AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 11-09-2009, 13:59   #1
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Zinacı albay hala görevde
Vakit'in ortaya çıkardığı Genelkurmay'ın “zinacı hukukçu yarbay” skandalında, rezalet, görüntülerle de kanıtlandı. www.habervaktim.com'un “kısmen” yayınladığı görüntüler, Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşavirliği'nde görevli askerî hakim Zekeriya Duran'ın çirkin fiilini itiraza yer bırakmayacak biçimde gözler önüne serdi.

HATA İTİRAFI: LÜTFEN SÜRDÜRMEYİN!

www.habervaktim.com'da yayınlanan görüntülerin ardından daha önce kendisinin kullandığı, skandal ilk ortaya çıktığında da Vakit muhabirinin ulaştığı telefon numarasından yeniden aradığımız Zekeriya Duran, bu aramada şüpheli tavırlar sergiledi. Daha önce söz konusu telefon numarasından yapılan aramalarda her defasında “Zekeriya Bey” denilince “Buyurun” denilmesine rağmen, çirkin görüntülerin yayınlanmasının ardından aranılan aynı telefonda, “Ben Zekeriya Bey'in bir arkadaşıyım” denildi. Zekeriya Duran'ın yan odada olduğunu, şu an konuşamayacağını belirten telefondaki kişi, daha sonra ise kendisinin Duran'ın avukatı olduğunu iddia etti. Adını vermek istemeyen, sadece emekli asker olduğunu söyleyen “Duran'ın avukatı!”, “Bu adam zaten yeterince mağdur niye uğraşıyorsunuz ki? Bildiğim kadarıyla o davalar sürüyor. Ben de avukatım. Lütfen bunu sürdürmeyin. Geçmişte yapılmış bir hatayı her gün insanların karşısına çıkarmanın bir yararı yok” dedi.

“O GÖREVDE KALAMAZ”

Görüntüleri izleyip izlemediğinin sorulması üzerine telefondaki kişi, “Siteye koydunuz ve bizim girişimlerimizle kaldırıldı. Bunların hepsi düzmece. O insan, vatana millete yararlı bir insan. Bu insan düzgün insan. Bu insan yeterince yıprandı. Kesinlikle bu tür yıpratmaları hak etmiyor. Ciddi sağlık problemleri var” diye konuştu. Telefondaki kişi, “Kendisi istifa etmek istemişti?” sorusu üzerine ise, “O kendisinin kişisel düşüncesidir. Benim değerlendirmem doğru olmaz” dedi. Aynı şahıs, kişisel kanaatinin ise zina olayına adı karışan Duran'ın görevinde duramayacağı yönünde olduğunu vurguladı. “Duran'ın avukatı” olduğunu söyleyen kişi, “Benim kişisel kanaatim ben görevde kalabileceğini düşünmüyorum” dedi.

Kendisinin iddiaların aksine zina olayının gerçekleştiğini kanıtlayan telefon numaralarının peş peşe alınıp, … … 90 87, … … 90 89 numaralı telefonların birisinin Zekeriya Duran, diğerinin ise Ş.Ö'ye ait olduğunun belirlendiği, bu durumu nasıl değerlendirdiği şeklindeki soruya karşılık ise aynı kişi, telefon numaralarının başkalarına ait olduğunu ileri sürdü. “Duran'ın avukatı” olduğunu iddia eden kişi, “Gerçekleri itiraf edip özür dilese olmaz mıydı?” şeklindeki soruya karşılık da, şunları söyledi: “Davalar varken böyle bir şey söylenir mi? Böyle bir şey hukuken de olmaz. Bu her tarafı daha fazla yıpratmaz mı? Kesinlikle olmaz. Siz haber yapmazsanız yıpranmaz. Şu an her iki taraf açısından da sular duruldu. Yayınladığınız zaman herkes yıpranacak!”

ZEKERİYA DURAN KİMDİR?

Her yıl düzenlenen YAŞ toplantılarında binlerce masum dindar subay ve astsubay, sudan gerekçelerle ordudan atılırken, Genelkurmay Başkanlığı'nda adli müşavir olarak görev yapan askeri hakim Zekeriya Duran, fuhuş yaptığı iddialarından sonra görevden el çektirilmek şöyle dursun, yarbaylıktan albaylığa terfi ettirilmişti. Beş yıldızlı bir otelin aşçısı olan S.Ö'nün eşi Ş.Ö ile yasak aşk yaşayan Zekeriya Duran, üç yıl boyunca Ş.Ö. ile birlikte oldu. Bu durumu öğrenen Ş.Ö'nün kocası ise hem askeri savcılığa suç duyurusunda bulundu hem de boşanma davası açtı. Duran, Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un evinin aranması sırasında Tolon'un evine gitmişti. Duran aynı zamanda Dağlıca baskını nedeniyle Genelkurmay Askeri Savcılığı adına bilgi isteyen kişi olarak biliniyor.

9 Kasım 2009

 


Konu FarukARSLAN. tarafından (11-09-2009 Saat 14:08 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-09-2009, 14:05   #2
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Başörtülüye yasak Yahudi'ye özel izin

Halkının yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde, TSK bünyesinde başörtüsü gibi dinî inançlara yönelik ayrımcılıklar devam ederken; Vakit, TSK'nın Yahudi olan personelinin dinî inançları için özel izin verdiğini belgeledi.

Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı veya özel dinî günlerde hiçbir askerî personele izin verilmezken; Türk Silahlı Kuvvetleri, hazırladığı bir genelgeyle Yahudi olan TSK personeli Yd. Subay, erbaş ve erlere Yahudilikte kutsal sayılan dinî gün ve bayramlarda özel izin verilmesini kararlaştırdı.

Nisan 2009'da hazırlanan ve Tuğgeneral Tayfun Özden imzalı belge, “Musevi dinine Mensup Yd. SB, Erbaş ve Erlere izin verilmesi” başlığıyla ve ivedi statüsünde hazırlanmış.

