fatih kısaparmak balon baskılı balon SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye ) - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : SON VURUŞ ( Gerçek hayattan ogame uyarlanan bir hikaye )


Ngereklinsan
07-14-2007, 16:45
1.Bölüm

Güneşin yine o sıcacık yüzünü gösterdiği uzun günler başlamıştı..Mekkenin doğusunda bulunan bu küçük kasabada yaşayanlar yaz mevsiminin bu sıcak günlerine alışıktılar zaten..Bu kasaba 1200 nüfuslu ve nüfusunun yarısından çoğu 50 yaşının üstünde insanlardan oluşuyordu..Genel olarak hayatlarını hayvancılık yaparak kazanıyorlardı..Ancak kazandıkları ancak kendi ailelerinin geçimine yetiyordu..Hayattan fazla bir beklentileri yoktu..Bulundukları bölge Suudi Arabistanın en fazla hava sıcaklığının yaşandığı yer olduğu için hemen hemen dışarıdan kimse buraya gelmezdi..Burada yaşayanlar yetiştirdikleri büyük baş hayvanları Mekke de satarak hayatlarını kazanıyorlardı..Ancak Mekke bu kasabaya yaklaşık 130km uzaklıkta olduğu için toplu olarak 3 ayda bir gidebiliyorlardı..Çünkü çölde avlanan çöl korsanları ve değişen iklim şartlarından dolayı toplu olarak hareket ediyorlardı..Kasabada herhangi bir sağlık kuruluşu- okul- bir devlet görevlisi hatta asker veya polis bile bulunmuyordu..bu kasaba Suudi arabistandaki bir çok kasaba gibi kendi haline terkedilmişti..Bu kasabanın en dikkat ceken özelliklerinden biri kasabada yasayanların bir şekilde hepsinin akraba olmasıydı ve başka bölgelerden hiç kimse bulunmamasıydı..15 yıl önce kasabaya gelen Suudi Arabistan bakanlarından Ahmed Huklevi bölgedeki genc nüfusu Mekke Medine gibi büyük kentlere götürüp iş olanakları sunmuştu ama büyük kentlere giden gençlerden bir daha hiçbir şekilde haber alınamayışı kasbada yaşayanları tedirgin etsede bu durumu açıklayacak birilerini bulamadıkları için giden gençleri unutmuşlardı..Taaki gecen yıl Mekke ye giden kasabalılardan birinin bir kağıda yazıp Mekke meydanında konusma yapan Suudi Arabistan yetkililerinden birine vermesiyle değişmişti..Bu yetkili Suudi Arabistan özel kuvvet komutanlarından Mahmud El Trap tı..Komutan bu mesajı aldıktan sonra Suudi Arabistan devletinin tarihindeki en büyük olaylardan birini çözmek için tam yetkiyle donatılmıştı..Kimsenin uğramadığı hatta adını bile bilmedikleri bu kasaba Suudi Arabistan başta olmak üzere Irak İran Suriye Kuveyt Mısır Türkiye Amerika İsrail Rusya başta olmak üzere birçok devletin dikkatini bu kasabaya çevirmişti.Komutan Mahmud özel birlik ekipleriyle beraber kasabada yaşayan herkesi sorguya çekmişti..dönemin bakanlarından Ahmed Huklevinin nezaman geldiği neler söylediği ne tür vaatler verdiği götürdüğü gençleri nereye götürdüğüne dair her ayrıntıyı araştırıyorlardı...Komutanın aklında ki ilk fikir götürülen gençlerin Avrupa ya ucuz işçi olarak kaçırıldığından yanaydı&bu fikir daha akılcı geliyordu açıkcası ona aklında organ mafyasının ismide geçiyordu ama düşük bir ihtimaldi onun için sadece tek sefer için bu kadar yol gelinip gençler alınmazdı daha kötü şartlarda yaşayan Afrika bölgesinde üç kuruş için organlarını satan binlerce insan vardı&ne olursa olsun bu gençlerden enazından 1 tanesini bulması lazımdı..

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:46
2.Bölüm

Araştırmalarının sonucunu Suudi Arabistan Kralına iletmek için dosyalarını koltuğunun altına sıkıştırmış birşekilde koşar adım merdivenlerden çıktı komutan ahmed&Kral Odasında bazı üst düzey askeri yöneticilerle Komutan Mahmudu bekliyordu..
-Sizi dinliyoruz komutan&Şu raporlarda nevar çok merak ettik doğrusu&
-Kralım edindigimiz bilgilere göre dönemin tarım bakanı Ahmed Huklevi bölgeye yaptığı ziyaretten sonra kasaba başkanı ile aralarında yarım saat süren bir toplantı sonunda kasabadaki gençleri iş vermek vaadiyle Mekke ve Medineye götüreceğini buradanda başarılı olanları yurt dışındaki temsilciliklere görevli olarak göndermeyi planladığını kasaba başkanına iletmiş&.
-Hangi temsilciliklerden bahsediyorsun Komutan Mahmud&.Kral sinirli bir şekilde sordu..
-Efendim bakanın söylediğine göre Suudi Arabistan büyük elçilikleri ve bazı ülkelerde bulunan temsilciliklerimize gönderilecekmiş..burada üst düzey görevler tabiî ki almıyacaklardı..elçilik ve temsilciliklerde bağ bahçe işleri getir götür işleri şöförlük korumalık gibi işlerde çalıştırılacaklardı&ancak götürülen gençlerden hiç birtanesi geçen 15 yıllık sürede aileleriyle bağlantı kurmadıkları gibi kendilerinden bir daha haber alınamamış..bu gençlerin nerde olduğunu araştırıyoruz&Eğer birini bulabilirsek Bakan Ahmed Huklevinin bu gençleri neden kaçırdığını bulabiliriz&
-Kaçırdığını nerden biliyorsun&daha soruşturma bitmedi bile&
-Elde ettiğimiz bilgilere göre kaçırıldıkları kesin&yoksa neden 200 gençten bir tanesi bile ailelerine ulaşmıyor veya kimse bir yerde bu gençlere rastlamıyor&Bakan Ahmedin ogünkü yardımcılarını sorguya aldım ama pek bir şey çıkmadı..onlarda böyle bir olaydan haberleri olmadığını söylüyorlar..15 yıl önce bölgeye giden devlet görevlilerinden hayatta kalanların böyle bir görüşmeden bile haberleri yok veya varda bizden saklıyorlar..
-Komutan insanları yargılamadan suçlamayı bırakın..elinizdekine göre konusun&
-Elimdekiler belli Eski Tarım Bakanı Ahmed Huklevi insan kaçakçısıdır&ve suanda Türkiyede bulunmaktadır&Sizden bu kaçakçıyı yakalayıp ülkemiz adaletine teslim etmek için uluslar arası arama izni istiyorum&.
-2 haftan var komutan bu süre içinde bulamasan sende ülkene geri dönme&

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:47
3.Bölüm
Yer:Türkiye Şehir:İzmir

Günün ilk ısıklarıyla beraber yoğun çalışma temposu içine girmişti Subay Ramazan&Tim arkadaşlarıyla beraber Ege denizinin 39 kilometre açığında dalış eğitimine gittiler&Zoodiyak botlarıyla beraber 8 kişilik tim her gün yaptıkları olağan dalışlarını gerçekleştirecekti&Dalıştan sonra Çıkarma tatbikatı için Türk donanmasına ait Sırdaş adlı gemiye operasyon düzenliyeceklerdi&Sad komandoları eğitimde bile yakalşık ağırlığı 40kg olan techizatlarını giymek zorundalardı..nekadar sıkıcıda olsa bu techizatlar olası savaşlarda hayatlarını kurtarabilirdi&dalış bölgesine gelmişlerdi birer birer suya daldılar botta sadece Subay Erdal kalmıştı&.Hava oldukça acıktı bundan dolayı yakındaki kayalıklara carpan dalgalrın sesini duyabiliyordu&yasak olmasına rağmen beklerken bir sigara yaktı başındaki bereyi çıkararak kısa olan saçlarını deniz suyuyla taradı&kayalıkların bulundugu bölgeden gelen motor sesiyle bütün dikkatini oraya çevirdi&az sonra kayalıkların arkasından 15 metre uzunlugunda mayın tarama gemisine benzeyen ama daha önce hiç görmediği bir gemi gördü..gemide 4 asker bulunuyordu ve bunlar yunan askeriydi..karşılıklı birbirlerine baktılar..Subay Erdal şaşkınlıktan sigarasını ağzından çıkarmamış beresini takmamıştı&bu şekilde başka bir ülke askerine görünmesi ordudan atılmasına sebeb olabilirdi&kayalıkların arkasından çıkan gemi yavaş yavaş uzaklaştı&Kulakları sağır eden bir sesle başını yukarı kaldırdı 2 tane F5 Yunan savas uçağı 20 metre üzerinden geçti hemen arkalarında Türk F5 Savaş uçakları göründü&Yine it dalaşı yapıyorlar diye sinirlendi&ancak uçakların oldukça alçaktan uçmasından dolayı 1 tonun üstünde ağırlığı bulunan ve battığı daha görülmemiş Zoodiyak bot ters dalgaya kapılarak bir anda ters döndü..Vinç yardımıyla suya indirebilen bu bot Subay Erdalın başına çarparak baygınlık geçirmesine neden oldu..dalış yapan tim den yukarı çıkan 3 kişilik grup botun devrildiğini ve subay erdalın baygın bir vaziyette denizin derinliklerine doğru süzüldüğünü gördüler..hızla o bölgeye doğru yüzdüler aşağıda bulunan 4 kişilil grup olayları fark etti ve onlarda hızla yukarı doğru çıkarak Zoodiyak botun yanında beklemeye başladılar..Botu yeniden çevirmeleri imkansızdı arkadaşlarının gelmelerini beliyorlardı..kısa süre sonra 3 kişilik grup subay Erdalla beraber suyun üstüne çıkmayı başardılar&geri dönmeleri için 39 kilometrelik denizi yüzmek zorundalardı bu onlar için sorun değildi ama arkadaslarından birinin baygın olması ve hayati tehlikesi olduğu için oldukça zor olacaktı geri dönmeleri&Subay Rıdvan arkadaslarına dönerek&
-Ben önden gideyim muhakkak Kıyı yakınlarında balıkçı teknelerine rastlıyacagım ordan telsizle yardım isteyebilirim&
-Haklısın Rıdvan Sen git..bizde yavas yavas gelmeye çalışırız yalnız 2 kişi burada kalmak zorunda botu burada bırakıp gidemeyiz&
-Tamam Hüseyin ile ben kalırım siz gidin..teklis subay ramazandan gelmişti&
-Hadi vakit kaybetmeyelim&
Subay Rıdvan hızlı birşekilde yüzmeye başladı diğer arkadaşları yaralı arkadaşlarını alarak nöbetleşe yüzmeye başladılar..Botun yanında kalan Subay Ramazan ile Subay Hüseyin botta bulunan telsiz sistemini onarmaya calışıyorlardı&
-Çok hasar görmüş kesinlikle çalışmaz&
-Lanet olası bot milyonlarca dolar para verip alıyoruz o bizim canımızı almaya calışıyor..
-Sinirlenme neden devrildi bu bot bende anlamadım&hey suraya bak&
-Ne var orda&
Kayalıkların bulunduğu bölgeden ufuktan bir geminin yaklaştığını gördüler..ufacık görünen gemi yaklaştıkça kocaman bir demir yığını gibi kayalıkların arkasından geçmeye başladı..geminin güvertesi asker doluydu&Yunan savaş gemisi kayalıklardan geçişini tamamladıktan sonra 400 metre kadar sonra yardım botlarından birtanesini suya indirdi&içinde 3 kişi bulunan bot subayların yanına gelmişti&İçlerinde İngilizce bilen bir asker&
(Bu kısımı ben Türkçe yazıyorum)
-Geçmiş olsun buyurun gelin misafirimiz olun&
-Teşekkürler ama buradan ayrılamayız&
-Merak etmeyin bizde demir attık zaten sizin geminiz gelene kadar bizim gemimizde misafir olursunuz&botuda bizim gemiye doğrıu çekip bağlarız batma ihtimali var çünkü&
-Haklısınız gidelim ozaman&
Beraberce bota bindiler Yunan savaş gemisinin güvertesinde onları Geminin komutanı Amiral Yoxın karsıladı&.
-Hoşgeldiniz arkadaşlar geçmiş olsun&
-Saolun ama şuanda bizim karasularımızda bulunuyorsunuz amiral 200metre içeri girdiniz sizden ricam gemiyi kendi tarafınıza çekmeniz..
-Tabiki&.
Arkasını dönerek yanındaki subaya bir şeyler söyledikten sonra &
-Botu bağlıyalımda batmasın&buyurun kamarama geçelim &.

