M.Atilla
08-31-2010, 11:35
Türkiye, 12 Eylül'de tarihî bir referanduma gidiyor. Demokrasi ve ülkenin geleceği açısından hayati öneme sahip bu halkoylaması için siyasi partiler propaganda çalışmalarını yürütüyor.
Meydanlarda hararetli 'evet' ve 'hayır' tartışmaları yaşanıyor. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, sanatçılar, yazarlar, iş dünyasının temsilcileri referanduma dair görüşlerini ve oylarının rengini açıkladı. 12 Eylül'de son sözü millet söyleyecek. Ortaya çıkacak sonuç, halkın hemen her kesimini yakından ilgilendiriyor. Meydanların hararetine rağmen, propaganda çalışmaları karşılıklı atışmalar ve ilgisiz konular üzerinden yürütülüyor.
Oylanacak paketin maddeleri; 'evet' çıkması halinde nelerin değişeceği, 'hayır'ın ne anlama geldiği açıkça ifade dilemiyor. Oysa referandum, siyaset ve partiler üstü bir anlam taşıyor. Sonuçta kazanan ya da kaybeden demokrasi, ekonomik hayat ve özgürlükler olacak. Elinizdeki 'Referandum 2010' eki, anayasa değişikliği paketinin toplum hayatına getireceği yenilikleri örnekleriyle anlatıyor. İşte referandumda oylayacağınız anayasa değişikliği paketinin içeriği...
Memura toplu sözleşme hakkı
MADDE 5: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 51'inci maddesinin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 6: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 53'üncü maddesinin kenar başlığı "A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" olarak değiştirilmiş, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. "Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvurabilir.
MADDE 7: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 54'üncü maddesinin üçüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
Değişiklik kabul edilirse memurlar ilk defa toplu sözleşme hakkına kavuşacak. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde, taraflar Kamu Görevlileri Kurulu'na başvurabilecek. Kurul kararları, kesin ve toplu sözleşme hükmünde olacak. Toplu sözleşme emeklilere de yansıtılacak. Böylece emeklilerin maaş artışı belli bir periyoda bağlanacak. Emekli maaşlarındaki dengesizlik giderilecek.
ÖRNEK OLAY - Memurlar yüzde 17 fazla zam alacaktı
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, değişiklik kabul edilirse memurun bundan kazançlı çıkacağını söylüyor. Gündoğdu'ya göre: "2001 yılında 4688 sayılı yasa çıktı. O tarihten beri hükümetlerle uzlaştığımızda, toplu görüşme masasında attığımız imzalar Bakanlar Kurulu'nun onayına tabi tutuluyor. Bu kararı, Bakanlar Kurulu genelde onaylamıyor. Bakanlar Kurulu'yla uzlaşamadığımızda yasa gereği Uzlaştırma Kurulu'na başvuruyoruz. Uzlaştırma Kurulu tarafından verilen kararlar yine hükümet tarafından birçok kez onaylanmadı, askıda kalan kararlar oldu. Uzlaştırma Kurulu'nun verdiği kararlar geçerli olsaydı, şu an memurlar yüzde 17 daha fazla zam almış, onlarca sosyal sorun çözülmüş olacaktı.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Madde 3: İşadamlarının yurtdışına çıkışına kolaylık
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 23'üncü maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Vatandaşın yurtdışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir."
Özellikle işadamlarının muzdarip olduğu bir soruna çözüm getiriliyor. Ceza soruşturması ve kovuşturması geçirenlere yurtdışı yasağı getiriliyordu. Az miktarda vergi borcu olan bir işadamı bu sınırlama yüzünden yurtdışına çıkamıyordu. Artık hâkim kararı olmadığı durumlarda yurtdışına çıkılabilecek.
ÖRNEK OLAY - Gazanfer Özcan 5 yıl yurtdışına çıkamamıştı
Ünlü tiyatro oyuncusu Gazanfer Özcan, eşi Gönül Ülkü'nün hastane masrafları nedeniyle borçlanmış; vergilerini ödeyemediği için 5 yıl önce kendisine yurtdışına çıkma yasağı getirilmişti. Özcan, yurtdışında yaşayan çocuğunu çok ziyaret etmek istediği halde bunu gerçekleştiremeden aramızdan ayrılmıştı. Eşi Gönül Ülkü ise 500 bin lirayı bulan vergi borcunu ödemek için evini satmıştı.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Madde 1: Engellinin önündeki engeller kalkıyor
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10'uncu maddesinin ikinci fıkrasına "Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." cümlesi ve maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir: "Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz."Yapılan değişiklikle özürlüler için alınacak iyileştirici tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı kanun teminatı altına alınıyor.
MADDE 11: YAŞ mağdurları hakkını arayacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125'inci maddesinin ikinci fıkrasına "Ancak, Yüksek Askerî Şûra'nın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır." şeklindeki cümle eklenmiş ve dördüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: "Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz."
Daha önce YAŞ kararlarıyla ordudan atıldığı halde yargıda hakkını arama yoluna gidemeyen mağdurlar artık mahkemelere başvurabilecek. Meslekten men edilen isimler geri dönüş için dava açabilecek.
Madde 17: Türkiye'nin AİHM'si Anayasa Mahkemesi olacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 148'inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin sonuna "ve bireysel başvuruları karara bağlar" ibaresi, üçüncü fıkrasındaki "Cumhurbaşkanını," sözcüğünden sonra gelmek üzere "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını" ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrası "Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurul'un yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir." şeklinde değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere "Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma genel komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanırlar." şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir. "Herkes, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını sağlayan madde ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapmadan önce kişilerin sorunlarını yurtiçinde çözmelerinin yolu açılıyor. Danıştay, Yargıtay, Askerî Yargıtay, Askerî İdare Mahkemeleri'nde hakkını alamadığını düşünen ve iç hukuk yollarını tüketen vatandaşlar Anayasa Mahkemesi'nde haklarını arayabilecek.
MADDE 22: HSYK mağdurları artık yargıya gidebilecek
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 159'uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 159 – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır...... Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz."
Anayasa'da yapılan değişiklik, HSYK'nın aldığı ilişik kesme kararlarıyla ilgili olarak yargı mercilerine başvurma hakkı getiriyor. Bu değişiklikle birlikte re'sen emekli edilen hâkim ve savcılar, kendileri ile ilgili olarak verilen kararları mahkemelere taşıyıp, haklarını arayabilecek.
MADDE 24: Darbeciler yargılanabilecek
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın geçici 15'inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici 15. madde, 1980 darbesinin ardından kurulan Milli Güvenlik Konseyi'nin, 1983'te demokratik hayata geçene kadar görev yapan hükümet üyelerini ve Danışma Meclisi mensuplarını aldıkları karar ve tasarruflarından dolayı yargılanmaktan muaf tutuyordu.
Maddede "2356 sayılı yasa ile kurulmuş olan Milli Güvenlik Konseyi, işlemlerinden, eylemlerinden dolayı yargılanamaz" ifadeleri bulunuyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 1987 yılında "işkenceden, işkenceciler kadar devletin de sorumlu olduğu" kararını vermiş ancak bu maddeden ötürü Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi üyeleri yargılanamamıştı.
Madde 8: Ombudsman hakkımıza sahip çıkacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 74'üncü maddesinin kenar başlığı "VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı" şeklinde değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir: "Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. Kamu Başdenetçisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir."
Paket çıkarsa, vatandaşlar artık idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetlerinden dolayı ombudsmana başvuracak. Ombudsmanlık yetkilileri, konuyu her yönüyle araştıracak ve hazırladığı raporu ilgili bakanlığa sunacak. Eğer ortada müşteki olan vatandaşı haklı kılan sebepler somut bir hal alırsa bizzat hükümete tavsiye kararı sunacak. "Burada vatandaşın aleyhinde şöyle bir haksızlığa rastlanılmıştır. Bu haksızlıkların giderilmesini ombudsmanlık olarak uygun görmekteyiz." denilecek. Bakanlık ise derhal harekete geçip raporlar doğrultusunda vatandaşın hakkını iade edecek.
MADDE 9: Parti kapatılsa da milletvekilliği düşmeyecek
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 84. maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu düzenlemeye göre, partiler kapatılsa bile partiyi Meclis çatısı altında temsil eden isimlerin milletvekilliği düşmeyecek. Halkın verdiği yetkiyi ancak halk alabilecek. Daha önceki uygulama, "Milletvekilliğinin düşmesini" düzenleyen Anayasa'nın 84. maddesinde şu şekilde yer alıyordu: "Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesi'nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmi Gazete'de gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurul'a bilgi sunar."
MADDE 2: Fişleme tarihe karışacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 20'nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir: "Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir."
Yapılan düzenlemeyle bundan sonra kişisel ya da inanca dönük fişleme faaliyeti 'anayasa suçu' sayılacak. Herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olacak. Bu hak, kişinin kendisi ile ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsayacak.
http://www.omerekinci.com/wp-content/uploads/2010/07/headerref.jpg
http://www.vedatugur.net/wp-content/uploads/2010/08/referandum.jpg
Meydanlarda hararetli 'evet' ve 'hayır' tartışmaları yaşanıyor. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, sanatçılar, yazarlar, iş dünyasının temsilcileri referanduma dair görüşlerini ve oylarının rengini açıkladı. 12 Eylül'de son sözü millet söyleyecek. Ortaya çıkacak sonuç, halkın hemen her kesimini yakından ilgilendiriyor. Meydanların hararetine rağmen, propaganda çalışmaları karşılıklı atışmalar ve ilgisiz konular üzerinden yürütülüyor.
Oylanacak paketin maddeleri; 'evet' çıkması halinde nelerin değişeceği, 'hayır'ın ne anlama geldiği açıkça ifade dilemiyor. Oysa referandum, siyaset ve partiler üstü bir anlam taşıyor. Sonuçta kazanan ya da kaybeden demokrasi, ekonomik hayat ve özgürlükler olacak. Elinizdeki 'Referandum 2010' eki, anayasa değişikliği paketinin toplum hayatına getireceği yenilikleri örnekleriyle anlatıyor. İşte referandumda oylayacağınız anayasa değişikliği paketinin içeriği...
Memura toplu sözleşme hakkı
MADDE 5: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 51'inci maddesinin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 6: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 53'üncü maddesinin kenar başlığı "A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" olarak değiştirilmiş, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. "Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvurabilir.
MADDE 7: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 54'üncü maddesinin üçüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
Değişiklik kabul edilirse memurlar ilk defa toplu sözleşme hakkına kavuşacak. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde, taraflar Kamu Görevlileri Kurulu'na başvurabilecek. Kurul kararları, kesin ve toplu sözleşme hükmünde olacak. Toplu sözleşme emeklilere de yansıtılacak. Böylece emeklilerin maaş artışı belli bir periyoda bağlanacak. Emekli maaşlarındaki dengesizlik giderilecek.
ÖRNEK OLAY - Memurlar yüzde 17 fazla zam alacaktı
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, değişiklik kabul edilirse memurun bundan kazançlı çıkacağını söylüyor. Gündoğdu'ya göre: "2001 yılında 4688 sayılı yasa çıktı. O tarihten beri hükümetlerle uzlaştığımızda, toplu görüşme masasında attığımız imzalar Bakanlar Kurulu'nun onayına tabi tutuluyor. Bu kararı, Bakanlar Kurulu genelde onaylamıyor. Bakanlar Kurulu'yla uzlaşamadığımızda yasa gereği Uzlaştırma Kurulu'na başvuruyoruz. Uzlaştırma Kurulu tarafından verilen kararlar yine hükümet tarafından birçok kez onaylanmadı, askıda kalan kararlar oldu. Uzlaştırma Kurulu'nun verdiği kararlar geçerli olsaydı, şu an memurlar yüzde 17 daha fazla zam almış, onlarca sosyal sorun çözülmüş olacaktı.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Madde 3: İşadamlarının yurtdışına çıkışına kolaylık
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 23'üncü maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Vatandaşın yurtdışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir."
Özellikle işadamlarının muzdarip olduğu bir soruna çözüm getiriliyor. Ceza soruşturması ve kovuşturması geçirenlere yurtdışı yasağı getiriliyordu. Az miktarda vergi borcu olan bir işadamı bu sınırlama yüzünden yurtdışına çıkamıyordu. Artık hâkim kararı olmadığı durumlarda yurtdışına çıkılabilecek.
ÖRNEK OLAY - Gazanfer Özcan 5 yıl yurtdışına çıkamamıştı
Ünlü tiyatro oyuncusu Gazanfer Özcan, eşi Gönül Ülkü'nün hastane masrafları nedeniyle borçlanmış; vergilerini ödeyemediği için 5 yıl önce kendisine yurtdışına çıkma yasağı getirilmişti. Özcan, yurtdışında yaşayan çocuğunu çok ziyaret etmek istediği halde bunu gerçekleştiremeden aramızdan ayrılmıştı. Eşi Gönül Ülkü ise 500 bin lirayı bulan vergi borcunu ödemek için evini satmıştı.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Madde 1: Engellinin önündeki engeller kalkıyor
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10'uncu maddesinin ikinci fıkrasına "Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." cümlesi ve maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir: "Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz."Yapılan değişiklikle özürlüler için alınacak iyileştirici tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı kanun teminatı altına alınıyor.
