nazLI
04-13-2009, 18:28
Kapı Çalar...
Sabahın erken saatlerinde.Açarsınız.Sütçünüzdür gelen.Sütçünün litreli inden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelli ine kavuşursunuz.Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır.İçinizden ''Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım'' diye geçirirsiniz
Kapı Çalar...
Gelen postacıdır.Kucagında büyükçe bir paket.Uzattıgı kagıda imza atarsınız.Daha önceden ısmarladıgınız kitaplara kavuşmanın sevincini yaşarsınız.Zaten tatilde oldu unuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız vardır.''Artık canım sıkılmayacak'' deyip keyiflenirsiniz.En çok merak ettiginizi alıp şezlonga uzanırsınız.
Kapı Çalar...
Kapıya koşarsınız.Yıllardır görmediginiz bir dost gelmiştir.Sevinirsiniz.Sohbetleriniz saatler boyu hatta bütün gün sürer.''Yaşamk ne güzel'' dersiniz içinizden.Hele böyle dostlar varken.
Kapı Çalar...
Dürbünden bakarsınız.Kimseyi göremezsiniz.Dönüp yeniden koltuga gömülürsünüz.Bir daha çalar.Bakarsınız,yine kimse yok.Tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız.Komşunuzun oglu,elindeki sopayla zile uzanmakta.Meger tuzları bitmiş.İçeriden tuz getirirken kendi kendinize söylenirsiniz''Elbette göremem,keratanın boyu bir metre''.Bu küçük hadise neşelendirir ortalıgı.
Kapı Çalar...
Düşüp bayılacak kadar şaşırırsınız.Askerdeki oglunuz haber vermeden izne çıkmıştır.''Oglum benim'' diye hasretle kucaklarken gözyaşlarınızı zaptedemezsiniz.Mutlulugunuz oglunuzun izni kadar uzar...Kapının her çalışında sanki mutluluga koşacaksınız.Huzur tüter gözlerinizden.Her sessizlikte kulaklarınız zil sesi arar...
VE KAPI ÇALAR...
O gün en büyük misafiriniz gelir.Adeta kapıyı kırmıştır.Alıp gider sizi,şaşırırsınız.''Niye haber vermedi?'' diye içinizden geçirirken,''Dogdu undan beri zile basmaktayım'' der.
Birşey söylemek istersiniz o an.Ama o andan sonra diliniz dönmez.
Ölüm sessiz sedasız gelivermiştir...
Sabahın erken saatlerinde.Açarsınız.Sütçünüzdür gelen.Sütçünün litreli inden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelli ine kavuşursunuz.Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır.İçinizden ''Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım'' diye geçirirsiniz
Kapı Çalar...
Gelen postacıdır.Kucagında büyükçe bir paket.Uzattıgı kagıda imza atarsınız.Daha önceden ısmarladıgınız kitaplara kavuşmanın sevincini yaşarsınız.Zaten tatilde oldu unuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız vardır.''Artık canım sıkılmayacak'' deyip keyiflenirsiniz.En çok merak ettiginizi alıp şezlonga uzanırsınız.
Kapı Çalar...
Kapıya koşarsınız.Yıllardır görmediginiz bir dost gelmiştir.Sevinirsiniz.Sohbetleriniz saatler boyu hatta bütün gün sürer.''Yaşamk ne güzel'' dersiniz içinizden.Hele böyle dostlar varken.
Kapı Çalar...
Dürbünden bakarsınız.Kimseyi göremezsiniz.Dönüp yeniden koltuga gömülürsünüz.Bir daha çalar.Bakarsınız,yine kimse yok.Tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız.Komşunuzun oglu,elindeki sopayla zile uzanmakta.Meger tuzları bitmiş.İçeriden tuz getirirken kendi kendinize söylenirsiniz''Elbette göremem,keratanın boyu bir metre''.Bu küçük hadise neşelendirir ortalıgı.
Kapı Çalar...
Düşüp bayılacak kadar şaşırırsınız.Askerdeki oglunuz haber vermeden izne çıkmıştır.''Oglum benim'' diye hasretle kucaklarken gözyaşlarınızı zaptedemezsiniz.Mutlulugunuz oglunuzun izni kadar uzar...Kapının her çalışında sanki mutluluga koşacaksınız.Huzur tüter gözlerinizden.Her sessizlikte kulaklarınız zil sesi arar...
VE KAPI ÇALAR...
O gün en büyük misafiriniz gelir.Adeta kapıyı kırmıştır.Alıp gider sizi,şaşırırsınız.''Niye haber vermedi?'' diye içinizden geçirirken,''Dogdu undan beri zile basmaktayım'' der.
Birşey söylemek istersiniz o an.Ama o andan sonra diliniz dönmez.
Ölüm sessiz sedasız gelivermiştir...