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:49
4.Bölüm
Yer:Türkiye Şehir:Ankara

Genel Kurmay başkanlığı koridorlarında koşuşturmacalar başlamıştı&emir erleri üstlerine gelen haberleri iletmek için var güçleriyle çalışıyorlardı&
-Bu nasıl olur o botlara milyonlarca dolar para verdik&Deniz kuvvetleri komutanı oldukça sinirli bir şekilde yanındakilere çıkıştı&
-Bizde anlamadık efendim her şey biranda olup bitmiş&Şuan da 2 Askerimiz yunan savaş gemisinde bulunuyor..Botta gemiye bağlı birşekilde orada&Bölgedeki güvenliği sağladık efendim..o konuda içiniz rahat olsun..Yunan Amiral askerlerimize iyi davranmış yardım etmiştir..
-Teşekkürlerimi iletin amirala..o askerleri buraya getirin..
-Emredersiniz efendim&
Hızla odadan dışarı çıktı Albay Okan..yanına aldığı 6 kişilik birlikle helikopterine binerek Olay bölgesine hareket etti& Aklında Zodyakın nasıl battığı vardı&
-Bu olay prestijimizi etkiler bence&
-Öyle bir şey olacağını zannetmiyorum..Albay Murat oldukça emin bir şekilde cevap vermişti.
-Bu kadar emin nasıl konuşursunki&Batmaz denilen botlarımız batıyor..askerlerimiz Yunanistan gemisi tarafından kurtarılıyor&bu prestij kaybı değilde nedirki&
-Peki aynı durumu onlar yaşasaydı biz onlara yardım etmezmiydik&
-Tabiki ederdik..
-Ozaman ortada prestij kaybı yok karşılıklı yardımlaşma var..hem insan hayatı kurtarmanın prestiji olmaz&
Albay Murat oldukça soğukkanlıydı..bugün aldığı bir haber onu biraz heyecanlandırmıştı&bunu gözlerinden okumak mümkündü&Suudi Arabistandan misafirleri gelecekti ve bir dosya hakkında araştırma yapacaklardı beraberce&Araştırma dosyası eline gelmediği için neyi araştıracaklarını merak ediyordu ama içinden keşke Ankara dışına çıkmadan işi hallederiz diye geçiriyordu..Evli ve 3 çocuk babasıydı..Orduya babasının isteği üzerine katılmış girdiği sınavlardan başarıyla çıkarak bir sürü madalya sahibi bir albaydı bir aksilik olmasa 7 sene sonra orgeneral olacaktı..
Albay Okan ise meslektaşına oranla daha hızlı yaşayan olaylara direk cepheden bakan irdeleme yapmayan bir yapıya sahipti..bu özellikleri belki bir asker için iyi görünmesede onun silah teknikleri konusundaki bilgisi ve çalışmaları Türk Silahlı Kuvvetleri için çok önemliydi&evli değildi beklide evlenmeye vakit bulamamıştı..Albay Murat ile çok sıkı dostlukları vardı hemen hemen her göreve beraber giderlerdi&Suudi Arabistandan gelecek misafirleri beraber ağırlayacakları için biraz canı sıkılmıştı&Çünkü dış görevlerden nefret ediyordu..her zaman Albay Murata
-Biz kendi memleketimizin işlerini bırakıp başkalarının işini yapıyoruz&diye sitem eder dururdu&
Ama hiçbir zaman aldığı işi hakkını vermeden teslim etmezdi..İkisi çok iyi anlaştıkları için Deniz Kuvvetleri Komutanlığında aynı oda içerisinde görevlerini sürdürüyorlardı&Anlamadıkları verilen görevin onlarla ne ilgisi olduğuydu..Çünkü işin içinde tamamiyle polis ve özel kuvvetin bilgi ve uzmanlık alanına giren olaylar vardı..olayların ne olduğunu az çok gelen kişilerden tahmin edebiliyorlardı&bir istihbaratçı geliyorsa bu iş onların uzmanlık alanın dışındaydı ancak verilen görevi sorgulamak gibi bir lüksleri olmadığı için gelsinlerde görelim bakalım ne işiymiş bu diye düşünüyorlardı&bulundukları helikopter İzmir semalarına yaklaşmıştı..aşağıdaki manzara oldukça etkiliydi&

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:49
5.Bölüm
Yer:Türkiye Şehir:İzmir

Helikopter İzmir Hava Okulları eğitim sahalarından birine iniş yapmıştı..Okulda Ankaradan gelen misafirleri karşılamak için büyük bir telaş vardı&Albay Okan Ve Albay Muratı Okul komutanı Tümgeneral Hadi karşılamıştı&Bu normalde alışılageldik bir durum değildi ancak içinde bulundukları durum dışarıdan bakıldığında vahimdi..Albay Murat Generale dönerek..
-Askerlerin sağlık durumlarında bir problem yok sanırım komutanım&
-Meraklanmayın Albay herhangi bir sorunla karşılaşmadık..yanlız tatbikatta kaza geçiren subay hala daha yoğun bakımda ama hayati tehlikesi yok denecek kadar az..
-Yunan gemisinden gelen askerlerimiz nerde efendim..
-Şuan yoldalar yarım saat içinde burada olurlar sanırım..siz biraz erkencisiniz..
Bu ifade biraz alaycı olmuştu ama albaylar tebessüm ederek incindiklerini belli etmediler&Beraberce Generalin odasına gectiler&General Hadi zevklerine son derece bağımlı birisiydi..Odasının yerleri İtalyan parkelerle kaplı duvarlarda degeri milyon dolarları bulan tablolar meksikadan özel olarak getirilmiş oturma grubu her şey son derece titizlikle ve baya bir masraf yapılarak dekore edilmişti..General Albaylara oturmaları için yerlerini gösterdi&Eliyle 3 çay işareti yapıp kendiside deri koltuğuna oturdu&
-Sıcağı sıcakla bastıracaksınızki soğukta üşümeyesiniz&
-Haklısınız efendim&Konumuza gecebilirmiyiz..
-Tabi Albay sizi dinliyorum &
-Efendim buraya geliş sebebimiz aslında ege denizinde yaşanan olaydan çok yarın Ankarada olacak Suudi Arabistan yetkililerinin neyin peşinde olduklarını öğrenmek..Bu konuda bize yardımcı olacağınızı düşünüyoruz..
-Neyin peşinde olduklarını yarın öğrenirsiniz zaten Albay Murat bu kadar neden merak ediyorsunuzki..Zaten benimle uzaktan yakından alakası olmayan bir iş..hatta şuan bile uğraştığım iş benimle alakası yok tamamen deniz kuvvetlerinin işi ama ben bir havacı olarak ilgileniyorum..Ve siz buraya işinizin dışında başka konular konuşmak için geldiğinizi söylüyorsunuz..bundan üstlerinizin haberi varmı beyler&
Albay Murat Ve Okan bu tepkiyi beklemiyordu..Ne olursa olsun bu işin ne olduğunu bilmeleri gerekiyordu..Çünkü eğer kendi dallarının dışındaki bir işse bu askerlik hayatlarının sonu olabilirdi akıllarından bir çok komplo teorileri üretiyorlardı..Bu işin ne olduğunu General Hadiden başkası bilemezdi&General Hadi Ortadoğuda uçan kuştan tutun ölen tavuğa kadar olan bütün olaylardan haberi olan çok iyi bir istibaratçıydı dünyanın heryerinde istihbarat ağı vardı ve hava okulları komutanlığını kamufle olmak için yürütüyordu..Ancak bu sırrı bir çok üst düzey askeri yetkili biliyordu..Albay Murat diplomatik kaynakları kullanarak bu bilgilere ulaşmıştı ama bulduğu bu bilgileri hiç haberi yokmuş gibi üstleriyle paylaşmıştı..Üstleri bu sırra albay Muratıda dahil etmişti..Ancak Bundan Generalin haberi yoktu Albay Murat başka bir yoldan Generali sıkıştırmayı denedi..
-Efendim Bizlerde Deniz Kuvvetlerinde çalışmalarımızı yürütüyoruz.yanlız bize verilen son görev tamamen İstihbarat birimlerini ilgilendiren bir görev bize bu görevin neden verildiğini sorgulamak gibi bir düşüncemiz yok yalnız merak etmemek elde değil..uzmanlık alanımız olmayan bir konuda bizden bir şeyler beklemeleri biraz garip değilmi.Bizde bu konuda sizin bize bazı önerilerde bulunabileceginizi düşündük..
-Benim size tek bir önerim olabilir ayağınıza dikkat edin&
-Anlamadım efendim..
-Bu tür görevler personel değişikliği ve atamalar zamanında nedense sıkça verilir..Önümüzdeki ay Askeri birlikler içinde yeni görev yerleri belirlenecek sizde bu görev değişikliği içinde bu işteki başarınız kadar pay alacaksınız..yani başaramayacaksınız ve alt kadrolarda görevlerinize devam edeceksiniz veya ordudan uzaklaştırılabileceğiniz bir olayla baş başa kalacaksınız..o yüzden ayağınıza dikkat edin..Gelenlerin sizinle herhangi bir işi yok onlar kendi işlerini kendileri halledebilecek güce sahipler..Eğer bu görevden başarıyla ayrılmak istiyorsanız&
Cebinden çıkardığı küçük not defterine bir şeyler karaladı..Albay Murat ve Albay Okan Şaşkınlıktan ağızları açık bir şekilde Generalin verdiği kağıttaki adrese bakıyordu..
-Bu adrese gidin benim gönderdiğimi söyleyin&unutmadan uzun bir yolculuğa hazır olun&
Albay Murat Ve Albay Okan gelen çaylardan bir yudum bile almamıştı..Generalin söyledikleri büyük bir komploydu ve bu komployu kuranlar ikisininde kellesini istiyordu..Ama kimdi bunlar ve onlara ne yapmışlardı..Kapının açılmasıyla arkalarını döndüler&

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:50
6.Bölüm
Yer:Amerika Şehir:NewJersey

ABD tarihinin en büyük ekonomik reformlarından birini basarıyla gerçekleştirmiş ve dünya üzerindeki ekonomik ve sosyal dengeleri tekrar kendi cevresinde toplamayı başarmıştı.Şüphesizki bu durumdan rahatsızlık duyan bir cok ülke vardı bunlardan Asya ve Ortadoğu ülkeleri başı çekiyordu..Ancak ABD hükümeti gelen tepkileri sert karşılıklarla geri püskürtmeyi basarıyordu..Son zamanlarda yayılan Mars gezegeninde hayat var söylentileri ABD yi köşeye sıkıştırmış olsa bile bu iddiaları ortaya atanların ellerinde yeterli derecede delil ve belge bulunmadığı için ABD oldukça rahat bir şekilde uzay çalışmalarını devam ettiriyordu..Mars yüzeyine son 10 yıl içerisinde 6 uzay aracı gönderilmiş bunlardan 4 tanesi bilinmeyen sebelerden dolayı kaybolmuştu..Bu esrarengiz kayboluşları ABD hükümeti net bir şekilde açıklayamamış olsa bile kimse üstüne fazlaca gitmemişti&Mars yüzeyinde kalan 2 uzay aracı çalışmalarını sürdürüyordu ve ABD artık Mars gezegenine insanlı uzay aracı göndermeyi planlıyordu..Tahminen yakın bir süre içerisinde bu amaçlarına ulaşıp Bütün dünyaya biz en büyüğüz mesajını vermek için son hızla çalışıyorlardı..New Jersey kentinde bulunan Uzay Tarihi İnceleme Komisyonu her ayın 15 inde oldugu gibi 6 kıdemli başkanı başkanlığında 44 kişilik kalabalık bir grup halinde toplantı salonunda yerlerini almıştı..ABD savunma bakanı Georgy Lram telefonla toplantıya eşlik edecekti..Burda konuşulan hiçbir konu alınan herhangi bir karar bu toplantıya katılanlar dısında üst düzey devlet görevlileri haricinde kimse tarafından bilinmezdi..Burdaki olağan toplantılar basit sıradan birer toplantı olarak medyada yansırdı bunun için kimsenin dikkatini çekmezdi..Toplatı başkanlığını en yaslı üye olarak eski bir general olan Sate yapacaktı&

-Evet dostlar bugünün bizim için çok büyük bir anlamı var..Bugün dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirip Mars gezegenine ordaki dostlarımızın yanına insanlı uzay mekiğinin gönderimi ile ilgili kararı vereceğiz..Şüphesizki bu karar dünya üzerinde özellikle Rusya Ve Asya ülkeleri tarafından garip ve bir okadarda korkutucu olacaktır..Ancak Avrupa devletleri basta olmak üzere Afrika ülkeleri ve Ortadoğuda güvenliği sağlayan Türkiye tarafından memnuniyetle karşılanacaktır..Mars gezegenine gönderilecek olan mekiğin 4 astranotu birazdan belirleyeceğiz&Bu tarihi görev için 10 adayımız var öncelikle ben size bu adaylarımızı tanıtayım&
1.Albay Chrıs Melkor.(Amerika)
2.Albay Zertor Bgert(Amerika)
3.Albay Luıs Rauber(Almanya)
4.Albay Helmut Spıgel(Almanya)
5.Albay Okan Basaranlı(Türkiye)
6.Murat Türkeğilmez(Türkiye)
7.Binbaşı Grey Daspetinen(Çek Cumhuriyeti)
8.Binbaşı Yadnus Makoyakıs(Yunanistan)
9.Binbaşı Sayoh Albertını(İtalya)
10.Binbaşı Regi Alcetris(İngiltere)

-Bu adaylar dünya üzerinde yapılan son 7 seneye ait araştırmalara göre belirlenmiştir..1.aday Albay Chrıs Melkor ABD donanma kuvvetlerinde görev yapmakta olup son derece hırslı ve bir okadara agresif yapısıyla özellikle 1.Körfez savasında oldukça etkili cıkramalar yapmıştır.2.adayımız Albay Zertor Bgert ABD hava kuvvetlerinde görev yapmakta olup hazırladıgı bilimsel tezlerle f-16 savas uçaklarının motor ve füze yapılarında cok önemli bir paya sahiptir..3.Adayımız Albay Luıs Rauber Almanya Genel kurmay baskanlığında görevli üst düzey istihbarat uzmanıdır.4.Adayımız Albay Helmuth Spıgel Almanya hava kuvvetlerinde arama kurtarma konularında 1 numara olan bir albaydır..5.Adayımız Albay Okan Basaranlı Türk deniz kuvvetlerinde görev yapmakta olup genç yasına rağmen üst düzey görevlerde bulunmuştur.6.Adayımız Albay Murat Türkeğilmez Türk Deniz Kuvvetlerinde Albay Okan İle beraber üst düzey görevlerde bulunmuş ve Deniz kuvvetlerinin gözbebeğidir..7.Adyımız Binbaşı Grey Daspetinen Çek Cumhuriyeti Komanda birliklerinde üst düzey bir binbaşıdır her türlü arazi şartlarında görev alabilecek bir yapıya ve bilgiye sahiptir..8.Adayımız Binbaşı Yadnus Makoyakıs Yunanistan Askeri İstihbarat Teşkilatını başındaki kişidir.9. Adayımız Binbaşı Sayoh Albertinı İtalya Deniz Arama Kurtarma Birimi Yardımıc Komutanıdır..10.Adayımız Regi Alcetris İngiletere kraliyet ailesinin bir ferdi ve Kraliyet Ordusunun Bir numaralı Komutanıdır..
Bu adaylar için oy kullınmasını rica ediyorum önünüzdeki dosyalarda bu adaylarla ilgili daha detaylı bilgiler mevcuttur..1 saatlik süremiz var arkadaslar 1 saat sonra bu önemli görev için 4 kişiyi seçmek zorundayız&Hepimize Kolay gelsin..