MADDE 11: YAŞ mağdurları hakkını arayacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125'inci maddesinin ikinci fıkrasına "Ancak, Yüksek Askerî Şûra'nın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır." şeklindeki cümle eklenmiş ve dördüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: "Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz."
Daha önce YAŞ kararlarıyla ordudan atıldığı halde yargıda hakkını arama yoluna gidemeyen mağdurlar artık mahkemelere başvurabilecek. Meslekten men edilen isimler geri dönüş için dava açabilecek.
Madde 17: Türkiye'nin AİHM'si Anayasa Mahkemesi olacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 148'inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin sonuna "ve bireysel başvuruları karara bağlar" ibaresi, üçüncü fıkrasındaki "Cumhurbaşkanını," sözcüğünden sonra gelmek üzere "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını" ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrası "Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurul'un yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir." şeklinde değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere "Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma genel komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanırlar." şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir. "Herkes, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını sağlayan madde ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapmadan önce kişilerin sorunlarını yurtiçinde çözmelerinin yolu açılıyor. Danıştay, Yargıtay, Askerî Yargıtay, Askerî İdare Mahkemeleri'nde hakkını alamadığını düşünen ve iç hukuk yollarını tüketen vatandaşlar Anayasa Mahkemesi'nde haklarını arayabilecek.
MADDE 22: HSYK mağdurları artık yargıya gidebilecek
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 159'uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 159 – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır...... Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz."
Anayasa'da yapılan değişiklik, HSYK'nın aldığı ilişik kesme kararlarıyla ilgili olarak yargı mercilerine başvurma hakkı getiriyor. Bu değişiklikle birlikte re'sen emekli edilen hâkim ve savcılar, kendileri ile ilgili olarak verilen kararları mahkemelere taşıyıp, haklarını arayabilecek.
MADDE 24: Darbeciler yargılanabilecek
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın geçici 15'inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici 15. madde, 1980 darbesinin ardından kurulan Milli Güvenlik Konseyi'nin, 1983'te demokratik hayata geçene kadar görev yapan hükümet üyelerini ve Danışma Meclisi mensuplarını aldıkları karar ve tasarruflarından dolayı yargılanmaktan muaf tutuyordu.
Maddede "2356 sayılı yasa ile kurulmuş olan Milli Güvenlik Konseyi, işlemlerinden, eylemlerinden dolayı yargılanamaz" ifadeleri bulunuyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 1987 yılında "işkenceden, işkenceciler kadar devletin de sorumlu olduğu" kararını vermiş ancak bu maddeden ötürü Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi üyeleri yargılanamamıştı.
Madde 8: Ombudsman hakkımıza sahip çıkacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 74'üncü maddesinin kenar başlığı "VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı" şeklinde değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir: "Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. Kamu Başdenetçisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir."
Paket çıkarsa, vatandaşlar artık idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetlerinden dolayı ombudsmana başvuracak. Ombudsmanlık yetkilileri, konuyu her yönüyle araştıracak ve hazırladığı raporu ilgili bakanlığa sunacak. Eğer ortada müşteki olan vatandaşı haklı kılan sebepler somut bir hal alırsa bizzat hükümete tavsiye kararı sunacak. "Burada vatandaşın aleyhinde şöyle bir haksızlığa rastlanılmıştır. Bu haksızlıkların giderilmesini ombudsmanlık olarak uygun görmekteyiz." denilecek. Bakanlık ise derhal harekete geçip raporlar doğrultusunda vatandaşın hakkını iade edecek.
MADDE 9: Parti kapatılsa da milletvekilliği düşmeyecek
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 84. maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu düzenlemeye göre, partiler kapatılsa bile partiyi Meclis çatısı altında temsil eden isimlerin milletvekilliği düşmeyecek. Halkın verdiği yetkiyi ancak halk alabilecek. Daha önceki uygulama, "Milletvekilliğinin düşmesini" düzenleyen Anayasa'nın 84. maddesinde şu şekilde yer alıyordu: "Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesi'nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmi Gazete'de gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurul'a bilgi sunar."
MADDE 2: Fişleme tarihe karışacak
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 20'nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir: "Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir."
Yapılan düzenlemeyle bundan sonra kişisel ya da inanca dönük fişleme faaliyeti 'anayasa suçu' sayılacak. Herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olacak. Bu hak, kişinin kendisi ile ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsayacak.
http://www.omerekinci.com/wp-content/uploads/2010/07/headerref.jpg
http://www.vedatugur.net/wp-content/uploads/2010/08/referandum.jpg