fatih kısaparmak balon baskılı balon Bülent Arınç: Kitap baskınından endişe duyuyorum! - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bülent Arınç: Kitap baskınından endişe duyuyorum!


Özgür Çağrı
03-25-2011, 15:43
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 'İmamın Ordusu' kitabının taslağına yönelik yapılan operasyonla ilgili 'Arama kararı karşısında üzüntü ve endişe duyuyyorum' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ergenekon davasının tutuklu sanığı gazeteci Ahmet Şık'ın basılmamış 'İmamın Ordusu' kitabının nüshalarının aranması ve imha edilmesi ile ilgili olarak 'Şık olmadı' yorumunu yaptı.

Arınç gazetecilerin sorusu üzerine 'Arama kararı karşısında üzüntü ve endişe duyuyorum. Şık bir olay değil' dedi.

Özgür Çağrı
03-25-2011, 15:47
1930'ların yasakçılığını hatırlatıyor bana bu durum. Tıpkı kazım karabekir paşanın kitabının basılmadan imha edilmesi gibi.
Ahmet Şık dokunan yanar diyordu gayet haklıymış. Taraf gazetesi samanyolu haber çarşaf çarşaf örgütsel döküman yayınlarken şakşaklamaktan amuda kalkan müslümanlar neden bu kadar suskun anlayamıyorum ?
Başsavcı zekeriya öz cemaatine yaranmak için kırk takla atmasına bence gerek yok. Emniyette nelerin döndüğünü az çok herkes biliyor.
Basılmamış bir kitabın operasyonla yok edilmesi ahlaksızlıktır. Düşünce ve ifade özgürlüğüne ipotek koyulmuştur. Bu duruma tepki göstermeyen müslümanları ikiyüzlü ilan ediyorum ...

Hüdaverdi
03-25-2011, 15:58
Ortada darbeci terör örgütü varken,referandum öncesi basılan kitap gibi durumun aynısı şimdiki seçim öncesi yaşanırken,ortada büyük bir olay verken 'üzülüyorum büzülüyorum' söylemleri komik kaçıyor.Sırf trt nin sorumluluğu kendisinde diye de yapıyorsa bunu samimi bir tavır değil.Dik bir duruş sergilesin,iyi mi oldu kötü mü oldu ? İstermiydi bu kitabın çıkmasını ? Kim diyordu bilmiyorum,bu kitabı yazan kişiye sahip çıkan sözde gazeteciler,bu kişiye neden iş vermedi diye.Madem bu kadar bilgin bir kişi kitabı yazan kişi,neden iş verilmedi hakikaten ? Yoksa kukla mı ?
İyice boka sardı bu iş,ya dik duruş sergilensin,ya da susulsun dava bitene kadar,veya sahi çık chp gibi.28 şubatta kalemlerin nasıl kullanıldığını bilmiyormuş gibi davranılmasın.

El Emin
03-25-2011, 16:04
Furkan Samimiyetine güvenerek sana bir şey soruyorum.

İki seçim döneminde de hemen seçimden önce piyasaya aynı temada kitapların sürülmesi tevafuk mu? Bunu yapan ergenekon çetesi değil mi?

Sadece az insaf diyorum.Az bir şey çok değil.

Darbeci Çoban
03-25-2011, 16:32
Zaten bu Bülent Arınç "Hocaefendi herzamanki gibi doğru söyledi." demişti.

=P =P

Özgür Çağrı
03-25-2011, 16:33
Bir kitap basılmadan toplatılamaz yazarların düşünce özgürlüğü vardır haber yayınlama özgürlüğü vardır. Samanyolu taraf örgütsel dökümanları piyasaya sürdüğünde ne güzeldi değilmi ?
Bir sürü ergenekon kaynaklı kitaplar çıkıyor onlar niye toplatılmıyor ? Burada zekeriya özün görevi suistimal edip kendi çevrelerinin çıkarlarına aykırı düşen bir kitabı basmadan toplatması üzücüdür.
Ayrıca ahmet şık'ın ergenekona hizmet vereceğini düşünmüyorum.
Kim olursa olsun zalime karşı kim olursa olsun mazlumdan yana duruşumuzu kararlılıkla sürdürmeliyiz.
Bu bizim inancımızın gereğidir.

Darbeci Çoban
03-25-2011, 16:34
Zopalıksınız la başka bişiy değil zopalık.

=P

Darbeci Çoban
03-25-2011, 16:42
Şunu okudum az önce:


CHP, İSA GÖK'Ü NE YAPACAK?


TBMM Genel Kurulunda kürsüde bir milletvekili konuşuyor.

Ergenekon soruşturması çerçevesinde tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın daha basılmamış kitabının kopyalarının toplatılmasını eleştiriyor.

“Basılmamış kitaba baskın yapıldı” diyerek, ağzını doldura doldura meclis kürsüsünden hedef gösteriyor.

