http://im.haberturk.com/2010/07/25/535775_detay.jpg?1280064759
Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na Baykal'ı hatırlattı

Başbakan Erdoğan'ın Açıklamaları:
AK Parti olarak siyasetin seviyesini dönüştürmeye çalışıyoruz. Medyanın üfürmesiyle şişen yelken açık denizde alabora olur. Yani manşetle gelenler manşetle gider. Kendi liderlerine ihanet edenler ihanetle de giderler. Kendi söyledikleri yatsı olmadan sönüyor."

"EDEP YAHU"

Ben Adıyaman'dan muhalefete sesleniyorum tasavvuf diliyle 'Edep ya huu' diyorum.
Duble yollar havayoluna kadar devam ettirilip bitirilecek. 81 ilde TOKİ aracılığıyla konutalr inşa ettik. Vatandaşlarımızı ev sahibi yapıyoruz. Okullarımızı bilgisayarlarla donattık Adıyaman'da üniversite var mı? Evet var."Türkiye dünya ekonomisi arasında 26. sıradaydı. Şimdi 17. sırada. Dünyanın en büyükleri küçülürken Türkiye yüzde 11.7 büyüktük. Türkiye'nin itibarını büyüktük. Gazze'de Filistin'de Kudüs'te Türkiye var.

"YALAN SÖYLEME"

Eğer demokrasi gelişmiyorsa eğer hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku varsa o ülkenin ekmeği çoğalmaz. On yıllarca özgürlüğü bu ülkeye çok gördüler."
CHP çıkmış diyorki başörtüsünü çözeriz. Doğru ol be, dürüst Ol be. Mecliste 411 oy çıktığı zaman onu anayasa mahkemesine götüren siz değil miydiniz. Dürüst siyaset yapacaksın.

Geldiler iki anahtar gösterdiler, hanginiz aldı. Herkese asgari ücret verecekmiş. Yalan söyleme.

"GENEL YAYIN YÖNETMENLERİNE SESLENİYORUM"

Medyaya sesleniyorum. Patronlarına ve genel yayın yönetmenlerine sesleniyorum neden bunları yazmıyorsunuz.
12 Eylül anayasasında en köklü değişikliği yapıyoruz bu bir AK parti projesi değildir. 73 milyon vatandaşı asla kamplara bölmedik. Etnik ya da dinsel milliyetçilik yapmadık.

BDP, CHP ve MHP'li vatandaşlarıma sesleniyorum referanduma evet deyin. Muhalefete gaz veren medya hayır diyor. Yarsav hayır diyor. Çeteler bu değişikliğe hayır diyor. Benim milletime bidon kafalı diyen göbeğini kaşıyan diyenler hayır diyor."
Demokrasi isteyenler evet diyor. Türkiyenin büyümesini gelişmesini isteyenler evet diyor.
Bir tarafta darbe anayasası var bir tarafta millet anayasası var.


Kaynak (http://www.haberturk.com/polemik/haber/535775-ihanetle-gelen-ihanetle-gider)

CHP'nin genel başkanlığına ihanetle geldiniz Etro Kemal. Eski genel başkanınız Deniz Baykal'a, Önder Sav'la birlikte ihanet ederek CHP'nin genel başkanı oldunuz Etro Kemal. Önder Sav'la gizli konuşmalarınızı ve Deniz Baykal'a yapmış olduğunuz ihaneti reddedemezsiniz Etro Kemal. Arkanızı sağlama alınız Etro Kemal. Sizin, Deniz Baykal'a ihanet ettiğiniz gibi gün gelir başka birisi de size ihanet ederek sizin yerinize CHP Genel Başkanlığı'na oturabilir. Bu dünya etme bulma dünyasıdır Etro Kemal.

Kıılçdaroğlu bu konuşmaya çok sinirlenmiş:


BAŞBAKAN'A ÇOK SERT CEVAP

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın 'ihanet ediyorlar' sözlerine çok sert cevap verdi. Söze, "Biz şimdiye kadar efendi davrandık" diye başlayan Kılıçdaroğlu, "Recep Bey efendi davrandık diye bizi hafife almasın. Onun yalanlarını yakasına tek tek yapıştıracağım "dedi. Ardından da ihanet suçlamalarına şu yanıtı verdi: " Sen kim oluyorsun da bizi ihanetle suçluyorsun. Git bu soruyu Erbakan'a sor, yanıtını o versin."


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15411838.asp?gid=373


Bu ihanet konusu epey bi sürer herhalde:)

Kıılçdaroğlu bu konuşmaya çok sinirlenmiş:

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15411838.asp?gid=373


Bu ihanet konusu epey bi sürer herhalde:)

Biz, Necmettin Erbakan'a ihanet etmedik. Fazilet Partisi kapatıldıktan sonra Milli Görüş, Saadet Partisi'ni kurarak yoluna devam etti. Biz, Muhafazakâr Demokrat olan Merkez Sağ ve Merkez partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurarak yolumuza devam ettik.

Necmettin Erbakan'a ihanet edenleri arıyorsanız, Saadet Partisi'nin 11 Temmuz 2010 tarihli kongresinde Milli Görüş'ün kurucusu ve doğal lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın; arkadaşlarının, oğlunun, kızının ve damadının isminin yer aldığı listesini reddedip, böylelikle Erbakan ismini ve Erbakan soyismini Saadet Partisi'nden kazıyarak Milli Görüş partisi olmaktan çıkmış ve 11 Temmuz 2010 tarihinden itibaren Çakma AK Parti görünümü almış olan Saadet Partisi'ne bakınız.

Aynen öyle

''İHANETLE GELEN İHANETLE GİDER''

:güzel:

Biz, Muhafazakâr Demokrat olan Merkez Sağ ve Merkez partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurarak yolumuza devam ettik.



İSLAM ADALETİ,YUNANIN DEMOKRASİSİ OLMUŞ......PEH...

liberal (http://www.akpartiforum.com/wiki/Liberalizm), komünist (http://www.akpartiforum.com/wiki/Kom%C3%BCnizm), sosyalist (http://www.akpartiforum.com/wiki/Sosyalizm), muhafazakar (http://www.akpartiforum.com/wiki/Muhafazak%C3%A2rl%C4%B1k), anarşist (http://www.akpartiforum.com/wiki/Anar%C5%9Fizm) ve faşist (http://www.akpartiforum.com/wiki/Fa%C5%9Fizm) düşünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok fazla sayıda değişik tanımı oluşmuştur.

muhafazakarlığın kurucusu tocqueville !!!!!!!


ne bu gavur rejimleri hayranlığı...???

Biz, Necmettin Erbakan'a ihanet etmedik. Fazilet Partisi kapatıldıktan sonra Milli Görüş, Saadet Partisi'ni kurarak yoluna devam etti. Biz, Muhafazakâr Demokrat olan Merkez Sağ ve Merkez partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurarak yolumuza devam ettik.

Necmettin Erbakan'a ihanet edenleri arıyorsanız, Saadet Partisi'nin 11 Temmuz 2010 tarihli kongresinde Milli Görüş'ün kurucusu ve doğal lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın; arkadaşlarının, oğlunun, kızının ve damadının isminin yer aldığı listesini reddedip, böylelikle Erbakan ismini ve Erbakan soy ismini Saadet Partisi'nden kazıyarak Milli Görüş partisi olmaktan çıkmış ve 11 Temmuz 2010 tarihinden itibaren Çakma AK Parti görünümü almış olan Saadet Partisi'ne bakınız.

Kılıçdaroğlu söylemiş ama siz başka yere saldırıyorsunuz:)

Başbakan kılıçdaroğlunu liderine ihanetle suçlayınca kılıçdaroğlu başbakanı suçluyor ama siz saadet partisini hedef alıyorsunuz?

Bu nasıl iş yahu!

Bu konuda senin muhatabın kılıçdaroğludur sayın arkadaşım.

(yazınızdaki saçmalıklara cevap vermeye bile gerek yoktur)

''İHANETLE GELEN İHANETLE GİDER''

:güzel:

"İhanetle gelen ihanetle gider" sözünü destekleyerek, Saadet Partisi'nin 11 Temmuz 2010 tarihli kongresinde Milli Görüş'ün kurucusu ve doğal lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın; arkadaşlarının, oğlunun, kızının ve damadının isminin yer aldığı listesini reddedip, böylelikle Erbakan ismini ve Erbakan soyismini Saadet Partisi'nden kazıyıp Necmettin Erbakan'a ihanet ederek Milli Görüş partisi olmaktan çıkmış ve 11 Temmuz 2010 tarihinden itibaren Çakma AK Parti görünümü almış olan Saadet Partisi'ni kastediyorsunuz herhalde.


İSLAM ADALETİ,YUNANIN DEMOKRASİSİ OLMUŞ......PEH...

liberal, komünist, sosyalist, muhafazakar, anarşist ve faşist düşünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok fazla sayıda değişik tanımı oluşmuştur.


İslam'ın adaletiyle eski Yunan'da ortaya çıkmış olan demokrasiyi birbirine karıştırmayınız! İslam'ın adaleti başkadır, demokrasi başkadır.

Demokrasi, İslam Şeriatı'na aykırı değildir. Demokrasi bir yönetim biçimidir. Yönetimin babadan oğula geçtiği Sultanlık Rejimi nasıl İslam Şeriatı'na aykırı değilse, yönetimin halkoyuyla belirlendiği Demokrasi Rejimi de İslam Şeriatı'na aykırı değildir.

muhafazakarlığın kurucusu tocqueville !!!!!!!


ne bu gavur rejimleri hayranlığı...???

Muhazafakârlık gâvur rejimi hayranlığı değildir. Muhafazakârlık tarihin başlangıcından beri vardır. Muhafazakârlığın sistematik hale getirilmesi 18. yüzyılda olmuş olabilir; ama bu durum muhafazakârlığın sistematik hale getirilmeden önceki zamanlarda var olmadığını göstermez. Ayrıca biz, muhafazakârlığı sistematik hale getirildiği şekliyle kabul etmek zorunda değiliz. AK Parti'nin muhafazakârlığı, AK Parti'nin ona kendi rengini eklediği Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne özgü bir muhafazakârlıktır. AK Parti'nin muhafazakârlığı hem ilerici hem de demokrat bir muhafazakârlıktır.

Muhafazakârlık, toplumun sahip olduğu; iyi, doğru ve güzel değerleri; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmaktır. Tarihin ilk zamanlarından beri; iyi, doğru ve güzel olan değerleri muhafaza ederek o; iyi, doğru ve güzel değerleri; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktaran iyi insanlar var ola gelmiştir.

Muhafazakârlık, İslam Şeriatı'na aykırı değildir. İslam toplumunun sahip olduğu; iyi, doğru ve güzel değerleri; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak İslam Şeriatı'na uygundur.

Türk Muhafazakârlığı genel olarak şöyledir:

Türk Muhafazakârlığı, Türk Milleti'ne ait olan; iyi, doğru ve güzel ne kadar değer varsa o değerleri; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmaktır.

Türk Milleti'nin de dini olan İslam'ı; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin dili olan Türkçe'yi; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin; devletini, bayrağını, toprağını, İstiklal Marşını; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin tarihine ait değerleri; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin kültürünü; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin gelenek ve göreneklerini; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin ahlâk değerlerini; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin aile değerlerini; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin türkülerini ve şarkılarını müziksiz olarak; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Türk Milleti'nin yemek kültürünü ve yemeklerini; yaşatıp, koruyup, gelecek nesillere aktarmak muhafazakârlıktır.

Not: Alıntılamanızı yanlış yapmışsınız. Muhafazakârlığın kurucusu Alexis de Tocqueville değil, Edmund Burke'dir.

bende dinlemiştim başbakan çok ağır konuştu bence biraz daha tepki çekmeden uysallıkla bu süreç yürütülmeli çünkü sırf ak partiye oy verenlerle bu referandumdan zaferle ayrılamayız solcularında desteğine ihtiyacımız var o yüzden daha dikkatli konuşmalar yapılması daha mantıklı olur diye düşünüyorum

Kılıçdaroğlu söylemiş ama siz başka yere saldırıyorsunuz:)

Başbakan kılıçdaroğlunu liderine ihanetle suçlayınca kılıçdaroğlu başbakanı suçluyor ama siz saadet partisini hedef alıyorsunuz?

Bu nasıl iş yahu!

Bu konuda senin muhatabın kılıçdaroğludur sayın arkadaşım.

(yazınızdaki saçmalıklara cevap vermeye bile gerek yoktur)

"BAŞBAKAN'A ÇOK SERT CEVAP

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın 'ihanet ediyorlar' sözlerine çok sert cevap verdi. Söze, "Biz şimdiye kadar efendi davrandık" diye başlayan Kılıçdaroğlu, "Recep Bey efendi davrandık diye bizi hafife almasın. Onun yalanlarını yakasına tek tek yapıştıracağım "dedi. Ardından da ihanet suçlamalarına şu yanıtı verdi: " Sen kim oluyorsun da bizi ihanetle suçluyorsun. Git bu soruyu Erbakan'a sor, yanıtını o versin.""

Sizin mesajınızda alıntıladığınız yukarıdaki açıklamaya karşılık o mesajımı yazdım. Söylediklerimi Saadet Partisi'ne karşı bir saldırı olarak algılamanız doğru olmamıştır. Necmettin Erbakan'a ihanet edenler onunla yolarını ayırmış olan Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları değil, Necmettin Erbakan'ın; arkadaşlarının, oğlunun, kızının ve damadının yer aldığı listesini reddedenlerdir.

Fazilet Partisi kapatıldı; Milli Görüş, Saadet Partisi'yle yoluna devam etti. Biz, Milli Görüş'e ihanet etmedik; yeni bir siyasi parti kurarak (Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)) yolumuza o yeni siyasi partiyle devam ettik.

Başka bir misal daha vereyim ki konu daha net anlaşılsın: AK Parti'yle siyasete bir süre devam eden Abdüllatif Şener, AK Parti'den ayrılarak Türkiye Partisi'ni kurmuştur. Abdüllatif Şener'in AK Parti'den ayrılarak Türkiye Partisi'ni kurmuş olması onun AK Parti'ye ihanet etmiş olması anlamına gelmez. Abdüllatif Şener, AK Parti'ye ihanet etmemiş, yeni bir siyasi parti kurarak kendi yoluna gitmiştir.

Gerçekleri söylüyorum; Saadet Partisi'ne saldırıda bulunmuyorum. Biraz daha detaylı olarak açıklayayım ki konu netliğe kavuşsun:

Eğer bir siyasi görüşün partisi, o siyasi görüşü ortaya çıkaran kurucusu ve doğal liderinin; hem arkadaşlarının, hem oğlunun, hem kızının, hem de damadının yer aldığı listesini reddediyorsa, o siyasi görüşün lideri daha hayattayken kurucusu ve doğal lideri olduğu görüşün partisinden adı ve soyadı silip kazınıyorsa, o siyasi parti sahip olduğu görüşü reddetmiştir. Yukarıdaki misalden devam edersek, eğer o siyasi görüşün kurucusu ve doğal lideri vefat etmiş olsaydı, o liderin; arkadaşlarının, oğlunun ve kızının bulunduğu listenin reddedilmiş olması durumunda, o siyasi partinin sahip olduğu görüşü reddedip reddetmiş olduğu hususu tartışılabilirdi.

Eğer beni, Saadet Partisi karşıtlarıyla, Saadet Partisi düşmanlarıyla bir tutarsanız yanılırsınız. Karşı olduğum siyasi partiler CHP ve onun gibi laikçi solcu siyasi partilerdir. Saadet Partisi'ne, BBP'ye, MHP'ye ve diğer sağ partilerin hemen hemen tamamına onların taraftarı olup onları desteklemesem de, bazı görüşlerini beğenmesem de karşı değilimdir. Çünkü sağ siyasi partilerin hemen hemen hiçbiri İslam'a ve Türk Milleti'nin değerlerine karşı değillerdir.

Yani sizin anlayacağınız, Saadet Partisi hakında söylediklerimi Saadet Partisi'ne karşı olan ve ona düşman olan bir insan olarak söylemiyorum; çünkü Saadet Partisi'ne karşı da değilim, düşman da değilim. Yaptığım sadece bir durum tespitinden ibarettir. Saadet Partisi krize girdi; oh iyi olmuş da demiyorum, ah yazık niye böyle oldu da demiyorum. Çünkü Saadet Partisi benim partim değildir. Saadet Partisi'ne her ne kadar karşı olmasam da o, benim siyasi partim olan AK Parti'nin siyasi rakibi olan bir siyasi partidir.

Söylediklerim saçmalık değildir; gerçeklerdir. Niye cevap vermiyorsunuz? Madem söylediklerimin saçmalık olduğunu iddia ediyorsunuz, öyleyse söylediklerimde nerelerde saçmalık varsa söyleyiniz. Saadet Partisi, Milli Görüş'ün kurucusu ve doğal lideri Necmettin Erbakan'ın listesini reddetmedi mi? Evet, reddetti! Saadet Partisi, Milli Görüş'ün kurucusu ve doğal lideri Necmettin Erbakan'ın hem oğlunun hem kızının bulunduğu listesini reddederek Erbakan ismini ve Erbakan soyismini Saadet Partisi'nden kazımadı mı? Evet, kazıdı! Bu söylediklerim durum tespitidir; saçmalık da değildir, Saadet Partisi'ne karşı bir saldırı da değildir. Gerçekleri reddedemezsiniz. 11 Temmuz 2010 tarihli Saadet Partisi Kongresi, 40 yıllık Milli Görüş'ün tarihindeki en büyük kırılmadır.

11 Temmuz 2010 tarihli kongresiyle Saadet Partisi, Milli Görüş'ün kurucusu ve doğal lideri Necmettin Erbakan'ın; arkadaşlarının, oğlunun, kızının, damadının yer aldığı listesini reddederek, Necmettin Erbakan daha hayattayken onu reddetmiştir. Bunun başka bir izahı yoktur. Saadet Partisi, kurucusu ve doğal lideri Necmettin Erbakan'ın listesini reddettiği 11 Temmuz 2010 tarihinden itibaren artık Milli Görüş partisi değildir. Sahip olduğu görüşün kurucusunu ve doğal liderini reddetmiş olan siyasi parti sahip olduğu görüşü reddetmiş demektir. Bunun başka bir izahı yoktur. Saadet Partisi'nde olağanüstü kongreye gidilip, yapılacak olan olağanüstü kongrede Milli Görüş'ün kurucusu ve doğal lideri Necmettin Erbakan'ın listesi kabul edilip, onun genel başkan adayı olarak göstereceği bir kişi genel başkan seçilmediği müddetçe, Saadet Partisi, Milli Görüş'ü reddetmiş bir siyasi parti olarak yoluna devam edecektir.

ben hala sizin muhatabınızın kılıçdaroğlu olduğunu söylüyorum. sizi ihanetle suçlayan o, önce siz onu suçladınız sonra o sizi.

kılıçdaroğluna cevap vereceğinize yazınızda tümden saadet partisinden bahsediyorsunuz:)

Aranızdaki ihanet kavgasına bizi karıştırmayın:)