![]() |
#1 |
![]() ![]() Sıcak bir Eylül günü… Neden genellik ile kaleme aldığım yazılarda öfkeli olduğumun sorulması aklıma geldi. Sorulan sorunun yanıtını bulmak için düşünmeye başladım… Yüreğimden yukarı doğru alevlenen acının sebebini vicdanıma sordum… Konuşmak istemedi… Zorladım… Bunun üzerine toplum bireylerinin gün geçtikçe benmerkezci bir yapıya bürünüp vicdanların vicdanlaşmasını kaldıramıyorum dedi sadece ve sustu… Anlatmak istediği başka şeyler vardı… Kimilerine göre melankolik de olsa anlatacaklarım, ben buyum işte dedi ve sadece bu günü konuşalım diyerek başladı söze: AÖF’nin bu hafta sonu bütünleme sınavları vardı. Ankara aynı Ankara değildi ama yine yasak aynı yasaktı okul başlarında… Bende merak ettim ve imtihana giren üç beş başörtülü kız öğrenciye hissettiklerini sordum… Şimdi kelimesi kelimesine söylenenleri aynen aktarıyorum… —İmtihana girmeme yaklaşık bir hafta kala yoğun bir strese giriyorum. Mideme ağrılar saplanıyor. Şimdiye kadar hep mücadele ettim. İlk zamanlar zannettim ki bu mağduriyetimizi gören Müslümanlar mutlaka iş yerlerinde bize de imkân sağlarlar, ama bırakın imkân sağlamayı adeta başörtülü olman onlar için bir sorun… Üniversiteyi yarım bıraktım dediğindeyse zaten yakalandıkları etiket hastalığı seni onlar karşısında direk bilgisiz konumuna düşürüyor işi çok iyi bilsen bile... Tüm bunlardan sonra çalışmak zorunda olduğum için perukla imtihanlara girmek zorunda kaldım. İçeriye girdiğim ilk andan itibaren yasağı devam ettirenleri Allah’a havale ediyorum. İnanın hiç kolay değil… —Aklım çok karışık… Psikolojimin bozulduğunu düşünüyorum. Aslında ne yapacağımı da bilmiyorum. Gelecek planım yok. Başımı aştığımda farklı ruh hallerine bürünüyorum… Tarifi zor… Aaa bu arada sınava girdiğim son okulda kapıda ki görevliler çok kibardı. Beni görür görmez tuvaletin yerini gösterdiler. ( Espri yapıyor acı bir gülümsemeyle) —Her defasında elim ayağım kesiliyor. Düşecek gibi oluyorum. Birde dün sınava girdiğim okulda tartışma çıktı. Sınavda görevli bir öğretmen kızın başörtüsü ile içeri girmesine izin vermiş. Bunun üzerine öğrencilerden biri, o kız başörtüsü ile sınavı bitirirse seni şikâyet ederim diye tehditler savurdu. Şok oldum. ----------------------------------------- Biliyorum, bazılarınız eskisi kadar dert etmiyor bu durumu… Kimi aaa halen yasak var mı? diye soruyor bir diğeri napalım şu an hükümetin bu konuda eli kolu bağlı yapılabilecek bir şey yok deyip geçiyor. Haklı olabilirler, faşizan uygulamanın karşısında olan liberal söylemler bile, yasağın kaldırılması ile ilgili başarısız bir girişimin ardından, “AKP hata yaptı, açılıma ilk bu konudan başlamamalıydı, yanlış bir politika” yorumunu yapmıştı. Şimdi neden bunu söylüyorum? Çünkü AKP iktidarı özellikle bu söylemleri çok ciddiye alıyor. Aslında hedefe ulaşmak için çok net olduğu sanılan politikaların nasıl yerle bir olduğunu toplum olarak daha önce pek çok kez müşahede etmişliğimiz var. Ama buna rağmen deneme yanılma yöntemlerini sadece gerektiğinde değil her platformda kullanmayı tercih edebiliyoruz. Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına kesin gözü ile bakılıyordu… Cumhurbaşkanlığı sorunsuz geçecekti… 22 Temmuz’da söz verilen sivil Anayasa mutlaka gerçekleştirilecekti… Ama olmadı… Halk neden olamadığını tahmin edebiliyordu ve bu sebeple de yerine getirilemeyenlerin hesabını sormadı… Belki bildiklerinden dolayı başörtüsü yasağının halen yürürlükte olmasının faturasını da hükümete kesmiyor. Ama kuşkuları da yok değil… AKP samimiyet sınavında sınıfta kalmadıysa da kopya çekmiş olabileceği ihtimalini artık akıllardan silecek kadar net olması gerekiyor. Olasılıkların belli bir süre sonra gerçeğe dönüşebileceği gerçeği yanlış yönlendirmelere de sebep olabilir. Her şey bir yana çözümsüzlüğün gerekçesi ne olursa olsun acıyı çeken biliyor. İnsanın sorası geliyor… Atatürk ilke ve inkılâpları yürürlüğe konduğu dönemde başörtüsünü açıkça yasaklayan hiçbir kanun yönetmelik ve kararname yürürlüğe konmamıştı. M. Kemal Atatürk’ün vefatından 43 yıl sonra bakanlar Kurulu kararı ile orta dereceli okullarda ve bir yıl sonra 1982 tarihinde kamu kurum ve kuruluşlarında Bakanlar Kurulu’nun kabul ettiği yönetmeliklerle yürürlüğe konuldu bu yasak... Yani kanunla değil… Bu duruma göre Atatürk’ün ilke ve inkılâpları yürürlüğe konduğu zamanda başörtüsü yasağı olmadığına ve daha sonra yürürlüğe konduğuna göre başörtüsü örtmek ilke ve inkılâplarına nasıl olurda aykırı olur? Ve Atatürk sürekli olarak milletin özgürlüğüne ve eşitliğine vurgu yaptığına göre siz kimi örnek alıyorsunuz? Yasağı halk istemiyor. Peki, o zaman Egemenlik kayıtsız şartsız nasıl milletin oluyor? Netice itibariyle herkes istediği kurguyu yapıyor… Birileri yalan söylüyor, diğerleri korkuyor, olanda başörtülü öğrencilere oluyor… Ama olsun ülkenin daha öncelikli sorunları var, onlar sabretsin… Sabretsin bakalım… Sabrın sonu selamettir nasıl olsa… Yeter ki sabredilen olay sabretmeyi hak edecek doğrulukta olsun!
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|