Bunu yapan Fethullah Gülen çetesi diyor.

Elinde, kitabın niçin toplatıldığına dair eminim hiçbir bilgi ve belge olmadığı halde, milletin meclisinin kürsüsünden alenen bir insanı ve onu sevip ona saygı duyanları itham ediyor.

Sözü dönüp dolaştırıp bir daha aynı yere getiriyor ve bu sefer yine üstüne basa basa Fethullah Gülen çetesi demeye devam ediyor. “Çete” kelimesine vurgu yaparak bu kelimeyi bilerek ve özellikle kullandığını anlatmaya çalışıyor.

Kinini kusuyor, tahrik ediyor, hedef saptırıyor, kitabın toplatılması olayını başka noktalara çekmeye çalışıyor.

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök meclis genel kurulunda kürsüde bırakın bir milletvekilini, sıradan kahve köşesindeki bir adamın bile konuşmayacağı bir üslupla Fethullah Gülen’e iftira atıyor, hakaret ediyor, onu çetecilikle, çete liderliğiyle onu sevenleri de çete üyeleri olmakla suçluyor.

Onun düşüncelerine değer veren ve onun çizdiği yolu kendilerine hayat düsturu edinen insanlara alenen iftira ediyor.

Üstelik Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünden.

Yazıklar olsun.

Milletin çok büyük bir kesiminin sevip saydığı, hizmetlerini ayakta alkışladığı, ülkesinden başka düşüncesi olmayan bir insana, CHP’li bir milletvekili alenen bu şekilde hakaret ediyor.

Ülkelerinden başka hizmet gayeleri olmayan insanlara “çeteci” diyor.

Yüz bin kere yazıklar olsun.

Bunları söyleyen bir milletvekili olduğu için yazıklar olsun, aynı zamanda bunları söyleyen bir hukukçu olduğu için yazıklar olsun.

Oysa soruşturmayı yürüten savcı; Ahmet Şık’ın gazetecilik faaliyeti ve kitap yazdığı için tutuklanmadığını, elinde çok ciddi deliller olduğunu daha önce açıklamıştı.

Fakat toplum yine aynı gürültüyle karşı karşıya.

Sesi çok çıkanın değil adaletin galip gelmesi gereken gerçek bir demokratik topluma doğru yol alırken, bu gürültülerden kimse korkup paniğe kapılmamalı, yargının işlemesine saygı gösterilmeli.

Türkiye’deki değişimden rahatsız olanların, bu değişimi engelleyebilmek için ellerindeki bütün argümanları kullandığı çok kritik bir süreçteyiz.

Türkiye; ya bu soruşturmanın geldiği noktada basına dokunulduğu için koparılan gürültüden ürküp geri adım atacak ya da kararlılıkla bu işin sonuna kadar ortaya çıkarılması için yürümeye devam edecek.

Unutulmasın ki; tarih gürültüden korkup yolda dökülenleri de yazacaktır.

Bu süreçte meclis kürsüsünden milletin değerlerine iftira atıp, hakaret edenleri de bu millet affetmeyecektir.

Fethullah Gülen gibi hayatını insanlığa adamış ve sadece Türkiye’de değil, dünyanın da düşüncelerini örnek aldığı bir kişiye, bu kadar seviyesizce hitap etmek bir milletvekili için talihsizlik olsa gerek.

Hem Fethullah Gülen’in kendisi hem de onun yol göstermesiyle kurulup faaliyet gösteren kuruluşlar; herşeyi açık, devletin denetimi altında saklısı gizlisi olmayan kurumlar.

Üstelik İsa Gök’ün hakaret ettiği Sayın Gülen hakkında; her hangi bir mahkumiyet kararı olmadığı, gibi şu anda yürütülen bir yargı süreci de yok.

İsa Gök; suçla ve suçluyla uzaktan yakından irtibatı olmayan bir insana sanki bir çeteyi yönetiyormuş gibi iftira atıyor.

Utanmadan sıkılmadan bunu yapıyor ve o talihsiz sözleri kasten söylüyor.
Ancak bu talihsizliğe imza atan İsa Gök’e baktığınızda onun daha birkaç hafta önce toplumu sokak sokak direnişe çağıran, insanları sokaklara dökme hevesi içinde olan bir isim olduğunu görüyoruz.

Bu kişi halkı isyana teşvik edecek sözleri sebebiyle çok tartışıldı.

İsa Gök; yayınevine baskın yapıldığı için Fethullah Gülen’e çete lideri yaftalaması yaparken çok önemli detayları kaçırıyor.

Kendi partisinin bir terör örgütü ve çete davası olan Ergenekon’a nasıl sahip çıktığı, başka söze gerek bırakmayacak kadar İsa Gök’e yetecek bir ayıp olmalı.

Yine bu terör örgütü davasının sanıklarını milletvekili olarak meclise taşıma planları da, yine kendi partisi tarafından yapılıyor.

Silivri’ye giderek terör örgütü ve çete davasının duruşmalarına sanık avukatlarının safında katılanlar da, yine İsa Gök’ün partisinin milletvekilleri.

Yine; 50 bin kişiyle terör örgütü davasının görüldüğü mahkemeyi basma çağrısında bulunan da, İsa Gök’ün partisinin bir genelbaşkan yardımcısı.

Daha geçtiğimiz günlerde Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamının Ergenekon bağlantıları ortaya çıktı.

Malatya’da 3 kişinin boğazları kesilerek katledilmesi de artık İsa Gök’ün partisinin savunduğu terör örgütü soruşturması kapsamında görülecek.

Bir yayınevinin aranması ve basılmamış kitabın toplatılmasını, olayla hiç ilgisi olmayan insanlara bağlayarak, ağzına gelen iftira ve hakaretlerde bulunan İsa Gök; kendi savundukları çetenin, bir yayınevi basarak 3 kişinin boğazlarını kesmesi karşısında ne diyebilir acaba ?

Meclis kürsüsünde bu ülkenin insanlarına hakaret eden İsa Gök; Mustafa Birden’in katledildiği Danıştay saldırısı davasının, savunduğu terör örgütünün soruşturmasıyla birleştirilmesini nasıl açıklıyor ?

Çeteci diye insanları yaftalayan İsa Gök, bir çetenin var olması için gerekli olan, bombanın envai çeşidi, silah, lav silahı, roketatar ve binlerce merminin kendi savunduğu çete soruşturması kapsamında bulunmasını hiç düşünüyor mu ?

Bu örnekleri sayfalarca çoğaltmak mümkün.

İsa Gök; Ümraniye’ye, Poyrazköy’e, Zir Vadisine, Eskişehir’e, Erzincan’a, Ankara’ya, karanlık odalara, aydınlık sayfalara bakarsa gerçek çetenin nerede olduğunu çok daha iyi görecektir.

Milletvekili olmak; başka insanlara aklına geldiği gibi iftira atıp, hakaret etme, itham etme, yaftalama hakkını kimseye vermez.

Hele bir de milletin meclisinde, milletin el üstünde tuttuğu kişiler hakkında işkembeden konuşur gibi konuşmak bir milletvekiline hiç yakışmıyor.

Milletle ve halkla bütünleşme mesajları veren CHP yönetimi, eğer bu söylemlerinde samimiyse, İsa Gök gibi toplumu rencide eden isimleri kendi içinden ayıklaması şart.

abdulkadiroglu@samanyolu.tv
25.03.2011 13:34

Darbeci Çoban
03-25-2011, 16:50
“Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen (sevgi beslesen); merhametini değil, iştihasını açar. Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.”

Bediüzzaman Said Nursi

Özgür Çağrı
03-25-2011, 18:06
Zalimler için yaşasın cehennem
bediüzzaman said nursi ...

HaArP
03-25-2011, 18:18
Şık: Kitabı mutlaka basın

Kitabı yayımlanmadan toplatılan tutuklu gazeteci Ahmet Şık'tan, 'Kitabı mutlaka basın' açıklaması geldi.