Halkı Müslüman olan ülkemizde başörtülü asker annelerinin bile evlatlarını dinî bayram ve günlerde örtüleriyle ziyaret edemezken; TSK'nın yeni düzenlemesiyle, Yahudilere ayrıcalık tanınmasına imkan sağlanıyor.

Birçok yeni tartışmayı da beraberinde getiren skandal niteliğindeki belgede, şu talimatlar yer alıyor:
1) Vatanî görevlerini ifa etmekte olan Musevi dinine mensup TSK personelinin (Yd. Subay, Erbaş ve Erler) “Pesah” , “Roş Aşana” ve “Yom Kipur” dinî günlerinde izinli sayılmaları ilgi ile bildirilmiştir.
2) Bu kapsamda söz konusu personele
A- “Pesah” (Hamursuz Bayramı, 8-16 Nisan 2009)
B- “Roş Aşana” (Yılbaşı 18-19-20 Eylül 2009 / Pazartesi akşamından Çarşamba akşamına kadar)
C- “Yom Kipur” (Büyük Oruç 27-28 Eylül 2009 Pazar-Pazartesi dinî günlerinde izin verilmesi...)

NAMAZ KILDIĞI İÇİN, GÜNDE 7 SAAT NÖBET TUTTURULDU

Öte yandan Lice'de vatanî görevini yapan ve namaz kıldığı için günde 7 saat nöbet tutturulan İsmail Uygun'un şahadet ve annesinin “Vatan sağolsun demeyeceğim, oğlum namaz kıldığı için komutanı günde 7 saat nöbet tutturdu..” feryadı hala hafızalardaki tazeliğini korurken; TSK'nın Yahudilere özel ayrıcalıklar tanıması, şaşkınlıkla karşılandı.

Bilindiği gibi geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'ın Lice ilçesinde çıkan çatışmada Fevzi Güngör ve İsmail Uygun isimli 2 er şehid olmuştu. Adana doğumlu olan ve Kayseri'de ikamet eden Jandarma Çavuş İsmail Uygun'un annesi Sultan Uygun, “Hep bizim gibi ailelerin çocukları şehid düşüyor. 2 yaşındaki torunum, babasız kaldı. Ben, vatan sağolsun demeyeceğim. Komutanı, oğluma namaz kıldığı için tepki gösteriyormuş. Günde 7 saat nöbet tutturuyormuş” diyerek Türkiye'nin gündemine oturmuştu. “Vatan sağolsun demeyeceğim!” çıkışıyla Türkiye gündemini sarsan acılı anne, “Oğlumun komutanı, namaz kıldığı için tepki gösteriyormuş. Onun gibi diğer kısa dönem askerler masabaşında otururken; 3 aylık er olan İsmail'im, günde 7 saat nöbet tutuyormuş. Oğlum, komutanına söyleyemiyordu ama bunları telefonda bize söylüyordu. Komutanı, oğluma gıcık kapmış. Ayrıca hep bizim gibi insanların çocukları şehid düşüyor. Hiç gördünüz mü ‘Oğlum şehid oldu..' diye ağlayan eli yüzü boyalı bir anne. Yok, göremezsiniz. Ahmet Türk, kameralar önünde zafer işareti yapıyor, kimse bir şey diyemiyor. O yüzden vatan sağolsun demeyeceğim” demişti.

9 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-15-2009, 16:44   #3
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Kartelin Engizisyon Hürriyeti

Türykiye'nin karanlık tarihini aydınlatacak olan ve ‘Yüzyılın Davası' olarak tanımlanan Ergenekon davasında ‘Ergenekoncu' bir yayın politikası sürdüren Hürriyet gazetesi dün yine ilginç bir habere imza attı.

Amerikan The New York gazetesinde Ergenekon davasıyla ilgili yayınlanan haberde, Johns Hopkins Üniversitesi Orta Asya ve Kafkas Enstitüsü'nden Gareth Jenkins'in “Ergenekon, onu savunanların aksine çoğulcu bir demokrasi yolunda değil, otoriter tek bir devlet olma yolunda giden bir süreç” şeklindeki sözlerine yer verdi.

GARETH İSTANBUL'DA İKAMET EDİYOR

Ancak İstanbul'da ikamet eden ve Ergenekonu savunan kesimlerle iyi ilişkileri bulunan Jenkins'in bu sözlerini, bağımsız, dışarıdan bir gözlemcinin yorumları şeklinde Hürriyet, aynı haberde Türkan Saylan'dan sonra ÇYDD'nin başına gelen ve Ergenekoncu kesimleri savunan Aysel Çelikel, Uğur Dündar'la birlikte Star Haber'i hazırlayan ve Ergenekoncuları savunan Nedim Şener'in görüşlerini haberine koymadı.

MEDYADAKİ ERGENEKONCULARIN GÖRÜŞLERİ DE VARDI

The New York Times'da yayınlanan ve Dan Bilefsky imzalı İstanbul çıkışlı haberde, Türkiye'deki Ergenekoncu kesimlerin Ergenekon davasını sulandırmak amacıyla kullandığı argümanlar, ÇYDD Başkanı Aysel Çelikel, Uğur Dündar'la birlikte Star Haber'i hazırlayan Nedim Şener ve İstanbul'da ikamet eden İngiliz gazeteci Gareth Jenkins'in görüşlerine yer verildi. Hürriyet gazetesinin okuyucularına dışarıdan bağımsız bir gözlemcinin Ergenekon yorumu mesajı vermek amacıyla İngiliz Gazeteci Gareth Jenkins'in Ergenekon iddianemesiyle ilgili “Kimisi fantastik ve kimisi absürd” şeklindeki sözlerine yer verirken, Jenkins'in buna örnek olarak da ilk iddianamede dönemin ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile Ergenekon'un bir araya gelerek AKP hükümetini devirmeye yönelik iddiaları gösterdiğini yazdı.

‘BAĞIMSIZ GÖZLEMCİ' İSTANBUL'DA ERGENEKONCULARLA BİRLİKTE...

Hürriyet'in Amerika'dan bağımsız bir gözlemcinin yorumuymuş gibi lanse ettiği Gareth Jenkins, ABD ve Batılı ülkelerin Kafkaslar'daki çıkarlarını gözeten Orta Asya ve Kafkas Enstitüsü için çalışıyor. İstabul'da ikamet eden Gareth Jenkins'in Ergenekoncu kesimlerin büyük saygı duyduğu bir isim olarak biliniyor. Jenkins'in Cheney ile ilgili örneğine rağmen, Cumhuriyet gazetesinin Washington Temsilcisi'nin AK Parti'yi şikayet etmek için Cheney ile görüşmesi deşifre olmuştu.

TÜRK ERGENEKON SAVUNUCULARINI GÖRMEDİ

Hürriyet, ‘bağımsız gözlemci' sıfatı yükleyerek Gareth Jenkins'in sözlerini sayfalarına taşırken, aynı haberde Ergenekon sanıklarının en şiddetli savunucuları ÇYDD Başkanı Aysel Çelikel ve Gazeteci Nedim Şener'in sözlerini görmedi. Ergenekon lobisinin iddialarının taşındığı The New York Times'ın haberinde Çelikel, “Ergenekon davası, Türkiye'deki laik toplum yapısını temizlemek için bir araç olarak kullanıyor” dedi. “Fakir kız çocuklarına laik eğitim veren ve eski Adalet Bakanı” olarak tanımlanan haberde Çelikel'in iddialarına delil olarak, ÇYDD eski Başkanı Türkan Saylan'ın evine düzenlenen baskın gösterildi.

DÜNDAR'IN MESAİ ARKADAŞININ SÖZLERİ

The New York Times haberinde ayrıca televizyondaki yayınlarıyla Ergenekon'un medyadaki avukatlığını yapan Uğur Dündar'ın çalışma arkadaşı ve Milliyet gazetesinden Nedim Şener'in sözlerine de yer verdi. Haberde Şener'in “Ergenekon davasıyla Türkiye'nin karanlık geçmişinin aydınlatılacağını umut edenler hayal kırıklığına uğrayacak” şeklindeki sözlerine yer verilirken, Şener'in de Ergenekon kapsamında tutuklanmaktan korktuğu kaydedildi.

BAĞIŞ: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MİLİS GÜCÜ KURMAYA HAK TANIMIYOR

Haberde, Avrupa Birliği Müzakerelerini Yöneten Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın “İfade özgürlüğü kimseye demokratik bir şekilde seçilmiş hükümeti yıkmak için bir milis gücü kurma hakkı vermiyor”


15 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-17-2009, 11:55   #4
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
İfade özgürlüğü kimseye demokratik bir şekilde seçilmiş hükümeti yıkmak için bir milis gücü kurma hakkı vermiyor”


İşte bu sözü kutsayarak kendi modellerini ve uygulamalarını hayata geçirerek , ülkenin anasını ağlatmayı ülkeyi korumak ile eş değer görüyorlar. Hani demokrasi hani hukuk yeri geldimi bu kavramların kulu oluyorsunuz ama yeri geldimide kendinize münhasır modeli bu ülkeye reva görüyorsunuz öylemi.
Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-17-2009, 12:45   #5
Kullanıcı Adı
EZEL
Standart
Vakit gazetesini güvenilir bulmuyorum
EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-18-2009, 00:43   #6
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Pazarcının duasını bile fişlemişler!

Genelkurmay'daki deşifre olan darbe planlarının imhasında görev alan bir subayın ihbar mektubundaki ek klasörlerde fişlenen illerdeki esnafın nasıl bir dinî ve kültürel etkinlik içerisinde olduğuna dair en ince ayrıntılar yer alıyor. Fişlenen illerden Isparta ile ilgili olarak Isparta Psikolojik Harekat Etüdü'nce hazırlanan çalışmada, bu kentte hangi gazetelerin yayınlandığı, hangi cemaat ve derneklerin faaliyette bulunduğu,esnafın ne tür bir çalışma içerisinde olduğuna dair en ince ayrıntılar yer alıyor.

“ISPARTALILAR DİNLERİNE BAĞLI”

Çalışmanın 5. maddesi olan “Gelenek ve Görenekler” bölümünde “Ispartalılar dinî örf ve adetlerine çok bağlıdır” ifadelerinin yer aldığı belgede, “Eski örf ve adetler, bugün varlığını ARASTA'larda sürdürmektedir. Dükkanı kilitlemeyip kapıya bir sandalye koyup gitme gibi... Kandillerde (Regaip, Miraç, Mevlit) ARASTA'yı Tırtıllarla süsleme ve pişi, pide, helva, yani SICAK DAĞITMA gibi... Atabey'de Ramazan Bayramlarında, her mahallenin zenginlerinden bir veya birkaç kişi “okucu” adı verilen davetçiler çıkararak, mahalledeki erkekleri yemeğe davet ederler. Bayram namazı kılındıktan sonra, topluca mezarlığa gidilerek geçmişlerin ruhuna Fatihalar okunur. Sonra, yine topluca “Bayram Yemeği” için davet edildikleri eve giderek yemeklerini yerler” deniliyor.

“CUMA GÜNÜ KİMSE İŞE GİTMİYOR”

Belgede, Cuma günü mübarek olduğu için işe gidilmediği ve Salı gününde ise yeni bir işe başlanmadığı belirtiliyor.

ESNAFIN PAZAR DUASI BİLE FİŞLENMİŞ

Darbecilerin imha etmeye çalıştığı fişleme belgesinde Isparta esnafının yaptığı dua bile fişlenirken, Pazar duası yapılmadan kimsenin alışveriş yapmadığına dikkat çekiliyor. Yalvaç'ta ve Pazar kurulan bazı yerlerde yapılan “Pazar Duası”nın İmam tarafından yapıldığı ve belediye hoparlörü vasıtasıyla duyurulduğu belirtilen belgede okunan duanın şöyle olduğu belirtiliyor:

İŞTE FİŞLENEN O DUA

Hamdü sena alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a, salatü selam Hz. Muhammed Aleyhisselam efrad ve ailesine, ashab ve ümmetine ve büyük milletimize olsun. Bize bizden daha yakın olan Yüce Rabbimiz, işlerimizi kolaylaştır, rızkımızı bollaştır, haramdan uzaklaştır, helaline yaklaştır, bizi hoşnutluğa yaklaştır. Her türlü zorluktan, varlık içinde darlıktan, kibir ile mağrurluktan aldanmak ve aldatmaktan, sonunda pişmanlıktan, sen bizleri koru Yüce Rabbimiz. Biz yalnız sana kulluk eder, her türlü yardımı da senden isteriz. Elimizi boş çevirme, bizleri doğru yoluna ilet. Azıp sapmışlardan ya da gazabına uğramış olanlardan eyleme Yüce Rabbimiz. Alışverişlerimizi devamlı, tuttuğumuz işlerimizde sabırlı, cesaretli ve metanetli, ahlak ve faziletli, sözümüz ve işlerimizde, doğrulukta daim eyle Yüce Rabbimiz. İslam ülkelerini ve güzel yurdumuzu, faziletli, asil milletimizi ve ordularımızı, bizi sana ulaştıran her şeyimizi; yerden, gökten, dıştan ve içten gelebilecek bütün kötülüklerden ve musibetlerden, bela ve afatlardan, işgal ve istilalardan, sevgililerin hürmetine, sen bizleri koru Yüce Rabbimiz. Amin. Velhamdülillahi Rabbil alemin el Fatiha.”


17 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-18-2009, 02:08   #7
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Alevi vatandaşa CHP dayağı
10 Kasım'da Meclis Genel Kurulu'nda Dersim isyanıyla ilgili sözleri dolayısıyla Alevilerin hedefi haline gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'e, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tarafından vücut diliyle destek geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, partisinin grup toplantısına CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile birlikte geldi. Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısına katılmaması dikkat çekerken, CHP içinde tam bir kaos havasının estiği dikkatlerden kaçmadı.

CHP Genel Başkanı Baykal, grup toplantısında konuşurken, Alevi bir vatandaş ayağa kalkarak, Onur Öymen'i ve Baykal'ı protesto etti. Ağzı kapatılarak konuşmasına izin verilmeyen vatandaş, CHP'li vekillerin alkışlarıyla protesto edildi.

ARITMAN İCADI CHP'Yİ VURDU

10 Kasım ve 13 Kasım'daki Meclis Genel Kurulu'nda CHP'liler tarafından icat edilen Genel Kurul'da korsan gösteri, bu kez CHP'nin kendisini vurdu. Öymen'in sözleri üzerine başlayan tepki seli, dün CHP Grup Toplantısı salonuna da yansıdı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Meclis'te partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayı bitirmeye hazırlanırken, partili olduğu belirtilen bir vatandaş ayağa kalkarak, “Ben bir Alevi vatandaşıyım. Sayın Genel Başkan, bu Onur Öymen'in söyledikleri ile ilgili hiçbir şey söylemeyecek misiniz?” diyerek tepki gösterdi. Salonda kısa bir şaşkınlığın yaşanmasının ardından, Meclis görevlileri partili kişinin ağzını kapatmaya çalıştılar. Bunun üzerine Baykal, kürsüde, “Bırakın kapatmayın ağzını. Bırakın konuşsun. Biz o konu ile ilgili söyleyeceğimizi söyledik. Konuyu kapattık” dedi.

CHP'LİLER ALEVİ VATANDAŞI TARTAKLADI

Bunun üzerine bazı partililer, Öymen'i protesto eden kişiyi tartaklamaya başladılar. Kısa arbedenin ardından partili vatandaşı görevliler dışarı çıkardılar. Onur Öymen ise Baykal'ın sözlerine benzer sözleri söylerken, Atatürk'e sahip çıktığına yönelik sözlerini tekrar ederek, “Partiye ve Atatürk'e sahip çıkmak suç değil” dedi.

HÂLÂ AVUKATLIK PEŞİNDE

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, partisi içindeki Alevi öfkesine rağmen, gündemini ‘ıslak imza' tartışmalarına ayırdı. Baykal, yargıdaki dinleme tartışmalarına da değinerek, “İktidar meydanı basından, yargıdan arındırdı. Kendine kaldı. Bu gidiş, iyi gidiş değildir. Birileri amaçlarına ulaşabileceklerini, Türkiye'nin tümünü kumanda edebileceklerini zannediyorsa, böyle olmadığını yakın gelecekte öğrenecekler” şeklinde konuştu.

ÖYMEN, BAYKAL'I BEKLEDİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen grup toplantısının yapılacağı salona girmeden Meclis Şeref Kapısı'nda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı bekledi. Baykal gelince, Öymen ile birlikte grup salonuna girdi. Baykal bununla da kalmadı, Öymen'in yanına oturdu. Öymen'i Genel Kurul'daki sözlerinden dolayı istifaya çağıran CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ise grup toplantısına gelmedi. Baykal'ın Onur Öymen'i yanına oturtması, “Öymen'e sahip çıkıyorum” mesajı olarak değerlendirildi.





18 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-05-2009, 17:31   #8
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Danıştay hep çelişki

31 Temmuz 2006'da, Danıştay Başkanlığı, “Danıştay saldırısından zarar gördük” dedi, davaya müdahil oldu... 8 Mayıs 2009'da, Danıştay davası, Ergenekon Terör Örgütü'ne bağlandı, davaya müdahil olmadı! Katsayı davasında da, önce “YÖK bilir” dedi, sonra YÖK'ün kararının yürütmesini durdurdu.

