Ey fani dünyadan ebedi hayata hareket eden yolcu...

DUR ve DİNLE !!!

ON dan geri sayım başladı sen doğduğun vakit...

eğer DOKUZ canlı bile olsan en fazla...

SEKİZ kez ölümden kaçabilirdin...

bilki YEDİ düvele sultan dahi olsan....

yerin ALTI sana mekan olacak...

ve götürebileceğin en fazla BEŞ kumaş olacaksin

orada gözlerini DÖRT açsanda...

bu ÜÇ günlük fani dünyada...

Azrail'e (a.s ) İKİ kat olup yalvarsan da

ecel geldiğinde mutlaka BİR gün öleceksin...

İşte o an her şey SIFIR 'dan başlıyacak çünkü...

ÖLÜM bir YOK oluş DEĞİL...

YENİDEN DOĞUŞTUR !!!

Paylaşım için teşekkürler selin +1

Son günlerde ölüm ve ötesi adeta unutulmuş , her şeye madde ve menfaat gözü ile cercevelenmiş bir maske sürülmüş , insanlar birbirini anlama birbirinin sorunu çözme gereği yerine hep birbirlerinin göz yaşı üzerinde mutlu olmaya calışmalarını ne kadar da acizlik


çok haklısın abii .. bukadar zormu sevgi dağıtmak.bukadar zormu hoşgörülü davranmak.. neden insanlar birbirlerini hep küçük görür ki? bukadar zormu karşindeki insana bir gülümseme göstermek..
hiçkimse öbür dünyaya giderken yanında birşey götüremezken,yüce allahın ona nasip ettiği malıyla böbürlenmek ve bu mallara güvenmek nekadar doğru?

Paylaşım için teşekkürler selin +1

Son günlerde ölüm ve ötesi adeta unutulmuş , her şeye madde ve menfaat gözü ile cercevelenmiş bir maske sürülmüş , insanlar birbirini anlama birbirinin sorunu çözme gereği yerine hep birbirlerinin göz yaşı üzerinde mutlu olmaya calışmalarını ne kadar da acizlik


çok haklısın abii .. bukadar zormu sevgi dağıtmak.bukadar zormu hoşgörülü davranmak.. neden insanlar birbirlerini hep küçük görür ki? bukadar zormu karşindeki insana bir gülümseme göstermek..
hiçkimse öbür dünyaya giderken yanında birşey götüremezken,yüce allahın ona nasip ettiği malıyla böbürlenmek ve bu mallara güvenmek nekadar doğru?


Ah selin hanım , Işıktan ve aydınlıktan hoşlanmayan hazımsıların varlığı ile yaşam gün den güne karanlık bulutları ile üstümüze gelsede mevlamın bir ışık lütfettiklerine sarılma zamanı aslında ,bugün , ferdi ve birey olarak ,kararsız tamirden uzak , hatta tamirden daha çok tahribe açık fırsat bulduklarında hemen tecavüce geçen, yetmediklerini anladıklarında sünepeleşen kafaları mevlaya havale etmek gerek , Alternatif düşünce üretme yerine bütün güçlerini tahrip ve tenkide hasretmiş dünya kadar insan var . Çoğu hasta , zayıf fikir ve ruh fakiri yıkmadan hoşlanan bu insanların , bir kere daha insan olarak dirilip kendilerini bulmaları için , zamanın cıldırtıcılığına rağmen daha bir süre aktif bekleme icap edecek :'(


iyide yalçın abi,benim anlam veremediğim neden böyle? nedir insanları bukadar körleştiren..
dünyayı birbirimize zehir etmek çokmu hoşumuza gidiyo.. ondan sonrada şikayet edip duruyoruz..
neden bukadar anlayışsızız birbirimize karşı?
hiçmi düşünmeyiz ölümü? yada hiçmi düşünmeyiz dünya malının bizlere hiçbir fayda sağlamıycağını? :(

Dünyaya geliyoruz. Bir doktorun elleri arasında bedenimiz yıkanıyor ve adına kundak dedikleri bir beze sarılıyoruz. Herşey tertemiz. Melek misali. Sonra yolculuk başlıyor. Kullanmaya başlıyoruz bize verilen bedeni. Ve öyle bir kabulleniyoruz ki sanki hep bizimmiş, bize aitmiş gibi geliyor. Kirletmekten hiç çekinmiyoruz. Ya sonra?

Bir hemşirenin bir doktorun elleri arasında başlayan hayat bu sefer bir imamın ellerinde son buluyor. İlk günkü gibi yine yıkanıyor bedenimiz. İlk günkü gibi bir beze sarılıyor. Ama ilkinden farklı oluyor bazı şeyler. Su bedenimizdeki kiri götürmüyor. Bezin adı da kundak olmuyor. Kefen diyorlar. Ve ilk günkü gibi bedenimiz anneye babaya teslim edilmiyor. Kara toprağa veriliyor.

İşin ilginç yanı, bizim bunları hiç görmüyor olmamız. Ne doğduğumuzu, ne de öldüğümüzü görüyoruz. Sanki hep vardık ve hep var olacakmışız gibi. Çok zavallıyız gerçekten. İnşallah bizler görmesekte bu yolculuğu bilenlerden oluruz. Unutmak, en büyük felakettir.

Yapmış olduğunuz paylaşım, bilmemiz gerekenleri bize yeniden hatırlatan, çok güzel bir paylaşım. Allah razı olsun.

Dünyaya geliyoruz. Bir doktorun elleri arasında bedenimiz yıkanıyor ve adına kundak dedikleri bir beze sarılıyoruz. Herşey tertemiz. Melek misali. Sonra yolculuk başlıyor. Kullanmaya başlıyoruz bize verilen bedeni. Ve öyle bir kabulleniyoruz ki sanki hep bizimmiş, bize aitmiş gibi geliyor. Kirletmekten hiç çekinmiyoruz. Ya sonra?

Bir hemşirenin bir doktorun elleri arasında başlayan hayat bu sefer bir imamın ellerinde son buluyor. İlk günkü gibi yine yıkanıyor bedenimiz. İlk günkü gibi bir beze sarılıyor. Ama ilkinden farklı oluyor bazı şeyler. Su bedenimizdeki kiri götürmüyor. Bezin adı da kundak olmuyor. Kefen diyorlar. Ve ilk günkü gibi bedenimiz anneye babaya teslim edilmiyor. Kara toprağa veriliyor.

İşin ilginç yanı, bizim bunları hiç görmüyor olmamız. Ne doğduğumuzu, ne de öldüğümüzü görüyoruz. Sanki hep vardık ve hep var olacakmışız gibi. Çok zavallıyız gerçekten. İnşallah bizler görmesekte bu yolculuğu bilenlerden oluruz. Unutmak, en büyük felakettir.

Yapmış olduğunuz paylaşım, bilmemiz gerekenleri bize yeniden hatırlatan, çok güzel bir paylaşım. Allah razı olsun.


çok güzel ve gerçekleri anlatan bir yorum olmuş +1..çok teşekkürler..

Paylaşım için teşekkürler selin +1

Son günlerde ölüm ve ötesi adeta unutulmuş , her şeye madde ve menfaat gözü ile cercevelenmiş bir maske sürülmüş , insanlar birbirini anlama birbirinin sorunu çözme gereği yerine hep birbirlerinin göz yaşı üzerinde mutlu olmaya calışmalarını ne kadar da acizlik


çok haklısın abii .. bukadar zormu sevgi dağıtmak.bukadar zormu hoşgörülü davranmak.. neden insanlar birbirlerini hep küçük görür ki? bukadar zormu karşindeki insana bir gülümseme göstermek..
hiçkimse öbür dünyaya giderken yanında birşey götüremezken,yüce allahın ona nasip ettiği malıyla böbürlenmek ve bu mallara güvenmek nekadar doğru?