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:52
7.Bölüm
Yer:Türkiye Şehir:İzmir

Albay Murat ve Okan gemi kazasından sonra yunan savas gemisi tarafından kurtarılan subay ramazan ve Hüseyin ile birlikte İzmir Hava Komutanlığının bahçesinde yürüyerek konuşuyorlardı..Subay Ramazan başlarından geçen olayları hatfi harfine anlatmıştı üstlerine ancak ne Albay Okan nede Albay Murat Subayın anlattıklarına konsantre olamamıştı akılları biraz önce generalin söylediği şeylerdeydi..Birileri onların kellesini istiyordu ve General hiç sebeb yokken onlara kurtuluşları için bir adres vermişti..Soruşturma bittikten sonra ancak generalin verdiği adrese gidebileceklerdi ve büyük ihtimalle geç kalmış olacaklardı..Subay Ramazan Albayların dalgın halinin farkındaydı belki yol yorgunudurlar diye düşündü..Bildiklerini anlattıktan sonra Albaylara dönerek..
-Efendim Tüm bildiklerim bundan ibarettir..Bundan başka bir şey yaşanmadı&
-Anladım Subay Ramazan bize anlattıkları 3 gün içerisinde rapor halinde Ankaraya göndermen gerekiyor.Unutma bize anlattığın her şeyi harfi harfine raporlaman gerekiyor.3 gün sonra bizim elimizde olsunlar..Gönderecegin adres General Hadide mevcut..
-Emredersiniz efendim..
Subay Ramazan koşar adım albayların yanından uzaklaştı..Albay Murat Albay Okana dönerek hafif bir tebessümle&
-Bir şey anladınmı ..
-Hayır bir şey anlamadım onun için kapsamlı rapor istedim..En azından bize biraz vakit kazandırır..General Hadinin bahsettiği adama ne zaman ve nasıl gideceğiz..Hem yarın Suudi Arabistandan gelen misafirleri karşılamamız gerekiyor..
-Biliyorum Okan bir yolunu bulmamız lazım..bu gelen adamları oyalamak için onları yanlış hedeflere yönlendirmemiz lazım çünkü onların görevleri bitmeden bize bir şey yapamazlar..
-Anlıyorum ama bu suçtur.Ve eğer böyle bir şey yaparsak ordudan atılırız..
-Haklısın ama şunu unutma zaten kuyuya attılar bizi kuyunun ağzını kapatacak büyük bir taş arıyorlar buldukları an zaten orduda olmayacağız..
Beraberce Helikopter alanına doğru yürümeye başladılar..İki Albayda kafalarındaki soru işaretlerinden kurtulmanın tek yolunun generalin verdiği adresteki kişi olduğundan emindi..ancak ulaşmak çok zor olacaktı..Albay Okan sert bir hamleyle Albay Muratı sarstı..
-Buldum Murat bu iş sandığımızdanda kolay olacak..
-Ne buldun Okan..delirtme adamı hemen anlat..
-Gelen misafirleri karşıladıktan sonra Güneş Hotele yerleştirmemiz gerekiyor..Ondan sonra Oteldeki temizlikçilerden biri cok iyi bir istihbarat arkadasım&Gelen misafirleri çatı katına yerleştireceğiz.Çatı katında 3 tane oda bulunuyor büyük ihtimalle 1 tanesinde gelenlerin başındaki adam bir tanesinde yanında getirdiği korumalar ve diğer personeli 3.odada ise bizim elemanlar duracak..Biz ise çatı katında değil otelin 6. katında bir odada olacağız..Temizlik görevlisi arkadaş adamlar otelden ayrılırken çatı katının girişleri kilitleyecek..çatı katına giriş sadece merdivenler vasıtasıyla sağlanıyor..asansör bulunmuyor..Helikopter inse bile odalarında dışarı bile çıkmaları çok zor.Çünkü bu odaları ve Çatı katına giriş yapılan bütün kapıların güvenlik sistemlerini ben yaptırdım.İşin buraya kadar olan kısmı kolay onlar için zor olan yanı ise bu sistemi yapan kişinin Ankarada bulunmaması.Ve onunla irtibata gecebilecek sadece ben varım.Onu alıp getirmek için istanbula gitmem gerekecek tahminen 1 gün vaktimiz aşılacak Askeri Helikopterle gidip gelmek adamı bulmak derken Misafirlerimiz 1 gün beklemek zorunda kalacak&Sen sadece buradakileri sakinleştir yeterli ben hem Sistemci Adamı hemde bizim adamı Ankaraya getireceğim..
-Harika bir fikir..İnşallah bir aksilik çıkmaz..
Helikopter alanına gelmişlerdi..Helikopter İzmir semalarında süzülerek Ankaraya doğru yol almaya başlamıştı..Albay Okan İstanbuldaki arkadaşlarını aramaya başlamıştı bile&

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:52
8.Bölüm
Yer.Türkiye Şehir:Ankara

Helikopter Ankara semalarında inecegi bölgeye doğru uçuyordu..Albay Okan Ve Murat yol boyunca çeşitli planlar yapmıştı..Ancak bu planın işlemesi Albay Okanın İstanbulda temas kurduğu arkadaşlarının yardımı ile sonuç verebilirdi..Helikopter pilotu arkada oturan iki Albaya dönerek efendim arkamızda 3 tane Skorsky tipi helikopter var ve verdikleri sinyallere göre Ankaranın doğu yakasında bulunan yerleşim bölgesine çok uzak bir alana inmemizi istiyorlar..Ne yapmamı emredersiniz..
-Kim olduklarını görebiliyor veya tahmin edebiliyormusun..
-Efendim özel harekat timinin helikopterleri sanırım inemssek bizi düşünmeden vuracakarına emin olabilirsiniz..
-Ne vurmasından bahsediyorsun sen hepimiz bu ülke evlatlarıyız devlet kendine kursun sıkarmı..inmiyoruz devam et bir sorunları varsa bizim ineceğimiz yerde konusuruz..
-Emredersiniz efendim..Yanlız ineceğimizi zannetmiyorum..
Albay Murat Albay Okana dönerek &pilotun duyamayacağı bir sesle..
-Okan ne diyorsun bunlar kim olabilir ve neden bizim peşimizdeler..
-Bunu onların dediklerini yapmadan öğrenmemiz mümkün değil..
-İyide neden ıssız biryerde konuşmak istiyorlar..Yoksa bizim ipimiz çekildimi..
-Yok okadar çabuk olacağını zannetmiyorum..Ama inmemiz gerek Murat yoksa bir daha yeryüzünü göremeyiz..
-Tamam inelim bakalım neymiş dertleri..
-Pilot adamların istedikleri yere iniş yap..
-Emredersiniz efendim..
Sağa doğru sert bir manevrayla Ankaranın doğu yakasına doğru ilerlemeye başaldılar..arkalarında ne istediklerini bilmedikleri istihbarat uzmanları vardı..İnecekleri bölgeye geldiklerinde 4 helikopterde aynı anda iniş yaptı..3 Skorsky Helikopterden yüzleri maskeli 8 özel Harekatçı koşarak bulundukları helikoptere geldiler..Sanki düşman askeriymiş gibi ellerindeki silahları Albaylara doğrultalarak inmelerini işaret ettiler..İki Albay sessiz bir şekilde Helikopterden Aşağıya indiler..İki Asker gelerek Albayların üstünü aradıktan sonra yürümelerini işaret etti beraberce helikopterlere doğru yürümeye başladılar..Arkalarında duydukları silah sesiyle geri dönmeleri bir olmuştu..Kendilerini getiren Helikopterin pilotu kafasına sıkılan kursunla kanlar içinde kalmıştı..Enselerinde Silahların dipçiklerini hissettiklerinde her şeyin için geç kaldıklarını anlamışlardı..3 Skorsky Helikopter Ankara semalarında birkaç tur attıktan sonra Akdenize doğru yol almaya başladı&

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:52
9.Bölüm
Yer:Amerika Şehir: New Jersey

Uzay Tarihi Araştırma komisyonundaki bulunan 44 üye dünyanın kaderini değiştirecek seyahat için kendilerine sunulan 10 aday arasından seçimlerini yapmışlardı..Ve dosyaları komisyon Başkanı General Sate teslim etmişti..General Sate değerlendirmeleri yaptıktan sonra ilk olarak seçilen kişileri Savunma Bakanına söylemişti..Oda İçerisinde büyük bir sessizlik ve bu sessizliğin getirdiği merak vardı.Acaba insanlık tarihinin bu en büyük seyahatini kimler yapacaktı..Seçilecek olan 4 kişiden sonra 2 tane de yedek olarak seçim yapılmaları istenmişti..Herkes durumun ciddiyetini bildiği için kimse duygusal davranmamış ve en ince ayrıntısına kadar adayları incelemişti..General oturduğu sandalyeden kalkarak odada bulunan 43 kişiyi süzdü..Ve sözlerine başladı..
-Arkadaşlar burada dünya tarihinin en büyük olaylarından birisinin altına imza atacak 4 kişiyi seçmek için toplanmıştık..Şüphesizki bu seçim hepimiz için cok zor oldu..Bu görevi yapacak olan 4 kişi hayatlarına bundan sonra bir bilinmez olarak devam edecek ancak bu durum kendilerine anlatılınca bu görevin ne kadar önemli olduğunun farkına varacaklar..Yapılan oylamadan sonra sonuçları Savunma Bakanımızla paylaştım..Sonuçlardan memnun olduğunu ve sizin çok iyi bir seçim yaptığınızı ve sizlere teşekkür etmemi istedi..Kendisi buradaki gelişmeleri sayın Başkana iletmek için aramızdan ayrıldı..Şimdi yapılan oylamaya göre Mars gezegenine gidecek olan uzay aracımızda bulunacak kişileri açıklıyorum&

Salonda herkes nefesini tutmuştu..Bu an için milyonlarca dolar feda edebilecek binlerce kişi vardı..Böyle bir kararın altına imza atmak için çok şeylerini feda edebilirlerdi..General derin bir nefes aldıktan sonra isimleri açıklamaya başladı..

-1. Binbaşı Sayoh Albertını(İtalya)
-2. Albay Zertor Bgert(Amerika)
-3. Binbaşı Grey Daspetinen(Çek Cumhuriyeti)
-4. Albay Luıs Rauber(Almanya)

-Yedek olarak görev alacak ve yetiştirilecek 2 kişi ise..
-1. Albay Okan Basaranlı(Türkiye)
-2. Albay Chrıs Melkor.(Amerika)

Bu insanlar artık insanlık tarihi için çalışmalara başlıyacaklardır..geriye kalan 4 aday ise her ihtimal göz önünde tutulacağı için bu görev bitene kadar gözetimimiz altında bulundurulacaklardır..Seçilen adaylar en kısa sürede Karzete adalarındaki eğitim merkezimize getirilip eğitimlerine başlanacaktır..Zaten 1 aylık bir eğitimden sonra gerekli olan bütün bilgileri almış olacaklar ve artık önümüzde hiçbir engel kalmayacak. Şimdi hepimiz yüce Tanrıdan bu işin altından başarıyla kalkmak için dua edelim&

Ngereklinsan
07-14-2007, 16:54
DEVAM EDECEK

KaPiL
07-21-2007, 08:40
cok güzel devam edio biraz metal fırtınayı anımsatıyo gibi...

