Orijinalini görmek için tıklayınız : Cahit Zarifoğlu Şiirleri
akgurbetci
09-05-2010, 04:11
http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs395.snc3/24060_112214588807028_110089785686175_169980_18614 73_n.jpg
Sorulsa kimsin nesin nasılsın
Tuhaftır..
Peşpeşe gelen, duraksamayan sorulardır.
İzlediklerini sende buldular mı?
Ellerine düştün mü düşünürsün..
Güçsüzlüğünden bir saklanabilseydin..
Bir defalık bir ayrılabilseydin yüzlerinden,
yabancıların ellerindeki kıpırtısız kandan.
Boya gibi deriye sıvanmış duran oysa kan canlıyken de korkunçtur..
Değiştin mi?!
Cahit Zarifoğlu
akgurbetci
09-05-2010, 04:12
Orası Neresi Burası Bir Adam
Korkuyu kapışır taşlar
karanlık kendine çekince perdeyi
göz hüzünle odayı kapar
el uyur ve akvaryumda balık
resmi çekilmiş nehir
Böyle bir çiçek vardı
Rüyadaki geçit büyüyüp büyüyüp
Büyüyüp büyüyüp büyüyüp
Espası bir tek gecede
Ezip el tutan
Alnının bütün bir duvara dayayan
ve sesleri bir orman büyüklüğünde
güneşe yol yapan çocuk
güreşip bütün gelişleriyle
gecikmiş bir deniz feneri
Saati yalvarır hızla
Şafağı çoğaltır kan akan damar
Adım zorlar kapıya çağrılan
En korkulan gerçeği
Bir boyun eğişle girilen
böyle bir çiçek vardı
kılcal kökleri
çağın sarsıntı duvarlarından
burası bir adam
bir aşk çapında
bir çeşit hapishane tutulan
akıp giden su uyanınca adam
suyu geçmek isteyen karınca
bir taşın alevinden basarak ellerine
kaçınca adam
bırakmaz eşyasını da uykuda.
Cahit Zarifoğlu
akgurbetci
09-05-2010, 04:13
Dünya ilişkilerindeki aşk, araştırmakla ilerler.
Çok yakında bir menzil vardır.
Her şey orada ne bulacağına bağlıdır.
Kişiye ya yol verirler sahasına varsın ya da ipini bir taşa bağlarlar,
önüne inci boncuk koyarlar.
Oraya varıncaya dek en onarılmazı;
Kalbin ucu, hesap yapmaya başlamışsadır.
O zaman mutluluklar bir baş ağrısı gibi
gelir ev yıkılması gibi de çeker gider.
Kalbin çıkarları yücelerden olur.
Cahit Zarifoğlu
Ruh-i zar
09-05-2010, 04:15
Nedense bu adamın 'yüzü' de adı da bana hep kötü şeyler çağrıştırmıştır..
Ama 'İçimden çocukça bir duyuşla ''büyüklere küsüm'' demek geçti' sözüne aşığım:/
Bunlarda oldukça güzelmiş teşşekkür ettik.(:
akgurbetci
09-05-2010, 04:15
Kendimle bir dönemeçte koşan iki çocuğun çarpıştığı gibi karşılaşmışım da
hangisinin ben olduğuna karar veremediğim
o çok kısa zamanın habire tekrarlanmasından perişan
çarçabut gibi ağzım, yorgunum.
Biraz da.
Bilmediğim bir şey sarıyor beni.
İçimden başka bir insan çıkıyor.
Bana yayılıyor.
Düşünüyorum ve hayatımı yaşıyorum...
Cahit Zarifoğlu
akgurbetci
09-05-2010, 04:16
Cahit Zarifoğlu'nun Son Şiiri / Ocak 1987
Ölüm başucumda
Bir melek elini uzatıyor bana
Yapayalnız
Bir yolculuk
Ruhların beklediği bir yer var
Orda
Bir sığır gözü gibi bakıyor bana
Ölüm
Neden örtülerin altındasın, hadi çık
Görün bana
Zaman yol alıyor
O saat, ah o saat
Kimbilir nerede konaklar
Şatom kararıyor, ay ışığında mezar
Lâmbayı yak anne, üşüdü parmaklarım
Gidiyoruz azar azar.
İntifada
09-05-2010, 04:18
oooo teşekkürler...
bu konu sabitlenmeli...
zarif insan cahit zarifoğlu...
Cihan_ŞümuL
09-05-2010, 04:19
A.C.Z.
bagışlanmamı dilerim
akgurbetci
09-05-2010, 04:19
Nedense bu adamın 'yüzü' de adı da bana hep kötü şeyler çağrıştırmıştır..
Ama 'İçimden çocukça bir duyuşla ''büyüklere küsüm'' demek geçti' sözüne aşığım:/
Bunlarda oldukça güzelmiş teşşekkür ettik.(:
Rica ederim. : )
Cahit Zarifoglunla neredeyse tam bir yil önce tanistim. Bi arkadasla kermese gitmistik. Orda kalinca bir siir kitabi vardi hemen ilgimi cekti ve aldim. Iyi ki almisim. Siirlerinin hepsini cözebilmis degilim. Öylesine bir üslubta yaziyormus. Allah rahmet eylesin. Iyi ki bir Cahit'imiz olmus.
Cihan_ŞümuL
09-05-2010, 04:19
oooo teşekkürler...
bu konu sabitlenmeli...
zarif insan cahit zarifoğlu...
kesinlikle
:güzel:
İntifada
09-05-2010, 04:20
EVET
Evet hatırladım
Küçük basit şeyler
Yetiyor kederlenmeye
Ya mutluluğa
akgurbetci
09-05-2010, 04:21
Ben tesekkür ederim. Konu sabitlenmistir : )
akgurbetci
09-05-2010, 04:23
Savaştığımız Günler Kendimizle
Başın çok yükseklerde eğil selvi boylu
Eğil bir kez nasıl bir şeysin göreyim
Nasıl liman çocukları zalim
Nağra atarlar gecenin koynuna
Daha başkaları da var
Tabiatlarını mayalarını açıklayan
Ya sen selvi boylu nesisin
Ya ben neyiyim körlüğün
Eğil hakkımızla
Birlikte bağıralım içine esirliğin
Ben hırsız olayım kendi malıma ha!
Ben yakalanayım eşkiyama
Gardiyanların değişti de n'ooldu
Haydi soyun bir kez daha kırbaçlan kendi dallarına
Dağ özlemin sarı bir kanarya oldu
Ötüşsüz uçtu uçamadı kondu konamadı
Akıl ve hikmet emzirirdi mağara
Yarasa doldu.Yüz çarpılır göz kayar
Güneşin tozu yağmuru ateşleri taşları
Gelse gelse elimin vuruşma özlemini alsa
Selvi boylu eğil ikiye katlan
Bak şairin yarım şiirin köle kaldı.
Cahit Zarifoğlu
akgurbetci
09-05-2010, 04:24
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Cahit Zarifoğlu
akgurbetci
09-05-2010, 04:26
Yanma
Ve elbet
Gözlerin sularımdan çekilince
Ürkek bir ceylanla anlaşırım
Yüzünün çok yakını olan bir limana
Dilinin ve ağzının verdiği baş dönmesine
Bahçeni tutan tavşanlara sığınırım
Kanımdan geçilmiyor moraran ağzım
Kovalanıyorum
İkindi zaman karanlığı iç çarşılar
Ey şafak bir askerle anlaş
Çünkü namluya sürüldün
İşte burada bir ordu yürüyen karnımda
İzim sürülüyor köpeklerin sürünerek yaklaştığı
Anlaşılıyor
Hatırlarımıza dokunulmamış
Fakat el konmuş aşkı yaşatırken kuğuların
Geleceğimizin serin suları ve göllerine
Ey kadın kokla beni
Hayatım yasaksınız
Gelinmiyor akşam zaman kaplanı
Kaçmıştım yeni bir ırmak şeklinde
Hayvanların ilkbahar sıcakları bölümünde
Kıvrılıp yeniden yakalanıyorum
Cam kesiyor göğüslerimi
Boynuma zümrüt bir gerdanlık atmışım
Hem şarklıyım ben
Gövdem yara dolu
Sevdiğim kolla beni
Anlıyorum
Fakat artık dayanılmaz sarmaşıklara
Öpüşüyorlar
Harbin bittiğini söyle ayrılsınlar
Çünkü gece zamanın katranıdır
Gelip geçecek gibi değil omurgamdaki didişme
Çantamda sevişme askerleri
Harbin bittiğini söyle
Önce beni boğacaklar özgür ve sevecen olmak için
Bir bıraksam
Yakut bir kuşun içinde duran ellerimi
Sevdiğim
Önce kemir bu tel örgüleri gövdemden
Geç derimin altındaki tehlikeleri
Yürek kızgın bir kuma devrilmeden
Yokla beni
Anlıyorum kaçmaya zaman yok
Şafak birden doğrulacak
Cahit Zarifoğlu
Cihan_ŞümuL
09-05-2010, 04:27
ÇIĞ:
Daralan Vakitler
Yanakları, saçları, gözleri yanmış,
Zehirli gaz bombaları
Yılan gibi sokmuş, yalamış gövdelerini
Ağızları, küçücük dilleri yanmış
Bütün Beyrut sapsarı kalmış
Sanki ağlamak imkansız
Başları
Paletlerle ezilmiş babaları,
Yahudi doğramış analarını,
Binlerce çocuk topların, betonların altında.
Beyrut'un gözyaşları şimdi,
Kudüs'ün yanıbaşında,
Müslümanlarsa uzakta,
Sanki başka,
Gelinmez bir dünyada.
Acın, bir vadi,
Zehirli çiçekler, bir ova gibi karşımda.
Gözüm baksın sadece,
Ayrıntıları,
Kıvrılıp kırılmış bilekleri,
Kemikten yakılmış etleri,
Kuma serilmiş cesetleri,
Büyük ajansların yaydığı resimleri,
Bir seyirci gibi görsün dursun,
Bir kadın gibi ağlasın..
Beyrut yengeç kıskacında,
Çoğu müslüman kafir yanında,
Yaslanmış yastıklara sonunu beklerler filmin.
Sen Filistin, hokkaları doldur kanla,
Şairler eğer ahın varken
Uzanırlarsa tomurcuklara güllere
Herbiri kanlı bir ateş gibi korku
Bir azar, bir şamar olsun.
Filistin, sen işine bak, kar toprağını,
Yoğur gazabını Yaradanın..
Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde?
Çam ormanlarının salınışında,
Kuşların cıvıldayışında,
Otların serin tenlerinde.
Eğer varsan bakıp görmeye
Şeffaf perdenin az ötesini,
Bir ateş bulutu var en bildik yerde,
En emin yerde.
Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlar
Hissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,
Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar.
Farzet körsün, olabilir,
Elele tut,
Taş al ve at,
Kafiri bulur.
Hani ceylanların,
Hani cihat marşın?
Bir yumruk harbinden nasıl kaçtın?
En arka safta bile kalmadın,
Cengi attın, dünyaya daldın,
Tezeğe konan sinekler gibi.
Dönüyor burgaç,
Dünya üstten, yanlardan daralıyor.
Ovalardan,
Dar geçitlere sürülen sığırlar gibi,
Bir gün ister istemez,
Karşısında olacaksın kaçtıklarının.
Dua et,
O gün henüz mahşer olmasın...
İntifada
09-05-2010, 04:27
AFGANİSTAN ÇAĞILTISI
Bütün azalarını harbe çağır
Sofran açılsın elin şehit ballarından alsın
Saraylar damlar yeniden kurulsun
Ağaçlar içinden akan nehre
Dalçık günde bin kere ve gecelerde
Omuzbaşlarını denetleyen defterlerden yalnız sağdaki kalsın
Kalem yazsın yazsın
Küheylan bir aşık ol
Öyle yalvar ki ellerim zahmet balyalasın
Kaslar şehit dalgaları ve haykıran kan
Başlasın vuslat gününü toprağa
Başlasın hatırlatmaya denize kumsalını
Şimdi üzgünüz arkadaş
Yolumuza çıkmayın üzgünüz...
Hava çok hoş denizin tuttuğu yerler derin
-Konuş şimdi zaman hiç geriledi mi
Hava çok hoş kuşların tuttuğu yerler berrak
-Konuş şimdi daveti duydun mu
Bir gece uyandın ki ellerin başaklarda
-Konuş şimdi açık ağzına o gül yaprağı konan şehidi gördün mü
Çoktan hayretle dondu kaldı bağlar ovalar
-Konuş şimdi bekliyor mu yalınayak çocukları ağacında buğday
Hava çok hoş insanın tuttuğu yerler azar azar
Kalbin zengin davetleriyle oynar
Çocuklar o anda çok yakında bakarsın bir aşk sayhasında
Yaslanırlar güzel anaların kollarına
Hava çok hoş başın tuttuğu idrak yanımızda
Adamlarımız yiğit
Kadınlarımız hamarat
Çocuklarımız dolu bilinç harmanı
Köpeklerse sayılı
Elimizde cahiliye dönemi sonrası bir pala
(Kavmiyetçilik etme dedik ucu kırılır)
Kırıldı da
Şimdi severiz türkmeni peştunu
Onarılmış gerilmiş bileylenmiş ve doğramakta
Isın gökyüzü ısın
Çocukları kavrulmuş kadınlar yeniden hamarat yeniden gebe
Bunlar gübre insan değil
Gömlekler çelik zırh
Öyle bir çalgı çaldılar ki
Seslerin çağırıp koyunlara bile
Koyduğu zehirli gaz rüyaları
Analara şaşkın çocukların
Üç beş yaştakilerin
Yüzleri harp yarası
Harp yanığı
Ama öpülmekte okşanmakta yanakları
Hangisi hangisine mübadil
(Dünya bu olamazdı)
Hangisi özne hangisi edilmiş gelinmiş bilinmemiş
Yağmur peyderpey kar tane
Gamzem oyuyor düşüncemi
Kime eşitim nasıl nerdeyim
Gamlanmaktayım
Hayır bir tereddüttü geçti
Füsun bu karadağmağdeni
İsyan muannit
Mösyö sevinçli mister memnun ağa yarı tok köylü sarı yaprak
Millet üzgün
Hani dengeler kuracaktık
batının kızıl ulusları bindokuzyüz seksen kölelik yapmak istemiyorum
bu kahveniz
yıldızlarınız şapkanız
buyrun unutmuş olmalısınız dehanız şerefiniz
buyrun cep feneriniz
Buyrun boynumuzdaki halkayı tutunun
Ve semirin
Hani dengeler kuracaktık
Hani çağdaş uygarlıklardan tutunacaktık
Hayır batının ulusları kızıllarla karışık
Bin dokuz yüz seksen bay batıya buna şuna
Cennetlik yapmak istemiyorum
Çevir tarihi çevir
BindörtyüzBİR
Bu kafa ne zaman köreldi
Çalınanlar siren besteleri
İmdatlarla düşün
Bu anne asla merhamet dışında
Gözleri nemli olmamıştı
Hayır batının ulusları yıl bindokuzyüz seksen değil
Bindörtyüz bir
Fakat beşyüz yetmiş dokuz yıl geçmiş değil
Ne bir karışıklık var
Ne bir dev rüya görmüş
Değil
Kıraç bir yamacı bir ekspres kıymıklıyor gibi
Tünellere ses basılmış değil
Elbette bunlar değil
Yazmaktan çektiğim yalnızlık da değil
Bahsi kapatalım ve yatalım için de değil
Hiçbir şey değil hiç biri değil
Anlatabildik mi arkadaş. Acaba
Körebe bitti duvarı kaldır at
Haydi zemini düzledik alt yapısını kurduk savaşın
Dikil yanıma
Ellerimizde birer çakıl taşı
Onlarla dikilelim karşı karşıya
Yüzlerimizin kefen örtülerini yırtalım baştan başa
Görürsün berrak içi
Derisi yüzülmüş kan gibi yüzlerimizin
Bu harp başka
Kim diyorsa ki batılılarla başımız bir taşta
Cellatlarla aynı kaptan yiyoruz
Aynı kirli hava
Aynı kafa ayağımızın bodrumunda
Hayır arkadaş bu hesap bambaşka
Ne son aylardayız ne bu son gün
Sanki dünya bir tek kaldırıp vuracağım gürze gebe
Gözleri yumuşak yüzü yorgun bileği sert toprak
Sanma ki harp derdinden geçtim
Düşünme ki dökeceğin kanlar hunhar
Derimin altında ne belalar baygın
Bir devlet taşıyorum başımda
Bu ev bana dayanmaz
Çöker kızıllar kuduran inleri dünyanın
Arkadaş
Şimdi yalnız savaş
akgurbetci
09-05-2010, 04:36
Cihan ve Akinci katkilarinizdan dolayi tesekkür ederim eksik olmayin ;1:saygılar:
akgurbetci
09-08-2010, 00:33
"üzüntüden sokaklarda avazım çıktığı kadar
bağırmaya başlamadan
dön."
http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc4/hs406.snc4/46904_391269904363_700744363_4104301_7381910_n.jpg
akgurbetci
09-08-2010, 00:37
http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash2/hs140.ash2/40338_140069852695831_100000784504695_183509_75261 47_n.jpg
Allαh'ım ,
Yol boyuncα
Bırαkmα elimi;
Düşerim sonrα ...
Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düştü sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle
Kim bilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim sensiz
Bu sessizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sensizlikle
(http://www.siirdefteri.com/?sayfa=sair&sair_id=55&sair=Cahit%20Zarifo%C4%9Flu)
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.