Ah selin hanım , Işıktan ve aydınlıktan hoşlanmayan hazımsıların varlığı ile yaşam gün den güne karanlık bulutları ile üstümüze gelsede mevlamın bir ışık lütfettiklerine sarılma zamanı aslında ,bugün , ferdi ve birey olarak ,kararsız tamirden uzak , hatta tamirden daha çok tahribe açık fırsat bulduklarında hemen tecavüce geçen, yetmediklerini anladıklarında sünepeleşen kafaları mevlaya havale etmek gerek , Alternatif düşünce üretme yerine bütün güçlerini tahrip ve tenkide hasretmiş dünya kadar insan var . Çoğu hasta , zayıf fikir ve ruh fakiri yıkmadan hoşlanan bu insanların , bir kere daha insan olarak dirilip kendilerini bulmaları için , zamanın cıldırtıcılığına rağmen daha bir süre aktif bekleme icap edecek :'(


iyide yalçın abi,benim anlam veremediğim neden böyle? nedir insanları bukadar körleştiren..
dünyayı birbirimize zehir etmek çokmu hoşumuza gidiyo.. ondan sonrada şikayet edip duruyoruz..
neden bukadar anlayışsızız birbirimize karşı?
hiçmi düşünmeyiz ölümü? yada hiçmi düşünmeyiz dünya malının bizlere hiçbir fayda sağlamıycağını? :(


Ah selin , bu ham ruhlar her zaman var olmuşlardır , tabiiki bugünde olacaklardır. Hatta düşünceleri itibari ile hafif yüzeysel olsalarda , yarında varlıklarını sürdüreceklerdir hayattan nasipleri bu kadardır bunların , tek dünya ya talip olan bir bedenin ahiret gibi bir kavramı olması imkansız , hayat içinde nizam ve düzenin sahipi olma gibi bir mesüliyetleri yok , şeytan ve nefsinin esareti haline gelen gönüllerin rızanın merkezinden uzaklaşması bu insanları genetiği bu tür tavırlara maalesef sürükleniyorlar başkalarının acıları üstüne medeniyetlerini kuranların , göz yaşı ve acısız ortamların varlığı kendilerini tüketeceğine inanıyorlar , başkalarını acısı olduğu sürece mutluluğa endeksli insanlar dünde vardı bu günde var olacak.

Yıllar ve yıllar varki bizi çepecevre kuşatan , mana köklerimizi koparan ruhi dinamiklerimizi delik deşik eden bu anarşist ruhlar , her fikri karalamış , her yeni oluşuma karşı cıkmış , herkesi küçük görmeye çalışmış , ilimleri saplantılarına alet ederek kainattaki nizamı görmekten hatta nizamın yaratıcısını görmezlikten gelmişler,imani ve dini değerleri ehemmiyetsiz saymış veya carpık düşüncesine göre yorumlamış ve kafasına göre onlara fantazi kazandırmış lar ve bu ideolojiler ile insanlığın arasına nifak ekmişler .

İmam hatipi, kuran kurslarını , ülke yararına eğitim faaliyetleri gösterenleri yakın takipe alarak , milli ve vatan hatta dini değerlerin önünü alırlar , bu günü yaşarlar yarınlar umurlarında değildir bunların , her şeyi kendi egosuna veya zümre cıkarlarına göre planlarlar , ebedilik düşüncesini berzah alemini düşünce dünyalarında dahi yaşatmazlar çünkü dünyalıklarını yaşamaya engeldir çoğu zaman bunlar onlar için , hatta milletin değişik kesimlerini karşı karşıya getirmek için çok aşırı derecede çalışırlar .Bunları vuruştururlar sonrada bir kenara cekilerek neron gibi keyif çıkarır , sızabilirlerse kurumlara idareyi dejenere eder nufus etti ise adalet mekanizmasına adalet ruhunu yıkar haramilere payaler vermede geçikmezler,vicdanları harabelere cevirir ve insanları birbirinin kurdu haline getirirler. Ülkem cennetden bir köşe haline gelirken bu cennet köşelerini cehenneme cevirirler bunların bir ayağı camiye düşşe milleti sokağa döker dini de diyanetide cinayetlerine vesile ederler. Bunların yanında Milletlere zaman zaman musallat olan bu virüs , inançsızlık , ihtiras,şehvet şöhretle beslenir Bu yollar ile duygulara düşünceler bulaştıktan sonra kurbanlarının elini ayağını dilini dudağını gözünü kulağını tesiri altına alır ve onlara her istediğini yaptırır , yani anlayacağın şeytanın öyle dili vardırki , imtihan dünyasında olma bilincimiz yaşamımıza lezzet katan tek unsur umarım anlaşılmıştır mesele selin hanım



yalçın abi sen bitanesin ya ..anca bukadar güzel anlatılabilirdi :)

Paylaşım için ve güzel yorumlar için herkese ayrı ayrı teşekkür ederim :) +

Yalçın selinay ve karaeşref hepinizin emeğine ve yüreğine sağlık çok güzeldi + :-*

paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. :-* ;)

Paylaşım için teşekkürler selin +1

Son günlerde ölüm ve ötesi adeta unutulmuş , her şeye madde ve menfaat gözü ile cercevelenmiş bir maske sürülmüş , insanlar birbirini anlama birbirinin sorunu çözme gereği yerine hep birbirlerinin göz yaşı üzerinde mutlu olmaya calışmalarını ne kadar da acizlik


çok haklısın abii .. bukadar zormu sevgi dağıtmak.bukadar zormu hoşgörülü davranmak.. neden insanlar birbirlerini hep küçük görür ki? bukadar zormu karşindeki insana bir gülümseme göstermek..
hiçkimse öbür dünyaya giderken yanında birşey götüremezken,yüce allahın ona nasip ettiği malıyla böbürlenmek ve bu mallara güvenmek nekadar doğru?


Ah selin hanım , Işıktan ve aydınlıktan hoşlanmayan hazımsıların varlığı ile yaşam gün den güne karanlık bulutları ile üstümüze gelsede mevlamın bir ışık lütfettiklerine sarılma zamanı aslında ,bugün , ferdi ve birey olarak ,kararsız tamirden uzak , hatta tamirden daha çok tahribe açık fırsat bulduklarında hemen tecavüce geçen, yetmediklerini anladıklarında sünepeleşen kafaları mevlaya havale etmek gerek , Alternatif düşünce üretme yerine bütün güçlerini tahrip ve tenkide hasretmiş dünya kadar insan var . Çoğu hasta , zayıf fikir ve ruh fakiri yıkmadan hoşlanan bu insanların , bir kere daha insan olarak dirilip kendilerini bulmaları için , zamanın cıldırtıcılığına rağmen daha bir süre aktif bekleme icap edecek :'(


iyide yalçın abi,benim anlam veremediğim neden böyle? nedir insanları bukadar körleştiren..
dünyayı birbirimize zehir etmek çokmu hoşumuza gidiyo.. ondan sonrada şikayet edip duruyoruz..
neden bukadar anlayışsızız birbirimize karşı?
hiçmi düşünmeyiz ölümü? yada hiçmi düşünmeyiz dünya malının bizlere hiçbir fayda sağlamıycağını? :(


Ah selin , bu ham ruhlar her zaman var olmuşlardır , tabiiki bugünde olacaklardır. Hatta düşünceleri itibari ile hafif yüzeysel olsalarda , yarında varlıklarını sürdüreceklerdir hayattan nasipleri bu kadardır bunların , tek dünya ya talip olan bir bedenin ahiret gibi bir kavramı olması imkansız , hayat içinde nizam ve düzenin sahipi olma gibi bir mesüliyetleri yok , şeytan ve nefsinin esareti haline gelen gönüllerin rızanın merkezinden uzaklaşması bu insanları genetiği bu tür tavırlara maalesef sürükleniyorlar başkalarının acıları üstüne medeniyetlerini kuranların , göz yaşı ve acısız ortamların varlığı kendilerini tüketeceğine inanıyorlar , başkalarını acısı olduğu sürece mutluluğa endeksli insanlar dünde vardı bu günde var olacak.

