![]() |
#2 |
![]() -AKDENİZ BİRLİĞİ-
Türkiye'nin, AB yerine Akdeniz Birliğine katılmayı kabul edip etmeyeceği sorusunu yanıtlarken de Erdoğan, ''Akdeniz Birliğinin şu anda dedikodusu yapılıyor'' dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Henüz Akdeniz Birliği nedir, ne değildir, neleri kapsayacak, nasıl olacak bu henüz bir yere, bir zemine oturmuş değil. Tabii Sayın Sarkozy bu işi dillendiriyor ama ben bunu Sayın Sarkozy ile konuşmadan önce, meslektaşım Sayın Zapatero ile başbakan olmadan önce konuşmuştuk. Bunun AB'ye alternatif olarak düşünülmesi anlayışına bir defa kesinlikle karşıyız. Böyle bir oluşumun içinde biz, yani AB'nin alternatifi olarak Türkiye'nin orada yer alması gibi bir anlayışa kesinlikle karşıyız, böyle bir şeyin içinde de olmayız. Tabii ki Akdeniz Birliğinin amacını, bu noktada nasıl oluşacağını, bir coğrafi kimlik mi, coğrafi esaslı mı olacak, bir siyasi birlik mi olacak, ekonomik birlik mi olacak bunları görmemiz, bilmemiz gerekiyor. Onun için herhalde üzerinde çalışılacak.'' -TERÖR- Bir katılımcının, ''Konuşmanızda askeri harekatlardan bahsettiniz, Irak'ta yapılan. Irak'taki bombalamalar bitti mi, ne tür bir sonuç alındı. Irak ve ABD ile ilişkiler bu yönde nasıl gelişti?'' sorusu üzerine Erdoğan, sınır ötesi operasyonlar noktasında Türkiye'nin duyarlılığının devam ettiğini bildirdi. İstihbarat noktasında gelen bilgilere göre, terör örgütünün o bölgedeki çalışmalarına göre, her an sınır ötesi operasyonların yapılabileceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bunun ne zaman, nasıl yapılacağı, ne kadar süreceği, bu noktada bizim burada herhangi bir şey açıklamamız mümkün değil. Yani Afganistan'da terörle mücadele veren çok uluslu güçler, burada, 'şu tarihte bitecek' diyebilir mi? Demiyor. Irak'ta çok uluslu güçler var. Burada, 'şu tarihte bitecek' diyor mu? Diyemiyor. Biz de terörle mücadele konusunda temenni ederiz ki bunu çok kısa zamanda bitirelim ve böyle bir mücadele devam etmesin ama bu mücadele devam edecekse, 'şu tarihte bitecek' ifadesini söylememiz mümkün değil. Aynı şey İspanya'nın da başında. On yıllardır İspanya terörle mücadeleye devam ediyor. Bizimki tabii sınır ötesi bir kaynaktan beslendiği için bizim bu sınır ötesi operasyonlar da orada bir çözüm noktasına ulaşmadan bitmeyecektir. Çözüme kadar bu süreç devam edecektir. Parlamentomuzun şu anda bize verdiği izin 1 yıldır. 1 yıl sonra eğer bu işi çözdük çözdük, çözmedik tekrar parlamentodan izin talep ederiz.'' ERDOĞAN: ''DİASPORA ORTALIĞI KARIŞTIRMAYA DEVAM EDİYOR" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili olarak, ''Diaspora ortalığı karıştırmaya devam ediyor. Dünyanın değişik ülkelerinde ilgili, ilgisiz, gidip oralardan kararlar çıkartıyorlar. Yani üçüncü ülkelerin bu işle alakası olmadığı halde böyle bir kararı verme yetkisi var mı?'' dedi. Başbakan Erdoğan, İspanya'daki temasları çerçevesinde Europa Press adlı ajansın düzenlediği kahvaltılı toplantıya onur konuğu olarak katıldı. Burada soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ''Başörtüsünün sembol olarak daha çok İspanya'da ya da Avrupa Birliği'nde mi sorun edildiğini, Türkiye'de daha az mı sorun edildiğini söylemek istiyorsunuz?'' sorusuna, ''Avrupa'da bu noktada her üniversitede rahatlıkla başörtüsü ile okunabiliyor. Böyle bir sorun yok. Amerika'da böyle bir sorun yok. Ama ülkemizde ne yazık ki böyle bir sorun şu anda var. Üniversitelerde böyle bir sorun söz konusu. Bunu bu düzenleme ile aşmak öyle zannediyorum ki özellikle özgürlükler noktasında, eğitim özgürlüğü noktasında bir sıkıntıyı aşmaya da vesile olacaktır'' yanıtını verdi. Erdoğan, ''İslam deneyimini alırsak, sizin deneyiminize, parti deneyiminize bakarsak, demokrasinin olmadığı diğer Müslüman ülkelere böyle bir modeli ihraç edebilir misiniz?'' sorusunu da şöyle yanıtladı: ''Bizim siyaset ihracı diye bir gayretimiz yok. Demokrasi ihracı diye bir gayretimiz yok. Ama Türkiye'deki gelişmeleri benimseyen, Türkiye'deki gelişmelere olumlu yaklaşan, bizim demokratik kurumlarımızla ilgili çalışmaları gelip yerinde izleyen İslam dünyasından ülkeler var. Örneğin bizim partimize gelip çalışmalarımızı yerinde gören, anamuhalefet partisini veyahut muhalefet partilerinin çalışmalarını gidip yerinde gören, izleyen, hatta onlardan seminer talebinde bulunan, halkı Müslüman olan ülkeler var. Bundan sonra da olabilir. Bizim de bu noktada kapılarımız zaten herkese açık. Ama böyle bir ihraçta bulunmak, böyle bir gayret içerisinde olmadık, olmayız. Gerek seminer, gerek anayasamız zaten ortada, partilerimizin tüzükleri ortada. Programlarımız ortada. İnternetten de zaten bunları temin etmek mümkün. İslam dünyasında kardeş partilerimiz de var. Böylece partiler arasında diyalogları da geliştiriyoruz.'' -''DİASPORA BURADAN NEMALANIYOR''- Başbakan Erdoğan, ABD'nin, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları ile ilgili tavrı konusunda sorulan bir soruya da şu yanıtı verdi: ''Sözde Ermeni Soykırımı konusunda gerçekten bu son dönemdeki gelişme, özellikle mevcut Amerikan yönetiminin hassasiyetiyle şu anda ertelenmiş gözüküyor. Yani burada Sayın Başkan Bush olsun, diğer bütün ekibinin içerisindeki yöneticiler olsun, hepsi de, Sayın Rice de olmak üzere hakikaten yoğun bir gayret gösterdiler. Parlamenterler arasında ciddi bir temas kuruldu. Böylece şu anda bir erteleme sağlandı. Fakat şunu çok açık, net ifade etmek isterim. Özellikle bu sözde Ermeni soykırımı konusunda bir defa çok ciddi ön yargılar, ön kabuller var. 2005 yılında Koçaryan'a bir mektup yazdım. Dedim ki, 'bu iş tamamıyla tarihçilerin işidir. Gelin bu konuda bilimadamları çalışmalar yapsınlar. Biz arşivlerimizi açtık. Şu anda 1 milyonun üzerinde tasnifi yapılmış belge var. Şu anda asker aynı şekilde arşivlerini açtı. O da çalışmalarını sürdürüyor. Sizin de varsa belgeleriniz, siz de arşivlerinizi açın. Bu arşivlerdeki belgeler karşılıklı olarak incelensin.' Bize Koçaryan bununla ilgili herhangi bir cevap veremedi. 'Yapalım' ya da 'yapmayalım' diyemedi. Biliyorsunuz bir diaspora var. Bu diaspora buradan nemalanıyor, buradan imkanlar sağlıyor. Zaten ilk gündeme getirdikleri şey, 'buradan biz ne kadar tazminat elde ederiz?' Böyle bir gayretin içindeler. Türkiye olarak, kim hangi yola başvurursa başvursun, kararımız kesindir. Çünkü haklı olduğumuz bir davadır. Biz buna inanıyoruz. İktidara geldik. Türkiye'ye uçak seferleri yoktu. Biz Erivan'a hava kapılarını açtık. Van Gölü'nde Akdamar Adası'nda Ermeni Ortodoks kilisesi vardı. Bu kiliseyi biz devletin hazinesinden restore ettirdik ki bunlar mesaj olsun diye. Bununla da kalmadık. Şu anda Türkiye'de 40 bin civarında Ermenistan'dan kaçıp Türkiye'ye gelen Ermeni var. Biz bunları iade etmedik. Niye? Kaçtıklarına göre sıkıntıları var, dertleri var. Ülkemdeki Ermeni vatandaşlarımın herhangi bir sıkıntısı yok. Benim partimin yönetim kadrolarında, ilçelerde Ermeni vatandaşlarım var. Biz bu konuda rahatız. Ama ne yazık ki bu diaspora ortalığı karıştırmaya devam ediyor. Dünyanın değişik ülkelerinde ilgili, ilgisiz, gidip oralardan kararlar çıkartıyorlar. Yani üçüncü ülkelerin bu işle alakası olmadığı halde böyle bir kararı verme yetkisi var mı? Ben size soruyorum: Bu kararı verme yetkisini kendilerinde nasıl buluyorlar? Taraf olmadıktan sonra nasıl buluyorlar? Bu yetkiyi onlara kim veriyor? Bu nedir? Bu bir baskı oluşturmadır. O ülkedeki Ermeni lobileri güçlüyse, paraları çoksa bu tür gayretlerin içine giriyorlar. Bu gayretlerle de oralardan bu tür kararlar çıkartıyorlar. Bu kararlar nereye kadar, kimi nasıl etkileyecek bunları ben bilemem.'' -İRAN DOĞAL GAZI- Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, ABD ve İsrail ile sorunları olmasına rağmen neden enerji konusunda İran'a yakınlaşma gösteriyor?'' yönündeki bir soru üzerine de şunları kaydetti: ''Enerji İran'da da onun için. Bizim doğal gaz noktasında iki kaynağımız var. Biri Rusya, diğeri İran. Veyahut da denizden, ta Cezayir'den, Katar'dan. Hava bozuk olduğu zaman bize doğal gaz nasıl gelecek? Bakın İran'da şu anda aşırı soğuklar var. İran bile bize şu anda doğal gaz veremiyor. Çünkü diyor, 'ben kendime ihtiyacı karşılayamıyorum.' Biz şu anda eğer tedbirlerimizi almamış olsaydık Türkiye olarak ciddi sıkıntıların içinde olacaktık. Bana söz verdiler 'bugün için doğal gazı vereceğiz' diye. Ama aldığım habere göre henüz doğal gaz pompalamaya başlayamadılar. 51 ilimizde doğal gaz kullanıyoruz. Sanayide, ticarette aynı şekilde doğal gaz kullanımı var. Dünyanın bütün ülkelerinin birbirlerine çeşitli konularda bir bağımlılığı var. Benim doğal gaz ihtiyacımı acaba bu söylediğiniz ülkeler, örneğin İsrail karşılayabilecek mi? Ya da Amerika karşılayabilecek mi? Hayır. Karşılayamadığına göre ben başımın çaresine bakacağım. Dolayısıyla biz birilerinin özel kararları için, tamam benim Amerika özel dostumdur, stratejiğimdir, müttefikimdir. Ama bu noktada onlar da bizi anlayışla karşılamalıdır diye düşünüyorum. Çünkü İran'dan biz bu doğal gazı almak durumundayız. Rusya'dan almak durumundayız. Eğer bu doğal gaz bize gelmezse ciddi sıkıntıları yaşamakla karşı karşıya kalırız. Ve Biz Amerikalı dostlarımızla yaptığımız bu görüşmelerde de zaten onlar da bu konuda önlerine bunu getirince anlayışla karşıladılar. Bu noktada herhangi bir pürüz söz konusu değil.'' Erdoğan, Madrid'de İntercontential Otel'de Europe Press Ajansı tarafından düzenlenen toplantıya onur konuğu olarak katılarak açıklamalarda bulundu ve çeşitli konulardaki soruları yanıtladı. Türkiye'nin dış politikasında kazandığı çok boyutluluk ve derinliğe paralel olarak son yıllarda, Türkiye'nin küresel düzeydeki etkinliği de büyük ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: ''Ancak özellikle Batı'da Türkiye konusunda hala bir bilgi eksikliği ve hatta bilgi kirlenmesi bulunduğu da bir vakadır. Hükümet olarak, Türkiye'nin hem içeride hem de uluslararası alanda attığı adımların doğru anlaşılmasına ve uluslararası kamuoyuna sağlıklı bilgiler verilmesine büyük önem atfediyoruz. Bu meyanda Türkiye'ye yönelik artan medya ilgisini de memnuniyetle karşılıyoruz. İnanıyorum ki böylece, Türkiye'nin yakın çevresi ve dünyanın barış, istikrar ve refahına yapmakta olduğu katkılar daha iyi anlaşılmaktadır. Avrupa'nın iki ayrı yakasında bulunmalarına rağmen İspanya ile Türkiye'yi birbirine yaklaştıran birçok unsur ve ortak nokta mevcuttur. Her şeyden önce ikili bağlarımızın köklü bir tarihi bulunmaktadır. Bugün de siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda verimli bir işbirliği içindeyiz. İspanya'nın, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğine verdiği güçlü destek aramızdaki dostluğu pekiştiren bir başka önemli unsurdur.'' İNANÇ SİSTEMLERİ ARASINDAKİ FAY HATLARI İspanya ve Türkiye'nin de uzun yıllar boyunca terörizmin acılarını yaşadıklarını ve bu sorunun yarattığı tehlikelere karşı son derece duyarlı hale geldiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: '' Türkiye ile İspanya, 11 Eylül sonrasında farklı kültürler ve inanç sistemleri arasında yeni fay hatları oluşması tehlikesini de ilk fark eden ülkeler arasındadır. İspanya ile iki yıl önce başlattığımız 'Medeniyetler İttifakı' girişiminin, 70'den fazla ülke ve kuruluşun desteğini kazanarak artık insanlığa mal olduğunu görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye olarak bu girişimi tüm imkanlarımızla desteklemeye devam edeceğiz. 2009 yılında yapılacak bir sonraki Forum toplantısına da Türkiye'de ev sahipliği yapmak istiyoruz. Bu girişimin gördüğü büyük desteğin temel nedenlerinden biri, günümüzde toplumların özellikle huzur ve güven ortamına duydukları özlem ve ihtiyacın had safhaya çıkmış olmasıdır. Bu ihtiyacı doğuran etkenlerin başında ise, erişim alanı, finans kaynakları ve etkileri itibariyle küresel bir nitelik kazanmış olan terörizm gelmektedir.'' |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|