AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Gençlik Münazara AK Parti Gençliğin fikir akımı yaptığı bölüm.


Konu Kapatılmıştır
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-27-2008, 16:56   #1
Kullanıcı Adı
parabol
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Konu : Ülkenin hızlı kalkınmasını sağlayan kamu sektörü müdür, özel sektör mü?


A TAKIMI : Özel sektördür (LüGat - Yavuzsultanselim) saat= 20.00-22.00



B TAKIMI : Kamu sektörüdür (Mavera - ENGİNEER) saat= 22.00-00.00



Lütfen takımlar yukarıda yazılı saatler aralığında mesajlarını eklesinler... Bu saatler dışında mesaj eklemek kabul edilmeyecek.. Eklenirse mesaj silinecektir..

 

parabol isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-28-2008, 21:48   #2
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Yaşlı amcamın gözlerinden sevinç akıyordu: "Şu hökümet ne güzel etti de şu özel hastaneleri faaliyete geçirdi. İlk defa bir doktordan bu kadar güzel muamele gördüm. Somurtuk, hasta birşey dese de azarlasam gururundaki doktorların şerrinden kurtulduk Allah'a şükür..Dün dizime özel hastaneye gittim mest oldum doğrusu, bana beyfendi dediler, dizimi hiç görmediğim makinalardan geçirdiler, hiç bilmediğim tahliller yaptılar.Bunları da mı görecektik ? "

Haklısın sevgili amca...

Hızlı kalkınmanın günümüzdeki karşılığı, doğru işletim stretejisi, geniş ar ge çalışması, profesyonel işletmeciliktir.

Devlet sektörü ve özel sektör arasındaki bir kaç karşılaştırmayla başlayalım:

- Bir kere devlet sektörü, salt kamu yararını gözetip karlılığı esas almazlar. Amaç sözümona millete hizmettir ne var ki hizmet götürme amacındaki kamu personeli çoğu zaman devlet kurumlarını "hizmet alacakları" müesseseler olarak mütalaa eder.Bu da, özellikle ülkemizde çok rahat gözleneceği üzere, siyasetin kirli çarklarının da etkisiyle kurumların köhneleşmesine yol açmaktadır.

- Devlet sektörünün kar-zarar endişesi taşımaksızın, "devlete sırtını dayama" rehaveti hemen her zaman kurumları hizmet anlamında, gelişmişlik anlamında yerinde saydırır. Kamu sektöründen daha fazlasını beklemek isabetli olmaz zira onları karlılığa yöneltecek ne bir denetim mekanizması, ne kaynak, ne motivasyon araçları mevcut değildir.

- Devletin kaynaklarını ekonomik yatırımlara ayırması onun adalet, emniyet, güvenlik konularına eğilimini güçlendirecektir.

- Ayrıca dünyadaki gelişme konsepti özel sektörün ağır bastığı bir yapıya dönüşmektedir. Ab'yle müzakere aşamasında olan bir ülkenin dünyadaki ekonomik yapılanmalara yabancı kalması herhalde düşünülemez. Dünya ekonomileriyle entegrasyonun gereği bu.




 
Alt 03-28-2008, 21:57   #3
Kullanıcı Adı
YavuzSultanSelim
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Değerli yönetici arkadaşlarımız ve sevgili üyeler

Bugünkü konumuz ülkemizi ve diğer ülkeleri yakından ilgilendiren bir konu. Özellikle gelişmekte olan ekonomiler için çok önemli bir konu.
İsterseniz biraz geçmişe dönelim. Devletle ilgili olan sorunlar için her zaman tarihten yararlanmak faydalıdır. Özellikle o devlet bizim devletimiz ise kesinlikle tarihe bakmak lazım.

Bu yıllar da her kesimin üzerinde durduğu bir Kelime var. Küreselleşme.

Nedir Küreselleşme?


Biz küreselleşmeye farklı ülkelerin ekonomilerinin birbirine bağımlı ve birbirine girmesine deriz.
Şu anki dünya ekonomisine bakacak olursak. Yıl 2008; Bütün Devletlerin ekonomisi neredeyse birbirine girmiş. Özel sektörler özellikle ekonomik olarak devletlerden daha güçlü bir yapıya bürünmüş.



Şu soruyu kendimize soralım arkadaşlar. Bir Devlet nasıl kalkınır?