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:44
Bölüm:10
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Kendilerine geldiklerinde başlarına neler geldiğini hatırlayamayacak kadar bitkindiler Murat Ve Okan..Bulundukları yer Lefkoşanın 4 Km kuzeyinde 1.Komando Taburunun denetlemesinde olan Makros Stiyanis kalesindeydiler.Bu kale 1600 yıllarda yapılmış ve Kıbrıs çıkarmasının başladığı yerde bulunmaktadır..Ozamanlarda bölgeye inen 1.Komando taburu paraşüt birlikleri bu bölgeden başlayarak Lefkoşanın içlerine doğru ilerlemişti.Zaten şimdide bulundukları bölge eskiden Rum askeri birliklerinin bulunduğu yerdir.Albay Okan Ve Murat kendilerine geldiklerinde etraflarını şöyle bir gözlemeye başladı..Elleri ve ayakları bağlı olduğu için hareket edemiyorlardı ancak etraflarına bakınınca bir kilisede olduklarını anlamaları uzun sürmemişti..Etrafta kimse yoktu ve herhangi bir yerden ses bile gelmiyordu Kilisenin dinlenme salonunun ortasında yere çökmüş bir vaziyette bekliyorlardı..Albay Murat Albay Okana kısık sesle..
-Okan nerde olduğumuza dair bir bilgin varmı..
-Bilmiyorum Murat ama bu şekilde tutulduğumuza göre pekte iyi karşılanmyacağımız kesin.
-Zannetmiyorum eğer bizim ölmemizi isteselerdi bunu çoktam yaparlardı buraya getirmezlerdi bizden öğrenecekleri hiçbir şey yok çünkü..
-Anlıyorum seni ama aklıma başka bir şey gelmiyor baksana su halimize her yerimiz bağlanmış durumda bizi buraya getirenler pek dosta benzemiyor..
Dışarıdan helikopter sesleri geliyordu..tahminen 3 tane helikopterdi..aynı anda kilisenin içerisinde koşuşturan insanların ayak sesleri gelmeye başlamıştı sanki 1 bölük asker koşuyordu..Helikopterin gürültülü sesine insanların ayak sesleri eklenince ortalığı korkunç bir gürültü kapladı..Aniden bulundukları odanın kapısı açıldı.içeriye yüzü maskeli 6 kişi girdi 3 er grup halinde albayların kollarına girerek odadan dışarıya çıkardılar..Albaylar şaşkın şaşkın götürüldükleri yere kadar etrafı gözlüyorlardı..Kilisenin ana salonundan geçtikten sonra mahzen bölümüne doğru inmeye başlamışlardı..Şüphesiz buraya yıllarca inilmemişti her yer örümcek ağları ile doluydu etrafı aydınlatması için bırakılan mumlar eriyip toprakların arasına çoktan karışmıştı gözleri pek etrafı seçemiyordu ancak yanlarında bulunan 6 kişi sanki gece görüş dürbünleri varmış gibi koşar adım aşağıya iniyordu..Merdivenleri bitirdikten sonra kiliseyi boydan boya geçen uzun bir tünele girdiler bu tünel merdivenlerden daha temiz ve aydınlıktı..Tünelin duvarlarında çeşitli resimler vardı bunlardan bazılarını biliyorlardı Hz.İsa Hz.Meryem gibi resimleri seçmişlerdi..Ancak duvarda her resimden sonra sanki ayırım yapmak için kullanılmış bir sima dikkatlerini çekti..daha önce biryerden görmüşler gibi hatırlamaya çalıştılar ama kafaları okadar meşgulduki bir türlü çıkaramadılar..Tünelin sonuna gelmeden sağa doğru döndüler 20 metrelik bir koridor ve koridorun sonunda oldukça aydınlık bir oda vardı..Koridoru geçtikten sonra odadan içeriye karga tulumba atıldılar ve kapı arkalarında kapatıldı..İki Albayda çok kötü düşmüştü ayağa kalkmakta baya zorlandılar bu arada ikisinede oda içerisinde bulunan kişiler yardım ettiler..Albay Okan Ve Murat elleri ve ayakları çözüldükten sonra oda içerisinde bulunan ve kendileri gibi asker olan insanlara baktılar 8 kişiydiler ve hepsi farklı ülkelerin askerleriydi..Amerika Almanya Yunanistan gibi ülkelerden gelmiş veya getirilmişlerdi..Kısa bir şaşkınlığın ardından askerlerin hepsi ayrı köşelere çekilip oturdular..Aynı anda oda içerisinde 4 farklı dilde anonslar yapılmaya başlandı..
1.Konuşmak Yasaktır..
2..Uyumak Yasaktır..
3.Fiziksel Temaslar Yasaktır.
4.Herkes Adının yazıldığı koltuğa oturacak ve ikinci bir Emire kadar orda kalacaktır.
5.Bu kurallara uymayanlar öldürülecektir..
Bunun gibi bir çok anons yapıldı..Albay Okan Ve Murat oda içerisinde bulunan diğer askerler gibi adları yazan koltuğa oturdular..İçlerinde bastırılması bir korku ve merak vardı..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:44
Bölüm:11
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Çeşitli ülkelerden gelen 10 asker tutuldukları odadan birer birer kilisenin ana salonuna alınmaya başlanmıştı..Ana salonun etrafı yüzü maskeli yaklaşık 150 özel tim asker tarafından korunuyordu burası sanki cok özel misafirlerin ağırlanacağı büyük toplantı salonlarına benziyordu alınan güvenlik tedbirlerini görünce..10 asker salonun ön kısmındaki sandalyelere oturtulduktan sonra elleri ve ayaklarındaki zincirler çıkardı..kendilerini getiren adamlar salonun ön bölümünde bulunan küçük sahneye çıkıp yerlerini aldılar..Kilise içerisinde sürekli anonslar yapılıyordu ve bu geldikleri andan itibaren devam ediyordu..Salonun önündeki sahneye iki asker tarafından büyükçe bir perde gerildi hemen önlerine projeksiyon cihazı yerleştirildi..Kendilerine bir şeylerin izlettirileceği kesindi ama ne olduklarına dair en ufak bir fikirleri yoktu..Kilise içerisinde yapılan anonslar kesilmişti..Herkes birini bekliyormuş gibi sessiz bir şekilde beklemeye başladı..Az sonra hoparlörlerden bir kişinin sesi duyulmaya başlandı&10 Asker pür dikkat gelen sesi dinlemeye başladı&konuşan kişi İngilizce olarak konuşmasına başladı..
-Burada bulunan 10 üst düzey askeri yetkililer..buraya getiriliş amacınızı birazdan size anlatacağım..Ama öncelikle sizden buraya getiriliş tarzınızla ilgili özür dilemek istiyorum..Tabiki tasvip etmediğimiz şekillerde buraya getirildiniz ama bunun aksi mümkün değildi..Kendimi size tanıtmıcam zaten beni tanımanızda sizin için okadar önemli değil yalnız kod adımı bilmenizde ilerisi için yarar var..Kod adım Çakal beni herkes bu isimle tanır ve bilir..Sizlerin buraya getiriliş sebebiniz dünya tarihi için çok önemli bir görev size verilmiş bulunuyor..Bu görevin tanımına geçmeden önce sizin bundan önceki yaşamınız ve bundan sonraki yaşamınız hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum..Bugune kadar neler yaşadıysanız neler gördüyseniz neler duyup neler yaptıysanız kimlerle dost kimlerle düşman olduysanız kısacası bugune kadar hayatınızda ne olduysa bugunden itibaren hepsi sizinle beraber öldüler..Burda bulunan 10 asker siz 17 haziran 2006 cumartesi günü çeşitli şekillerde öldünüz..Bu ölüm şekilleriniz birazdan size gösterilecektir..Bundan sonra siz artık yoksunuz yer yüzünde tanıdığınız herkes sizi öldü olarak biliyor ve sizin için hayat artık bundan sonra başlıyor..bundan sonraki hayatınızda sadece dünyamızın geleceği için yapılacak olan çalışmalarda görev alacaksınız ve sadece tek dostunuz olacak oda ben&.Burada çeşitli eğitimlere tabi tutulacaksınız daha sonra sizi cok uzakta bir adaya daha ağır şartlarda eğitim göreceğiniz bir kursa göndereceğiz..orada aldığınız eğitim sonunda dünya tarihinin en büyük ve zorlu görevi için hazır olmuş olacaksınız..Şimdi dilerseniz sizin nasıl öldüğünüzü izleyelim..Bu sansı iyi değerlendirin çünkü kimse kendi cenazesini izleme sansına sahip değildir&.
Dev perdede bir bir görüntüler gelmeye başlamıştı Ana haber bültenlerinde gazetelerin başlıklarında ölüm haberleri yer alıyordu..
Acı Haber iki albay helikopter kazasında hayatını kaybetti.
İnanılmaz ihmal yakıt tankı patladı olayda binbaşı Despatınen öldü..
Aşırı alkol ve hız bir albayın sonunu hazırladı.
Orduda görevli bir albay intihat etti.intihar sebebi araştırılıyor..
Bunlar gibi bir sürü başlık ve haber vardı..Yakınlarını görüyorlardı dağlanan yürekleri acı çeken kalpleri ve isyanı gözler önüne seren gözyaşlarını görüyorlardı..Ne dayanılmaz bir sahneydi 10 asker kendilerinden geçmişti..Annelerini Babalarını kardeşlerini eşlerini akrabalarını arkadaşlarını ve en acı olanı evlatlarının göz yaşlarını görüyorlardı&Perde kapandı ve Çakal yeniden konuşmaya başladı..
-Biliyorum bu görüntüler oldukça üzücü ve acı verici ancak size görevinizi anlatınca bunlara değer olduğunun farkına varacaksınız..Tabiki sizlere belli bir süre verilecek çünkü psikolojik olarak toparlanmanız lazım bunu için sizlere psikolojik destek sağlayacak uzmanlar getireceğiz..Şimdi sizlerin yaşadıklarını yıllar önce bende yaşamıştım ancak yaptığım görevler bunların hepsini unutturdu..Seçilmemdeki sebeb ve sizin seçilmenizdeki sebeb alanlarınızda çok iyi olmanız..Burda yapılan anonslarda sizlerin konuşması birbirinize temas etmesi yasak ancak yarından itibaren bu yasağı kaldırıyorum..şimdilik söyleyeceklerim bu kadar..Hepinize hatıralarınızı yaşamak için 1 hafta süre veriyorum 1 hafta sonra burada geçmişinizle ilgili kafanızda hiçbir şey kalmadan hazır olmanızı bekliyorum..Aksini düşünmek bile istemesiniz..
Sesler kesildi 10 asker zincirleri takıldıktan sonra geldikleri odaya doğru götürüldü..hepsi bitkin üzgün ve ne yapacaklarını bilmeden sandalyelerine oturdular..Hayat artık onlar için bir bilinmezdi ve bu bilinmezi çözmeleri hiçte kolay olmayacaktı..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:45
Bölüm:12
Yer:Türkiye Şehir:Ankara

Suudi Arabistandan gelen Komutan Mahmud ve yanındaki 6 kişilik istihbarat biriminden kişilerle Ankarada Genel Kurmay Başkanlığında Albay Murat Ve Albay Okanın yerine bu göreve atanan Albay Erdal İle birlikte toplantı halindeydiler..Komutan Mahmud oldukça sinirli bir şekilde Albay Murat ve Okanın ölümünün araştırılması gerektiğini savunuyordu.
-Dünyada böyle bir şey mümkün değildir..nasıl olurda bir helikopteriniz düşer iki albayınız ölür ve siz bunun araştırmasını sadece 2 ün tutarsınız ve motor arızası diye rapor hazırlarsınız neden derine inmensinizde yüzeysel araştırma yaparsınız anlamıyorum.. Ölen kişiler sıradan insanlar değildi onlar bizim için cok önemliydi ..
-Anlıyorum sizi komutan mahmud ama burası bizim ülkemiz ve burada bütün kararlar bizim tarafımızdan verilir sizin için bu ölümler garipse araştırabilirsiniz..tabiki bunu için önce kendi devletinizden sonra bizden izin almanız gerekiyor&neyse bu şimdiki konumuz değil sizin aradığınız eski bakanlarınızdan Ahmed Huklevinin Türkiyede olduğu istihbaratını nerden aldınız..
-Orası bende kalsın Türkiyede olduğunu biliyoruz ancak suan için nerde olduğunu bilmiyoruz daha önce nerelerde ikamet etmiş nerelere gitmiş kimlerle temas sağlamış bunları biliyoruz öncelikle bu kişilerle görüşmemiz lazım ondan sonra ikamet ettiği yerleri ziyaret edeceğiz..
-Kim bu kişiler ve yerler..
-Bakan Ahmed buraya geldikten sonra ilk olarak müsteşarlarınızdan Mithat Aktaş tarafından karşılanmış ve 1 hafta Ankara Hilton otelinde konaklamışlar..İlginç olanı aynı odada kalmışlar..Daha sonra yine bir müsteşarınız olan Serdar Nilayıda yanlarına alarak İstanbul Cihangire yerleşmişler yaklaşık 1 aylık bir süre ile burada ikamet edip Amerika Almanya İngiltere Rusya İtalya gibi bazı devletlerin üst düzey yöneticileri ile görüşmeler yapmışlar bu görüşmelerin içeriği hakkında bir bilgiye sahip değiliz..sebebi bilinmeyen bir nedenle müsteşarlarınızdan Serdar Nilayın öldürülmesi ile birlikte Bakan Ahmed ve müsteşar Mithat geciçi süreyle Almanya Dortmunta yerleşmiş..Müsteşar Serdarın öldürülme sebebi ilginçtirki kaçak yollardan Yunanistana kacmaya calışan ancak yakalanan iran kökenli bir kişi tarafından öldürülmüş olması..Bu bizim en büyük ip ucumuz..Bu adamların insan kaçakçılığı yaptığı kesin eğer onları bulursak daha nerelere bulaştıklarını öğreneceğiz ve sizi temin ederim dünya yerinden oynayacak..
-İlginç bir hikaye ancak suan için nerde olduklarına dair bir ip ucumuz yok maalesef&17 Martta Atatürk hava alanından giriş yapmışlar ülkeye ancak ondan sonra herheangi birileri ile temasları olmamış olsa bile bunu biz bilmiyoruz&
-Bulacağız Albay bulmak zorundayız&
Salonun camından Ankarayı seyrediyordu..buralarda bir yerde ve onu almaya geldiğimizi biliyor&

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:46
Bölüm:13
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Kahvaltı yapmak için kilisenin yemek salonu çıktılar..ilk geldikleri günden daha rahat hareket edebiliyorlardı..en azından rahatlıkla konuşabiliyorlardı..Eğitimleri daha başlamamıştı..Çakalın verdiği 1 haftalık sürenin dolmasına 2 gün vardı..Zaten ogünden sonra Çakalın sesini daha duymamışlardı..10 askerde bir birleriyle dertleşmişti birbirlerine moral vermişti güzel bir dayanışmaydı..Albay Murat Alman Albay Rauber ile cok iyi anlaşıyordu..Kahvaltıda her zamankinden daha cok çeşit vardı bugünün özel bir anlamı varmı diye düşündüler ama yoktu sıradan birgündü..Etrafı korumakla görevli olan askerlerle konuşamıyorlardı..hep beraber yemek dualarını ettikten sonra kahvaltılarına başladılar..10 Askerden iki tanesi dışında 8 kişi kendine gelmişti yani psikolojik bir sorunları kalmamıştı ancak yunan binbaşı Makoyakıs ile çek cumhuriyeti binbaşılarından Daspetınen bir türlü kendilerini toparlayamamıştı..Herkes onlara elinden geldiğince yardım ediyordu..Çakalın verdiği süre 2 gün sonra doluyordu ve eğer bu sorunları aşamasalar başlarına neler geleceğini tahmin bile edemiyorlardı..Yanlarında bulunan askerler yemek masasına doğru hareketlendi..Ne olduğunu anlamadan iki binbaşıyı masadan kaldırdılar..herkes şaşkın bir şekilde olanları izliyordu..Binbaşılar askerlerin kolları arasında kilisenin baksa bir tarafına getirildi..masada kalan 8 asker birbirlerine baktılar kimse olanlara bir anlam veremedi çünkü Çakalın verdiği süre 2 gün sonra bitecekti bu kadar cabuk infaz olamazdı..Albay Murat dayanamayarak masadan kalktı arkasında bulunan askerin yanına yaklaşarak..
-Binbaşılar nereye götürüldü..
Asker sanki mumyalanmış gibi Albaya bakıyordu ancak hiç bir şey söylemiyordu..
-Bana cevap versene o Binbaşıları nereye götürdüler..
İlginç bir şekilde Asker yine cevap vermedi hatta yerinden bile kımıldamadı..Bu durum Albay Muratı iyice çileden çıkarmıştı..Askerin yakasına yapıştı kendine doğru çekti..3 -4 saniye bu şekilde kaldıktan sonra ürkülerek askeri geriye doğru itti..Masaya dayanarak ayakta kalmaya çalıştı..Albay Okan Ve diger albay ve binbaşılar Albay muratın yanına gelmişti..Albay Murat kendinden geçmiş birşekilde karşısındaki askere bakıyordu.gözleri yuvalarından çıkacakmış gibiydi..Çevresindeki Albaylar ve binbaşılar korkmuşlardı Amerikalı Albay .Melkor hışımla askere doğru yöneldi diğer arkadaşları onu sakinleştirmek için kollarından tutup sandalyeye oturmasını sağladılar..Bu sırada Hoparlörden uzun zaman sonra Çakal konuşmaya başladı..
-Siz bulunduğunuz ortamda rahatlık olduğu zaman bu şekildemi davranırsınız.İlla sizi zinciremi vurmam lazım bunumu istiyorsunuz..Albay Murat cokmu merak ettin Binbaşılara ne olduğunu öğrenmek istermisiniz Ne olduğunu..bunu benden öğrenebilirsiniz sizi ve burayı korumakla görevli askerlerden değil onlarda sizin bildiğinizden fazlasını bilmiyorlar..Makoyakis ve Daspetınen adlı Binbaşılar karantina altındalar..Çünkü onlarda bir virüse rastladık sağlıklarına kavuşunca aranıza katılacaklar..tabiki tersi durumda söz konusu ancak her iki ihtimaldede haberiniz olacak..Merak etmeyin..Albay Murat sizinle özel görüşmemiz lazım geriye kalanlar günlük işlerinizle uğraşın..

Albay Muratın askerde ne gördüğünü herkes merak ediyordu..Ve Çakalın Muratla ne konuşacağını..Albay Murat iki asker arasında Çakalla Yüzyüze olmasa bile görüşmek için yukarı salonlardan birine çıkarıldı..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:48
Bölüm:14
Yer:Kıbrıs Şehir efkoşa

Albay Murat kilisenin en üst katında eski rahip odasının bulunduğu odaya getirilmişti..yanında ona refakat eden askerler cekilmiş ve odayı kilitlemişlerdi..Albay yaşadığı şoku henüz atlatmış değildi ama Çakalla konuşacak olması ona bir çok soru sorabilecek olması biraz kendine getirmişti..Odadaki boş koltuklardan birisine oturdu oturduğu koltuktan Lefkoşayı görebiliyordu..Ne garip diye düşün bir şehir ikiye bölünmüş durumda yarısı bizde yarısı Rumlarda iki tarafı birbirinden ayıran BM güvenlik bölgesini seçebiliyordu..Hoparlördeki kulak tırmalayıcı seslerle kendine geldi..Çakal konuşmaya başlamıştı..Sesi oldukça boğuk geliyordu ancak anlaşılabiliyordu..
-Evet Albay burada sana anlatacağım her şeyi arkadaşlarınla paylaşacaksın sana anlatacaklarım sizin buraya ne için getirildiğiniz ve sizden ne istediğimiz üzerine ama bu konuya geçmeden önce senin bilip diğer arkadaşlarının bilmediği şeylere açıklık getirmemiz gerekiyor sanırım..Sende bu konuyu ne için burada olduğundan daha çok merak ediyorsun sanırım..Nerden başlayacağımı bilmiyorum..En iyisi en başından anlatmak..Bundan 20 yıl öncesinde Amerika mars gezegeniyle yakından ilgilenmeye başladı bunun sebebini medya ve insanlar yeni yerler keşfi diye bildi ama gerçek çok farklıydı..20 yıl önce tarih 25-06-1976 Amerika Texas kentinin 90 mil kuzey doğusunda bir grup arkeolog tarafından bulunan ki bu arkeolog grubu Nasaya bağlıydılar 2 metre uzunluğunda 35cm eninde ve yaklaşık olarak -220 derece ısıda bir krater parçası buldular..Araştırmalarını genişleten ekip aynı çevrede 6km alanda yaptıkları araştırmada çeşitli boylarda ama aynı ısıda kraterlere rastladılar..Bu kraterler Nasa tarafından 2 yıl boyunca herkesten gizli olarak araştırıldı taki onlar gelinceye kadar..

Sesi garip bir hal almıştı Çakalın..Albay Murat nefesini tutmuş Çakalı dinliyordu.Zoraki bir ses tonuyla ..
-Kimdi gelenler..
-Gelenler Mars gezegeninin sahipleri yani Tuham ırkıydı..asıl yerleşim yerleri başka bir galakside olan bu ırk binlerce yıl önce yaşanan savaşlardan kaçmak için bizim galaksimize gelmiş ve mars gezegenine yerleşmiştir..ayrıca büyük bir topluluklarıda Pluton gezegeninde bulunuyor..Bu kişiler bizden teknoloji olarak binlerce yıl ötedeler..20 yıl önce Nasa telsizlerine girmiş ve bu şekilde bizimle iletişim kurmuşlardı dilimizi biliyorlar yaşayış şekillerimizi biliyor yıllardır bizi izliyorlar ve inanması belki güç olabilir 7 yıl önce dünyamıza çarpacak olan bir meteoru yok etmişlerdi..tabiki bu doğa dışı olaydan dünyamız etkilendi..bunların başında 17 Ağustos ve 12 kasım depremleri geliyor ayrıca bu depremlerden sonra yıllar sonra oluşan tsunamiler tamamen bu meteorun patlatılmasıyla oluşmuştu..Ancak bu meteor patlatılmasaydı dünyamızın %90 sular altına kalacaktı ve tahmine suan 7 milyar olan insan nüfusu 600 milyon civarında olacaktı..Tuham ırkı o seneler bizden sadece bazı maden yardımları alıyordu bizim teknolojik gelişmelerimizin büyük bölümünün fikirleri onlardan gelmişti&Ve bundan 20 yıl sonrasının teknolojileri bile suan hazır durumda..Neyse konuyu fazla dağıtmadan devam edelim..Tuham ırkı yani marslılar ozamanlarda dünya üzerinde bir çok faaliyetlerde bulunmuştu..Hala daha faaliyetlerine devam ediyorlar..İnsanların Ufo dedikleri şey tuhamlılardır.ancak hiçbir şekilde kanıtlanmamıştır..Şuan için Tuhamlıların bizden istediği bir şey yok yalnız bizim onlardan almak istediğimiz bazı şeyler var ve bunları siz alacaksınız..Yıllarca dünyanın her yerinden insanları topladık ve Tuhamlılara çalıştırmak üzere köle gibi verdik..bir çok insan Mars gezegeninde yaşıyor suan ama eski hallerinde değiller..Burda gördüğün askerler bile insan değiller..Gözlerine bakınca Askerlerin göz bebeklerinin üzerinde 3 tane çizgi görmüşsündür..bu çizgiler Tuhamlıların işaretidir..Burdan oraya gönderdiğimiz insanlar bir takım testlerden geçirildikten sonra beyinleri alınıyor ve yapay beyinler yerleştiriliyor tabiî ki bu işlemi her insanda yapmak mümkün olmadığı için bir çoğu orda ölüyor..Beyinleri değiştirilen insanlar daha sonra rokken dedikleri bir madenle kaplanıp tamamen ele geçiriliyor..Ve bu insanlar Mars gezegenin daha doğrusu Tuham ırkının koruyucuları oluyor..Burda yani Türkiyede bulunmalarının sebebi bu sırları bilen insanların korunmasını sağlamak..Sen neden büyük devlet başkanlarının veya önemli iş adamlarının korumalarının yaz kış demeden güneş gözlüğü taktığını zannediyorsun yakışıklı görünmek içinmi karizmatik olmak içinmi..Onların hepsi Tuham ırkı savunucuları..İşte böyle Albay sana bir çok şeyi anlattım daha anlatacağım çok şey var ama bugunluk bukadar yeter sanırım sormak istediğin herhangi bir soru varmı&
Albay Murat şaşkınlıktan ve korkudan konuşamıyordu bile dünya kimler tarafından yönetiliyordu ve dünya üzerinde bilinmeyen ne kadar çok şey vardı..Zoraki bir ses tonuyla ..
-Madem bizimle bugune kada dost oldular neden istediğimiz şeyi doğru dürüst istemiyoruzda farklı bir yolla almaya çalışıyoruz..
-İstediğimiz şeyi öğrenince bu sorunun ne kadar aptalca olduğunu anlayacaksın..Şimdi arkadaşlarına burada sana anlattığım her şeyi anlat..Ve şunu unutmayın bunları bilen insanların yaşamları iki dudak arasındadır..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:48
Bölüm:15
Yer:Türkiye Şehir:İstanbul

Komutan Mahmud ve ona eşlik etmek için Genel Kurmay tarafından görevlendirilmiş olan Albay Erdal İstanbul Aksaray da bulunan Bulvar Oteline yerleşmişti..ilk işleri Ahmed Huklevi ve müsteşar Mithatın kaldığı otele gitmekti..Beraberce kendilerine tahsis edilen zırhlı araçla yola çıktılar Unkapanı köprünü geçtikten sonra şişhana üzerinden Taksim ve ordan Nişantaşına geçtiler..Yol boyunca Saat gece yarısını geçtiği için yol kenarlarında bulunan hayat kadınlarının Trafik ışıklarındaki tacizleriyle uğraşmak zorunda kaldılar..Nişantaşı yaz mevsimi olduğu için oldukça kalabalıktı gidecekleri otel ulaşmak için araçlarından inmeleri gerekiyordu..Araçlarını bir otoparka çekip10 dakika uzaklıktaki otele doğru yürümeye başlamıştı..Komutan Mahmud Suudi Arabistan gece kulupleri ve gece hayatı olmadığı için pek adapte olamamıştı istanbula ancak işi gereği bazı şeylere katlanıyordu..Güzel giyimli oldukları için bir çok kişi tarafında gözle taciz edildiler ancak otele başlarına bir şey gelmeden girdiler..Otel resepsiyonunun önünde durup etrafa şöyle bir bakındılar lobinin ortasında oldukça büyük bir havuz vardı ve otelde kalanların çocukları havuz kenarında garip hareketler yapıp gölgeleriyle oynuyorlardı..resepsiyon görevlisi kibarca&
-Hoşgeldiniz efendim nasıl yardımcı olabilirim..
Komutan Ahmed ceketinin altından kimliğini resepsiyon görevlisine gösterdi ve otel müdürüyle konuşmak istediğini söyledi..Resepsiyon görevlisi başını sallayarak bir üst katta bulunan müdür odasına çıktı..Otelin müdürü 28 yaşında Babası ünlü iş adamlarında Hilmi Tokun kızı Aysun Hanımdı..Aysun hanım aşağıya inip misafirleri karşıladı beraberce otel lobisinin bir masasına oturdular..Aysun hanımın güzelliği ikisinide etkilemişti..
-Buyrun beyler nasıl yardımcı olabilirim size..Polis olduğunuzu söylediler&
-Evet hanımefendi ben Albay Erdal..Arkadasımda Suudi Arabistan yetkililerinden Komutan Mahmud..Buraya 4 yıl önce otelinizde kalan eski bir Suudi bakan Ve eski Türk müsteşarı olan Mithat Aktaş için geldik..
-İyide 4 yıl önceden bahsediyorsunuz hem bize gelen kişilerin bilgileri saklı tutulur ve kişinin izni olmadan hakkında bilgi alamassınız..
-Hanımefendi siz durumun ciddiyetinin farkında değilsiniz sanırım..eğer bu kişiler hakkındaki bilgileri bizden saklar veya vermeseniz bir daha bu otelde kimseyi konuk edemessiniz..
-Beni tehditmi ediyorsunuz siz benim kim olduğumu biliyormusunuz..derhal otelimi terk edin yoksa basınıza cok büyük dertler acarım..
-Biz sizin kim olduğunuzu biliyoruz ancak siz bizim kim olduğumuz ve neyin peşinde olduğumuzu bilmiyorsunuz.
Komutan Mahmud oldukça sinirlenmişti ve lafa daldı..
-Bakın size 10 dakika müsaade ya belgeleri getirin yada oteli başınıza yıkarım..Kaybedecek vakitimiz yok..
-Buna kaba kuvvet derler avukatıma haber vereceğim ayrıca babamada haber vereceğim onlardan isteyin istediklerinizi&
Hızla ayağa kalktı ve resepsiyona doğru ilerlemeye başladı..Komutan Mahmud sinirli bir şekilde ayağa kalkarak silahı çekti havaya iki el ateş etmesi bütün oteli birbirine katmaya yetmişti..herkes bir yerlere kaçışmaya başladı ..Aysun koşar adım odasına doğru çıkmaya başladı komutan Mahmud peşinden koşarak merdivenlerin ilk basamağında genç kadını yakaladı duvara yaslayarak silahı çenesinin altına yerleştirdi&Otelin güvenliği olayların şaşkınlığı arasında silahlarına davrandılar ama Albay Erdal onları ikna etmeyi başardı..Silah sesleri nişantaşında yankılandığı için çevrede bulunan polisler otelin etrafını sarmıştı..Komutan mahmud Aysun hanımı odasının bulunduğu kata doğru itikleye itikleye getirdi.
-Derhal o dosyaları bana ver..yoksa ölürsün..
Aysun Hanım korkudan ağlamaya başlamıştı..karşısında gözü dönmüş bir adam vardı..Yüzündeki damarların atışını görebiliyordu cok korkutucu bir ifadesi vardı Komutan Mahmudun..Aysun hanım çekmecelerden birini karıştırarak 4 tane dosyayı komutana uzattı komutan arkasına bile bakmadan odadan dısarıya cıktı..Kapını önünde bekleyen polisler içeriye girmişler Albay Murat durumu Komisere anlatmıştı..Komutan Mahmud hiç bir şey olmamış gibi otelden dışarıya çıktı ve arabaya doğru yürümeye başladı..
İlk hedef başarılıydı iş adamı Hilmi Tokun dikkatini çekmişti..Ve artık İşadamı ellerinin arasındaydı&

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:50
Bölüm:16
Yer:Türkiye Şehir.İstanbul

Komutan Mahmud ve Albay Erdal kaldıkları otelin lobisinde durum değerlendirmesi yapıyorlardı..Komutan Mahmud kolay kolay pes etmeyecek bir yapıya sahipti zaten gözlerine bakılınca ne kadar inatçı tuttuğunu koparan biri olduğu anlaşılabiliyordu..Albay Erdal merakını gidermek için konuyu değiştirdi&
-Anlamadığım Komutan İşadamı Hilmi Tokun bu işle ne ilgisi var neden onu dikkatini çekmek için sert davrandın normal bir şekilde alacağımızı sende biliyordun o bilgileri&
-Bizi sonuca götürecek olan kişi İş adamı Hilmi Tok..eğer yumuşak davranıp sıradan bir inceleme gibi davransaydık bizi fark etmezdi bile ama şimdi kızı çoktan babasına haber vermiştir ve babası bizim kim olduğumuzu ve neyin peşinde olduğumuzu öğrenmeye çalışıyor
-Bunu bulması pek zamanını almaz sanırım çünkü çok önemli bir işadamımız ama ben hala daha bu işle ne ilgisi olduğunu anlamış değilim..
-Biliyorum kolları çok uzundur hemde sizin tahmin ettiğinizden daha uzundur..Hilmi doğrudan olmasa bile bu şebekeye yardım ve yataklık ediyor..Bu sayede milyonlarca dolarlık bir kazanç elde ediyor daha sonra satın aldığı çeşitli işyerleri ve kuruluşlarla bu paraları aklıyor ve siz çok saygın bir iş adamımız diye bahsediyorsunuz..görüyorsunuz değilmi sizin ülkenizi sizden daha iyi biliyorum..
-Bu bilgileri bütün istihbarat uzmanları bilirler benim bilmemem gayet normal ben istihbaratçı değilim..Peki ne yapacağız Hilmi beyin bizi ziyaret etmesini düşünmüyorsun heralde..
-Sen öyle zannet bu gece buraya gelecek Hilmi meraklı adamdır ve bir o kadarda kendini beğenmiştir hiç bir şey olmasa bile kızının hatırı için gelecektir..O zaman istediğimizi alacağız..
-Peki seni daha önce tanıyormuydu..
-Hayır zannetmiyorum ama kim olduğumu ve neden buraya geldiğimi öğrenmiştir.Hazırlıklı gelecektir ancak değişen bir şey olmayacak ve her şeye hazırlıklı ol burası karışabilir..
-Sakın böyle bir şey yapmayı aklından bile geçirme geriye dönüşün olmaz..
Masa üzerinde duran gazeteleri Komutana uzattı..
-Burada ne yazdığını biliyormusun dün aksam ki rezilliğin yazıyor bütün gazeteler haber bültenleri hep senden bahsediyor..Eğer bugünde burada bir olay çıkartırsan hemen sınır dışı edilirsin ve ülkende pekte hoş karşılanacağını zannetmiyorum..
Gözlerini Albay Erdala dikti Komutan Mahmud o sinirli hali geri gelmişti alnındaki damarlar görünür bir şekilde atmaya başlamıştı sert bir ifadeyle.
-Albay benim vatanımdan insanları kaçırıp analarından babalarından evlatlarından eşlerinden ayıran kim olursa olsun bulacağım bu ister iş adamınız olur ister devlet büyüğünüz bu yola baş koydum ya başımı alırsınız yada ben sizin kellenizi&
-Seni anlıyorum görevini yerine getirmeye çalışıyorsun ama burası senin ülken değil ve burada istediğin gibi at koşturamassın atın üzerindeki sensindir ama ipler başkalarının elindedir..
-Sende atın nallarısın heralde&
Komutan Mahmud masadan kalktı odasına doğru çıkmak için asansöre yöneldi..Albay murat komutanın son sözüne baya bir alınmıştı..Çok ukala birisi diye düşünüp kendini avutmaya çalıştı.yanına gelen lobi görevlisi kulağına bir şeyler fısıldadı..Hemen ayağa kalktı ve Komutan Mahmudun odasını aradı&

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:51
Bölüm:17
Yer:Kıbrıs Şehir Lefkoşa

Büyük görev için seçilen 8 subay sabahın ilk ışıklarıyla beraber eğitimlere başlamıştı bu eğitimler tamamen bilgi edinme amaçlı eğitimlerdi fiziksel olarak bir eğitim görmiyeceklerdi ama her şartta hareket edebilmeleri için bazı testlerden geçeceklerdi bu testlerin çoğu aldıkları eğitimlerden farklıydı en büyük farkı ise normal aldıkları eğitimde korumalı olarak eğitim alıyorlardı burada ise herhangi bir korumaları yok yani 600 metre yükseklikte uçaktan uçağa geçmek herhangi bir güvenlik önlemi olmadan veya su altında dakikalarca kalmak gibi bu eğitimler dışarıdan bakıldığında ne kadar korkutucu görünse bile burada yer alan 8 subay için belki biraz zorlayıcı olabilirdi ama hepsi bu testlerden geçebilecek bilgi ve yeteneğe sahipti..Çakal her zamanki gibi sesiyle subaylara eşlik ediyordu ilk günlerdeki gibi sert kural tanımaz dediğim dedik değildi daha sakin ılımlı ve sevecen bir şekilde yaklaşıyordu subaylara tabiî ki karşılığını alacaktı çünkü bu subaylar onun eğitimleri sayesinde dünyanın en büyük görevini icra edeceklerdi başarılı olup olmamalarını onların elindeydi ancak Çakal başarılı olacaklarından çok emindi..Kilisenin arka bahçesinde toplanmışlardı..Albay Murat Çakalın söylediği her şeyi arkadaşlarına anlatmıştı kısa süreli şoklardan sonra subaylar kendilerine gelmişti ve yıllardan beri merak edilen sorunun cevabını duymuşlardı evrende yalnız değiliz..Kilisenin bahçesinde buluna 10 tane bölmeden oluşan prefabrik yapıya yöneldiler hepsi teker teker adlarının yazılı olduğu odacıklara girdiler..Odanın içinde 70 ekran bir televizyon bir bardak su ve gösterinin akışını anlatan küçük bir tabela bulunuyordu..Odaların içindeki ses sisteminden gelen kurulum seslerinden sonra Çakalın sesi geldi..
-Arkadaşlar şuanda son kez geçmişe gideceksiniz ve bir daha geçmişe dair hiçbir şey hatırlamıyacaksınız..Bu işlemi yapmayı düşünmüyordum ama eğitimlerdeki gayretinizden dolayı böyle bir uygulama yapmaya karar verdim ancak geçmişinizle ilgili şeyleri izledikten sonra geleceğinizle ilgili tahmini bilgileri ve görüntüleri izleyeceksiniz bu odalardan çıktıktan sonra hiç biriniz ayık olmayacaksınız gösteriler bittikten sonra hepiniz kendinizden geçmiş olarak odalardan çıkarılacaksınız ve 2 gün kendinizde olmayacaksınız bu süre içerisinde sizlerde bazı tıbbi testler uygulayacağız bu testler sizin mars yolculuğunuzda herhangi bir hastalığa maruz kalmamanız için gerekli olan testler..Tabi ki merak ediyorsunuz neden bayıltılıyoruz onunda cevabını vereyim isterseniz..Bu testler bizzat benim tarafımdan yapılıyor ve sizin beni görmeniz yasak bunu daha önce konuşmuştuk zaten ama nefesimi hissedeceğiniz kesin bu bile bir çok insana nasip olmayacak bir şey&Neyse lafı fazla uzatmıyalım sizi geçmişiniz ve geleceğinizle baş başa bırakıyorum 2 gün sonra tekrar burada görüşürüz&
Odacıkların içerisinde bulunan subaylar televizyonun açılmasıyla geçmişlerine doğru yolculuğa çıktılar..Albay Murat Ve Albay Okan diğer arkadaşları gibi geçmişlerini televizyondan izliyorlardı genelde bir çok bölüm foto olarak gösteriliyordu ama son 5-6 sene içerisinde kendilerinin bile bilmediği kamera kayıtları vardı..20 dakikalık bir gösteriydi bu oldukça kısa bir süreydi onlar için geçmişlerini televizyondan izlemek herkese nasip olmazdı en ilginci ise tahmini gelecekleriydi ama garip olan Mars yolculuğunun başarılı bir şekilde bitirilmesiydi ya tam tersi olursa diye düşünürken irkilerek geriye doğru yaslandı aklından geçirdiği Mars yolculuğunun başarısızlıkla sonuçlanması halinde neler olacağını görünce korkuya kapılmıştı..Ne dehşet bir manzaraydı Dünya üzerinde ayakta kalan doğru dürüst bir bina yoktu her yer makinelerle doluydu tam Terminatör filmindeki gibi sahnelerdi bunlar gerçek olabilirmi diye düşünürken odacıklara sıkılan gazla kendinden geçti diğer arkadaşları gibi hayatlarındaki bilinmezler her gün çoğalıyordu ve bu kadar bilinmezi çözmek hiçte kolay olmayacaktı..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:51
Bölüm:18
Yer:Türkiye Şehir.İstanbul

Albay Erdal gelen misafirleri karşılamak için otelin giriş kapısına doğru yöneldi..Komutan Mahmuda haber vermişti..Dışarıda alışılagelmişin dışında bir hareketlilik vardı Hadi bey avukatları korumaları danışmanları asistanları ile birlikte kapı önünde bekleyen Albay Erdalın yanına geldiler..Hadi Bey sakin bir tonla&
-O buradamı.
-evet burada çağırdım asağıya geliyor.Yanlız sizden ricam kendisi biraz asabi bir arkadastır biraz k olmanız..
-Ne kliğinden bahsediyorsun sen benim kızımın otelini basacak bana gözdağı verecek aklınca ve sen benden klik bekliyeceksin güldürme beni albay çekil önümden..
Albay Erdalı iterek otelden içeriye girdi Komutan Mahmud lobiye yeni inmişti merdivenlerden..İş adamını görünce olduğu yerde üç beş saniye bekledi daha sonra lobide biraz önce oturdukları koltuklara yöneldi..Albay Erdal aşağılanmanın verdiği sinirle İş adamı Hadinin yanında hızla geçerek Komutanın Mahmudun oturduğu koltuklardan birine oturdu..Hadi bu anlamsız tavırlara anlamadı zaten pekte umrunda değildi..Sert bir ifadeyle..
-Sen kim oluyorsunda benim ülkemde benim otelimi basıp kızımı tehdit edip evrakları alıyorsun ve aklınca bana gözdağı veriyorsun ben senin başlarınla bile muhattab olmam onlar bile bana ufak gelir önümde el pençe dururlar hangi cüretle bu şekilde saçma bir şey yapabildin..Bu yaptıklarının cezasız kalacağınımı zannediyorsun..
-Ne yapacaksınız beni öldürecekmisiniz yoksa kaçırıcakmısınız..
-Ne demek istiyorsun sen..Beni neyle itham ettiğinin farkındamısın sen..
-Gayet farkındayım ne söylediğmin ve yaptıklarımın İş Adamı Hadi büyük iş adamı Hadi zavallı yoksul insanların üzerinden milyonlarca dolar para kazanan hadi insan kaçakçılığın eksik kalmıştı değilmi..herşeyi biliyorum ve her şey belgeleriyle elimde ya şimdi şuraya otur ve adam gibi konuş yada seni Suudi Arabistan insanlarını kaçırıp köle ticareti yapmaktan yargı önüne atarım ayrıca burada değil Suudi Arabistanda yargılanırsın ve cezan İdam olur..
-Güldürme beni senin bu anlattıklarına çocuklar bile inanmaz..beni hangi belgelerle yargılayacaksın otelden aldığın birkaç parça müşteri listesiylemi..Ben otelde devlet başkanları ağırladım ne yani onlarıdamı bu işle yargılıcan..
-Neden olmasın çamur birine bulaştıktan sonra hepsi beraber batarlar..
Komutan Mahmud ayağa kalktı Hadinin yanına giderek ceketinin içinden çıkardığı kelepçeleri Hadinin bileğine geçirdi..
-Seni İnsan kaçakçılığı yaptığından dolayı tutukluyorum..
Albay Erdal başta olmak üzere otelin lobisinde bulunanlar bu beklenmedik durum karşısında şaşkınlıktan ölebilirlerdi..İş Adamının Avukatları telaş içinde bir şeyler anlatıyordu..
-Bu yasal değil siz bizim ülkemizin polisi değilsiniz..Yargılamadan infaz yapıyorsunuz..Başınıza büyük belalar açtınız..
Korumalar Komutan Mahmudun üzerine doğru hareketlendi..Komutan Seri bir hareketle İş adamının boynuna silahını dayadı ve kendine doğru yasladı..
-Kıpırdayan olursa ölür&Açılın şimdi önümden ..
Otelin önü ana baba günü gibiydi otel görevlileri çoktan polis çağırmıştı..Komutanın buradan çıkması imkansızdı..Albay Erdal ne yapacağını bilmeden Komutanı iknaya çalışıyordu..Ancak Komutan Mahmudun geri dönmeye niyeti yoktu çıkış kapısına doğru yöneldi dışarıdaki polislerin silahları Komutanın üzerine çevrilmişti..Televizyonlar yayınları kesip olayı canlı olarak yayınlıyordu bütün devlet ayağa kalkmıştı sanki..Suudi Arabistan büyükelçisi başbakanlığa çağırılmıştı&Heryer karışmış gibiydi Komutan Mahmud soğukkanlı biriydi ve İş adamını buradan alamdan gitmeyecekti..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:52
Bölüm:19
Yer.Kıbrıs Şehir efkoşa

