![]() |
#1 |
![]() Başbakan Erdoğan, Konya 100. Yıl Spor Salonu'nda partisinin İl Kadın Kolları Olağan Genel Kurulu'nda, izleyicilerin ''Vur Vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin'' sloganlarıyla konuşmasına başladı.
Erdoğan, Konya'nın manevi havasını, barış havasını teneffüs ediyor olmaktan son derece memnuniyet duyduğunu dile getirerek, ''Konya, Hz. Mevlana'nın şehri. Konya, Şems'in şehri, Konya, aşkın sevginin, hoşgörünün gönül huzurunun, maneviyatın şehri. Konya Selçuklu'nun şehri, Konya, Osmanlı'nın şehri, Konya modern Cumhuriyetimizin şehri...'' dedi. ''Buraya gelip de, eli boş dönmek mümkün mü? Buraya gelip de, Konya'nın atmosferinden, Konya'nın havasından, enerjisinden, huzurundan nasiplenmemek mümkün mü?'' diyen Erdoğan, dünyanın dört bir köşesinden insanların akın akın Konya'ya geldiğini, yurt içinden, yurt dışından binlerce turistin 13. yüzyılda buradan dünyaya seslenen Hz. Mevlana'nın 'gel'' çağrısına uyduğunu ifade etti. -MEVLANA'NIN ''GEL'' ÇAĞRISI- Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Tam 800 yıl önce Hz. Mevlana buradan 'Her ne olursan ol, yine gel' dedi. Bu çağrı asırlar boyunca önce Anadolu topraklarında yankılandı, şimdi bütün dünyada yankılanıyor. Dünya üzerinde nereye gitsem, hangi ülkeyi ziyaret etsem; 'Medeniyetler ittifakı, Mevlana ittifakıdır' diyerek Konya'yı Hz. Mevlana'yı adres gösterdim. Nereye gittiysem, kiminle görüştüysem, Hz. Mevlana'nın çağrısını ilettim. Hz. Mevlana'nın felsefesini, düsturlarını anlattım. Neden? Çünkü; bu çağın panzehiri, bu çağın ilacı, bu çağın merhemi Hz. Mevlana'nın mesajında gizlidir de ondan. Savaşların, çatışmaların, gerginliklerin, düşmanlıkların, kinin, garazın, nefretin devası Hz. Mevlana'nın felsefesidir de ondan, Mesnevi'dir de ondan. Kardeşliği, dostluğu, barışı dayanışmayı, erdem ve fazileti yayan bu anlayıştır da ondan. Her türlü farklılığı zenginlik kabul eden, herkese gönlünü açmayı, herkesle diyalog kurmayı tavsiye eden bu kültür iklimidir de ondan.'' -KONYA'DAKİ GELİŞMELER- 5 sene öncesine kadar Konya'ya gelen ziyaretçi sayısının 500 bin civarında olduğunu bunun şimdi 2.5 milyona ulaştığını belirten Erdoğan, ''Bütün dünya akın akın buraya geliyor. Bakınız, bugün 2.5 milyon, ama göreceksiniz bu 2.5 milyon yeterli değil. İnşallah gün ola harman ola, bu rakamın 10 milyonu yakaladığını göreceksiniz. İnşallah şu hızlı tren bir bitsin, göreceksiniz olacak bu...'' diye konuştu. ''Konya gelişiyor mu gelişiyor. Konya Orta Anadolu'nun en modern kenti haline geldi mi geldi. Daha güzel olacak mı, olacak'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Ama bazıları, kendilerini Ankara'ya hapsetmeyi bir marifet saydıkları için buralara çok uzaklar. Oysa, gidemedikten sonra zaten her yer uzaktır. Asıl uzaklık, milletin gönül dünyasından, değerler dünyasından kopmak, milletin günlük yaşamına bigane kalmaktır. Şair ne güzel ifade etmiş. Denizdeki balığın denizden habersiz olduğu gibi, bunlar da yanı başındaki hazineden, yanı başlarındaki zenginlikten habersizdir. Sadece Mevlana törenlerine gelmekle bu felsefe yaşatılmıyor. Sadece Şebi Arus törenlerine katılmakla, anlayış hayata geçirilmiyor. Mevlana'nın sözlerini parti sloganı haline getirerek, istismar etmekle değerler dünyası hayata geçirilmiş olmuyor. Her zaman diyorum ya, bal bal demekle ağız tatlanmıyor. Balı yersen ağız tatlanır.'' -''MİLLETİN MANEVİ İKLİMİNİ NE KADAR PAYLAŞIYORSUNUZ''- Dine önem verdiğini söylemekle, milletin maneviyatının paylaşılmış olmadığını ifade eden Erdoğan, ''Siz milletin din ve vicdan özgürlüğünü ne kadar savunuyorsunuz? Milletin manevi iklimini ne kadar paylaşıyorsunuz? Önemli olan budur. Önemli olan Mevlana'nın sözlerini siyasi zeminde istismar etmek değil. Bu değerleri hayatında göstermektir'' dedi. Erdoğan, ''Sen hem Mevlana'nın hoşgörü mesajını, kardeşlik mesajını slogan yapacaksın hem de 23 Nisan gibi çocukların bayram gününde zehir zemberek, nefret dolu konuşmalar yapacaksın. Çocuk Bayramında çocuklara kötü örnek olacak bir siyasi üslup sergileyeceksin. Bari o gün söyleme. Biraz samimiyet lütfen, biraz dürüstlük lütfen'' dedi. ''Gelip, Konya'da Mevlana semtine uğrayacaksın buradaki havayı atmosferi hissedeceksin gönlünü yüreğini açacaksın buradaki halkla birlikte kucaklaşacaksın'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sadece rüyanda değil, bütün kalbinle bütün ruhunla önce milletin sesine, önce Konyalı'nın sesine, ardından da Mevlana'nın sesine kulak vereceksin. İnan ki huzura erersin, inan ki gerilimden kurtulursun. Hani o kalbi çepeçevre sarıp sarmalamış ihtiras duygusu var ya, çocuk bayramında bile gizleyemediğin nefret duygusu var ya, inan ki hepsine şifa bulursun. Bak, Ne diyor Mevlana, Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz. Biz, şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz... Bu Anadolu'nun sesidir. Bu Anadolu'nun çağrısıdır. Bu Anadolu'nun arzusudur, özlemidir, Öyle kurultaydan kurultaya değişimci görülmekle, milletin değerlerine saygı duyar gibi görünmekle değişimci olunmuyor. Demokrat olunmuyor. Biz, bu çağrıya kulak verdik. İşte biz bu çağrıyı düstur edindik. Bizim kinle nefretle işimiz olmaz. Bizim gerginlikle işimiz olmaz. Bizim ayrımcılıkla, fitneyle fesatla işimiz olmaz. Biz birleştirmek için geldik. Biz iş yapmak için geldik. Biz üretmek için geldik.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefete yönelik olarak, ''Diyoruz ki, gelin, yapıcı muhalefet edin, yapıcı eleştirilerde bulunun, gelin bu ülkeyi birlikte ileri taşıyalım, sizin de bu çorbada tuzunuz olsun. Ama hayır, bunların o taraklarda bezi yok''dedi. Erdoğan, AK Parti Konya Kadın Kolları Olağan Kongresi'ndeki konuşmasında, kendilerinin gönüller yapmak, gönüller kazanmak için geldiklerini, ancak başkalarının 5.5 yıldır konuştuğunu kendilerinin ise yaptığını söyledi. Hatta onların 40 yıldır 50 yıldır sadece konuştuğunu, kendilerinin ise iktidara geldiklerinden bu yana iş ürettiğini dile getiren Erdoğan, ''Diyoruz ki, gelin yapıcı muhalefet edin, yapıcı eleştirilerde bulunun. Gelin bu ülkeyi birlikte ileri taşıyalım, sizin de bu çorbada tuzunuz olsun. Ama hayır bunların o taraklarda bezi yok'' dedi. ''Bunların işi gücü engel çıkarmak, bunların işi gücü yollara hendekler çıkarmak. Bunların işi gücü kalkınan Türkiye'yi zincirlerle mahkum etmek'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''İşlerine gelince sosyal demokratız diyorlar, bunların sosyallikle, sosyal politikalarla en küçük bir alakaları, ilgileri var mı, bunların demokrasiyle, demokratlıkla en küçük bir alakaları ilgileri var mı? Bunu biz değil artık bütün dünyadaki sosyal demokrat liderler söylüyor. Son gelişmelerde dikkat edin, bizi Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etmekle vasıflandırdılar. Beyefendi niye böyle konuşuyorsun, bu imzayı atanlar, sosyal demokrat liderler, sosyal demokrat milletvekilleri. Anlatsaydın onlara da atmasalardı. Senden mi izin aldılar yoksa veya sen başka şeyler söyledin de sana rağmen mi attılar. Soruyorum, bu ülke için nutuk atmak dışında ne yaptınız. Engel çıkarmak dışında, gerilim oluşturmak, toplumu saflara ayırmaya çalışmak dışında ne yaptınız. Demokrasiyi milli egemenliği tartışmaktan başka ne yaptınız. Şimdi bunlara laiklik denince, sosyal devlet denince, ezberlemiş gibi 'başımızın üzerinde yeri var' diyorlar. Evet bunların hepsinin onların başı üzerinde yeri var. Çünkü bütün bu kavramların hepsini rafa kaldırmışlar rafa... Türkiye'yi baştan başa dolaşıyorum. Türkiyede 81 vilayeti dolaşan lider var, bir de Sivas'ın doğusuna, batısına geçmeyen lider var. Bunu birbirinden ayıracağız. AK Parti'nin lideri bütün ekibiyle 81 vilayeti devamlı dolaşıyor. Gerekli yatırımları yapıyor.'' Türkiye'de bölgeler arasında ayrımcılığın olmadığı bir eğitim anlayışının görüldüğünü belirten Erdoğan, ''22 Temmuz on binlerce Diyarbakırlı vatandaşımın elinde Türk bayrağı var ve orada bizden başka lider, bizden başka parti yok. Biz orada 80 bine yakın insana, tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet dedirtiyoruz. Biz buyuz. Ayrımcılığı ortadan kaldıran anlayış bu. Birlik bütünlük ancak böyle olur'' diye konuştu. Erdoğan, ''Hastanenin eczanesinde kuyrukta bekleyen kardeşlerim, reçetenin yarısını alıp yarısını alamayan kardeşlerim, şimdi böyle bir derdin var mı. Artık, 5-6 ay sonraya bugün git yarın gel mantığı yok'' dedi. -SAĞLIKTA YAŞANAN OLAYLAR- Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Hatalar eksikler vardır, öyle doktorlarımız var ki, eli öpülesi... Ama öylesi de var ki ihmalkar... Her yerde her kurumda bunlar var. Ama sistem artık bunu emrediyor. Herkese kapıları açacaksınız diyor. Şimdi bu var. Geçenlerde iki olay yaşadık. Bir tanesinde bir yanık vakası, bir yavrumuzun gazetelerde resimleri çıktı. Üzüntü verici olay. Hemen aradım ve bakanımla görüştüm, olaya müdahale edildi ve müdahale edilmesinden sonra da orası bir tıp merkeziydi, buraya kapatma verildi. Dedim ki, bu yetmez, yeni bir çalışma yapacaksın, bu tür vakalar bir daha önümüze gelirse, bunlarla sağlık bakanlığının anlaşmalarını iptal edeceğiz. Madem ki özel sektörsün, dürüst çalışacaksın ciddi çalışacaksın, oraya gelen vatandaşımı bekletmeyeceksin. Çünkü bende damdan düşmüş bir babayım da bunu biliyorum. Hemen annesini aradım, annesiyle konuştum Valiyle konuştum. Aradan birkaç gün geçti, bazen de spekülasyonlar oluyor. Yine bir TV'de haber.. Olay spekülatif, provokasyon kokuyor. Sanki hasta, hastaneye kabul edilmemiş, yatırılmamış gibi anlatılıyor. Hemen başhekimi aradım, sordum. Hasta hastanede yatıyor.'' -PİRİNÇTEKİ FİYAT ARTIŞI- Son dönemde pirinç başta olmak üzere bazı gıda maddelerindeki fiyat artışlarına da değinen Erdoğan, ''Kardeşlerim biliyorsunuz ülkemizde kuraklık yaşandı. Bunları fırsat bilen spekülatörler yok mu? Dünyada olduğu gibi maalesef bizim ülkemizde de var, bunlar dürüst insanlar değil. Bu vicdansızlık bu sahtekarlıktır. Ambarlarını dolduruyor, fiyatı yükseltiyorlar ancak, TMO gerekli önlemleri almaya başladı, fiyatlar düşmeye başladı. Yeni ithalat da yapıyoruz bunlar da yolda, geliyor'' dedi. Vatandaştan da bu konuda duyarlı davranmasını isteyen Erdoğan, '''Vatandaşım da bu konuda duyarlı olacak. 2-3 liradan aldığı pirinç 5 liraya çıktıysa yemeyiver pirinci ya. Bulgur yiyelim o ara. Makarna yiyelim. Tarih boyunca ninelerimiz dedelerimiz anlatırlar, bir şey kıt olup bir süre alınamayacak kadar pahalandığında, yemediklerini söylerler. Böyle durumlarda hep birlikte hareket edelim, ürün stoku yapanları bize ihbar edin basalım orayı, cezayı basalım. Bunları hem birlikte devlet millet dayanışması içinde yapacağız'' diye konuştu. -''TÜRKİYE ARTIK BİRİNCİ LİGDE OYNUYOR''- Erdoğan, muhalefetin söylemlerinin aksine Türkiye'de halkın ekonomik alım gücünün yükseldiğini, bunun buzdolabı ve beyaz eşya satışlarından açık şekilde görüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Gayri safi milli hasılamız 659 milyar doları buldu, görülmemiş şekilde arttı, Türkiye artık birinci ligde oynuyor, ancak bunlar bunu anlayamaz. Ne vadettiysek onu yaptık, kandırmadık kandırılmadık. Özelleştirme yaptığımız için bize eleştiriyorlar, oysa kendini yenileyemeyen kamu kuruluşlarını özelleştirdik, bunlar tesislerini modernize ettiler, şimdi de devlete yük olmadıkları gibi devlete vergi ödüyorlar. Bunlardan bazıları zarar eden bazıları kar eden kuruluşlardı, ancak devlet düzenleyicidir, denetleyicidir, işletmeci değildir. Bizim uygulamalarımızın ulaştığı yere, bunların hayalleri bile ulaşamaz. Tüm bu iyileşmelerin yanında itiraf edeyim, enflasyon konusunda hedefi yakalayamadık ancak yine de yüzde 30 olan enflasyon bugün 8 seviyelerine geriledi. Dertli olacaksın, derman olacaksın, dertli olmazsan vatandaşın derdine derman da olamazsın. Son 80 yılın en iyi günlerini yaşıyoruz, önümüze bakıyoruz, ne diyoruz durmak yok yola devam.'' -YOLSUZLUKLA MÜCADELE- Medyaya da eleştiriler yönelten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Gazetelerde zaman zaman çıkan yalan yanlış habere asla itibar etmeyin, bunlar iftira at tutmasa da iz bırakır mantığıyla hareket eden acizlerdir, bunu böyle bilin. Bunlar yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış mantığıyla hareket edenlerdir. Yolsuzluklarla mücadelemizi sürdüreceğiz. Gayri safi milli hasıla bu kadar yüksek oranlara ulaştıysa, yolsuzlukla mücadele edildiği içindir. Sevgili kardeşlerim, şu anda bağıranlar varsa bilesiniz ki bunlar hortumu kesilenlerdir. Diyorlar ki 'hani bizim nasibimiz, komisyonumuz, şu bize aitti, bu bize aitti', köşeye sıkıştıracaklar, alışmışlar geçmişte böyle. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedik yedirmedik yedirmeyeceğiz, bunu böyle bilsinler.'' -KONYA YATIRIMLARI- Konya'nın her geçen gün her alanda büyüdüğünü ve geliştiğini anlatan Erdoğan, ''Türkiye genelinde 115 bin derslik yaptık, bunun 2 bin 738'ini Konya'da inşa ettik. 9 bin 110 adet bilgisayarı Konya'daki okullara gönderdik, bin 173 okulumuzu internet ağına bağladık. Hedef 2010 yılında Konya'ya hızlı treni kazandırmak, Konya-Ankara arasını bu hızlı trenle bir saate indirmek. Ayrıca, GAP'tan sonra en büyük proje Konya Ovaları Projesi'dir (KOP). KOP'un en önemli ayağı olan Mavi Tünel Projesi'ni 5 yıl içinde bitireceğiz, inşaatı devam ediyor. Bu proje tamamlandığında Konya susuzluk çekmeyecek, tarımsal üretim artacak, Mavi Tünel sadece Konya'ya değil çevre illere de katkı sağlayacak.'' Erdoğan, Konya Büyükşehir Belediyesinin bitirilmek üzere olan 100'e yakın projesi olduğunu, tüm bu çalışmalarıyla örnek olduğunu belirterek, Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve ekibine teşekkür etti. Genel Kurula Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, AK Parti Konya Milletvekilleri Hasan Angı, Ahmet Büyükakkaşlar, Muharrem Candan, Orhan Erdem, Sami Güçlü, Mustafa Kabakçı, Özkan Öksüz, Kerim Özkul, Ali Öztürk, Ayşe Türkmenoğlu, Harun Tüfekçi, Hüsnü Tuna, Kırıkkale Milletvekili Turan Kıratlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti Konya İl Başkanı Faruk Dügen katıldı. konhaber
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak belirtirsek iyi olur..;)
|
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|