NEHİR
05-01-2009, 21:24
ZAMAN YOK !
Biliyorum kızgınsın. Kırgınsın. Söylemek istemediğin
sözler dilinin ucunda. Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini
hepsini vuracaksın. Zor duruyorsun. Kibarlığından.
Ya da doğru kelimeleri arıyorsun halâ....
Yok boşuna arama... Sevginin arkasında bıraktığın
her hece kaybolmuş sayılır... Derin bir kuyuda onlar
şimdi; ulaşılmaz karanlık dipsiz... Bırak orda kalsınlar.
Onlar çirkin. Dokunsan; elini dilini yakarlar.
Canını acıtırlar. Benim de... Yüzünden gözlerinden
dudaklarının titremesinden bilmediğin bir melodiyi
ıslığa dökme çabandan anlıyorum işte; kızgınsın...
Senin olmayanları bırak kendi kelimelerinle ulaş...
Haydi söyle! Bağır çağır haykır ama kızgınlığını
yüreğinde saklama ne olur... Gözlerini kaçırma
Büyütme... Her şeyi hemen şimdi söyle.
Affedeceksen şimdi affet.
Zaman yok!
Doğru değil bu kadar uzak olman. Kendini
uzaklara vurman... Zaman yetmezmiş gibi bir de araya
mesafeler koyman... Yollar duraklar doğru değil bilesin...
Boşuna bu kaçısın... Alıp kendini başka yerlere götürmen
yeterli değil. Doğru değil parçalaman. Kabul et bunu.
İçin böyle istemiyor fark et anla...
Dokunacaksan şimdi dokun.
Zaman yok!
Ben de bekleyebilirim kırçiçeklerinin
ıslak çimenler arasından boy atmasını...
Ben de bekleyebilirim ılık lodosların coşturduğu
bulanık denizin küçük sandalları sahilde bir o yana
bir bu yana yatırmasını... Ben de... Evet ben de önce
şiirler söyleyebilirim. Doğru kelimelerin peşinde
ben de küçük adımlarla dolaşabilirim ben de...
Evet ben de bulduğum ilk aydınlık günde ilk serin
geceyi bekleyebilirim sevdiğimi anlatmak için.... Ben de
yüreğimi nadasa bırakıp bir süre bir başıma
labirentlerinde dolaşabilirim hayatın ben de...
Ama bunu yapmıyorum. Yaşam bunun ardından geliyor.
Adımlarım böyle daha sağlam. Buna inanıyorum
bunu yaşıyorum... Hadi sen de yap bunu.
Seveceksen şimdi sev.
Zaman yok!
Biliyorum kızgınsın. Kırgınsın. Söylemek istemediğin
sözler dilinin ucunda. Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini
hepsini vuracaksın. Zor duruyorsun. Kibarlığından.
Ya da doğru kelimeleri arıyorsun halâ....
Yok boşuna arama... Sevginin arkasında bıraktığın
her hece kaybolmuş sayılır... Derin bir kuyuda onlar
şimdi; ulaşılmaz karanlık dipsiz... Bırak orda kalsınlar.
Onlar çirkin. Dokunsan; elini dilini yakarlar.
Canını acıtırlar. Benim de... Yüzünden gözlerinden
dudaklarının titremesinden bilmediğin bir melodiyi
ıslığa dökme çabandan anlıyorum işte; kızgınsın...
Senin olmayanları bırak kendi kelimelerinle ulaş...
Haydi söyle! Bağır çağır haykır ama kızgınlığını
yüreğinde saklama ne olur... Gözlerini kaçırma
Büyütme... Her şeyi hemen şimdi söyle.
Affedeceksen şimdi affet.
Zaman yok!
Doğru değil bu kadar uzak olman. Kendini
uzaklara vurman... Zaman yetmezmiş gibi bir de araya
mesafeler koyman... Yollar duraklar doğru değil bilesin...
Boşuna bu kaçısın... Alıp kendini başka yerlere götürmen
yeterli değil. Doğru değil parçalaman. Kabul et bunu.
İçin böyle istemiyor fark et anla...
Dokunacaksan şimdi dokun.
Zaman yok!
Ben de bekleyebilirim kırçiçeklerinin
ıslak çimenler arasından boy atmasını...
Ben de bekleyebilirim ılık lodosların coşturduğu
bulanık denizin küçük sandalları sahilde bir o yana
bir bu yana yatırmasını... Ben de... Evet ben de önce
şiirler söyleyebilirim. Doğru kelimelerin peşinde
ben de küçük adımlarla dolaşabilirim ben de...
Evet ben de bulduğum ilk aydınlık günde ilk serin
geceyi bekleyebilirim sevdiğimi anlatmak için.... Ben de
yüreğimi nadasa bırakıp bir süre bir başıma
labirentlerinde dolaşabilirim hayatın ben de...
Ama bunu yapmıyorum. Yaşam bunun ardından geliyor.
Adımlarım böyle daha sağlam. Buna inanıyorum
bunu yaşıyorum... Hadi sen de yap bunu.
Seveceksen şimdi sev.
Zaman yok!