http://www.iyibilgi.com/images/haber/45584.jpg Tutuklu gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'i cezaevinde ziyaret eden İzmir Baro Başkanı Sema Pektaş, Şık'ın aydınlara ve gazetecilere mesajını iletti: "Kitabı mutlaka basın."
Tutuklu gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'i cezaevinde ziyaret eden İzmir Barosu görüşmeye ilişkin basın toplantısı düzenledi. Taksim Hill Otel'de yapılan toplantıya Baro Başkanı Sema Pektaş, Başkan Yardımcısı Ercan Demir, Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Yücel ve Av. Aysel Altınbaş katıldı.
Şene:Kanyon hukuka çarptı
İzmir Baro Başkanı Pektaş, insan hak ihlalleri ve savunma hakkı ihlallerinin yaşandığını belirterek, son dönemlerde olağanüstü durumların olağan gibi gösterilmeye çalışıldığını, buna karşı ses çıkarmak için bu toplantıyı düzenlediklerini söyledi.
Av. Pektaş, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ı Silivri Cezaevi'ne ziyaret ettiklerini hatırlatarak, Şener'in "Kamyon bu defa hukuka çarptı" dediğini aktardı.
"Hukukun, sözün bittiği yerdeyiz" diyen Pekdaş, son dönemde yaşananların bir gözdağı olduğunu belirtti.
ŞIK: Ben buradaysam hukuk yok
Pektaş, Ahmet Şık'ın kitap taslağının toplatılmasına da sert tepki gösterdi, bunun ciddi bir sansür olduğunu söyledi. Ahmet Şık'ın söylediklerini aktaran Pektaş, şöyle konuştu: "Ahmet 'eğer ben buradaysam hukuk yoktur' dedi. Kitabıyla ilgili olarak da bütün bilgilere hakim değildi, yasak geldiğini bilmiyordu ama 'Mutlaka basın ve insanlar benim ne yazdığımı okusunlar' dedi."
Av. Ercan Demir, savcının tutuklamaların ardından yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "'Biz Ahmet Şık'ı gazetecilik faaliyetleri ve kitabı sebebiyle tutuklamadık elimizde gizli deliller var' demişti ama dün yayınevi ve bir gazete basılarak kitaba el konuldu, yok edildi. Eşi ve avukatının elindeki nüshalara da el koydu ve bu durum savunmaya bir engeldir" dedi.
'Bu da kitabın uakılmasıdır'
Darbe dönemlerinde kitapların yakıldığını hatırlatan Demir, "Bu da bir kitap yakmadır. Basılmış nüshaları olsa yakarlardı. Şimdi dijital ortamdaki örneklerini yok ettiler" dedi.
Demir, "Bu kitap mutlaka basılmalıdır. Bu bir suç unsuru değildir. Ahmet'in kafasındaki düşüncelerin yansımasıdır" dedi ve aydınlara gazetecilere "Bu kitabı mutlaka basın" diye seslendi.
Av. Demir, bu davada yaşanan hukuksuzlukların Özel Yetkili mahkemelerin varlığından kaynaklandığını belirterek, bu sorunun sadece Ergenekon'la sınırlı olmadığını, KCK, Devrimci Karargah ve başkaca siyasi davalarda da yaşandığını kaydetti.
Özel yetkili mahkemelerin hukuku çok farklı bir noktaya getirdiğine dikkat çeken ve kimsenin güvenliğinin kalmadığını söyleyen Av. Demir, 15-16 Nisan günlerinde özel yetkili mahkemeleri ve hukukta yaşanan sorunları ele alan bir sempozyum gerçekleştireceklerini, ardından da 17 Nisan'da 78 baronun başkanlarının katılımıyla bir toplantı gerçekleştireceklerini belirtti.
yasal değil
Av. Ozan Yücel ise kitap taslağına el konulmasının yasal dayanağının olmadığına dikkat çekti, kişinin ailesi ve avukatın elindeki örneklerin alınamayacağını belirtti.
etha





http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=202577

cartman
03-25-2011, 20:22
Bende artık sıkılmaya başladım ya bu adam kitap yazsa ne olur yazmasa ne olur sanki artık yargı etkileniyor mu hergun yenı bır haber kıtap cıkıyor zaten .. Bence biraz sınırları zorluyorlar

Darbeci Çoban
03-25-2011, 20:33
Kitap yazan göz altına alınıyor. Bakın yazdığı için demiyorum.

Yazacak olan göz altına alınıyor. Yazacağı için alınıyor demiyorum.

Kitaplar ne hakkında?

Cemaat, Fethullah vs. vs.

Bu durumda kim kârlı çıkıyor?

Güya kendine yönelik olduğu için kitaplara ve yazarlarına yargı yoluyla savaş açan cemaat kârlı mı?

Hele hem cemaate bak. Yargıyı ele geçirmiş, emniyeti ele geçirmiş, hükümeti ele geçirmiş. Miş miş miş.

Aksi olsa bir kitap için koca yargı mesnupları ve emniyet ayağa kalkmaz. Hükümet ergenekon sürecini hiç desteklemez.

Cemaate bak hele =P


Yıllardır piyasada Fethullah ve Cemaati hakkında yazan bir sürü yazar var. Bir sürü kitap var. Kimler neler yazıp neler söylüyor. Kime ne olmuş.

İki örnek çıktı diye yumulun hemen.

1) Oda.tv baskını Oda.tv'yi daha popüler yaptı.
2) Kitaplar ve yazarları bu tutuklamalarla daha popüler olup daha geniş kitlelere ulaşıyor.
3) Mazlum ve mağdur durumuna düşüp daha fazla destek alıyorlar toplumdan.

Şimdii bir kitap için yargıyı, emniyeti, hükümeti kullanarak yeri yerinden oynatacak kadar güçlü hale gelebilen bir cemaatin akıllı, zeki ve kurnaz olması beklenir.

Neden bu kadar basit, aptalca ve beş para etmez bir yönteme bulaşıp karşı tarafın ve fikirlerinin propagandasını yapsın.

Yapar mı?

Tamam ülkede cemaat etkisi küçümsenemez. Lakin abartmaya da gerek yok.

Hani ne oldu yargıya saygı, yargılamanın sonucunu bekleme hassasiyeti.

Bir takım hezeyan ve paranoyalarla taraflara yüklenmeyelim.

k22
03-25-2011, 20:58
Okumayla arası iyi olmayan arkadaşlar için özet geçiyorum:
Subjektif olarak bakarsam, bence de Halk tv'yi alarak bir şey değiştireceğini sanacak kadar vizyonsuz adamlar isterse bütün rafları kitaplarla doldursun hiçbir etkisi olmaz.Ancak kanun subjektif olamaz. Bu kitapların cürmü kadar yer yakacak olması, hükümeti devirme amacındaki bir örgütün direktifiyle yapılmış bir işi suç kapsamından çıkarmaz. O kitap(lar) Ergenekon örgütünün direktifiyle yazılmış ise yazan suç işlemiştir.
***
Soğuk Savaş'ın ve dışa kapalı dönemin kapandığı zamandan beri, Türkiye büyüklüğünde,gelişmişliğinde ve öneminde bir ülke için silahlı müdahale devri kapanmıştır.
Artık, halkın karar mercii olmasından rahatsız olanlar için devir bürokratik vesayet devridir. Bu vesayetin muktedir olmasının başlıca şartıysa kaos, karışıklık ve düzensizlik ortamının oluşmasıdır.

Son 10 yıldır, bilgi çağı sayesinde geçmişte işlenen cinayetlerin niye işlendiği ve ülkeyi götürdüğü nokta hemen hemen herkes tarafından bilindiği için, adam öldürerek kaos ortamı yaratmak da artık mümkün değildir.

Yeni dönemin kaos silahları yalan, iftira, dezenformasyondur. Doğal olarak bu silahların kullanıldığı mecra medya, günümüzün tetikçileri de ''gazeteci''lerdir, yazarlardır, medya mensuplarıdır.
***
Adam öldürerek kaos yaratmanın imkansız hale gelmesinden sonraki darbemiz 28 Şubat'ta medyanın rolü ortadadır. Medyanın o dönem yaptıkları olmasa darbenin olma ihtimali imkansıza yakındır. Oynadığı rol ise yukarıda yukarıdaki analizin adeta kanıtıdır.
Şimdi izleyeceğiniz video ise Ergenekon'un ne olduğunun en iyi anlatılış şeklidir. Bu video ve sözler zihinlere kazınmalı, Ergenekon'u askerden ibaret sanan ''demokrat'' yazarlara tekrar tekrar izletilmeli.
***
videoyu burada izleyebilirsiniz: http://kaankk.blogspot.com/2011/03/gazeteci-tutuklamalar-baglamnda.html (http://kaankk.blogspot.com/2011/03/gazeteci-tutuklamalar-baglamnda.html)
***

İşte ''Türkiye'yi 12 Eylül'e sürükleyen güçler''(in tetikçileri) o zamanın''karşımızda duran'' güçleriydi. Şimdi karşımızda duranlarsa bir 12Eylül daha yaratmak isteyen güçlerdir.


''Şu anda yapılan mücadelenin Kurtuluş Savaşı döneminde yapılan mücadeleden hiçbir farkı yoktur. Ergenekon, Balyoz vb. operasyonlardaki tavrımız varoluş-yok oluş savaşındaki düşman unsurlara karşı olan tavrımızla aynı olmalıdır.''
Bu ifade, odatv'den çıkan belgelerde geçmektedir. Durumun vahametini ve ''karanlık güçlerin'' gözü dönmüşlüğünün en net ifadesidir. Bu örgütün ve insanların amaçları kanıtlarıyla ortaya konmaktadır.
İstenen, beklenen nedir acaba? Mümtaz Soysal gibi darbe yapılmadan suçun oluşmayacağını mı düşünmekte kimileri?
Bir 12 Eylül daha yaşayıp, 20 yıl sonra işin ardını gören programlar yapıp, bundan 10 sene sonra da ''karanlık eller''i engelleme çalışmalarını ''heryerekonculuk''la mı sulandıralım?
Karanlık ellere haddini bildiremeden daha kaç daire çizmemiz gerekiyor?
***
Subjektif olarak bakarsam, bence de Halk tv'yi alarak bir şey değiştireceğini sanacak kadar vizyonsuz adamlar isterse bütün rafları kitaplarla doldursun hiçbir etkisi olmaz.Ancak kanun subjektif olamaz.
Bu kitapların cürmü kadar yer yakacak olması, hükümeti devirme amacındaki bir örgütün direktifiyle yapılmış bir işi suç kapsamından çıkarmaz. O kitap(lar) Ergenekon örgütünün direktifiyle yazılmış ise yazan suç işlemiştir.

Bakınız, Ergenekon örgütüne yarayan hatta çıkan örgüt belgelerinde belirtilenle nerdeyse tamamen aynı şekilde, bu tutuklananlardan da çok daha etkili yazılar yazan ''gazeteciler'' vardır. Onlara niye dokunulmaz peki? İşte onlarınki, bağlantı kanıtlanamadığı için suç unsuru içer(e)mez ve basın özgürlüğüne girer.
***
Velhasıl, 21.yüzyılın darbecileri ve/veya darbecilerin baş tetikçileri ''gazeteci''lerdir, yazarlardır. Kimse basın özgürlüğü kavramıyla bunun üstünü örtmeye, manipüle etmeye çalışmasın.
21. Yüzyıl Ergenekon'u askerlerden, bürokratlardan ve katillerden ibaret değil!

cartman
03-25-2011, 21:08
Biz bu insanları tutuklayarak artık daha fazla güven sağlanacağını düşünmüyorum tam tersi tepki olmaya başlayacak.
Bizi kanunlarla ezdikçe yükseldik şimdi aynısını bizde uyguluyoruz diye korkuyorum

Sevban
03-25-2011, 21:36
Ben hiç endişe duymuyorum hocam... Hak getire, devran o devran değil artık... Binlerce gazeteci tutuklanırken,nice yazarın kitabı toplatılırken tek kelime etmeyenler bugün avukat kesilmişler...

Not: Herhangi bir cemaat mensubu değilim...

Özgür Çağrı
03-25-2011, 21:54
Devran o devran değil diye bizdemi zulmetmeye başlayacağız. Allah ıslah etsin bizleri.

El Emin
03-25-2011, 22:02
Ergenekonun ne çok muhafazakar güzin ablası varmış..:)

Sevban
03-25-2011, 22:03
Devran o devran değil diye bizdemi zulmetmeye başlayacağız. Allah ıslah etsin bizleri.


Kimseye zulüm edilmiyor kardeşim... Hak yerini buluyor... Aminnn

Özgür Çağrı
03-25-2011, 22:14
Basılmamış kitabı örgütsel döküman gerekçesiyle alıp imha etmek hakmıdır ? Taraf gazetesi samanyolu ortalığa dökümanları saçarken susan bizler bu yaklaşımı nasıl kabul ederiz.
Bu dava demokratikleşme davasından çıkıp küçük grupların birbirleriyle olan hesabına çevrilmemelidir.
Aksi takdirde bu sürünceme onyıllar boyu devam eder gider. Bir biz ele geçiririz bir onlar ele geçirir bir biz zulmederiz bir onlar zulmeder.
Zalimlikle nereye kadar varabiliriz ?
İzzetli şerefli onurlu bir İslam duruşuyla
Kim olursa olsun zalime karşı Kim olursa olsun mazlumdan yana ...

EpiVaTeS
03-25-2011, 22:15
bülent ağabey dur allasen ortalık karışık...

Darbeci Çoban
03-27-2011, 13:36
Örgütsel dökümanı kitap diye kakalamak hak mıdır? =P

cartman
03-27-2011, 14:20
Ergenekonun ne çok muhafazakar güzin ablası varmış..:)

Ergenekonun güzin ablası da mı varmış :) Bulent Arınçtan bize kadar :olmaz:

HaArP
03-27-2011, 14:50
Tüm Darbelerin Arkasında 'Kitap' vardır ! Ne hikmetse bütün isimlerin arkasından JITEM çıkmaktadır !

Darbeci Çoban
03-27-2011, 14:56
Bence çok da şık oldu!


Bir "İmamın Ordusu" kitabı veya yasal tabiriyle "Örgütsel Dokümanı"dır gidiyor.

İmam kim?

Fethullah Gülen.

Ordusu ne?

Cemaati.

Ne yazıyormuş bu "İmamın Ordusu" kitabında ya da örgütsel dokümanında?

Kimse bilmiyor.

Demek ki bilmeden konuşuyorlar!

Savcı biliyor ama.

Olayın bir "Ergenekon dokümanı" olduğuna hükmediyor.

O zaman adama "Ergenekon ne" diye sorarlar.

Dolayısıyla bilenler ortada bir cinayet aleti olduğunu biliyor!

Bu cinayet aletiyle belli ki planlanmış bir cinayet işlenecek!

Ne zamandır öldürülmeye çalışılan...

Ama bir türlü halledilemeyen...

Engellenemeyen...

Vatan delisi bir delikanlı...

Bir gönüller kahramanı...

Daha önce yapıldığı gibi itibarsızlaştırılmaya, küçük düşürülmeye, aşağılanmaya çalışılacak.

Mümkün mü?

Değil!

Fethullah Gülen, öyle her yalan yanlış iddiayla, palavralarla, düzmece belgelerle, sahtekârca hazırlanmış saçmalıklarla hedefe konulabilecek biri değildir. Defalarca yapılan yasal takibatlardan temiz çıkmıştır.

Kolay değil yani!

Böylesi müstesna bir şahsiyeti yedirmezler size.

Hele hele bunu ülkede Ergenekon adıyla iddia edilen bir terör örgütü yapacak!..

İmkânsızı istemek gibi bir şey.

Şimdi...

Ortada bir cinayet planı ve suç aleti var.

"Açık ve yakın tehlike" var, elbette tedbir alınacak.

Hedef de belli.

Ya iddialar?

Yalan, palavra, uydurma.

Belgeler düzmece.

Neden bu doküman Ergenekon örgütü dokümanı sayılıyor söyleyeyim size.

Çünkü bu kitap öyle normal bir kitap gibi yazılmadı.

Örgütün ortak bir operasyonu!

Bazıları ki, bunların çoğu emniyet içinde ve üst düzey görevlerde, sahte belge ürettiler.

Bazıları taktik belirlediler, akıl verdiler.

Bazıları bazı gerçekler arasına gizlenmiş yalanları gerçekmiş gibi getirdi verdi.

Ahmet Şık'ın suçu ne biliyor musunuz?

Yazdığı iddia edilen kitabın içinde kendisine ait birkaç sayfa, belki de birkaç satır bile olmaması...

Ahmet Şık, bu kitap "şık" olmadı.

Çünkü sen yazmadın, örgüt yazdı!

Bu kitap işte bu yüzden bir "örgütsel doküman" kabul ediliyor.

Savcı bu kitabı yazanları, kitaba sahte belge üretenleri, kitabın nasıl bir cinayet aleti gibi kullanılacağını, nasıl yazıldığını, nasıl üretildiğini bildiği, Ergenekon bağlantılarını bildiği için örgütsel doküman diyor olamaz mı?

OIur!

Yoksa konu henüz yayınlanmamış bir kitabın yayınını engellemek için bütün kopyalarını yok etme operasyonu değil.

Ben size bir şey sorayım:

Gülen hareketi bağımsız, milli, yerli bir sivil toplum hareketi.

Her şeyi belli.

Fethullah Gülen hareketi hakkında bilinmeyen ne var?

Hiçbir şey.

Kaynak belli, kişiler belli, yapılanlar belli.

Dolayısıyla Ahmet Şık kitabında neyi açıklayabilir, yeni ne söyleyebilir?

Yalan, iftira, palavradan başka hiçbir şey!

Kimsenin yazılabilecek herhangi bir şeyden korktuğu yok.

Ama bu milletin artık palavralara karnı tok.

Her şey açık, net, şeffaf, yasal.

Bütün bunların yanında sevgi, şefkat, muhabbet, fedakârlık, vatanseverlik de var.

Korkaklar belli!

Komplocular belli!

Ergenekoncular belli!

Cinayet işlemek için silahı temin edenler belli.

Olay:

Bir araya gelip cinayet planları hazırlayanların, kumpas kuranların, çukur kazanların kazdıkları kuyuya kendilerinin düşmesidir!

Evet bu çağda hiçbir şey gizli kalmaz.


NUH GÖNÜLTAŞ
BUGÜN
27.03.2011 09:57

Mavera
03-27-2011, 16:47
dogru, yalan, yanlis, hatali yada kisaca herneyse bir kitapin yayinlanmasina baskin uygulamak ortada bir sorunun oldugunun göstergesidir..
acikcasi ben bile kitabi merak ettim ve eger basilirsa gidip hemen alip, okuyacagim yok yalan varsa verirsin mahkemeye alirsin tazminati!..

Özgür Çağrı
03-27-2011, 16:49
dogru, yalan, yanlis, hatali yada kisaca herneyse bir kitapin yayinlanmasina baskin uygulamak ortada bir sorunun oldugunun göstergesidir..
acikcasi ben bile kitabi merak ettim ve eger basilirsa gidip hemen alip, okuyacagim yok yalan varsa verirsin mahkemeye alirsin tazminati!..

Kesinlikle abi aynen öyle ama yok bizim müslüman vatandaşlar gerçekten ikiyüzlü davranıyorlar ..

Mavera
03-27-2011, 16:54
bu devran hep böyledir biz yillarca magdurken simdilerde magrur olduk!.. güzel kardesim asil önemli olan dün savundugunu, bugünde savunmakdir..
yani dün adaletten, özgürlükten, insan haklarindan, fikir özgürlügünden, vicdandan, insaftan dem vuran bizler bugün oh ne güzel olmus, haketmistir, bunlar terörist, vurun abaliya, az bile olmus gibi söylemlere geldik..
adalet herkese lazim olacakdir o acidan adalet mefumunu kendi cikarlarimiz adina zedelersek yarin sap tersine dönebilir..
o acidan sucu sabit olmayan herkes sucsuzdurdan yola cikarak, iddalarla insanlari suclu ilan etmek ne kadar etik onuda tartisalim..
evet belki ortada komplo, yalan, iftira, karalama gibi her türlü olagan disi durum mevcuttur ama eger bizde onlarin yaptigini yaparsak bizim onlardan farkimiz nedir..
sapla, samani ayirt etmek lazim evet ergenokon diye bir örgüt vardir, zararlari olmustur ama her muhalif, her ak parti düsmani, her farkli görüs ergenokoncu degildir!..

ALmi´
03-27-2011, 16:58
Henüz basılmamış bir kitaba el konulması bana hiç mi hiç mantıklı gelmedi.
Şimdi o kitabın basılıp yayınlanmasına izin verilirse herkes tarafından merak edilip mutlaka bakılacaktır kitaba. Diğer türlü olsaydı yani bu baskın, bu haberler çıkmış olmasaydı belki de birçok kişinin umrunda bile olmayacaktı bu kitabın içerisinde ne yazıldığı. Ama şimdi tam tersi. Normalde kitap okuyan okumayan fark etmez herkes kitabın konusunun ne olduğunu fazlasıyla merak eder oldu bu durumda.
Yani bu şekilde ilgi çekmeye bence hiç gerek yoktu.

İntifada
03-27-2011, 17:09
Bu despotluktur...
Türkiyede hala bazı şeylerin düzelmediğine kanıttır...
100 kişinin zor okuyacağı kitap bu sayede milyonlara ulaşacak eğer basılırsa...
Yazık çok yazık...
Yarın iktidarı kaybedersek demek ki baskı zulüm tekrar yönelecek bize

Darbeci Çoban
03-27-2011, 17:21
Ben de onu diyorum.

Yargıyı parmağında oynattığı sanılan,
Polisi emri altına aldığı sanılan,
Hükümeti kendi sözcüsü yaptığı düşünülen bir cemaatin

çok akıllı, sistematik, ileri görüşlü olması lazım.

Yargıyı, polisi ve hükümeti yönetiği düşünülen cemaatin çok yetenekli olması gerekir.

Bu kadar örgütlenmiş, bunu becerebimilmş bir cemaat bile bile kendini neden bu hale düşürsün?

Bile bile neden kitabın, yazarlarının propagandasını yapsın.

Ne kitaplar var, neler neler yazılıyor, söyleniyor. Ne yazarlarsa yazsınlar cemaate bi etkisi olmaz. Mevcut kitapların olmuyor. Bunun da olmazdı.

Bu durumda cemaat sanıldığı gibi bir kitap için böyle abes bir işe kalkışmaz.

Hem ben zaten yargı ve polisi ayrıca hükümeti birilerinin sandığı gibi kullanabildiklerini de sanmıyorum.

Ve sizler..

Oynanan oyuna hemen geldiniz.

Az daha yumuşayın da iyice yüz bulsunlar.

Bence oynanan oyuna ilk düşenler oldunuz.

İyi dayandınız ama buraya kadarmış.


----------
----------



-------
-------

Çok tezcanlısınız çok peşin hükümlüsünüz.



---------
---------

Hiçbirşey olmasa bile şimdi düşündürtülen şudur:

"Demekki Cemaatin ve Fethullah'ın yediği bir haltlar var. Yoksa bir kitabın üstüne böyle gitmezlerdi. Demekki gerçekten bu Ergenekon davası Okyanus Ötesi tertibi olabilir. Kafam karıştı. Şüphe duymaya başladım. Bu kadar da olmaz."

Allah aşkına bu kitapta Fethullah'ı şer düşünceli UFOlarla mı ilişkilendireceklerdi. =)
Dünyayı ele geçirmek isteyen yabancılarla "diyalog" halinde. =)
Çok farklı, daha farklı ne yazabilecekler?

İki polisin, 3 yargıçın konuşmasını, telefon konuşmasını koyarlar üstüne yorumlar, imalar eklerler. Şuydu buydu.

Mevcut durum cemaatten ziyade onun karşıtlarının işine gelmektedir.

Bunu yaptırtan cemaat olsa bunu düşünemez mi?

Haberi ilk gördüğümde aklıma bu geldi o anda.

Kısacası oyuna geliyorsunuz.

Mavera
03-27-2011, 18:10
zaten sonuna ünlem koydum o acidan müsterih ol ;)

Darbeci Çoban
03-27-2011, 18:18
O dediğin ünlem şu şekilde olursa bir anlam ifade eder:

(!)

..
..

Sustum:

Selamun aleyküm.

Mavera
03-27-2011, 18:19
sen anladin onu anladin ;)..

Gönülden
03-27-2011, 18:28
Arkadaşlar konu ekseninde yorumlar yapılacaksa buyrun yapın.Ancak kişisel sürtüşmelerden uzak ve üslubumuza dikkat ederek tartışalım..
Konu daha fazla kişisel tartışmalara sebep olmaması açısından kilitlenmiştir.