fatih kısaparmak balon baskılı balon ~ İnsanı Küfre Götüren Sözler 2 ~ - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : ~ İnsanı Küfre Götüren Sözler 2 ~


Duygu'Seli~
06-07-2009, 01:44
İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Zevacir isimli eseriyle, Hadika, Berika, Birgivi, Miftah-ül Cenne, Mektubat-ı Rabbani, Seadet-i Ebediyye, İbni Abidin’den aldığımız, küfre düşüren söz ve işlerden bazıları şunlardır:
1- Allahü teâlâya layık olmayan şey söylemek. Mesela bir kimse bir işi yaptığı halde, zaruretsiz (Allah biliyor ki yapmadım) demek. Yahut, yapmadığı bir şey için, zaruretsiz (Allah biliyor ki yaptım) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâyı hâşâ cahillikle suçlamak olur.

2- Allah akıllıdır, şuurludur, iyi düşünür demek, Onu yaratıklara benzetmek olur ki küfürdür.

3- Peygamberleri küçültücü şey söylemek, onunla alay etmek. Mesela Hazret-i Âdemi kastedip (İlk insan vahşi idi) demek. Veya bir evliyayı peygamberden üstün bilmek. Yahut peygamberin dediği doğru ise biz kurtulduk demek.

(Yalnız Kur'an), (Kur'andan başka kaynak tanımam), (Kur'andan başka kaynağa lüzum yok), (Peygamber postacıdır, vazifesi bitmiştir) gibi sözler de küfürdür.

4- Peygamber efendimizden sonra başka bir Peygamberin geleceğini söylemek. (İsa aleyhisselam gelecekse de, Peygamber olarak gelmeyecektir.)

5- Melekleri küçültücü şey söylemek. Mesela (Senin bakışın bana Azrail gibi geliyor) demek. Yahut (Cebrail bile söylese inanmam) demek. (Çocuklarınızı iyi yetiştirmezseniz, zebani olur) demek.

6- İslam âlimlerinin sözlerini, fıkıh kitaplarını ve fetvalarını tazim etmesi gerekirken tahkir etmek. Mesela (İmam-ı a'zamın kıyası hak değildir) demek. Fetvayı yere çarpmak. Hadis ve tefsir kitaplarını yere fırlatmak.

7- Ahirette olacak şeylerle alay etmek. Mesela (Ben Cenneti istemem, Cehennemi isterim. Çünkü bütün fahişeler oradadır) demek.

8- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına yani Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmiş ve İslam âlimlerinin kitapları ile her tarafa yayılmış, inanılması zaruri olan din bilgilerinden birine inanmamak, beğenmemek veya önem vermemek. Mesela (Ben görmediğim için cinlere, nazara inanmam) demek.

9- Kesin haram olduğu bilinen bir şeyi yiyip içerken besmele çekmek. Mesela şarap içerken veya domuz eti yerken Besmele çekmek küfürdür. Hırsızlık yapılarak alınan bir şeyi yerken besmele çekmek küfür olmaz. Çünkü burada yenilen şey değil, hırsızlık haramdır.

10- Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları ve kâfirlik alameti olan veya İslamiyet’i inkâr etmek ve inanmamak alameti olan ve tahkir etmemiz vacip olan şeyleri yapmak, kullanmak. Bunlardan meşhur olanlarını bilmeyerek veya şaka olarak veya herkesi güldürmek için yapmak da küfürdür. Mesela zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak. Bunları güldürmek için de kullanmak küfre sebep olur. İtikadının doğru olması fayda vermez. (Berika)

11- Yunan felsefecileri gibi, dünya ezeli ve ebedi demek.

12- İslamiyet’e, (İslam düşüncesi), (İslam nazariyesi) , (İslami görüş) demek. [Düşünce, bir iş için düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir. Görüş de düşünce demektir. Nazariye de, akli, zihni esaslara dayanan görüş, teori demektir. İslam âlimleri, (İnsanın, akıl, şuur, hafıza ve düşünce gibi yaratılmış olan sıfatlarını Allah’a vermek küfürdür) buyuruyorlar.]

13- Allahü teâlânın bildirdiği hükümlere ilahi düşünce, ilahi görüş, ilahi nazariye, ilahi şuur demek. Kur'an-ı kerimdeki hükümlere "Kur'ani görüş" demek.

14- Kâfirlerin dini âyinlerini, bayramlarını beğenmek. Zaruretsiz Hıristiyanların Noelini tebrik etmek. Kiliseye gidip, âyinlere iştirak etmek.

15- (Yahudi ve Hıristiyanların Allah’a inananları Cennete gidecek) demek.

16- Mucizeyi veya kerameti inkâr etmek.

17- Meşhur bir harama helal, meşhur bir helale haram demek. Mesela domuz yağı helal, sirke haram demek.

18- Âyeti, besmeleyi, bir melek, bir peygamber ismi bulunan yazıyı, kasten helaya, necasete, [pisliğe] atmak. Müslümanın ağzına [def-i hacet lafzı ile] sövmek.

19- Kendisine kâfir diye hitap edilince, kabul ederek evet demek.

20- Bir dilim ekmek, din ilminden iyidir demek. Din ilmi küçümsendiği için küfürdür.

21- (Bir süre sonra Hıristiyan olacağım) diye düşünmek. Bir bayan, bir Hıristiyan’la evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur. Bir erkek de bir ateist bayanla evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur.

22- Ağır bir hastalığa düşüp de, (Allah’ım canımı al da, istersen kâfir olarak al) demek.

23- (Allah’ım çocuğumu aldın, başka elinden ne gelirse onu yap) demek.

24- Tırnağı uzun olana, (Tırnağı kesmek sünnettir) dense, o da, (olsun ne olacak) dese, kâfir olur. Tırnağını kesmediği için değil, sünnete önem vermediği için küfür olur.

25- İnşallah, maşallah demek karın doyurmaz. Maşallahla inşallahla iş olmaz veya namaz kılmak karın doyurmaz demek. Bunları söylemekle dinimizin emri beğenilmemiş ve alay edilmiş oluyor. İnşallah, Allah’ın izni ile demektir. Allah’ın izni olmadan hiçbir şey olmaz. Onun için, hayır ve şer Allah’tandır diye iman etmek gerekir. Hayır gibi şerrin de Allah’tan olduğuna inanmamak küfür olur. İsteyen kul ama yaratan Allahü teâlâdır.

26- Sevdiği birine, (Sen bana Allah’tan da, Peygamberden de sevgilisin) demek.

27- Küfre rıza küfürdür. Çocuklarının kâfir olmasına üzülmemek. Mesela kızlarının gayri müslimle evlenmesine rıza göstermek.

28- Müslüman olmak isteyene, sen hele bekle, elimdeki şu işi bitirip de geleyim diyerek, onun Müslüman olmasını geciktirmek.

29- Ecelin hoyrat eli demek. [Çünkü Ecel Allah’ın emri ile gelir, Allah’ın emrini veya Azrail aleyhisselamın vazifesini zulüm gibi göstermek küfürdür.]

30- Kâfire hürmet etmek, mesela hürmet gayesiyle papazın elini öpmek.

31- Eshab-ı kiramdan her hangi birine kâfir demek. [Çünkü Kur’an-ı kerimde hepsinin Cennetlik olduğu bildirilmiştir. Birine kâfir denilince Kur’ana inanılmamış olur.]

32- (Mazlum kâfirler de Cennete girer) demek.

33- Haram paradan sevap ummak. Mesela bir bayan fuhuş parası ile kurban kesse, bundan sevap umsa, küfre girer. Sevap ummadan yaparsa küfre girmez.

34- Allahü teâlâyı mekanlı bilmek, mesela Hıristiyanlar gibi Allah gökte oturuyor demek. Allahü teâlâyı kastedip, (Göklerden bir ses geldi), (Allah, gökten bize bakıyor) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâya mekan isnat etmek olur. Dünya, gezegenler, Cennet ve Cehennem ezeli değildir, sonradan yaratılmıştır, mahlûktur. Yer ve gökler yok iken de Allahü teâlâ var idi. İslam âlimleri, (Allah her zaman ve her yerde ebedi olarak hazır ve nazırdır) demenin caiz olduğunu bildirmişlerdir. Ancak, Allahü teâlâ zamanlı ve mekanlı olmadığı için bu söz, görünüş üzere kalmaz, mecaz olur. Bu bakımdan (Allah, zamansız ve mekansızdır, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazırdır) demek caiz olur. Böyle olmazsa, Allahü teâlâyı zamanlı ve mekanlı bilmek olur ki bu ise küfürdür. Miftah-ül Cenne kitabında (Bir kimse, "Allah’tan hali yer yok" dese veya "Allah gökte benim şahidim" dese, kâfir olur. Çünkü Allahü teâlâya mekan isnat etmiş olur. Halbuki Allahü teâlâ mekandan beridir) buyuruluyor. ([B]Küfür Bahsi)

35- (Namaz kılmam ama, sen kalbe bak, benim kalbim temiz) demek. [Çünkü burada namaza önem verilmiyor, namaza önem vermemek küfürdür. Namaz kılmayan hep haram işliyor demektir, haram işleyenin kalbi temiz olmaz.]

36- (Anan baban esmer, sen nasıl sarışın oldun?) diyene, (Ben imalat hatasıyım) demek. Böyle söylemekle hâşâ Yaratıcının yanlış iş yaptığı söylenmiş oluyor.

37- İbadetleri müzikle yapmak, ilahileri müzikle söylemek. Çünkü ilahiler ibadettir, ibadete haram karıştırmak küfür olur. İçki içerken besmele çekmek de küfür olur.

38- Filan Müslüman benim gözümde Yahudi gibidir demek.

39- Bir Müslüman şaka olarak, muteber bir din kitabına hurafe dese veya alay ederek haram işleyene veya işletene "helal olsun" dese, mürted olur.

40- Kur'anı teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyenin imanı gider. (Dürr-ül-münteka)

41- Bir şarkıcıyı dinleyen veya herhangi bir haram işi gören kimse bu harama, ne güzel dese, o anda imanı gider. (Müjdeci Mek. 266)

42- İnsan için, dil alışkanlığı gibi bir sebeple değil de, kasten yarattı, yaratıcı, yarattım, yaratıcıyım gibi sözler söylemek küfür olur. Allah’tan başkasına, yaratıcı denmez. Yaratıcı, yalnız Allahü teâlâdır. Mecaz anlamda yapmak, meydana getirmek manasında da söylememelidir. Bu manada veya kasıtsız söyleyenlere küfre girdi dememelidir.

43- Zaruri olan ve tevatür ile bildirilen din bilgilerine inanmayan kâfir olur. Küfür olan her söz, ister şaka olarak, isterse gönülden olmayarak olsun küfür olur. (Milel-nihal)

44- İslam bilgilerini ve ehli sünnet âlimlerini aşağılamak da, küfürdür.

45- Yabancı kadınlara bakana, haramdır denilince, güzele bakmak sevaptır demek küfür olur. Haramı kabul etmeyip, üstelik sanki ibadet gibi sevap diyor. Yabancı kadınlara bakmak, gözü zayıflatır ve kalbi karartır. Mubah olanı, güzeli sevmek, Allah’ın kudretini temaşa etmek sevap olur.

46- Çok inatçı bir Müslüman için Nuh diyor Peygamber demiyor demek küfür olur.

47- Bir Müslümanın dinine, imanına sövmek küfürdür.

Evliyanın resmine tazim
Sual: Biri evliyanın resmine tazim etmek şirk olur mu?
CEVAP
Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye Müşrik,benzetilen şeye Şerik denir. Bir kimsede, bir şeyde, üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmak, onu şerik yapmak olur. Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlara üluhiyyet sıfatları denir. Sonsuz var olmak, yaratmak, her şeyi bilmek, hastalara şifa vermek, üluhiyyet sıfatlarındandır. Bir insanda, güneşte, inekte, herhangi bir mahlûkta, üluhiyyet sıfatı bulunduğuna inanarak, ona tazim, hürmet etmeye, ona yalvarmaya, ona İbadet etmek, tapınmak denir. O şeyler Sanem [put] olur. Böyle zan olunan insanın ve kâfirlerin resimleri önünde, tazim edici şeyler söylemek, yapmak da, ibadet etmek şirk olur.

Bir insanda üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmayıp, Allah’ın sevgili kulu olduğuna inanarak, bunun resmine, tazim etmek şirk olmaz, küfür olmaz. Fakat, herhangi bir insanın resmine hürmet etmek günah olduğu için, tazim, hürmet eden bir Müslüman, fasık olur. Haram olduğuna önem vermezse, diğer bir haramı, önem vermeyerek yapanlar gibi Mürted olur.

Tazim ve tahkir
Sual: Dinen kıymetli olan şeylere saygısızlık, küfür olur mu?
CEVAP
İki örnek verelim:
1- Bir ihtiyaç olmadan Kâbe’ye karşı ayaklarını uzatmak, Kâbe’ye saygısızlıktır, ama küfür değildir, tahrimen mekruhtur. Bunu kasten yaparsa, yani Kâbe o tarafta olduğu için, onu hafife alarak veya alay ederek ayaklarını uzatırsa küfür olur.

2- Namaz kılmamak Allahü teâlânın emrine saygısızlıktır; fakat küfür değildir. Namazın farz olduğunu inkâr etmek yahut bu farzı hafife almak, namaza önem vermemek küfür olur.

Küfre düşüren amel
Sual: Ehl-i sünnete göre, amel imandan parça olmadığına göre, insan sadece itikadi bir konuda mı küfre düşer, ameli bir iş yapınca da küfre düşebilir mi?
CEVAP
Peygamber efendimizin bildirdiği bütün emir ve yasaklarda itikadi mesele vardır. Yani, Peygamber efendimizin bildirdiği bütün emir ve yasaklara inanmak, hepsini beğenmek itikadi meseledir, imanla ilgilidir. İmanda hassas nokta budur. Bunları yapıp yapmamak ise günah ve sevapla ilgilidir. Küfür, dinimizde bildirilen, inanılması, beğenilmesi gereken herhangi bir hususa inanmamak, beğenmemek, saygı göstermemektir. Veya yine dinimizde bildirilen, inanılmaması, beğenilmemesi gereken herhangi bir hususa inanmak, beğenmek, saygı göstermektir. Birkaç örnek verelim:
1- Mushaf-ı şerifi yere atmak küfürdür. Bu sadece bir iştir, ama Allah’ın kelamına saygısızlık olduğu için küfürdür.

2- İçki içen, domuz eti yiyen kâfir olmaz. Ama içkiyi içerken, domuz eti yerken Besmele çekerse veya bunlar ne güzel şeyler derse kâfir olur. Haram olan şeye saygı gösterilmiş, haramlığına inanılmamış olur.

3- Hıristiyanların haçlarını kolye olarak kullanmak küfür olur. Kolye takmak sadece bir iştir, ama saygı yerinde bulundurulduğu için, küfür alametini beğendiği için küfür olur.

Nasıl hareket etmeli?
Sual: Müslüman olduğunu söyleyen, fakat sözlerinde veya yazılarında küfrü gerektiren bir şey görülen kimseye kâfir denir mi?
CEVAP
Müslüman olduğunu söyleyen veya cemaat ile namaz kılarken görülen bir kimsenin Müslüman olduğu anlaşılır. Sonra, bunun bir sözünde, yazısında veya bir hareketinde, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri iman bilgilerine uymayan, küfrü gerektiren bir şey görülürse, bunun küfür veya dalalet olduğu, bundan vazgeçip tevbe etmek gerektiği söylenir; yine vazgeçmezse, bunun sapık veya mürted olduğu anlaşılır. Namaz kılsa, hacca gitse, her ibadeti ve iyiliği yapsa da, bu felaketten kurtulamaz. Küfre sebep olan şeylerden vazgeçmedikçe, bundan tevbe etmedikçe, Müslüman olamaz. Her Müslüman, küfre sebep olan şeyleri iyi öğrenerek, mürted olmaktan korunmalı, kâfir olanları ve Müslüman görünen yalancıları iyi tanıyıp, zararlarından sakınmalıdır!

Yalandan Hıristiyan olmak
Sual: Avrupa’da yaşıyoruz. Hıristiyan olan Müslümanlara para ve imkân veriliyor. Sırf bu imkânlardan faydalanmak için, yalandan Hıristiyan olduğumuzu bildirsek bir mahzuru olur mu? Bunun gibi ateistlerin içinde ateist, masonların içinde mason görünmekte sakınca var mıdır?
CEVAP
Çok sakınca vardır; çünkü bu işte bir zaruret yoktur. İbadetini gizlemek ayrı, kâfir görünmek ayrıdır. Din kitaplarında, (Şakadan, “Ben kâfirim” veya “Ben Hıristiyan’ım” dese, kâfir olur) buyuruluyor. Yani bu işin şakası bile olmuyor. Hatta bir kimse, (Hıristiyan olmak, Yahudi olmaktan iyidir) dese, kâfir olur. Bu bakımdan şakadan da olsa, maddi menfaat için de olsa, Hıristiyan, ateist veya mason görünmemelidir. İbni Sebecilik’te takiyye varsa da, Ehl-i sünnette böyle takiyye yoktur.


dinimizislam.com

kaptan5334
06-07-2009, 01:53
İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Zevacir isimli eseriyle, Hadika, Berika, Birgivi, Miftah-ül Cenne, Mektubat-ı Rabbani, Seadet-i Ebediyye, İbni Abidin’den aldığımız, küfre düşüren söz ve işlerden bazıları şunlardır:
1- Allahü teâlâya layık olmayan şey söylemek. Mesela bir kimse bir işi yaptığı halde, zaruretsiz (Allah biliyor ki yapmadım) demek. Yahut, yapmadığı bir şey için, zaruretsiz (Allah biliyor ki yaptım) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâyı hâşâ cahillikle suçlamak olur.

2- Allah akıllıdır, şuurludur, iyi düşünür demek, Onu yaratıklara benzetmek olur ki küfürdür.

