriyi dağıttılar ve 402 Müslüman hacıyı öldürdüler.

ÇEÇENİSTAN’LA RUSYA ARASINDA ANTLAŞMA İMZALANDI

30 Temmuz 1995’te Çeçenistan ile Rusya arasındaki savaşa son veren bir dizi anlaşma Grozni’de imzalandı. Anlaşmaya göre; Ruslar, Çeçenistan'daki askerlerini çekecek, Çeçenler de savunma maksatlı olmayan silahlarını teslim edeceklerdi.

AKP DAVASI SONUÇLANDI

30 Temmuz 2008’de Anayasa Mahkemesi tarafından Adalet ve Kalkınma Partisine açılan kapatma davası sonuçlandı. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın 14 Mart 2008′de AKP’nin ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ olduğu iddiasıyla hazırladığı iddianameyle ilgili olarak raportör Osman Can’ın AK Parti’nin kapatılmasına gerek olmadığı yönünde görüş bildirmişti. Mahkeme AK Parti kapatma davasında 6 ya karşı 5 oyla kapatma istemini reddetti. AK parti Hazine yardımlarının yarısından mahrum bırakılacaktı.

POLANYA OSMANLI DEVLETİ’NİN HİMAYESİNE GİRDİ

30 Temmuz 1577’de o zamanki adıyla Lehistan Rusya’nın siyasi emellerine engel olmak için Osmanlı Devleti ile anlaşma yaparak, Osmanlı Devleti’nin himayesine girdi. Lehistan 10 yıl Osmanlı Devletinin himayesinde kaldıktan sonra tekrar bağımsız bir devlet olarak dünya tarihinde yerini aldı.

CENEVRE KONFERANSI SONA ERDİ

30 Temmuz 1974’de İngiltere ve ABD’nin garantörlüğünde Türkiye ve Yunanistan’ın katıldığı Cenevre Konferansı düzenlendi. Konferansta kabul edilen protokole göre Kıbrıs’ta iki farklı devletin bulunması kabul edildi. Özel Kıbrıs Türk yönetimi kabul edilerek Türkiye’nin geçici olarak bölgede asker bulundurmasına izin verildi.



Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-01-2010, 11:18   #17
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart



KIBRIS ADASI FETHEDİLDİ


01 Ağustos 1571’de Lala Mustafa Paşa Venedik Cumhuriyetine ait Kıbrıs adasını fethetti. Mısır'ın alınmasından sonra, Venedikliler Memlûk Sultanlığı'na Kıbrıs için verdikleri vergiyi Osmanlılara vermeye başlamıştı. Kıbrıs adasının Rum halkının, baskılarından bunaldıkları Venediklilere karşı yardım istemesi üstüne, Kıbrıs’ın fethi kararlaştırdı. Ekonomik, stratejik ve coğrafi yönden çok önemli olan Kıbrıs Seferi'nin kolay olacağı düşüncesiyle Lala Mustafa Paşa Kıbrıs Seferi'ne taraftar olurken, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ise yeni bir Haçlı Seferine yol açacağı endişesiyle Kıbrıs'ın fethine muhalif kalmıştı. 1 Temmuz 1570’te adaya asker çıkarmaya başlayan Osmanlı ordusu, 22 Temmuz’da Lefkoşa’yı kuşatıp 9 Eylül’de de ele geçirdiler. Baf, Limasol ve Larnaka kalelerinin de alınmasından sonra adanın en güçlü olan kalesi Magosa 18 Eylül 1570’te kuşatıldı. Kış mevsiminin yaklaşması nedeniyle kaleyi ablukaya almakla yetinen Türk ordusu 1571 baharında yardımcı birliklerin de gelmesiyle, Magosa kalesini karadan ve denizden kuşatmaya başladı. Türk ordusunun yoğun taarruzu altında önemli kayıplara uğrayan Magosa'daki Venedik garnizonu 1 Ağustos’ta teslim olmak zorunda kaldı


İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KURULDU


01 Ağustos 1933’te İstanbul Üniversitesi’nin kuruldu. Osmanlı Devleti'nde Avrupa tarzında modern bir üniversite kurma girişimleri 1846'da başlamıştır. 1863, 1870 ve 1874'teki başarısız denemelerden sonra nihayet II. Abdülhamit'in fermanıyla 31 Ağustos 1900'de Darülfünûn-ı Şahane adı verilen ilk üniversite açılmıştır. İstanbul Üniversitesi, işte bu kurumun doğrudan devamıdır. 4 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla ilk ve orta öğretimi devletleştiren Cumhuriyet yönetimi, Darülfünun'un özerk statüsüne kuşku ile yaklaşmıştır. Yönetim ile üniversiteyi karşı karşıya getiren ilk olay, 1923'te Cumhuriyet'in ilanı üzerine bir kutlama mesajı gönderilmesi teklifine, Darülfünun Talebe Birliği genel kurulunun, "üniversitenin siyasi akımların dışında kalması kanaatiyle" karşı çıkması oldu. İkinci bir olay, harf devrimi konusunda bazı Darülfünun hocalarının çekinceler ifade etmeleri idi. Ancak bardağı taşıran damla, Atatürk'ün 1930'dan itibaren benimsediği Türk tarih ve dil tezlerine Darülfünun'un ilgi göstermemesidir. 1930 Aralığındaki Darülfünun ziyareti sırasında, "Ankara, Ege, Aka, Eti, ata, arkeos, amiral, kaptan" kelimelerinin kökeni hakkında sınadığı bazı profesörlerin kuşkucu yaklaşımları, Atatürk'ü kızdırmıştır. 1932 Türk Tarih Kongresinde, bazı profesörlerin (Mehmet Ali Ayni ve Zeki Velidi Togan gibi) açıkça, tevil ve yumuşatma yoluyla Cumhurbaşkanının tezlerine karşı çıkmaları, Darülfünun'un sonunu getirdi. Kongreden iki ay sonra Türk tarih tezinin ateşli savunucusu, eski İstiklal Mahkemesi hakimi Dr. Reşit Galip Maarif Vekili tayin edilerek, üniversiteye çeki düzen vermekle görevlendirildi. 1933 Temmuzunda çıkarılan 2252 sayılı yasa ile Darülfünun ve ona bağlı bütün kurumlar, kadro ve örgütüyle lağvedildi. Yerine İstanbul'da Maarif Vekâletine bağlı yeni bir üniversite kurulması öngörüldü. İstanbul Üniversitesi 1 Ağustos 1933'de yeni bir kadro ve yapıyla açıldı. 1 Kasım 1933'de Türkiye'nin "ilk ve tek" üniversitesi olarak eğitime başladı.

TÜRKİYE NATO’YA BAŞVURDU

01 Ağustos 1950’de Türkiye NATO’ya başvurdu. Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kollektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. NATO'nun kuruluşuna karşı, SSCB ve Doğu Bloğu ülkeleri kendi savunma durumlarını gözden geçirmişler ve 1955'te Federal Almanya'nın NATO'ya alınması üzerinde de Varşova Paktı'nı kurmuşlardır. Böylece Soğuk Savaş olarak anılan ve 1991'de Varşova Paktı'nın kendini lağvetmesine kadar süren kutuplaşma da iyice belirginleşmiştir. Türkiye ve Yunanistan 1952 yılında eş zamanlı olarak NATO'ya kabul edilmiştir.

TÜSİAD KURULDU

01 Ağustos 1971’de TÜSİAD kuruldu. Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği olarak kurulan TÜSİAD uzun bir süre bu alanda tek kurum olarak işlev gördü. 1990’lı yıllarda Türk siyasetine yön verme girişiminde bulunan kurum bu alanda kurulan diğer kurumların etkin olması sebebiyle eski gücünü kaybetti.