Ekonomisiyle, Diplomasi gücüyle. Ekonomiyi geliştirmek için gelir-gider oranını ayarlaması lazım. Eğer bu eşitliği sağlarsa Ekonomosi hızla büyür. Bir ülkenin en büyük gelir kaynağı ise vergilerdir. Vergilerini tıkır tıkır alan bir devletin sırtı asla yere gelmez.
Bu yıllara bakacak olursak, kendi ülkemizden örnek veriyorum. Bugünkü açıklanan rakamlarda İstanbul vergi rekortmeni İş adamı Aydın Doğan seçilmiştir. Aydın Doğan’ın devlete vergi olarak verdiği ücret ise yaklaşık “10 milyon YTL” dir.


Birde işin reklam tarafını düşünmek lazım. Bir devlet düşünün ki ekonomisini geliştirmesi ve ülkesine yabancı turist çekmesi için reklama ihtiyacı vardır. Devletin ABC, BBC, CANAL + vs… gibi yabancı kanallarda kendi reklamını oynatmasını bekleyemeyiz. Devletin reklamını yapacak kurumlar ve kuruluşlar Özel sektörlerdir. Tabi bir de Spor takımlarımızı ve Milli takımlarımızı unutmamak lazım


Bugün bir devlet kurumunda çalışan mı yoksa gelir-gider düzeyi üst düzey olan bir özel sektörde çalışan mı daha çok maaş alır sorusunu soruyorum kendime. Devletin gelişmesi için ilk başta halkın gelişmesi gerekir. Devletimiz ne yazık ki memurlara istediği düzeyde maaş veremiyor. Çünkü ekonomiyi ona göre ayarlamak istiyor. Biryerlerden kısmak lazım ki tasarruf edilmiş olsun. Ama bir özel sektöre bakacak olursak çalışanlarına iyi bir maaş verebiliyor. Ve çalışan da aldığı bu maaşla kendisini ekonomik olarak rayına sokup kendi yuvasının gelişimini sağlıyor. Dikkat edecek olursak her aile ekonomik düzene sahip olduğu zaman direk bu devleti etkiler. Yani ailenin kalkınması yanısıra bu durumdan devlette faydalanır. Çünkü o aile kazandığı oranla devlete vergisini verir.


Hal böyle olunca ülkenin hızla kalkınmasını sağlayan birinci etken ekonomidir ve bu ülkeye ekonomiyi sağlayacak olan özel sektörlerdir.
Bu yazımı biraz kısa yazmak zorunda kaldım. Hepinizden özür diliyorum. Yarın ki tartışma da daha iyi bir yazı çıkarabilmek umuduyla Kendinize iyi bakın.



