ak sevda
11-27-2010, 21:48
salı günü AK Parti'nin grup toplantısını izleyerek bu soruyu gündeme yerleştiriverdi.
BAŞBAKAN Erdoğan'ın küçük kızı Sümeyye, salı günü AK Parti'nin grup toplantısını izleyerek bu soruyu gündeme yerleştiriverdi.
Geçtiğimiz temmuz ayından beri AK Parti Genel Merkezi'nde danışman sıfatıyla dış basında Türkiye ile ilgili yazıları takip etmekle görevlendirilen Sümeyye Erdoğan'ın siyasete ilgi duyduğunu düşünmek yanlış olmaz.
Sümeyye'yi ilk kez annesi Emine Erdoğan ile Pakistan'daki selzedelere yardım götürmek için çıktığımız seyahatte izleme fırsatı buldum. Bizlere eşlik eden Caroline Koç'un Sümeyye ile ilgili gözlemleri bugünlerde daha da anlam kazanıyor. "Belli ki dış dünyaya büyük merakı var. Tıpkı Chelsea Clinton (eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın kızı) gibi annesine ve babasına eşlik ederek bir şeyler öğrenmeye, tecrübe edinmeye çalışıyor" demişti Caroline Koç. Gerçekten öyle görünüyordu. Selzedelerle yakından ilgileniyor, korkunç manzara karşısında duyduğu acı yüzünden okunuyordu.
Eğitimine baktığımız zaman Sümeyye gayet donanımlı. ABD'nin Indiana Eyaleti'nde sosyoloji okuyan Sümeyye, dünyanın en prestijli üniversiteleri arasında sayılan The London School of Economics'te master yaptı. Bir yıl boyunca Ürdün'de Arapça dili eğitimi aldı.
Turgut Özal'ın oğlu Ahmet, Adnan Menderes'in oğlu Aydın ve Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul örnekleri üzerinden kimileri, başarılı politikacıların çocuklarının politikada asla başarılı olamadıklarını iddia ediyor. Yanılıyorlar. Tam tersi. Birçok başarılı politikacının politikada başarılı çocukları oldu ve halihazırda da var. Mesela Hindistan'ın efsanevi başbakanlarından Nehru'nun kızı İndira Gandhi, babasının gölgesinde filan kalmadı. Bazı tartışmalı uygulamalarına rağmen (Hindistan'daki nüfus patlamasını engellemek için erkekleri zorla sterilize ettirme programı tam bir fiyaskoydu) halen saygıyla anılıyor.
Myanmar'da (Birmanya) 1990 yılında yüzde 59 oyla iktidara gelen ancak ordunun iktidara el koymasıyla birlikte ev hapsine mahkûm edilen muhalefet lideri Aung San Sui Kyi, Birmanya'nın milli kahramanlarından General Aung San'ın kızı. Sadece kendi ülkesinde değil tüm dünyada demokrasi mücadelesinin sembolü haline gelen Aung San Sui Kyi, babasından çok daha fazla tanınıyor. Beğenin beğenmeyin Suriye diktatörü Hafız Esad'ın oğlu Beşir, tahminlerin aksine ve tüm uluslararası baskılara rağmen ülkesini demokratik yöntemlerle olmasa dahi oldukça iyi yönetiyor. Babası kadar zalim değil. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ve özetle şunu diyebiliriz: "Sümeyye, Tayyip Erdoğan'ın kızı olduğu için siyasette başarılı olamaz" diye bir kaide yok. (Ancak gerçekten siyaset yapmak istiyorsa bunu ticaretle birlikte yürütmesi söz konusu olamaz.)
Ne var ki Erdoğan Ailesi'ne yakın çevrelerden edindiğimiz bilgiye göre, Başbakan kesinkes aile fertlerinin siyasete girmesine sıcak bakmıyor, hatta yasaklıyor diyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde Sümeyye, babasına şaka yollu "Beni milletvekili yapacakmışsın" demiş. Erdoğan gülmüş, ama yukarıda belirttiğimiz görüşlerini tekrarlamış.
Bu görüşleri değişir mi bilemeyiz. Ancak Sümeyye'nin önünde çok daha büyük bir engel var. O da inancından dolayı taktığı başörtüsü. Yine Başbakan'a yakın kaynaklardan edindiğim bilgi, gelecek milletvekili seçimlerinde AK Parti hiçbir surette bir başörtülü kadını milletvekilliğine aday göstermeyecek. Sebebi malum. Yargıda pusuda bekleyenlere koz vermek istemiyor.
Yazık, çok yazık, AK Parti'nin olası başörtülü adayları arasında anılan MYKK üyesi ve aynı zamanda kadın doktoru olan Sema Ramazanoğlu, bence mükemmel bir milletvekili, hatta Sağlık Bakanı olabilir. Ama sırf başını örtüyor diye böyle bir şansı yok. Hadi üniversitelerde başörtüsü yasağı sadece fiilen değil resmen kaldırıldı diyelim. Hukuk okuyan başörtülü genç kadın avukat olamıyorsa, tıp okuyan devlet hastanesinde doktorluk yapamıyorsa o diplomaların, onca yıl verilen emeğin ne kıymeti olabilir.
Başörtüsünü kafaya takanlar, esas 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle açıklanan tüyler ürpertici tabloya bakıp biraz bu konuda seslerini yükseltsinler. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Avukat Nazan Moroğlu'nun sunduğu verilere göre Türkiye'de her dört kadından biri fiziksel, ruhsal, cinsel ve sosyal şiddete maruz kalıyor. Resmi verilere göre kadın cinayetlerinin sayısında son 7 yılda, yüzde 1400 artış oldu. Haberi aktaran Gazeteport sitesinin dediği gibi "Erkekler İftiharla Sunar".
HABERTÜRK Gazetesi
BAŞBAKAN Erdoğan'ın küçük kızı Sümeyye, salı günü AK Parti'nin grup toplantısını izleyerek bu soruyu gündeme yerleştiriverdi.
Geçtiğimiz temmuz ayından beri AK Parti Genel Merkezi'nde danışman sıfatıyla dış basında Türkiye ile ilgili yazıları takip etmekle görevlendirilen Sümeyye Erdoğan'ın siyasete ilgi duyduğunu düşünmek yanlış olmaz.
Sümeyye'yi ilk kez annesi Emine Erdoğan ile Pakistan'daki selzedelere yardım götürmek için çıktığımız seyahatte izleme fırsatı buldum. Bizlere eşlik eden Caroline Koç'un Sümeyye ile ilgili gözlemleri bugünlerde daha da anlam kazanıyor. "Belli ki dış dünyaya büyük merakı var. Tıpkı Chelsea Clinton (eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın kızı) gibi annesine ve babasına eşlik ederek bir şeyler öğrenmeye, tecrübe edinmeye çalışıyor" demişti Caroline Koç. Gerçekten öyle görünüyordu. Selzedelerle yakından ilgileniyor, korkunç manzara karşısında duyduğu acı yüzünden okunuyordu.
Eğitimine baktığımız zaman Sümeyye gayet donanımlı. ABD'nin Indiana Eyaleti'nde sosyoloji okuyan Sümeyye, dünyanın en prestijli üniversiteleri arasında sayılan The London School of Economics'te master yaptı. Bir yıl boyunca Ürdün'de Arapça dili eğitimi aldı.
Turgut Özal'ın oğlu Ahmet, Adnan Menderes'in oğlu Aydın ve Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul örnekleri üzerinden kimileri, başarılı politikacıların çocuklarının politikada asla başarılı olamadıklarını iddia ediyor. Yanılıyorlar. Tam tersi. Birçok başarılı politikacının politikada başarılı çocukları oldu ve halihazırda da var. Mesela Hindistan'ın efsanevi başbakanlarından Nehru'nun kızı İndira Gandhi, babasının gölgesinde filan kalmadı. Bazı tartışmalı uygulamalarına rağmen (Hindistan'daki nüfus patlamasını engellemek için erkekleri zorla sterilize ettirme programı tam bir fiyaskoydu) halen saygıyla anılıyor.
Myanmar'da (Birmanya) 1990 yılında yüzde 59 oyla iktidara gelen ancak ordunun iktidara el koymasıyla birlikte ev hapsine mahkûm edilen muhalefet lideri Aung San Sui Kyi, Birmanya'nın milli kahramanlarından General Aung San'ın kızı. Sadece kendi ülkesinde değil tüm dünyada demokrasi mücadelesinin sembolü haline gelen Aung San Sui Kyi, babasından çok daha fazla tanınıyor. Beğenin beğenmeyin Suriye diktatörü Hafız Esad'ın oğlu Beşir, tahminlerin aksine ve tüm uluslararası baskılara rağmen ülkesini demokratik yöntemlerle olmasa dahi oldukça iyi yönetiyor. Babası kadar zalim değil. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ve özetle şunu diyebiliriz: "Sümeyye, Tayyip Erdoğan'ın kızı olduğu için siyasette başarılı olamaz" diye bir kaide yok. (Ancak gerçekten siyaset yapmak istiyorsa bunu ticaretle birlikte yürütmesi söz konusu olamaz.)
Ne var ki Erdoğan Ailesi'ne yakın çevrelerden edindiğimiz bilgiye göre, Başbakan kesinkes aile fertlerinin siyasete girmesine sıcak bakmıyor, hatta yasaklıyor diyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde Sümeyye, babasına şaka yollu "Beni milletvekili yapacakmışsın" demiş. Erdoğan gülmüş, ama yukarıda belirttiğimiz görüşlerini tekrarlamış.
Bu görüşleri değişir mi bilemeyiz. Ancak Sümeyye'nin önünde çok daha büyük bir engel var. O da inancından dolayı taktığı başörtüsü. Yine Başbakan'a yakın kaynaklardan edindiğim bilgi, gelecek milletvekili seçimlerinde AK Parti hiçbir surette bir başörtülü kadını milletvekilliğine aday göstermeyecek. Sebebi malum. Yargıda pusuda bekleyenlere koz vermek istemiyor.
Yazık, çok yazık, AK Parti'nin olası başörtülü adayları arasında anılan MYKK üyesi ve aynı zamanda kadın doktoru olan Sema Ramazanoğlu, bence mükemmel bir milletvekili, hatta Sağlık Bakanı olabilir. Ama sırf başını örtüyor diye böyle bir şansı yok. Hadi üniversitelerde başörtüsü yasağı sadece fiilen değil resmen kaldırıldı diyelim. Hukuk okuyan başörtülü genç kadın avukat olamıyorsa, tıp okuyan devlet hastanesinde doktorluk yapamıyorsa o diplomaların, onca yıl verilen emeğin ne kıymeti olabilir.
Başörtüsünü kafaya takanlar, esas 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle açıklanan tüyler ürpertici tabloya bakıp biraz bu konuda seslerini yükseltsinler. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Avukat Nazan Moroğlu'nun sunduğu verilere göre Türkiye'de her dört kadından biri fiziksel, ruhsal, cinsel ve sosyal şiddete maruz kalıyor. Resmi verilere göre kadın cinayetlerinin sayısında son 7 yılda, yüzde 1400 artış oldu. Haberi aktaran Gazeteport sitesinin dediği gibi "Erkekler İftiharla Sunar".
HABERTÜRK Gazetesi