Orijinalini görmek için tıklayınız : tepeden gelmeyen.temelden gelen tek lider.erdoğandır..
ahmetermiş
10-20-2008, 01:55
Recep Tayyip Erdoğan
Rize'den Kasımpaşa'ya göç etmiş mütevazı bir ailenin çocuğu olan Recep Tayyip Erdoğan'ın hayat öyküsü, son 50 yıllık Türkiye'nin siyasi ve sosyal tarihinin de bir özeti. Çok partili yaşamın ilk yılları, Menderes'in idamı, siyasi çatışmalar, 12 Eylül darbesi, Özal'la başlayan liberal dalga, RP'nin yükselişi, 28 Şubat süreci, klasik sağ partilerin çöküşü ve AKP'nin doğuşu. Tayyip Erdoğan, bu olayların bir kısmında izleyici ama çoğunda rol oynayan bir aktördü. Türk milletinin önemli bir kısmı, 1990'lı yıllarda yıldızı parlayan bu adamı, her geçen gün kendine daha yakın gördü ve son seçimlerde yüzde 47'ye varan bir oyla iktidarı ikinci kez ona emanet etti. O, milyonlarca insan gibi yokluk nedeniyle köyünü kasabasını terk edip büyük bir kente göç eden bir ailedendi. Okumak, ailesine yük olmamak için küçük yaşta sokaklarda çalışmak zorunda kalan bir çocuktu. Futbol aşkıyla yaşayıp, çoğunluktan farklı bir okulda okuduğu için ayrımcılığa uğramış bir öğrenciydi. Darbe döneminde siyasi görüşleri nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalan bir işçiydi. Düşünceleri nedeniyle hapishanede yatmış bir düşünce mahkûmuydu. Olgunluk yaşlarında birçokları gibi geçmiş radikal görüşlerini bir kenara bırakıp daha gerçekçi politikalar üreten bir siyasetçiydi. Milletin değerleri ve devletin kurucu ilkeleriyle çatışmadan, daha demokrat ve liberal bir Türkiye için mücadele veren bir devlet adamıydı. Bu dizide Erdoğan'ın çocukluğundan günümüze her yönüyle portresini bulacaksınız. Recep Tayyip Erdoğan'ı siyasetin zirvesine taşıyan olayların ve Menderes- Özal geleneğinin mirasçısı haline getiren ilginin sırlarını okuyacaksınız.
Takvimler, 1954 yılının 26 Şubat'ını gösterdiğinde İstanbul'un Kasımpaşa semtinde mütevazı bir hayat sürdüren Erdoğan ailesini büyük bir mutluluk sarmıştı. Ahmet Erdoğan'ın Tenzile Erdoğan'la olan ikinci evliliğinden bir erkek çocuğu olmuştu. Rize'nin eski adıyla Potamya, yeni adıyla Güneysu ilçesinden yokluk, işsizlik nedeniyle 13 yaşında İstanbul'a göç etmiş babanın bir önceki evliliğinden iki çocuğu daha vardı. Deniz Hatları'nda kıyı kaptanı olarak çalışan "Reis Kaptan" lakaplı baba Ahmet Erdoğan, oğluna babasının adı olan Tayyip adını koydu. Eski takvime göre Recep ayında doğan bebeğe Recep adı da verildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 28. başbakanı olacak bebeğin kulağına ezan okundu, üç kere Recep Tayyip adı söylendi.
DAHA 66 GÜNLÜKTÜ
Türk siyasi hayatının ikinci özgür seçimleri arifesinde dünyaya gelen Recep Tayyip, sıkı bir Demokrat Partili olan baba Ahmet Erdoğan'ın hayatında mutlu bir dönemin kapısını aralamıştı. Recep Tayyip, henüz 66 günlük bebekken Demokrat Parti büyük bir seçim zaferine imza atmıştı. 1950 seçimlerinde yüzde 52.7 oranında oy alarak tek başına iktidar olan Menderes, 2 Mayıs 1954 yılında iktidarda geride bıraktığı dört yıla rağmen CHP karşısında oy oranını artırarak ikinci kez seçimleri kazandı. DP, bu seçimlerde yüzde 57.6'lık oy oranıyla çok partili hayatın seçim rekorunu kırıyordu. Ahmet Erdoğan, o tarihlerde hayal edebilir miydi bilinmez ama yıllar sonra başbakan olacak oğlu Tayyip Erdoğan da tıpkı çok sevdiği Menderes'ten 53 yıl sonra girdiği ikinci seçimleri de kazanarak CHP'yi bir kez daha büyük yenilgiye uğratacaktı. Aynı tarihte Tayyip Erdoğan'ın milli görüş gömleğini çıkardıktan sonra ekolünü takip ettiğini iddia ettiği bir başka isim Turgut Özal ise bürokrasinin basamaklarında yükseliyordu. ABD'de mühendislik ekonomisi tahsilini yaparak yurda henüz dönmüş olan Turgut Özal, Elektrik İşleri Etüd Dairesi'nde devlet memuru olarak çalışmaya başlamıştı. Erdoğan her ne kadar siyasi çizgi olarak Menderes ve 1946 ruhunu taşıyan Turgut Özal'a liberal yaklaşımlarıyla benzese de, geldiği sosyo ekonomik çevreye, eğitim gördüğü okullara ve çalıştığı kurumlara bakıldığında onlardan farklılaşıyor. Menderes, geniş arazileri olan, elit okullarda okumuş, CHP içinden çıkma bir politikacıydı. Özal'ın babası banka memuru, annesi ilkokul öğretmeni, bürokrasinin yani devletin içinde yetişmiş bir politik liderdi. Gazeteci Can Dündar'ın altını çizdiği gibi, "Erdoğan, Kasımpaşa'dan çıkıp -Belediye başkanlığı dışındabürokrasinin örseleme tezgahından geçmeden hükümete ulaşmayı başaran yegane sağcı lider..." Bir başka ifadeyle Menderes ve Özal'ın tabanları millete dayansa da akıllarında hep devlet geleneği vardı. Erdoğan'ın sağ kulvarda siyaset yapması ve Menderes sevgisinin kökenlerinde hiç kuşkusuz babası Ahmet Erdoğan'ın önemli bir etkisi var. Devletçi seçkinlerin partisi olarak adlandırılan o zamanki CHP karşısında Anadolu'nun muhafazakar değerlerine saygılı bir siyaset yürüten Adnan Menderes'in darbeciler tarafından 1961 yılında idam edilmesi, Demirkırat'a bağlı olan Reis Kaptan'ı gözyaşlarına boğmuştu.
EVDEKİ DUYGULU ANLAR
Babasının üzüntülü halini gören yedi yaşındaki Recep Tayyip de fazla anlayamadığı bu durum karşısında gözyaşlarına hakim olamadı. Erdoğan, o gün yaşadıklarını gazeteci Göksel Özköylü'ye şu cümlelerle anlatıyordu: "Rahmetli Menderes'in elleri arkasına bağlı, idam gömleğiyle o yürüyüş resmi vardır. Hayat mecmuasındaki resimler, mahkeme sefahati filan, babam, onların olduğu sayıyı eve getirmişti. Ben de karıştırırken o tabloyu gördüm. O arada çok anlamlı, duygulu ifadeler de yer alırdı. O zaman ben bunları pek anlamıyordum. Ama idama giden böyle bir insan, babamın ve annemin duygulu anı, yani evde bir duygu var. Bu kadar hizmet eden bir insanın idama götürülüş olayı var.
İMAM HATİP'E GİDEN YOL
Piyale Paşa İlkokulu beşinci sınıfta din dersine giren Okul Müdürü İhsan Aksoy'un bir sorusu, Tayyip Erdoğan'ın belki de tüm siyasi hayatını şekillendirecek sonuçlar doğurdu. Din dersi esnasında bir anda Haliç kıyılarındaki bir camiden ezan sesi duyuldu. İhsan Aksoy, öğrencilere 'Kim namaz kılmayı gösterecek?" diye sordu. Başları önlerine eğilen öğrencilerden çıt çıkmadı. Bir an tereddütten sonra Recep Tayyip Erdoğan elini kaldırdı ve "Ben namaz kılarım" dedi. Öğretmen hemen bir gazete kağıdını yere sererek öğrencisinden namaza başlamasını istedi. Ancak Erdoğan'ın bir itirazı vardı. Üzerinde resimler olan gazete üzerinde namaz kılınmazdı, kılamazdı. Bu tavır öğretmenini hem şaşırttı, hem de sevindirdi. Öğretmen masasının üstündeki örtüyü alan Tayyip Erdoğan, sınıf arkadaşlarına sabah namazının nasıl kılındığını gösterdi.
ADI 'HOCA'YA ÇIKTI
Artık adı okul içinde "Hoca"ya çıkmış, popülaritesi iyice artmıştı. Namaz sayesinde hocasından beş almayı başarsa da diplomasında din dersi hanesinde notu iyi yazıyor. Bu olaydan kısa bir süre sonra İhsan Aksoy, en sevdiği öğrencisi Tayyip'i sınıfın penceresinin önüne çağırdı ve ona Piyale Paşa İlkokulu'nun tam karşısında bulunan bir binayı gösterdi; İmam Hatip Lisesi'ni. "Seni bu okula gönderelim" dedi omzundan tuttuğu öğrencisine. Hayatında ilk kez bu okulun adını duyan Tayyip Erdoğan hocasına itiraz etmedi, "Olur hocam" dedi. Ertesi gün babasıyla okula geldi. Demokrat Partili olan baba Reis Kaptan da imam hatip hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Ama "Bu okullardan sadece imam yetişmez, inançlı gençler yetişir" sözlerini çevresinden duyduktan sonra ilkokulu bitiren oğlunu 1965'te İmam Hatip Lisesi'ne kaydetti. Artık Tayyip Erdoğan için yepyeni bir hayat başlıyordu.
SİMİT VE SU SATTI
Baba Reis Kaptan'ın geliri, biri kız beş çocuğun yeme, içme ve okul masraflarını karşılamaya yetmiyordu. Piyale Paşa İlkokulu'na başlayan Tayyip Erdoğan, okul harçlığını kazanmak için çocuk yaşta sokaklarda çalışmak zorunda kaldı. İlkokuldayken derslerden arta kalan vakitlerinde kah su satarak, kah kağıtlı şeker satarak beş çocuk büyüten ailesine yük olmadan eğitimini sürdürüyordu. Ekmek parası için verilen mücadele ister istemez okuldaki derslerini de etkiliyordu. Yazı, beden eğitimi ve hal ve gidiş derslerinin notları dışında karnesinde pekiyi yoktu. Din dersi ise iyi idi.
TİCARİ ZEKÂ
İlkokulda başladığı ticaret hayatını daha sonra tüm öğrencilik yılları boyunca sürdürdü. Fakirlik ve çalışma zorunluluğu Tayyip Erdoğan'a bir yandan hayatta ve siyasette kazanmak için hırs duygusu yaratıyor, bir yandan da yoksul halkın ruh halini anlaması için bir araç oluyordu. Babasının verdiği "okuyup adam olun" öğüdünü her zaman tutan Erdoğan, kıt kanaat geçinen ailesine yük olmamak için İmam Hatip Lisesi'ni yatılı okudu. Babasının verdiği haftalık 2.5 lira harçlıkla yaşaması, öğrenimini sürdürmesi mümkün değildi. Devir kemerleri sıkma dönemiydi. Soğuk günlerde dahi okula giderken otobüse binmez, Kasımpaşa'dan sahile yürürdü. Oradan sandalla Balat'a geçer, Balat'tan da İmam Hatip Lisesi'ne kadar yürürdü. Hafta sonları ise Kasımpaşa'dan Eminönü'ne yürüyerek gider, limon alıp satardı. Ticari zekasını kullanarak kendi çapında iyi para kazanacak bir yöntem daha bulmuştu. Simit fırınlarına gidip bir gün önceden kalan bayat simitleri yarı fiyata alıyor, akşam annesi simitleri buharda ısıtıyor, yumuşacık yapıyordu. O da piyasada 10 kuruşa satılan simitleri 5 kuruşa satarak para kazanıyordu. Yatılı okulda yaptığı ticari faaliyetlerinden biri de kartpostal satışlarıydı. Yatılı okuyan öğrenciler sürekli ailelerine kart gönderiyor, o da bu işten iyi para kazanıyordu. Eğitimini sürdüren Tayyip Erdoğan, harçlığını kazanabildiği gibi artık ailesine maddi olarak destek de olabiliyordu. Kazandığı ilk parayı sağda solda çarçur etmek yerine kitap alıyordu.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:05
Gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve siyasetle içice bir yaşamı tercih eden Erdoğan, disiplinli ekip çalışmasının ve takım ruhunun önemini kendisine çok genç yaşlarda öğreten futbolla 1969-1982 yılları arasında amatör olarak ilgilendi. Aynı zamanda bu yıllar, genç bir idealist olarak memleket meseleleri ve toplumsal sorunlarla ilgilenen Recep Tayyip Erdoğan'ın aktif politikaya adım attığı döneme rastlamaktadır.
Lise ve üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği öğrenci kollarında aktif görev alan Recep Tayyip Erdoğan, 1976 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı'na ve aynı yıl MSP İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı'na seçildi. 1980 yılına kadar bu görevlerini sürdüren Erdoğan, siyasi partilerin kapatıldığı 12 Eylül döneminde, özel sektörde bir süre müşavirlik ve üst düzey yöneticilik yaptı.
1983 yılında kurulan Refah Partisi ile fiilî siyasete geri dönen Recep Tayyip Erdoğan, 1984 yılında Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında ise Refah Partisi İstanbul İl Başkanı ve Refah Partisi MKYK üyesi oldu. İstanbul İl Başkanlığı görevi sırasında diğer siyasi partiler için de model olan yeni bir örgütsel yapı geliştiren Erdoğan, bu dönemde özellikle kadınların ve gençlerin siyasete katılımını artırmaya yönelik çalışmalar yaptı; siyasetin tabana yayılarak geniş halk kitleleri tarafından benimsenip itibar görmesi yolunda önemli adımlar attı. Bu yapılanma, mensubu bulunduğu Refah Partisi'ne 1989 Beyoğlu yerel seçimlerinde büyük bir başarı kazandırırken, yurt genelinde de parti çalışmaları için örnek teşkil etti.
27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, siyasî yeteneği, ekip çalışmasına verdiği önem, insan kaynakları ve malî konulardaki başarılı yönetimiyle dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul'un kronikleşmiş sorunlarına doğru teşhis ve çözümler üretti. Su sorunu, yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle; çöp sorunu ise dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çözümlendi. Hava kirliliği sorunu Erdoğan döneminde geliştirilen doğalgaza geçiş projeleriyle son bulurken, kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50'den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi; sonraki dönemlere ışık tutacak birçok proje geliştirildi. Belediye kaynaklarının doğru kullanımı ve yolsuzluğun önlenmesi amacıyla olağanüstü önlemler alan Erdoğan, 2 milyar dolar borçla devraldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin borçlarını büyük ölçüde ödedi ve bu arada 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Böylece, Türkiye'nin belediyecilik tarihinde yeni bir çığır açan Erdoğan, bir yandan diğer belediyelere örnek olurken, bir yandan da halk nezdinde büyük bir güven kazandı.
Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'te halka hitaben yaptığı konuşma sırasında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlere tavsiye edilen ve bir devlet kuruluşu tarafından yayınlanan bir kitaptaki şiiri okuduğu için hapis cezasına mahkum edildi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine son verildi.
Recep Tayyip Erdoğan, 4 ay kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra kamuoyunun ısrarlı talebi ve gelişen demokratik sürecin bir sonucu olarak 14 Ağustos 2001'de arkadaşlarıyla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurdu ve Kurucular Kurulu tarafından AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı seçildi. Milletin teveccüh ve güveni AK Parti'yi daha kuruluşunun ilk yılında Türkiye'nin en geniş halk desteğine sahip siyasî hareketi haline getirdi ve 2002 yılı genel seçimlerinde üçte iki parlamento çoğunluğuyla tek başına iktidara taşıdı.
Hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili adayı olamayan Erdoğan, yapılan yasal düzenlemeyle milletvekili adaylığının önündeki yasal engelin kalkması üzerine, 9 Mart 2003'te Siirt ili milletvekili yenileme seçimine katıldı. Bu seçimde oyların yüzde 85'ini alan Erdoğan, 22. Dönem Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girdi.
15 Mart 2003 tarihinde Başbakanlık görevini üstlenen Recep Tayyip Erdoğan, aydınlık ve sürekli kalkınan bir Türkiye idealiyle, hayatî öneme sahip birçok reform paketini kısa süre içinde uygulamaya koydu. Demokratikleşme, şeffaflaşma ve yolsuzlukların engellenmesi yolunda büyük mesafeler katedildi. Buna paralel olarak ülke ekonomisi ve toplum psikolojisini olumsuz yönde etkileyen ve onyıllardır çözülemeyen enflasyon kontrol altına alındı, itibarını yeniden kazanan Türk Lirası'ndan 6 sıfır atıldı. Devletin borçlanma faiz oranları aşağı çekildi, kişi başına düşen millî gelirde büyük artış gerçekleştirildi. Ülke tarihinde daha önce görülmemiş hız ve sayıda baraj, konut, okul, yol, hastane ve enerji santrali hizmete girdi. Bütün bu olumlu gelişmeler, bazı yabancı gözlemciler ve Batılı liderler tarafından "Sessiz Devrim" olarak adlandırıldı.
Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde ülke tarihinin dönüm noktası olarak nitelenen başarılı girişimlerine ek olarak, akılcı dış politikası ve yoğun ziyaret-temas trafiğiyle Kıbrıs sorununun kalıcı çözüme kavuşturulması ve dünyanın çeşitli ülkeleriyle verimli ilişkiler geliştirilmesi konularında önemli adımlar attı. Tesis edilen istikrar ortamı iç dinamikleri harekete geçirirken, Türkiye'yi bir merkez ülke haline getirdi. Türkiye'nin ticaret hacmi ve siyasal gücü, yalnız içinde bulunduğu coğrafî bölgede değil, uluslararası alanda da hissedilir düzeyde arttı.
Recep Tayyip Erdoğan, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde %46.6 oy alarak büyük bir zafer kazanan Ak Parti’nin Genel Başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 60. Hükümeti’ni kurdu ve tekrar güvenoyu aldı.
Recep Tayyip Erdoğan evli ve 4 çocuk babasıdır.
Ailesi
# 26 Şubat 1954 tarihinde doğdu.
#
4 Temmuz 1978'de Emine Hanım ile evlendi.
#
Ahmet Burak, Necmeddin Bilal, Esra ve Sümeyye olmak üzere 4 çocuk sahibidir.
Eğitim Durumu
# 1965 yılında Piyale Paşa İlkokulu
#
1978 yılında Istanbul İmam Hatip Lisesi
#
1981 yılında Marmara Üniv. İktisadi Ticari Bil. Fak.
Siyasi Kariyer
#
1976 yılında MSP İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı'na seçildi.
#
1984 yılında Refah Partisi Beyoglu İlçe Başkanlığı'na seçildi.
#
1985 yılında Refah Partisi Istanbul İl Başkanlığı'na seçildi.
#
1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçildi.
#
15 Mart 2003 tarihinde T.C. Başbakanı oldu.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:16
Erdoğan FP'den ayrıldı
Kemal DİYARBEKİR / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinden istifa etti. Erdoğan, dün istifasını FP Üsküdar İlçe Başkanlığı'na, İl Başkanlığı'na ve FP Genel Başkanlığı'na, İstanbul 10'uncu Noterliği aracılığıyla gönderdi. Erdoğan istifasında, ‘‘Hukuka aykırı ve fakat kanuni zorunluluk nedeniyle FP üyeliğinden istifa etmiş bulunmaktayım. Gereğini ilgili evrakına iş'ar edilmek üzere saygıyla sunuyorum’’ dedi. Erdoğan noterdenistifa beyanının muhataplarına ayrı ayrı APS olarak tebliğ edilmesini de istedi.
Erdoğan, İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. için Pendik Tersanesi'nde 2 katamaran tipi deniz otobüsü yapımına ilişkin sözleşmenin imza töreni sonrası, ‘‘İstifamı bugün gönderiyorum. Tören sonrası, herhalde saat 15:00 ya da 16:00'da göndeririz’’ dedi. Erdoğan, Cumhuriyet Yürüyüşü ile ilgili sözleri için şu açıklamayı yaptı:
‘‘Benim anlatmak istediğim, cumhuriyet milli iradedir, halkın iradesidir. Cumhuriyeti, milli iradeye dayalı bir yapı olarak gördüğümü söyledim. Cumhuriyet cumhurdur. Yani halktır, halkın iradesidir. Bunu söyledim.’’
Af kampanyası
Bu arada İstanbul Gönüllüler Topluluğu adı altında 1 milyon 673 bin 475 imza toplayan bir grup, bugün imzaları TBMM'ye sunarak Erdoğan'ın ve tüm düşünce suçlularının affedilmesini isteyecek. Topluluk sözcüsü Ahmet Tanman, ‘‘Başkanımız'a verilen bu cezanın İstanbul'a verildiğini düşünüyoruz. 4 yıldır yürütülen hizmetin aksayacağından endişeliyiz. Başkanımız'ı geri istiyoruz’’ dedi.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:16
Gelişmeler, Erdoğan'ı cezaevine doğru götürüyor.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 23 Eylül 1998 Çarşamba günü, İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır DGM tarafından verilen 10 ay hapis ve 716 milyon TL para cezasını onadığını açıkladı. Bu kararla birlikte Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayatı sona erdi. Erdoğan yasa gereği belediye başkanlığını sürdüremediği gibi siyaset de yapamayacak.
"MİNARELER SÜNGÜMÜZ CAMİLER KIŞLAMIZ"
Diyarbakır DGM, Yargıtay tarafından da onanan cezayı, Erdoğan'ın Siirt'te yaptığı bir konuşma nedeniyle vermişti. Erdoğan cezaya neden olan konuşmasına Ziya Gökalp'e ait olduğunu söylediği "Minareler süngümüz, camiler kışlamız" diye başlamıştı.
TCK 312. MADDE: Tayyip Erdoğan Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinden mahkum oldu. Bu madde, "halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçunu kapsıyor. 312. madde, Devletin Aleyhine Suçlar kapsamına girdiği için, bu maddeden hüküm giyenler bir daha siyasi partilere üye olamıyor, milletvekili ve belediye başkanı seçilemiyor. ÖZEL SAYFALARIMIZ'da Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyeti ile ilgili yeni gelişmeler ve akla gelebilecek sorular konusunda tüm ayrıntıları bulabilirsiniz.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:18
Erdoğan'ın infaz kararı gönderildi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki 10 aylık mahkûmiyetle ilgili infaz kararı, Diyarbakır'dan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Cezası Yargıtay tarafından onaylanan Erdoğan'ın dava dosyası ve Yargıtay kararı, hafta sonunda Diyarbakır 3 No'lu DGM Başkanlığı'na ulaştı. DGM, Yargıtay kararını inceledikten sonra Erdoğan'ın mahkûmiyletine ilişkin olarak infaz kararı aldı. Diyarbakır 3 No'lu DGM Başkanlığı'nca Başsavcılığa iletilen Erdoğan hakkındaki dosya ve infaz kararı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Erdoğan'ın cezasının infazını 4 ay erteletebilme hakkının bulunduğu belirten Diyarbakır DGM Başsavcılığı yetkilileri, ‘‘Erdoğan hakkındaki dosya, infaz kararıyla birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Şimdi sadece infazın gerçekleştirilmesi kaldı’’ dediler.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:18
Tayyip olayı New York Times'ta
The New York Times Gazetesi'nde, ‘Belediye Başkanı Dindarlıktan Suçlu’ başlıklı bir haberde İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ın 10 ay hapse mahkum olması ele alındı. İslam yanlısı politik harekatın en genç lideri olduğu belirtilen Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl yaptığı bir konuşma nedeniyle ceza gördüğü belirtilirken Nafize Çayır adlı bir kadının ‘Herkes yas tutuyor. Tayyip’in suçu Allah uğruna çalışmaktı' dediği naklediliyor. Haberde son yıllarda Türkiye'de İslami gücün siyasette yoğun tartışmalara neden olduğu, başörtü konusunda Başbakan Yılmaz ile bazı parti liderleriyle askerler arasında görüş ayrılığı olduğu belirtiliyor. Yazıda ayrıca Tayyip Erdoğan'ın polisin ne zaman kapısını çalacağını bilmediği, ‘Sözlerime çok dikkat etmem gerekiyor’ dediği belirtiliyor.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:20
Danıştay Erdoğan'dan savunma istedi
Danıştay 8. Dairesi, Yargıtay tarafından on aylık mahkumiyeti onandığı için İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan düşürülmesini istediği Recep Tayyip Erdoğan'dan savunma yapmasını istedi. Erdoğan, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde savunma verecek. Danıştay'ın, Erdoğan'ın başkanlığını da, daha önce aynı suçtan hüküm giyen RP'li Kayseri eski Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe gibi düşürmesine kesin gözüyle bakılıyor. Danıştay 8. Dairesi'nin bu kararına karşı, Erdoğan için sadece Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na itirazda bulunma hakkı kalıyor. Genel Kurul'un kararı kesinlik taşıyacak.
Genel Kurul'un da başkanlığın düşürülmesi yönünde karar vermesi halinde, Erdoğan için ‘sade vatandaşlık’ günleri başlayacak.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:20
Başkan Erdoğan'dan Demirel'e sitem
Cahit AKYOL / İSTANBUL
Eyüp'te restorasyon çalışmaları süren tarihi Feshane binası ve Sütlüce Mezbahası'nı 3 bin 500 kişilik Kültür Merkezi'ne dönüştürecek projenin temel atma töreninde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sitem etti. Erdoğan şöyle dedi: ‘‘Buraların temel atma törenlerinde Cumhurbaşkanı'nın olması gerekliydi. Gelin birlikte atalım dedik. Beş kez kendisine bunu ilettik. Aylarca bekletti, sonra gelemeyeceğini söyledi. Benim için şahıs değil, makam önemli. Bugüne kadar bana maddi anlamda kulp takamayanlar, düşüncelerimizden ötürü farklı yere oturtmak istediler. Bir söz vardır, ‘Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır' denir. Biz 15 trilyonluk bir eser için Cumhurbaşkanı'nı 3 ay bekledik. O, 100-200 milyarlık yerlerin açılışlarına katıldı. Burası düşündürücüdür.’’
Temeli atılan Feshane El Sanatları Merkezi’nde 50 dükkân yer alacak. Sütlüce Kongre Sarayı ve Kültür Merkezi'nin de kapasitesi açısından Türkiye'nin en büyük kongre merkezi olacağı bildirildi. Yaklaşık 15 trilyon liraya mal olacak her iki merkez de gelecek yıl tamamlanacak. Törene bazı FP'li milletvekilleri, belediye başkanları, sanatçı Adnan Şenses ve Küçük Onur da katıldı.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:21
ANAP'ta ‘Tayyip sonrası’ planı
Şükrü KÜÇÜKŞAHİN / BODRUM
ANAP, önümüzdeki günlerde görevden alınması beklenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine Maltepe Belediye Başkanı Bahtiyar Uyanık'ı seçtirmek üzere harekete geçti. Başbakan Yılmaz, önceki günkü Bodrum gezisinde İstanbul ANAP'ta etkili bir isim olarak bilinen Ebazer Tüylüoğlu'na ait Moonlihgt Oteli'ni ziyaret etti. Basının içeri alınmadığı otelde Yılmaz, Uyanık, Tüylüoğlu, 1994 belediye seçimlerinde İstanbul Teşkilat Başkan Yardımcısı olan ve Belediye Meclis üyelerini iyi tanıyan Salih Sarı'nın da aralarında olduğu bir grup partiliyle görüştü. Görüşmede şu değerlendirme yapıldı: ‘‘Erdoğan kendi adayının seçilmesini istiyor. Genel Merkez bir başkasını. FP'li üyeler arasında bölünme ihtimali var. ANAP'tan ayrılıp Tayyip Erdoğan'a destek için bağımsız kalan belediye meclis üyeleri de var. Bu üyelerden bir kısmının ANAP'lı bir adayı destekleme olasılığı yüksek. Diğer partilerin desteğinin sağlanması halinde Bahtiyar Uyanık Büyükşehir Belediye Başkanı olabilir. ’’
ahmetermiş
10-20-2008, 02:21
‘Şeker Nine’den Tayyip karşılaması
Kocaeli'nin Gebze İlçesi'ne bağlı Darıca beldesinde İSKİ'nin yaptırdığı hizmet binasının açılışına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, marşlar ve oyun havaları ile karşılandı. Tayyip Erdoğan, Darıca'ya gelmeden önce FP'li Darıca Belediyesi'nin bandosu kalabalığa marş ve oyun havaları çaldı. Bu arada Darıcalıların ‘Şeker Nine’ diye bildikleri eski tiyatro sanatçısı 70 yaşındaki Nezahat Siper, bando önünde göbek atmaya başladı. Bando şefinin yanında birbirinden ilginç figürler yapan ve izleyenleri kendisine hayran bırakan ‘Şeker Nine’, akli dengesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle görevliler tarafından uzaklaştırılmak istendi. Ancak görevlilere direnen Nezahat Siper, Tayyip Erdoğan gelene kadar oyununu sürdürdü.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:22
Savaş'tan Kutan'a barış telefonu
Turan YILMAZ / ANKARA
RP'nin kapatılması ve kayıp trilyonuyla ilgili soruşturma ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mahkûmiyeti nedeniyle karşı karşıya gelen Fazilet Partisi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş arasında ‘barış havası’ oluştu.
Bu gelişmeyi, Savaş'ın sürpriz telefonu sağladı. Önceki gün FP Genel Başkanı Recai Kutan'ı telefonla arayan Savaş, Meclis resepsiyonundaki ‘‘Yüzde 99.9 oy alsalar da yine kapatırım’’ sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi. FP'yle ilgili böyle bir ifade kullanmadığını, parti kapatmalarla ilgili genel değerlendirmelerde bulunduğunu, ancak bu sözlerinin yanlış yorumlandığını söyleyen Savaş, Kutan'a duyduğu üzüntüyü iletti. Savaş'ın ‘‘Bize bütün partiler hakkında bilgiler gelir. Biz de bunları değerlendiririz. Şu anda FP'yle ilgili hiçbir teşebbüsümüz yoktur’’ sözleri üzerine de Kutan, gösterdiği incelikten ötürü teşekkür etti. Kutan ardından da Savaş'tan randevu istedi. Savaş da bu randevu talebini olumlu karşıladı.
ERDOĞAN'DAN DA TEŞEKKÜR
Yargıtay Başsavcısı'nın Kutan'a telefonu FP cephesinde büyük yankı uyandırırken, Savaş'ın, bu telefonun hemen ardından bu kez de, Erdoğan'la ilgili, ‘‘Hiçbir yasak kalıcı değildir, 3-5 yıl sonra Erdoğan'ın yasağı da kaldırılabilir’’ açıklaması yapması, FP cephesindeki buzları iyice eritti. Kutan, Savaş'ın bu sözlerini çok olumlu karşıladıklarını söylerken, Erdoğan da bu konudaki tepkisini, Savaş'a teşekkür ederek gösterdi.
DAVALAR KALABİLİR
Savaş'ın bu girişiminden sonra Kutan, Savaş hakkında RP'nin kayıp trilyonuyla ilgili suçlamaları iiçin açmaya hazırlandıkları milyarlık tazminat davalarından vazgeçme eğilimine girdi. Kutan, Savaş hakkında dava açma kararlarını gözden geçirmeyi düşünüp düşünmedikleri sorusuna, ‘‘Daha düşünüyoruz. Herhangi bir adım da atmadık’’ yanıtını verdi. Kutan, Savaş'ın FP ve Erdoğan'la ilgili açıklamalarını, ‘‘Bu konuda gösterdiği duyarlılık çok önemli. Kendisini fevkalade samimi ve sıcak buldum’’ sözleriyle değerlendirdi.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:23
Tayyip'i bitirdi
Oya ARMUTÇU, Turan YILMAZ / ANKARA
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ın hapis cezasıyla ilgili ‘Karar düzeltme’ başvurusu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından reddedildi. Böylece Erdoğan'ın siyasi hayatı kesin olarak bitti, hapis cezası da kesinleşti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 10 ay hapse mahkûm olan FP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘karar düzeltme’ başvurusunu dün reddetti. Böylece Erdoğan'ın siyasi yaşamı kesin olarak noktalanırken, Türk Ceza Yasası'nın 312/2. maddesi uyarınca, 4 ay hapiste yatması da kesinleşmiş oldu.
Savaş, Erdoğan'ın başvurusuyla ilgili dün aldığı, mahkûmiyet kararını veren Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na faksla bildirilen ret kararında, ‘‘Dilekçelerde yazılı itirazlar evvelce temyizen tetkik ve reddedilmiş ve kararın düzeltilmesini gerektirir başka bir sebep de görülmemiş olduğundan dosya iade edilmiştir. Tebliği ve gereğinin ifası rica olunur’’ dedi.
AVRUPA'YA BAŞVURACAK
Bu gelişmenin ardından, Erdoğan için tek yargı yolu olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapacağı başvuru kaldı. Erdoğan'ın, önümüzdeki günlerde bu başvuruyu yapacağı bildirildi.
Ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları, Türkiye'de verilmiş olan yargı kararlarını ortadan kaldırıcı bir nitelik taşımıyor.
ZATEN BİLİYORDUK
FP Grup Başkanvekili Lütfü Esengün, Savaş'ın bu kararını değerlendirirken, ‘‘Erdoğan da zaten bu başvurudan bir netice almayı ummuyordu. Sadece, Türkiye'de başvurulmamış yargı yolu kalmasın diye başvurmuştu. Ne Başsavcı Savaş'tan, ne de o kararı alan daireden müspet netice çıkmasını beklemiyorduk’’ dedi.
SON NOKTA
Danıştay 8. Dairesi de İçişleri Bakanlığı'nın, Erdoğan'ın belediye başkanlığının düşürülmesine ilişkin önceki gün yaptığı başvuruyu dün incelemeye aldı.
Danıştay'ın bu konudaki kararı önümüzdeki hafta vermesi bekleniyor. Danıştay'ın, Erdoğan'ın başkanlığını da, daha önce aynı suçtan hüküm giyen RP'li Kayseri eski Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe gibi düşürmesine kesin gözüyle bakılıyor. Danıştay 8. Dairesi'nin bu kararına karşı, Erdoğan için sadece Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na itiraz hakkı kalıyor. Genel Kurul'un kararı kesinlik taşıyacak.
Genel Kurul'un da başkanlığın düşürülmesi yönünde karar vermesi halinde, Erdoğan için ‘sade vatandaşlık’ günleri başlamış olacak.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:23
Erdoğan'ın başkanlığı da gidiyor
İçişleri Bakanlığı, ‘‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’’ suçundan 10 ay hapse mahkûm edilen ve siyasi yaşamı noktalanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığının düşürülmesi için dün Danıştay'a başvurdu. Bu başvuruyu değerlendirecek olan Danıştay 8. Dairesi, Erdoğan'ı başkanlıktan düşürebilecek.Bu karara karşı Erdoğan, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na itirazda bulunabilecek. Son sözü Genel Kurul söyleyecek. Erdoğan'ın başkanlıktan alınması halinde başkan yardımcılarından birine vekalet görevi verilecek. Daha sonra da İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi toplanarak kendi içinde yeni başkanı seçecek. Belediye Meclisi’nde FP'liler çoğunlukta olduğu için, yeni başkanın da bu partiye bağlı bir üyenin olacağı tahmin ediliyor.
Bu arada Erdoğan'ın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı ‘‘karar düzeltme’’ talebi de incelemeye alındı. Başsavcılık, cezanın onanmasını istediği için bu talebin reddine kesin gözüyle bakılıyor. Hapis cezasını çekeceği cezaevini henüz seçmediğini açıklayan Erdoğan ise ‘‘Hukuki işlemlerin bitmesi lazım. Avukat arkadaşlar tashihi karar için müracaat ettiler. İnsan Hakları Mahkemesi de gündemde’’ dedi.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:24
Tayyip Erdoğan'a suç duyurusu
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında, Tuzla'da geçen Pazar günü yaptığı konuşmada kendisini hedef gösterdiği iddiasıyla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Başsavcı Vural Savaş suç duyurusunda, Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır 3 Nolu DGM'de yargılanarak mahkûm olduğu davanın Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'nde onandığını ve bu davaya ilişkin tebliğnamede kendisinin onama istediğini hatırlattı. Savaş bu kararın ardından, Erdoğan'ın Tuzla'da bir törende yaptığı konuşmada, kendisini hedef gösterdiğini ve kalabalığı tahrik ettiğini öne sürdü.
Bu arada, Tuzla Cumhuriyet Savcılığı'nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Tuzla'da yaptığı konuşmayla ilgili başlattığı hazırlık soruşturmasının da sürdüğü bildirildi. Başsavcı Naci Ayaz, Erdoğan'ın konuşmasının polis tarafından kaydedilen kasetinin bilirkişi tarafından incelemeye alınacağını belirterek, hazırlık soruşturmasının bir haftada tamamlanabileceğini söyledi.