Saygılar ve sevgiler
YavuzSultanSelim

YavuzSultanSelim isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-29-2008, 19:40   #4
Kullanıcı Adı
mavera
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Evet bizde bu konu hakkında bir kac kelam edelim..
Arkadaşlarımız özel sektörü anlatmış ve özel sektörün gerekliliğinden bahsetmiş yalnız arkadaşlarımız konu hakkında
degerlendirmelerini yaparken sanırım konuyu Türkiye boyutunda ele almamışlar.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da kendimize has durumlar mevcuttur, evet kamu sektörü bir nevi tekelleşmeye neden oluyor ancak şu anda Türkiye deki özel sektör dede bir tekelleşme yok mu!, son yıllarda hükümet yaptığı açılımlarla bu tekelleşmeyi kırmaya çalışıyor ama yinede şu anda özel sektörün yüzde 80'nin de bir tekelcilik söz konusudur.
O halde bu tekelci özel sektörle başedilmesi için kamu sektöründen tamamen vazgeçmek gibi bir hataya asla
düşmemeliyiz yani özel hastaneleri teşvik ederken, özel okulları teşvik ederken kamuyu gözardı edersek ortaya bir dengesizlik çıkacak ve bu dengesizlikte birilerinin(seçkinler) ekmeğine yağ sürecektir.
Türkiye bir çok anlamda çok zengin olmasına rağmen kötü yönetimler nedeniyle istenilen seviyeye bir türlü ulaşamamıştır bu kötü yönetimlerin faturasını tamamen kamu sektörüne çıkarma gibi bir hatanın içine düşmeyelim.
Bana bir tane kamu kuruluşu söylermisiniz hortumlanan bankalar kadar bu ülkenin kalkınmasına zararı olmuştur, peki geçtiğimiz dönemde hortumlanan bankaların ülkemize açtığı zarardan(30 milyar dolar) haberdar mıyız?
Şu anda Türkiye deki özel sektör malesef dünya standartlarını yakalayamamıştır evet arkadaşlarımızın belirttiği gibi küreselleşen bir dünyadayız ancak ne yazik ki bu küreselleşme ülkemizde ters tepki yapıyor ve özel sektör ülkeyi kalkındırmaktan cok kendini kalkındırıyor.
Peki dünyanın en zenginler listesinde 27 Türk'ün yer alması özel sektörün gücünü mü yoksa Türkiye deki özel sektörün sömürücülüğünün mü göstergesidir?
Bizler diyoruz ki buyurun özel sektör ne yapmak istiyorsa yapsın ama kamu sektörü de "bende varım" desin şu anda gelişmiş bütün ülkelerde az yada cok kamu sektörü işin içinde vardır ve bu gelişmiş ülkeler kamu sektörünün hamleleriyle büyümeye başlamış daha sonra kamuyu bellı bir süreç içinde özelleştirmeye başlamışlardır.
Oysaki biz şu anda büyüme devresindeyiz ve bu devrede elimizdeki bütün kamu mallarını özelleştirirsek kamuyu özele bağımlı yaparız buda devletin elini, kolunu baglar. Devletin elinde her zaman bir güvence olmalıdır yoksa özel sektör devlet gibi ilk önce halkım demez, önce cebim der!.
Evet o özel hastaneler cok iyi hizmet veriyor acaba o hizmeti halkın kara kaşına, kara gözüne mi veriyor!. Kesinlikle hayır cebindeki parasına veriyor eğer halktan alamıyorsa parasını devletten alıyor.
Demem odur ki kamu sektörü gecmişte olduğu gibi gelecekde de bu ülkenin kalkınmasında etkili olacaktır bu ülke kalkınırken ne Sabancı, ne Koc, ne Aydın Doğan vardı, Tüpraş vardi, Petlas vardı, Erdemir vardı, Çaykur vardı..
Özelleştirmeye evet, tekelleşmeye hayır diyoruz.

Dipnot: Devletin tüm kaynakları da bankalara ve medya patronlarına aktarıldı. İçi hortumlanan 19 bankaya el konuldukları tarih itibarıyla toplam 10 katrilyon TL gitti. O günkü rakamlar, bugünkü dolar kuruna çevrildiğinde, 19 batık banka ile vatandaşın 30 milyar dolardan fazla parası hortumlandı.(Zaman)
 
Alt 03-29-2008, 20:25   #5
Kullanıcı Adı
ENGİNEER
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
[i][b]Herşeyden önce son günlerde yaşanan bir konuyla olaya girmem gerek!

Hatırlarsınız Amerika'da başlayan bir ekonomik kriz vardı.Bu kriz dalga dalga yayılarak küreselleşmeye dahil olmuş her ülkede hissedildi.
Düşünün ki hükümet 7 yılda adeta çökmüş denilecek ekonomimizi düzeltmek için vargücüyle çalışıyor ama ABD'de yaşanan bir ekonomik kriz bizimö emeklerimizi krizin derecesine göre parça parça götürüyor.

Ekonomilerin neden milli olması gerektiği burada gizlidir aslında.Kendi ekonomimizi kendi elimizde tutarsak bu bizi diğer dünya ülkelerinden bağımsız bir büyümeye götürecektir.Dış etkilere duyarsız bir ekonomi...