Gözlerini açtığında belindeki ağrıyı hissetmişti..Sanki binlerce iğne batırılmıştı vucuduna zorlanarak yatağından ayaklarını yere uzattı..Bir müddet yatağında oturarak kaldı..Başı çok şiddetli bir şekilde ağırıyordu..Odanın içerisinde gözlerini gezdirmeye başladı diğer arkadaşları uyuyordu..Ayağa kalkmak için uğraştı ama başarılı olamadı belindeki acıyla tekrar oturmak zorunda kaldı..ne olduğunu hatırlamıyordu sadece Çakalın son sözleri aklındaydı.Demek ki diye düşündü beyinlerimizde oynama yapmamışlar her şeyi hatırlıyordu geçmişe dair bu sevindiriciydi..iyide bu belindeki ağrıda neyin nesiydi ayaklarına baktı tırnakları uzamıştı ellerindeki tırnaklarda uzamıştı..yanında bulunan çekmeceleri karıştırıp tırnak makası veya kesici bir şeyler aradı..Normal tırnak makaslarında daha büyük bir tırnak makası buldu yere eğilemiyordu onun için elindeki tırnaklarını kesmek için makası tırnağına götürdü ilk müdaheleyle acı içinde bağırmaya başladı tırnağından yeşilimsi bir sıvı akmaya başlamıştı..Çığlıklar üzerine odaya yüzleri kapalı doktor önlüğü giymiş 2 kişi girdi çekmecelerden pamuk ve bilmediği bir sıvı alıp tırnağını sardılar..ne olduğunu anlamamıştı ama müthiş bir acı hissetmişti ve yeşil sıvının ne olduğunu bilmiyordu..Odaya gelen kişilerin sayısı artmıştı gözleri kapanmak üzereydi az çok seçebiliyordu odadakileri odaya girenler diğer arkadaşlarının yanına gidiyordu kendi başında 4 kişi vardı ve anlamadığı bir dilde bir şeyler konuşuyorlardı..Arkadaşlarından gelen çığlıkları duyabiliyordu hepsi inanılmaz acı çekiyordu bunu anlayabiliyordu..Ama ne olduğuna dair bir bilgisi yoktu beyni uyuşmaya başladı..Arkadaşlarının sedyelerle odadan çıkarılışını bulanık bir şekilde görüyordu..Sert bir hamleyle kendiside bulunduğu yataktan sedyeye aktarıldı..Hızlı bir şekilde kapıdan dışarı çıkarıldı..Sedyenin önünde bir kişi vardı arkadakileri göremiyordu&başını oynatamıyordu gözlerini bir noktadan başka bir yere çeviremiyordu..önünü görebiliyordu biraz koridorları hızla geçtiler sürekli zikzaklar çizerek ilerliyorlardı..bir odaya girdiklerini anladı aynı sertlikte sedyeden yatağa aktarıldı..Ellerini ve ayaklarını kilitliyorlardı..Konuşmaya devam ediyorlardı ama ne dediklerini anlamıyordu yüzlerini göremiyordu beyni iyice uyuşmuştu birazdan tamamen kapanacaktı..Biraz daha dayanmalıyım diye düşünüyordu&Odanın ışıkları kapatıldı her yer zifiri karanlığa gömüldü başındaki kişilerin konuşmaları kesilmişti sanki birden yok olmuşlar gibiydi&.Oda içerisinde sarımsı bir ışık yanmaya başladı..İçeriye birinin girdiğini kapının açılmasından anladı ama göremiyordu göz kapakları daha fazla tutunamıyordu..Kapıdan içeri giren kişinin baş ucuna geldiğini anlamıştı..Son bir gayretle ağzından birkaç cümle döküldü..
-Çakal bize ne yaptın..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:52
Bölüm:20
Yer:Türkiye Şehir:İstanbul

Komutan Mahmud sıkıştığını biliyordu ama burada çıkmak zorundaydı.zaten buradan çıktıktan sonra bu görev tamamen kişisel bir görev olacaktı onun için çünkü diplomatik ilişkilerden dolayı görevden alınacaktı ve aranılan bir suclu olacaktı..Tüm bunları kafasından geçiriyordu..Otelin önü polis ve özel kuvvet birlikleriyle doluydu hatta Albay Erdalında bu görevde olmasından dolayı askeri birliklerde olay yerine gelmişti..Otelin bulunduğu bölge araç trafiğne kapatılmıştı..Aksarayda bulunan otelin heryeri sarılmıştı..Komutan Mahmud yanında İŞ adamı hadi ile birlikte otelin garajına doğru yöneldi çevredeki binalara yerleşen keskin nişancılar biran olsun gözlerini komutanın üstünden ayırmıyordu&Komutan garaja girerken cevresinde dolaşan polislere çıkıştı..
-Garajdan içeriye bir taneniz girerse İş adamınız ölür..
Sözlerini bitirdikten sonra garajdan içeriye girdi ne yapacağına dair bir düşüncesi yoktu..Garaj görevlilerinden birini yanına çağırdı gelen adam korka korka Komutanın yanına yaklaştı..
-Şu jipin anahtarlarını getir hemen..
-Peki efendim..
Görevli garajın içerisinde bulunan külübeye girerek anahtarları karıştırıp jipin anahtarını komutana verdi..Komutan Mahmud HAdiyi yan koltuğa oturtup emniyet kemerini koltugun arakasından geçirerek Hadiyi bağladı kaçması imkansızdı artık..Kendisi direksiyona geçip hızla Garaj kapısından çıktı sert bir manevrayla Millet caddesine girdi..Arkasından onlarca polis arabası takip ediyordu ayrıca yolların her yerinde ekipler konuşlanmıştı..Topkapıdan geçerek havaalanına doğru hızla ilerlemeye başladı..Arkasında polis otosundan başka araba yoktu şehir trafiğinin can damarı olan yolda kendisi ve polislerden başka kimse yoktu..Cevizlibağdan aşağıya indi ani bir manevrayla mertere doğrı döndü bu hareketiyle baya bir polis otosunu atlatmıştı..Aslında amacı kaçabilmek için birkaç dakikaydı..Merter dönüşünden sonra otogar yoluna geldi..Yolları bilmiyordu ama ıssız yerlere doğru gittiğinin farkındaydı..Jipin yol haritasından gidebileceği yerleri görebiiyordu seçim yapması için fazla zamanı yoktu..Kararını vermişti Habibler tarafına doğru ilerlemeye başladı orada bulunan boş arazilerden kaçabilirdi..Yanlız bilmediği boş arazilerin Askeriyeye ait olduğuydu..yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuktan sonra araziye gelmişlerdi arazinin yanlarında evler bulunuyordu bunlardan birine sığınabilirim diye düşündü&.arkasında ekip otoları amansız takiplerini sürdürüyordu..Ülke bu haberle çalkalanıyordu&Bütün dünya kanalları yayınları kesmiş bu haberi son dakika gelişmesi olarak duyuruyordu..Müthiş bir diplomatik telefon trafiği başlamıştı..Suudi Arabistan Kralı Türkiyeye doğru yola çıkmıştı bile..Komutan Mahmud son kozlarını oynuyordu dar bir sokağa girdi yol oldukça kötüydü bu özellikle polis otolarını zorluyordu..Jip yolda atlıyarak ilerliyordu İş adamı kusmaya başlamıştı bile..Habiblerin ıssız sokaklarından birine arabayı çekti..İş adamını çözdü cebinden çıkardığı ipi işadamının ağzına tıkadı arkadan iyice sıktı ipi..Bir ağacın dibine doğru itikledi ve arabaya atladığı gibi gaz pedalına sonuna kadar bastı..Jip karanlık sokaklarda müthiş bir sesle ilerliyordu..Birden frene bastı jipi geri vitese alarak Mermer Atölyesinden içeriye soktu..Araçtan indi arabadan kurtulmuştu..Çevresinin sarıldığını biliyordu buradan araçla çıkamazdı ama yaya olarak kaçabilirdi..İş Adamını yanında götürme ümidini kaybetmişti şimdi tek derdi vardı saklanabilecek bir yer bulmak&

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:53
Bölüm:21
Yer:Suudi Arabistan Şehir:Mekke

Suudi Arabistan özel kuvvetler komutanı Mahmudun Türkiyedeki başarısız operasyonuyla çalkalanıyordu..kimilerine göre idam edilmesi kimilerine göre hafif ceza verilip görevine devam etmesi gerekiyordu..Ceza verilmesini savunan gruplar Komutan Mahmud gibi bir görevlilin kolay kolay yetişmeyeceğinin altını çiziyordu..Ancak yaşanan fiyasko cezanın hafif olması önündeki en büyük engeldi ayrıca komutanın nerede olduğuna dair bir bilgi yoktu..Türkiyeden dışarı çıkması imkansızdı saklanabileceği yerler bilinene göre yoktu..Onunla beraber Türkiyede çalışmalara katılan arkadaşları Suudi Arabistana geri dönmüştü ve yaşana bu olaylarda herhangi bir suçları bulunmadığı kanıtlanmış ve serbest kalmışlardı..Komutan MAhmudun yanındaki çalışma arkadaşlarından sadece Albay Erdal kalmıştı oda Türkiyede ifadesi alındıktan sonra serbest kalmıştı..Albay Erdalın Suudi Arabistandaki mahkemeye tanık olarak çağırılmasını Türk Genel Kurmayı sert bir karşılıkla reddetmişti..Suudi Kralı Sarayda büyük bir toplantı organize etmişti..Yaşanan bu olaylar oldukça canını sıkmış ve ülkesi itibar kaybetmişti&Ne olursa olsun Komutan bulunup idam edilecekti bu şekilde ülkesinin üzerinde olan gözler çekilecekti..Toplantı salonunda Kral dışında 43 üst düzey devlet görevlisi bulunuyordu.Bunlardan 2 tanesi komutanın yürüttüğü davayı savunan ve bu konu hakkında bir çok bilgi toplayan Razil ve Selem di..İkiside üst düzey istihbarat elemanlarıydı bu toplantıya konu hakkında bilgi sahibi oldukları için çağırılmışlardı..Kral söze direk bir giriş yaparak dikkatleri tamamen ülke prestiji ve izlenecek yol üzerine çekmişti..
-Komutan Mahmud yakalanıp sorgusuz sualsiz idam edilecektir..Bu konu hakkında hiçbir öneri veya yorum istemiyorum..Şuan için konumuz ülkemizin kaybettiği prestijini geri kazandıracak çözümler ve bu davanın sonucunun ne olacağı..Benim fikirlerim şuan için gizli kalacak sizin fikirlerinizi dinledikten sonra kendi fikirlerimi açıklayacağım ve bugün bu salondan karar almadan çıkmayacağız&karar almamız günler dahi sürse..
İlk sözü istihbaratçılardan Razil almıştı..ayağa kalktı kralı selamladıktan sonra size başladı..
-Efendim ülkemizin ciddi bir prestij kaybına uğradığı doğrudur..Yanlız bu prestijimi kazanmak için atacağımız adımlar başka ülkeleri veya şahısları zan altında bırakmadan olmak zorunda diye düşünüyorum ama eğer kendimizi düzeltmek için başkalarını ateşe atmak gerekirse elimde gördüğünüz dosyada 7 ülkeyi karıştıracak belki ihtilallerin olacağı bir kaosa sürükleyecektir..Komutan Mahmudun yürüttüğü operasyondan bizzat ben ve arkadaşım Selem çok yönlü araştırmalar yapıp bilgi toplamıştık..İzlenen yol veya yapılan eylemler bizi fazla ilgilendirmiyor..O tamamen Komutanın insiyatifi ile gerçekleşen bir harekettir..Bizim topladığımız bilgiler özellikle kaçırılan insanların nerelerde olduğuna dairdi..Bu konu üzerinde fazla bir yol izlediğimiz söylenemez yalnız bu konuyu araştırırken çok değişik bir zincirleme keşfettik aynı gün içerisinde farklı ülkelerin askerleri olan 10 Üst düzey asker çeşitli nedenlerle öldüler..Kısa bir araştırmadan sonra ölüm saatleri arasında kişi başına 2 saatlik bir fark tespit ettik..Tabi ki buna tesadüf diyebilirsiniz&.Araştırmalarımızda sizinde bildiğiniz Komutan Mahmudun Türkiye görevinde ona eşlik edecek olan iki albayında aynı gün içerinde helikopter kazasında öldüğü belirtmek isterim..Bu elimde ki dosyada ölen Albayların ölmeden önce kiminle konustukları hangi göreve atandıkları var..İlginç olan iki deniz subayı olan bu albayların insan kaçırma olaylarıyla ne ilgisi olmasıdır..Hatta yerlerine atanan Albay Erdal bile bir deniz subayıdır..İki Albay olay günü helikopterle İzmire gidiyor ve bir kaza olayını araştırmaları isteniyor..Bu kaza olayını soruşturma işinin başı daha da ilginç bir isim Tümgeneral Hadi..General Hadi istihbarat konusunda özellikle bizim bulunduğumuz Ortadoğu bölgesi istihbaratı konusunda bir numara olan bir isim..Hatta şuanda bile bizim burada toplantı halinde olduğumuzu biliyor..Ben bu isimleri ve yaşanan olayları birbirine bağlayınca ortaya çok korkunç bir tablo çıkıyor..

Kral söze girmişti&
-Anlattıkların ilginç geldi baya sonu nereye varacak merak ediyorum..
-Haklısınız efendim ama daha anlatacaklarım bitmedi..anlatacaklarım bittikten sonra parçaları birleştirince bana hak vereceksiniz ve işte o zaman Dünya üzerinde hiçbir devlet rahat edemiyecek..Eğer araştırmalarımda yanılmadıysam yaklaşık 3 hafta sonra dünyada yer yerinden oynayacak ve bazı ülkeler 3 hafta sonra yaşanacakları biliyorlar&Aynı gün içerisinde ölen askerler yapılacak bir operasyon için kaçırılan askerlerdir..Bu operasyonun ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama Dünya tarihini yeniden yazmamız gerekecek veya hepimiz yok olacağız..

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:54
Bölüm:22
Yer:Amerika Şehir:New Jersey
Uzay Tarihi İnceleme Komisyonu olağanüstü toplanmıştı&yapılacak olan mars yolculuğu erken bir tarihe alınması gerekliydi aldıkları bazı duyumlara göre Tuhamlılar dünya üzerinde bazı bölgelere kendi ırklarından kişileri yapılan antlaşmaları göz ardı ederek yerleştirmişti..Bu yerleşimlerin çoğunluğu Afrika kıtasına yapılmıştı..Tuhamlıların ne düşündükleri veya ne yapmak istediklerini bilmiyorlardı..General Sate toplantıyı acmak için ayağa kalktı..
-Sevgili dostlar hepimizin bildiği üzere Marslılar dünyamızın çeşitli bölgelerine inişler yapmış ve yerleşmiştir..Araştırmalarımıza göre Afrika kıtasının büyük bölümlerinde marslılara rastladık..genel olarak ne amaçla geldiklerini bilmiyoruz zaten tuham Liderinede ulaşamıyoruz bütün irtibatımız kesilmiş durumda..Bunun üzerine mars yolculuğu için hazırlamış olduğumuz planda değişiklikler oldu..ilk değişiklik zaman konusunda 3 haftaya kadar ilk mekiğimiz uçusuna baslıcak takriben 1 er gün arayla diğer mekikler yola çıkacak planlarımızda değişiklikler 4 kişilik personel tek sefer değil artık eğitim gören bütün personel marsa gidecek..Seçilen 4 kişi ilk mekikte diğer 4 kişi ise 2.mekikte olacak..Zaten diğer arkadaşlar artık aramızda değiller&Kıbrıs ta bulunan yetkilimize haber gönderdim askerlerimiz yola çıktılar ve yarın burada olacaklar..Artık her şeyin netliğe kavuşması lazım ya sonumuz gelecek yada yeniden var olacağız..tabiki bu olaylardan insanlarımıza bahsetmek oldukça zor olacak dünya üzerinde 7 milyar insanı koruyamayız ancak hazırladığımız bölgelerde her ırktan her canlı türünden canlıları barındırabileceğimiz sığınaklar yaptık..Bir nevi 2.Nuhun gemisi yaptık..her şeye hazırlıklı olmalıyız dostlarım..Tuhamlılar tahminimce dünyamızı ele geçirmek istiyorlar ve bunu yavaş yavaş şekillendiriyorlar neden bu şekilde bir hazırlık yaptıklarını bilmiyoruz beklide bizim onlara yapacağımız operasyondan haberdar olmuşlardır..Ancak geri dönüşümüz olmadığı kesin..Yarından itibaren dünyadaki bütün ülkelerin Başkanlarına durum hakkında bilgi verilecek tabiî ki tuhamlılardan bahsedilmeyecek sadece Mars yolculuğundan bahsedilecek&Ama ileride bizim bahsetmemize gerek kalmıcak ve insanlarımız yıllardır bilmek istedikleri filmlerde dizilerde gördükleri sahneleri yaşıyacaklar..Söyleyeceğim fazla bir şey yok arkadaşlar durumumuz ortada Dünyamız artık bir var oluş savaşına girmiştir&

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:55
Bölüm:23
Yer:Amerika Şehir:Washıngton

Amerika Birleşik Devletleri Başkan Jim Paul başkanlığında toplanmıştı..Konu yapılacak mars yolculuğu ve dünyanın geleceği hakkındaydı..Toplantıda üst düzey devlet görevlileri CIA FBI UTİK ve NASA nın üst düzey görevlileri bulunuyordu..Başkan Jim Paul toplantıyı başlatmak için ayağa kalktı..
-Arkadaşlar bugün burada yaşadığımız dünyanın önünde bulunan çok büyük bir tehlikenin nasıl ve hangi yollarla bertaraf edeceğimizi konuşmak ve karara bağlamak için toplandık..Burada alacağımız kararları vakit kaybetmeden dünya devletlerinin başkanlarına göndereceğiz..Mars yolculuğundan ziyade şuanki konumuz Marslıların yani tuhamlıların dünyamızda ne işi olduğudur..Yapılan antlaşmalar gereği Tuhamlılar dünya üzerinde bizim iznimiz ve bilgimiz olmadan hareket etmiyecekti..Suanda Afrika kıtası üzerinden dünyamıza inişler gerçekleştiriyorlar şuana kadar yaklaşık olarak 900 tane tuhmalı tespit edebildik 3gün önce inişler başlamış yani günde ortalama 300 tuhamlı dünyamıza geliyor..Şuan için o bölgede herhangi bir müdahele söz konusu değil..Tuham Kralına ulaşmaya çalışıyoruz ama bunda başarılı olamadık mecburen onlar bizimle bağlantıya geçene kadar veya bize saldırana kadar onlarla temas kuramıyacağız..Bu olaylardan dolayı mars yolculuğumuzu erken bir tarihe almaya karar verdik..Şuanda mars yolculuğunu yapacak olan askerler yolda ve gelmek üzereler.Tabiki eğitimlerini tam tamamlayamadıkları için genetik yapılarında bazı operasyonlar yapıldı ki bu operasyonun ve kendilerinin iyiliği içindi..Şimdi UTİK başkanı General Sat bize Tuhamlılar ve Mars gezegeni hakkında bazı açıklamalarda bulunacak&
-Teşekkürler sayın Başkan..Evet şuanda dünyamız büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğu kesin..Benim size anlatacaklarım karşımızdaki düşmanın nasıl bir yapıya sahip olduğu ne gibi teknolojiye sahip olduğu gibi askeri açıdan bize yararlı olacak bilgilerdir..Tuhamlılar 800 yıl öncesine kadar Litas adlı bir güneş sisteminde yaşayan ve bu sistemde bulunan en güçlü imparatorluklardan biriydi..Yaklaşık 120 yıl önce girdikleri bir savaşı kendi içlerinden olan bazı kumandanların ihaneti sonrası kaybetmiş ve bulundukları Litas sisteminden Bizim bulunduğumuz sisteme gelmişlerdir..Ve 110 yıldır bizim varlığımızdan haberdarlar..Yönetim sistemleri bizden pek farklı bir sistem değildir bizdeki gibi orduları bizdeki gibi komutanları vardır..Tamamen asker bir halktır..Cinsiyet ayrımı yoktur yani erkek veya kadın oldukları hakkında bir bilgiye sahip değiliz..Üreme şekilleri kendi başlarına 3 yılda 1 kere olmak üzere 6 yavru doğururlar bu yavrular toprak altında 6 yıl kaldıktan sonra kendi çabaları ile Tuham halkına katılır anne baba kardeş gibi olguları yoktur..Kimse birbirini tanımaz ama birbirlerine sadıktırlar..Konuştukları dil bizim bilmediğimiz bir dil kendileri bu dile Litas adını vermişler eski sistemlerinden dolayı..Su ile yaşarlar ama dışkı ihtiyaçları yoktur&Fiziksel yapıları insan ırkına çok benzerlik taşır bazı farklılar dışında ..Tuhamlılarda renk diye bir şey yoktur her şeyi siyah beyaz görürler hava kararınca her nesneyi beyaz görürler.Çok sert bir dış yapıları vardır..Tabir yerindeyse kurşun geçirmez bir yapıdır&Ayrıca bu özelliklerine rağmen kalkanları ve zırhları vardır..Silahları tamamen lazer ve adını yeni öğrendiğimiz ama nasıl bir silah olduğunu bilmediğimiz Gaus tekniği denilen bir teknikler yapılan silahlardır..Hava kuvvetleri çok değişik gemilerden oluşan bir filodur..Yaklaşık olarak sayılarının 4 milyonun üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz tabiî ki bu gemiler bizim uçak ve füzelerimizden çok üstün özellikli silahlarla donatılmıştır.Şuan için Tuhamlılarla dünyamız arasında başlıcak olan bir savaşta gerçekçi olmak gerekirse hiç şansımız yok..Herkese Teşekkür ederim&

Salonda bulunanlar nasıl bir belaya bulaştıklarını yeni yeni anlıyordu..Dünya büyük bir tehlike hatta yokolma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı&Kimse ne söyleyeceğini bilmiyordu herkes Mars yolculuğunda neler olacağını ve beklide savaşın başlamadan biteceğini düşünüyordu..Dünyanın kaderi 8 askerin elindeydi bu görevi başaramazlarsa dünya artık tuhamlıların yeni gezegeni olacaktı hayatta kalan insanlar köle misali hayatlarını sürdürecekti..Tuhamlıların dünyayı ele geçirme isteğinin dünyanın 4/3 su olması ve su ihtiyaçlarını karşılamak olduğu kesindi Çünkü mars gezegenindeki su kaynakları tükenmek üzereydi..Bir kısım tuhamlı pluton gezegenine göç etmişti..Dünya ele geçirilince onlarda geri gelecekti..Herkes birbirine bakarak gözlerde neler anlatıldığını anlamaya çalışıyordu..Belkide herkesin gözleri aynı şeyi anlatıyordu..KORKU ve SON&&

Ngereklinsan
07-21-2007, 18:55
Bölüm:24
Yer:Türkiye Şehir:İzmir

İzmir Hava Okulu Komutanı Tümgeneral Hadi sabah koşusunu yaptıktan sonra duş almak için odasının bulunduğu koridorda duşluğa gitmişti..15 dakika sonra duşluktan çıktı ve kamuflajlarını giyerek masasına oturdu..Baya birikmiş işler vardı kendisine çay söyleyerek ilk dosyadan işlerini yapmaya başladı..elindeki dosyada ölen albayların soruşturma sonuçları vardı..Hiç incelemeden altına imza attı..elini çenesine götürerek düşüncelere daldı.Kendine gelmesi uzun sürmedi elindeki dosyayı bir kenara bırakıp odasının balkonundan etrafı izlemeye başladı..Kapının çalınmasıyla geriye dönü ve sert bir ses tonuyla..
-Gel..
-Komutanım akrabanız olduğunu söyleyen birisi sizinle görüşmek istiyormuş..Kim Olduğunu sorduğumda amca çocukları olduğunuzu söyledi hatta kimliğini gösterdi Hakkari Yüksekovada görevli bir binbaşı..
-Al bakalım içeriye..
General Hadi gelenin kim olduğunu biliyordu..onu içeri almakla iyimi yaptı kötümü yaptı bilmiyordu zaten birgün yüzleşeceklerdi.Koltuğuna oturdu gelen misafiri odadan içeri girince uzun yıllardır görmediği birini görmüş gibi uzun uzun gelen kişiye baktı..
-Otur bakalım Komutan Mahmud..beni neden görmeye geldin..
-Sizinle çok önemli işlerim var General sizde biliyorsunuz neden geldiğimi..
-Şu anda aranan bir kaçaksın istersem seni ihbar edebilirim..
-O zaman ölürsünüz..beni dinleyin şimdi İş adamından aldığım belgelerde Ahmet Huklevinin Türkiyede olduğunu anladım..Bana onu bulmamda yardımcı olacaksınız..onu bulup kendimi temize çıkarmam gerek..
-Sen buraya nasıl geldim İstanbuldan nasıl çıkabildin..
-Benim yanıma verdiğiniz kişi sayesinde..Neyse bunların şuan için önemi yok Ahmet Huklevi nerede..
-Ahmet yıllar önce benim yanıma gelmişti..Benden bazı devlet görevlilerin adreslerini aldı ve gitti daha sonra onu hiç görmedim&
-Kimdi bu görevliler..Ahmet insan kaçakçılığı yapıyor bunuda biliyorsunuz ozaman..
-İnsan kaçakçılığı yaptığını biliyorum..Hatta sizin köylerinizden insanları kaçırdığınıda biliyorum..Bizden de bu tür taleplerde bulundu ama reddedildi..işte o gün bugün ortalarda görünmüyor..
-Peki bu insanları nereye götürüyor kimlere satıyor..
-Bunu cevabını 3 haftaya kadar alacaksın o kaçırılan insanlarla beklide yüz yüze geleceksin.
-3 Hafta sonra ne olacak..
-Bunu yarın öğrenirsin..Bak Mahmud seni severim işinde çok iyisindir sana yardım edeni unutmasın bilirim..Ancak sana fazla bir şey söyleyemem unutmaki benimde üstlerim var ve bende onlara hesap veriyorum..Şuan için kalacak yerin sorunsa sana yer ayarlayabilirim zaten 2 güne kalmaz seni unuturlar ..Farklı bir gündem maddesi belirlendi ve yarın manşetlerde görürsün zaten&
-Ne olacağını söylemiyecekmisin..
-Mars yolculuğu..İnsanoğlu ilk defa Marsa yolculuğa çıkıyor..Bu haber aylarca gündemi değiştirir..
-Mars yolculuğumu buda nerden çıktı şimdi..kim yapıyor bu yolculuğu..
-Tabiki Amerika kim olacaktı başka..
-O anlamda sormadım astranotlar kim..
-Bilmiyorum kim olduklarını hem bunların önemi yok..Kimin olduğu kimin umrunda adamlar marsa gidiyor sen kimin gittiğini soruyorsun..
-Eğer aldığım bilgiler doğruysa o yolculuğu yapacak olanlar aynı gün içerisinde ölen askerler&Bu askerlerin içinde Benim buradaki görevimde yanıma verilen daha sonra helikopter kazasında ölen iki albayda var..
-Neler saçmalıyorsun sen Mahmud..Adamların ölüm dosyalarını daha yeni imzaladım..
-Seni pislik herif ya bana bildiklerini anlatırsın yada beynini duvara yapıştırırım..
Silahını çekip Generalin alnına dayadı..Masanın üzerine çıkmıştı..Generalin alnından soğuk terler boşalmaya başlamıştı..Silahın namlusunda susturucu vardı ölse kimsenin haberi olmazdı..Komutan Mahmud Hışımla konuşmaya devam etti&
-Sen beni aptalmı zannediyorsun..Bildiğin her şeyi anlatacaksın..Mars yolculuğunu kim yapıyor.. O albaylar kim tarafından kaçırıldı..Ahmet Huklevi nerede..herşeyi anlatman için 20 dakikan var&

selahattin_ay
10-03-2007, 00:05
paylasim icin tesekkurler

fatih_44
10-03-2007, 22:26
ellerine sağlık kardeş