3- Peygamberleri küçültücü şey söylemek, onunla alay etmek. Mesela Hazret-i Âdemi kastedip (İlk insan vahşi idi) demek. Veya bir evliyayı peygamberden üstün bilmek. Yahut peygamberin dediği doğru ise biz kurtulduk demek.

(Yalnız Kur'an), (Kur'andan başka kaynak tanımam), (Kur'andan başka kaynağa lüzum yok), (Peygamber postacıdır, vazifesi bitmiştir) gibi sözler de küfürdür.

4- Peygamber efendimizden sonra başka bir Peygamberin geleceğini söylemek. (İsa aleyhisselam gelecekse de, Peygamber olarak gelmeyecektir.)

5- Melekleri küçültücü şey söylemek. Mesela (Senin bakışın bana Azrail gibi geliyor) demek. Yahut (Cebrail bile söylese inanmam) demek. (Çocuklarınızı iyi yetiştirmezseniz, zebani olur) demek.

6- İslam âlimlerinin sözlerini, fıkıh kitaplarını ve fetvalarını tazim etmesi gerekirken tahkir etmek. Mesela (İmam-ı a'zamın kıyası hak değildir) demek. Fetvayı yere çarpmak. Hadis ve tefsir kitaplarını yere fırlatmak.

7- Ahirette olacak şeylerle alay etmek. Mesela (Ben Cenneti istemem, Cehennemi isterim. Çünkü bütün fahişeler oradadır) demek.

8- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına yani Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmiş ve İslam âlimlerinin kitapları ile her tarafa yayılmış, inanılması zaruri olan din bilgilerinden birine inanmamak, beğenmemek veya önem vermemek. Mesela (Ben görmediğim için cinlere, nazara inanmam) demek.

9- Kesin haram olduğu bilinen bir şeyi yiyip içerken besmele çekmek. Mesela şarap içerken veya domuz eti yerken Besmele çekmek küfürdür. Hırsızlık yapılarak alınan bir şeyi yerken besmele çekmek küfür olmaz. Çünkü burada yenilen şey değil, hırsızlık haramdır.

10- Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları ve kâfirlik alameti olan veya İslamiyet’i inkâr etmek ve inanmamak alameti olan ve tahkir etmemiz vacip olan şeyleri yapmak, kullanmak. Bunlardan meşhur olanlarını bilmeyerek veya şaka olarak veya herkesi güldürmek için yapmak da küfürdür. Mesela zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak. Bunları güldürmek için de kullanmak küfre sebep olur. İtikadının doğru olması fayda vermez. (Berika)

11- Yunan felsefecileri gibi, dünya ezeli ve ebedi demek.

12- İslamiyet’e, (İslam düşüncesi), (İslam nazariyesi) , (İslami görüş) demek. [Düşünce, bir iş için düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir. Görüş de düşünce demektir. Nazariye de, akli, zihni esaslara dayanan görüş, teori demektir. İslam âlimleri, (İnsanın, akıl, şuur, hafıza ve düşünce gibi yaratılmış olan sıfatlarını Allah’a vermek küfürdür) buyuruyorlar.]

13- Allahü teâlânın bildirdiği hükümlere ilahi düşünce, ilahi görüş, ilahi nazariye, ilahi şuur demek. Kur'an-ı kerimdeki hükümlere "Kur'ani görüş" demek.

14- Kâfirlerin dini âyinlerini, bayramlarını beğenmek. Zaruretsiz Hıristiyanların Noelini tebrik etmek. Kiliseye gidip, âyinlere iştirak etmek.

15- (Yahudi ve Hıristiyanların Allah’a inananları Cennete gidecek) demek.

16- Mucizeyi veya kerameti inkâr etmek.

17- Meşhur bir harama helal, meşhur bir helale haram demek. Mesela domuz yağı helal, sirke haram demek.

18- Âyeti, besmeleyi, bir melek, bir peygamber ismi bulunan yazıyı, kasten helaya, necasete, [pisliğe] atmak. Müslümanın ağzına [def-i hacet lafzı ile] sövmek.

19- Kendisine kâfir diye hitap edilince, kabul ederek evet demek.

20- Bir dilim ekmek, din ilminden iyidir demek. Din ilmi küçümsendiği için küfürdür.

21- (Bir süre sonra Hıristiyan olacağım) diye düşünmek. Bir bayan, bir Hıristiyan’la evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur. Bir erkek de bir ateist bayanla evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur.

22- Ağır bir hastalığa düşüp de, (Allah’ım canımı al da, istersen kâfir olarak al) demek.

23- (Allah’ım çocuğumu aldın, başka elinden ne gelirse onu yap) demek.

24- Tırnağı uzun olana, (Tırnağı kesmek sünnettir) dense, o da, (olsun ne olacak) dese, kâfir olur. Tırnağını kesmediği için değil, sünnete önem vermediği için küfür olur.

25- İnşallah, maşallah demek karın doyurmaz. Maşallahla inşallahla iş olmaz veya namaz kılmak karın doyurmaz demek. Bunları söylemekle dinimizin emri beğenilmemiş ve alay edilmiş oluyor. İnşallah, Allah’ın izni ile demektir. Allah’ın izni olmadan hiçbir şey olmaz. Onun için, hayır ve şer Allah’tandır diye iman etmek gerekir. Hayır gibi şerrin de Allah’tan olduğuna inanmamak küfür olur. İsteyen kul ama yaratan Allahü teâlâdır.

26- Sevdiği birine, (Sen bana Allah’tan da, Peygamberden de sevgilisin) demek.

27- Küfre rıza küfürdür. Çocuklarının kâfir olmasına üzülmemek. Mesela kızlarının gayri müslimle evlenmesine rıza göstermek.

28- Müslüman olmak isteyene, sen hele bekle, elimdeki şu işi bitirip de geleyim diyerek, onun Müslüman olmasını geciktirmek.

29- Ecelin hoyrat eli demek. [Çünkü Ecel Allah’ın emri ile gelir, Allah’ın emrini veya Azrail aleyhisselamın vazifesini zulüm gibi göstermek küfürdür.]

30- Kâfire hürmet etmek, mesela hürmet gayesiyle papazın elini öpmek.

31- Eshab-ı kiramdan her hangi birine kâfir demek. [Çünkü Kur’an-ı kerimde hepsinin Cennetlik olduğu bildirilmiştir. Birine kâfir denilince Kur’ana inanılmamış olur.]

32- (Mazlum kâfirler de Cennete girer) demek.

33- Haram paradan sevap ummak. Mesela bir bayan fuhuş parası ile kurban kesse, bundan sevap umsa, küfre girer. Sevap ummadan yaparsa küfre girmez.

34- Allahü teâlâyı mekanlı bilmek, mesela Hıristiyanlar gibi Allah gökte oturuyor demek. Allahü teâlâyı kastedip, (Göklerden bir ses geldi), (Allah, gökten bize bakıyor) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâya mekan isnat etmek olur. Dünya, gezegenler, Cennet ve Cehennem ezeli değildir, sonradan yaratılmıştır, mahlûktur. Yer ve gökler yok iken de Allahü teâlâ var idi. İslam âlimleri, (Allah her zaman ve her yerde ebedi olarak hazır ve nazırdır) demenin caiz olduğunu bildirmişlerdir. Ancak, Allahü teâlâ zamanlı ve mekanlı olmadığı için bu söz, görünüş üzere kalmaz, mecaz olur. Bu bakımdan (Allah, zamansız ve mekansızdır, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazırdır) demek caiz olur. Böyle olmazsa, Allahü teâlâyı zamanlı ve mekanlı bilmek olur ki bu ise küfürdür. Miftah-ül Cenne kitabında (Bir kimse, "Allah’tan hali yer yok" dese veya "Allah gökte benim şahidim" dese, kâfir olur. Çünkü Allahü teâlâya mekan isnat etmiş olur. Halbuki Allahü teâlâ mekandan beridir) buyuruluyor. ([B]Küfür Bahsi)

35- (Namaz kılmam ama, sen kalbe bak, benim kalbim temiz) demek. [Çünkü burada namaza önem verilmiyor, namaza önem vermemek küfürdür. Namaz kılmayan hep haram işliyor demektir, haram işleyenin kalbi temiz olmaz.]

36- (Anan baban esmer, sen nasıl sarışın oldun?) diyene, (Ben imalat hatasıyım) demek. Böyle söylemekle hâşâ Yaratıcının yanlış iş yaptığı söylenmiş oluyor.

37- İbadetleri müzikle yapmak, ilahileri müzikle söylemek. Çünkü ilahiler ibadettir, ibadete haram karıştırmak küfür olur. İçki içerken besmele çekmek de küfür olur.

38- Filan Müslüman benim gözümde Yahudi gibidir demek.

39- Bir Müslüman şaka olarak, muteber bir din kitabına hurafe dese veya alay ederek haram işleyene veya işletene "helal olsun" dese, mürted olur.

40- Kur'anı teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyenin imanı gider. (Dürr-ül-münteka)

41- Bir şarkıcıyı dinleyen veya herhangi bir haram işi gören kimse bu harama, ne güzel dese, o anda imanı gider. (Müjdeci Mek. 266)

42- İnsan için, dil alışkanlığı gibi bir sebeple değil de, kasten yarattı, yaratıcı, yarattım, yaratıcıyım gibi sözler söylemek küfür olur. Allah’tan başkasına, yaratıcı denmez. Yaratıcı, yalnız Allahü teâlâdır. Mecaz anlamda yapmak, meydana getirmek manasında da söylememelidir. Bu manada veya kasıtsız söyleyenlere küfre girdi dememelidir.

43- Zaruri olan ve tevatür ile bildirilen din bilgilerine inanmayan kâfir olur. Küfür olan her söz, ister şaka olarak, isterse gönülden olmayarak olsun küfür olur. (Milel-nihal)

44- İslam bilgilerini ve ehli sünnet âlimlerini aşağılamak da, küfürdür.

45- Yabancı kadınlara bakana, haramdır denilince, güzele bakmak sevaptır demek küfür olur. Haramı kabul etmeyip, üstelik sanki ibadet gibi sevap diyor. Yabancı kadınlara bakmak, gözü zayıflatır ve kalbi karartır. Mubah olanı, güzeli sevmek, Allah’ın kudretini temaşa etmek sevap olur.

46- Çok inatçı bir Müslüman için Nuh diyor Peygamber demiyor demek küfür olur.

47- Bir Müslümanın dinine, imanına sövmek küfürdür.

Evliyanın resmine tazim
Sual: Biri evliyanın resmine tazim etmek şirk olur mu?
CEVAP
Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye Müşrik,benzetilen şeye Şerik denir. Bir kimsede, bir şeyde, üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmak, onu şerik yapmak olur. Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlara üluhiyyet sıfatları denir. Sonsuz var olmak, yaratmak, her şeyi bilmek, hastalara şifa vermek, üluhiyyet sıfatlarındandır. Bir insanda, güneşte, inekte, herhangi bir mahlûkta, üluhiyyet sıfatı bulunduğuna inanarak, ona tazim, hürmet etmeye, ona yalvarmaya, ona İbadet etmek, tapınmak denir. O şeyler Sanem [put] olur. Böyle zan olunan insanın ve kâfirlerin resimleri önünde, tazim edici şeyler söylemek, yapmak da, ibadet etmek şirk olur.

Bir insanda üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmayıp, Allah’ın sevgili kulu olduğuna inanarak, bunun resmine, tazim etmek şirk olmaz, küfür olmaz. Fakat, herhangi bir insanın resmine hürmet etmek günah olduğu için, tazim, hürmet eden bir Müslüman, fasık olur. Haram olduğuna önem vermezse, diğer bir haramı, önem vermeyerek yapanlar gibi Mürted olur.

Tazim ve tahkir
Sual: Dinen kıymetli olan şeylere saygısızlık, küfür olur mu?
CEVAP
İki örnek verelim:
1- Bir ihtiyaç olmadan Kâbe’ye karşı ayaklarını uzatmak, Kâbe’ye saygısızlıktır, ama küfür değildir, tahrimen mekruhtur. Bunu kasten yaparsa, yani Kâbe o tarafta olduğu için, onu hafife alarak veya alay ederek ayaklarını uzatırsa küfür olur.

2- Namaz kılmamak Allahü teâlânın emrine saygısızlıktır; fakat küfür değildir. Namazın farz olduğunu inkâr etmek yahut bu farzı hafife almak, namaza önem vermemek küfür olur.

Küfre düşüren amel
Sual: Ehl-i sünnete göre, amel imandan parça olmadığına göre, insan sadece itikadi bir konuda mı küfre düşer, ameli bir iş yapınca da küfre düşebilir mi?
CEVAP
Peygamber efendimizin bildirdiği bütün emir ve yasaklarda itikadi mesele vardır. Yani, Peygamber efendimizin bildirdiği bütün emir ve yasaklara inanmak, hepsini beğenmek itikadi meseledir, imanla ilgilidir. İmanda hassas nokta budur. Bunları yapıp yapmamak ise günah ve sevapla ilgilidir. Küfür, dinimizde bildirilen, inanılması, beğenilmesi gereken herhangi bir hususa inanmamak, beğenmemek, saygı göstermemektir. Veya yine dinimizde bildirilen, inanılmaması, beğenilmemesi gereken herhangi bir hususa inanmak, beğenmek, saygı göstermektir. Birkaç örnek verelim:
1- Mushaf-ı şerifi yere atmak küfürdür. Bu sadece bir iştir, ama Allah’ın kelamına saygısızlık olduğu için küfürdür.

2- İçki içen, domuz eti yiyen kâfir olmaz. Ama içkiyi içerken, domuz eti yerken Besmele çekerse veya bunlar ne güzel şeyler derse kâfir olur. Haram olan şeye saygı gösterilmiş, haramlığına inanılmamış olur.

3- Hıristiyanların haçlarını kolye olarak kullanmak küfür olur. Kolye takmak sadece bir iştir, ama saygı yerinde bulundurulduğu için, küfür alametini beğendiği için küfür olur.

Nasıl hareket etmeli?
Sual: Müslüman olduğunu söyleyen, fakat sözlerinde veya yazılarında küfrü gerektiren bir şey görülen kimseye kâfir denir mi?
CEVAP
Müslüman olduğunu söyleyen veya cemaat ile namaz kılarken görülen bir kimsenin Müslüman olduğu anlaşılır. Sonra, bunun bir sözünde, yazısında veya bir hareketinde, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri iman bilgilerine uymayan, küfrü gerektiren bir şey görülürse, bunun küfür veya dalalet olduğu, bundan vazgeçip tevbe etmek gerektiği söylenir; yine vazgeçmezse, bunun sapık veya mürted olduğu anlaşılır. Namaz kılsa, hacca gitse, her ibadeti ve iyiliği yapsa da, bu felaketten kurtulamaz. Küfre sebep olan şeylerden vazgeçmedikçe, bundan tevbe etmedikçe, Müslüman olamaz. Her Müslüman, küfre sebep olan şeyleri iyi öğrenerek, mürted olmaktan korunmalı, kâfir olanları ve Müslüman görünen yalancıları iyi tanıyıp, zararlarından sakınmalıdır!

Yalandan Hıristiyan olmak
Sual: Avrupa’da yaşıyoruz. Hıristiyan olan Müslümanlara para ve imkân veriliyor. Sırf bu imkânlardan faydalanmak için, yalandan Hıristiyan olduğumuzu bildirsek bir mahzuru olur mu? Bunun gibi ateistlerin içinde ateist, masonların içinde mason görünmekte sakınca var mıdır?
CEVAP
Çok sakınca vardır; çünkü bu işte bir zaruret yoktur. İbadetini gizlemek ayrı, kâfir görünmek ayrıdır. Din kitaplarında, (Şakadan, “Ben kâfirim” veya “Ben Hıristiyan’ım” dese, kâfir olur) buyuruluyor. Yani bu işin şakası bile olmuyor. Hatta bir kimse, (Hıristiyan olmak, Yahudi olmaktan iyidir) dese, kâfir olur. Bu bakımdan şakadan da olsa, maddi menfaat için de olsa, Hıristiyan, ateist veya mason görünmemelidir. İbni Sebecilik’te takiyye varsa da, Ehl-i sünnette böyle takiyye yoktur.


dinimizislam.com

Kardeşim kaynağı güzel bulmuşsun teşekkür edrım. ayrıca konu içinde teşekkür ederım eline sağlık

Feride
06-07-2009, 03:02
1- Allahü teâlâya layık olmayan şey söylemek. Mesela bir kimse bir işi yaptığı halde, zaruretsiz (Allah biliyor ki yapmadım) demek. Yahut, yapmadığı bir şey için, zaruretsiz (Allah biliyor ki yaptım) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâyı hâşâ cahillikle suçlamak olur.]
Böyle bir ifade kullanmadım hiç. (Çok şükür: ) )

2- Allah akıllıdır, şuurludur, iyi düşünür demek, Onu yaratıklara benzetmek olur ki küfürdür.]
Tövbe tövbe..Daha neler..

3- Peygamberleri küçültücü şey söylemek, onunla alay etmek. Mesela Hazret-i Âdemi kastedip (İlk insan vahşi idi) demek. Veya bir evliyayı peygamberden üstün bilmek. Yahut peygamberin dediği doğru ise biz kurtulduk demek.Daha neler..Böyle denir mi hiç..:olmaz:

(Yalnız Kur'an), (Kur'andan başka kaynak tanımam), (Kur'andan başka kaynağa lüzum yok), (Peygamber postacıdır, vazifesi bitmiştir) gibi sözler de küfürdür.Aslında tam böyle değil de, şöyle diyenler çıkabiliyor. Mesela, ben sadece Kuran'a bakarım, başka bişeye bakmam deniyor ya..Acaba diğerlerini reddetme babında mı diyor diyenler bilemiyorum. Yuvarlama yapmamakta fayda var

4- Peygamber efendimizden sonra başka bir Peygamberin geleceğini söylemek. (İsa aleyhisselam gelecekse de, Peygamber olarak gelmeyecektir.)Bu zaten aleni inkar gibi bişey sanki..