Bunun en sağlam örneğide Küba'da vardır...(İnanamıyorum kendime)
Küba her ne kadar ABD'nin kendisine uyguladığı ambargo yüzünden zor durumlara düşsede her zaman kendi elinde olan ve dışarıdan gelecek etkilere karşı duvar varetmiş bir ülkedir.Ülkede okumuş oranı yüzde yüz olduğu için doktor ve mühendis sıkıntısı çekmeyen bu ülke ekonomisinide milli hale getirerek yaşadığı ambargoya rağmen ayakta kalmıştır...
Ekonominin iyi olmasını küreselleşmeye bağlamak bu örnekten de görüleceği gibi hatalıdır.Devlet elindeki kurumların düzenini sağlamalıdır.Yani devlet için kullanılar ''elinde ki kurumlardan kurtulursa diğer sektörlere yönelebilecek ve rahatlayacaktır'' gibi ifadeler anlamsızdır ve bu görüş devletin aciz olduğunu gösterir.Çünkü devlet aynı zamanda toplumsal ve kurumsal düzeni sağlamak için hem kolluk kuvvetlerine hemde ''MALİYE'' gibi kurumlara sahiptir...
Burada tabi ki çıkıp ''Maliyeciler bile rüşvet yerken nasıl devlet düzeni sağlasın''da diyebilirsiniz fakat eğer devlet bu düzeni sağlayamacaksa ve açıkları görüp bunları engelleyemeyecekse neden devlettir?

Burdan sonra farklı bir konuya girmek gerekir...
Borsamızın yabancıların eline geçmesi ve bu paralarınsa ülkenin riskli zamanlarında birden çekilebilmesi var ki mbu bir felaket!
Yani yabancı sermaye heran ürküp kaçabilecek bir durumdayken neyimize güvenerek bunları yabancıların eline teslim ederiz?

Milli bir ekonomi bizi her durumda güvende tutabilecekken özel sektör her ne kadar ani bir hızlanma getirsede sadece güvensizliktir...
 
Alt 03-29-2008, 22:03   #6
Kullanıcı Adı
YavuzSultanSelim
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Mavera arkadaşımız yorumunu sırf Türkiye'yi örnek vererek yapmış

Alıntı:
mavera Nickli Üyeden Alıntı


Her konuda olduğu gibi bu konuda da kendimize has durumlar mevcuttur, evet kamu sektörü bir nevi tekelleşmeye neden oluyor ancak şu anda Türkiye deki özel sektör dede bir tekelleşme yok mu!, son yıllarda hükümet yaptığı açılımlarla bu tekelleşmeyi kırmaya çalışıyor ama yinede şu anda özel sektörün yüzde 80'nin de bir tekelcilik söz konusudur.
Eğer bir devletteki bütün sektörler kamu sektörü ise, o ülke de halka yapılacak projeler de hiç rekabet yoktur. Halk tek biryerden hizmet alabilir, önüne hiçbir seçenek sunulamaz.

Sizin de dediğiniz gibi kendi ülkemize baktığımız zaman. En ufak bir örnek vermek gerekirse ekmek bile alırken, "hangi fırından yada hangi marketten alalım". "Hangisi daha ucuza gelir". "Bütçemize hangisi daha yatkındır" diye sorular soruyoruz. Bu soruları sormamızın nedeni özel sektördür.



Alıntı:
O halde bu tekelci özel sektörle başedilmesi için kamu sektöründen tamamen vazgeçmek gibi bir hataya asla
düşmemeliyiz yani özel hastaneleri teşvik ederken, özel okulları teşvik ederken kamuyu gözardı edersek ortaya bir dengesizlik çıkacak ve bu dengesizlikte birilerinin(seçkinler) ekmeğine yağ sürecektir.
Kamu sektöründen tamamen vazgeçmek intihardır. Benim demek istediğim Ülkeyi kamu sektörün getirdiği gelirden daha çok özel sektörün getirdiği gelir kalkındırır.

Alıntı:
Türkiye bir çok anlamda çok zengin olmasına rağmen kötü yönetimler nedeniyle istenilen seviyeye bir türlü ulaşamamıştır bu kötü yönetimlerin faturasını tamamen kamu sektörüne çıkarma gibi bir hatanın içine düşmeyelim.
Bu kötü yönetimlerin hatasını tabi ki tamamen kamu sektörüne kesemeyiz. Devlette bulunan özel sektörlere ve onları denetleyen devlete de kesebiliriz. Ama burdaki aslan payı kamu sektörüdür.

Alıntı:
Bana bir tane kamu kuruluşu söylermisiniz hortumlanan bankalar kadar bu ülkenin kalkınmasına zararı olmuştur, peki geçtiğimiz dönemde hortumlanan bankaların ülkemize açtığı zarardan(30 milyar dolar) haberdar mıyız?
Devletler kendilerini kalkındıracak özel sektörleri seçerken çok dikkatli olmalıdır. Sizin de dediğiniz gibi sonra bu dehşet faturası halka çıkacaktır. Her gelene "Tamam kardeşim. Sen bu bankayı aç" diye eline tapusunu ve yetkilerini verirseniz. Ülkenin kalkınmasını bekleyemezsiniz.

Alıntı:
Şu anda Türkiye deki özel sektör malesef dünya standartlarını yakalayamamıştır evet arkadaşlarımızın belirttiği gibi küreselleşen bir dünyadayız ancak ne yazik ki bu küreselleşme ülkemizde ters tepki yapıyor ve özel sektör ülkeyi kalkındırmaktan cok kendini kalkındırıyor.
Bu eskiden böyleydi. Türkiye Cumhuriyeti. Ak Parti hükumetinin başa gelişinden beri hiç bu kadar ekonomik istikrar yakalamamıştır.

Bunu anlamak için Devletimizin yaptığı ihracat rakamlarına ve hedeflerine bakmamız yeterlidir.


Alıntı:
Peki dünyanın en zenginler listesinde 27 Türk'ün yer alması özel sektörün gücünü mü yoksa Türkiye deki özel sektörün sömürücülüğünün mü göstergesidir?
En zenginler listesinde 1 yada 3 Türk yer alsaydı. Özel Sektörün sömürücülüğü olurdu. Ama dikkat edecek olursanız ortada bir rekabet söz konusu. Bu rekabette halkın kalkınmasını buna karşılık ülkenin kalkınmasını hızlandırır.

Alıntı:
Bizler diyoruz ki buyurun özel sektör ne yapmak istiyorsa yapsın ama kamu sektörü de "bende varım" desin şu anda gelişmiş bütün ülkelerde az yada cok kamu sektörü işin içinde vardır ve bu gelişmiş ülkeler kamu sektörünün hamleleriyle büyümeye başlamış daha sonra kamuyu bellı bir süreç içinde özelleştirmeye başlamışlardır.
Bu konuda hem fikiriz. Ama münazaranın konusuna bakacak olursa. "Hangi sektörleşme Devleti daha hızlı kalkındırır" sorusudur.

Cevabı da her ikimiz gayet iyi biliyoruz!


Alıntı:
Oysaki biz şu anda büyüme devresindeyiz ve bu devrede elimizdeki bütün kamu mallarını özelleştirirsek kamuyu özele bağımlı yaparız buda devletin elini, kolunu baglar. Devletin elinde her zaman bir güvence olmalıdır yoksa özel sektör devlet gibi ilk önce halkım demez, önce cebim der!.
Evet o özel hastaneler cok iyi hizmet veriyor acaba o hizmeti halkın kara kaşına, kara gözüne mi veriyor!. Kesinlikle hayır cebindeki parasına veriyor eğer halktan alamıyorsa parasını devletten alıyor.
Bizim böyle birşey dediğimiz yok. Devlet bütün kamu mallarını özelleştirirse yukarı da da belirttiğim gibi intihar olur.

Tekrar hatırlatmak istiyorum size münazaranın konusunu...



Alıntı:
Demem odur ki kamu sektörü gecmişte olduğu gibi gelecekde de bu ülkenin kalkınmasında etkili olacaktır bu ülke kalkınırken ne Sabancı, ne Koc, ne Aydın Doğan vardı, Tüpraş vardi, Petlas vardı, Erdemir vardı, Çaykur vardı..
Özelleştirmeye evet, tekelleşmeye hayır diyoruz.
Bu ülkenin kalkınma sürecinde yaklaşık 1923-1930 yılları arasında sadece kamu sektörü faaliyet göstermiştir. Bunu nedeni o zaman ki halkımızın daha kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasıdır. Atatürkte isterdi özel sektörün bu kalkınmaya yardımcı olmasını. Ama o süreçte bu mümkün değildi.

YavuzSultanSelim isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-29-2008, 23:10   #7
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Alıntı:
Hatırlarsınız Amerika'da başlayan bir ekonomik kriz vardı.Bu kriz dalga dalga yayılarak küreselleşmeye dahil olmuş her ülkede hissedildi.
Düşünün ki hükümet 7 yılda adeta çökmüş denilecek ekonomimizi düzeltmek için vargücüyle çalışıyor ama ABD'de yaşanan bir ekonomik kriz bizimö emeklerimizi krizin derecesine göre parça parça götürüyor.

Ekonomilerin neden milli olması gerektiği burada gizlidir aslında.Kendi ekonomimizi kendi elimizde tutarsak bu bizi diğer dünya ülkelerinden bağımsız bir büyümeye götürecektir.Dış etkilere duyarsız bir ekonomi...

Bence bu ABD örneği özel sektörün gelişmede daha önemli olduğunu gösterir.

Mavera Beyin dediği gibi olayı Türkiye şartlarında düşünmek bizi içimize kapanmaya, mahrum bir "kapalı havza" olmaya götürmüştür, götürecektir.

Şurası kesin ki beğensek de beğenmesek de günümüz ekonomik dengesinin kurallarını liberal, piyasa serbestine dayalı batı kapitali belirler.

Bir zaman insanları köleleştiren, insanları sömüren vahşi kapitalizm ve sosyalizm batıda sosyal devlet anlayışıyla dengelenmiştir. Kapital ne kadar serbest bırakılsa da; "gelire göre vergi", "devletin sağlık, eğitim gibi bir takım alanlara aktif katılımını zorunlu kılmak" gibi dengeleyici ilkeleri olan "sosyal devlet" anlayışı orta yolu bulmuştur.

Bunun da ne kadar adil ne kadar akılcı olduğu tartışılır ama kesin olan bu kuralların "yok sayılamayacağıdır".Hele bunun adı "ekonomi" ise...

Ahmed Davudoğlu'nun dediği gibi eğer batının koyduğu evrensel iktisadi normlar bir nehir ise Türkiye'nin durduramayacağı bu nehrin önüne geçip boğulmaktansa gemi yapıp bu nehirde yüzmeyi bilmesi gerekir.

Hızla giden bir araba düşünelim bunu durdurmanın yolu önüne geçip çiğnenmek mi ? Bir şekilde şoför mahaline geçip onu doğru yoluna iletmek mi?

Alıntı:
Ekonominin iyi olmasını küreselleşmeye bağlamak bu örnekten de görüleceği gibi hatalıdır.Devlet elindeki kurumların düzenini sağlamalıdır.Yani devlet için kullanılar ''elinde ki kurumlardan kurtulursa diğer sektörlere yönelebilecek ve rahatlayacaktır'' gibi ifadeler anlamsızdır ve bu görüş devletin aciz olduğunu gösterir.Çünkü devlet aynı zamanda toplumsal ve kurumsal düzeni sağlamak için hem kolluk kuvvetlerine hemde ''MALİYE'' gibi kurumlara sahiptir...
Burada tabi ki çıkıp ''Maliyeciler bile rüşvet yerken nasıl devlet düzeni sağlasın''da diyebilirsiniz fakat eğer devlet bu düzeni sağlayamacaksa ve açıkları görüp bunları engelleyemeyecekse neden devlettir?
Elbette devletin ekonomiden elini eteğini tamamen çekmesi bir kargaşa ve bir kaos ortamı hasıl eder.

Ne var ki devletin ekonomideki rolü "pazarlamak", "hizmet sunmak", "geliştirmek" değil "denetlemek", "dengelemek", "adaleti sağlamak" olmalıdır.

Alıntı:
Borsamızın yabancıların eline geçmesi ve bu paralarınsa ülkenin riskli zamanlarında birden çekilebilmesi var ki mbu bir felaket!
Yani yabancı sermaye heran ürküp kaçabilecek bir durumdayken neyimize güvenerek bunları yabancıların eline teslim ederiz?

Milli bir ekonomi bizi her durumda güvende tutabilecekken özel sektör her ne kadar ani bir hızlanma getirsede sadece güvensizliktir...

Yabancıların "para kazanabildiği" yerlerden para kaçırması akilane bir durum değildir. Yabancı şirketlerin tek amacı vardır: para kazanmak. Yabancı şirketler ancak sermayelerini riskte görürlerse yatırımlarını geri çevirirler. Bu güveni vermek ve sağlamak devletin görevidir.Yabancı sermayenin katkı sağlamadığı bir ekonomi varlığını bu şartlarda sürdüremez.

Komüncü zihniyetin sürdürülesiliği kalmamıştır. 8) ( )



 
Alt 03-30-2008, 11:38   #8
Kullanıcı Adı
parabol
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Arkadaşlar konumuz tüm forum üyelerine açılmıştır...Konu içinde tartışabilir MAVERA ,ENGİNEER ,YAVUZSULTANSELİM ve LÜGATa sorularınızı yöneltebilir fikirleri irdelebilirsiniz...Ne kadar sıkıştırırsanız o kadar iyi

Başlık 00.00 itibariyle kapanacaktır....
parabol isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-30-2008, 14:51   #9
Kullanıcı Adı
ENGİNEER
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
[i][b]Herşeyden önce ben zaten Lügat'ın söylediği ''Şurası kesin ki beğensek de beğenmesek de günümüz ekonomik dengesinin kurallarını liberal, piyasa serbestine dayalı batı kapitali belirler.'' kesinlikle benimsemiyorum ve boyun eğmeninde bize yakışmadığını düşünüyorum...
Avrupa'nın herhangi işe ayramaz bir ülkesi değiliz ve biz kimseye bağlanmaan kendi kendimize yeten 7 ülkeden biriyiz.Bu yüzden kurallarımızı Batı kapitalinin belirlemesinin kaçınılmaz olduğunu söylemek kendimizi küçük görmektir...
Bir önceki cevabımda verdiğim örnekte ki gibi ekonomisini batıdan ayrı tutan ve ABD'nin ve AB'nin hiçbir ekonomik programıyla alakası olmadığı halde Küba, Kuzey Kore gibi ülkeler bugüne kadar -ambargolar hariç tutulduğunda- dünyaya kafa tutmayı başarmış ve bugüne kadar gelmiştir.Üstelik halkı bu durumdam gayet mutludur...

Zaten dünyanın büyük bölümünün Kapitalizmi kendine mecbur görmesinin nedenide sanıyorum yine ABD başta olmak üzere Batı'nın medya unsuruyla insanları kendine mecbur bıraktıracak uygulamalarıdır...[ (: ]

Bir zamanlar insanları köleleştiren vahşi kapitalizmin ise bugün Sosyal Güvenlik anlayışıyla köylüye ve çiftçiye göstermelik birkaç hak vermesi dışında fazla değiştiğini söylemek mümkün değildir.Şayset böyle olmasaydı sanıyorum varoşlarıyla ve fakirleriyle dünyanın en büyük köyünü andıran İstanbul'dan aynı zamanda 30'dan fazla milyarder çıkmazdı...
Arada ki fark her zaman uçurumdur ve bunun tek sebebide devletin devreden çıkarak ortaya acımasız bir rekabet ortamı bırakması , bu rekabette de zaten parası olanın parası olmayanı var gücüyle ezmesidir!
Devlet sadece denetleme ve düzenleme ile ortada ki haksız rekabeti engelleyemez duruma gelecektir.

Yabancı sermayeninse çekip gitmesi durup duruken değil ülkenin tehlikeye girdiği durumlarda olabilecek bir olaydır.Kaldı ki biz dünyada belkide en fazla dış ve iç tehditle yaşayan ülkeyiz ve yabancı sermayenin herhangi bir krizle batma riskini göze alamayıp kaçmayacapını kimse iddia edemez...

 
Alt 03-30-2008, 16:50   #10
Kullanıcı Adı
YavuzSultanSelim
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
ENGİNEER senin yorumlarına bakacak olursak. Dünyanın en gelişmiş ülkesi Kuzey Kore ve Küba'dır.

Ama şu anki duruma bakıyoruz ki o iki ülkenin Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yeri yok.


Alıntı:
ENGİNEER Nickli Üyeden Alıntı
[i][b]Herşeyden önce ben zaten Lügat'ın söylediği ''Şurası kesin ki beğensek de beğenmesek de günümüz ekonomik dengesinin kurallarını liberal, piyasa serbestine dayalı batı kapitali belirler.'' kesinlikle benimsemiyorum ve boyun eğmeninde bize yakışmadığını düşünüyorum...
Bu bir boyun eğme değildir. Dünya zaman aktıkça gelişiyor yeni fikirler, yeni yönetim biçimleri, yeni ekonomik anlayışlar ortaya çıkıyor. Eğer biz hala eski zamandaki ekonomik anlayışla yaşamaya devam edersek. Dünyaya ayak uydurmamız mümkün değildir.
YavuzSultanSelim isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım