“ Geçmişte Altın Dünyası adlı bir dergi çıkarmıştım kuyumculuk sektörüne, şimdi de İstanbul Kuyumcular Odası’nın Basın danışmanlığını yapıyorum.
İnanın köşenizde yazdıklarınız (ÖTV-KDV-Pırlanta) doğru olsa altına ben de imzamı atarım; ama değil...



Pırlantanın işlenmiş ve mücevher olmuş halinde hem % 20 ÖTV hem de % 18 KDV var.
Yasal olarak var ama fiili olarak yok. Buna devlet de ses çıkartmıyor çünkü Türkiye zararına bir vergi bu.


Mesela siz ya da eşiniz mücevher aldınız değil mi? Altın bilezik en basiti, ya da yüzük ... Sahi hani faturası? Neden almadınız?
Bunları yazarken yazıyorsunuz ama Maliye Bakanı, Başbakan dahil daha ortada aldıkları bırakın mücevheri, altın takının faturasını gösteren yok...


Altın, gümüş, pırlanta gibi değerli taş ve madenler emtiadır; ham petrol gibidir; para gibidir, tahvil gibidir. Bunlardan dünyanın hiçbir yerinde “vergi” alınmaz...
Ancak bunlar işlenir de bir “katma değer” yaratılırsa o zaman KDV sözkonusu olur.
Ham petrolde vergi olmaz; ama işlenip de benzin, mazot, LPG olunca artık vergi doğar...
Altın külçe halindeyken; pırlanta da çıplak taş iken vergi sözkonusu olmaz. Kuyumcu bunları alır ve işler. Yüzük, kolye, bilezik, mücevher yapar; bir katma değer üretir.
Buradan itibaren, üretilen katma değer vergi konusu olur. ÖTV ya da KDV alabilirsiniz; gerçi almayan ülkeler de vardır...

Mesela 10 bin Dolara bir mücevher alacaksınız diyelim. Türkiye’de bunu % 20 ÖTV ile 12 bin Dolara alacaksınız, Dubai’de ise 10 bin dolar...
2 bin dolar var... 500 gidiş dönüş uçak bileti. 1500 geri kaldı. 500 de keyfe keder harcadınız, hala 1000 dolar karınız var...
Sahi siz hala o mücevheri Türkiye’den mi alırsınız? Ya da Hindistan’da, Dubai’de, Çin’de (mücevher ihracatından bizim gerimizde ike ÖTV sayesinde bizi geçen ülkeler) alacaklarından yüzde 20-30 arasında daha fazlasına neden Türkiye’den alsın; mesela Ruslar....

Mesela hem Çin’de hem de Türkiye’de fabrikası olan bir işadamı olsanız; ki büyükler artık böyle iş yapıyor...
Türkiye’de mücevher yapmak üzere alacağınız pırlantada % 20 ÖTV ödeyeceksiniz; Çin’de böyle bir vergi ödemeden istediğiniz kadar pırlanta alabileceksiniz...
İşin daha da garibi; Türkiye’de, Türk işçileriyle ürettiğiniz mücevher için daha ÜRETİM aşaması TÜKETİM vergisine konu olurken; Çin’de ürettiğiniz mücevherleri Türkiye’ye taşına beş kuruş vergi ödemeden ithal edebiliyorsunuz... Sahi siz olsanız hangi ülkede üretim yaparsınız?

Türkiye, mücevher ihracatında İtalya’dan sonra dünya 2. idi... Şimdi 3. oldu, yakında 4. 5. olacağız... Bu sayede ülkemize kayıtlı olarak gelen gelir düşecek; 250 bin kişi bu sektörde çalışıyor. 250 bin eve ekmek giriyor; ama şimdi günde 250 kişi işsiz kalıyor... Öte yanda üretimini yurtdışına kaydıran vatansever kuyumcular %20 daha avantajlılar...

Pırlanta ve değerli taşlarda ÖTV kaldırılmalıdır. Popülist söylemleri kaleme alanların neden bunu yaptıklarını sorgulayınız...

Kuyumcular Odası Basın Danışmanı Tanyel Yılmaz tarafından kaleme alınmıs bir cevap olup konu hakkında daha farklı bir bakıs acısı getirecegini umuyorum

Yav ben kimim allah aşkına partiyle alakam bile yok, üyeliğim felanda yok :D

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ile canlı yayında girdiği tartışma ile gündeme damgasını vuran CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu�nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde 70 akrabasını işe yerleştirdiği belirlendi. 1966 yılında Karabulut olan soyadını değiştiren Kemal Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürlüğü�ne atandığı 1992 yılından 1998�e kadar eski soyadını taşıyan akrabalarını işe aldı. Kılıçdaroğlu bu dönemde Karabulut soyadlı 31 yakınını işe başlattı.


EN SEVİLEN AKRABA


KILIÇDAROĞLU�NUN annesinin kızlık soyadı olan Gündüz soyadlı 26 yakınını da işe alırken eşinin hısım ve akrabalarını da ihmal etmedi. Kızlık soyadı Düzgün olan eşinin 13 yakını da Kılıçdaroğlu döneminde işe başladı. Kılıçdaroğlu döneminde işe alınan Karabulut, Gündüz ve Düzgün soyadlı 70 civarında personelin hala kurumda çalıştıkları öğrenildi.


LİBYA PRİMİ SKANDALI


KILIÇDAROĞLU Libya�da işçi çalıştıran müteahhitlere Yargıtay kararlarında aksi belirtilmesine rağmen Libya�daki prim oranını uygulayarak kurumu o dönem 4.5 trilyon TL zarara uğratmakla suçlandı.


İhaleleri yakınlarına dağıtmış
Kılıçdaroğlu�nun icraatları yakınlarını işe almakla da sınırlı kalmadı. Anılan dönemlerde Kılıçdaroğlu�nun SSK ihalelerini yakınlarına ve CHP�lilere verdiği de konuşuldu. Bu ihalelerden bazıları şöyle:
SSK İstanbul Kartal Hastanesi Onarım İnşaatı: 1992 yılı birim fiyatlarıyla ilk keşif bedeli 12.7 milyar TL. 1998 birim fiyatıyla 1.9 trilyon lira ödendi. İhaleyi Kılıçdaroğlu�nun yakını olduğu ifade edilen Şahin Güven aldı.


SSK Göztepe Hastanesi Genel Onarımı: 1992 birim fiyatıyla ilk keşif bedeli 24 milyar TL. 1998 birim fiyatlarıyla 3 trilyon TL ödendi. İhale Ali Özcan adlı CHP İl Başkanı�na verildi.


Tunceli Sağlık Meslek Lisesi İnşaatı: 1993 fiyatıyla keşif bedeli 28.5 milyar TL. 1998 fiyatlarıyla müteahhide 1 trilyon 100 milyar TL ödendi. İhale Ali Rıza Olcay adlı Kılıçdaroğlu�nun yakınına verildi.

Yahu hocam iyi güzelde bir kaynak verseydin.

Ama kanal7 vb. olmasın.Nasıl siz Doğan medyasına güvenmiyorsanız bende bunlara güvenmiyorum.

Kaynak : http://www.haber1.com/haber/20080927...e-cevirmis.php

DOĞAN MEDYASI yayınlamıyor. Ört bas ediyor.

Chp den daha yobaz partimi var ?

Ezanı Muhammediye el uzatmaya kalkan

Başörtülülere saldıran

Geçmişi Lekeli

Yolsuzluk Abidesi

Postal Yalayıcısı

İnsan ve Müslüman düşmanı

sayarımda uğraşmaya değmez