5- Melekleri küçültücü şey söylemek. Mesela (Senin bakışın bana Azrail gibi geliyor) demek. Yahut (Cebrail bile söylese inanmam) demek. (Çocuklarınızı iyi yetiştirmezseniz, zebani olur) demek. Bir de bunların yanısıra, sen bir meleksin derler ya..Acayip sinir oluyorum. Yahu kardeşim melek melektir, insan da insandır değil mi ama. Denmemesi uygundur diye biliyorum.

7- Ahirette olacak şeylerle alay etmek. Mesela (Ben Cenneti istemem, Cehennemi isterim. Çünkü bütün fahişeler oradadır) demek. Evet şimdi bu mevzu önemli. Hani ben cenneti sana değişmem, cehennem olsa farketmez gibi saçma sapan (tövbe tövbe), ahireti sözde küçümseyici tarzda söylemler günümüzde sıklıkla oluyor. Yine gıcık kaptığım noktalardan biri..Yahu sen nasıl olur da, cenneti ya da cehennemi başka bir şeyle kıyaslarsın. Bu ne densizliktir anlamak mümkün değil..Bir de burası cennet, şurası cennet demek de doğru değil. Dünyevi alanları tasvir ederken kullanılır ya hani o babtan..

8- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına yani Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmiş ve İslam âlimlerinin kitapları ile her tarafa yayılmış, inanılması zaruri olan din bilgilerinden birine inanmamak, beğenmemek veya önem vermemek. Mesela (Ben görmediğim için cinlere, nazara inanmam) demek. Evet.. Bu nazar mevzu bir de büyü var değil mi..Millet inanmıyorum diyor çıkıyor işin içinden rahatlıkla. Nasıl bir rahatlık bu ben anlamıyorum. Nazar da vardır dinde, büyü de.. Hepsine de inanmalıyız..

11- Yunan felsefecileri gibi, dünya ezeli ve ebedi demek. Böyleleride mi varmış..İlk defa duydum..Ve pes diyorum..


14- Kâfirlerin dini âyinlerini, bayramlarını beğenmek. Zaruretsiz Hıristiyanların Noelini tebrik etmek. Kiliseye gidip, âyinlere iştirak etmek. Yok biz noellerini tebrik etmiyoruz. Bizatihi onlar gibi kutluyoruz. Var mı ki daha ötesi:kızdım:

15- (Yahudi ve Hıristiyanların Allah’a inananları Cennete gidecek) demek. İşte rahmet okuma hadisesi, en büyük örnek olsa gerek..Ne cehalet Ya rabbi..

21- (Bir süre sonra Hıristiyan olacağım) diye düşünmek. Bir bayan, bir Hıristiyan’la evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur. Bir erkek de bir ateist bayanla evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur. [color=blue]Evlenmesi doğru değil de..Ya karar aşamasında dahi böyle olduğunu bilmiyordum. (İnşeAllah doğru bir kaynaktan aktarmışsındır)

23- (Allah’ım çocuğumu aldın, başka elinden ne gelirse onu yap) demek. Allah korusun..Aleni isyan..

25- İnşallah, maşallah demek karın doyurmaz. Maşallahla inşallahla iş olmaz veya namaz kılmak karın doyurmaz demek. Bunları söylemekle dinimizin emri beğenilmemiş ve alay edilmiş oluyor. İnşallah, Allah’ın izni ile demektir. Allah’ın izni olmadan hiçbir şey olmaz. Onun için, hayır ve şer Allah’tandır diye iman etmek gerekir. Hayır gibi şerrin de Allah’tan olduğuna inanmamak küfür olur. İsteyen kul ama yaratan Allahü teâlâdır. Bunu duyuyorum zaman zaman. Tabi manasının tam idrakinde olmayınca insan, böyle bol keseden silip atıyor..

33- Haram paradan sevap ummak. Mesela bir bayan fuhuş parası ile kurban kesse, bundan sevap umsa, küfre girer. Sevap ummadan yaparsa küfre girmez. Yok mu böyleleri günümüzde. Mesela loto parası çıkarsa, millet bol miktarda hayırlı işte kullanacakmış ya (sözde tabi)

34- Allahü teâlâyı mekanlı bilmek, mesela Hıristiyanlar gibi Allah gökte oturuyor demek. Allahü teâlâyı kastedip, (Göklerden bir ses geldi), (Allah, gökten bize bakıyor) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâya mekan isnat etmek olur. Dünya, gezegenler, Cennet ve Cehennem ezeli değildir, sonradan yaratılmıştır, mahlûktur. Yer ve gökler yok iken de Allahü teâlâ var idi. İslam âlimleri, (Allah her zaman ve her yerde ebedi olarak hazır ve nazırdır) demenin caiz olduğunu bildirmişlerdir. Ancak, Allahü teâlâ zamanlı ve mekanlı olmadığı için bu söz, görünüş üzere kalmaz, mecaz olur. Bu bakımdan (Allah, zamansız ve mekansızdır, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazırdır) demek caiz olur. Böyle olmazsa, Allahü teâlâyı zamanlı ve mekanlı bilmek olur ki bu ise küfürdür. [B]Miftah-ül Cenne kitabında (Bir kimse, "Allah’tan hali yer yok" dese veya "Allah gökte benim şahidim" dese, kâfir olur. Çünkü Allahü teâlâya mekan isnat etmiş olur. Halbuki Allahü teâlâ mekandan beridir) buyuruluyor. ([B]Küfür Bahsi)
Bir de bazısı , direk yukarıy işaret ederek, Allah'ı işaret etmeye çalışıyor. (Tövbe Yarabbim. Tam bir garabet)

35- (Namaz kılmam ama, sen kalbe bak, benim kalbim temiz) demek. [Çünkü burada namaza önem verilmiyor, namaza önem vermemek küfürdür. Namaz kılmayan hep haram işliyor demektir, haram işleyenin kalbi temiz olmaz.] Bu zaten çok revaçta olan bir söz malumumuz üzere. İbadetlerini yapmayanların, sığınağı da diyebiliriz. Tamam kalp önemli de, icraat da önemli değil mi..

41- Bir şarkıcıyı dinleyen veya herhangi bir haram işi gören kimse bu harama, ne güzel dese, o anda imanı gider. (Müjdeci Mek. 266) Eveet.. Ben hiç demem, çok şükür. Zaten forumda müzik köşelerine yorum yapmamam da zaten buna işarettir. Ya da şarkı armağan etme falan herşey dahil: )

42- İnsan için, dil alışkanlığı gibi bir sebeple değil de, kasten yarattı, yaratıcı, yarattım, yaratıcıyım gibi sözler söylemek küfür olur. Allah’tan başkasına, yaratıcı denmez. Yaratıcı, yalnız Allahü teâlâdır. Mecaz anlamda yapmak, meydana getirmek manasında da söylememelidir. Bu manada veya kasıtsız söyleyenlere küfre girdi dememelidir. Oooo bu yarattım kelimesi artık normal bir hal almış neredeyse. Herkesin dilinde. Şu yarattı bu yarattı..Tövbe tövbe. Bu kelimenin zaten olur olmaz kullanılması acayip canımı sıkıyor. Forumda da zaten yeri geldikçe uyarmaya gayret ediyorum..Mecazi de olsa, söylenmemesi gerekir. Ama fıkhi açıdan tam hükmü nedir bilmiyorum. Yahu söylenmesin ne var. Yok mu yerine kullanılacak başka bir kelime..

Bir de ilaveten, işlerimizi yaparken, ben şunu kesin yapacağım, şuraya gidceğim, geleceğim vs.. bunları kullanırken de mutlaka başında inşeAllah kelimesini getirmeyi unutmamalıyız.Zira hiçbirşeyi yapmamızın garantisi yok..

NOT:Duygucum, bu aktardığın kaynak inşeAllah sahihtir..

Duygu'Seli~
06-07-2009, 03:10
Kaynağım www.dinimizislam.com (http://www.dinimizislam.com) kaynağıdır.. Bütün bilgiler hadislerle,ayetlerle birlikte verilmekte ve benim çok güvendiğim bir yerdir..
Merak edenler bu konun devamını o siteye girerek bakabilir ayrıca 24 saat boyunca merak ettikleri her dini soruyu orada sorarak cevap alabilirler,yine hadis ve ayet belgeli olarak..
:)

Feride
06-07-2009, 03:14
Tarihsever senden imrendim, böyle tek tek cevaplamak istedim ben de: )

Feride
06-07-2009, 03:20
O zaten klişe olmuş. Yok mu kardeşim başka kelime..

Tarihsever ne kadar da doğru bilinen yanlışlar var değil mi.. Ben çok şükür riayet ediyorum. Ama bir çok kişi etmiyor. Mesela şarkı türkü işi, en basit örnek. Her çıkan şarkı türkü "aa ne güzelmiş " falan ya da bu kıyafet için de geçerli..Mesela ne deriz dine aykırı bir kıyafet için "ya ne güzel bir kıyafet" denmesi vs.. Bunlar da yanlış tamamen. Harama ya da işte günaha sen cevaz verir gibi oluyorsun konuşman da.. Dikkat edelim inşeAllah..

Duygu saol..

Feride
06-07-2009, 03:35
Yok arkadaş, kime ne anlatacaksın. Birine bişey söylesen, biz o niyetle mi söyledik diyip işin içinden çıkıyorlar. Tamam niyet önemlidir işlerimizde ama, dış etkenlerede riayet etmek gerekiyor. Sen kalk efendim, olur olmaz konuş, sonra da neymiş kalbim temizmiş. Var mı böyle bişey ya..

Ya ben bu konularda çok doluyum. O kadar ki yaşamımda güzel kelimesini kullanma sıklığım okadar az ki, bazen bişeye güzel deyince, acaba yanlış bir şeye mi güzel dedim diye bir an duraksıyorum. Buna şimdi abartı diyen olursa, vururum: ) Şaka şaka: D Ama denmemeli tabi..

Aslında olması gereken.. Tarihsever keşke senin gibi olsa herkes.. En azından yanlışlarını görebilse ve de yanlışlığını kabul edebilse..

Feride
06-07-2009, 03:40
Ama gene de doğru bildiklerimizi yılmadan anlatmaya devam..: )

Bunu eklemeden geçemeyeceğim..

Feride
06-07-2009, 03:49
Evet...Bildiklerimizi uygun bir dille anlatmaktan kaçınmamalıyız. Bu her ne kadar zor olsa da..

Teşekkürler, güzel düşüncelerini paylaştığın için..

Abdullah KAÇ
06-07-2009, 04:19
Konu çok güzel açıklamalar vurgularda çok güzel. Ancak maddeler arasında cevap yazdıracak bir madde dikkatimi çekti.

41. Madde çok ilginç. Haram olan birşeye güzel demek zaten bahsedilen sonuca götürür. Ancak orada "Bir şarkıcıyı dinleyip ne güzel" demeninde malum sonucu doğuracağını söylüyor. Yorumların bir kaçında yazmış arkadaşlar. Gerçekten şarkı dinleyip hoşuna gitmeyen insanlar varmıdır bilmem? Bu şarkı konusu nedir ne değildir. Biz dinleyip beğendiğimizde küfremi girmiş oluruz bu konularda daha detaylı bilgi verirsek yani ne demiş alimler? Bu işin aslı nedir? Bunu bilip buna göre amel etsek daha faydalı olur.

Bu konuda da paylaşım bekliyoruz...

Selam ve dua ile...

Duygu'Seli~
06-07-2009, 04:32
Konu çok güzel açıklamalar vurgularda çok güzel. Ancak maddeler arasında cevap yazdıracak bir madde dikkatimi çekti.

41. Madde çok ilginç. Haram olan birşeye güzel demek zaten bahsedilen sonuca götürür. Ancak orada "Bir şarkıcıyı dinleyip ne güzel" demeninde malum sonucu doğuracağını söylüyor. Yorumların bir kaçında yazmış arkadaşlar. Gerçekten şarkı dinleyip hoşuna gitmeyen insanlar varmıdır bilmem? Bu şarkı konusu nedir ne değildir. Biz dinleyip beğendiğimizde küfremi girmiş oluruz bu konularda daha detaylı bilgi verirsek yani ne demiş alimler? Bu işin aslı nedir? Bunu bilip buna göre amel etsek daha faydalı olur.

Bu konuda da paylaşım bekliyoruz...

Selam ve dua ile...

Tabiki..Seve seve paylaşırım ki.. :)
Çok tartışma yarattığı için ve bir çok kardeşimizin nefsine AĞIR geldiği için bu gerçeği kabullenmezler ama aslı vardır..Hemen hadislerle,ehli sünnet alimleirnin yorumlarıyla belgeli bir konu paylaşayım şimdi başkanım..;1

Abdullah KAÇ
06-07-2009, 04:41
Birde bir konu var. Onuda konudaki diğer bazı mesajları görünce yazmak istedim.

Bazen bir kişi benim niyetim halis der. Önceki mesajlarda bahsedilmiş. Bazı arkadaşlarımızda niyetinin halis olduğunu söylerler. Ancak bazılarıda arkadaş nasıl niyeti halis olmak bu sen şunu yapmıyorsun bu küfre girer yada ne bileyim sen niyet de çık işin içinden ohh der.

Burada şunu söylemek isterim. Bir kere bu yorumların çok yanlış olduğuna inanıyorum. Yani bazılarımızda var diye düşünüyorum bu düşünce yapısı. Bendede vardı düne kadar. Nedir bu düşünce yapısı biraz açayım muallakta kalmasın.

Mesela bir kişi görürüz ya şuraya bak deriz böyle insanlarda var. Yada birini görürüz. bir eksiği vardır dini konularda hemen sıfat koyarız şuraya bak böyle insanlarda var deriz. Yada bir insan bir hata eder al işte deyip başlarız yoruma, oradan işte şu hadis bu sünnete göre bunu yapmak küfre gider deriz. Ben bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Evet belki yaptığı şey yanlış olabilir ama biz ne o kişi hakkında böyle düşünmeliyiz nede o kişi için böyle cümleler kullanmamalıyız. Neden?

Neden sorusunun cevabı çok uzundur aslında fakat kısaca bir örnek vereyim.

Mesela iki çocuk düşünelim. Birisi bir imamın oğlu. Biriside biriside kötü yolda olan bir kişinin hatta bir hristiyan ailenin oğlu diyelim. Biz diyoruz ki "Allah adalet sahibidir." peki Allah adalet sahibiyse nasıl oluyorda bir çocuğu müslüman iyi bir aileye birinide asi bir hıristiyan aileye veriyor? Müslüman ailedeki çocuk daha şanslı değilmi? Allah o çocuğu kayırıyormu?

Hayır! (Bu arada bunlar benim kendi süzgecimden geçenlerdir.)

Tabiki hayır. Çünkü Allah adalet sahibidir. Peki nasıl olacak? Burada müslüman olan resmen 5-0 önde başlamış oldu.

Kimi arkadaşlarımız ergenliğe kadar mükellef değildir diye geçireceklerdir akıllarından ama burada verilmesi gereken cevap bu değildir bence. Çünkü tamam ergenliğe kadar mükellef değiller ama birisi ergenliğe kadar müslümanlığı her gün öğreniyor o iklimde yetişiyor biriside hıristiyanlık ikliminde. Burada cevap şu olmalı.

Örneği şöyle devam ettirelim. Müslüman çocuk 5 birimlik bir noktada başlıyor hayatına islamiyet yönünden. Hıristinyan olan ise -5(eksi beş) birimden başlıyor. Burada sıfır noktasını ise müslümanlığa giriş noktası kabul edelim.

Şimdi imamın oğlu 5 birimden 9 birime çıktı varsayalım bu cetvelde. Hıristiyanın oğlu ise eksi beş birimden 3 birime çıktı.

Ne dedik Allah adalet sahibidir dedik. Ne oldu durum. İmamın oğlu 4 birim yükseldi bu cetvelde. Hıristiyanın oğlu ise 8 birim yükseldi. Aslında hıristiyan doğan çocuk bu örnekde müslümanı ikiye katlamış oldu. Allah Adalet Sahibidir. Ve bu iki çocuk arasındaki gerçekten adaleti ve dengeyi gözetecektir.

Şimdi en başa gidelim. Anlatmak istediğim aslında şu. Biz kendimizi 9. birimde görüp hissediyoruz belkide gerçekten o şekildede yaşıyoruz. Ve gördüğümüz 3. birimdeki bir kişi için ama böyle yapılırmı. Al işte.... vs şeklinde ileri geri konuşuyoruz. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Birileri birşeyi yanlış yapıyor olabilir ama o birileri Allah ın adalet terazisinde bizi ikiye katlıyor olabilir. Bunu ancak Allah bilir.

O yüzden hiçbir zaman kimseler için bu tip yorumlar içine girmemek gerekir diye düşünüyorum. Zira kalplerde olanı. Allahın Adalet terazisinde kimin kaç gram geleceğini Allah bilir.

Bu nedenle biz kendimize bakalım. birilerine bakıp yorum yapmamız çok yanlış hatta bu yaptığımız yorum mazallah bizi bile yanlışların içine sokabilir.

İnşallah faydalı bir mesaj olmuştur...

Selam ve dua ile...

Duygu'Seli~
06-07-2009, 04:49
Çalgı hakkındaki Efendimiz(sav)in,
Birkaç hadis-i şerifi meali de şöyledir:


(Şarkı söyleyen kadını dinlemek ve yüzüne bakmak haramdır.) [Taberani]

Çalgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)

(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberani]

(Sesini gına ile yükseltene şeytan musallat olur.) [Deylemi]

(Rahmet melekleri, ceres, [çan, zil, çıngırak] bulunan yere girmez.) [Nesai]

(Rahmet melekleri, köpek ve çan bulunan kafileye yaklaşmaz.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi]

(Ceres, şeytanın mizmarıdır(çalgısıdır).) [Müslim, Ebu Davud, Nesai] [Mizmar çalgıdır]

(Şarkıcı kadını dinlemek, yüzüne bakmak haramdır.) [Taberani]

(Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletlerini, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emretti.) [İ.Ahmed]

(Bir zaman gelecek, zina, içki ve mizmarı [çalgıyı] helal sayanlar çıkacaktır.)