(1) - YIL, TEMMUZ 2006... “Danıştay saldırısından zarar gördük” diyen Danıştay Başkanlığı, cinayet davasına müdahil oldu. YIL, MAYIS 2009... Danıştay cinayeti davası Ergenekon Terör Örgütü davası ile birleşti, Danıştay davaya müdahil olmaktan vazgeçti.

(2) - YIL 2005... Erdoğan Teziç, YÖK Başkanı'dır... “Katsayı düzenlemesinin iptalini” isteyen öğrenciye, Danıştay cevap verir: “Bu, YÖK'ün işi.” YIL, KASIM 2009: “Darbeci Baro” olarak ünlenen İstanbul Barosu'nun müracaatı üzerine Danıştay karar verir: “Katsayı eşitliğinde yürütmenin durdurulmasına!”

Danıştay'ın çelişkili kararlarını gözler önüne seriyoruz. 2006 Temmuz'unda, Danıştay 2. Dairesi üyeleri ile Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırılarla ilgili suçtan zarar görüldüğü gerekçesiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya müdahil olan Danıştay Başkanlığı; 2009 Mayıs'ında, davaların Ergenekon Terör Örgütü ile birleştirilmesinin ardından suskunluğa büründü!

TEMMUZ 2006: “KAMU DAVASINA MÜDAHİL OLMAK İSTİYORUM”

Danıştay saldırısının ardından, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Danıştay Başkanlığı adına Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuş ve mahkeme verilen dilekçede; “Bu (Danıştay) saldırıda, bir mensubumuz hayatını kaybetmiş, dört mensubumuz da çeşitli yerlerinden yaralanmıştır. Bu nedenle Başkanı olduğum ve temsil yetkisine sahip bulunduğum Danıştay'a karşı girişilen saldırı ile ilgili açılan kamu davasına CMK'nun 237. maddesi uyarınca müdahil olmak istiyorum” demişti. Mahkeme heyeti de, Danıştay Başkanlığı'nın suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle müdahillik talebini kabul etmişti.

8 MAYIS 2009: ERGENEKON'LA BİRLEŞTİ, DANIŞTAY SUSKUN!

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Danıştay'a saldırı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle Ergenekon davasıyla birleştirilmesi için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bozdu. 8 Mayıs 2009 tarihinde, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay davasının Ergenekon davasıyla birleşmesi yönünde görüş bildirdi. Kararın gerekçesinde ‘sanıklar ve suçlar yönünden şahsî, fiilî ve hukukî irtibat bulunduğu' vurgulandı. Danıştay saldırısında yaralanan Danıştay Başkanı Mustafa Birden'in başkanlığını yaptığı Danıştay Başkanlığı; Silivri'de görülen duruşmalara müdahil olma hakkı bulunmasına rağmen Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuyor, duruşmalara avukat dahi göndermiyor.

KATSAYIDA DA ÇELİŞKİLİ DAVRANDI

Mart 2008'de açılan ve 5 ay önce sonuçlanan davada, “Katsayı belirleme ve sınav sistemini değiştirme kararı YÖK'tedir” kararı alan Danıştay 8. Dairesi, geçtiğimiz günlerde, YÖK'ün üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran kararının yürütmesini oybirliği ile durdurarak çelişkili karara imza atmıştı.

BELGE 1: Danıştay saldırısının ardından, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Danıştay Başkanlığı adına Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuş, 31 Temmuz 2006 tarihli dilekçesinde, suçtan zarar gördükleri için davaya müdahil olmuştu.

BELGE 2: Dönemin Danıştay Başkanvekili Tansel Çölaşan, Danıştay saldırısının hemen ardından saldırgan Alparslan Arslan'ın, ‘tekbir getirdiği' yönünde açıklama yapmış; ancak bu iddiasının doğru olmadığı ortaya çıkmıştı. Danıştay yetkilileri, Alparslan Arslan'ın ETÖ ile bağlantısının ortaya çıkmasının ardından suskun kalıyor, Silivri'deki duruşmalarını dahi izlemiyor.









/ VAKİT
2 Aralık 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-05-2009, 17:45   #9
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Ulusalcılar'dan ulusal güvenliğe tehdit


Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden Kafesçilerin dehşet planlarının şok ayrıntılarını Vakit deşifre ediyor..Ergenekon çetesinin, Türkiye'nin ulusal güvenliği ve ulusal stratejisini ilgilendiren TÜBİTAK, RTÜK, Türk Telekom, Havelsan, Türk Telekomünikasyon ve ÖSYM gibi pek çok hayati kurumlara sirayet edebilmek ve onları yönlendirmek için kod adları kullanarak bu kurumlar içinde “devşirilmiş” kimselere talimatlar verdiği, kimin kimle irtibata geçeceğine kadar çok ayrıntılı çalışmalar yaptığı ortaya çıktı.
TÜRKİYE'Yİ SARSACAK SIZMA İDDİASI-VİDEO
Türkiye'nin en önemli stratejik kurumlarının hükümeti devirmeyi amaçlayan cunta oluşumlarının yakın takibinde olduğu ve bu kurumlara sızabilmek için aracılar dahil pek çok plan yapıldığı ve çeşitli yöntemlerin yöntemlerin devreye sokulduğu belirlendi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki' cuntanın hazırladığı Kafes Planı'nda yer alan dehşet planlarının ayrıntılarını Vakit ele geçirdi. Ulaştığımız belgelere göre; Türkiye'nin ulusal güvenliğini ve ulusal stratejisini ilgilendiren hayati kurumlarla ilgili şok planlar düzenlendi. Bu kurumlara sirayet edebilmek ve onları yönlendirmek için Ergenekon çetesinin önde gelen yöneticileri kod adları kullanarak kurum içinde “devşirilmiş” kimselere talimatlar veriyor, bu kurumlarda kimin kimle irtibata geçeceğine kadar çok ayrıntılı çalışmalar yapıldığı görülüyor. Ayrıca bu kurumların başkan ve yöneticileri hakkında “Yetişleri iyi tanıyalım” şeklinde kendilerine bağlı kişilere dikkatli olmaları yönünde çağrılar yapıldığı ve yol gösterildiği de anlaşıldı.

