KaLpsiz
07-06-2007, 01:41
Fatih Sultan Mehmet Bizans'ı fethettikten sonra imparatorluk sarayını gezerken, bir ara mahzene iner ve zindanda yaşlı bir papaza rastlar. "Bu halin nedir, niye buraya hapsedildin?" diye sorar. Papaz şu yanıtı verir:
"Arz edeyim sultanım. Kuşatma başladığında imparator beni huzuruna çağırdı ve İstanbul'un düşüp düşmeyeceğini sordu. Ben de, ilmime dayanarak bunun son muhasara olduğunu, şehrin elimizden çıkacağını söyledim. Çok kızdı, bana eziyet edip buraya attırdı."
Bunun üzerine Padişah bir an düşünür ve sorar:
"Peki bu şehir bir gün olur bizim de elimizden çıkar mı?"
Papazın yanıtı düşündürücüdür:
"Ne zaman ki içinizde fesat artar, ahaliniz kendi menfaatlerine teslim olur, mülklerini yabancılara satanlar çoğalır, yabancıdan medet umanlar artar, şehir sizden çıkar."
Fatih oracıkta diz çöküp ellerini açar ve şöyle dua eder: "Ya Rabb! Böylelerini kahrına ve gazabına uğratmanı dilerim."
"Arz edeyim sultanım. Kuşatma başladığında imparator beni huzuruna çağırdı ve İstanbul'un düşüp düşmeyeceğini sordu. Ben de, ilmime dayanarak bunun son muhasara olduğunu, şehrin elimizden çıkacağını söyledim. Çok kızdı, bana eziyet edip buraya attırdı."
Bunun üzerine Padişah bir an düşünür ve sorar:
"Peki bu şehir bir gün olur bizim de elimizden çıkar mı?"
Papazın yanıtı düşündürücüdür:
"Ne zaman ki içinizde fesat artar, ahaliniz kendi menfaatlerine teslim olur, mülklerini yabancılara satanlar çoğalır, yabancıdan medet umanlar artar, şehir sizden çıkar."
Fatih oracıkta diz çöküp ellerini açar ve şöyle dua eder: "Ya Rabb! Böylelerini kahrına ve gazabına uğratmanı dilerim."