(Musiki, kalbde nifak hasıl eder.)

(Suyun otu büyüttüğü gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür.) [Deylemi]

[B](Rabbim içkiyi, kumarı, darbukayı ve şarkıcı kadınları haram kıldı.) [İ. Ahmed]

(İçkilere başka isim verilerek içilir. Çalgılarla eğlenirler. Allahü teâlâ, onları yere batırır, domuz ve maymun haline getirir.) [İbni Mace]

(Şunlar zuhur ederse, ümmetimin helaki hak olur: Lanetleşmeler, içkiler, çalgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa etmesi.) [Deylemi, Hâkim]

(Mizmarları(çalgıları), putları yok etmek için gönderildim.) [İ. Ahmed, Ebu Nuaym, İ. Neccar]

(İblise, “Mizmarlar [çalgılar] müezzinin, yazıların dövme, Resulün [elçin] kâhinler, ve falcılardır” denildi.) [İbni Ebiddünya, İbni Cerir, Taberani]

(İki ses melundur: Nimete kavuşunca çalgı, musibete maruz kalınca feryat.)

[B](Nimete kavuşunca mizmar [çalgı çalmak] gazabı ilahiye sebep olur.) [Deylemi]

(Şarkılar, içkiler yayılınca, yere batmalar görülür.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace]

(Kur’an mizmarlardan(çalgıcılardan) okunmadan önce salih amel işlemekte acele edin.) [Taberani]

(Kur'an mizmarlardan(çalgıcılardan) okunduğu zaman ölebilirsen öl.) [Taberani]

(Kur'anı mizmarlardan [çalgı aletlerinden] okuyanlara Allah lanet eder.) [Müsamere]

(Belaya maruz bırakan 15 kötü âdetten biri çalgıların yayılmasıdır.) [Tirmizi]

(Gözün zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram şeyleri] dinlemektir.) [Müslim]

Resulullah çalgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı. (Begavi)

Kahramanlık şiirleri veya şarkıları da, mehter marşları da caizdir. Bunların caiz olması, diğer şarkı ve türkülerin de caiz olmasını gerektirmez. Def ile şarkı türkü söylenir, ilahi söylenmez. Çünkü ilahi ibadettir. İbadete çalgı karıştırılmaz. Tasavvuf müziğinin dinde yeri yoktur. Resulullah efendimizin geldiği bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı. Şarkıyı bırakıp, Resulullahı övmeye başladılar. Resulullah efendimiz, (Onu bırakın, oyun arasında beni övmeyin. Beni övmek [ilahi söylemek] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)



Bu ve benzeri hadis-i şeriften İslam âlimleri şu hükmü çıkarmışlardır:

Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak, kahramanlık türküleri söylemek, okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir. Kadınların düğünlerde ve bayramlarda kendi aralarında def çalması caizdir. Bunun dışındakiler haramdır. (Hadika)

Bir kimse gelip, (Ya Resulallah nağmeli ses çok hoşuma gidiyor. Cennette güzel ses var mıdır?) diye sordu. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Yemin ederim ki, dünyada ibadet eden, Allahü teâlâyı zikredip, çalgı ve oyun aletlerinin sesine kulak vermeyenler, Cennette, bir benzeri duyulmayan, Allahü teâlâyı tesbih ve takdis eden güzel seslerle, sürur ve neşeye gark edilirler.) [Gunyet-üt-Talibin]
Başka bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kıyamette, Allahü teâlâ, meleklerine buyurur ki: Kulaklarını ve gözlerini mizmarlardan [çalgılardan] ve haramlardan koruyanları getirin. Melekler onları, misk ve amber tepeleri üzerinde toplarlar. Allahü teâlâ buyurur: Onlara tesbihimi ve temcidimi duyurun. O kimseler öyle güzel sesler duyarlar ki, benzerlerini hiç kimse duymamıştır.) [Deylemi]

Yine bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:
(Allah beni hidayet ve alemlere rahmet olarak gönderdi. Beni; çalgıları, eğlenceleri, cahiliyet işlerini ve putları yok etmek için gönderdi. Rabbim, izzeti üzerine yemin etti ki, bir kul dünyada şarap içerse, ona kıyamette muhakkak Cennet şarabını haram kılacak, bir kul da hamrı [içkiyi] terk ederse Allah da ona muhakkak, Cennet şarabından içirecektir.) [Ebu Nuaym]


İmam-ı Şa’rani hazretleri buyuruyor ki:“Hakim-i Tirmizi’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya Resulallah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)

Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi)

Şarkı ve müzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni Salâh)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Şami, Mültekıt kitabında (Hiçbir âlim, teganniye mubah demedi) buyurdu. (m. 266)

Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (Fetava-i Bezzâziyye)

Çalgı çalmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı Mazheriyye)

Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât)

Teganni(şarkı) haramdır. (Tıbb-ün-nebevi)

Sıkıntı gidermek için, kendi kendine nağme okumak caizdir. Fakat, başkalarını eğlendirmek için okumak caiz değildir. Her çalgı haramdır. (Ahlak-ı alaiyye)



[B]Bunlar Efendimizin hadisleri ve ehli sünnet alimleirmzin icma ettiği(oy birliği ettiği) sözlerdir.. :) Zaten hepsinin altında kaynakalrı vardır.Araştırılabilir..

Daha fazlasını isteyen olursa eklerim..
Uzun ve sıkıcı gelmemesi adına bunları ekledim..
Selametle..:utangaç:

mesafe
06-07-2009, 04:49
buna benzer bi kitap okumuştum yazarı aklımda deil fakat kitap" insanı uçuruma götüren sözler"idi.Allah razı olsun.gerçekten insanların bilmeden farkında olmadan sözlediği sözler...Rabbim dilimize hakim eylemeyi nasip etsin.

Abdullah KAÇ
06-07-2009, 04:55
Diyanetin bu konudaki yorumu nedir? Bu konudada bilgi varmı acaba?

Duygu'Seli~
06-07-2009, 04:56
Birde bir konu var. Onuda konudaki diğer bazı mesajları görünce yazmak istedim.

Bazen bir kişi benim niyetim halis der. Önceki mesajlarda bahsedilmiş. Bazı arkadaşlarımızda niyetinin halis olduğunu söylerler. Ancak bazılarıda arkadaş nasıl niyeti halis olmak bu sen şunu yapmıyorsun bu küfre girer yada ne bileyim sen niyet de çık işin içinden ohh der.

O yüzden hiçbir zaman kimseler için bu tip yorumlar içine girmemek gerekir diye düşünüyorum. Zira kalplerde olanı. Allahın Adalet terazisinde kimin kaç gram geleceğini Allah bilir.

Bu nedenle biz kendimize bakalım. birilerine bakıp yorum yapmamız çok yanlış hatta bu yaptığımız yorum mazallah bizi bile yanlışların içine sokabilir.

İnşallah faydalı bir mesaj olmuştur...

Selam ve dua ile...


Efendimiz(sav) zamanında bir sahabi yoldan geçen biri için bir laf eder.Tam hatrımda değil ama sizin ifade etmek istediğiniz gibi ''şuna bak'' diye eleştirir..Efendimizde ''git kardeşinden helallik al'' buyurur..
Aslında bu yapılan(doğru yorumda yapmış olsak) kul hakkıdır..

Yine Efendimiz(sav) bir hadisinde ''kim müslüman kardeşini bir şey yüzünden kınarsa,o kınadığı onun başına gelmeden özlmez'' buyuruyor..

İtiraf edeyim bu hataya çok düşmüşümdür..
Allah affettsin..Dinimiz çok hassas..En ufak yanlış bizi bilmeden küfre kadar götürebilir..

Duygu'Seli~
06-07-2009, 05:02
Diyanetin bu konudaki yorumu nedir? Bu konudada bilgi varmı acaba?

Açık konuşayım..Diyanetin bir çok fetvası devlet süzgecinden geçtiğinden şahsen güvenmiyorum..Yanlışları yok rastlamadım,fetvları doğru ama güvensizliğimn nedeni bir çok doğru devletyüzünden dile getirilmiyor..Kesin yapılması,fetva verilmesi gereken bir çok şeyden kaçınıyorlar..
Mesela dinimizde şeriat vardır..Ama bizim diyanet bu konu hakkında fetva vermeye kalkarsa neler olur düşünemiyorum.. :)

Araştırmak lazım,müzik hususnda fetvaları var mı yok mu diye..
Ama belirttiğim kaynaklarada güvenim tamdır..(Tirmizi,deylemi,ibni mace,imam rabbani vb.) gibi bir çok efendimiz zamanının katip ve ehli sünnet alimlerinin imzaları var altlarında..

Emin olmak isteyenler tabiki araştırsınlar..
Diyanette varmı bende şimdi merak ettim.Araştıralım inşAllah..:)

Abdullah KAÇ
06-07-2009, 05:20
Şimdi aslında şurası önemli. Hadislerde bazı kelimelerin açıklaması veriliyor. Bir hadisi incelerken her yönüyle incelemek gerekiyor. Bu şarkı konusu çok hassas bir konu olduğu için özellikle bunu bu hadislerin yanında birde günümüzde ömrünü bu işlere adamış fetva verebilecek kişilerden de dinlemek gerekir. Çünkü bu hadislere bakarsak hepimiz yandık gittik.

Anlatmak istediğim şudur.

Verilen hadislerden bir kaç örnek vereyim.

Sesini gına ile yükseltene şeytan musallat olur. Bu mesele burada ne kastedilmiş? Bunu incelemek gerek. Bunun dışında...

Mizmarları(çalgıları), putları yok etmek için gönderildim. burada ne kastedilmiş. Yani bazı hadislerin farklı anlamları olabilir. Yani farklı bir ortamda ve durumda birşeyi kastederen söylenmiş olabilir.

Gerçi hadislerde "Bir zaman gelecek, zina, içki ve mizmarı [çalgıyı] helal sayanlar çıkacaktır." bunuda diyor. Ancak tabiki ben burada denilen gibi helal saymaktan bahsetmiyorum. Bu konu çok hassas. Eğer biz gerçek bir değerlendirme yapmazsak. Buradaki hadislerin özüne inmeden anlamını manasını tam düşünmeden hükmedersek yandık demektir.

Gerçi ilk hadis çok açık.

Şarkı söyleyen kadını dinlemek ve yüzüne bakmak haramdır. Ancak buradada bir incleik olabilir. Buranında manasını çözmek gerekir. Ben bir mana çıkardığımdan değil. Ancak dediğim gibi bu işlere ömrünü vermiş birine bu konuları danışmak ve hadislerin yorumunu almak gerekir. Kimilerine göre sahih hadisler 40 civarındadır. Ama sadece şarkı için burada kırktan fazla hadis vardır. Yani birde olayın bu yönü var.

Bu konu çok önemli bir konu. O yüzden güvenilir bir alime bu devirde yaşayan ömrünü bu işlere vermiş bir alime bu konuyu danışmak gerekir. Acaba burada çalgı diye bahsedilen bizim dinlediğimiz midir? Şarkı dinlemek harammıdır? Gibi detaylı bilgi almak gerekir diye düşünüyorum...

Abdullah KAÇ
06-07-2009, 05:25
Birazdaha açmak istedim son yorumumu mesela mizmar kelimesi geçiyor hadislerde ben sadece googlede mizmar nedir yazdım çıkan bir sonuç şöyle "Düdük, kaval. * Mukaddes Zebur Kitabının her bir suresi. * Hançere, nefes borusu. (Bak: Mezâmir), (C: Mezâmir) Meydan. At yarıştıracak ve at oynatacak yer. * İnce belli at.
"

Belki başka bir çok anlamı var hele hele o dönemde kullanılan çok farklı anlamlarıda olabilir. Zebur kitabının her bir surasi diyor mesela. Bunun gibi bence hadisler böyle çıplak olarak özelliklede neredeyse şarkı dinlemeyen insanın bulunmadığı bir dönemde değerlendirilmemeli. Hayatını bu işe vermiş alimlerden bilgi alınmalı diye düşünüyorum.

Feride
06-07-2009, 12:00
Abdullah bey yorumlarınızı okudum. Öncelikle, tabi ki kimsenin kalbindekini bilemeyiz. Bu yüzden de hiç kimseyi yaftalama ya da kınama gibi bir amacımız olamaz ya da olmamalı.

Sadece, en azından kendi adıma söyleyeyim, bildiğim yanlışları söylemeye, ortaya koymaya çalıştım.

Çalgı mevzuna çok takılmışsınız görünüşe göre. Hani ben kendi adıma yine söyleyeyim. Bunun bilincine vardığım zamandan itibaren (ki bu baya oluyor), en azından şarkı türkü muhabbetlerinde, buna ilahilerin söz kısmı hariç müzikleri dahil olmak üzere, şu şarkıyı beğeniyor musun ya da beğenmiyorsun sorularına, hayır diyorum. Her ne kadar nefsimi cezbetse de , güzel demiyorum. Çünkü, günah olan bir hususu, ben yapsam da, onu onaylamam mümkün değil..

Onun dışında, diyanetin açıklamalarını daha çok ön planda tutuyorsunuz sanırım. Duygu arkadaşımızın dediği gibi, diyanetin bir eleme süzgeci vardır heralde. Ve zaman zaman vuku bulan tartışmalardan da anlaşılacağı üzere, en ufak bir ince çıkış noktası olsa, hemen hedef tahtası haline getiriyorlar.

Şimdi bu durumda, nasıl kalkıpta, toplumun büyük çoğunluğunu karşısına alsın. O yüzden diyanetin açıklamarını yeterli görmüyorum.

Velhasıl kelam, eğer bu konuyla alakalı, bu hadislerin sahih olup olmadığı konusunda tereddütleriniz varsa tabi ki araştırmalısınız. Ama araştırmadan da bunların sahihlik derecesinden emin değilim o yüzden bildiğimizi biz uygulayalım demek heralde yanlış olur. Zaten siz böyle bir şey demiyorsunuz. Genel bir durumu ifade ediyorum sadece..

Duygu'Seli~
06-07-2009, 16:05
Şimdi aslında şurası önemli. Hadislerde bazı kelimelerin açıklaması veriliyor. Bir hadisi incelerken her yönüyle incelemek gerekiyor. Bu şarkı konusu çok hassas bir konu olduğu için özellikle bunu bu hadislerin yanında birde günümüzde ömrünü bu işlere adamış fetva verebilecek kişilerden de dinlemek gerekir. Çünkü bu hadislere bakarsak hepimiz yandık gittik. ...

Hadisleri incelyerek karar vermek bize düşmez elbette..
Ayetleri ve hadisleri yalnız ictihad ehli alimler yorumlar..
Günümüzde bir çok alim bu konuda fikir ayrılığına düşmüş..Bu nedenle şu anki alimlerin bir çoğuna itibar etmem..!
Ben günümüz alimlerinden çok geçmişteki alimleirmizin kitaplarına,yorumlarına ve fetvalarına güveniyorum..
O şekilde takip etmeye çalışıyorum mesela..
Şimdi yandık gitti diyorsunuz.. :) Bir haram yada günahın farkına varmadan,bilmeden yapmak yakmaz insanı..Farkına varıp emin olduktan sonra devam edersek yandık o halde diyebilirz..
Mesela ben günah odluğunu biliyorum ama dinliyorum.. Ama günah değildir diyerek küfre girmiyorum..İnkar etmiyorum..

Ve şarkı HARAMDIR demiyoruz..Bu şekilde anlamayın..Dikkat ederseniz mübah olan ve haram olan şarkılarda belirtilmiş..Ama ben bunu biraz daha açayım..Tam açıklanmış haliyle..

Şarkı dinde 2 çeşittir!
1) Mübah olan şarkı..
2)Haram olan şarkı..

1)Mübah olan şarkı : (zilsiz)Def dışındsa müzik aleti olmaksızın sadece sesi yükseltmek ve uzatmaktır. Def de ancak kadınlar için caizdir. Bu şarkı bayram günlerinde düğünde, bir yolculuktan döndüğünde vb. olur ancak İslam’ın kurallarındanm çıkmaması gerekir.

Bu sadece sesi yükselterek ve eğlence ve müzik aletleri olmaksızın şarkı söylemektir. Ancak şu şartların yerine getirilmesi gerekir. İçerisinde Allah'a ortak koşma (şirk), ahlaksızlık Müslümanları yerme, yabancı kadınlara övgü, ve kur yapma, içkilerden bahsetme olmamalıdır.

2)Haram Olan şarkı: Çalgı türlerinden herhangi birini, dine aykırı bir sözü, dinin belirlediği yer ve zamanın dışında olanı içine alan her türlü şarkıdır.






Şarkı söyleyen kadını dinlemek ve yüzüne bakmak haramdır. Ancak buradada bir incleik olabilir. Buranında manasını çözmek gerekir. Ben bir mana çıkardığımdan değil. Ancak dediğim gibi bu işlere ömrünü vermiş birine bu konuları danışmak ve hadislerin yorumunu almak gerekir. Kimilerine göre sahih hadisler 40 civarındadır. Ama sadece şarkı için burada kırktan fazla hadis vardır. Yani birde olayın bu yönü var....

Bu yukarıdakilern hepsi hadis değildir zaten ilk yorumumda belirttim..Bir çoğu hadis diğer bir çoğuda ehli sünnet alimlerindendir diye beirttim..Mesela ibni mace,mesela imam rabbani hz.leri.. Bir çok alimin icma ettiği bir konudur..Yani bütün ehli sünnet alimlernin fikir birliği ettiği ve Efendimizin'de hadisleriyle belirttiği bir konudur..Hadis kaynaklarıda en sahih kaynaklardır.. Mesela (tirmizi) mesela (deylemi) mesela(imam Ahmed Müsned) ve daha bir çok sahih hadis..