İYİ ELEMANA ÖDÜL İYİ OLMAYANA CEZA

Ele geçen belgelerde, çetenin, kendi hesabına faaliyet gösteren kurum çalışanlarının askerlik hizmetinden muaf tutulabilmeleri için GATA'dan çürük raporları aldırdığı, bilgi akışını eskisi gibi sağlamayan elemanlarını takip ettiği ve onlara ceza kestiği de anlaşılıyor.

ÇETE KURUMLARI DA MERCEK ALTINA ALMIŞ

RTÜK, Türk Telekomünikasyon ve Türk Telekom gibi stratejik öneme sahip kuruluşların teknolojik altyapılarına dair bilgi, plan, donanım ve fotoğrafların cuntacıların bilgisayarlarında yer alması dikkat çekti. Milli Savunma Bakanlığı'nın etkin kullanılmasının yanında TÜBİTAK, RTÜK, Türk Telekom, Havelsan, Türk Telekomünikasyon ve ÖSYM gibi pek çok kuruma sirayet etmek için girişimlerde bulunulduğu ve bu kurumlarda kendilerine bağlı kişiler bulup, bunlar arasındaki irtibatı sağladıkları ve etkin bilgi akışını sağladıkları, projelerle ilgili detaylı bilgi aldıkları belirlendi.

ARAYA ARACILAR KONULMUŞ

Ele geçen planlarda, Cuntanın fonlanması için RTÜK'e, TÜBİTAK'a, Türk Telekom'a ve Türk Telekomünikasyon'a milyonlarca dolarları bulan teknik projelerin hazırlanması ve söz konusu kuruluşların içerisindeki üst düzey yöneticilerin kontrol altına alınması için araya aracılar konulduğu belirlendi. Öte yandan gayrimüslimlere suikast yapıp dindarların üzerine atma ve hükümeti iktidardan düşürmeye yönelik Kafes Operasyonu Eylem Planı'nın dışında deşifre edilen bir çok belgede skandal notların düşüldüğü de gözlendi.

NOTLARDAKİ ÇARPICI AYRINTILAR

İşte Vakit'in ele geçirdiği o notlardaki çarpıcı ayrıntılar:

“MSB' nin daha etkin kullanılması için Mazlum Savaş ONUR'un oraya gitmesini Özden Paşa emretti, Fabrikatör (Doğu Perinçek) kabul etti, Engin'le (TSGV Başkanı emekli general Engin Alan) iyi bir ikili oluşturacaklarını söyledi.”

TÜBİTAK'TAKİ “YETİŞ”LER

“Tübitak'ta YETİŞ'leri (TÜBİTAK Başkanı Hükhet Yetiş ve Marmara Araştırma Markezi-MAM Başkanı Önder Yetiş) daha iyi tanımalıyız. Rum olduklarını Özden ÖRNEK bildirdi.”

“KLERANS SORUNUNU TALİP ET”

“Nuran Göksu nun (Havelsan'da proje yöneticisi) klerans sorununu takip et.” (Nuran Göksu'nun Klerans sorunu ile ilgili yazmış olduğu talep dosyası Ergenekon sanığı E.Dz.Alb. Hüseyin Vural Vural da ele geçirilmişti)

ADAM ADAMA MARKAJ

Gülay Sandıkçıoğlu'ndan (Tübitak SAGE enstitüsünde yönetici) gelen not: Aydan Cemaloğlu Hanım'ın (Tübitak SAGE Mali işler yöneticisi) geçmişte katılmış olduğu özgürlükçü eylemler sırasında girdiği karelere ulaşıldığı için kleransı yenilenemedi. Aydan Hanım bizim arkadaşlardan ve çok sevdiğimiz birisi. Bu eksiklikten dolayı kendisi de, biz de zor durumda kalıyoruz. Bu durumu bir şekilde halledebileceğinizi söylediler. Müjdat Mazhar Tohumcu Bey (Tübitak SAGE Müdürü) de konuyla yakından ilgileniyor. Müjdat beye nasıl yardımcı olabiliriz?”

ADAMLARININ ASKERLİKTEN YIRTMASI İÇİN GATA'DA TANIDIK SORULUYOR

“Mert Özel Bey'den (Tübitak UEKAE) gelen not: Umur Çağlayan (SSM de Uluslarası projeler dairesinde görevli) bizim için değerli ve birçok organizasyonumuzda aktif görev almaktadır. Sizin bir büyüğümüz olduğunuzu bilmekle birlikte henüz sizinle tanıştırma fırsatı bulamadık. Kendisinin epilepsi hastalığı var fakat düzey olarak askerlikten muaf olmaya yeterli olmadığından endişe ediyoruz. GATA'da tanıdıklarınız olduğunu konuşmuştuk. Bize yardımcı olabileceğinizi umuyoruz.”

ÖZDEN ÖRNEK'İN OĞULLARINI DESTEKLEYELİM

“Tolgayı (Özden Örnek'in oğlu) ve Burak ı (Özden Örnek'in oğlu) destekleyelim Örnek Paşa bizi memnun etti, parayı ve gücü sever, cumhurbaşkanlığı hep hayali. Oyak yatırımı ona açalım. İpekel )Monic İpekel) ve Eskinazilerle (meşhur eskinazi ailesi) iyi bir ekip.”

