Fasl-ı Gül
03-14-2009, 00:58
aynı anda kaç hayat yaşıyoruz Allah'ım
aynı anda kaç hayata koşuyoruz
bir yıla kaç yıl sığdırıyoruz
bir ömürde kaç yılı ıskalıyoruz
bir günde kaç hayat düşüyor gökten kollarımıza
yerin kıvrımlarında kaç hayatı kovalıyoruz
bunları yaparken kaç hayatı terk ediyoruz
hiç bir ayrılık niye üzmüyor artık beni
hiç bir acı niye dokunmuyor yorgun yanlarıma
niye her yaprak kımıldamasına eşlik etmek bu kadar çok yoruyor
her güneş ışıltısı niye amansızca kışkırtıyor
suça meyyal cüretkârlığımı
geçmiş sevdalarımı hangi şehirde unuttum Allah'ım
meful aşkların nöbeti hangi şehirde tutuyorum
niye üzülmüyorum kaybettiklerime
niye sevindirmiyor beni, hayatın şuh vaatleri
korkularım nereye kayboldu benim
tedbirli olmayı ne zaman unuttum
bu bıçkın fikirler hangi dağda girdi aklıma
bu acımasız güzellikleri ne zaman aldım koynuma
koynumda beslenen gazap kimden kaldı geriye
yaprakları soyulmuş güllerin tomurcuğu
niye görülecek hesapların parolası oluyor hep
gözlerime yerleşen tefekkür kimin anısını besliyor
yenilgiyi niye unuttum Allah'ım
zafer niye heyecanlandırmıyor beni
eskiden hatırlamaktan korktuğum her şeyi
niye unutmak istemiyorum artık
hatırasıyla dizlerimi büken kederli sevdalar
niye yalnızca uçuk gülüşler kondurur hale geldi dudaklarıma
hatırlarımdan bile niye korkmaz oldum
hatıralarından korkmayan kullarının akıbetini kimden sorayım
aşk bestelerine isyankâr bir güfte yazdıran
biçimsiz bir gerilla yürüyüşü mü başlıyor Allah'ım
aynı anda kaç hayat yaşıyorum
aynı anda kaç hayata koşuyorum
kaç hayatı taammüden terk ettim bugüne kadar
hiç bir ayrılık niye üzmüyor beni
ayrılıklarla sevinen direkleri ne zaman çattım ben çadırıma
hiç bir acı niye dokunmuyor delikanlı yanlarıma
niye her yaprak kımıldaması her güneş ışıltısı
amaçsızca sokaklara döküyor bileklerimin sızısını
belimdeki gümüş renkli kurşun kalemi
ne zaman kuşandığımı bile hatırlamıyorum
bu neşe gömlek cebimde taşıdığım resmin
hangi bakışına vuruldu
bu keyif, hangi sözlerin dillendirdiği şiirin
hangi satırıyla ayartıldı
ayrılığın bile bir yaprak esintisi kadar kıpırdatamadığı bu gönlü
ne yapayım ben şimdi
aşkın meçhul olduğu zamanlardan ibaret bu hayatla
nereye gideyim
neresi vatan olur bana
kaldığım neresi yurt olur
gittiğim nereye ülkem diyebilirim..
ayrılıklar niye neşe oldu bana?
aşk niye isyan oldu?
acılarımın sevince döndüğü bugünün adı ne?
ayakta ölmenin sırrını kulağıma fısıldayan gökyüzünün maviliği
hangi sakıncalı fikrimin meskeni olacak Allah'ım!
Ömer ÇELİK
aynı anda kaç hayata koşuyoruz
bir yıla kaç yıl sığdırıyoruz
bir ömürde kaç yılı ıskalıyoruz
bir günde kaç hayat düşüyor gökten kollarımıza
yerin kıvrımlarında kaç hayatı kovalıyoruz
bunları yaparken kaç hayatı terk ediyoruz
hiç bir ayrılık niye üzmüyor artık beni
hiç bir acı niye dokunmuyor yorgun yanlarıma
niye her yaprak kımıldamasına eşlik etmek bu kadar çok yoruyor
her güneş ışıltısı niye amansızca kışkırtıyor
suça meyyal cüretkârlığımı
geçmiş sevdalarımı hangi şehirde unuttum Allah'ım
meful aşkların nöbeti hangi şehirde tutuyorum
niye üzülmüyorum kaybettiklerime
niye sevindirmiyor beni, hayatın şuh vaatleri
korkularım nereye kayboldu benim
tedbirli olmayı ne zaman unuttum
bu bıçkın fikirler hangi dağda girdi aklıma
bu acımasız güzellikleri ne zaman aldım koynuma
koynumda beslenen gazap kimden kaldı geriye
yaprakları soyulmuş güllerin tomurcuğu
niye görülecek hesapların parolası oluyor hep
gözlerime yerleşen tefekkür kimin anısını besliyor
yenilgiyi niye unuttum Allah'ım
zafer niye heyecanlandırmıyor beni
eskiden hatırlamaktan korktuğum her şeyi
niye unutmak istemiyorum artık
hatırasıyla dizlerimi büken kederli sevdalar
niye yalnızca uçuk gülüşler kondurur hale geldi dudaklarıma
hatırlarımdan bile niye korkmaz oldum
hatıralarından korkmayan kullarının akıbetini kimden sorayım
aşk bestelerine isyankâr bir güfte yazdıran
biçimsiz bir gerilla yürüyüşü mü başlıyor Allah'ım
aynı anda kaç hayat yaşıyorum
aynı anda kaç hayata koşuyorum
kaç hayatı taammüden terk ettim bugüne kadar
hiç bir ayrılık niye üzmüyor beni
ayrılıklarla sevinen direkleri ne zaman çattım ben çadırıma
hiç bir acı niye dokunmuyor delikanlı yanlarıma
niye her yaprak kımıldaması her güneş ışıltısı
amaçsızca sokaklara döküyor bileklerimin sızısını
belimdeki gümüş renkli kurşun kalemi
ne zaman kuşandığımı bile hatırlamıyorum
bu neşe gömlek cebimde taşıdığım resmin
hangi bakışına vuruldu
bu keyif, hangi sözlerin dillendirdiği şiirin
hangi satırıyla ayartıldı
ayrılığın bile bir yaprak esintisi kadar kıpırdatamadığı bu gönlü
ne yapayım ben şimdi
aşkın meçhul olduğu zamanlardan ibaret bu hayatla
nereye gideyim
neresi vatan olur bana
kaldığım neresi yurt olur
gittiğim nereye ülkem diyebilirim..
ayrılıklar niye neşe oldu bana?
aşk niye isyan oldu?
acılarımın sevince döndüğü bugünün adı ne?
ayakta ölmenin sırrını kulağıma fısıldayan gökyüzünün maviliği
hangi sakıncalı fikrimin meskeni olacak Allah'ım!
Ömer ÇELİK