Bu işe, bu saydığım alimlerin hepsi zaten ömrünü vermiş alimlerdir.. :)

Bu konu çok önemli bir konu. O yüzden güvenilir bir alime bu devirde yaşayan ömrünü bu işlere vermiş bir alime bu konuyu danışmak gerekir. Acaba burada çalgı diye bahsedilen bizim dinlediğimiz midir? Şarkı dinlemek harammıdır? Gibi detaylı bilgi almak gerekir diye düşünüyorum...


Bu konu gerçekten çok önemli bir konu ama günümüzdede bir çok alimimiz bu konu hakkında cevap vermekten kaçınıyor..
Bakın hadisleri incelemek lazım demişsiniz birde ayetlerle inceleyelim bu konuyu..Ayetleri yorumlayanlarda yine ehli sünnet alimleri ve hadisler..
Bunlar dışında yine DÖRT BÜYÜK İMAM'ın da fikir birliği ettiği bir konudur ki kim hangi mezhepte ise(şafii,hanefi vs) mezhebinin imamının bu konu hakkındaki fetvalarını araştırabilirler..

Hadisler hakkında(nerden alındığına dair tabi) tereddütte kaldıysak,imamalr hakkındada aynı şekilde teredütte kaldıysak gelin birde AYETLER ile inceleyelim..





YÜCE ALLAH’IN KİTABINDAN ŞARKI VE MÜZİĞİN HARAM OLDUĞUNU BİLDİREN DELİLLER

“İnsanlardan kimi var ki, bilgisizce (insanları) ALLAH’ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için laf eğlencesi satın alır. İşte onlara küçük düşürücü bir azap vardır.”
(Lokman-6)

Fakih sahabi Abdullah b.Mesud’a (R.A) ayetteki “ lehve’l-hadisin (laf eğlencesinin)”ne olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir.
“Kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki bu şarkıdır.” Bu sözünü 3 defa söylemiştir. (Tefsiru’t –Taberi XI/61)

Kur’an’ın tercümanı olan Abdullah b.Abbas radıyallahu anh ise:
Yukarıdaki ayet için,
“Ayet şarkı ve benzerleri hakkında indi “demiştir. (Buhari, el-Edebu’l-Mufred No:1265)

“Onlardan gücünün yettiğini sesinle oynat; atlılarınla ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas;mallarda ve evlatlarda onlara ortak ol (bunları haram yoldan kazanmaya sevket); Onlara çeşitli vaadler yap, gerçi şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaat etmez.”
(İsra-64)

İmam İbnu’l-Kayyim ALLAH ona rahmet etsin bu ayet hakkında şunları söylemiştir.

“ Şeytanın sesi Ademoğullarını rahatsız eder. O ALLAH’a itaat dışındaki her türlü sestir. Onu emrettiği ve onu beğendiği için, şeytana nisbet edilmiştir.yok sa bizzat şeytanın sesi değildir. Şarkı Sesi, Ölü için feryat etme, üflemeli, telli ve başka bütün çalgıların sesleri,Ademoğullarının canını sıkan, onları basitleştiren ve rahatsız eden şeytanın seslerindendir.


İşte yukarıdaki ayetlerde ''şarkı'' hakkında emredilenler.. Bütün hadis,ayet ve alimlerin yorumlaırnın sonunda alınan yerler,hadis isimleri ve ayet isimleri numaralarıyla beraber verilmiş..

Bu şekildede araştırabilirsiniz..

Zilsiz tef dışında çalgı aletlerinin ne olursa olsun haram olduğuna ; Kuran , Sünnet , 4 büyük imam ve de tabiinden deliller sunulmuş..
Gerisi,daha çok bilgi öğrenmek için araştırma yapmasıda size kalmış.. :)

Selametle..

Red_Neck
06-07-2009, 16:32
15. madde neden küfür sayılır.Sonuçta o insanlarda Allah'a inanıyorlar.

Duygu'Seli~
06-07-2009, 16:46
15. madde neden küfür sayılır.Sonuçta o insanlarda Allah'a inanıyorlar.


İslam inancında yalnızca ALLAH'a iman edip Allah'ın diğer iman etmemizi emrettiklerne karşı durmak KÜFÜRDÜR..
İslam dinini kabul etmeyenler kafirdir..
İnancımıza göre Allah'a istedkleri kadar inansınlar, Efendimiz'i(sav),Kuran-ı Kerim'i inkar edenler kafirdiler..Ve dinimiz Kafirleri kendimize bu hususta örnek almamayı emreder..
Dolayısıyla bu madde küfürdür...
Onlarda ahiret inancı yoktur..!!
Peygamberimize imanları yoktur..
Kuran- Kerim'e inanmazlar..
Bu nedenle işte bu madde, küfürdür..

Abdullah KAÇ
06-07-2009, 19:08
Tarih sever arşadaşım bir açıklama daya yapmak gereği hissettim. Kesinlikle seni hedef alan bir yorum yapmadım. Düne kadar benimde değerlendirdiğim ve yaptığım yorumların bu gün yanlış olduğunu düşündüğümü anlatmak istedim. Yani kimseye eksik şöyle böyle gözüyle bakmayalım. Belkide bizim aciz kusurlu bulduğumuz kişi bizden daha çok yol katetmiştir bu noktada.

Dediğim gibi burada sizi hedef almadığımı yenilemek isterim.

Selam ve dua ile...

Duygu'Seli~
06-07-2009, 19:51
Osmanlıdaki tekke ve medreselerde MÜZİK,ÇALGI yoktu..!
Hangi tekkede,hangi alimin medresesinde çalgı çalınmış ise kaynak,isim ve kanıt alabilirsem sevinirim..
İhtimallere,yada söylenenlere itibar etmem..
Diyelimkide böyle bir tekke var olmuş,herhangi bir tekkede böyle bir YANLIŞ yapılmış..Bu onun doğruluğunu OSMANLI dahi olsa göstermez ki hiç bir devlet,hiç bir yasa Efendimizin hadislerinin ve ayeterimizin önüne geçemez..
Osmanlıda çalgı yoktu..Bunun aksi kanıtı varsa öğrenmek isteriz,buyurun gösterin inşAllah..

Yada Osmanlı devrinin hangi alimi ''müzik haram DEĞİLDİR'' fetvası vermiştir..Bunuda ayrıca bilmek isterim..Bna isim verirseniz isim veridğiniz şahsında kitapalrını araştırır bakarız hakikaten öyle bir fetva mı verilmiş..

Şarkının yukarıda ifade ettiğim gibi iki çeşidi vardır ve yalnızca çalgılarla olanı HARAM kılınmıştır..
Yoksa Osmanlıda çok güzel şarkı,marş,şiir bestekarları olan insanlar,paşalar vardı..

Takva derecesinden bahsedilmiş..Keşke her müslüman bu tür ince ayrıntılara önem vererek takva yolunda bir adım ilerleyebilse..Takva kötü bir şey değil..Biz yapamayız diye bir şeyde yok.. İşin takva boyutudur diyip araştırmamak ve ona uymamakta olmaz..

Ayrıca dinde ''kanımca,bence,bizce'' kavramlarıda yoktur..Küfre gireriz tövbe edelim..
Ben kendimce yorumlar getirmedim konuya..
Dini bir konuda ehliyeti olmayanın bence demesi ona küfre sokar, dinden çıkar..
Bildiğim hadisleri,ayetleri ve öğrendiklerimi paylaştım ki hepsinin köşesinde kaynakları mevcuttur..

Hepsi sahih hadislerdir..
Koskoca İmam Rabbenilerin,İmam Gazalilerin,deylemilerin ve ayeti-i Kerimeler'in bildirdikleri yanlış olur mu..?
İmam Rabbani hz.leirnin MEKTUBATInda ''MÜZİK HARAMDIR'' ifadesi sık sık yer alıyor..


Seyyid Abdulhakim arvasi hazretleri
''ben hayatımda beş bin cilt kitap okudum,
Kuranı Kerim ve hadisi şeriften sonra en kıymetli kitap İmamı Rabbani hazretlerinin mektubat isimli kitabıdır''demiştir..



İman zaafiyeti hepimizde mevcut kendimde dahil..
Bunu inkar etmem..Nefsimize ağır gelen ibadetlerden,yasaklardan kendimizi koruyamıyoruz..
Bu müzik konusu ilk öğrendiğimde benimde nefsime ağır gelmişti ki bildiğim halde yinede dinlerim..Ama kalkıpta haram olana,yada günah olana ''hayır değildir'' diyerek küfre girmem..
Günahı işlemek ayrıdır,günaha günah değil diyerek küfre girmek apayrıdır..

Selametle...!

Duygu'Seli~
06-07-2009, 19:52
Osmanlıdaki tekke ve medreselerde MÜZİK,ÇALGI yoktu..!
Hangi tekkede,hangi alimin medresesinde çalgı çalınmış ise kaynak,isim ve kanıt alabilirsem sevinirim..
İhtimallere,yada söylenenlere itibar etmem..
Diyelimkide böyle bir tekke var olmuş,herhangi bir tekkede böyle bir YANLIŞ yapılmış..Bu onun doğruluğunu OSMANLI dahi olsa göstermez ki hiç bir devlet,hiç bir yasa Efendimizin hadislerinin ve ayeterimizin önüne geçemez..
Osmanlıda çalgı yoktu..Bunun aksi kanıtı varsa öğrenmek isteriz,buyurun gösterin inşAllah..

Yada Osmanlı devrinin hangi alimi ''müzik haram DEĞİLDİR'' fetvası vermiştir..Bunuda ayrıca bilmek isterim..Bna isim verirseniz isim veridğiniz şahsında kitapalrını araştırır bakarız hakikaten öyle bir fetva mı verilmiş..

Şarkının yukarıda ifade ettiğim gibi iki çeşidi vardır ve yalnızca çalgılarla olanı HARAM kılınmıştır..
Yoksa Osmanlıda çok güzel şarkı,marş,şiir bestekarları olan insanlar,paşalar vardı..

Takva derecesinden bahsedilmiş..Keşke her müslüman bu tür ince ayrıntılara önem vererek takva yolunda bir adım ilerleyebilse..Takva kötü bir şey değil..Biz yapamayız diye bir şeyde yok.. İşin takva boyutudur diyip araştırmamak ve ona uymamakta olmaz..

Ayrıca dinde ''kanımca,bence,bizce'' kavramlarıda yoktur..Küfre gireriz tövbe edelim..
Ben kendimce yorumlar getirmedim konuya..
Dini bir konuda ehliyeti olmayanın bence demesi ona küfre sokar, dinden çıkar..
Bildiğim hadisleri,ayetleri ve öğrendiklerimi paylaştım ki hepsinin köşesinde kaynakları mevcuttur..

Hepsi sahih hadislerdir..
Koskoca İmam Rabbenilerin,İmam Gazalilerin,deylemilerin ve ayeti-i Kerimeler'in bildirdikleri yanlış olur mu..?
İmam Rabbani hz.leirnin MEKTUBATInda ''MÜZİK HARAMDIR'' ifadesi sık sık yer alıyor..


Seyyid Abdulhakim arvasi hazretleri
''ben hayatımda beş bin cilt kitap okudum,
Kuranı Kerim ve hadisi şeriften sonra en kıymetli kitap İmamı Rabbani hazretlerinin mektubat isimli kitabıdır''demiştir..



İman zaafiyeti hepimizde mevcut kendimde dahil..
Bunu inkar etmem..Nefsimize ağır gelen ibadetlerden,yasaklardan kendimizi koruyamıyoruz..
Bu müzik konusu ilk öğrendiğimde benimde nefsime ağır gelmişti ki bildiğim halde yinede dinlerim..Ama kalkıpta haram olana,yada günah olana ''hayır değildir'' diyerek küfre girmem..
Günahı işlemek ayrıdır,günaha günah değil diyerek küfre girmek apayrıdır..

Selametle...!

Tarantula_
06-07-2009, 19:53
Çok çok güzel bir konu olmuş sağolun...

Duygu'Seli~
06-07-2009, 20:22
Biz korkutarak,sıkarak anlatmazsak dinden soğutmayız..Önemli olan anlatmasını bilmek..
Günümüzde imanımızı zedeleyen,bizi günaha sokan o kadar şeyle iç içeyiz ki bunun farkında olmak bile ayrı bir şans aslında..
Nefsimize ağır ve nefsimize zor geldiği için bir çok şeyden kaçıyoruz,bilmezden geliyoruz..Bunların içine her yorumda kendimide kattım..Hepimiz adına geçerlidir..

Haram konusuna gelince..
Haram olan şeye ''haram değildir'' demek insanı küfre sokar..Çünkü dinde var olan Allah'ın kelamına muhalifliktir bu..
Ama haram olanı inkar etmeyip her şekilde savunursak,zaman zaman bu haramı işlesek dahi sadece bu işlediğimiz günahın kefaretini öderiz..
Küfre girip sonsuz cehennemlik olacağımıza,günahkar olup sadece gühanımızın karşılığını alacak şekilde cehennemde kalmak arasında ne kadar çok fark var değil mi..?
Mesela başım açıktır diyelim..Nefsimden belki,belki çalıştığımdan yada başka sebeplerden dolayı bu günahı işliyorum..Ama bir ortamda başörtüsüne karşıt olunduğunu gördüğümde,inkar edenlerle her şekilde tartışıp savunuyorum..
Ama yok bende onlar gibi ''başörtüsü diye bir şey yok'' dersem küfre gireceğim..Ama bu emirle amel etmesem dahi, onun günah olduğunu bilmem bile benim hidayete ermem adına,o günahtan kurtulmam adına bir kapı bir yol değilmidir..?
İfade etmek istediğim buydu..
Kimseyi yargılayıp suçlamak gibi bir niyetimiz yok çok şükür..

Selametle..

Fasl-ı Gül
06-07-2009, 21:50
es-selam kıymetli dostlar,

öncelikle duyguseli'ne bizlere aktarımları için teşekkür ederim.. Yazılanları okudum ve şimdilik iki husus dikkatimi çekti ve kaynaklar dahilinde bir kaç şey söylemek istiyorum.

40- Kur'anı teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyenin imanı gider. (Dürr-ül-münteka)

Kur'an-ı teganni ile okumak sesi güzelleştirmektir ve bu şekilde KUr'an-ı Kerim okumaktır. Kur'an-ı Kerim'i güzel bir şekilde okuyan kimseye güzel okudun diyenin imanı neden gidiyor. Peygamberimiz sahabeye "Kur'ân'ı seslerinizle süsleyin" buyurmaktadır. Süleyman b. Eş’as b. İshâk Ebû Dâvûd es-Sicistâni el-Ezdî (v. 275/889), es-Sünen, Çağrı Yayınları, İstanbul 1992, c.II, s. 155 (K. Vitr 20, 1468)
Öyleyse, Kur'an'ı ses ile süslemek ve gönüle hitap eder bir şekilde okuyan bir kişiye, hafıza, güzel okudun diyerek hayırla mukabelede bulunmak insanı hangi sebepten dolayı küfre götürür ki..


41- Bir şarkıcıyı dinleyen veya herhangi bir haram işi gören kimse bu harama, ne güzel dese, o anda imanı gider. (Müjdeci Mek. 266)

Burada ilk olarak gündeme gelmesi gereken husus şarkıcı dinlemek haram mıdır? Hz. Aişe'den gelen bir rivayette bir bayram gününde iki kız def çalarak ezgi söylüyorlardı ve Peygamberimiz bu sırada Hz. Aişe'nin yanına girdi. Daha sonra Hz. Ebu Bekir odaya girerek hz. Aişe'ye şarkıcı kızladan dolayı kızdı. Fakat Peygamberimiz , "onlara ilişme, kızma" diye buyurdular. (Zeynu’ddîn Ahmed b. Ahmed b. Abdi’l-Lâtîf ez- Zebîdî (v. 893/1488), Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, Mütercim: Kamil Miras, DİB Yayınları, Ankara 1979, c. III, s.152) Evet, hüküm vermek çok basit bir iş değildir fakat hadisle ezgi söyleyen kızların yaptığının yasaklanmadığı da aşikardır.

Elbette kadın sesiyle alakalı hüküm verilirken söylenen şarkının mahiyeti, kişide bıraktığı etki gözönünde bulundurulmalıdır ama "şarkı dinlemekten dolayı imanın gitmesi" çok büyük bir iddiadır!

""Soru:
Kadın sesi dinlemek caiz midir? Dinlediğimiz müziğin türüne göre cevaz değişir mi? (Örnek: tasavvuf musikisine eşlik eden bir kadın sesi veya ilahi söyleyen bir kadın sesi gibi)

Cevap:
Peygamberimizin zamanında mescidde ve başka yerlerde kadınlar, erkeklerin yanında konuşurlardı. O (s.a.) hicret ederken kadınlar ve çocuklar musiki eşliğinde karşılama yapmışlardı. Bayram günlerinde Hz. Peygamber'in evinde ve onun yanında genç kızlar, Hz. Aişe'ye sesli ve tefli müzik dinletmişlerdi. Kadının sesinin ve musikinin haram olduğuna dair sahih ve kesin bir delil (dinî açıklama) yoktur. Kadın olsun erkek olsun müzik icra ettiğinde bunu dinleyenler kendilerine bakmalıdırlar; kötü, olumsuz bir etkilenme bulunmadıkça dinlemelerinde sakınca yoktur.""

selam ile..

Duygu'Seli~
06-08-2009, 18:35
es-selam kıymetli dostlar,

öncelikle duyguseli'ne bizlere aktarımları için teşekkür ederim.. Yazılanları okudum ve şimdilik iki husus dikkatimi çekti ve kaynaklar dahilinde bir kaç şey söylemek istiyorum.

40- Kur'anı teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyenin imanı gider. (Dürr-ül-münteka)..


Teganni ile okumak yani şarkı gibi okumak demektir..Teganni arapçada şarkıdır..Kuran'ı güzel sesle okumak tabiki sünnettir..Bu hadis bunun aksini söylemiyor..Size ALİŞAN örneğini vereyim..ilahi kaseti çıkartıp birde ramazanda KURAN-I KERİMi şarkı gibi okumuştu.Hatırlayın..Ona bazı dini alimleirmizden gelen tepkileride hatırlayın...Kuran-ı güzel sesle okumak başkadır,ona ritm katarak şarkı şeklinde okumak apayrı..Kuranı bu şekilde okumak günah olduğu için bu şekilde günaha gireni tebrik etmenin günah olduğu vurgulanıyor..! Buraya dikkat edelim..



Öyleyse, Kur'an'ı ses ile süslemek ve gönüle hitap eder bir şekilde okuyan bir kişiye, hafıza, güzel okudun diyerek hayırla mukabelede bulunmak insanı hangi sebepten dolayı küfre götürür ki....


Kuranı zaten sesimizle okuyoruz..Eee kimi hafızlarımızın seside kuvvetli ve güzel olduğundan onları dinlemek küfre götürmez..Denildiği gibi TEGANNİ(şarkı gibi) okumak haramdır deniliyor.. Kuran-ı Kerim tecvidi ile okunur..Kuran'ın ritmi tecvididir zaten..Oradaki vurguları iyi okuyan ve seside güzel olan hafızlarımızı dinlemenin neresi küfür olabilir,doğru anlayalım bu kısmı..
Tecvidde Kuran'ın vurguları bellidir..Bir hafız sesi güzelde olsa normalde olsa o vurgular eşliğinde,ona dikkat ederek tecvidiyle okumalıdır..Teganni şeklinde,kendince ritimler koyması günahtır deniliyor hadiste..Güzel sesle kuran okuyanı dinlemek ve bunu tebrik etmek tabiki günah olamaz..

Bakın bu konudaki bir hadismiz;

Kur’an-ı kerimi, Arap şivesine uygun, tecvid ile ve güzel ses ile okumalıdır. Ebu Davud’daki hadis-i şerifte, (Kur'anı güzel sesle okuyun) buyuruldu. Yani "Allah’tan korkarak okuyun" demektir. Bu da, tecvid ilmine uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek, manayı, nazmı bozarak teganni ile okumak haramdır. (Berika)



Umarım anlatabilmişimdir..



Bir şarkıcıyı dinleyen veya herhangi bir haram işi gören kimse bu harama, ne güzel dese, o anda imanı gider. (Müjdeci Mek. 266)

Burada ilk olarak gündeme gelmesi gereken husus şarkıcı dinlemek haram mıdır? Hz. Aişe'den gelen bir rivayette bir bayram gününde iki kız def çalarak ezgi söylüyorlardı ve Peygamberimiz bu sırada Hz. Aişe'nin yanına girdi. Daha sonra Hz. Ebu Bekir odaya girerek hz. Aişe'ye şarkıcı kızladan dolayı kızdı. Fakat Peygamberimiz , "onlara ilişme, kızma" diye buyurdular. (Zeynu’ddîn Ahmed b. Ahmed b. Abdi’l-Lâtîf ez- Zebîdî (v. 893/1488), Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, Mütercim: Kamil Miras, DİB Yayınları, Ankara 1979, c. III, s.152) Evet, hüküm vermek çok basit bir iş değildir fakat hadisle ezgi söyleyen kızların yaptığının yasaklanmadığı da aşikardır.

Elbette kadın sesiyle alakalı hüküm verilirken söylenen şarkının mahiyeti, kişide bıraktığı etki gözönünde bulundurulmalıdır ama "şarkı dinlemekten dolayı imanın gitmesi" çok büyük bir iddiadır!..

Yukarıda bana kaynak gösterdiğiniz hadisin bende farklısını okudum..Nedense sizin belirttiğiniz hadiste parantez içersindeki maddeler KONULMAMIŞ..Aldığınız yerde bir kasıt olduğundan şüphe ettim..Bilerek mi yanlış aktarılmış acaba..Aldığınız yeri birdaha gözden geçirin derim kardeşim..Bakın bendeki hadise nasıl anlatılmış bu olay.. İnceleyelim beraber..Üstelik kaynak aynı..!!

(Hazret-i Âişe anlatır: "Bayram günü iki cariye, kahramanlık şiirlerini def çalarak terennüm ediyordu. Resulullah yatağına yatıp yüzünü öbür tarafa çevirdi, sonra babam [Hazret-i Ebu Bekir] içeri girdi. (Bu ne hâl, Resulullahın huzurunda şeytanın düdüğü ve sesi ne arıyor?) diye beni azarlayınca, Resulullah (Bırak onları, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır) buyurdu. Babam başka şeyle meşgul olunca cariyelere işaret ettim, dışarı çıktılar.)

Bakın efendimiz CARİYELERE ses çıkarmamış Hz.Aişe annemizede herkesn bir bayramı vardır diyerek bırak demiş,ve Aişe validemiz onları hemen DIŞARIya almış..!Oysa sizin belirttiğiniz hadiste sadece Efendimizin şu lafı geçiyor ''ilişme,kızma'' Hayır EFENDİMİZ validemize kızma,herkesin bir bayramı vardır diye hoşgörü göstermiş lakin bunun DOĞRU OLDUĞUNU ifade edecek hiçbir söz kullanmamış ve Validemizde zaten o kızları hemen dışarıya almış..
Bunun dışışında bakın hz.Ebubekir o kızlar için kızarken hangi cümleyi kullanmış bu kısma çok dikkat edelim ''[Hazret-i Ebu Bekir] içeri girdi. (Bu ne hâl, Resulullahın huzurunda şeytanın düdüğü ve sesi ne arıyor?) '' Bakın eğer hz.Ebubekir'in kızların çalgısına ve sesine şeytan düdüğü ve sesi demesi de yanlış olsa idi Efendimiz bunada müdahale etmezmiydi..?
Oysa yukarıdaki koyduğunuz hadiste sadece hz.Ebubekirin kızdığı söylenmiş..Bu..!
Umarım bunuda açıklayabilmişimdir..

İmanımızı sorgulamıyoruz..Dinimiz kolaylık dinidir fakat çok hassastır..İnceliklerini,ayrıntılaırnı



bilmiyoruz..Bildirinlenlerde nefsimize ağır geldiği için kabullenemiyoruz..
Şarkı dinlemek HARAM DEĞİLDİR diriliş kardeşim burayı yanlış yorumluyorsunuz..Yukarıda hadislerle ifade ettik..Şarkının iki türlüsü vardır..Mübah olanı ve haram olanı..Haram olanı dinlemek imanımızıda yok eder,zamanla belki bizi küfrede sevk eder..Bir örnek vereyim misal.. Şarkının adına bakın.. TANRIM BENİ BAŞTAN YARAT..!! bilenler vardır bunu..İnsanı isyana sürüklüyor resmen..Kaderi yerden yere vuruyor..
Sizce bunu dinleyen yada bu türde bir şarkı dinleyen birinin imanı zaten zayıfsa tamamen gitmez mi..?Bence bu iddia tam yerindedir..İddiada değil hadistir ve ayetle sabittir..


""Soru:
Kadın sesi dinlemek caiz midir? Dinlediğimiz müziğin türüne göre cevaz değişir mi? (Örnek: tasavvuf musikisine eşlik eden bir kadın sesi veya ilahi söyleyen bir kadın sesi gibi)

Cevap:
Peygamberimizin zamanında mescidde ve başka yerlerde kadınlar, erkeklerin yanında konuşurlardı. O (s.a.) hicret ederken kadınlar ve çocuklar musiki eşliğinde karşılama yapmışlardı. Bayram günlerinde Hz. Peygamber'in evinde ve onun yanında genç kızlar, Hz. Aişe'ye sesli ve tefli müzik dinletmişlerdi. Kadının sesinin ve musikinin haram olduğuna dair sahih ve kesin bir delil (dinî açıklama) yoktur. Kadın olsun erkek olsun müzik icra ettiğinde bunu dinleyenler kendilerine bakmalıdırlar; kötü, olumsuz bir etkilenme bulunmadıkça dinlemelerinde sakınca yoktur.""

selam ile..

Yukarıda bu yazmış olduğunuz söylemlere inanmam..Neden..?Çünkü kaynaksız..Bunları bildiren hadis,ayet,ehli sünnet alimlerinden ve diğer büyük alimlerimizden bir fetva var ise ancak itibar edebilirm..Yapmayın lütfen..
Ne demek kadının sesi ile alakalı dinde kesin bir açıklama yok..
Kadınlar hiç konuşamaz diye bir emir yok dinde ama nasıl konuşacağı ve kimlerle konuşacağı bildirilmiştir..

Bakın size hem hadis hemde AYET göstereyim bu hususta..
Belki tatmin olursunuz inşAllah..:)

Kadınların, yabancı erkeklerle lüzumsuz yere konuşmaları, şarkı, hatta Kur’an, mevlid, ezan okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır; ancak, alış veriş gibi ihtiyaç olunca, fitneye sebep olmayacak şekilde, ihtiyaç kadar ciddi konuşmaları caizdir. (Tergib-üs-salat, Hadika)

Bir âyet-i kerime meali:
(Ey nebi hanımları, siz diğer kadınlar gibi değilsiniz. Allah’tan sakının, edalı, yumuşak konuşmayın, kalbi bozuk olan, ümide kapılır; hep ciddi konuşun!) [Ahzab 32]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Ey kadınlar, mahreminizle konuşun, namahremle konuşmayın!) [Ramuz, İbni Said]

ihtiyaçsız yabancı erkekle konuşmak caiz değildir. İhtiyaç olunca ihtiyaç kadar ciddi konuşmak caizdir.Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Şarkı söyleyen kadını dinlemek ve yüzüne bakmak haramdır.) [Taberani]

Genç kadın, yabancı erkeğe selam veremez, aksıran erkeğe bir şey söylemez ve kendine söylenince de cevap vermez. (Hamevi Eşbah şerhi)

Kadınların seslerini erkeklere duyurması haramdır. Bazı âlimler, ihtiyaç zamanında, ihtiyaç kadar ve sert, ciddi konuşmaları caiz olup fazlası yine caiz olmaz buyurmuşlardır. (Tezkiye-i ehli beyt)

Allahü teâlâ, kadının namahremle yumuşak sesle konuşmasını men ediyor. (Mektubat-ı Rabbani 3/41)



Kadınların, saçı, başı ve kolları açık sokağa çıkmaları ve yabancı erkeklerle lüzumsuz yere, konuşmaları, şarkı söyleyerek, hatta Kur'an, mevlit, ezan okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır. Ancak yabancı erkeklerle, alış veriş gibi, ihtiyaç olduğu zaman, fitneye sebep olmayacak şekilde, sert ve ciddi konuşmaları caizdir. (Tergibüssalat, Hadika, S. Ebediyye)




Bakın kaynaklarıyla beraber kadının sesi hakkında fetvalar,bilgiler verilmiş..
Kadının sesi her yerde her şekilde haramdır denmemiş..İhtiyaç duyulduğu yerlerde denilmiş..Gerekmedikçe namahremle konuşmak HARAMDIR ancak denilmiş..

Birde benim ilk evvel sunduğum bütün hadisleri ayetleri bir daha inceleyin Allah aşkına..Bir yerde takılıp kalmayın..Şarkı haramdır denmemeiş,haram olan şekilleri bildirmiş..
Hiç dikkat ettinizmi bir hanımın kimsenin(eşi yada ailesi oalbilir) duymayacağı şekilde kendi içinde kendini oyalamak maksatlı,içerisnde küfür,Allah'a isyan vs içerecek sözler olmadığı sürece şarkı söylemesi,yine kadınların kendi ortamalrında def çalarak ilahi söylemeleri cazi sayılmış..
Bakın yine aşağıdaki söyleme;

Hazret-i Ebu Bekrin, def için şeytanın düdüğü demesi, çalgının mubah olmadığını gösterir. Bu ve benzeri hadis-i şeriften İslam âlimleri şu hükmü çıkarmışlardır:

Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak, kahramanlık türküleri söylemek, okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir. Kadınların düğünlerde ve bayramlarda kendi aralarında def çalması caizdir. Bunun dışındakiler haramdır. (Hadika)


Dinimiz eğlenmekten bizi mahrıum etmemiş ki..Kadınalrın yine kendi aralarında mubah olduğu şekilde eğlenmeleri,özel dini günleirmizde yine bunlara belirli sınırlar içinde izin verildiği hep bildirilmiş..
Sizler belirli yerlere takılı kalmışsınız ki onlarda nefsinize/nefsimize ağır gelenlerdir..Kabul etmekte zorlanıyoruz..Önce bende öğrendiğimde ihtimal vermemiş olsam dahi araştırdıkça,öğrenmek istedikçe görmem gerekenleri gördüm..

Birde bu konu hakkında yorum yapan herkesten kaynak bekliyorum..
Ve yukardaki yakaladığım gibi kaynaklarda eksiltilme ve çarptırılma olmasa çok daha sevinirim..
Diriliş canım yanlış anlamazsın umarım,aldığın yerden kaynaklanabilir bu aldığın yerlere dikkat et diye..;1

Selametle..

dilemma
06-08-2009, 18:54
Ayetleri önce kabul eder sonra üzerinde düşünüp anlamaya çalışırım.
Hadisleri önce düşünür sonra kabul ederim.

Duygu'Seli~
06-08-2009, 20:22
İmam-ı Gazâlî ilâve ediyor: Eğer müzik boş iş denirse deriz ki: İçinde haram olmamak şartıyla boş iş ve eğlenceden dolayı Allah’ın kullarını sorguya çekmeyeceğini şu âyet bildiriyor: “Allah sizleri yeminlerinizdeki lağvden (boşluk ve yanılgıdan) dolayı mesul tutmaz.”30


Bakın bunları nerden aldığınızı bilirsem sevinirim..
Kaynak YOK..!
En sona ''30'' yazılmış ama hangi kitap kaçıncı sayfa vs yok..Yada hadis ismi vs hiç birşey vermemişler..
Nasıl itibar edersiniz..?

Önemli gördüğüm yerleri alıntılıyorum çünkü çok uzun..Benim yazımla beraber kimse okumaz uzun olduğundan..Her ne ise..

Şimdi imam gazaliye İFTİRA ATILMIŞ bu aldığınız yerde..Ben şimdi size İmam Gazali Hz.lerinin kitabından sayfa numarasına kadar belgeliycem ve dileyen inanmak istemeyen gider alır ve okur inş.
Bakın aşağıdakilerin hepsi kaynak isimleirdir ve bu kaynakar(kitaplar) İMAM GAZALİ HZ.lerine aittir..Bilmeyen arkadaşlrda öğrenmiş olsun burdan..
(Dürr-ül-mearif)
(K. Saadet)
(İhya )
(Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre – Kıyamet ve Ahiret,)
(Mükaşefetü´l Kulub - Kalblerin Keşfi)


Şimdi bu yukarıdaki kaynaklardan alıntılanan fetvaları,hadisleri birlikte okuyalım..



İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:

Gıybet, veya devamlı ipek giymek, yahut devamlı çalgı dinlemek gibi günahlara devam etmek kalbin kararmasına yol açar. (K. Saadet s.580)

İçki içmek ve çalgı dinlemek gibi, kul hakkı ile ilgili olmayan günahların hepsine tevbe etmek gerekir. (İhya 4/65)

Herkes dünyadaki işine göre haşr olunur. İçki içenler, sarhoş olarak, çalgıcı, çalgı çalarak haşr olunur. (Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre – Kıyamet ve Ahiret, s.36)

Çalgı dinleyenin veya ipek giyenin şahitliği kabul edilmez. (İhya 4/41)

Ud ve saz çalmak haramdır. (K. Saadet s.231)

Kalbi Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerden birine bağlılığı olanın sima, tegannili sesleri dinlemesi, haram olup, onun için öldürücü zehirdir. (K. Saadet s. 321) Tasavvuf büyüklerinden Mahmud-i İncirfagnevi hazretleri buyuruyor ki:[/COLOR]

(Yüksek sesle zikir yapabilmek için, kalbinde yalan ve gıybet bulunmamak, boğazından haram ve şüpheli şey geçmemiş olmak, gönlü riya ve gösterişten temiz olmak lazımdır.) İşte, teganni, sima yalnız böyle kimselere faydalı olur. Fıkıh âlimleri de, teganninin, böyle olmayanlar için ve çalgının herkes için, haram olduğunu bildirmişlerdir.]

İnsana zevk veren ahenkli nağmeler, gönüllerde saklı olan güzellik ve çirkinlikleri açığa çıkarır. Her kaptan içindeki sızar, sima eden kişinin içinde ne varsa dışına o sızar. Sima kalbe ulaşınca, kalbde galip olan ne ise, onu harekete geçirir. (İhya 2/675)

Düğünlerde def çalmak ve teganni etmek mubahtır. (K.Saadet s.323)

Kusurları, azapları bildiren [çalgısız] kasideleri, ilahileri dinleyerek üzülmek, ağlamak sevaptır. Ancak Allahü teâlânın kaza ve kaderini beğenmeyip, ona üzülüp, üzüntüsünün artması haramdır. (K. Saadet s.324)


Hacıları uğurlarken Kâbe, zemzem ve diğer mübarek makamları öven ve Arab çölünü anlatan şiirlerde nefesli ve telli çalgılar yoksa, bunların hepsi caizdir. (İhya 2/690)

Çalgı âletleri üçe ayrılır:
1- Haram olanlar. Tambur, düdük, zurna gibi şarkıcılara eşlik eden aletlerdir.
2- Mekruh olanlar. Bunlar tek başına çalınmadığı halde şarkıcıyı coşturan kaval gibi aletlerdir.
3- Mubah olanlar. Bunlar da eğlence aleti değil de boru ve harp davulu gibi haberleşme aletleri ile nikah için çalınan def gibi toplantıya çağırma ve herhangi bir hususu ilan etmek için kullanılan aletlerdir. (Mükaşefetü´l Kulub - Kalblerin Keşfi)

Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak haramdır. (K. Saadet s.333) [Tecvide uygun olarak teganni edilirse mahzuru olmaz.]


Yukarıda; Peygamber efendimizin ve onun vârisleri olan bütün İslam alimlerinin çalgıya haram dedikleri kesin delillerle ispat edildi. Çalgının haram olması konusunda acaba âyet-i kerime yok mu diyenler çıkabilir.

