ergin
05-02-2008, 03:28
19. yy'ın en büyük siyasi dehası Abdulhamid Han (Cennet mekan). 33 yıl tabiri caiz ise kurtlar vadisinde hükümdarlık yaptı. Ne şu cennet vatanın bir karış toprağını sattı, ne de hükümdarken bir karış torağını kurtlara kaptırdı. 93 harbinden sonra iktidara geldiğinde Ruslar Yeniköy'e kadar gelmişlerdi. Ve Ayestefanos (Yeniköy) anlaşmasıyla osmanlıyı çok zor duruma sokmuşlardı. Böyle başladı hükümdarlığı. Ayestefanos'u (1878) imzalattıran ruslar Osmanlıyı büyük bir yükün altına soktular. Ama siyasi bir hamleyle, Abdulhamid İngilizleri yanına alıp bu anlaşmayı iptal ettirdi ve Berlin anlaşmasını imzalattırdı. Bulgarlara Patriklik verdi ve bunun sonucunda İstanbul'daki ortodoks kiliselerinde Bulgarlar ve Yunanlılar yıllarca birbirlerine düştüler. Ve Bulgar'lar bağımsızlık ilan edemediler. Tarih bu olayı Kiliseler meseleleri olarak yazar. Hicaz'a demiryolu inşa ettirdi, devlet kasasından beş kuruş harcamadan. Haliçte en modern Tersaneyi kurdu. Hiç savaşmadı, askeri harcamaları azalttı. Buna karşın 300 milyon altın olan dış borcu 30 milyon altına geriletti. Siyonizmin babası Thedor Herz, o zamanın en zengin insanı olan yahudi iş adamını Abdulhamide göndertip, Filistin'de verilecek bir miktar toprak karşılığında osmanlının tüm dış borcunu ödemek istediğini belirtir. Ve o tarihi cevabı alır. "Bu toprakların bedeli kanla ödendi, parayla satılmaz" der. Osmanlıyı Abdulhamid varken yıkamayacağını anlayan siyonistler karıştırmaya başlar ortalığı. Derken 31 mart vakası. Abdulhamid düşmüştür. Abdulhamid düşürüldükten sonra bizim ittihatçılar Yunanlılar ve Bulgarları bir araya getirerek barıştırdılar. Sürekli tartışıyorsunuz derler ve bu kiliseler meselesini çözerler. Bulgarlar ve Yunanlılar yanlarına Sırpları alıp daha sonra 1. Dünya savaşında Osmanlıya karşı savaşırlar. Ve ittihatçılar Almanların yanında savaşa girer (ki bu hamle şah mat hamlesidir). Ve sonrası malum....
Sözün özü, böylesi büyük bir lideri kişisel hırsları için harcayan ittihatçılar bugün yaşamıyorlar. Ama bugünü anlamak için, İttihatçıları ve o günleri anlamak gerek. Çünkü, arabanın tekerine takoz koyan zihniyet yine aynı. Ogün Abdulhamid'i harcayanlara bugün Tayyip Erdoğan'ı harcatmayacağız.
Şahsi görüşüm şudur ki; kapatma davasını açan zihniyet de, Ak Parti Kapatılsın diye salat-ı tefriciye okutan ve başımıza müfessir kesilen zihniyette, ortalık karışsa da bize de bir kemik düşse diye salyalı bekleyen zihniyette ittihatçı zihniyetidir. Ülkenin önünü açacak ne bir projeleri vardır, ne de ülkenin tamamına kucaklayacak yürekleri vardır. Ama bizim o yüreğimiz var. Bizim projelerimiz var. Bu millet artık ittihatçıları tanıyor ve oyuna gelmiyor. 367 şartı diyen ittihatçılara nasıl tokatı çarpıp %47 uzattıysa, gerektiğinde yine elinin tersiyle %60 uzatır. Bizim canımızı 11 yargıcın gözünde suçlu olmak acıtmaz, bize oy veren vermeyen 70 milyonun vicdanında suçlu olmak acıtır.
Sözün özü, böylesi büyük bir lideri kişisel hırsları için harcayan ittihatçılar bugün yaşamıyorlar. Ama bugünü anlamak için, İttihatçıları ve o günleri anlamak gerek. Çünkü, arabanın tekerine takoz koyan zihniyet yine aynı. Ogün Abdulhamid'i harcayanlara bugün Tayyip Erdoğan'ı harcatmayacağız.
Şahsi görüşüm şudur ki; kapatma davasını açan zihniyet de, Ak Parti Kapatılsın diye salat-ı tefriciye okutan ve başımıza müfessir kesilen zihniyette, ortalık karışsa da bize de bir kemik düşse diye salyalı bekleyen zihniyette ittihatçı zihniyetidir. Ülkenin önünü açacak ne bir projeleri vardır, ne de ülkenin tamamına kucaklayacak yürekleri vardır. Ama bizim o yüreğimiz var. Bizim projelerimiz var. Bu millet artık ittihatçıları tanıyor ve oyuna gelmiyor. 367 şartı diyen ittihatçılara nasıl tokatı çarpıp %47 uzattıysa, gerektiğinde yine elinin tersiyle %60 uzatır. Bizim canımızı 11 yargıcın gözünde suçlu olmak acıtmaz, bize oy veren vermeyen 70 milyonun vicdanında suçlu olmak acıtır.