MERDAN'I DAHA AKTİF KULLANALIM

“Merdan Metin'e (Tübitak uekae-ulusal elektronik kriptoloji araştırma enstitüsündeki kriptoloji bölümünde yönetici) projeyi anlat. Ayrıca Merdan'ı daha aktif kullanmalıyız. Yeni görevler verelim. Tübitak'ta terfisi hallolmayacaksa başka bir yere alalım. (ETÖ tutuklusu E:Dz.Yzb. Hasan Ataman Yıldırım'da Merdan Metin'e ait gizlilik dereceli dosyalar ele geçirilmişti.)

ÖSYM'YE NE KADAR MÜDAHALE EDEBİLİYORUZ?

Sema Özen (ÖSYM'da bilgi işlemci), Nuri Ayaz (ÖSYM bilgi işlemci), Hüsniye Yanar (ÖSYM Bilgi İşlem), Mustafa Tütüncü (ÖSYM Bilgi İşlem Müdürü) ile yapılabilecek projeler hakkında rapor hazırlansın, tek muhatap belirlensin, sonuçlara ne kadar müdahale edebiliyoruz? Nuri ve Sema arasındaki ilişkiyi değerlendirelim.”

SAVUNMA SANAYİİNDEKİ ELEMAN ALIMLARI KONTROLÜMÜZDE OLSUN

“Savunma Sanayi, Tübitak vs eleman alımlarında kesinlikle boşluk olmasın, başvuranların listeleri soruşturulsun, referans olabileceklerin listeleri hazırlansın, gerekirse duyuru yapılmadan eleman temin edilsin, gerçekleşen alımlar hakkında düzenli sayısal rapor bekliyoruz. Ankara ve İstanbul için ayrı ayrı güvenli kanal kuralım.”

KAKİP EDİP CEZA BİLE KESİYORLAR

Mehmet Altunay ‘ÖSYM Genel Sekreteri) Mustafa Tütüncü (ÖSYM Bilgi İşlem Müdürü ve kardeşi de takip edilsin hesap içinde hesap yapıyorlar, verdikleri kadar da kaçırıyorlar (Kıbrıs kaçamaklarının kaydı var) izlettirilebilinir ceza keselim.

DEVŞİRİLMİŞ ELEMANDAN EFENDİSİNE RİCA

“Efendim, sanıyorum durumumdan genel müdürümüz Sayın Faruk Yarman Bey bahsetmiş olmalı. Şu an önemli bir projede çalışmaktayım. Pek yakında daha da önemli bir projenin başına getirilmem konuşuluyor. Bu sıralarda kleransımın yenilenmesi gerekmekte. Fakat kardeşimin bazı örgüt kayıtlarında yer almasının benim durumumu etkilemesinden korkuyorum. Bu konuda yardımlarınızı esirgemeyeceğinizi umuyorum. Teşekkür ederim. Saygılarımla. Nuran Göksu/ Havelsan. Başka bir bilgiye ihtiyaç olursa her zaman arayabilirsiniz.”





/ VAKİT
4 Aralık 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (12-05-2009 Saat 18:01 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-15-2009, 05:43   #10
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
AYM'de de asker eli - BELGE HABER
Genelkurmay'ın, 2005 yılında Anayasa Mahkemesi üyelerini de andıçladığı ortaya çıktı... Andıçta; hangi üyenin ne zaman emekli olacağı, yerine kimlerin gelebileceği ve hangi üye hakkında nasıl bilgiler bulunduğu tek tek anlatılıyor.

YÖK'ün meslek liselerinin önünü açan katsayı kararını iptal eden Danıştay için istihbarat topladığı ortaya çıkan Genelkurmay Başkanlığı'nın, 2005 yılında Anayasa Mahkemesi üyeleri için çok ciddi faaliyetlerde bulunduğu ortaya çıktı. Genelkurmay İç Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Anayasa Mahkemesi üyelerinin Seçimi” başlıklı andıçta, 26 Haziran 2005'te yaş haddi sebebiyle emekliye ayrılan Mustafa Bumin'den sonra Anayasa Mahkemesi'nin başına gelebilecek adaylarla ilgili çalışmalar ve AK Parti'nin Anayasa Mahkemesi'ni etkisizleştirmek için yasal çalışma içerisinde olduğu belirtiliyor.

SEZER, VASIFLI ÜYELER SEÇMEK İÇİN İNCELEME YAPIYOR

Mahkeme üyelerinin 65 yaşını doldurduktan sonra emekliye ayrıldığı ve mahkemenin 11 asıl 4 yedek üyeden oluştuğuna dair bilgilerin de yer aldığı notta, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atanmış olan Ertuğrul Ersoy'un 1 Ocak 2005 ve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından atanmış olan Fazıl Sağlam'ın 23 Şubat 2005'te emekliye ayrıldığı ve bu iki üye yerine henüz görevlendirme yapılmadığı belirtilirken; Cumhurbaşkanı Sezer'in aradan uzun süre geçmesine rağmen neden görevlendirme yapmadığı şu şekilde açıklanıyor: “Aradan 3 aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı'nın yeni üye seçmemesinin nedenleri bilinmemekte; ancak uzun görev yapabilecek uygun vasıftaki üyeleri seçebilmek için inceleme yaptığı değerlendirilmektedir.”

KILIÇ VE ADALI İÇİN “HAKLARINDA MENFİ BİLGİ MEVCUT” İFADESİ

Anayasa Mahkemesi'nin halihazırdaki başkan ve üyeleri hakkında kısa bilgiler, görev sürelerinin sona ereceği tarihler ve hangi kontenjandan seçildiklerine dair bilgilerin yer aldığı notta, dönemin Başkanvekili Haşim Kılıç ile üye Sacit Adalı için “Hakkında menfi bilgi mevcut” ifadeleri kullanılıyor. Andıçta, üyelerle ilgili şu bilgiler yer alıyor:

HANGİ ÜYE, NE ZAMAN EMEKLİ OLUYOR?

