AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-19-2010, 15:11   #1
Kullanıcı Adı
Asi_isyankar
Arrow Anadilde savunma talebi
151 sanıklı KCK davasının ilk duruşmasında beklentilerin aksine tahliye çıkmadı. Sanıkların Kürtçe savunma talepleri bugün karara bağlanacak



PKK’nın gizli şehir yapılanması olduğu iddia edilen Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi’ne (KCK/TM) yönelik soruşturmaya ilişkin davada yargılanan sanıkların tahliye talepleri reddedildi. Mahkeme iddianamenin özetlenerek okunmasını kararlaştırırken, Kürtçe savunma için tercüman isteminin de bugün karara bağlanacağını bildirdi.
KCK’ya yönelik soruşturma kapsamında dört ayrı operasyonda yakalanan, aralarında BDP’li belediye başkanlarının da bulunduğu 103’ü tutuklu 151 sanığın yargılanmasına Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Tutuklu sanıklar, 08.35 itibariyle cezaevi araçlarıyla adliyeye getirdi. Bazı tutuksuz sanıklar ve avukatlar ile duruşmayı izleyecek olan yerli ve yabancı konuklar adliye bahçesine alınırken, polis, adliyeye aldığı kişilerin üst araması ve kimlik kontrolünü yaptı. Salonun fiziki şartlarının yeterli olmaması nedeniyle duruşmayı izlemek üzere sadece 10 gazeteci içeri alındı.


Davaya yoğun ilgi

ÖDP, EMEP ve TKP’nin genel başkan düzeyinde izlediği dava için İtalya’dan gelen yedi kişilik bir grup, adliye önünde Türkçe, İtalyanca, Kürtçe ve İngilizce, ‘Herkese özgürlük’ yazan bir pankart açtı. Grup daha sonra İtalyanca, ‘Çav Bella’ adlı şarkıyı söyledi. BDP’nin çağrısı üzerine sabah saatlerinden itibaren adliye binası önünde toplanan binlerce kişi de duruşmaların sonuna kadar ‘barış nöbeti’ tutacağını açıkladı.


İddianame okunmasın talebi

KCK/TM davasında Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, duruşmada tek tek kimlik tesbiti yerine firari sanıklar dışındakilerin isimlerini okudu. İsimleri okunan sanıklar Kürtçe olarak ‘buradayım’ ya da ‘evet’ diye karşılık verdi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ismi okunduğu sırada hiç bir söz söylemeden ayağa kalkarak elini kaldırdı. Duruşmaya tutuklu sanıkların tümü katılırken, tutuksuz yargılanan sanıklardan altısı gelmedi.
Duruşma salonunda 160 avukat sandalyesi bulunurken, salonda yaklaşık 300 avukat hazır bulundu. Duruşma salonuna üçü hareketli sekiz kamera konurken, tutanak tutulmadığı görüldü. Tutanakların daha sonra görüntü kayıtlarının çözümünden sonra tutulacağı belirtildi. Duruşmada iddianameyi hazırlayan Savcı İsmail Aksoy’un yanı sıra Savcı Adem Özcan da görev aldı. Mahkeme başkanın iddianamenin kabulünü okumasının ardından avukatlar adına Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar söz aldı. Aktar, Türkiye’nin hatta dünyanın gözünün bu davada olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Kürt siyasetçiler, insan hakları aktivistileri, avukatlar yargılanıyor. İddia makamı akla hayale zor gelen 7 bin 587 sayfalık iddianame hazırlamış. Bu iddianamenin okunması çok zaman alacak. Savunmaya daha çok yer verilmeli. Burada kim mağdur sorusuna bakarsak, burada yargılanan sanıklara oy veren insanlar mağdurdur. Bu nedenle iddianamenin okunmamasını talep ediyoruz.”


Dicle tüm sanıkların sözcüsü

Daha sonra söz alan tutuklu sanıklardan Demokratik Toplum Kongresi eski Eşbaşkanı ve DEP eski Milletvekili Hatip Dicle, salondaki tutuklu tüm sanıklar adına söz aldığını ve tüm sanıkların sözcüsü olduğunu söyledi. Dicle, “Keşke bu yargılama olmasaydı. Demokratik bir ülkede, Kürt halkının siyasi temsilcileri faaliyet yürüttükler için sanık sandalyesinde sizin karşınızda oturtulmasaydı. Bu sorunun merkezinde Kürt sorunu var. Devlet katında Cumhurbaşkanı, Başbakanlık makamında bu sorunun tartışıldığı bir süreçte, yargıyı meşgul etmek anlamsızdır. Halk arasında ‘bir musibetten bin hayır çıkar’ sözü var. Umarım bu yargılamadan da hayır çıkar. Bu yargılama Kürt sorunun çözümüne katkı sunar” dedi.


Kürtçe savunma talebi

Hatip Dicle, şöyle devam etti: “Ana dilde savunma doğal bir hukuk. Adil yargılama ve savunma hakkının bir parçası Lozan Antlaşması’nın 37, 42 ve 39’uncu maddelerinde dil hakkı belirlenmiştir. 86 yıldır bu maddeler çok çiğnendi. Bir araştırma yaptım. Bizler bu salonda bulunan 103 tutuklu sanıktan 47’si 10 yıl ve üzeri, 7’si ise 20 yıl ve üzeri cezaevinde kalmışlar. Biz siyasi hareket olarak Türkçe’yi resmi dil olarak benimsedik. Ancak bizim ana dilimiz Kürtçe yasaklandı. Biz bugün burada savunmada kendi dilimizi özgürce kullanmak istiyoruz. Çok hassas bir süreçten geçiyoruz. Silahlı şiddet modundan, demokratik siyasetin hakim olmasını istiyoruz. Bu yargılamada bize yaklaşımınız, şiddet alanını daraltır.”
Savunma avukatları söz alarak, sanıkların savunmalarını Kürtçe yapması ve tercüman tayin edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, talepleri görüşmek üzere duruşmaya saat 14.15’e kadar ara verdi.


İddianame reddedilsin

Duruşmanın ikinci bölümünde sanık avukatlarından Meral Danış Beştaş, 26 sayfalık savunma yaptı. Danış, savunmasını iddianamenin yasal olmadığına dair kanıtlara ayırdı. Danış, “İddianameyle yasal olan etkinlikler yasadışına itilmiştir” dedi. Bu davanın “Kürtlerin eşit yurttaş davası” olarak kabul edilip edilmeyeceğinin davası olduğunu kaydeden Danış, iddianamenin iade edilmesini istedi.
Danış’ın ardından söz alan sanık avukatlarından Eşber Yağmurdereli de, davanın kamu adına açıldığını, ancak yargılananların kamu adına faaliyet yürüten kişiler olduğunu belirterek, bunun bir çelişki olduğunu söyledi. Davanın Kürt sorunu açısından nicel bir suçlamadan nitel suçlamaya geçiş yaptığını kaydeden Yağmurdereli, “Bu nitel suçlamanın devam edip etmeyeceğinin duruşmasıdır” dedi.


İddianame özetme okunacak

Sanık avukatlarının konuşmaları ve tahliye taleplerinin ardından mahkeme heyeti ilk güne ilişkin kararlarını açıkladı. Heyet tahliye taleplerinin reddine ve tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Heyet 7500 sayfalık iddianamenin özetlenerek okunmasını kararlaştırdı. Heyet, sanıkların Kürtçe savunma için talep ettikleri tercüman konusunda ise bugün karar vereceğini açıklayarak duruşmayı kapattı. Bugün devam edecek duruşmaların 12 kasıma kadar sürebileceği belirtiliyor.


Bu dava Kürt sorununun mihenk taşı

KCK davasını yerli ve yabancı çok sayıda siyasetçi, akademisyen ve yazar da izledi. Sabah erken saatlerden itibaren adliye önüne gelenlerin ortak dileği ise en azından tutukluların tahliye edilmesiydi.
Ahmet Türk (DTK Eş Başkanı): Bu davayı iradeyi kırmaya yönelik bir dava olarak değerlendiriyoruz. Barışı aradığımız bu süreçte, sırf düşünceleri ve fikirlerinden dolayı arkadaşlarımızın 18 ay tutuklu bulunmaları kabul edilebilir bir durum değil. Barış özlemi duyuyoruz. Duruşmanın seyri önümüzdeki barış süreci için önemli bir mihenk taşıdır.
Gençay Gürsoy (Türkiye Tabip Odası Başkanı): Yargılamanın kültürel varlığa karşı olduğu yönünde bir izlenime sahibim. Suçlamaların tamamı bir siyasal partinin ve onunla ilgili demokratik örgütlerin normal faaliyetleri olduğuna yönelik. Umuyorum ki karar Kürt sorununun çözümüne yönelik olur.
Altan Tan (Yazar): Bu dava demokratik açılımın önünde bir engeldir. Dağda silahla gezeceğine ovada siyaset yapsınlar deniyordu. Kürt meselesini çözmek yerine PKK’yi tavsiye etmek siyasileri tutuklama politikası oluşmuştur. Başbakan, meydan okuyan ve sert söylemler kullanmak yerine barışın dilini kullanmalıdır.
Selahattin Demirtaş (BDP Eş Başkanı): Arkadaşlarımız sorgusuz, sualsiz cezaevinde tutuluyor. Bizim için özgürlüğün bir saniyesi bile değerlidir. 18 ayın ardından inşallah dava sonucunda hepsi beraat edecektir. Ama bu 18 ayın hesabını kim verecektir, merak ediyoruz. Geciken adaletin gerçekleşmesini istiyoruz.
Antonio (ASSO Pace Sözcüsü): BDP siyasi bir parti. Kürtler siyaset yapmalıdır aksi halde savaş devam eder. Siyasilerini cezaevine gönderen bir ülke nasıl demokrasiden ve insan hakkından bahsedebilir.
Barbel Bavermann (Almanya Eyalet Parlamentosu Sol Parti Grubu Başkanı) : Gördüğüm manzara karşısında oldukça şaşkınlığa ve hayal kırıklığına uğradım. Kürt siyasetçilerin tutuklanması siyasi bir karardır. Türkiye, Avrupa Birliği’ne girmek için imzaladığı Kophenag Kriterleri’ni uygulamak zorundadır.


HELİN ALP/DİYARBAKIR - Istanbul - 19.10.2010- Taraf

 

Asi_isyankar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 10-19-2010, 16:22   #2
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
Ahmet Türk'ü akşam tv de izledim. Etö terör örgütü ile bağlantılarının kanıtları olduğu halde serbest bırakılanlar varken hiç bir suça karışmamış kck üyelerinin uzun süredir içerde olmasının anlamı nedir.

Son bildiğim kadarı ile savunmayu kürtçe yapmak isteyen tutukluların bu talebi uygun görülmemiş. Yasal olarak kürtçe savunma yapmanın uygun olmadığı bilindiği halde neden bunda ısrar ederler anlamıyorum. Sanki mağdur olmak tabandaki hareketliliği sağlıyor gibi imaj oluşturuluyor.
Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi