Duygu'Seli~
04-14-2009, 16:13
Bazı mürşidler, müridlerinin mânevî yeteneklerine göre çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Her mürid, mürşidinden öğrendiği temel usulleri yerine getirmelidir. Kalbi ona göre terbiye etmelidir. Sevgi, kalbin bir işe meyletmesidir. Eğer ALLAH sevgisi kalpte varsa, kalp ALLAH'a itaat etmek ister. Seven sevgilisini hiç unutur mu' Başkasına meyleder mi' Bir insana cin çarparsa ne olur' Ama sevgi çarparsa aşk olur. Bu da hikmettir. Kalbin ilâhî tecellilere açılması için âdap kitaplarını okuyun. Şah-ı Hazne bize şu âdapları tavsiye etmişti:
Dinî ve dünyevî işler dışında halkın övmesi ve yermesine itibar etmemelisiniz.
Belâ ve musibetlere tahammül etmenin yollarını aramalısınız. Sabretmesini öğrenmelisiniz. Asıl sabır yokluk anında belli olur.
Beş vakit namazı terketmemelisiniz. Namazlarınızı cemaatle kılmalısınız. İnsan cemaatle namaz kılmak yerine tek başına namaz kılmayı tercih ediyorsa, bunun sebebi nefis letâifinin terbiye edilmeyişindendir.
Çok konuşmamalısınız. Çok konuşmak gıybet meydana getirebilir. Gıybet, başkasının arkasından konuşmak demektir. Bir insanın gıybet yaptığının bir özelliği de kıldığı namazlardan sonra tesbihat yapmayı terketmesidir.
Helâl lokma yemek letâiflerin çalışmasını sağlar. Kalbin nefse mağlup olduğu işlerin başında tuvalet âdâbına uymamak, düzgün abdest almamak, guslü usulünce yapmamak ve necâsetten korunmamak gelir.
Halkın eziyetlerine tahammül etmelisiniz. Tahammül etmek büyüklüktür. ALLAH-u Teâlâ Peygamberimiz'e (s.a.v) bile şöyle buyuruyor:
"Azim sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sen de sabret."271
Mal, mülk, aile ve evlât sevgisinde dengeli davranmalısınız. Bunların varlığı da yokluğu da imtihan vesilesidir.
Cömert olmalısınız. Fakir ve miskinlere şefkatle davranmalısınız.
Aileniz ve çocuklarınız başta olmak üzere bütün insanlarla iyi geçinmelisiniz.
İnsanların eksikleriyle meşgul olmak yerine evvelâ kendi kusurlarınızla meşgul olmalısınız. Onun için şöyle denilmiştir:
Sen kendi varlığından gafil olmadıkça
Hiçbir zaman muradına ulaşamazsın
Zâhir denizinden sahile çıkmadıkça
Ehl-i aşk nezdinde kâmil olamazsın
İnsanların en hayırlısı, kullar hakkında kötülük düşünmeden sabahlayan ve akşama kavuşandır. İnsanın en iyi dostu, ALLAH'a kullukta kendisine yardımcı olandır, kusurlarını ve kötülüklerini hatırlatandır.
Dinî ve dünyevî işler dışında halkın övmesi ve yermesine itibar etmemelisiniz.
Belâ ve musibetlere tahammül etmenin yollarını aramalısınız. Sabretmesini öğrenmelisiniz. Asıl sabır yokluk anında belli olur.
Beş vakit namazı terketmemelisiniz. Namazlarınızı cemaatle kılmalısınız. İnsan cemaatle namaz kılmak yerine tek başına namaz kılmayı tercih ediyorsa, bunun sebebi nefis letâifinin terbiye edilmeyişindendir.
Çok konuşmamalısınız. Çok konuşmak gıybet meydana getirebilir. Gıybet, başkasının arkasından konuşmak demektir. Bir insanın gıybet yaptığının bir özelliği de kıldığı namazlardan sonra tesbihat yapmayı terketmesidir.
Helâl lokma yemek letâiflerin çalışmasını sağlar. Kalbin nefse mağlup olduğu işlerin başında tuvalet âdâbına uymamak, düzgün abdest almamak, guslü usulünce yapmamak ve necâsetten korunmamak gelir.
Halkın eziyetlerine tahammül etmelisiniz. Tahammül etmek büyüklüktür. ALLAH-u Teâlâ Peygamberimiz'e (s.a.v) bile şöyle buyuruyor:
"Azim sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sen de sabret."271
Mal, mülk, aile ve evlât sevgisinde dengeli davranmalısınız. Bunların varlığı da yokluğu da imtihan vesilesidir.
Cömert olmalısınız. Fakir ve miskinlere şefkatle davranmalısınız.
Aileniz ve çocuklarınız başta olmak üzere bütün insanlarla iyi geçinmelisiniz.
İnsanların eksikleriyle meşgul olmak yerine evvelâ kendi kusurlarınızla meşgul olmalısınız. Onun için şöyle denilmiştir:
Sen kendi varlığından gafil olmadıkça
Hiçbir zaman muradına ulaşamazsın
Zâhir denizinden sahile çıkmadıkça
Ehl-i aşk nezdinde kâmil olamazsın
İnsanların en hayırlısı, kullar hakkında kötülük düşünmeden sabahlayan ve akşama kavuşandır. İnsanın en iyi dostu, ALLAH'a kullukta kendisine yardımcı olandır, kusurlarını ve kötülüklerini hatırlatandır.