Mustafa Bumin (Başkan, 26 Haziran 2005'te emekli olacak, Danıştay)

Haşim Kılıç (Başkanvekili, hakkında menfi bilgi mevcut, 2015, Sayıştay)

Sacit Adalı (Üye, hakkında menfi bilgi mevcut, 2010, YÖK)

Fulya Kantarcıoğlu (Üye, 2013 Danıştay)

H. Tülay Tuğcu (Üye, 2007, Danıştay)

Ahmet Akyalçın (Üye, 2014, Yargıtay)

Mehmet Erten (Üye, 2014, Yargıtay)

Serdar Özgüldür (Üye, 2020, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi)

Necmi Özler (Üye, 2010, Askeri Yargıtay)

Mustafa Yıldırım (Yedek üye, 2010, Emekli Vali, Üst Kademe Yöneticisi)

Cafer Şat (Yedek üye, 2010, Yargıtay)

Ali Güzel (Yedek üye, 2008 Yargıtay)

Fettah Oto (Yedek üye, 2011, Danıştay)

“SEZER, EMEKLİ OLMADAN VASIFLI İKİ ÜYE ATAYACAK”

Vakit'in ele geçirdiği andıçta, Genelkurmay'ın Anayasa Mahkemesi üyelerini nasıl sınıflandırdığı ve ilgilendiği Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in emekli olmadan yapacağı atamalarla ilgili ifadeler de göze çarpıyor. Notta, “Basında yer alan bir haberde; Mustafa Bumin'den yerine, üyelerden Ahmet Akyalçın, Mehmet Erten, Tülay Tuğcu, Sacit Adalı ve Mustafa Yıldırım'ın aday olduğuna dair bilgi mevcuttur. Anayasa Mahkemesi kararları, asıl üyelerin salt çoğunluğu (6 oy) ile alınmakta; ancak Anayasa değişikliklerine iptal kararı verebilmesi için üçte iki (8 oy) oy çokluğu aranmaktadır. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi 2007 yılında sona ermektedir. Görev süresi sona ermeden önce boş olan iki üyelik için uygun vasıflardaki kişilerden atama yapacağı değerlendirilmektedir” ifadeleri yer alıyor.

AK PARTİ İLE İLGİLİ ANAYASAL İFADELER!

Anayasa Mahkemesi ile ilgili olarak “2007 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri, yine aynı yıl yapılacak olan genel seçimlerden önce Meclis'te çoğunluğu elinde bulunduran AK Parti'nin kendine müzahir bir kişiyi bu makama getirebileceği ve görev süresinin sona ereceği 2014 yılına kadar Mahkemede çoğunluğu ele geçirebileceği kıymetlendirilmektedir” ifadelerinin kullanıldığı bilgi notunda, “Ancak, son zamanlarda Anayasa Mahkemesi hakkında yaşanan tartışmalar ve bu konuda verilen beyanlar dikkate alındığında, AK Parti'nin, Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu'nu değiştirerek Anayasa Mahkemesi'nde çoğunluğu elde edebilmelerini sağlayan bir yasal düzenlemeyi TBMM'den geçirecekleri muhtemeldir. Nitekim, AK Partili milletvekillerinin ‘Anayasa Mahkemesi'nin kaldırılmasından ziyade yapısal değişikliğin şart olduğu' görüşünde birleştikleri ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin üçte birinin Meclis tarafından seçilmesini öngören bir yasa değişikliği taslağı üzerinde çalıştıklarına dair basında haberler yer almaktadır” ifadeleri de yer alıyor.

YARGITAY VE DANIŞTAY'DAN MEDET UMMUŞLAR

Andıçta, AK Parti'nin uygulayabileceği hareket tarzlarından bir diğerinin ise Anayasa değişikliğine giderek Anayasa Mahkemesi'ni etkisizleştirecek bir düzenlemeyi TBMM'den geçirmek olduğuna değinilerek bunun neler yapılabileceğine dair yapılan değerlendirmede, “Anayasa Mahkemesi'nin mevcut Kuruluş Kanunu'na göre Cumhurbaşkanı'nın atama yetkisi sınırsız değildir. Cumhurbaşkanı, ancak 3 asıl ve bir yedek üyeyi doğrudan seçme hakkına sahiptir. Kalan üyelikler için çeşitli kurullar (Yargıtay, Danıştay gibi) tarafından kendisine sunulan adaylar arasından bir seçim yapmak durumundadır” deniliyor.

GENELKURMAY BAŞKANI, SEZER'LE MAHKEME ÜYELERİNİ GÖRÜŞMÜŞ

Bilgi notundaki değerlendirmede şöyle deniliyor: “AK Parti'nin, Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu'nu değiştirerek Anayasa Mahkemesi'nde çoğunluğu elde edebilmelerini sağlayan bir yasal düzenlemeyi TBMM'den geçirebileceği; ancak Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşu ve görevleri Anayasa'da düzenlendiğinden (EK-D), bu tür düzenlemenin Anayasa değişikliği yapılması ile mümkün olacağı değerlendirilmektedir. Diğer yandan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in de emekli olmasıyla boş bulunan üç asıl üyelik için Cumhurbaşkanı'nın yapacağı atamaların takip edilmesine ve gelişmelere göre uygun zamanda Sn. Genkur. Bşk. Tarafından Sn. Cumhurbaşkanı ile yapacağı görüşmede gündeme getirilmesinin uygun olacağı kıymetlendirilmektedir.”
İŞTE AYM ANDICI :


*



*










15 Aralık 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
ak parti, akit, akpartiforum, chp, chp gerçekleri, deniz baykal, dilipak, ergenekon, etö, gündem haberleri, habercilik, habervaktim, hasan karakaya, mhp, unutulanlar, vakit, vakit gazetesi, vakit haberciliği, vakit manşetler, ülke gerçekleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi