Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Feyza** · 06-09-2008, 23:42

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ele alınan konulardan ziyade Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı

Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesinin başörtüsü düzenlemesini iptal kararıyla ilgili olarak, ''TBMM'nin 411 gibi büyük çoğunlukla aldığı karar var. Dolayısıyla Meclis'in yetkisine tedahül edildiği, müdahale edildiği noktasında da ciddi tartışmalar var. Bizim dışımızda tartışmalar var, Parti olarak ya da Hükümet olarak. Dolayısıyla, evvela bu konuyu TBMM'nin gündemine almasında, bunu bir değerlendirme konusu yapmasında fayda var, senatodan evvel. Demek ki ortada böyle bir sorun var'' dedi.
Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantının ardından yaptığı açıklamada, iki teknik nitelikte kanunun tasarısının toplantıda görüşüldüğünü söyledi.

Bunlardan birinin Türkiye İstatistik Kanunu'nda değişiklik yapılmasıyla ilgili tek maddelik olduğunu belirten Çiçek, tasarının yasalaşması durumunda, dış ticaret istatistikleriyle ilgili bilgilerin ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından açıkça talep edilmedikçe, gizli değil açık olacağını söyledi. Çiçek, ''Yani açıklık kural, gizlilik istisna olacaktır. İlgili Kurum 'ben bu verilerin kamuya açıklanmasını istemiyorum' diye talepte bulunmadığı sürece bu bilgiler kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Bu da bu bilgilerin kamuoyu tarafından açıkça bilinmesi, şeffaflık açısından önemlidir'' diye konuştu.

İkinci tasarının, Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat kanununda değişikliği öngördüğünü anlatan Çiçek, ''Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak uzaktan eğitim ve açık öğretim yoluyla eğitim yapan kuruluşlar da bu Genel Müdürlüğe bağlanmış oluyor. Bu da teknik zaruretten doğuyor'' dedi.
Çiçek, ''Bunun dışında son günlerde gündemde olan konularla ilgili çok kapsamlı değerlendirmeler yaptıklarını'' ifade etti.

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, ''TBMM Başkanı'nın senato önerisine nasıl yaklaşıyorsunuz'' sorusunu, ''Bu konuyu gündemde tartışırken bir başka konuyla bağlantılı olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü Sayın Başkan da 'müstakil, yeni bir senato kurulsun' düşüncesiyle, teklifiyle bu basın toplantısını yapmadı'' şeklinde yanıtladı.
Toptan'ın, Anayasa Mahkemesinin geçtiğimiz hafta Anayasa'nın 10 ve 42. maddesindeki değişiklikle ilgili verdiği karardan sonra o kararla bağlantılı olarak açıklama yaparken yeni bir teklif de getirmiş olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:

''Dolayısıyla bu ikisini birbirinden ayırmak lazım. Şu an gündemde olan 10 ve 42 ile ilgili değerlendirme var. İkincisi, Sayın Başkan'ın bu değerlendirmeyi yaparken getirdiği yeni bir teklif var, o da senato teklifidir. Bu şu anda bizim Hükümet olarak gündemimizde yok, Parti olarak gündemimizde yok, Sayın Başkan'ın gündeme getirdiği bir konudur, ama esas öbür konu Türkiye'nin gündemindedir. Bence o konunun üzerinde ciddiyetle durulması gerekmektedir. Çünkü, TBMM'nin 411 milletvekilinin kabul oyuyla yaptığı bir yasama işlemi var. Bildiğiniz gibi Anayasa değişikliği ve Anayasa'ya yeni bir madde ilave edilmesi işi doğrudan doğruya TBMM'nin işidir ve milletvekillerinin teklifiyle olur.

Bu nedenle, TBMM'nin ortaya çıkan ihtiyaç sebebiyle 411 milletvekili, -bu aşağı yukarı Meclis'in 4'te 3 çoğunluğundan daha fazladır- yani yüzde 80'lik bir ekseriyetle kabul ettiği bir Meclis tasarrufu var, bunu iptal etmiştir. Gerekçeleri bilmiyoruz. Gerekçe yayımlandıktan sonra tabiatıyla neye nasıl baktı, neden böyle bir sonuca vardı o ayrıca bir değerlendirme konusudur, ama şu an algılanan şekliyle, yazılıp çizilen, tartışılan şekliyle 10 ve 42 ile Anayasa Mahkemesi önemli bir karar aldı.''

Yine kamuoyunun büyük ölçüde algıladığı şekliyle ''TBMM'nin yetki alanına tedahül olduğunu, TBMM Başkanı Toptan'ın da bunu böyle kabul ettiğini'' vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
''TBMM'nin görev alanı büyük ölçüde daraltılmıştır. Meseleye böyle bakıldığında Anayasa'nın 7. Maddesi'nin bir anlamı var mıdır, yok mudur? Evvela TBMM'nin buna bir bakması gerekecektir. Konuyu Meclis'in kendi yönünden mutlak surette değerlendirmesi lazım. 7. Madde, 'yasama yetkisini kullanmak TBMM'ye aittir. Bu yetki devredilemez' der. Dolayısıyla bu tartışma var. TBMM'nin 411 gibi büyük çoğunlukla aldığı karar var. Dolayısıyla Meclis'in yetkisine tedahül edildiği, müdahale edildiği noktasında da ciddi tartışmalar var. Bizim dışımızda tartışmalar var, Parti olarak ya da Hükümet olarak. Dolayısıyla evvela bu konuyu TBMM'nin gündemine almasında, bunu bir değerlendirme konusu yapmasında fayda var, senatodan evvel. Demek ki ortada böyle bir sorun var. İkincisi bu sorun yazılıp çizildiği şekliye sadece AK Parti'nin sorunu değil, demokrasi sorunu.

Türkiye'de kuvvetler ayrılığının niteliğinin ve niceliğinin günümüz şartlarında ve gelinen noktada ne ifade ettiği ya da ifade etmediği ile de ilgili bir sorun var. Türkiye'de gerçekte bir kuvvetler ayrılığı bu karardan sonra var mıdır, kalmış mıdır? Böyle bir sorun var. Evvela bunun netleşmesi lazım. Üçüncüsü, Türkiye'de demokrasi nereye gidiyor, demokrasinin standardı ne? Böyle bir sorun var. Bütün bunların cevabı verilirken senato bir anlam ifade ediyor mu etmiyor mu? buna bakmak lazım. Bu sorulanla ilgili bir değerlendirmeyi TBMM yapmalıdır. Sayın Başkan da bunları değerlendirmek üzere basın toplantısını yaparken senatoyu gündeme getirmiştir. Onun için bu sorulan soruların ya da gündeme gelen konuların cevaplandırılması gerekir.''

Çiçek, herkesin kabul ettiği gibi bir demokratik ülkede yine Anayasa'daki hüküm gereği, herkesin yaptığı işin anayasa içinde ve anayasa çerçevesinde kalmasının şart olduğunu belirterek, ''Aksi olduğu takdirde hem işlem tartışmaya açılır, hem kurumlar kendi varlık sebeplerini tartışmaya açmış olurlar. Demek ki önemli tartışılacak konular vardır'' diye konuştu.

Haber 7

06-09-2008, 23:50

Sayin bakanim demokrasi sizlere ömür ;)... tuzun bile koktugu ülkede hangi demokrasiden, hangi adaletten bahsediyorsunuz...
onlarin demokrasi dedikleri sey azinligin, cogunluga hükmetmesidir!

**YavuzSultanSelim** · 06-10-2008, 04:29

Demokrasi var mı diye bir tartışma konusu açmıştım haklıymışım demek ki

**tayyipleyiz** · 06-10-2008, 21:42

Güzel vurgu ... Anlayan önlem alır ancak sanmıyorum artık son kalelerinin de fethi Adalet adına yakın görünüyor. Ufuk o ışığı gösteriyor.

**rikopasa** · 06-11-2008, 11:46

Yahu insanlar kalkıyor televizyonlarda Atatürk'ü değil Humeyni'yi seviyorum diyebiliyorken siz nelerden bahsediyorsunuz , sizin istediğiniz rejimde sıkımı bu şekilde konuşabilmek. "Bu ülkeyi kurtardığı için hiçmi minnet duymuyorsun Atatürk'e" diyorlar , kızımız "iyi bir askerdi" diyerek kaçamak cevaplıyor , şimdi ben bu kızımıza nasıl olurda iyimser bakabilirim , maskeler düştükçe düşüyor , niyetler belli olsun ... Bırakın bu demokrasi kandırmacalarını hepiniz islami rejim istiyorsunuz ...

Demokrasinin tren olduğunu ve istediği durakta inebileceğini söyleyen kimdi ? ne çabuk unutuyorsunuz ... Haa siz trenden inerken tamam ama başkaları inerse olmaz ... bu nasıl mantıktır yahu ...

