Orijinalini görmek için tıklayınız : Diyarbakır Said-i Kurd-i Konferansı
Diyarbakır'da düzenlenen Said-i Kurd-i Adlı konferansın nasıl gittiği ve içeriği hakkında bilgi vermek istediğimden dolayı bu konuyu açıyorum.
Konuşmacılar;
Muhammed Sıddık ŞEYHANZADE (Med Zehra Vakıf Bşk.)
Altan TAN (Araştırmacı-Yazar)
Molla Süleyman KURŞUN (Kürd Ülaması)
Konferanstan Kareler
http://www.ressim.net/upload/8dd1e37f.jpg
http://www.ressim.net/upload/3e3455d3.jpg
http://www.ressim.net/upload/14f2546a.jpg
Konferans İçeriği
Molla Süleyman KURŞUN (Kürd Ülaması) Konuşmasından aklımda kalanlar:utangaç:
"Kürtlere karşı yapılmış büyük yanlışlar vardır.Büyük katliamlar vardır.Türkler Özür Dilemelidirler.Bir an önce kendimize gelip İslam çatısı altında birleşmeliyiz.Herkes kendine çeki düzen vererek bir an önce İslam çatısı altında birleşmeliyiz....."
Aklımda pek kalmadı şahsi konuşmasından çünkü kürtçe konuştu anca bu kadar anlayabildim.:)
Muhammed Sıddık ŞEYHANZADE (Med Zehra Vakıf Bşk.)
"Ben hayatımı risale-i nur ile iç içe geçiren bir insanım.Öncelikle İslam alimlerimizi tanıtma konusunda yetersiz olduğumuzu çok açık bir şekilde gördüğümü bildirmek isterim.Gittiğim ülkelerde daha said-i kurd-i 'yi tanımayan onlarca müslüman var ve hepsine anlattıktan sonra büyük şaşkınlık içine girdiler.Said-i Kurd-i'nin eserleri ile ben daha çok küçükken dedem vasıtası ile tanıştım ve büyük talebeleri ile görüşmeler içinde oldum.Bu konuda yapılan yine bir çok yanlışlar var.Eserlerinde oynama yapılmıştır.Bende orjinal eserleri bulunmaktadır.Eserlerinden Kürdistan gibi kelimeler çıkartılmıştır.Seslerime karşı taraflar hep kayıtsız kaldı......"
Anca bu kadar kaldı aklımda.
Altan TAN (Araştırmacı-Yazar)
"Ülkemiz çok sancılı bir dönem geçiriyor.Öncelikle kemalizm ve benzeri oluşumlar yıkılmaktadırlar.Ergenekoncular kendi kendilerini tasfiye ediyorlar.Her doğum gibi bu doğumda sancılıdır ve inşaALLAH sonu iyi olacaktır.İlk defa bu tür hassas konular bu şekilde tamamen dile getirildi.Kürt halkı her zaman ki gibi şaşkın.Cumhuriyet tarihinin tamamında hep şaşkınlık ve çaresizlik içinde oldular.Gittikleri muhafazakar partilerde kendi ırklarına önem görmediler.Aynı zamanda gittikleri Kürt oluşumlarında ise Dini kimliklerini göremediler.Başbakanımıza yapılan demokratik açılım toplantısında dile getirdim.Devşirme kürtler ile bu sorunu çözemezsiniz.Said-i Kurd-i'nin az hayatına girip sonra tekrar bu konuya döneceğim.Kendisi yaşadığı süre zarfında tüm maddi yardımları ve çıkar konularını elinin tersi ile itmiştir.Abdulhamit paşaya üniversite dileği ile gitmiş fakat kendisi tımarhaneye atılmıştır.Her daim milliyetçiliğini korumuştur.Kürt oluşum ve dergilerinde bulunmuştur.Milliyetçi kimliğini bir tarafa bırakmamıştır.Fakat günümüz de Said-i Kurd-i bize bu yönü ile anlatılmamaktadır.
Kürtler girdikleri cemaat ve siyasi oluşumlarda hep böyle sahipsiz kalmışlardır."
Şahsım adına Altan TAN'a katılmamak mümkün değil diye düşündüm.En saf hisleriyle her türlü siyasi partiyi eleştirdi.Ak Parti ve Cemaatlar hakkındaki düşüncelerine de katılmamak mümkün değildi.Şahsını tebrik ediyorum.
İntifada
04-24-2010, 14:58
İnşAllah hayırlısı olur ne diyelim bu süreci en iyi şekilde sağlar ve ırkçılık olmadan Müslümanlık çatısı altında birleşiriz tekrar
İnşAllah hayırlısı olur ne diyelim bu süreci en iyi şekilde sağlar ve ırkçılık olmadan Müslümanlık çatısı altında birleşiriz tekrar
Bu kardeşliğin içi feci derecede boşaltıldı.Doldurulmadan bir birliktelik söz konusu olamaz düşüncesine sahibim.
Devşirme Kürtlerle açılım başarılı olmaz!
Altan Tan / Özgün Duruş
17 Nisan 2010 Cumartesi günü Başbakan Tayyip Erdoğan İstanbul`da, Dolmabahçe Sarayı`nda yazarlarla sabah saat 10`dan öğleden sonra 3`e kadar süren bir toplantı yaptı. “Demokratik açılım”la ilgili kahvaltılı toplantıya, çağrılan 70’e yakın yazardan 53 kişi icabet etti.
Bir kısmı mazeret belirterek katılmazken, bir kısmı da protesto ederek katılmadıklarını açıkladı.
Toplantının genel atmosferi iyiydi.
“ALTAN BEY, ASİLERDEN!”
Konuşmak isteyen hemen herkese söz verildi ve kimsenin sözü kesilmedi.
Ben de söylemek istediklerimi açık ve net bir şekilde ifade edebildim.
Başbakan Erdoğan tüm katılımcıların elini sıktı, “Hoş geldiniz” dedi.
Sıra bana geldiğinde AK Parti genel başkan yardımcısı ve toplantının organizatörü Hüseyin Çelik Bey, başbakana, “Altan Bey, asilerden!” diye takdim etti.
Ben de “Pir Sultan Abdal da asiydi. Hızır Paşa olmamak lazım” dedim. Şakalaştık.
Demokratik açılım ile ilgili söylenmesi gereken her şey söylendi, diyebilirim. Başbakan dikkatlice dinledi ve notlar aldı.
İnşallah yanlışlıkları düzeltecek, eksiklikleri giderecek önlemleri alır.
Tüm konuşmaları yazacak değilim.
Kendi konuşmamı ana başlıkları ile sizlere aktarmak istiyorum:
- Hepinizi saygıyla selamlıyor, merhaba diyorum.
İÇ VE DIŞ DİNAMİKLER ÇAKIŞTI
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Kürt açılımını başlatmak doğru bir karardı ve bu açılımı canı yürekten destekliyorum.
- Türkiye`nin iç dinamikleri de, küresel dış dinamikler de Türkiye`de değişimi zorunlu kılıyor.
Kemalist düzen 1930`ların laikçi ulus devlet anlayışı ile artık devam edemez.
Türkiye`nin acilen yeni bir toplum ve millet tasavvuruna, devletle milleti kaynaştıracak yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacı var.
200 yıldır 3. Selim`den bu yana belki de ilk olarak içerideki İslamcı, Kürt ve Alevilerin değişim talepleri ile ABD ve İngiltere`nin başını çektiği dış dinamiklerin çıkarları belli noktalarda örtüşüyor.
Bu durum mevcut Hükümete büyük bir avantaj sağlamaktadır.
- Ancak demokratik açılım sürecinde bazı önemli yanlışlıklar yapıldığı kanaatindeyim.
Bu konudaki eleştiri ve önerilerimi iyi niyetli katkılar olarak değerlendirmenizi istiyorum.
DEVLET DEĞİL, MİLLET PROJESİ OLMALI
- Öncelikle demokratikleşmenin başörtüsü, Kürt, Alevi ve Ermeni sorunu gibi kompartımanlara ayrılmış bir şekilde ayrı ayrı çözülmeye çalışılması yanlış olmuştur.
Bu ayrıştırma birbirlerine destek olmaları gereken dindarlar, Kürtler ve Alevilerin birbirlerinin sorununa ilgisiz kalmalarını ve sadece kendi sorunları ile ilgilenmeleri sonucunu doğurmuş, daha kötüsü “derin şer odakları” bu çevreleri birbirlerine karşı kışkırtma ve hatta çoğu kez kullanma imkânını bulmuştur.
Demokratikleşme topyekûn, AB kriterlerini referans alan bir yeni anayasa ile gelmeliydi.
- Sayın başbakanın bu projeyi “devlet projesi” olarak takdimi de yanlış olmuştur.
“Devlet projesi” yerine “millet projesi” şeklinde milletin ikna edilmesini esas alan bir yöntemle takdim edilseydi daha doğru olurdu.
- Sıradan bir vatandaşa “devlet nedir” diye sorulduğunda “Genelkurmay Başkanlığı, MİT, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay`dan oluşan yüksek yargı ve Milli Güvenlik Kurulu`dur” cevabı alınır.
Kürt açılımına Genelkurmay Başkanlığı da yüksek yargı da karşı koymaktadır.
SORUNUN KAYNAĞI ULUS DEVLET PARADİGMASIDIR
Genelkurmay başkanı göreve başlar başlamaz Diyarbakır`da tatbikat üniforması ile bir toplantı yapmış ve “Siyasi af yok, Kürtçe ana dille eğitim yok, bireysel haklara evet, grup haklarına hayır, ulus devletten taviz verilemez” diyerek açılımın kırmızı çizgilerini bizzat belirlemiştir. Hâlbuki tam da bu noktada esas sorun 1930`ların ulus devlet anlayışındadır.
- Kürt sorunu ayrıdır, PKK`nin dağdan indirilmesi sorunu ayrıdır.
Tabii ki bu her iki sorun da birbirleri ile ilintili ve iç içedir. Bir vücudun içindeki kalp, mide ve beyin de birbirleri ile ilintilidirler ancak ayrı ayrı çalışırlar.
Hükümet öncelikle Kürt sorununu demokratikleşme ile çözme yerine PKK`yi bitirme politikasına indirgeyerek yanlış yapmıştır. PKK`nin demokratikleşmeden sonra (en son iş olarak) siyasi bir afla dağdan indirilmesi ve “dağda silahla gezeceğine, ovada siyaset yapabilmesinin” yani silahları bırakarak dönüşüm yapmasının sağlanması yerine “tasfiye” ifadesinin kullanılması yanlış olmuştur.
DEMOKRASİ, GENELKURMAY İLE PKK ARASINDA REHİN DURUMDADIR
- Kürt sorunu Genelkurmay ile PKK arasında kalarak sıkıştıkça çözüme kavuşturulamaz.
Demokrasi Genelkurmay ile PKK arasında rehin tutulamaz.
Sivil siyaset üzerinde askeri vesayet kurmak isteyenler de PKK içinde bu güçlerle bağlantılı odaklar da çözüm istememekte ve sabote etmektedir.
Asker, “silahlar susmadan demokratikleşme olmaz”, PKK ise “demokratikleşme olmadan silahlar bırakılmaz” diyerek olayı kilitlemektedir.
Yaşananlar tam bir tavuk ve yumurta hikâyesidir.
Demokratikleşmenin ön şartı olarak PKK`nin silah bırakmasını öne sürenler doğru söylememektedir.
1999 ile 2004 yılları arasında Abdullah Öcalan`ın yakalanmasından sonraki silahların sustuğu 5 altın yıl heba edilmiştir.
KÜRTLERİN HAYSİYETİNİ KORUYACAK, TÜRKLERİN ENDİŞELERİNİ GİDERECEK
- Gelinen bu noktada “açılım” durmuştur denilebilir.
Kürtler yapılanları çok az ve yetersiz görerek Hükümete güvenmemekte, Türkler ise “Ülke bölünüyor, parçalanıyor” endişesine kapılmış bulunmaktadır.
- Kürtlerin haysiyetini koruyacak, Türklerin ise endişelerini giderecek yeni bir dil ve politikaya ihtiyaç vardır.
Kürtçe ana dille eğitim hakkı da dâhil Kürtlerin tüm kimlik hakları acilen verilmeli, demokratikleşmeye her hal ve şart altında devam edilmelidir.
- Kürtler hızla siyasallaşmakta, ülkede makas açılmakta ve hadisenin seyri başka bir yöne doğru gitmektedir.
Önümüzdeki ilk seçimde ne demek istediğim daha açık bir şekilde anlaşılabilecektir.
Ben Kürtlerin siyasallaşmasından rahatsız değilim. Ancak bazı ellerde yanlış bir yöne doğru götürülmelerinden endişe etmekteyim.
- Kemalist Türkler, Kemalist Kürtlerle “iş tutmak” istemekte, Ortadoğu` da Kürt siyasetinde İslamcı Kürtlerin müdahil ve etkili olmaları istenmemektedir.
Uluslararası bazı güçlerin İslamcı Kürtleri niçin istemediklerini anlayabilmekteyim.
410 YILLIK İTTİFAK
- Kürtleri bir halk olarak kabul etmeyen ve Kürtlerin desteğini alamayan hiç bir politikanın Ortadoğu`da başarılı olma şansı kalmamıştır.
İdris-i Bitlisi, Yavuz Sultan Selim`e yazdığı mektupta “Kürt beldelerinin fethi İstanbul`un fethini tamamlayacak önemdedir. Kürtlerle ittifak sizlere Bağdat`ın, Basra`nın, yani Irak ve Azerbaycan ile Halep ve Şam`ın yollarını açacaktır” demektedir. Osmanlı-Kürt ittifakı 410 yıl sürmüş ve tüm Ortadoğu siyasetini belirlemiştir.
- Bediüzzaman Said-i Nursi de yüzlerce Kürt ağa, bey ve şeyhinin Sultan Abdülhamid`den mevki makam ve altın alabilmek için sıraya dizildiği bir dönemde tüm bunları reddederek Van`da Arapça, Türkçe ve Kürtçe eğitim verecek bir üniversite açma talebinde bulunmuş, ancak “deli” denilerek tımarhaneye atılmıştır.
- Kürt ağalarını “Hamidiye paşası” yapan Sultan Abdülhamid`e karşı Üstad, “Ey Kürtler! Kürtlüğü lekedar etmemek için ihsanı şahaneyi, padişahı ve maaşı reddettim, tımarhaneyi seçtim” demektedir.
- Hayatı boyunca Türk-Kürt kardeşliği ve birlikteliğini savunan Üstad, yine başka bir yazısında “Türklerin aklı ile Kürtlerin kuvveti, yani ikisinin mecmuu (toplamı) ile iyi bir insan oluruz” demektedir.
DEVŞİRME KÜRTLERLE AÇILIM BAŞARILI OLMAZ
- Kürt sorununda çürütülen ve içi en fazla boşaltılan kavram “kardeşlik” kavramı olmuştur.
Kürtlerle Türkler tabii ki kardeştirler, ancak bugün önce eşit ortak, sonra kardeş olmak istemektedirler.
- 4 yıl önce yaşça benden büyük ve bu sorunları iyi bilen bir Diyarbakır AK Parti milletvekiline “Kürt sorununu ne zaman çözmek isterseniz ilk yapacağınız iş `Abdullah Öcalan`ı İmralı`dan sivil bir cezaevine nakletmek ve enfeksiyonlara kapalı bir hale getirmek olmalıdır” demiştim.
- Bildiğim kadarı ile 4-5 milletvekiliniz Avrupa`da değişik zamanlarda Şivan Perwer ile görüştü. Bir toplantıda ben de bulundum. Şivan`ın Türkiye`ye getirilmesini şov olarak nitelendirdim.
Yaşça benden genç olan bir Diyarbakır milletvekiliniz beni arayarak bu nitelemeye üzüldüğünü bildirdi.
Bugün Avrupa`da Şivan`ın konumunda on binlerce mağdur Kürt var. Şov değil bunların rahatlıkla ülkelerine dönebilmeleri için acilen ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Sayın başbakanım, içişleri bakanı da yanınızda. Bir yıldır somut bir adım atılamadı, sizin ve sayın cumhurbaşkanımızın ısrarla zikrettiğiniz Norşin ve Dersim isimleri bile iade edilmedi.
BU İŞ, BİR YÜREK VE FEDAKÂRLIK İŞİDİR
Said-i Nursi`nin köyü Nurs`un ismi susuz ve verimsiz toprak anlamına geldiği söylenen Kepirli olarak değiştirilmişti.
2003 yılında yasal olarak referandum yapıldı, Bitlis valiliği onaylayarak Ankara`ya İçişleri Bakanlığı`na gönderdi. Dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu “Şimdilik beklesin” dedi, hala bekliyor.
- İçişleri Bakanı Beşir Atalay`ın isim iadeleri ile ilgili olarak “referandum yapılsın” sözlerini de kabul etmek mümkün değildir.
Bu yerlerin isimleri değiştirilirken hiç kimseye sorulmadı. Bugün neden iadesi için sorulsun?
- Bu açılımı devşirme Kürtlerle, korucu başları ile, önümüzdeki seçimlerde sizden belediye başkanlığı ve milletvekilliği beklemekten başka hiç bir endişesi olmayan kişilerle sürdürebilmeniz mümkün değildir.
Bu iş bir yürek ve fedakârlık işidir.
Açılım, demokratikleşme mutlaka devam etmelidir.
Teşekkür ederim.
Ömer Bekir
04-24-2010, 17:35
Çoğu yerde bu kişilerin sözlerine katılıyorum..Kürt kimliği altında birçok kişi rencide edilmiş,zulme uğramıştır..Ancak;yukarıda söylenmek istenenin;"Bediüzzaman kürt olduğu için tımarhaneye atılmıştır.."olarak algıladım..Eğer bu düşünce ile bu belirtilmişse,bu çok yanlıştır..Çünkü Bediüzzaman Said Nursî,İslam'ı yayma gayretinden dolayı hapislerde ve hastane köşelerine sürülmüştür..
Çoğu yerde bu kişilerin sözlerine katılıyorum..Kürt kimliği altında birçok kişi rencide edilmiş,zulme uğramıştır..Ancak;yukarıda söylenmek istenenin;"Bediüzzaman kürt olduğu için tımarhaneye atılmıştır.."olarak algıladım..Eğer bu düşünce ile bu belirtilmişse,bu çok yanlıştır..Çünkü Bediüzzaman Said Nursî,İslam'ı yayma gayretinden dolayı hapislerde ve hastane köşelerine sürülmüştür..
Yok ben aklıma gelen kısımları yazdım.Orada belirtilen amaç ve söylendiği sebep islama ve said-i nursiye yapılan haksızlık.Ama Abdulhamit'in böyle birşey yapmış olmasını aklım almıyor.
0000000000
04-24-2010, 18:49
Altan Tan'ın yazısını okuyunca bu sorunun çözülmesindeki zorluklar kafamda birden canlandı. Bir yanda ulus kavramına dokunmayan katı devlet anlayışı bir yanda yıllarca bu anlayış ile oluşturulan milli duyguları farklı sömürülmüş kitleler bir yanda siyasilerin bu vaziyetten nemalanma koşulları mevlam bu milletin yardımcısı olsun kolay değil.
rizzelli
04-24-2010, 19:18
Bediüzzamanın üniversite talebi için Abdülhamid Han Hazretleri altın göndermiştir diye biliyorum, yanlış mı?
Beylerbeyi
04-24-2010, 20:17
Said-i Kürdi ifadesi hoşuma gitmiyor. böyle denince Bediüzzaman'ın sadece Kürtlere ait olduğu izlenimi çıkıyor. Bediüzzamanın etnik kökeni değil savunduğu düşünceleri öne çıkarılmalı.. bizler bediüzzaman'ı kürt olduğu için değil ümmetçi olduğu için seviyoruz..
O zamanlar Kişinin Nereli Olduğunu Belirtmek İçin İsminin Sonuna Eklerlermiş... Örnek ; Bursalılara - Bursêvi , Konyalılara - Konyêvi , Buradaki Kurdi Lakabı Oradan Geliyormuş Diye Biliyorum Irkı öne Çıkarmak İçin Söylenmezmiş Ama Kürtlerin Çoğu Onun Kürt Olduğunu Öne Çıkartmak için Söylüyorlar Bence SAİD-İ NURS-İ Daha Güzel ...
Bediüzzamanın üniversite talebi için Abdülhamid Han Hazretleri altın göndermiştir diye biliyorum, yanlış mı?
Hayır.Yanlış biliyorsunuz.Talep için gitmiş fakat nezarete atılmıştır.Abdülhamid Han'ın yanındaki bir çok paşa o zaman farmasondur.Ve üstad'a altın teklif ederler.Amaçları denemektir fakat üstadın amacı bellidir.
Said-i Kürdi ifadesi hoşuma gitmiyor. böyle denince Bediüzzaman'ın sadece Kürtlere ait olduğu izlenimi çıkıyor. Bediüzzamanın etnik kökeni değil savunduğu düşünceleri öne çıkarılmalı.. bizler bediüzzaman'ı kürt olduğu için değil ümmetçi olduğu için seviyoruz..
O kasıtla yapanlarda var.
O zamanlar Kişinin Nereli Olduğunu Belirtmek İçin İsminin Sonuna Eklerlermiş... Örnek ; Bursalılara - Bursêvi , Konyalılara - Konyêvi , Buradaki Kurdi Lakabı Oradan Geliyormuş Diye Biliyorum Irkı öne Çıkarmak İçin Söylenmezmiş Ama Kürtlerin Çoğu Onun Kürt Olduğunu Öne Çıkartmak için Söylüyorlar Bence SAİD-İ NURS-İ Daha Güzel ...
Aynen.
manifesto
04-24-2010, 23:57
Ahmet TAN sapı samanı birbirine karmış durmuş
Abdülhamid'in Kürt kimliği ile bir poroblemi olmadığı gibi doğuda açılacak medresetül-zahra için de menfi konuşmuş düşünmüş değil.
Hatta çabalar olumlu netice vermiş ancak CİHAN harbi her şeyi berbat etmiş
İkinci husus olarak Üstad'ın milliyetçiliğinden bahsetmiş
Biraz uydurma ve çakma sözler bunlar.
Nurları neresinden veya neresiyle okumuşsa artık
Ahmet TAN sapı samanı birbirine karmış durmuş
Abdülhamid'in Kürt kimliği ile bir poroblemi olmadığı gibi doğuda açılacak medresetül-zahra için de menfi konuşmuş düşünmüş değil.
Hatta çabalar olumlu netice vermiş ancak CİHAN harbi her şeyi berbat etmiş
İkinci husus olarak Üstad'ın milliyetçiliğinden bahsetmiş
Biraz uydurma ve çakma sözler bunlar.
Nurları neresinden veya neresiyle okumuşsa artık
1-)Ahmet TAN değil Altan TAN.
Altan TAN'ın tüm sözlerine katıldığımı söyleyebilirim.Yalan birşey söylemiyor ki.(Siyasi kürt konusunda.)
2-)Üstad'ın milliyetçi kimliği olması gayet doğal.Kişi bulunmuş olduğu milleti savunabilir.Övebilir.Milliyetçilik diyince bizim MHP aklınıza gelmesin lütfen.:evet:
Hüdaverdi
04-25-2010, 17:22
Ülemanın girişi yanlış,başlık ilginç.
Ülemanın girişi yanlış,başlık ilginç.
Giriş öyle değildi ısrarla belirtmeme rağmen anlaşılan yinede gözlerden kaçmış.Ben sadece aklımda kalan kısımları aktardım ve Ülama kürtçe konuşuyordu etrafım ve kendi çevirilerimle çat pat anlayabildim.
Başlık neden ilginç?
rizzelli
04-25-2010, 17:34
2-)Üstad'ın milliyetçi kimliği olması gayet doğal.Kişi bulunmuş olduğu milleti savunabilir.Övebilir.
Üstad hiçbir milleti diğerinin önüne arkasına koyup övmemiştir.
Bediüzzaman sürekli islam kardeşliğini işlemiştir.
Üstad hiçbir milleti diğerinin önüne arkasına koyup övmemiştir.
Bediüzzaman sürekli islam kardeşliğini işlemiştir.
Kesinlikle Doğru Milliyetçi Sözler Irkçı Sözlerle Vakit Kaybedecek Birisi Değil.
Üstad hiçbir milleti diğerinin önüne arkasına koyup övmemiştir.
Bediüzzaman sürekli islam kardeşliğini işlemiştir.
Yok eğer anlamakta yemin ettiyseniz sesimi çıkarmam artık.
Yahu biz bir millete hakaret ediyor felan demedik ki.Yok sizede hak veriyorum MHP'ye bakıp milliyetçiliğin tanımını unutmuşsunuz.Kendisi aynı zamanda dergilerde felan yazı yazmıştır isterseniz hayatını iyice bir araştırın.Ki kimse üstad kür devleti felan istemiş veya islam kardeşliğine karşı çıkmış demiyor ki.Zaten 3. fotoğrafta konferans afişine bakarsanız konuda islam kardeşliği fakat öyle herşeyi unutupta kürt türk hadi kardeşiz hoppa vur patlasın çal oynasın demekte hangi akla sığar bilmiyorum.Günün sorunlarının hallediliğ ümmetçiliğe girmemiz gerektiği söylendi.
Anlaşılan yazımı okumudan yorum yapmışsınız ama en azından bu küçük alıntıyı okuyun.
"
Molla Süleyman KURŞUN (Kürd Ülaması) Konuşmasından aklımda kalanlar:utangaç:
"Kürtlere karşı yapılmış büyük yanlışlar vardır.Büyük katliamlar vardır.Türkler Özür Dilemelidirler.Bir an önce kendimize gelip İslam çatısı altında birleşmeliyiz.Herkes kendine çeki düzen vererek bir an önce İslam çatısı altında birleşmeliyiz....."
"
montenegro
04-25-2010, 17:55
“Ey efendiler! Ben, herşeyden evvel Müslümanım ve Şarkta dünyaya geldim. Fakat, Türklere hizmet ettim ve yüzde doksan dokuz menfaatli hizmetim Türklere olmuş ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş ve en sâdık ve en hâlis kardeşlerim Türklerden çıkmış ve İslâmiyet ordularının en kahramanı Türkler olduğundan, meslek-i Kur'âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak kudsî hizmetimin muktezası olduğundan; bana Kürd diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamların bini kadar Türk Milletine hizmet ettiğimi, hakikî ve civanmerd bin Türk gençlerini işhad edebilirim.” (T:229)
<FONT face=Verdana size=2><SPAN>
montenegro
04-25-2010, 17:55
İkinci cereyan: Eğer siz hamiyetperver, milliyetperver adamlar gibi, şimdiye kadar cereyan eden ve medeniyet hesabına mukaddesatı çiğneyen usûlleri muhafazaya çalışıp, üç-dört şahsın inkılab namındaki yaptıkları icraatı esas tutarak mevcud haseneleri ve inkılab iyiliklerini onlara verip ve mevcud dehşetli kusurlar millete verilse, o vakit üç-dört adamın üç-dört seyyiesi üç-dört milyon seyyie olup bu kahraman ve dindar milleti ve İslâm ordusu olan Türk milletinin geçmiş asırlardaki milyarlar şerefli merhum ordularına ve milyonlarla şehidlerine ve milletine büyük bir muhalefet ve ervahına bir manevî azab ve şerefsizlik olmakla beraber; o üç-dört inkılabçı adamın pek az hisseleri bulunan ve millet ve ordunun kuvvet ve himmetiyle vücud bulan haseneleri o üç-dört adama verilse, o üç-dört milyon iyilikler, üç-dört haseneye inhisar edip küçülür, hiçe iner; daha dehşetli kusurlara keffaret olamaz.” <SPAN style="BACKGROUND: white; -moz-background-clip: border; -moz-background-origin: padding; -moz-background-inline-policy: continuous">Tarihçe-i Hayat (507)
montenegro
04-25-2010, 17:56
<FONT face=Verdana size=2>“<SPAN style="BACKGROUND: white; -moz-background-clip: border; -moz-background-origin: padding; -moz-background-inline-policy: continuous">Ben Van'da iken, hamiyetli Kürd bir talebeme dedim ki:
montenegro
04-25-2010, 17:59
Ben Van'da iken, hamiyetli Kürt bir talebeme dedim ki: "Türkler İslâmiyet’e çok hizmet etmişler. Sen onlara ne niyetle bakıyorsun?" dedim.
Dedi: "Ben Müslüman bir Türkü, fâsık bir kardeşime tercih ediyorum. Belki babamdan ziyade ona alâkadarım. Çünkü tam imana hizmet ediyorlar."
Bir zaman geçti, (Allah rahmet etsin) o talebem, ben esarette iken, İstanbul'da mektebe girmiş. Esaretten geldikten sonra gördüm. Bazı ırkçı muallimlerden aldığı aksülâmel ile o da Kürtçülük damarıyla başka bir mesleğe girmiş. Bana dedi: "Ben şimdi gayet fâsık, hattâ dinsiz de olsa bir Kürdü salih bir Türke tercih ediyorum." Sonra ben onu birkaç sohbette kurtardım. Tam kanaati geldi ki, Türkler bu Millet İslâmiye’ nin kahraman bir ordusudur.
Emirdağ lahikası
montenegro
04-25-2010, 18:02
İnşâallah yine Arablar ye'si bırakıp İslâmiyet'in kahraman ordusu olan Türklerle hakikî bir tesanüd ve ittifak ile el ele verip Kur'an'ın bayrağını dünyanın her tarafında ilân edeceklerdir.”
Hutbe-i Şamiye
Hıh nihayet aradığım gibi biri çıktı.Montegro teşekkür ederim.Bende bu konuda pek bilgi sahibi olduğum söylenemez buradaki bilgileri görüp neyin tam olarak ne olduğunu anlamak için bu konuyu açtım.Güzel paylaşımlar.Şahsen yeni okumaya başladım Risale-i Nuru.(Derslerine felan gittimsede genellikle sözler üzerinde yoğunlaştık.Ondan dolayı kendim tümünü okuyacağım.)
Lütfen arkadaşlar böyle boş kelimeler yazacak olan varsa yazmasın montegro gibi üstadın dilinden sözler duymak istiyorum.
montenegro
04-25-2010, 18:09
Muhammed kardeşim Risaleinuru pek bildiğim yoktur
ama sana şunu söyleyebilirim ki
Zehra vakfı maalesef menfi milliyetçilik kürt milliyetçiliği üzerine yoğunlaşmış bir cemaat eğer onların sohbetlerine gidiyorsan pek tavsiye etmem
onun yerine meşveret cemaati yazıcılar cemaati okuyucular cemaati gibi cemaatleri tavsiye ederim
birde www.sorularlarisaleinur.com (http://www.sorularlarisaleinur.com) sitesine üye olursan forum kısmında istediğin soruyu sorabilirsin
yukarıdaki konferansta üstadı yanlış tanıtmışlardır
Üstad Kürtlerin evet eziyet çektiklerinden bahseder fakat sürekli asayişi bozmamayı isyan etmemeyi devlete bağlı kalmayı kürt milletine tavsiye etmiştir
müspet hareket metodunu tarz olarak benimsemiştir
yukarıdaki konuşma ise milleti tamamen isyana teşvik eden kışkırtan bir konuşmadır halbu ki Üstad sürekli temkin tavsiye etmiştir inşallah bunu biraz daha açarak bu bölümde işleyeyelim kardeşim
montenegro
04-25-2010, 18:12
http://www.bediuzzamansaidnursi.org/
kardeşim şu siteden alıntılar yaparak bu bölümü biraz daha derinleştirelim istersen
montenegro
04-25-2010, 18:14
ben millet-i İslâmiyenin en mühim ve mücahid ve muazzam bir ordusu olan Türk milletine binler Türk kadar hizmet ettiğime binler Türk şahittirler"(Said Nursi, Barla Lahikası, 192. Mektub)
montenegro
04-25-2010, 18:15
Bedüzzaman'ın yaşadığı dönem de yine aynı dayatmalarda bulunanlara verdiği cevabı aşağıda arzediyoruz:
"Mülhid münafıkların en son ve alçakça ve vicdansızca aleyhimizde istimal ettikleri (kullandıkları) bir silâhı şudur ki, diyorlar: “Said Kürdtür; bir Kürdün arkasında bu kadar koşmak hamiyet-i milliyeye (milletini sevenlere) yakışmaz.” Ben bu münafıkların vicdansızca desiselerine karşı değil, belki safdillerin temiz kalbleri bunların sözleriyle bulanmamak için diyorum ki:
Evet, ben başka memlekette dünyaya gelmişim. Fakat Cenâb-ı Hak beni bu memleketin evlâdına hizmetkâr etmiş ki, dokuz sene mütemadiyen (sürekli) bu memleketteki milletin ondan dokuz kısmının saadetine kendileriyle hizmet ettiğim, bu havalideki insanlara malûmdur.
Hem ben bu memlekette Hulûsi, Sabri, Hafız Ali, Hüsrev, Re’fet, Âsım, Mustafa Çavuş, Süleyman, Lütfü, Rüşdü, Mustafa, Zekâi, Abdullah gibi yirmi-otuz Müslüman Türk gençlerini adeta yirmi-otuz bin millettaşlarıma tercih ettiğimi ve onları o otuz bin adam yerine kabul ettiğimi, bu dokuz senedeki Türkçe âsâr ile (eserler ile) ve hizmetle göstermişim.
Evet, ben bin gafil ve âmi (cahil) Kürdü, bir Türk olan Hulûsi’ye karşı tutmadığımı ve bin cahil Kürdü, birer Türk olan Âsım ve Re’fet’e mukabil (denk) görmediğimi ve bir genç olan Hüsrev’i bin âmi (cahil) Kürtle değişmediğimi ehl-i dikkat ve benim ahvâlime muttali (alakadar) olanlar tasdik ettikleri halde, frengîlik namına ve ilhad (dinsizlik) hesabına, Türkçülük perdesi altında, sahtekâr bir milliyetperverlik suretinde ve hodfuruşluk cihetinde bana tecavüz edenler ve Türk milletini ve milliyetini zehirleyen mülhidler (dinsizler) bilsinler ki, ben millet-i İslâmiyenin en mühim ve mücahid ve muazzam bir ordusu olan Türk milletine binler Türk kadar hizmet ettiğime binler Türk şahittirler. İşte bana Kürd diyen ve ittiham eden, zahir hamiyetperverlik (görünüşte milliyetçilik) gösteren sahtekârlar, bu millete ne gibi hizmet ettiklerini göstersinler."
montenegro
04-25-2010, 18:22
Kürd Meselesi Projesi (http://www.ittihad.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=324&Itemid=37)
Kürd Meselesi (http://www.ittihad.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=150&Itemid=37)
Kürd Meselesi - 2 (http://www.ittihad.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=235&Itemid=37)
Kürdler Neye Muhtaç ? (http://www.ittihad.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=152&Itemid=37)
Kürt ve Ermeni (sözde) İttifakı ve Üstad Bediüzzamanın Tavrı (http://www.ittihad.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=128&Itemid=37)
Irkçılık Tehlikesi ve Çaresi (http://www.ittihad.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=125&Itemid=37)
rizzelli
04-25-2010, 18:34
Yok eğer anlamakta yemin ettiyseniz sesimi çıkarmam artık.
Yahu biz bir millete hakaret ediyor felan demedik ki.Yok sizede hak veriyorum MHP'ye bakıp milliyetçiliğin tanımını unutmuşsunuz.Kendisi aynı zamanda dergilerde felan yazı yazmıştır isterseniz hayatını iyice bir araştırın.Ki kimse üstad kür devleti felan istemiş veya islam kardeşliğine karşı çıkmış demiyor ki.Zaten 3. fotoğrafta konferans afişine bakarsanız konuda islam kardeşliği fakat öyle herşeyi unutupta kürt türk hadi kardeşiz hoppa vur patlasın çal oynasın demekte hangi akla sığar bilmiyorum.Günün sorunlarının hallediliğ ümmetçiliğe girmemiz gerektiği söylendi.
tamam kardeşim ikimiz de aynı şeyleri söylüyoruz,konuya uç noktolardan örnek verip farklı yönlere çekmeye gerek yok.
ben senin 'Üstadın kendi milletini övüyor olmasını doğal karşılamamız gerekir' cümlene itiraz ettim.
montenegro da sağolsun ,gayet açıklayıcı bilgileri aktarmış.
Yok takılmıyorum.Benim takıldığım cemaat bellidir.
Bende şaştım ve buraya yazdım.Amacım bilgilerinizden istifade etmek.Söylediğiniz siteyi biliyorum gerekli oldukça netten gerekli oldukça abilerimden faydalanıyorum.Temkinliği olduğunu ve davranışlarının ne yönde olduğunu biliyorum.
manifesto
04-25-2010, 22:38
Anlaşılan yazımı okumudan yorum yapmışsınız ama en azından bu küçük alıntıyı okuyun.
"
Molla Süleyman KURŞUN (Kürd Ülaması) Konuşmasından aklımda kalanlar:utangaç:
"Kürtlere karşı yapılmış büyük yanlışlar vardır.Büyük katliamlar vardır.Türkler Özür Dilemelidirler.Bir an önce kendimize gelip İslam çatısı altında birleşmeliyiz.Herkes kendine çeki düzen vererek bir an önce İslam çatısı altında birleşmeliyiz....."
"
El Emin kardeş ya dediğin ne bilmiyorsun yada demediğini diyorsun
Üstad'ın kendi milletini övmesi yermesi söz konusu değil
Zaten buna ne vakti olmuş nede fikri bir endişesi
Nurların hiçbir yerinde milliyetçiliğe veya kendi milletini övmesine yermesine şahit olamazsın
Aksine Türk milletinin islama olan hizmetine çok yerde iktibas vardır.
Hal böyle iken Üstad'ı basit bir milliyetçi söz veya füşünceye sahip gibi gösterenlere çanak tutmak anlamsız
Altan Tan'ı basından tanıyoruz.Kürt meselesi noktasında haklı olduğu yerler var
Ama
"Kürtlere karşı yapılmış büyük yanlışlar vardır.Büyük katliamlar vardır.Türkler Özür Dilemelidirler
Yukarıda ki sözleri değil ülema ALLEME-İ CİHAN olsa söylemiş ise bizim için 5 para etmez.Türklerin özür dileyecek bir şeyi olmadığı gibi kürtlerin de böyle bir beklenti içerisine sokulması art niyetli bir yaklaşım
Bakın konu kendi sözlerim değildir.Eğer yanlış birşey söylenilmişsede benim sorunum değildir.Benim erken kalkmam gerekmeseydi bu konuda Ülamayı uyarmaya gidecektim.Aslında türklerinde çok kötü bir cumhuriyet tarihi geçirdiğini yani tüm türkiye olarak geçirdik o kötü tarihi diyecektim ve ekleyecektim.Bunları yapanlarda türkler değiller türk kimliğine sahip yaverlerdir.Ki bu işin içinde İsmet İnönü vardır kendisi bir kürttür diyecektim.
Altan TAN zaten pek üstad hakkında konuşmadı genel bir eleştiri yaptı sözlerinede katıldığımı dile getirdim arkasındayım.
Saygılarımla.Lütfen farklı ve anlamsız yerlere çekmeyelim.
Üstadın türkleri övdüğünü biliyorum ki kendimde aslen zaza olmama rağmen türk milletini kendi milletimden çok seviyorum.Sevmemek mümkün değil.Benim özellikle onuyu açmamdaki amaç med zehra vkf. bşk.'nın söylediği sözlere olan hayretim oldu.O kısmı okursanız sevinirim.Üstadın risalede kürdistan kelimesini kullandığı fakat sonradan bunların çıkarıldığını söylüyor elinde değiştirilmemiş risale olduğunu söylüyor.
(Üstad kullanmışsa dahi eminim kullanış amacı kürt milletinin tamamını belirtmek için kullanmıştır.Şaşırdığım nokta risale-i nurdan tek kelime dahi olsa çıkarılmış olması.)
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.