Yazın sıcak, güzel günlerinden bir gün yine bizim karınca serin sulara girip rahatlayıp eğlenmek yerine çalışmaktadır. Ağustos böceği ise evinin arka bahçesindeki havuzda eğlenmektedir.
Karınca bunu her gördüğünde ise için için kıskanmakta ama
-"Sen asıl kışın görecen" diyerek kendini avutmaktadır.
Derken tüm yaz böyle geçer ve yavaş yavaş sonbahar ve de kış gelir. Yağmurlu bir kış akşamı karınca evinde, küçük sobasının önünde oturmuş pencereden dışarı bakmaktadır. Elinde de yazın topladığı yemek parçacıklarını yemektedir.
Derken evin önüne bir limuzin gelir.
-"Allah Allah" der içinden.
-"Bu kimdir acep?".
Şoför çıkar ve en arka kapıya gider. Kapıyı açınca içerden kürkler içinde bizim ağustos böceği çıkar. Yavaş yavaş karıncanın evine doğru gelir. Pencereden çıkar ve
-"Hayrola ağustos böceği" der karınca.
-"Ne olsun iste..Bizim arkadaşlar çağırdı da Paris'te parti varmış, oraya gidiyorum" der ağustos böceği.
-"Sen de bir şey ister misin? diye bir uğrayayım dedim."
Karınca;
-"Sağolasın. Aslında var bişey. Yaparsan sevinirim valla.
Orda yaşayan La Fontaine adında biri var.
Benim için onun suratına tükür..."

:D :D
+1

:D teşekkürler güzeldi

çok güzeldi.. tesekkürler

:D :D :D tesekkurler :D

:D :D :D

;D ;D :D