Yıllar ve yıllar varki bizi çepecevre kuşatan , mana köklerimizi koparan ruhi dinamiklerimizi delik deşik eden bu anarşist ruhlar , her fikri karalamış , her yeni oluşuma karşı cıkmış , herkesi küçük görmeye çalışmış , ilimleri saplantılarına alet ederek kainattaki nizamı görmekten hatta nizamın yaratıcısını görmezlikten gelmişler,imani ve dini değerleri ehemmiyetsiz saymış veya carpık düşüncesine göre yorumlamış ve kafasına göre onlara fantazi kazandırmış lar ve bu ideolojiler ile insanlığın arasına nifak ekmişler .

İmam hatipi, kuran kurslarını , ülke yararına eğitim faaliyetleri gösterenleri yakın takipe alarak , milli ve vatan hatta dini değerlerin önünü alırlar , bu günü yaşarlar yarınlar umurlarında değildir bunların , her şeyi kendi egosuna veya zümre cıkarlarına göre planlarlar , ebedilik düşüncesini berzah alemini düşünce dünyalarında dahi yaşatmazlar çünkü dünyalıklarını yaşamaya engeldir çoğu zaman bunlar onlar için , hatta milletin değişik kesimlerini karşı karşıya getirmek için çok aşırı derecede çalışırlar .Bunları vuruştururlar sonrada bir kenara cekilerek neron gibi keyif çıkarır , sızabilirlerse kurumlara idareyi dejenere eder nufus etti ise adalet mekanizmasına adalet ruhunu yıkar haramilere payaler vermede geçikmezler,vicdanları harabelere cevirir ve insanları birbirinin kurdu haline getirirler. Ülkem cennetden bir köşe haline gelirken bu cennet köşelerini cehenneme cevirirler bunların bir ayağı camiye düşşe milleti sokağa döker dini de diyanetide cinayetlerine vesile ederler. Bunların yanında Milletlere zaman zaman musallat olan bu virüs , inançsızlık , ihtiras,şehvet şöhretle beslenir Bu yollar ile duygulara düşünceler bulaştıktan sonra kurbanlarının elini ayağını dilini dudağını gözünü kulağını tesiri altına alır ve onlara her istediğini yaptırır , yani anlayacağın şeytanın öyle dili vardırki , imtihan dünyasında olma bilincimiz yaşamımıza lezzet katan tek unsur umarım anlaşılmıştır mesele selin hanım


Sevgili Hocam, hislerimize tercüman olan ciltler dolusu kitap olabilecek konuyu mükemmel özetlemişsiniz ...

Tebrik ve de takdirlerimle ... (+) :)

hepinizin yüreğine sağlık .o kadar güzel anlattınız ki. çok teşekkürler.

Selinay Arkadaşlar gereken açıklamayı çok güzel yapmışlar..
İnan bu dünya üzerinde hangi amaçla yaradıldığını unutmak insanoğlunun nefsine yenik düşmesine vesile olur....birkere nefse yenilmeye dur...işte o zaman senin dediğin gibi hoşgörüden uzaklaşıp önce ben diyen ekoist bir kraktere bürünürüz...
Rabbin verdiği nimeti, hoşgörüyü, malı, güzelliği Rabden gelen bir nimet olarak bakıp onunla ictihat edresek o zaman gerçek mutluluğu yaşar ve yaşatırız...
Şimdiki bir bencil insanın, yada sevgiden uzak bir insanın yaptıklarını İslamın güzellikleriyle nasıl bağdaştıramazsak ....öylebirinden anlayışda bekleyemeyiz...
ASR-I SADET döneminide düşünürsek öbür dünya için, Allah rızası için bu dünyada yaşamayı bilen insan topluma faydalı ve sevgi dolu insandır..
Selinay,Yalçın,Eşref bir atıda o güzel yorumlarınıza...+1