Buyurun birde ayetlerle açıklanmış şekillerine bkalım..


Müfessirler Enam suresinin 70. âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir

Müfessirler, İsra suresinin 64. âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin çalgı ile oynat demek olduğunu, bu âyetin, her çeşit çalgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)




İmam-ı Gazâlî diyor ki: Bizim buna itirazımız yoktur. Biz zaten yabancı bir kadının fitne ortamında, kendilerinden emin olunmayan fâsıklara şarkı söylemesinin haram olduğunu söylemiştik. Hadiste geçen “Kayne”nin mânâsında fitne vardır. Fakat bundan, bir kadının fitne korkusu olmayan hallerde ve ortamlarda başkaları duysun duymasın, şarkı söylemesinin haram olduğu mânâsı anlaşılmaz.


''İmam Gazali diyorki'' diye başlanmış ama hani kaynak?
Niye aldıkları yerin kitabın adı,sayfası hadis adı YOK..?
Lütfen.. İmam Gazali'nin hakikaten böyle bir kelam ettiğine dair bir delil varsa kaynaklarıyla beraber isteriz..
Yoksa nasıl itibar edelim..?
Ben iddia ediyorum yok..Ben birebir kaynağına sahip iken internetten kaynak belirtmeden söylenen kişilere mi inanıyım..Siz olsanız inanırmısnız.. :)

5- Nâfî diyor ki: Ben Abdullah bin Ömer (ra) ile yolda giderken, Abdullah bin Ömer (ra) bir çobanın kaval sesini duydu ve elleri ile kulaklarını tıkayarak yoldan saptı. Bana:
“Ey Nâfî! Hâlâ kaval sesi duyuluyor mu?” diye sordu. Ben:
“Artık duyulmuyor” dediğim zaman kulaklarını açtı ve dedi ki:
“Peygamber Efendimiz’in (asm) de böyle yaptığını gördüm.”
Müziği haram sayanlar bu rivâyeti de delil sayarlar. Oysa eğer kaval dinlemek gerçekten haram olsaydı, Abdullah bin Ömer’in (ra) Nâfî’ye de aynı şeyi emretmesi gerekirdi. Halbuki Nâfî’ye bir şey söylemedi..

Bakın nasılda çarpıtmışlar hadisi..Bu kaynakları nerden aldığınızı gerçekten söylerseniz sevinirim çünkü oraya bir çift lafım oalcaktır..
Bakın sizin yukarıda KAYNAKSIZ belirttiğiniz rivayetin bende aslı,orjinali var..Buradaki gibi bazı kısımlar traşlanmamış..!!

Olay eksik anlatılmış. Doğrusu şöyledir:
Tabiinin büyüklerinden Nafi anlatır: Abdullah ibni Ömer ile beraber gidiyorduk. Ney sesi işittik. Abdullah, kulaklarını parmakları ile kapadı. Oradan hızla uzaklaştık. Ney sesi daha işitiliyor mu, dedi. Hayır işitilmiyor dedim. Parmaklarını kulaklarından ayırdı. Resulullah da böyle yapmıştı dedi. Nafi, sonra dedi ki, ben o zaman çocuk idim. Bundan anlaşılıyor ki, Nafi’ye kulaklarını kapamasını emretmemesi, çocuk olduğu için idi. Çünkü çocuk isteyerek dinlese de ona günah olmaz. Yoksa, Abdullah takvası sebebi ile kulaklarını kapattı demek doğru değildir. Nafi, böyle yanlış anlaşılmaması için, çocuk olduğunu bildirdi.(Eşiat-ül-lemeat) <== (kaynak!!);)


Bundan biz, Peygamber Efendimiz’in (asm) o sırada mânevî müşâhedesini kaval sesi ile bozmak istemediğini [B]anlıyoruz.

Sizin alıntıladığınız yerde birde ''anlıyoruz'' demişler.. (: Kim anlamış, bir alimin anladığı şekilde mi anlatılmış,anlayan hangi alimmiş,nerde demiş..??! Yoksa bu konu hakkında alıntıladığınız yerdekiler ''kendileirnce'' mi fikir beyan etmişler..Öyle ise vay hallerine küfre girdiler..Çünkü dinde ''sence bence '' kavramı yoktur..



Kuran ve hadisleri ancak İCTİHAD ehli alimler yorumlar..Aldığınız yerdekiler ehilmiydi..Öyle ise isimleri ne idi..Belli bir alim ünvanları varmıydı..?Kitaplrı,tercemeleri,fetvaları varmıydı,ehli sünnetmiydi ve halk tarafından bir itibara tabi tutuluyorlarmıydı desinler/diyin hele..

Zaten biz de kalbi olumsuz etkileyen mubahların bir çoklarını terk etmenin daha evlâ olduğunu söylemekteyiz.35

Bakın sonda ne yazmışlar..Söylemekteyiz,etmekteyiz(35/yada 30) bütün kaynakları sadece rakamla belirtmişlerde hangi kitabın sayfasıdır bu onu neden belirtmemişler..
Yapmayın abicim siz nasıl alıntıladğınız yerin bu hatasına dikkat etmezsiniz..?
Hani niye kaynak yok..Ben bu numarayla bu kaynağı nerde araştırabilirm varmı fikriniz..?

Müzikle ilgili olarak buraya kadar aldığımız tüm rivâyetleri ve İmam-ı Gazâlî dahil tüm âlimlerin içtihatlarını özetleyecek boyutta bir ölçüyü


Hayır bütün alimler diye bir şey diyemezsiniz..Yada aldığınız yer diyemez..Burada sadece bir alimin adı verilmiş..Oda İmam Gazalidir ki bunun aksini KAYNAKLARIMLA İSPAT ETTİM.. Hani diğer alimler..Said Nursiden bahsedilmiş ama onunda kaynakları bile yok..
İmam Gazali dahil BÜTÜN ALİMLER(!)miş.. :) ne güzelde demişler ''tüm rivayetler ve alimler'' diye..Biz hadis sunduk,ayet sunduk..Buyursunlar onların aksini ispat etsinler..

Kaynaksız yazılan gelişigüzel internetlerde dolaşan her dini söze,konuya itibar edilir mi hiç..?
Ben etmem..

Selametle...

Duygu'Seli~
06-09-2009, 15:41
Umarım sizin istemeden yaptığınız bir hatadır.. Çünkü kaynak numarası yazan yerlerde dahi hadisler makaslanmış, ben orjinallerini bulup tek tek koydum bakın,inceleyin..

Sizi yerden yere vurmadımda aldığınız yere çok kızdım.. Siz sadece kaynakları koymadığınız için hata yaptım diyorsunuz olabilir..Ama bu aldığınız yerdeki şahıslar benimkiyle aynı kaynaklara sahip olan hadis ve sözleri makaslamışlar..Bakın bende aynılarını koydum..Ama tam olarak..Niye onlar yarım koyup birde ''bence'' şeklinde yorumlarını belirtmişler ki..

Yukarıda verdğiniz kaynaklarıda kabul etmiyorum..
o kaynaklar benimkilerle zaten aynı..
Aldığınız yerde tam yazılmışsa ve siz alıntılamışsanız, yeniden hadisler ve imam gazalinin sözleri makaslanmamış şekilde sonlarında numara ve kitap isimleriyle beraber koyarsanız ancak o şekilde kabul ederim..
Ama dikkat edelim aynen benim yazdığım şekilde,hadislerde oynatma ve eksiltme olmadan,direk verilmiş ise..!Direk benimki gibi tam olarak verilmişse siz alıntılarken eskik olmuştur oda sorun değil..
Yoksa kaynaklarmız zaten aynı..
Hadislerde aynı,İmam Gazalinin sözleride ama keslmiş,eksiltilmiş..

Mesela bir diğer yorumumda,diriliş kardeşime yaptığım yorumdada aynı hata vardı..Kaynak benimki ile aynı ama bendeki hadis tam,onun alıntı yaptığı yerdeki hadis yine MAKASLANMIŞ..!O yüzden kaynaklarınız benimkiyle aynı dahi olsa tam alıntılanmış şekilde görmek isteriz..Aldığınız yere dikkat edin deirm..İnternette her dini siteye güvenmek sorun yaşatıyor böyle..
Olur mu hiç yarım,hadisin yada o fetvaların işe gelen kısımları alınıcak,diğerleri kesilicek..

Bende İmam Gazalinin orjinal kitabı var..İçinden birebir okuyorum..Almak isteyenler(isimleri var yukarıda) alıp inceleyebilirler.. Ve sizin yukarıda verdiğiniz kaynaklarla benimkiler dikkat ederseniz aynı ama nedense benimkiler uzun ve tam sizin aldığınız yerdekiler kısa ve belirli yerler..Makaslamışlar efendim..

Keşke aldığınız yeri bilseydim..
Burdan belirtmek istemezseniz özelden alabilirm..Çok merak ettim..
Kabul edilemiyicek bir hatadır bu çünkü..
Oraya göz atan kardeşleirmiz yanlış bilgilenebilirler..Buda büyük bir vebaldir..

Selametle..

Duygu'Seli~
06-09-2009, 19:48
Olay kaynak beğenmemek meselesi asla olamaz..Biz beğenip beğenmeyerek seçmiyoruz,ona göre amel etmiyoruz..

Verdiğiniz kaynaklar benimkiyle aynı..Neden benimkiler tam ve uzunken sizin koyduklarınız MAKASLANMIŞ,kısacık..Bu çok büyük bir vebal..Hemde çok büyük..Anlayamıyorum..Aldığınız yer hem hadisleri hemde İmam Gazalinin sözlerini MAKASLAMIŞ..!!Bunuda size KANITLADIM..!

İmam Gazali niye benim veridğim kaynakta resmen HARAMDIR diye geçiyorda sizin alıntılaıdğınız yerde mübah diyor.. Siz internet siteisnden bense bizzat kendi kitabımdan yazdım..Ki adınıda verdm..Aksini ispat etmek isteyen,öğrenmek isteyen lütfen alsın okusun..Bu şahıs yalan konuşuyor böyle bir şey yok desin..!!Allah rızası için biri çıkıpta desin..İspat eden dilesin benden ne dilerse..!!

Allah hem kendi sözleirni,hem Resulunün sözlerini,hemde dostlarının sözlerini kullarına yanlış aksettiren ve anlatan bütün bidaat ehline lanet etsin..
Buna bende dahilim..Eğer bende böyle bir gaflette bulunmuş isem banada lanet etsin..

Çok yazık..!

Bakın ben yukarıda aynılarını tamamını,eksiksiz koydum..Kitap adını sayfasına kadar veridmki inanmayan var ise lütfen Allah rızası için gitsin alsın,almasada gidip bulup bi baksın..!!

Bu konu hakkındaki son yorumumdur..
Ben KAYNAKLARIMI EKSİKSİZ VERDİM..
Bu konuda gönlüm rahat..

Gösterdiğiniz kaynakların hepsi EKSİK VE MAKASLANMIŞ olduğundanda itibar etmiyorum..Eden varsa eyvAllah..

Fasl-ı Gül
06-12-2009, 20:38
Sevgili duyguseli,

Öncelikle uzun uzun cevap yazdığın için sana teşekkür ederim.. Fakaaaat,

Evvelen, Teganni, yalnızca bir şeyi şarkı gibi söylemek değil, sesi güzelleştirmek demektir. Çünkü, dikkat buyurunuz, Peygamberimiz şöyle buyuruyor:

"Leyse minna men lem yeteganna bi'l-Kur'an" sizin için tercüme edeyim, "Kur'an-ı Teganni ile okumayan bizden değildir." ( Ebu Davud, Sünen, c. II, s.156 (Kİtabu'l vitr 20,1469) Bu babın altındaki diğer hadislere baktığımızda Kur'an-ı okurken sesin güzelleştirilmesi gerektiğinden bahsediliyor. Yine diğer hadislere baktığımda sesi güzellerştirerek teganni ile okuyun deniliyor. ben yanılabilirim, kaynağı ilk cevabımda yayını yer ve tarihine kadar gösterdim, sayfa numarası ve cilt no'da var. Buyrun bakın.. Sizinle hadis savaşına girmek istemiyorum ama buyrun hadis.

Öyleyse, hadis varken biz nasıl teganni ile okuyan (tek manası yoktur bu kelimenin, lüyfen dikkat) birini beğendiğimizde ve bunu ifade ettiğimizde dinden çıkıyoruz!

Amaa, özenle belirtmek isterim ki,

İslamda bir konuda hüküm vermek hiç de kolay iş değildir. Hadise bakıp "bu böyledir." denmez. Hadis'in sebeb-i vurudu ( söyleniş sebebi), hangi olay üzerine ve ne zaman söylendiği, kimin için söylendiği, aktaran ravinin kim olduğu vs.. ince ince araştırılır. Hadisin diğer varyantlarına bakılır. Yani işin bir usûlü vardır. bir hadise bakarak bir hüküm verilmez. Dikkat edilmesi gerekir. Yoksa işin içinden çıkılmaz.

Ayrıca, asıl tartışılması gereken Kur'an'ı hayatımıza nasıl daha güzel bir şekilde yansıtıp, onunla daha iyi nasıl amel edeceğimiz ve Kur'an ile "medeniyet" inşasını nasıl başaracağımız olmalıdır belki de...


Saniyen,ben metni tam olarak koymadım doğru, şimdi senin için yazıyorum tekrar:


Aişe Radiyallahu anha'dan:

Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: (Bir def'a Mina günlerinde yani Kurban bayramının ilk üç günlerinden birinde) Rasulullah(a.s) yanıma girdi. KArşımdabuas ezgilerini (def çalarak) okuyan iki kız vardı. Yatağına uzanıp (mübarek) yüzünü çevirdi. (derken) Ebu Bekir girdi. " Rasulullah (sav)'ın yanında şeytan mizmarı mı diyerek beni azarladı(bunun üzerine) Prygamberimiz ona dönüp (dikkat buyurunuz, hitap Hz. Ebu Bekr'e) "Onlara ilişme" (Dikkat, arapça metinde burada kastedilenin de o iki kız olduğu "da'huma" kelimesiyle anlaşılıyor) buyurdu. (Babamın zihni başka bir şeyle) meşgul olunca kızlara işaret ettim (onlar da) çıktılar.

(Zeynu’ddîn Ahmed b. Ahmed b. Abdi’l-Lâtîf ez- Zebîdî (v. 893/1488), Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, Mütercim: Kamil Miras, DİB Yayınları, Ankara 1979, c. III, s.151)

İşte isteğiniz üzerine parantezli yazdım, yani tercümeyi - altını çizdiklerim hariç- aynen naklettim. Şerhi de yazmak isterdim ama merak eden dostlar kaynağa baksınlar.

. Bakın eğer hz.Ebubekir'in kızların çalgısına ve sesine şeytan düdüğü ve sesi demesi de yanlış olsa idi Efendimiz bunada müdahale etmezmiydi..?
Oysa yukarıdaki koyduğunuz hadiste sadece hz.Ebubekirin kızdığı söylenmiş..Bu..!

demişsiniz. Fakat,Peygamberimiz "Onlara ilişme" diyerek zaten Hz. Ebu Bekir'e müdahale etmiş değil midir sizce??

İkinci olarak, haram olan birşeyin alenen yanında işlenmesine Peygamberimiz nasıl ses çıkartmaz, bunu da düşünmek gerekmez mi??


Ve yine eklerim ki,

Bir hadis sadece metne bakılarak değerlendirilmez. Mesela biz burada kızların kaç yaşında olduklarını bilmiyoruz, onların söylediği ezgilerin tam mahiyetini bilmiyoruz. bunlara farklı araştırmalar ile ulaşılır. Hülasa, ayet ve hadisleri değerlendirmenin bir yolu, usulü vardır.

Sözlerinde haram ola lafızlar arz eden şarkıları dinlemek zaten helel olamaz. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da, sözlerin ve icra eden şahsın kişide bıraktığı tesirdir.

Salisen, Soru-cevap olarak yazdığım bir metni kabul etmem demişsiniz, sebeb olarak da "kaynak yok" demişsiniz. Yazdığım soruya verilen cevabın "İslam hukukçusu" Hayreddin Karaman'a ait olduğunu beyan etmeyi sehven unutmuşum. Hatırlatma için minneti borç bilirim. Artık kaynak olarak kabul edebilirsiniz değil mi? Belki internet sitesi olduğu için çekince gösterebilirsiniz fakat Hocamızın kitaplarının içinde de bunu bulabilirsiniz. Kendisi büyük bir hizmet yaparak kitaplarını internet ortamına da aktarmıştır...

Şimdilik söyleyeceklerim bundan ibarettir.


Umarım seni kıracak birşey söylememişimdir kardeşim.. Eğer ilmî bir konu tartışılıyorsa zaten burada gücenme söz konusu değildir :)

selam ile...

Feride
06-12-2009, 22:59
Ayetleri önce kabul eder sonra üzerinde düşünüp anlamaya çalışırım.
Hadisleri önce düşünür sonra kabul ederim.

Bunu pek anlamadım aslında. Yani sahih olarak bildiğiniz bir hadisi de şeksiz şüphesiz

kabul etmek durumundayız. Siz sanırım doğruluğundan emin olmadığınız bir hadis için bu

ifadeyi kullandınız.

Yanlış anladım inşeAllah..

depare
08-26-2009, 02:00
Şu müzik konusunda bu kadar delil olduğu halde hala ha direnmeye zıt delil bulmaya çalışanları gördükçe şaşırmamak mümkün değil..
Gerçi hadisler'de helal addedenlerin çıkacağı söyleniyor onun için aslında şaşırmamak lazım..
Nerede bu konu açılsa hemen savunmalar başlıyor kimisi ben müzik dinlerken maneviyatımın güçlendiğini hissediyorum diyor nefsimin hoşuna gidiyor demek zor geliyor belli =)
Haramda olsa ben dinlemekten vazgeçemiyorum diyor kimisi hadi tamam buna eyvallah..
Bir çok savunma çeşidiyle karşılaştım kimisi Osmanlıda'da müzik vardı III. Selim musikiyi çok seviyordu diyor hadi bu doğru diyelim iyide banane III.Selimden benim referansım Kitapla,Sünnetmi yoksa Osmanlımı..?
Peygamberimizin çobanın kavalını duyduğunda dahi kulağını kapadığı geçiyor hadiste daha neyi konuşacaksın ki..?
En az 40 tane hadis verilmiş yukarıda bunlar yetmiyormu hadislere çağa göre ayarmı çekelim yani..?
Hangi alim haram denilen bir şeyi helal saymış bugüne kadar..?
Bir çok Fıkıh kitabında'da Alimlerin ortak içtihadıyla müziğin haram olduğu bildirilmiş...
Biriside cariyelerle ilgili bir hadis vermiş iyide cariyelerle hür kadınlar arasında bir ton farklılar var...
Cariyeler sahibiyle nikahsız ilişkiye girebiliyor hür kadınlar giremez haram..
Cariyelerin başını diz kapağından aşağısını açması haram değil hür kadınların haram daha bir ton farklılıklar var ikisini bir kefeye koyamayız...
Yani cariyeler şarkı söyledikleri için tenkit edilmediyse bunu hür kadınlarla kıyaslayamayız...
Sahabelerin ve alimlerin musiki ile ilgili görüşlerinden bir kaç eklemede ben yapmak istiyorum..


İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte,
Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır.
Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor.
Artık çalgıyı, çalgı aletlerini siz düşünün.

Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki:
(Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.

İbni Ömer hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı söyleyen birine,
“Allah senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni Ebid-dünya)

Enes bin Malik hazretleri,(Peygamberimizin yanında 10 yıl hizmetini gören hizmetçisidir) “En pis kazanç, şarkı ve çalgı aletleriyle kazanılandır” dedi. (İbni Ebid-Dünya)

İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyheki)

Âişe validemiz, bir evde şarkı söyleyen birini görünce ona, “Yazıklar olsun sana. Bu şeytandır, bunu çıkarın dışarı” dedi ve onu çıkardılar. (Buhari)

Fudayl b. İyad hazretleri, “Müzik ve şarkı, zinanın teşvikçisidir” dedi. (İbni Ebid-dünya)

Şeyhü’l İslam Ahmed İbn-i Kemal Paşazade,
Risale-i Münire’de buyuruyor ki:
Cevâhir-i Fetâvâ kitabında (Raks [oyun], şarkı ve çalgı haramdır) diyor. İstihsân kitabında çalgı dinlemenin haram olduğu bildiriliyor. Hidâye kitabının sahibi, (Şarkı söyleyenin şahitliği kabul edilmez) diyor.
Kurtubi’de şarkı söylemek, ney çalmak
ve raks etmek icma ile haramdır deniyor.
Abdülkadir-i Geylani’nin (Raksa helal diyen kâfir olur) fetvasını gördüm. (Vesiletü'n Necat kitabı)

Şeyh Muhammed Rebhami hazretleri buyuruyor ki:
Saz, tanbur, def, ney ve diğer çalgı aletlerini çalmak, Allahü teâlânın emrini tutmamak olur. (Riyad-ün-Nasıhin)

İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
“Hakim-i Tirmizi’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya Resulallah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)

İmam-ı Birgivi hazretleri buyuruyor ki:
Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivi)

Mezhepsiz İbni Teymiye bile,
“Şarkı ve müzik, şeytani duyguları harekete geçiren en etkili unsurlardan biridir” demiştir. (Mecmu-ul Fetava)

Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi)

Şarkı ve müzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni Salâh)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ziyaeddin-i Şami, Mültekıt kitabında (Hiçbir âlim, teganniye mubah demedi) buyurdu.(m. 266)

Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (Bezzâziyye)

Çalgı çalmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı Mazheriyye)

Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât)

İmam-ı Münavi hazretleri (Nikahı herkese duyurun! Bunun için de, camide yapın ve def çalın) hadis-i şerifini açıklarken, (Mescitlerde def çalınmaz. Hadis-i şerif, mescid dışında çalınmasını, mescitte yalnız nikah yapılmasını emrediyor) diyor. (Hadika)

Camide def çalmak günah olunca, başka çalgının camide çalınması hiç caiz olmaz.
Kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül Muhtar)

Şimdiki tarikatçıların yaptıkları gibi, dönmek, dümbelek, ney, saz çalmak haramdır. (Tahtavi şerhi)

Teganni ile okuyan bir imamın arkasında kılınan namazın iadesi gerekir. (Halebi)

Kur’an-ı kerimi, Arap şivesine uygun, tecvid ile ve güzel ses ile okumalıdır. Ebu Davud’daki hadis-i şerifte, (Kur'anı güzel sesle okuyun) buyuruldu. Yani "Allah’tan korkarak okuyun" demektir. Bu da, tecvid ilmine uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek, manayı, nazmı bozarak teganni ile okumak haramdır. (Berika)

Teganni haramdır. (Tıbb-ün-nebevi)

Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak ve dinlemek haramdır. Burhâneddin-i Mergınânî buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyen kimsenin imanı gider. Tecdîd-i iman gerekir. Kuhistânî de, böyle yazmaktadır. (Dürr-ül-müntekâ)

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Eğlence veya para kazanmak için başkalarına şarkı söylemek, sözbirliği ile haramdır. Çalgı ile raks etmek büyük günahtır. Sıkıntısını gidermek için kendi kendine şarkı söylemek günah değildir. Çalgı olarak, yalnız kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül-Muhtar)

Def, tambur ve her çeşit çalgıyı evinde, dükkanında bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, hediye etmek, ariyet veya kiraya vermek günahtır. (Berika)

Tasavvuf müziği diye bir şey yoktur. Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehridir, kalbi karartır. (Dürr-ül mearif)

İlahileri çalgı ile, ney çalarak okumak bid'attir. Harama helal diyen ve haramı ibadete karıştıran kâfir olur.

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah efendimiz, geldiği bir evde,
küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı.
Şarkıyı bırakıp, Resulullahı övmeye başladılar. Resulullah efendimiz,
(Onu bırakın, oyun arasında beni övmeyin. Beni övmek [mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)

[Bazıları, bu hadis-i şerife istinaden kadınların şarkı söylemesinin ve çalgının caiz olduğunu söylüyorlar. Şarkı söyleyenler cariye idi. Cariyenin avret yeri erkeğinki gibidir. Sesi de avret değildir. Hür kadınların sesi de avrettir, saçları kolları da avrettir. (Hadika, Berika)]

Her çeşit çalgı dinlemek haramdır. (Fetava-i Bezzaziyye, Hadika, Ahlak-ı alaiyye)

Müzik bütün dinlerde büyük günahtır. (Dürr-ül-münteka)

İncilin yasakladığı müziği, sonradan papazlar Hıristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledünniyye şerhi Zerkani)

Alıntı: mollacami.com

Bu kadar delil yetmiyormu bize Allah aşkına..?

depare
08-26-2009, 02:01
.................................................. ....

depare
08-28-2009, 01:24
Müzik hepten yasakmış gibi bir yazı yazmışsın depare arkadaşım.İnsanlarda dünyalık duygular uyandırıyorsa bu müzikleri dinlemek caiz olmaz.Ama insanlda yüce duygular uyandıran,Allah'ı hatırlatan müzikler dinlenebilir.Kötü söz içeren müzikler de dinlenmez.
Ayrıca çalgının tek başına çalınması ve kullanılması günah değildir.Hayırlı işler için kullanılırsa iyi;çirkin davranışlar için kullanılırsa kötüdür.
Bu hangi site böyle milleti yalan yanlış bilgilendiriyor.Devenin boynuna çan takılmazmış.Böyle yanlış bilgilerle insanları kandırıyorlar.İnternette yazılan herşeye inanma depare.adamın biri yazmış bu yazıyı.Aç bize kaynak diye verdiğin siteyi ilahiler bölümü filan var.İstersen hadisler,islam alimlerinin görüşlerini yazabilirim.

Devenin boynuna çan taktırmayan Allah resulü orada geçen bir hadis siteyle falan alakası yok Peygamberimiz "yalan,yanlış" bilgi vermez ve insanlarıda kandırmaz yazdığın kelimelere biraz dikkat et...
Sitede ilahiler bölümü olabilir hatta rak,pop müzik bölümüde olabilir..
Önemli olan haram olan bir şeyi haram bilip helal saymamaktır..
Bu imanla ilgili bir şey haram olan bir şeye helal dersen dinden çıkarsın haram olduğunu bilip dinlersen sadece günahkar olursun..
Anlatmaya çalıştığımız bu isteyen istediği kadar dinlesin ama helal saymasın çünkü helal sayarsa imanı gidiyor...
Hadis ve İslam alimlerinin görüşlerini yazabilirim diyorsun peki sen bu konuyu incelemedinmi..?
Zaten konu müziğin haram olduğuna dair Peygamberimizin hadisleri ve İslam Alimlerinin görüşleriyle dolu kaynaklarıda yanlarında verilmiş inanmıyorsan araştırıp bulursun...

Ayrıca çalgının tek başına çalınması ve kullanılması günah değildir.

Bunu nasıl söyleyebiliyorsun yada şöyle söylüyeyim neye dayanarak söylüyorsun...
Zaten Peygamberimizin hadislerinin ekseriyeti çalgı aletlerinin haram oluşuyla ilgili yukarıda verilen şu hadisleri okumadınmı..?

İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyheki)

Bu verdiğim hadiste geçen İbni Abbas hazretleri için Peygamberimiz şöyle buyuruyor..

"Allah’ım! Onu dinde derin anlayışlı kıl ve ona tevili öğret” (bk. Buharî, Vudu’, 10,40; Müslim, Fezailu’s-sahabe, 138bk. Ahmed b. Hanbel, 1/266,314).

Bir sahabe üstelik Peygamberimizden "Onu dinde derin anlayışlı kıl" diye bir dua almış olan bir sahabe "Çalgı aletleri haramdır" diyor..
Peki şimdi söylermisin çalgı aletleri haram iken çalgının tek başına çalınması nasıl caiz oluyor..??
Bu fetvayı kim vermiş..? Onuda buraya yazda bilelim..

Buharide rivayet edilen şu iki hadiste dahi özellikle çalgının üzerine vurgu yapılıyor:

"Bir zaman gelecek, zina, içki ve mizmarı [çalgıyı] helal sayanlar çıkacaktır.")

''Çalgı dinlemek günahtır, o mecliste oturmak fasıklıktır, o çalgı ile lezzetlenmek küfürdür.''

Hadi buyur halaha kıvranmaya,direnmeye hacet varmı..?

En muteber Fıkıh ve Hadis Alimlerinin kitaplarında çalgının haram olduğunun "icma" ile yani Alimlerin çoğunluğunun görüşüyle sabit olduğu geçiyor...
Bilgi sahibi olmadan konuşmak kolaydır ancak başa büyük belalar açar...

"Ney de, diğer çalgılar gibi asla caiz değildir. Eğlence ve para kazanmak için şarkı söylemek haramdır. Her çalgıyı çalmak ve dinlemek, raks etmek caiz değildir." (Redd-ül Muhtar)

"Allahü teâlânın aşkı ile dolmuş, evliyanın büyüklerinden olan Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, ney ve başka hiçbir çalgı çalmadı. Musiki dinlemedi ve raks etmedi. Zikrin kalb ile, sessiz olacağını Mesnevi’de bildirmektedir." [B](S. Ebediyye)

Redd-ül Muhtar çok muteber bir eserdir orada bile haram olduğu geçiyor daha fazla söze zaten hacet yok ama anlamak istemeyenler için aynı şeyleri tekrar tekrar yazıyoruz belki anlarlar diye !

Alimlerin hepsi çalgının ve çalgıyla beraber söylenen şarkının haram olduğunu çalgısız şarkıda eğer içinde küfüre varacak yahut müstehcen türden kelimeler varsa çoğunluğu haram diyor eğer yoksa bazıları helal bazıları buda haramdır diyor...
Bunlar fıkıh kitaplarında bir,bir anlatılıyor önemli olan istek istedikten sonra araştırılıp bulunur...

depare
08-29-2009, 01:18
Peygamber Efendimiz(sav) şöyle buyurmuştur:
''Ümmetimden bazı kimseler şarabı bazı isimler vererek içeceklerdir.Onların tepelerinde çalgılar çalacak,şarkıcı kadınlar şarkı söyleyecektir.Allah onları yerin dibine geçirecek ve onlardan domuzlar maymunlar kılacaktır.''

(İbn Mace)

Burdada gördüğümüz yukarıda yazdığım gibi dünyevi duygular uyandıran şarkılar için geçerli.İlahilerle bu şarkılar bir tutulabilir mi?Televizyonu açtığımızda her kanalda ilahiler söyleniyor.Bunlar günah mı?Oradaki din alimleri senin bu yazdıklarını bilmiyorlar mı?

İmam Rafii, el-Aziz kitabından:

''Kaval çalınması konusunda iki görüş vardır.Bunlardan birisi Begavi'ye aittir ki,kaval çalmanın haram olduğunu söyler.İkincisi İmam-ı Gazali'ye aittir ve kaval çalmanın helal olduğunu söyler.Doğrusu İmam-ı Gazali'nin görüşüdür.''

Sanırım sen Begavi'nin görüşünü yazmıştın.Def ile ilgili bir hadis de yazayım.
Peygamber Efendimiz(sav) buyurmuştur ki:

Nikahı ilan ediniz ve nikah için def çalınız.(İbn Mace)

''Müzik konusunda ölçü kisinin kendisidir.Dinledigi müzik kisiyi dünyalik ve süflî duygulara sevk ediyorsa caiz olmaz. Ancak müzigi dinlediginde yüce duygular,derûni alemlere zihin dünyasinda gidiyorsa bu da iyidir.Netice olarak çirkin sözler, sehevî duygular içeren müzikler disinda insana güzel ve derin hisler veren müzik dinlenebilir.''

Doç.Dr. Mustafa Karataş kendisini tanırsın heralde.Hadis doçentidir.Şimdi yukarıda yazan sitede o konuyu açan arkadaş ile bu hocamız karşılaşsın anlatsın bakalım.Mustafa Karataş Hoca benim bilgilerine çok değer verdiğim bir insandır.Sence bu adambunca yıl boşuna mı okudu ya da bu görüşleri bilmiyor.Öyle bir anlam çıkarmalıyız.

Benim dediğim nedir şu;Eğer eğlence maksatlı çalgı çalınıyor,Şarkı söyleniyorsa evet o günahtır.Ancak ilahi söyleniyor,güzel işler için çalgı çalınıyorsa bunda yanlış bir şey yoktur.

Ben bilgiler yalan yanlış demiyorum.Bu konuyu hazırlayan kimse çarpıtarak verdiği için bilgileri insanlar yanlış anlıyor diyorum.

Evet en başta verdiğin hadiste var onun gibi bir çok hadis var...
Def ile ilgili hadiste vermişin evet nikahta def çalınmasına izin verilmiş yalnızca defe ve davula izin verilmiş ama ne maksatla..?
Şimdi bunu inceleyelim:

"O devirde def ve davul, sadece ilan maksadı ile çalınmakta idi. "Nikahı ilan ediniz" hadis-i şerifi bunu açıkça ortaya koymaktadır. İlana yardımcı olması için nikah akdinin, mescidde yapılması da bunu göstermektedir."(Tecrid-i Sarih Tercemesi, s. 3, s. 205)

"Çalgının haram olduğunda bir hilaf yoktur. Lakin haram olan şeylerden uzak kalırsa, düğünlerde ve bayramlarda birazcık (def ve ses) caiz görülmüştür. (Feteva-ı Hamidiye c. 2/304)
Sadece ilan için düğün gecesi def çalmakta beis yoktur. (Fetava-i Kadihan c.3,s. 117)

Birde şöyle bir durum var o günün deflerinin kenarlarında zil yoktu davulun yanında zurna gibi nefesli çalgı aletleride yoktu...
Buna delil kaynağı:

"Bugün çalınan deflerin kenarlarında zil, davulun refakatinde zurna veya buna benzer nefesli çalgılar bulunmaktadır. Birçok düğünlerde müskirat içilmekte ve naralar atılmaktadır.
Kadınların, erkeklerin oyunlarını seyretmelerinde beis görmeyen bazı ilim erbabı, Mescid-i Nebevi'de harbe ile oynayan Habeşistanlıları, Hz. Aişe validemizin seyretmesini delil olarak göstermekteydiler. Ancak, durum sandıklarından farklı bulunmaktadır. İmam Şa'rani bu vakanın hicap ayeti gelmezden önce cereyan ettiğini açıklamaktadır. (Keşf'ul-ğumme c. 2, s. 304)

Şimdi birde Peygamberimiz Düğün ve Nikah haricinde davul sesi duyduğunda nasıl tepki vermiş ona bakalım..

Önce def ve davulun düğün harici dinlenmesinin hükmüyle ilgili İbni abidinde geçen şu fetvaya bakalım:

"Düğün ve bayramların dışında, herhangi bir zaruret bulunmadığı için haramdır." (İbni Abidin c. 5, s. 304)

Bu sebeple, İbni Ömer (r.a) bir davul sesi duydu da kulaklarını tıkadı ve bunu üç defa tekrarladıktan sonra: "Resulullah da böyle yapardı" dedi. (İbni Mace c. I, s. 300)

Kardeşim gördüğün gibi bunlar çok ince meseleler televizyonu açtığımızda her kanalda ilahiler çalıyor orada ki Alimler bunları bilmiyormu diyorsun da biz televizyonda çıkan her alime inanırsak vay halimize piyasada o kadar çok sahte hoca var ki..

Mustafa Karataş Hocaefendiyi tanıyorum benimde değer verdiğim Hocaefendilerden biridir..
Lakin şimdi öyle bir zamanda yaşıyoruz ki her doğruyu her yerde söyleyemiyorsun onun için Mustafa Karataş Hocanın bazı şeylere göz yummak zorunda kaldığını düşünüyorum nede olsa canlı yayına çıkıyor fazla dikkat çekmemesi gerekiyor...