Ak_Kelebek
04-15-2008, 13:33
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP için hazırladığı iddianamenin Anayasa Mahkemesi'nde kabulüyle, topun yarısı kale çizgisini geçmiş oldu. Yüksek mahkemenin cumhurbaşkanlığı seçiminde verdiği o inanılmaz '367' kararını anımsayınca...
367 kararında olduğu gibi AKP'nin kapatılması için açılan davanın ardında yine başka bir gücün varlığı şiddetle hissedilirken... 'Gol' demek için meşin yuvarlağın filelerle buluşmasını beklemeye gerek yok herhalde! Aslında başbakan ve diğer AKP'liler de kapatılmaya neredeyse kesin gözüyle bakıyor olmalı. Partinin son MKYK toplantısından sızan bilgiler bu yönde. AKP kapatılmayı kabul etmiş ve çalışmalarını kapatılma sonrasına yoğunlaştırmış bir görüntü veriyor. Partideki ortak kanaat "Anayasa Mahkemesi'nden beklenen sonuç maç değil, ilk yarı skoru olacak" şeklinde. Bundan sonrasına gelince...
AKP'nin büyük bir hedefi var. Aslında yeni değil. Daha parti kurulurken belirlenen, fakat bir türlü hayata geçirilemeyen bir hedef bu; "Devlet eliti olarak görülen ve Türkiye'nin değişmez denilen gizli(!) iktidarını yıkarak yerine 'yalnızca halk desteği ile ayakta durabilen' cumhuriyet tarihinin ilk siyasal iktidarını kurmak." Bakın, yeniden hükümet olmaktan değil.. Ülkeyi perde arkasından yöneten çevrelerden(!) arındırılmış gerçek bir siyasi iktidardan söz ediliyor burada. Daha çok bir yemini andıran bu hedef gerçek olabilir mi? Uzak bir ihtimal gibi görünüyor.
Ama imkansız değil! AKP'yi hükümetten uzaklaştırmak için daha önce bulunulan girişimleri bir hatırlayın! 27 Nisan e-muhtırasını, Cumhurbaşkanlığı seçimini kilitleyen 367 tartışmalarını... AKP tüm bu olumsuzları lehine çevirmeyi başardı. 22 Temmuz seçimlerinden de bu sayede büyük bir galibiyetle çıktı. Şimdi yine aynı şey söz konusu. Son birkaç hafta içinde yapılan tüm kamuoyu anketleri kapatma davasının ardından AKP'nin oylarının yüzde elliyi geçtiğini gösteriyor. Tarih tekerrür ediyor yani...
AKP karşıtı çevreler ise tüm bu olan bitenden henüz bir ders çıkarabilmiş değil. Onlar, İslamcı olduğundan yola çıkarak dogmatik olmasını bekledikleri AKP'nin nasıl pragmatik adımlar attığını görmemekte direniyorlar. Tüm duygusal söylem ve yaklaşımlarına rağmen rasyonel düşünen ve ülkedeki gerçek yaşam çizgisini yakalamış bir partiyle karşı karşıya oldukları gerçeğini kabul etmiyor, edemiyorlar. Tayyip Erdoğan'ı üst üste iki dönem başbakan yapan ve kapatılma davasının ardından partiyi daha da güçlü kılan şey, AKP karşıtlarının bir türlü kabul etmediği bu gerçekler değil mi?
Bunun farkında olan AKP yönetimi, parti kapatılsa dahi ortaya çıkacak sonucu mağlubiyet olarak görmekten uzak. Çünkü AKP'ye vurulan her antidemokratik darbenin kendilerini nasıl güçlendirdiğinin onlar da farkındalar. İşte bu nedenle iddia ediyorum; AKP kapatılmayı herkesten çok istiyor! Bu durumda kim aynı şeyi istemez ki?!
Erhan Çelik
Bugün
367 kararında olduğu gibi AKP'nin kapatılması için açılan davanın ardında yine başka bir gücün varlığı şiddetle hissedilirken... 'Gol' demek için meşin yuvarlağın filelerle buluşmasını beklemeye gerek yok herhalde! Aslında başbakan ve diğer AKP'liler de kapatılmaya neredeyse kesin gözüyle bakıyor olmalı. Partinin son MKYK toplantısından sızan bilgiler bu yönde. AKP kapatılmayı kabul etmiş ve çalışmalarını kapatılma sonrasına yoğunlaştırmış bir görüntü veriyor. Partideki ortak kanaat "Anayasa Mahkemesi'nden beklenen sonuç maç değil, ilk yarı skoru olacak" şeklinde. Bundan sonrasına gelince...
AKP'nin büyük bir hedefi var. Aslında yeni değil. Daha parti kurulurken belirlenen, fakat bir türlü hayata geçirilemeyen bir hedef bu; "Devlet eliti olarak görülen ve Türkiye'nin değişmez denilen gizli(!) iktidarını yıkarak yerine 'yalnızca halk desteği ile ayakta durabilen' cumhuriyet tarihinin ilk siyasal iktidarını kurmak." Bakın, yeniden hükümet olmaktan değil.. Ülkeyi perde arkasından yöneten çevrelerden(!) arındırılmış gerçek bir siyasi iktidardan söz ediliyor burada. Daha çok bir yemini andıran bu hedef gerçek olabilir mi? Uzak bir ihtimal gibi görünüyor.
Ama imkansız değil! AKP'yi hükümetten uzaklaştırmak için daha önce bulunulan girişimleri bir hatırlayın! 27 Nisan e-muhtırasını, Cumhurbaşkanlığı seçimini kilitleyen 367 tartışmalarını... AKP tüm bu olumsuzları lehine çevirmeyi başardı. 22 Temmuz seçimlerinden de bu sayede büyük bir galibiyetle çıktı. Şimdi yine aynı şey söz konusu. Son birkaç hafta içinde yapılan tüm kamuoyu anketleri kapatma davasının ardından AKP'nin oylarının yüzde elliyi geçtiğini gösteriyor. Tarih tekerrür ediyor yani...
AKP karşıtı çevreler ise tüm bu olan bitenden henüz bir ders çıkarabilmiş değil. Onlar, İslamcı olduğundan yola çıkarak dogmatik olmasını bekledikleri AKP'nin nasıl pragmatik adımlar attığını görmemekte direniyorlar. Tüm duygusal söylem ve yaklaşımlarına rağmen rasyonel düşünen ve ülkedeki gerçek yaşam çizgisini yakalamış bir partiyle karşı karşıya oldukları gerçeğini kabul etmiyor, edemiyorlar. Tayyip Erdoğan'ı üst üste iki dönem başbakan yapan ve kapatılma davasının ardından partiyi daha da güçlü kılan şey, AKP karşıtlarının bir türlü kabul etmediği bu gerçekler değil mi?
Bunun farkında olan AKP yönetimi, parti kapatılsa dahi ortaya çıkacak sonucu mağlubiyet olarak görmekten uzak. Çünkü AKP'ye vurulan her antidemokratik darbenin kendilerini nasıl güçlendirdiğinin onlar da farkındalar. İşte bu nedenle iddia ediyorum; AKP kapatılmayı herkesten çok istiyor! Bu durumda kim aynı şeyi istemez ki?!
Erhan Çelik
Bugün