OSMAN GAZİ VEFAT ETTİ

01 Ağustos 1326’da Osman Gazi vefat etti. Osman Gazi 1258 yılında Söğüt’te doğdu. Batı Anadolu’da Söğüt Ovası ile Domaniç Yaylasında yaşayan Kayı Aşiretinin Beyi Ertuğrul ‘un oğlu olan ve 15-16 yaşlarından itibaren kılıcı cengaver biri olarak tanınan Osman Gazi gücü cesurluğu ve yakışıklılığıyla nam salmış bir yiğit olarak tanınmıştır. 19 yaşındayken Malhatun ile evlenen Osman Gazi’nin iki oğlu olmuş, büyüğüne Selçuk Alaeddin küçüğüne de Orhan adını vermiştir.1281 yılında babası Ertuğrul’u kaybeden Osman Gazi, babasının vefatından sonra Osman Kayı Aşiretine Bey olmuştur. Osman Gazi’nin ilk fethettiği kale, İnegöl yakınlarındaki Kulaca Hisardır. Daha sonra Karacahisarı’da fethettiği yerler arasına ekleyen Osman Gazi, birçok savaştan galibiyet sonucuyla çıkmış ve tüm Anadolu’da cengâverliğiyle büyük nam salmıştır. Osmanlı Devleti’nin büyümesine zemin hazırlayan Osman Gazi, 1326 yılında vefat etmiştir. Kulacahisar ve Karacahisar'ı alınca Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud, I. Osman'ı ödüllendirdi. 1299 yılında İnegöl'ü alması Osmanlı Devleti'nin kuruluşu olarak kabul edildi. 1302 yılında, ilk kez Bizans İmparatorluğu ordusuyla Koyunhisar Savaşı yapıldı. Bu savaşı Osmanlılar kazandı. Yapılan savaşlardan sonra 1315 yılında Bursa'yı kuşattı. Savaş sırasında hastalandı. 1324 yılında, devlet işlerini oğlu I. Orhan'a bıraktı. Ancak padişahlığı fiilen devam etti. 01 Ağustos 1326 yılında nikris hastalığı yüzünden, hayatını kaybetti.


BELGRAD KUŞATILDI

01 Ağustos 1521’de Osmanlı orduları, Belgrad'ı kuşatma altına aldı. Belgradın ilk muhasarası, buranın stratejik önemini anlayan Sultan İkinci Murad tarafından gerçekleştirildi. 1441 senesinde Evrenosoğlu Ali Bey komutasında bir ordu gönderen Murad, sonra kendisi de giderek kaleyi altı ay kuşattı. Ancak, salgın hastalığın artması ve zayiatın fazla olması, muhasaranın kaldırılmasına sebep oldu. İkinci muhasara, Fatih Sultan Mehmed tarafından yapıldı. Padişah, 150.000 kişilik bir ordu, 200 gemi ve toplarla 13 Haziran 1459da Belgrad önlerine vardı. Papanın teşvikiyle Haçlı ordusu, kalenin yardımına gelip içeri girmeye muvaffak oldu. Yapılan taarruzlardan sonra, 22 Temmuz günü kaleye girildi. Fakat kale içindeki tedbirsiz hareketler sonunda yapılan karşı hücuma dayanılamayarak geri çekilindi. Fatih, askerin başına bizzat geçerek, kaleden gelen taarruzu durdurdu. Padişahın bu muharebede yaralanması, askerlerin yorgunluğu, Belgrad muhasarasının kaldırılıp geri çekilmeye sebep oldu. Osmanlılar, bundan sonraki zamanda, devamlı olarak Belgradın fethi için zaman kolladılar. Kanuni Sultan Süleyman, Macar Kralı İkinci Lajosa gönderdiği elçiye yapılan kötü muameleden dolayı, sefer açılmasına karar verdi. Kanuni Sultan Süleyman, ordusu ile Belgrad yakınlarına ulaşıp Zemun yakınlarında yüksek bir yere otağını kurdurup, 01 Ağustos 1521 günü muhasara emrini verdi.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-02-2010, 10:18   #18
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart



Tarihte bugün meydana gelen önemli olaylardan bazıları şöyle:

OSMANLI’DA SEFERBERLİK İLAN EDİLDİ

2 Ağustos 1914’te Osmanlı ile Almanya arasında gizli işbirliği anlaşması imzalandı, Osmanlı'da seferberlik ilan edildi. 28 Haziran 1914 Saraybosna suikastiyle başlayan birinci Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 Avusturya-Macaristan, Sırbistan'a savaş ilanıyla devam etti. 1 Ağustos 1914 Almanya Rusya'ya harp ilan ederken Osmanlı ile gizli bir anlaşma imzalandı ve 2 Ağustos 1914’te Osmanlı’da seferberlik ilan edildi.

KUVEYT İŞGAL EDİLDİ

2 Ağustos 1990’da Saddam Hüseyin önderliğindeki Irak, Kuveyt'i işgal etti. Kuveyt Emiri Şeyh Cabir es-Sabah, Suudi Arabistan'a kaçtı. Bu olayla birinci Körfez Savaşı başladı. Bu savaş ABD öncülüğünde, Birleşik Krallık, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla Irak arasında gerçekleşti. Irak'ın Kuveyt'i işgali genelde Saddam Hüseyin'in politikalarına bağlansa da tarihsel olarak sorun 1932 ve 1961'de gündeme gelmiş, hatta Irak Temmuz 1961'de burayı ilhak ettiğini açıklamış ama İngiltere'nin karşı koymasıyla bundan vazgeçmek zorunda kalmıştı. İran-Irak Savaşı'nın 1988'de sona ermesinden sonra Saddam rejimi Kuveyt'in kendisine ait petrolü çaldığını ve üretimi yüksek tutarak petrol fiyatlarının düşmesine neden olarak Irak'ı zarara uğrattığını ileri sürmüş ve bu ülkeye 50-80 milyar ABD Doları civarında tahmin edilen borcunun silinmesini istemişti. Bu konuda yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca Irak 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgal etti. Saddam Hüseyin yönetimi uluslararası çağrılara rağmen ısrarlı bir tutumla Kuveyt'teki kuvvetlerini çekmeyi reddetti ve 8 Ağustos 1990'da Kuveyt'i Irak'ın 19. ili olarak ilhak ettiğini açıkladı. Birinci Körfez savaşının sonunda Irak Kuveyt’ten çekilmek zorunda kaldı ve tümüyle işgal edildi.

ŞİLİ ve ARJANTİN ANLAŞTI

2 Ağustos 1991’de Şili ve Arjantin bir yüzyıldan fazla bir zamandır aralarında süren sınır anlaşmazlıklarına bir anlaşma imzalayarak son verdi.

MUHAMMED HATEMİ İRAN CUMHURBAŞKANI OLDU

2 Ağustos 1997’de Muhammed Hatemi İran İslam Cumhuriyeti'nin yeni başkanı oldu. Seyyid Muhammed Hatemi 29 Eylül 1943 yılında İran’ın Yezd şehrinde doğdu. Mayıs 1997'de yapılan seçimlerde oyların % 69'unu alarak cumhurbaşkanı seçildi. Hatemi, 2001 Haziran’ın da yapılan seçimde de bu kez yüzde 77 oy oranıyla yeniden seçildi. 1997 - 2005 arasında İran İslam Cumhuriyeti'nin 5. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.

RADİSLAV KRSTİC 46 YIL HAPSE MAHKUM OLDU

2 Ağustos 2001’de soykırım suçlusu Sırp general Radislav Krstić 1995 temmuzunda Srebrenica’da (Bosna-Hersek) binlerce Müslümanı katlettiğinden Lahey’deki Savaş Suçları Mahkemesi tarafından 46 yıl hapse mahkum edildi. Dönemin Yugoslavya’sının parçalanmasının ardından başlayan savaşta Srebrenitsa Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge ilan edilen 6 bölge arasına alınmıştı. Srebrenitsa, güvenli bölge ilan edildiği için savaştan kaçan birçok kişi bölgeye gelerek sığınma ihtiyacı hissetti. Kentte yaklaşık 400 Hollanda barış gücü askeri görev yapıyordu. General Ratko Mladiç komutasındaki Sırp kuvvetler, Srebrenitsa’ya saldırılarını sürdürüyordu. Kentteki Boşnak Müslümanların silahları ise daha önceden toplanmıştı. Boşnaklar kendilerini korumak için silahlarını istediklerinde silahlarının geri verilmesi talebi BM askerleri tarafından reddedildi. Sırplara uyarı olsun diye yalnızca iki F16 uçağı kentin üstünde uyarı uçuşu yaptı. BM Barış Gücü’nün Fransız komutanının emriyle bir gece aniden Hollandalı askerler kenti boşalttı. Ardından da tarihin en karanlık sayfalarından biri yaşanmaya başladı. General Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar, 11 Temmuz 1995’te kente girerek, Boşnak Müslüman erkekleri katletti. Ölenlerin kimlik tespitini zorlaştırmak için de cesetleri parçalayarak, 60’tan fazla toplu mezara gömdüler. Soykırımın sorumluları hakkında Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde açılan davada bugüne kadar sadece 15 civarında kişi yargılandı. Bu kişilerden ilki Sırp General Radislav Krstiç oldu. Krstiç, 46 yıl hapse mahkûm oldu. Soykırımın sorumlularından olan bir başka isim Radovan Karadziç’in yargılanması ise sürüyor. Soykırımın asıl sorumlusu General Ratko Mladiç ise halen yakalanamadı.

MECLİS-İ MEBUSAN SÜRESİZ TATİL EDİLDİ

2 Ağustos 1914’te Meclis-i Meb’usan’ın süresiz tatil edildi. Osmanlı döneminde 1876 Anayasası’nda öngörülen ilk parlamento 19 Mart 1877’de toplandı. İki dönem halinde yaklaşık 6 ay çalıştıktan sonra 13 Şubat 1878’de II. Abdülhamid tarafından süresiz tatil edildi. Bu tatil 30 yıl kadar sürdü. Anayasanın 24 Temmuz 1908’de yeniden yürürlüğe konması ile 17 Aralık 1908’de yeniden meclis açıldı. Üç dönem olarak 2 Ağustos 1914’e kadar aralıklarla çalışan parlamento, bu tarihte yeniden süresiz tatile girdi. 12 Ocak 1920’de toplanan son Osmanlı parlamentosu İstanbul’un işgalinden iki gün sonra son kez toplandı. 11 Nisan 1920’de de feshedildi.

BULGAR ÇETECİLER AYAKLANDI

2 Ağustos 1903’te Makedonya’da 30 bin civarında Bulgar çeteci Türk yönetimine karşı ayaklanma başlattı. Ayaklanma bastırıldı ama Makedonya’nın Osmanlı’dan kopartılması için de her türlü girişim başlatıldı. Yürürlüğe konulan reform programının takibi, Alman, Fransız, İtalyan, İngiliz ve Rus müfettişlere bırakılırken vergi toplama işi de Osmanlı Bankası’na terkedildi. II. Abdülhamit’in baskılara boyun eğmesine itiraz eden İttihat ve Terakki Cemiyeti, Sultanı vatana ihanetle suçladı. Genç subaylardan Koloğası (Resneli) Niyazi ve Binbaşı Enver dağa çıkıp çetecilik faaliyetine başladı. İttihat ve Terakki Cemiyeti denetimindeki Manastır Ordusu ayaklandı. Karışıklıklar öylesine yaygınlaştı ki, II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908′de II. Meşrutiyet’i de kabul etmek zorunda kaldı.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-03-2010, 13:56   #19
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart



Tarihte bugün meydana gelen olaylardan bazıları şöyle:

235 GENERAL VE AMİRAL EMEKLİYE SEVKEDİLDİ

3 Ağustos 1960’ta aralarında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın da bulunduğu 235 general ve amiral, emekliye sevk edildi. Genelkurmay başkanlığına Cevdet Sunay getirildi. Millî Birlik Komitesi, ordunun üst kademesinin neredeyse tamamına yakınını bir anda emekliye ayırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden EMİNSU olarak ilk emekli edilenler, sayıları 235'i bulan generaller oldu. Geriye sadece 15 general kaldı. MBK üyesi Suphi Karaman, 7 Ağustos'ta, yanında Basın Yayın Umum Müdürü Ahmet Yıldız ve MBK üyesi Numan Esin'in de bulunduğu basın toplantısında "Mahruti (altı daire ve üstü sivrilerek bir noktada birleşen, huni şeklinde olan) sistemin sağlanması için 235 generalden sonra Ağustos ve Eylül aylarında da binbaşı, yarbay ve albay olmak üzere 1960 yılı için 2 bin civarında üst rütbeli subayın emekliye sevk edileceğini açıkladı.

III. MAKARİOS ÖLDÜ

3 Ağustos 1977’de Kıbrıs Rum’larının lideri Başpiskopos III. Makarios, kalp krizi geçirerek öldü. Spiros Kipriyanu, geçici olarak Kıbrıs liderliğine getirildi. Başpiskopos III. Makarios Kıbrıs Ortodoks Kilisesi başpiskoposu Güney Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı idi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleşmesi amacıyla başlatılan Enosis hareketinin önderleri arasında yer aldı. Yunanistan'daki askeri cuntanın düşmesinden sonra Makarios, adanın bölünmesine yönelik çabalardan sonuç alamadan öldü.

İDAM CEZASI KALDIRILDI

3 Ağustos 2002’de AB'ye uyum çerçevesinde kabul edilen yasayla, savaş ve yakın savaş tehdidi halleri dışında idam cezası kaldırıldı. AB Uyum Yasa Teklifi'nin, savaş ve yakın savaş tehdidi halleri dışında idam cezasını kaldıran birinci maddesi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.

İNGİLTERE GEMİLERİMİZE EL KOYDU

3 Ağustos 1914’te İngiltere Sultan Osman ve Reşadiye gemilerine el koyduğunu resmen açıkladı. Osmanlı Devleti, donanmayı güçlendirmek için teşebbüse geçmiş ve İngiltere'ye 40'a yakın irili-ufaklı gemi siparişinde bulunmuştu. Birine o dönemde tahtta bulunan Sultan 4. Mehmed Reşad'dan dolayı Reşadiye, diğerine de Sultan Osman-1 adı verilen gemilerin alınabilmesi için bütçe yeterli olmadığından geniş bir bağış kampanyası düzenlenmiş, kahvelerde, halkın toplu olarak bulunduğu yerlerde, müsamerelerde ve eğlencelerde, hatta öğrencilerin eline kumbaralar verilerek bayramlarda bile para toplanmıştı. Yüksek miktarda bağışta bulunanlara “Donanma İane Madalyası” verilmişti. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na sürüklendiği günlerde İngiltere gemileri vermekte tereddüt ediyordu. Churchill, Sultan Osman'a el koymanın çok büyük bir diplomatik karmaşaya sebep olacağını bilmekle beraber, İngiliz Armadasının önüne çıkabilecek böylesi bir gemiyi teslim etmek istemiyordu. 3 Ağustos 1914'te Sultan Osman ve Reşadiye'ye el konduğu resmen açıklandı.

NİJER FRANSIZ SÖMÜRGESİNDEN KURTULDU

3 Ağustos 1960’ta Nijer Fransız sömürgeliğinden kurtıldu. Nijer toprakları 19. yüzyılın sonlarında Fransız sömürgeciler tarafından işgal edildi ve 3 Ağustos 1960 tarihine kadar Fransız işgalinde kaldı. Bağımsızlık sonrasında ilk cumhurbaşkanı İlerici Nijer Partisi'nin lideri Hamani Diori oldu. Hamani Diori Fransız işgalcilerle iyi ilişkiler içinde olan ve Fransızlar tarafından desteklenen biriydi. Onun işbaşına getirilmesi de tamamen Fransızların oyunuyla oldu. Dolayısıyla Fransız sömürgeciler Nijer'in bağımsızlığını tanımakla bu ülkeden elde etmekte oldukları çıkarlardan bir şey kaybetmediler. Diori'nin yönetimi 15 Nisan 1974 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbeyle sona erdi ve yerine Seyni Kunçe geçti. Onun ölümü üzerine 14 Kasım 1987'de Albay Ali Saibu cumhurbaşkanı oldu. Ali Saibu, 1993'te çok partili rejime geçilinceye kadar bu görevde kaldı. 27 Mart 1993'te gerçekleştirilen çok partili seçimlerde muhalefetteki Değişim Güçleri İttifakı'nın adayı Mahamane Osmane cumhurbaşkanlığına seçildi.

AKINCILAR DERGİSİ’NİN İLK SAYISI YAYIMLANDI

3 Ağustos 1979’da Akıncılar hem sözü geçen düşüncelerini yaygınlaştırmak, hem var olan kitlesinin hissi birlikteliğini ve eğitimini gerçekleştirmek amacıyla AKINCILAR isimli on beş günlük siyasi bir dergi çıkarmışlardı. Derginin ilk sayısı "Hayat İman ve Cihad'tır" sözünü kapak edinerek çıktı. "Başlarken" yazısında kendilerini DİRİLİŞ NESLİ olarak isimlendirmeleri ilk bakışta dikkat çekiyordu. Derginin yazarları arasında Sadik Albayrak, Rasim Özdenören, Arif Altunbaş, Zeki Can, Akif İnan gibi isimler bulunuyordu.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-04-2010, 11:40   #20
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart



ZİŞTOVİ ANTLAŞMASI İMZALANDI

04 Ağustos 1791’de Osmanlı-Avusturya devletleri arasında Ziştovi Barış Antlaşması, Ziştovi kasabasında imzalandı.

KIZILHAÇ KURULDU

04 Ağustos 1870’de Kızılhaç Derneği İngiltere'de kuruldu.

ENVER PAŞA ÖLDÜRÜLDÜ

04 Ağustos 1922’de Enver Paşa, Türkistan'da öldü. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kurucu ve önderleri arasında bulundu. 1913'te Babıali Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağladı. 1914'te Almanya ile askeri ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'na girmesine sebep olarak savaş yıllarında "Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili" sıfatıyla askeri politikayı yönetti. 1. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine, Almanya ve Rusya'da Türk halkları'nın biraraya getirme amaçlı pek çok faaliyette bulundu. Sovyet hükümetinin desteğini kaybettikten sonra Orta Asya Türklerini, Rus işgaline karşı ayaklandırmak amacıyla gittiği Türkistan'da Bolşevik Ruslar'a karşı yaptığı bir çatışma sırasında öldü. Tacikistan'daki naaşı 1996 yılında Türkiye'ye getirildi ve ölüm yıldönümü olan 4 Ağustos 1996'da Şişli Abide-i Hürriyet Tepesi'ne defnedildi. Törene dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bakanlar ve Enver Paşa'nın torunları katıldılar.

ORTAK PAZAR YÜRÜRLÜĞE GİRDİ

04 Ağustos 1971’de Ortak Pazar'a geçiş protokolü yürürlüğe girdi. Ortak pazar, ürün düzenlemeleri ve üretim faktörleri (sermaye, işgücü ve yatırımcılık) üzerine birtakım ortak politikalarla dolaşım serbestliği getirilmesini sağlayan bir tür gümrük birliğidir. Pazarda ortaklığın amacı, ortak ülkeler arasında anapara, işgücü, mallar ve hizmetin olabildiğince hızlı hareket edebilmesidir. Bu ortaklık iktisat literatüründeki ekonomik entegrasyonun dördüncü aşamasıdır.

ALİ KUŞÇU VEFAT ETTİ

04 Ağustos 1474’te Ali Kuşçu vefat etti. Gökbilimci ve kelam alimi olan Ali Kuşçu, 1403 yılında Semerkant'ta doğdu. Babası Muhammed, Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için, ailesi "Kuşçu" lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, Bursalı Kadızâde Rumî, Gıyâseddin Cemşîd ve Muînuddîn Kâşî’den matematik ve astronomi dersi aldı. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman'a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i Kamer (Ay Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i Tecrîd adlı eserini yazdı. Ali Kuşçu, Semerkant ve Kirman'da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey'e yardımcı ve rasathanesine müdür oldu. 1449'da hacca gitmek istedi. Tebriz'de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Osmanlı Devleti ile barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan'ın sözcülüğünü yaptıktan sonra II. Mehmed'in davetiyle İstanbul'a geldi. Osmanlı - Akkoyunlu sınırında II. Mehmed'in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya medresesine müderris oldu. Ali Kuşçu, 04 Ağustos 1474 tarihinde İstanbul'da öldü.

VADİYÜSSEYL SAVAŞI YAPILDI

04 Ağustos 1578’de Vadiyüsseyl Savaşı yapıldı. 1576 yılında Saadilerden Abdülmelik, Fas Kralı yeğeni Muahmmed al-Mütevekkil'i devirmek ve tahta geçmek için Osmanlılar'dan yardım istemiş, hatta Osmanlıların Tunus'u fethiyle sonuçlanan sefere (1574) de katılmıştır. 1576 yılında tekrar Fas'e giren Osmanlı ordusu al-Mütevekkil'i devirerek Abdülmelik'i tahta çıkarmıştır. Böylece Fas ülkesi de Osmanlı himayesine girmiştir. Devrik Sultan al-Mütevekkil Portekizlileri yardıma çağırınca, Portekiz Kralı Sebastiao ile al-Mütevekkil'in bir yanda, Osmanlı ordusunun desteklediği Abdülmelik'in diğer yanda çarpıştığı Vadiyüsseyil Savaşı meydana geldi. Savaş neticesinde üç kral da maktul düşmüş, Portekiz ordusu iki yıl sonra İspanya egemenliğine düşecek kadar (1580) örselendi. Portekiz Donanması Tanca açıklarında Osmanlılarca imha edilerek Osmanlı yanlısı Ahmed al-Mansur tahta çıkarıldı. Osmanlılar, geride devre dışı kalmış, hatta egemenliğini kaybetmiş bir Portekiz ile Cezayir için tehdit arzetmeyen ve Osmanlı'ya eğilimli bir Fas sultanı bırakarak Fas topraklarından çekildiler.
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
ertuğrul özgül, tarih'te bugün


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog Pendik Oto Ekspertiz çarşamba pasta