LeyaL
08-31-2009, 14:24
http://img2.blogcu.com/images/e/s/m/esmalale/kelebek__ten_armagan.jpg (http://img2.blogcu.com/images/e/s/m/esmalale/kelebek__ten_armagan.jpg)
L â L e nin içi kömür gibidir Ancak dıştan görünmez.
Dışı ise içinin tam tersine pasparlak,
canlı ve rûha sekînet verici bir görünüme sahiptir
Onun bu hâli tıpkı bağrı yanık bir dervişin mütebessim nûr hâleli yüzüne benzer.
Gerçek lâlelerin hepsinde renkli altı yaprak bulunur.
Bu ise îmanın altı nûrunun libâsına bürünen dervişin
îmân
ve ihsan potasında erimesi ve daha sonra bu nurun şualarıyla derinden
bir yanışa gark olmasının da bir simgesidir.
Bununla beraber Kur'ân-ı Kerîm'in
(aynı zamanda Fâtiha sûresinin)
altıncı âyeti de
"Bizi dosdoğru yola (Sırât-ı Müstakîm'e) ilet"
âyet-i kerimesidir. Bu âyet aynı zamanda bir duâ vasfı taşımaktadır...
Lâlenin renkli yapraklarının yukarıya doğru olması da
tıpkı bir dervişin duâ edişindeki edâyı andırır.
Zira derviş bu hâl ile sırât-ı müstakîm üzere olmayı murâd etmiş ve
ifrat-tefrit noktalarını törpüleyerek hakîkate,
yani istikâmete ermiştir.
Ve tıpkı lâlenin derûnundaki siyahlığı göstermemesi gibi
o da içinde yaşadığı yanış halini gizlemiş ve
kendine her nazar edene o güzel rengini sunarak
ona ferahlık vermiştir.
Nitekim lâlenin en revaç bulduğu dönemlerden biri olan Osmanlılar zamanında ona,
"ferâhâver (ferahlık veren)" denmiştir
işte bu vasıflarla vasıflanan derviş de tıpkı lâlenin
bu adını alarak etrafına letâfet ve zerâfet saçmış,
gönüllere âb-ı hayat sunmuştur.
Hülâsa; lâlenin eğlâl oluşu,
Lâlenin hakîkat deryasına dalış hâlidir.
Leyl; gece demektir Gece sevda demektir
"Sevda"nın asıl manası "siyah"tır
Gece kıymet bilene "kara sevda"nın
yaşandığı ânlardır.
Eğer sen geceyi kopkoyu bir boşluk olmaktan çıkarmak istersen,
gönüldeki yârları ve ağyârları yok etmelisin!
işte o zaman her yer sana âyân olur
Sanırsın ki gece bitmiş de gündüz oluvermiştir.
Böylece fânî muhabbetler silinerek kalb sevdânın deryâsının derinliklerinde yolculuğa çıkmıştır.
Burada bahsedilen "Leylâ" temsîlî olup,
asılkasdedilen "Mevlâ"dır
Her yerin âyân oluşuyla kalb kâinâtın esrârını okuyucu ve alıcı bir hâle gelir.
Ve Cebrâil'in "Oku" emrini müteâkiben örtüsüne bürünen ürkek yürek,
artık serpilip açılır ve her yanda Leylâ'yı "M e v L â" görür hâle gelir.
L â L e nin içi kömür gibidir Ancak dıştan görünmez.
Dışı ise içinin tam tersine pasparlak,
canlı ve rûha sekînet verici bir görünüme sahiptir
Onun bu hâli tıpkı bağrı yanık bir dervişin mütebessim nûr hâleli yüzüne benzer.
Gerçek lâlelerin hepsinde renkli altı yaprak bulunur.
Bu ise îmanın altı nûrunun libâsına bürünen dervişin
îmân
ve ihsan potasında erimesi ve daha sonra bu nurun şualarıyla derinden
bir yanışa gark olmasının da bir simgesidir.
Bununla beraber Kur'ân-ı Kerîm'in
(aynı zamanda Fâtiha sûresinin)
altıncı âyeti de
"Bizi dosdoğru yola (Sırât-ı Müstakîm'e) ilet"
âyet-i kerimesidir. Bu âyet aynı zamanda bir duâ vasfı taşımaktadır...
Lâlenin renkli yapraklarının yukarıya doğru olması da
tıpkı bir dervişin duâ edişindeki edâyı andırır.
Zira derviş bu hâl ile sırât-ı müstakîm üzere olmayı murâd etmiş ve
ifrat-tefrit noktalarını törpüleyerek hakîkate,
yani istikâmete ermiştir.
Ve tıpkı lâlenin derûnundaki siyahlığı göstermemesi gibi
o da içinde yaşadığı yanış halini gizlemiş ve
kendine her nazar edene o güzel rengini sunarak
ona ferahlık vermiştir.
Nitekim lâlenin en revaç bulduğu dönemlerden biri olan Osmanlılar zamanında ona,
"ferâhâver (ferahlık veren)" denmiştir
işte bu vasıflarla vasıflanan derviş de tıpkı lâlenin
bu adını alarak etrafına letâfet ve zerâfet saçmış,
gönüllere âb-ı hayat sunmuştur.
Hülâsa; lâlenin eğlâl oluşu,
Lâlenin hakîkat deryasına dalış hâlidir.
Leyl; gece demektir Gece sevda demektir
"Sevda"nın asıl manası "siyah"tır
Gece kıymet bilene "kara sevda"nın
yaşandığı ânlardır.
Eğer sen geceyi kopkoyu bir boşluk olmaktan çıkarmak istersen,
gönüldeki yârları ve ağyârları yok etmelisin!
işte o zaman her yer sana âyân olur
Sanırsın ki gece bitmiş de gündüz oluvermiştir.
Böylece fânî muhabbetler silinerek kalb sevdânın deryâsının derinliklerinde yolculuğa çıkmıştır.
Burada bahsedilen "Leylâ" temsîlî olup,
asılkasdedilen "Mevlâ"dır
Her yerin âyân oluşuyla kalb kâinâtın esrârını okuyucu ve alıcı bir hâle gelir.
Ve Cebrâil'in "Oku" emrini müteâkiben örtüsüne bürünen ürkek yürek,
artık serpilip açılır ve her yanda Leylâ'yı "M e v L â" görür hâle gelir.