Selinay Arkadaşlar gereken açıklamayı çok güzel yapmışlar..
İnan bu dünya üzerinde hangi amaçla yaradıldığını unutmak insanoğlunun nefsine yenik düşmesine vesile olur....birkere nefse yenilmeye dur...işte o zaman senin dediğin gibi hoşgörüden uzaklaşıp önce ben diyen ekoist bir kraktere bürünürüz...
Rabbin verdiği nimeti, hoşgörüyü, malı, güzelliği Rabden gelen bir nimet olarak bakıp onunla ictihat edresek o zaman gerçek mutluluğu yaşar ve yaşatırız...
Şimdiki bir bencil insanın, yada sevgiden uzak bir insanın yaptıklarını İslamın güzellikleriyle nasıl bağdaştıramazsak ....öylebirinden anlayışda bekleyemeyiz...
ASR-I SADET döneminide düşünürsek öbür dünya için, Allah rızası için bu dünyada yaşamayı bilen insan topluma faydalı ve sevgi dolu insandır..
Selinay,Yalçın,Eşref bir atıda o güzel yorumlarınıza...+1

gönülden,,gönlüne sağlık canım... seninde fikirlerinden faydalanmak bizim için büyük bir niğmet :)

Yorum ve teşekkürler için teşekkürler iyiki varsınız :)


Uzun uzun yorum yazmak isterdim ama kelimelerimin yazdıklarınızın gölgesinde kalacağı ve hissettiklerimi açıklamakta aciz kalacağı aşikâr... Haddim olmayan şeylere hiç kalkışmıyorum bende... Yüreğinize sağlık... +1

Ayrıca teşekkürler selinay... Dünya meşgalesinde savrulurken unuttuklarımızı hatırlattığın için... :-* +1

Allah'in bizleri neden yarattigini kavramak birçok soruna çözüm niteliginde olacaktir. Bu nedeni birçok müslüman kavramiyor olacak ki "zaman israfi" gibi bir yanlisa düsüyoruz. Yani yanlislardan korundugumuzu savunup, evlerimizde kurdugumuz bir düzen içinde sakin bir hayat yasamamiz bile hesaba tutulacak. Rabbimiz bizleri belirli bir süre için dünyaya imtihan etmek üzere göndermis ise, bu süre zarfinda yaptiklarimizin önemi kadar yapmadiklarimiz da önem arzediyor.

Basit bir örnek verecek olur isek; yarim saatlik bir dolmus seyahati boyunca genelde etrafi seyrederiz veya trafikten dolayi geç kaldigimiz için hayiflaniriz. Yarim saatte bir kitap okunabilir, çözemedigimiz bir mesele hakkinda kafa yorulabilir, yanimizdaki insan ile sohbet edilebilir, vs.
Daha çok bayanlara odakli diger bir örnek; yemek yaparken müzek dinlemekten ziyade (ki birçok bayan bunu yapar) tv veya radyoyu açip herhangi faydali bir programi izlemek/dinlemek faydali olacaktir.
Onlarca, belki binlerce, örnek siralamak mümkün.

"Hayat kisa", "Ömür dedigin göz açip kapayincaya kadar", "Zaman su gibi akip gidiyor" sözleri bizleri harekete geçirmeli. Sadece bazi tespitlerde bulunmakla olmuyor. Insan kendini sarsmali, çok geç olmadan birseyler yapmali...