06-11-2008, 11:54

Demokrasi degilmidir kisiye istedigini söyleme hakki veren o halde kisielrin söyledikleri sizi niye bu kadar gerdi!..kimse kimseyi sevmek zorunda degildir evet saygi duymak zorundadir, kurallara uymak zorundadir ancak sevgi gibi kisiyi ilgilendiren bir konuda zorlama yapamazsiniz!...
Siz su anda burada konusuyorsunuz biliniz ki biz demokrasiyi sonuna kadar sindirmisiz, demokrasiyi sindiremeyenler yargiyla, darbeyle secilmislerin önünü kesmeye calisiyor!..
Ancak sizin gibi niyet okuyucular bir iki kisinin sözünden cikip bütün camiayi kötülemeye calisiyor o zaman bende size derim ki sizde Dinden korkuyor, Peygambere inanmiyorsunuz nereden mi cikardim buyur önder savin söyledikleri ortada!..
Simdi sayin Savin söyledikleri nasil özelde kendini genelde sekreteri oldugu partiyi baglarsa bu kisilerinde söyledikleri özelde kendilerini genelde ise bir kuruma bagliylarsa onu baglar!..
Ancak sizlerin amaci üzüm yemek degildir, bagciyi dövmekteir katlettiginiz demokrasiye bahane bulmaya, caldiginiz minareye kilif uydurmaya calisiyorsunuz sunu asla unutmayin günes balcikla sivanmaz!

**rikopasa** · 06-11-2008, 12:46

Bende zaten onu dedim o kızımızın arzu ettiği rejimde Humeyni nin rejiminde karşıt fikirli insanlar bu kızımız gibi rahat konuşabiliyorlarmıki ? baş örtmeme hakkını kullanabiliyormu İran'daki hanımlar ? Ben Atatürk'ü seveceksin sayacaksın demiyorum zaten , bunu söyleyebilme özgürlüğü olduğunu ve bu özgürlüğünü televizyonlarda kullanabildiğini söylüyorum ama beğendiği rejimde bu haklar yok , bu nasıl bir ikiyüzlülüktür.

Dinden korkmuyorum çünkü dinin hiçbir zaman insanı kötüye yönlendirecek birşey olmadığını biliyorum benim korktuğum dini sömürerek din üzerinden siyaset yapanlardır.

Yargıyla darbeyle seçilmişlerin önünü kesmek , önü kesilmek istenenler kafalarını değiştirip sadece belli bir zümrenin değil bu halkın iktidarı olduklarını unutmasınlar o halde , geriye kalan %53 ü unutmasınlar. Anayasa Mahkemesi nedir hukuksal bir kurumdur değilmi ama içerisinde bir işletmeci ve bir iktisatçı var ki bu iktisatçıda o mahkemenin başkanı geriye kalan 9 kişinin hepside hukuk mezunu ... şimdi bu iktisatçı ve işletme mezununun orada ne işi olduğunu anlatırmısınız bana , ne alaka ? Haa sen Anayasa mahkemesine atama yaparken hukukçu yerine sosyal bilimci atayacaksın o zaman sorun yok ama Anayasa Mahkemesi asli görevi olan Cumhuriyet rejimini koruyacak seçilmişlerin önü kapanmış olacak ... O zaman feshedin Anayasa Mahkemesini her gelen rejim değiştirsin bu ülkede ...
İktisatçıdan Anayasa Mahkemesi başkanı olurmu hiç diye soracağınıza hukukçuların aldığı karara kaka diyorsunuz ...

Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından "Hukuk Reformu yapmakla" görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için "Cumhuriyet Savcısı" unvanının isim babasıdır.
Ata'nın huzurunda "Hukuk Reformu" için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır:

"Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir?
Cumhuriyet Başbakanı,
Cumhuriyet Bakanı,
Cumhuriyet Müsteşarı,
Cumhuriyet Valisi,
Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da,
Neden Cumhuriyet Savcısı?
Savcılara neden bu imtiyaz?

Atatürk, Bozkurt'a "Ne diyorsun?" diye sorar.
Bozkurt'un cevabı çok net olur:
"Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır."

Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. "Devam et Bozkurt" der.
Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır.
Bugün Cumhuriyet Başsavcısı üzerinde şimşekler çaktırılırken, bu anının bir kez daha yazılması gerekliydi.

Bilen de bilmeyen de öğrensin.

06-11-2008, 13:05

Öncelikle sondan baslayalim ;..
Iktisatcidan baskan olur mu demissin oradan baslayalim, buyrunuz sayin Kilicin öz gecmisi görüldügü gibi Tam 1974 yilindan beri Hukuk camiasinin icinde yani bu 34 yile takabül ediyor, 34 yildir Hukuk alaninda degisik hizmetlerde bulunmus birinin baskanligini tartisacaksak bana siyasal mezunu siyasileri sayabilir misin!..
HAŞİM KILIÇ’IN ÖZGEÇMİŞİ
Haşim Kılıç, 13.03.1950 tarihinde Kırşehir İl’inin Çiçekdağı İlçesi’nde doğdu. İlk, orta ve Yozgat’da bitirdiği lise’den sonra 1968 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne kaydoldu.

1972 yılında mezun oldu. 1974 yılında Sayıştay Başkanlığı’nda Denetçi yardımcısı olarak göreve başladı. Denetçi, Başdenetçi unvanlarını aldıktan sonra 1985 yılında Sayıştay Üyeliğine, beş yıl süren üyelikten sonra da 1990 yılında Cumhurbaşkanı Özal tarafından Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildi.

Simdi gelelim ikinci kisima yüzde 47 nin karsisinda yüzde 53 var dediniz kimdir bu yüzde 53?
Mhp mi? kendileri basörtüsüne destek vermislerdir oy oranlari yüzde 14 dür ve yüzde 53 ün icinde degildirler ?
dtp mi? kendileri basörtüsü konusundaki tutumu bellidir oy oranlari yüzde 5 dir yüzde 53 ün icinde degildir
Dp, anap, sp, bbp gibi partilerde basörtüsünü ve o senin öcü olarak gösterdigin noktalari savunuyor o zaman geriye kim kaldi chp ve dsp..
iste olay burada basliyor aslinda yüzde 47 nin karsisinda yüzde 53 yoktur yüzde 20 nin karsisinda yüzde 80 vardir ve bu yüzde 20 lik kücük azinlik yargiyi eline gecirerek cogunlugun iradesini yok sayiyor!..
buyrun basörtüsü yada diger konularda referandum yapalim bakalim sonuc ne cikacak, cumhrurbaskanligi referandumunda nasil bir sonuc cikti!...
öyle bol keseden sallarsaniz bu sonuclar size tokat gibi vurulur!..
Gelelim anayasa mahkemesine oda kendi görevlerini asarak karar vermistir, siyasi bir karar vermistir ve bu karari anayasaya dayanarak vermemistir acaba yarin cumhurbaskani gülün atamasiyla degisen dengelerden sonra sizlerin anayasa mahkemesi hakkinda neler diyecegini tahmin edebiliyor musunuz, o zaman verilen kararlara simdiki gibi saygi duyacakmisiniz!..
cevabi vereyim hayir cünkü isinize gelmeyecek, siz azinligin, cogunluga hükmetmesini istiyorsunuz o devir bitmistir son kale olarak yargiyi görüyorsunuz ancak yargida sivillesecek ve halkin egemenligini kabul edecektir!..
Gelelim o kizlarin söylediklerine biz ne diyoruz onlarin söyledikleri onlari baglar, nasil rejim istedikleride onlari baglar orasi senide, benide enterese etmez!..
onlar birey olarak kendi görüslerini belirtmistir, bir partinin yada bir zümrenin temsilcisi degildirler zaten fikirlerininde kendilerini bagladigini söylemistir o halde onlarin görüsleri üzerinden birilerini hedef gösterme hakkini nereden buluyorsunuz!...
Bir birey komunizmide, liberalizmide, seriatida isteyebilir bu gayet dogaldir ancak ne zaman ki düsünce, eyleme dönüsmeye baslarsa o zaman devreye devlet girer ve sistemi korur!..
Ancak bazi kurum ve kuruluslar kendilerine hicte adledilmeyen bir göreve soyunarak halkin hassasiyetlerini yoka sayiyor ve bunun adinida sistemi korumak olarak gösteriyor!...sistemi kimden, neye karsi koruyorsunuz bunu bana izah edebilir misiniz!

**rikopasa** · 06-11-2008, 14:24

Yahu arkadaşım adam iktisatçı iktisatçı ... ben ne diyorum sen ne diyorsun ... Hatamı ? evet hata ... eeee daha hala neyi tartışıyorsun ?

Alıntı:

Mhp mi? kendileri basörtüsüne destek vermislerdir oy oranlari yüzde 14 dür ve yüzde 53 ün icinde degildirler ?

MHP ile AKP nin başörtüsü hakkındaki görüşleri paralel değil , bunu unutmayalım. MHP başörtüsünü bayrak olarak görmüyor ama Akp öyle görüyor , bana anlatmayın bura yok hayır öyle değil diye ... "Rektörler başörtüsünün önünde selam duracak" diyen bir ekolün uzantısı değilmi Akp ? içerisinde bu ekolün insanları yokmu ... var.
DTP yi hiç sallamıyorum bile bana kalkıp İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını ezbere söyleseler yine umursamam sizlerde işinize geldiği yerde bunları umursayarak kullanarak bir yere varamazsınız.

Üniversiteler için pek tabiiki yasal düzenlemeler yapılabilirdi ama Akp ne istedi anayasa değişikliği istedi , bana kalkıpta teknik detaylardan bahsetmeyin burada bu iş üniversiteler için çok değişik yöntemlerle her kesimin onayını alacak şekilde çözülebilirdi , bu bir gerçek ... Anayasayı değiştirme çabası nereden çıkıyor.

Alıntı:

Gelelim o kizlarin söylediklerine biz ne diyoruz onlarin söyledikleri onlari baglar, nasil rejim istedikleride onlari baglar orasi senide, benide enterese etmez!..
onlar birey olarak kendi görüslerini belirtmistir, bir partinin yada bir zümrenin temsilcisi degildirler zaten fikirlerininde kendilerini bagladigini söylemistir o halde onlarin görüsleri üzerinden birilerini hedef gösterme hakkini nereden buluyorsunuz!...

İşiniz gücünüz bu zaten , işinize gelmedimi bizden değil ama içten içe destek ... Neyi inkar ediyorsunuzki ...

Alıntı:

buyrun basörtüsü yada diger konularda referandum yapalim bakalim sonuc ne cikacak, cumhrurbaskanligi referandumunda nasil bir sonuc cikti!...
öyle bol keseden sallarsaniz bu sonuclar size tokat gibi vurulur!..

Başbakan demişti referandumlara alışın diye ... tamam yapalım bakalım ne olacak ... keşke yapılsa böyle birşey ama yapmaz bu hükümet. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili referandum öncesi ibreler tamamen Akp yönündeydi , mazlumu oynamalar , e-muhtıra ...vs. Şartlar değişti artık o desteği alamayacaksınız çünkü bu ülke yine gerildi yine gerildi , geçmiş hükümetlerden bir farkınız kalmadı.

**tayyipleyiz** · 06-11-2008, 14:27

Bizim inkar ettiğimizi anlıyorsan (!) sen neyi ispatlamaya çalışıyorsan, İnkarcılara (!)... ;)

06-09-2008, 23:42	#1
Kullanıcı Adı Feyza	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ele alınan konulardan ziyade Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesinin başörtüsü düzenlemesini iptal kararıyla ilgili olarak, ''TBMM'nin 411 gibi büyük çoğunlukla aldığı karar var. Dolayısıyla Meclis'in yetkisine tedahül edildiği, müdahale edildiği noktasında da ciddi tartışmalar var. Bizim dışımızda tartışmalar var, Parti olarak ya da Hükümet olarak. Dolayısıyla, evvela bu konuyu TBMM'nin gündemine almasında, bunu bir değerlendirme konusu yapmasında fayda var, senatodan evvel. Demek ki ortada böyle bir sorun var'' dedi. Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantının ardından yaptığı açıklamada, iki teknik nitelikte kanunun tasarısının toplantıda görüşüldüğünü söyledi. Bunlardan birinin Türkiye İstatistik Kanunu'nda değişiklik yapılmasıyla ilgili tek maddelik olduğunu belirten Çiçek, tasarının yasalaşması durumunda, dış ticaret istatistikleriyle ilgili bilgilerin ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından açıkça talep edilmedikçe, gizli değil açık olacağını söyledi. Çiçek, ''Yani açıklık kural, gizlilik istisna olacaktır. İlgili Kurum 'ben bu verilerin kamuya açıklanmasını istemiyorum' diye talepte bulunmadığı sürece bu bilgiler kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Bu da bu bilgilerin kamuoyu tarafından açıkça bilinmesi, şeffaflık açısından önemlidir'' diye konuştu. İkinci tasarının, Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat kanununda değişikliği öngördüğünü anlatan Çiçek, ''Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak uzaktan eğitim ve açık öğretim yoluyla eğitim yapan kuruluşlar da bu Genel Müdürlüğe bağlanmış oluyor. Bu da teknik zaruretten doğuyor'' dedi. Çiçek, ''Bunun dışında son günlerde gündemde olan konularla ilgili çok kapsamlı değerlendirmeler yaptıklarını'' ifade etti. Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, ''TBMM Başkanı'nın senato önerisine nasıl yaklaşıyorsunuz'' sorusunu, ''Bu konuyu gündemde tartışırken bir başka konuyla bağlantılı olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü Sayın Başkan da 'müstakil, yeni bir senato kurulsun' düşüncesiyle, teklifiyle bu basın toplantısını yapmadı'' şeklinde yanıtladı. Toptan'ın, Anayasa Mahkemesinin geçtiğimiz hafta Anayasa'nın 10 ve 42. maddesindeki değişiklikle ilgili verdiği karardan sonra o kararla bağlantılı olarak açıklama yaparken yeni bir teklif de getirmiş olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti: ''Dolayısıyla bu ikisini birbirinden ayırmak lazım. Şu an gündemde olan 10 ve 42 ile ilgili değerlendirme var. İkincisi, Sayın Başkan'ın bu değerlendirmeyi yaparken getirdiği yeni bir teklif var, o da senato teklifidir. Bu şu anda bizim Hükümet olarak gündemimizde yok, Parti olarak gündemimizde yok, Sayın Başkan'ın gündeme getirdiği bir konudur, ama esas öbür konu Türkiye'nin gündemindedir. Bence o konunun üzerinde ciddiyetle durulması gerekmektedir. Çünkü, TBMM'nin 411 milletvekilinin kabul oyuyla yaptığı bir yasama işlemi var. Bildiğiniz gibi Anayasa değişikliği ve Anayasa'ya yeni bir madde ilave edilmesi işi doğrudan doğruya TBMM'nin işidir ve milletvekillerinin teklifiyle olur. Bu nedenle, TBMM'nin ortaya çıkan ihtiyaç sebebiyle 411 milletvekili, -bu aşağı yukarı Meclis'in 4'te 3 çoğunluğundan daha fazladır- yani yüzde 80'lik bir ekseriyetle kabul ettiği bir Meclis tasarrufu var, bunu iptal etmiştir. Gerekçeleri bilmiyoruz. Gerekçe yayımlandıktan sonra tabiatıyla neye nasıl baktı, neden böyle bir sonuca vardı o ayrıca bir değerlendirme konusudur, ama şu an algılanan şekliyle, yazılıp çizilen, tartışılan şekliyle 10 ve 42 ile Anayasa Mahkemesi önemli bir karar aldı.'' Yine kamuoyunun büyük ölçüde algıladığı şekliyle ''TBMM'nin yetki alanına tedahül olduğunu, TBMM Başkanı Toptan'ın da bunu böyle kabul ettiğini'' vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti: ''TBMM'nin görev alanı büyük ölçüde daraltılmıştır. Meseleye böyle bakıldığında Anayasa'nın 7. Maddesi'nin bir anlamı var mıdır, yok mudur? Evvela TBMM'nin buna bir bakması gerekecektir. Konuyu Meclis'in kendi yönünden mutlak surette değerlendirmesi lazım. 7. Madde, 'yasama yetkisini kullanmak TBMM'ye aittir. Bu yetki devredilemez' der. Dolayısıyla bu tartışma var. TBMM'nin 411 gibi büyük çoğunlukla aldığı karar var. Dolayısıyla Meclis'in yetkisine tedahül edildiği, müdahale edildiği noktasında da ciddi tartışmalar var. Bizim dışımızda tartışmalar var, Parti olarak ya da Hükümet olarak. Dolayısıyla evvela bu konuyu TBMM'nin gündemine almasında, bunu bir değerlendirme konusu yapmasında fayda var, senatodan evvel. Demek ki ortada böyle bir sorun var. İkincisi bu sorun yazılıp çizildiği şekliye sadece AK Parti'nin sorunu değil, demokrasi sorunu. Türkiye'de kuvvetler ayrılığının niteliğinin ve niceliğinin günümüz şartlarında ve gelinen noktada ne ifade ettiği ya da ifade etmediği ile de ilgili bir sorun var. Türkiye'de gerçekte bir kuvvetler ayrılığı bu karardan sonra var mıdır, kalmış mıdır? Böyle bir sorun var. Evvela bunun netleşmesi lazım. Üçüncüsü, Türkiye'de demokrasi nereye gidiyor, demokrasinin standardı ne? Böyle bir sorun var. Bütün bunların cevabı verilirken senato bir anlam ifade ediyor mu etmiyor mu? buna bakmak lazım. Bu sorulanla ilgili bir değerlendirmeyi TBMM yapmalıdır. Sayın Başkan da bunları değerlendirmek üzere basın toplantısını yaparken senatoyu gündeme getirmiştir. Onun için bu sorulan soruların ya da gündeme gelen konuların cevaplandırılması gerekir.'' Çiçek, herkesin kabul ettiği gibi bir demokratik ülkede yine Anayasa'daki hüküm gereği, herkesin yaptığı işin anayasa içinde ve anayasa çerçevesinde kalmasının şart olduğunu belirterek, ''Aksi olduğu takdirde hem işlem tartışmaya açılır, hem kurumlar kendi varlık sebeplerini tartışmaya açmış olurlar. Demek ki önemli tartışılacak konular vardır'' diye konuştu. Haber 7

06-09-2008, 23:50	#2
Kullanıcı Adı Demokrat	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Sayin bakanim demokrasi sizlere ömür ;)... tuzun bile koktugu ülkede hangi demokrasiden, hangi adaletten bahsediyorsunuz... onlarin demokrasi dedikleri sey azinligin, cogunluga hükmetmesidir!

06-10-2008, 04:29	#3
Kullanıcı Adı YavuzSultanSelim	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Demokrasi var mı diye bir tartışma konusu açmıştım haklıymışım demek ki

06-10-2008, 21:42	#4
Kullanıcı Adı tayyipleyiz	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Güzel vurgu ... Anlayan önlem alır ancak sanmıyorum artık son kalelerinin de fethi Adalet adına yakın görünüyor. Ufuk o ışığı gösteriyor.

06-11-2008, 11:46	#5
Kullanıcı Adı rikopasa	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Yahu insanlar kalkıyor televizyonlarda Atatürk'ü değil Humeyni'yi seviyorum diyebiliyorken siz nelerden bahsediyorsunuz , sizin istediğiniz rejimde sıkımı bu şekilde konuşabilmek. "Bu ülkeyi kurtardığı için hiçmi minnet duymuyorsun Atatürk'e" diyorlar , kızımız "iyi bir askerdi" diyerek kaçamak cevaplıyor , şimdi ben bu kızımıza nasıl olurda iyimser bakabilirim , maskeler düştükçe düşüyor , niyetler belli olsun ... Bırakın bu demokrasi kandırmacalarını hepiniz islami rejim istiyorsunuz ... Demokrasinin tren olduğunu ve istediği durakta inebileceğini söyleyen kimdi ? ne çabuk unutuyorsunuz ... Haa siz trenden inerken tamam ama başkaları inerse olmaz ... bu nasıl mantıktır yahu ...

06-11-2008, 11:54	#6
Kullanıcı Adı Demokrat	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Demokrasi degilmidir kisiye istedigini söyleme hakki veren o halde kisielrin söyledikleri sizi niye bu kadar gerdi!..kimse kimseyi sevmek zorunda degildir evet saygi duymak zorundadir, kurallara uymak zorundadir ancak sevgi gibi kisiyi ilgilendiren bir konuda zorlama yapamazsiniz!... Siz su anda burada konusuyorsunuz biliniz ki biz demokrasiyi sonuna kadar sindirmisiz, demokrasiyi sindiremeyenler yargiyla, darbeyle secilmislerin önünü kesmeye calisiyor!.. Ancak sizin gibi niyet okuyucular bir iki kisinin sözünden cikip bütün camiayi kötülemeye calisiyor o zaman bende size derim ki sizde Dinden korkuyor, Peygambere inanmiyorsunuz nereden mi cikardim buyur önder savin söyledikleri ortada!.. Simdi sayin Savin söyledikleri nasil özelde kendini genelde sekreteri oldugu partiyi baglarsa bu kisilerinde söyledikleri özelde kendilerini genelde ise bir kuruma bagliylarsa onu baglar!.. Ancak sizlerin amaci üzüm yemek degildir, bagciyi dövmekteir katlettiginiz demokrasiye bahane bulmaya, caldiginiz minareye kilif uydurmaya calisiyorsunuz sunu asla unutmayin günes balcikla sivanmaz!

06-11-2008, 12:46	#7
Kullanıcı Adı rikopasa	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Bende zaten onu dedim o kızımızın arzu ettiği rejimde Humeyni nin rejiminde karşıt fikirli insanlar bu kızımız gibi rahat konuşabiliyorlarmıki ? baş örtmeme hakkını kullanabiliyormu İran'daki hanımlar ? Ben Atatürk'ü seveceksin sayacaksın demiyorum zaten , bunu söyleyebilme özgürlüğü olduğunu ve bu özgürlüğünü televizyonlarda kullanabildiğini söylüyorum ama beğendiği rejimde bu haklar yok , bu nasıl bir ikiyüzlülüktür. Dinden korkmuyorum çünkü dinin hiçbir zaman insanı kötüye yönlendirecek birşey olmadığını biliyorum benim korktuğum dini sömürerek din üzerinden siyaset yapanlardır. Yargıyla darbeyle seçilmişlerin önünü kesmek , önü kesilmek istenenler kafalarını değiştirip sadece belli bir zümrenin değil bu halkın iktidarı olduklarını unutmasınlar o halde , geriye kalan %53 ü unutmasınlar. Anayasa Mahkemesi nedir hukuksal bir kurumdur değilmi ama içerisinde bir işletmeci ve bir iktisatçı var ki bu iktisatçıda o mahkemenin başkanı geriye kalan 9 kişinin hepside hukuk mezunu ... şimdi bu iktisatçı ve işletme mezununun orada ne işi olduğunu anlatırmısınız bana , ne alaka ? Haa sen Anayasa mahkemesine atama yaparken hukukçu yerine sosyal bilimci atayacaksın o zaman sorun yok ama Anayasa Mahkemesi asli görevi olan Cumhuriyet rejimini koruyacak seçilmişlerin önü kapanmış olacak ... O zaman feshedin Anayasa Mahkemesini her gelen rejim değiştirsin bu ülkede ... İktisatçıdan Anayasa Mahkemesi başkanı olurmu hiç diye soracağınıza hukukçuların aldığı karara kaka diyorsunuz ... Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından "Hukuk Reformu yapmakla" görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için "Cumhuriyet Savcısı" unvanının isim babasıdır. Ata'nın huzurunda "Hukuk Reformu" için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır: "Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir? Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, Neden Cumhuriyet Savcısı? Savcılara neden bu imtiyaz? Atatürk, Bozkurt'a "Ne diyorsun?" diye sorar. Bozkurt'un cevabı çok net olur: "Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır." Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. "Devam et Bozkurt" der. Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır. Bugün Cumhuriyet Başsavcısı üzerinde şimşekler çaktırılırken, bu anının bir kez daha yazılması gerekliydi. Bilen de bilmeyen de öğrensin.

06-11-2008, 13:05	#8
Kullanıcı Adı Demokrat	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Öncelikle sondan baslayalim ;.. Iktisatcidan baskan olur mu demissin oradan baslayalim, buyrunuz sayin Kilicin öz gecmisi görüldügü gibi Tam 1974 yilindan beri Hukuk camiasinin icinde yani bu 34 yile takabül ediyor, 34 yildir Hukuk alaninda degisik hizmetlerde bulunmus birinin baskanligini tartisacaksak bana siyasal mezunu siyasileri sayabilir misin!.. HAŞİM KILIÇ’IN ÖZGEÇMİŞİ Haşim Kılıç, 13.03.1950 tarihinde Kırşehir İl’inin Çiçekdağı İlçesi’nde doğdu. İlk, orta ve Yozgat’da bitirdiği lise’den sonra 1968 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne kaydoldu. 1972 yılında mezun oldu. 1974 yılında Sayıştay Başkanlığı’nda Denetçi yardımcısı olarak göreve başladı. Denetçi, Başdenetçi unvanlarını aldıktan sonra 1985 yılında Sayıştay Üyeliğine, beş yıl süren üyelikten sonra da 1990 yılında Cumhurbaşkanı Özal tarafından Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildi. Simdi gelelim ikinci kisima yüzde 47 nin karsisinda yüzde 53 var dediniz kimdir bu yüzde 53? Mhp mi? kendileri basörtüsüne destek vermislerdir oy oranlari yüzde 14 dür ve yüzde 53 ün icinde degildirler ? dtp mi? kendileri basörtüsü konusundaki tutumu bellidir oy oranlari yüzde 5 dir yüzde 53 ün icinde degildir Dp, anap, sp, bbp gibi partilerde basörtüsünü ve o senin öcü olarak gösterdigin noktalari savunuyor o zaman geriye kim kaldi chp ve dsp.. iste olay burada basliyor aslinda yüzde 47 nin karsisinda yüzde 53 yoktur yüzde 20 nin karsisinda yüzde 80 vardir ve bu yüzde 20 lik kücük azinlik yargiyi eline gecirerek cogunlugun iradesini yok sayiyor!.. buyrun basörtüsü yada diger konularda referandum yapalim bakalim sonuc ne cikacak, cumhrurbaskanligi referandumunda nasil bir sonuc cikti!... öyle bol keseden sallarsaniz bu sonuclar size tokat gibi vurulur!.. Gelelim anayasa mahkemesine oda kendi görevlerini asarak karar vermistir, siyasi bir karar vermistir ve bu karari anayasaya dayanarak vermemistir acaba yarin cumhurbaskani gülün atamasiyla degisen dengelerden sonra sizlerin anayasa mahkemesi hakkinda neler diyecegini tahmin edebiliyor musunuz, o zaman verilen kararlara simdiki gibi saygi duyacakmisiniz!.. cevabi vereyim hayir cünkü isinize gelmeyecek, siz azinligin, cogunluga hükmetmesini istiyorsunuz o devir bitmistir son kale olarak yargiyi görüyorsunuz ancak yargida sivillesecek ve halkin egemenligini kabul edecektir!.. Gelelim o kizlarin söylediklerine biz ne diyoruz onlarin söyledikleri onlari baglar, nasil rejim istedikleride onlari baglar orasi senide, benide enterese etmez!.. onlar birey olarak kendi görüslerini belirtmistir, bir partinin yada bir zümrenin temsilcisi degildirler zaten fikirlerininde kendilerini bagladigini söylemistir o halde onlarin görüsleri üzerinden birilerini hedef gösterme hakkini nereden buluyorsunuz!... Bir birey komunizmide, liberalizmide, seriatida isteyebilir bu gayet dogaldir ancak ne zaman ki düsünce, eyleme dönüsmeye baslarsa o zaman devreye devlet girer ve sistemi korur!.. Ancak bazi kurum ve kuruluslar kendilerine hicte adledilmeyen bir göreve soyunarak halkin hassasiyetlerini yoka sayiyor ve bunun adinida sistemi korumak olarak gösteriyor!...sistemi kimden, neye karsi koruyorsunuz bunu bana izah edebilir misiniz!

06-11-2008, 14:27	#10
Kullanıcı Adı tayyipleyiz	Bakan Çiçek: Demokrasi var mı? Bizim inkar ettiğimizi anlıyorsan (!) sen neyi ispatlamaya çalışıyorsan, İnkarcılara (!)... ;)

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)