Öte yandan Türkiye Sakatlar Derneği ve Türkiye Engelliler Vakfı üyesi bir grup özürlü, hapis cezası Yargıtay tarafından onanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'a destek vermek amacıyla Belediye Sarayı önünde gösteri yaptı. Özürlüler, ‘Özürlüler seninle gurur duyuyor’, ‘Başkanımız nerede özürlüler orada’, ‘Adaletsiz bir devlet sakat kalmış demektir’ yazılı pankartlar taşıdı.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:25
Erdoğan'a hapis, İslam ülkelerinin umurunda değil
Turan YILMAZ / AKSARAY
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili karara ABD ve Batı ülkelerinin büyük tepki göstermelerine karşın, İslam ülkelerinden henüz bir tepki gelmemesi Fazilet Partisi'nde büyük hayal kırıklığına yolaçtı. FP Genel Başkanı Recai Kutan, İslam ülkelerinin bu tavrından duyduğu hayal kırıklığını, ‘‘Vakit henüz erken diye düşünüyorum. Bekleyelim bakalım, nasıl bir reaksiyon gelecek’’ sözleriyle dile getirdi. Kutan dün İl Başkanlığı binasının açılışı için geldiği Aksaray'da miting düzenledi. Kutan, Türkiye'deki türban yasağını İran rejiminin uygulamalarına benzetti ve ‘‘İran'da kadınların başını zorla örtüyorlar. Burada da siz zorla açıyorsunuz. Aranızda ne fark var?’’ dedi.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:25
Ankara'dan, ABD'ye Tayyip tepkisi
ABD İstanbul Başkonsolosu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili Yargıtay kararına yönelik beyanları Ankara'dan tepki gördü. Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı yazılı açıklamada, ABD Başkonsolosu Caroline Hagins'in Erdoğan'ı ziyaretini ve Yargıtay tarafından onanan karar hakkındaki beyanlarını Türkiye'nin içişlerine müdahale olarak nitelendirdi. Dışişleri yetkilileri, Hagins'in davranışının ülkeler arasındaki yerleşik teamüllere ve ‘Konsolosluk ilişkileri hakkında Viyana Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna dikkat çektiler. Viyana Sözleşmesi'ni kabul eden devletin kanun ve düzenlemelerine saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayan yetkililer, konuyu ABD makamlarının dikkatine sundular. Hagins, Erdoğan'ı ziyareti sonrasında, ‘‘Seçilmiş kişiler politik figürler olarak suçlara maruz kaldıkları zaman, bu çok ciddi bir meseledir. Bu tür gelişmeler Türkiye demokrasisi üzerine güveni zayıflatır’’ demişti. ANKARA
Ses sanatçısı Adnan Şenses, Belediye Sarayı'nın önünde kurulan Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili imza kampanyasına katılarak destek verdi.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:26
Bana birşey olursa Tayyip'ten sorun
Oya ARMUTÇU / ANKARA
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, siyasi yaşamını noktalayan mahkûmiyet kararı nedeniyle kendisini hedef gösteren FP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında dün savcıları harekete geçmeye çağırırken, şok bir açıklama yaptı. Savaş, ‘‘Eğer bana birşey olursa vasiyetim; hukuk yoluyla hâkim ve savcılarımızın Recep Tayyip Erdoğan hakkında gereğini yapmasıdır’’ dedi. Erdoğan, önceki gün katıldığı, gövde gösterisine dönen Tuzla'daki spor kompleksinin temel atma töreninde, kalabalığın ‘‘Vur de vuralım, öl de ölelim’’ sloganı atması üzerine Başsavcı'yı hedef göstermiş ve ‘‘Sizin isminiz Vural mı da size vurun, alın diyeyim. Sizin soyadınız Savaş mı da size savaşın diyeyim. Siz barışın güvercinleri, kardeşliğin teminatlarısınız. Ben size vur da diyemem, öl de’’ demişti.Bunun üzerine Savaş dün yargı çevrelerinde şok etkisi yaratan, ‘‘vasiyetim’’ diye nitelediği şu açıklamayı yaptı:
VUR EMRİ
Recep Tayyip Erdoğan, bu sözleriyle açıkça kendisini destekleyen ve 'Vur de vuralım öl de ölelim' diyen kitlelere beni vurmaları için 'vur emri' çıkarmıştır.
SAVCILARA ÇAĞRI
TCK'nın 311. maddesi (Suç işlemeye alenen tahrik) gereğince hakkında, benim şikayetçi olmam beklenmeden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmalıdır. Benim ayrıca şikayet dilekçesi vermeme gerek yoktur.
ŞİKAYET EDERİM
Ancak savcılar gereğini yapmaktan çekinirlerse, onları Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet ederim. ‘Eğer bana birşey olursa vasiyetim; hukuk yoluyla hâkim ve savcılarımızın Tayyip Erdoğan hakkında gereğini yapmasıdır.
İNCELEME BAŞLATILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici Hürriyet’e, Erdoğan'ın Başsavcı'yı hedef gösteren konuşmasıyla ilgili, yargının harekete geçtiğini açıkladı. Çitici, haber kupürünün dün kesilip ‘‘Gereğinin takdiri için’’ görevli savcılık olan Tuzla Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiğini belirtti. Tuzla'nın bağlı bulunduğu Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da talimatı üzerine Erdoğan hakkında, TCK'nın 311. maddesindeki, ‘‘Suç işlemeye alenen tahrik’’ten inceleme başlatıldı. Erdoğan'ın konuşma kasetlerinin istendiği öğrenildi. İnceleme sonunda yeterli delil olduğu sonucuna varılması halinde, önce soruşturma, ardından da 3 aydan 3 yıla kadar hapisle dava açılacak. Başsavcı Çitici, Erdoğan'ın onanma kararının ardından FP Lideri Recai Kutan'la yaptığı mitinge dönen basın toplantısıyla ilgili inceleme başlattığını da açıkladı.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:26
Erdoğan'dan Savaş'a suç duyurusu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş hakkında Yargıtay Başkanlığı'na suç duyurusunda bulunarak kamu davası açılmasını talep etti. Erdoğan, avukatları aracılığıyla yaptığı başvurusunda Vural Savaş'ın kendisi hakkında ‘Sevr’i hortlatmaya çalışan', ‘Ucuz kabadayı’, ‘Makyavelist kişilikli’ gibi sözlerle hakarette bulunduğunu ileri sürerek, hakında kamu davası açılmasını ve ayrıca disiplin yönünden de işlem yapılmasını istedi.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:27
Hemen afiş oldu
Diyarbakır DGM tarafından verilen 10 aylık hapis cezasının, Yargıtay tarafından onanmasının üzerinden henüz 5 gün geçmesine rağmen, Tayyip Erdoğan'ın basın toplantısında söylediği ‘‘Biz maraton koşucusuyuz. Bu şarkı bitmez‘‘ sözleri afiş oldu. Erdoğan'ın fotoğrafının da yer aldığı afiş, belediye binasında çeşitli yerlere asılırken, başkan için başlatılan destek kampanyasında 1 milyon 250 bin imzaya ulaşıldığı belirtildi. Erdoğan'ın hapis cezasının onandığının açıklanmasından hemen sonra başlatılan destek kampanyasına katılanlar, Belediye Sarayı önüne konulan masa üzerindeki dilekçeyi imzalıyorlar.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:27
Bu kez Erdoğan kazandı
İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan ve 12 kişilik heyetin Çin Halk Cumhuriyeti'ne yapacağı geziye izin vermeyen Valilik kararı hakkında ‘yürütmenin durdurulması’nı kararlaştırdı. Mahkeme kararında, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu gereği, bir mahalli idare organı olan belediyeler üzerindeki vesayet denetimini sadece valinin kullanabileceği belirtilerek, ‘Valiye tanınan yetkinin vali yardımcısı tarafından kullanılması hukuka uygun değildir’ denildi. Gezi programı, 8-17 Eylül 1998 tarihlerindeydi.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:27
Dinci basına soruşturma
Tayyip Erdoğan'ın cezasıyla ilgili onama kararını veren Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyeleri, kendilerini hedef gösteren ve hakaret yağdıran radikal sağ basın hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyorlar. Adalet Bakanlığı'nın bu gazeteler hakkında resen soruşturma açtırabileceği gibi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da, TCK'nın 268. maddesindeki, ‘‘Resmi hayetlere, hakime sövme ve hakeret’’ten soruşturma yapabileceği bildirildi. Yargıtay üyeleri ayrıca tazminat davaları da açacak. Bu amaçla başta Milli Gazete, Akit ve Yeni Şafak olmak üzere, bu gazetelerdeki Erdoğan kararını eleştiri sınırını aşan yayınlar incelemeye alındı.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:28
Akit hedef gösterdi
Akit Gazetesi dün Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyetinin onanması isteyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin dört üyesinin fotoğrafını yayınlayarak, hedef gösterdi. Haberde, ‘‘Cezacılar insan içine çıkamıyor’’ ve ‘‘Evlerine kapandılar’’ başlığı kullanıldı. Onama kararı veren üyelerin mezhepçilik yapmakla suçlandıkları haberde, ‘‘Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 4 yasakçı üyesi düşünce özgürlüğüne aykırı olarak verdikleri kararı savunamadıkları için kimsenin yüzüne bakamıyorlar. Ceza üyelerin kararı açıkladıktan bu yana evlerine kapandıkları öğrenildi’’ denildi. Yargıtay'a, karardan sonra tehdit ve hakeret dolu telefon ve mektuplar yağması üzerine de güvenlik önlemleri artırıldı.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:28
Şeyh’le namaz
10 aylık hapis cezası onanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, restore ettirdiği Maktül Mustafa Paşa Camii'nde, bir Nakşibendi şeyhinin kıldırdığı cuma namazında saf tuttu. Diyanet'e henüz devredilmeyen camiye imam bile atanmadı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eyüp'te 100 milyar liraya restore ettirdiği ve henüz Diyanet İşleri tarafından imam bile atanmayan Maktül Mustafa Paşa Camii'nin açılışında, bir Nakşibendi şeyhinin kıldırdığı cuma namazına katıldı. Diyanet İşleri'ne henüz devredilmeyen ve imam ataması da yapılmayan tarihi caminin açılış namazı bir Nakşibendi şeyhi tarafından kıldırıldı. Başkan Erdoğan'ın, namazı kimin kıldıracağından bilgisi olmadığını öne süren üst düzey bir belediye yetkilisi, Diyanet'e devredilecek olan tarihi caminin, Nakşibendi Tarikatı'nca sahiplenilemeyeceğini söyledi. Belediye yetkilisi, eskiden tekke olarak kullanılan yapıların da belediye tarafından klasik el sanatları atölyesine dönüştürüleceğini belirterek, şunları söyledi: ‘‘Restorasyon yeni tamamlandı. Diyanet'e devredilmediği için cemaatin içinden biri namaz kıldırdı. Başkan da oraya gelinceye kadar kimin namaz kıldıracağını bilmiyordu. Tarikat buraya yıllarca sahip çıkmadığı için duvarın kenarında bile gecekondular vardı. Uzun yıllar uhrevi ve dini anlamda kullanılan bir yer değildi, tamamen işgal edilmişti. Nakşibendi Tarikatı'yla buranın bir ilgisi yok. Diyanet'e devredildikten sonra kim gelecek, o bizi ilgilendirmez. Tarikat sahiplenemez, çünkü caminin avlusundaki binalar, belediye tarafından ebru gibi klasik el sanatlarının öğretildiği sanat atölyesi olarak kullanılacak. Buraya üniversite öğrencileri gelecek.’’
YIKILMADIM, AYAKTAYIM
Siyasi yaşamı, Diyarbakır DGM'nin verdiği 10 aylık hapis cezasının Yargıtay'ca onanmasıyla biten Erdoğan, dün İstanbul'da bazı tesislerin açılışını yaparken, ‘‘Yıkılmadım, dimdik ayaktayım. Bu şarkı bitmeyecek. 4 ay dinleneceğim. Pişeceğim ve karşınıza daha pişmiş geleceğim’’ dedi. ‘‘Bugüne kadar değil savaş çağrısı yapmak, barıştan, kardeşlikten, sevgiden başka bir çağrı yapmayan Tayyip Erdoğan'ı böyle bir yere oturtmaya kimsenin gücü yetmeyecektir’’ diyen Erdoğan, dün Eminönü'nde restore edilen tarihi Kirazhan'ı hizmete soktu, İSKİ Eminönü İçmesuyu Şebekesi'ni, Eyüp'te de İSKİ Münzevi İçmesuyu Terfi İstasyonunu törenle açtı. Kalabalığa yumuşak mesajlar gönderen Erdoğan, özellikle ‘İşte ordu, işte komutan’, ‘Vur de vuralım, öl de ölelim’ şeklindeki slogan atanlara, ‘‘Sizden özellikle istiyorum. Böyle bağırmayın. Bir ordumuz var, bir de komutanımız zaten var. Bizi siyasi platformda nerede görmek istiyorsanız, o şekilde slogan atın. Puslu havayı sevenlere lütfen malzeme vermeyin. 'Öl de ölelim' de demeyin. Ben sizin ölmenize değil. Yaşayarak bütün kötülükleri öldürmenize talibim’’ diye seslendi.
Nakşi camisi
Padişah tarafından öldürtüldüğü için ‘maktül’ diye anılan Sadrazam Mustafa Paşa tarafından 1755 yılında inşa ettirilen cami, 1774 yılında Nakşibendi Tarikatı şeyhlerinden Seyit Ahmet Efendi'nin imamlık yapması ve avlusuna inşa ettirilen tekkeyle, Nakşibendilerin ibadethanesi haline gelmişti. Nakşibendi şeyhlerinin imamlık, hocalık yaptıkları ve ölümlerinden sonra avlusuna defnedildikleri Maktül Mustafa Paşa Camii, Cumhuriyet Dönemi'nde tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra harabeye dönmüştü.
Cezadan 1 gün sonra
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir Nakşibendi şeyhinin arkasında kıldığı namazın, 10 aylık cezasının onanmasından bir gün sonraya rastlaması dikkat çekti. Namazda, Beyoğlu Belediye Başkanı Nusret Bayraktar da, Tayyip Erdoğan'la saf tuttu.
ahmetermiş
10-20-2008, 02:29
nemruthaber
26-05-2008, 08:47 AM
Usta gazeteci Şamir Tayyar yazdı: AKP kesinlikle kapatılacak.Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatı bitti, Yüce Divan’da yargılanacak, kesin hapis cezası alacak.
Şamil Tayyar'ın dehşet senaryosu...
Usta Gazeteci Şamil Tayyar, AKP hakkındaki kapatma davası ve MHP Milletvekili Deniz Bölükbaşı'nın iddialarını köşesine taşıdı. İşte Tayyar'ın dehşet senaryosı yazısı:
Deniz Bölükbaşı’nın dehşet senaryosu
Hatırlarsanız bir süre önce Balçiçek Pamir, Habertürk’teki köşesinde ‘Kapatma davasının arkasındaki isim Deniz Bölükbaşı mı?’ diye sordu.
Sonra Bölükbaşı’na atfen şu sözleri aktardı: ‘MHP’nin türban çıkışı tamamen benim fikrim. Olaylar güzel gelişti. Parti kapanacak. Zaten amacım partinin kapatılmasıydı.’
Cümledeki şifreleri çözdüğünüzde, MHP’nin türban düzenlemesine destek vererek AK Parti’ye ‘tuzak’ kurduğu ortaya çıkıyordu!
Bölükbaşı, bu iddiayı yalanladı ve Pamir’in kendisinden özür dilediğini söyledi. Pamir ise aksine iddiasının arkasında durdu.
Siyasi kulisleri yakından takip edenler, Bölükbaşı’nın tekzibini pek inandırıcı bulmadı. Çünkü tanık oldukları özel sohbetlerde o sözlere rahmet okutacak daha vahim iddiaları Bölükbaşı’nın ağzından dinlemişlerdi.
Nitekim Pamir de yazının yayınlanmasından sonra çok sayıda kişinin kendisini arayarak iddianın doğruluğunu teyit ettiğini aktardı.
Kısa süre sonra Fehmi Koru, Yeni Şafak’taki köşesinde yazdı. Bölükbaşı, ‘Durun bakalım daha neler olacak?’ demiş. Bu söz, benim de kulağıma geldi. Ama Bölükbaşı’nın sözleri, 5 kelimeden oluşan tek soru cümlesinden ibaret değildi. İddia o ki Deniz Bey, soruya cevabı da vermiş.
Bu mevzuu biraz daha açacağım ama önce şu tespiti yapmalıyım; Bazı ulusalcı gazetelerde kaleme alınan derin senaryoların büyük bölümünde dolaylı da olsa Deniz Bey’in payı olduğunu söyleyebilirim. Hatta AK Parti dahil tüm siyasi partilerin Deniz Bey’in senaryolarından etkilendiğini iddia edebilirim.
Buradaki arıza şu; Deniz Bey’in ciddi bir alkol sorunu var. Tabi, alkol kullanımı onun kişisel tercihi, sözüm yok. Bir gün beni davet ederse onunla ben de kadeh kaldırabilirim. Hadisenin üzerinde durduğum tarafı başka. Maalesef Deniz Bey, içki masasında promili tutturamadığı zaman açıldıkça açılıyor, dehşet senaryoları da o esnada dile geliyor.
Haliyle söyledikleri gazetelere yansıyınca ‘Ben söylemedim’ diyebiliyor. Sanıyorum Pamir’le yaşadığı ‘tekzip’ sorunu da buradan kaynaklanıyor.
Meğer neler biliyor!
Şimdi gelelim Deniz Bey’in kendi sorusuna verdiği cevaba... Başkent kulislerinde dalga dalga yayılıyor. Deniz Bey’e atfedilen bu sözler, AK Parti kapatma davasıyla ilgili milletvekili sohbetlerinin de siyasi içerikli bürokrat sohbetlerinin ana gündem maddesini oluşturuyor.
Bir iddiaya göre Deniz Bölükbaşı, çok sayıda konuğun bulunduğu yemekli bir toplantıda şöyle diyor:
-AKP kesinlikle kapatılacak. Bundan sonra AKP diye bir parti olmayacak.
-Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatı bitti. Siyasi yasak gelecek. Onunla kurtarsa iyi. Ömrünün kalan kısmını cezaevinde geçirecek.
-Yakında çok önemli yolsuzluk dosyalarını patlatacağız. Tayyip Yüce Divan’da yargılanacak, kesin hapis cezası alacak.
-Abdullah Gül de kendini kurtaramayacak. Siyasi yasaklı olacak. Çankaya’da artık oturamayacak.
-AKP’nin devamı bir parti kurulacak, ama içinde devlete düşman olan kadrolar bulunmayacak, milli bir kadro yönetecek. Tabi eskisi kadar güçlü olmayacak. Küçük bir siyasi parti olarak hayatına devam edecek.
-AKP’nin yeni lideri kesinlikle milli bir isim olacak. (Bu arada bir bakanın ismine dikkat çekiyor)
Deniz Bey bu kadar iddialı konuşunca masadaki biri dayanamayıp soruyor: ‘Devlet de mi sizin gibi düşünüyor?’
Sorudaki ‘Devlet’, Devlet Bahçeli değil. Bir nevi derin devletten söz ediliyor. Bölükbaşı gülümsüyor: ‘Öyle olmasa bu kadar rahat konuşabilir miyim?’
Söz Bölükbaşı’nda
MHP’li Deniz Bölükbaşı, çok önemli bir diplomat. 1 Mart tezkeresiyle ilgili müzakerelerde çok önemli görev üstlenmiş ve Amerikalılarla kıran kırana pazarlık yapmış birisidir. ‘1 Mart Vakası - Irak Tezkeresi ve Sonrası’ isimli kitabını okuyunca, o süreçte ne kadar önemli işler yaptığını bir kez daha teyit etme imkanım oldu.
Kendisine bu görevi veren de dönemin Başbakanı Abdullah Gül’dür. Gül, böylesine kritik bir görev için Bölükbaşı’na güvenmiştir.
Aradan geçen bu sürede ne değişti de Bölükbaşı, başkent gecelerinde iktidar partisine karşı yürütülen psikolojik harekatın parçası haline getirilmek isteniyor? Birileri onu da mı uyardı? Veya durumdan vazife mi çıkardı? Yoksa içki masasında fantezi mi yapıyor? Geceyi renklendirmek için espri yapmış olabilir mi? Ya da promil ayarı bozulunca ne söylediğini bilmiyor mu?
Bölükbaşı, zihinleri kurcalayan ve kulislerde konuşulan bu sorulara mutlaka cevap vermelidir. Merkezinde kendisinin yer aldığı bu senaryolara açıklık getirmelidir. Evet Deniz Bey, buyurun söz sizin. Lütfen, cevap verirken masadakilerin yüzlerini de hatırlayın.
Bahçeli’ye uyarı
Son sözüm Devlet Bahçeli’ye...
Sayın Bahçeli, toplumsal istikrarın korunmasında çok önemli görevler üstlendiniz. Ülkücü gençliğin tahrik edilmesine yönelik girişimlerin karşısına set çektiniz, sokağa dökmediniz. Eğer bugün 12 Eylül öncesi gibi iç çatışma ortamı yaşanmıyorsa, bunda büyük rol size ait. Bu büyük sorumluluğunuzu, tarih yazacaktır.
Aynı duyarlılığı, milletvekili aday listelerinde de gösterdiniz. Yeraltı dünyasında cirit atan, çete faaliyetlerine bulaşan ve kendisini derin devletin adamı pozlarına sokan kimi işgüzarları partinin kapısından içeri sokmadınız.
Görüyorum ki; MHP’nin kapısına diktiğiniz x-ray cihazından sızmalar olmuş. Tedbirleri arttırmazsanız tüm emekleriniz boşa çıkabilir ve MHP’yi bir anda hiç arzu etmediğiniz derin senaryoların parçası haline getirebilirler.
Tabi bu yeni oyunda yoksanız...
star gazetesi
MILLI DAVA
10-31-2008, 01:10
Kardes iyi güzel de Eklemis oldugun Belgelerin, Haberlerin Cogunun Kaynagi ne ?
ahmetermiş
11-08-2008, 23:39
Kardes iyi güzel de Eklemis oldugun Belgelerin, Haberlerin Cogunun Kaynagi ne ?
cehaletini ortaya koyma..! tayyip erdoğanın hayatını yazmanın..belgesi mi olur..? bak milli hava bu yazılanların hepsi belgedir..
bukadar kin ve öfke ancak sizlere yakışır..yani azıcık da bile başbakanı övmeye kalksak bunun belgesi hani dersiniz..ama bu yazıda övgü yok..bu yazıda tayyıp erdoğanın hayatı anlatılıyor..ama sen MİLLİ HAVA nda olduğun için pek anlamıyorsun,yada okumuyorsun..
cahilliğini belli etme bari.. erdoğan iyi bir insan olmasaydı.. erbakan kendi eliyle yetiştirmezdi...!
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.