|
![]() |
#1 |
![]() Aziz Üstel
![]() İstanbul'da neden iki kişiden biri AK Parti dedi? Genel seçimlerde yerel yönetimlerin ne kadar büyük katkısı olduğunu daha önce belirtmiş, Beyoğlu’ndan somut örnekler vermiştim. Şimdi bir de Büyük Şehir Belediyesi’ne bir göz atalım. Geçen 2009 yerel seçimlerinde Kadir Topbaş oyların % 44’ünü alırken CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu % 37 almıştı. Dahası birçok büyük ilçede CHP adayları başkanlık koltuğuna oturmuştu. İl Genel Meclisi oylarında da AK Partiyle CHP arasında % 7'lik bir fark vardı. Ancak genel seçimlerde AK Parti oy oranını % 50’ye çıkarırken, CHP % 31’de kaldı. Peki nasıl yedi puanlık fark on dokuz puana çıktı? İstanbullu hem Türkiye genelinde hem de İstanbul yerelinde yapılan ve yapılmayan hizmetleri değerlendirdi; serinkanlılıkla. Daha iki yıl önce CHP’ye teslim ettiği belediyelerde, vergilerinin hizmet olarak geri dönmediğini gördü, savı çok yaygın. İstanbullu, Kadir Topbaş’ın, ilk dönemine oranla çok daha büyük işlere imza attığını saptadı. Trafik keşmekeşini metro ağını genişleterek, metrobüsleri devreye sokarak, tünellerle, meydanlarla rahatlatmaya çalıştığını gördü. İstanbul, yeniden yaşanılası bir kent olmaya başlıyordu yavaş yavaş. Kentsel dönüşüm tasarılarının başladığını izledi, hem Balat hem de Tarlabaşı’nda. Yeşil alanların arttığını, su, doğalgaz, elektrik sorunlarının artık hepten tarihe karıştığını gözlemledi. Belediyeye başvurduğunda, “bu gün git yarın gel” oyalamacılığının bittiğini fark etti. İşini bitirmek için belediye çalışanları ellerinden geleni yapıyordu. Belediyenin bu çabalarına ek olarak Başbakanın “çılgın projesi” de gündeme düşünce, İstanbullu için karar vermek pek zor olmadı. İstanbul’da göçler nedeniyle bütün illerden gelmiş, bu kenti mesken tutmuş milyonlarca insan var. İstanbul’da çalışıp, bu kentte yaşamalarına rağmen göç ettikleri bölgelerle, kentlerle, yörelerle bağlantıları kopmuyor hiçbir zaman. Akrabalar, komşular, yakın dostlar ziyarete geliyor, onlar da kopup geldikleri yerlere gidiyorlar tatillerinde, bayramlarda. Yürekleri İstanbul’da atsa da, gönülleri hâlâ terk ettikleri topraklarda. Hele de bunlar ilk kuşaksa. Bu kişiler kendi bölgelerinde, son yıllarda yaşanan değişimi görüyor, duyuyor, yakınlarından dinliyor. Eğer gözlemleri ve işittikleri olumluysa, o zaman İstanbul’da da iktidardan yana oy kullanıyorlar. Ve tabi İstanbul’da alt gelir gurupları için TOKİ ve KİPTAŞ’ın döktüğü teri unutmamak gerek. Yıllarca son derece sağlıksız konutlarda, kaçak su, elektrik kullanarak yaşayan bu insanlar, gerek TOKİ gerekse de KİPTAŞ aracılığıyla çağdaş yaşama adım atabildiler. Özellikle son dört yılda teslim edilen ve yapımına başlanan konutlar, seçmen üzerinde çok olumlu bir etki bıraktı. Özetleyecek olursak Anakent Belediyesi, devletin de desteğini arkasına alınca, tüp geçit, Anadolu Yakası’nda raylı sistem, üçüncü köprünün tasarımı gibi dev projeleri de başlattı. Öte yandan son seçimlerde el değiştirmiş belediyeler başarıyı yakalayamamış olmalı ki, İstanbul’un % 50'si AK Parti dedi. Eğer bir parti genel seçimlerden başarıyla çıkmak istiyorsa, yerel yöneticilerini doğru seçmek zorunda. Tabi parti örgütlerinin de çalışması çok önemli. İstanbul’da AK Parti il örgütü sınıfı geçerken, CHP il örgütü yarı yolda yönetiminin değişmesi nedeniyle ya da yanlış isimlerin milletvekili adayı olarak gösterilmeleri sonucu yeterince çalışmadı. Ve tabi lider faktörü. İstanbul eski Belediye Başkanı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu kente ne kadar önem verdiğini, sorunlarıyla haşır neşir olduğunu çok iyi biliyor İstanbul seçmeni. AK Parti iktidarında, hükümetin gene İstanbul’a yoğunlaşacağının bilincinde. Eh bütün bunları alt alta koyarsanız, AK Parti’nin neden iki İstanbullu’dan birinin oyunu aldığını kolayca anlarsınız sanırım. Kaynak: http://www.stargazete.com/yazar/aziz...ber-360436.htm Star 21.06.2011
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Çok basit: stocholm sendromu...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|