AK Gençliğin Buluşma Noktası

 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 04-03-2010, 08:21   #1
Kullanıcı Adı
siyah gül 07
Standart Bu Gürültünüzün Sebebi Ne??(ABDULLAH ABDULKADİROĞLU)



Ankara’daki anayasa toz dumanı arasında İstanbul’da çok ilginç gelişmeler yaşanıyor.

Türkiye’yi ayağa kaldıran Balyoz darbe planı iddiasıyla tutuklanan muvazzaf ve emekli subaylar, paşalar iki gün içinde jet biçimde salıverilmeye başlandı.

Son olarak Balyoz’un babası emekli orgeneral Çetin Doğan da tahliye edildi.

Balyoz sebebiyle tutuklu bulunanlardan 19 kişi iki günde cezaevinden çıktı. İçerde 7 kişi kaldı.

Sanki gizli bir el devreye girdi.

Ankara’da uzun zamandır dillendirilen bir iddia vardı.

Bu iddia; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına Mart ayı sonuna kadar Ak Parti’ye bir kapatma davası açması yönünde talimat verildiği eğer davayı açmazsa başka türlü devreye girilip meselenin halledileceğiydi.

Hatta Başsavcıya bunu söyleyenin bizzat Genelkurmay Başkanı Başbuğ olduğu iddia ediliyordu.

Çok enteresan bir şekilde Mart sonunda sanki bir plan devreye konuldu.

Peşpeşe tahliyeler gerçekleşiyor, davaların Yargıtay’da birleştirilmesi gündeme geliyor.

Muvazzafların yargılanması konusunda sivil ve askeri mahkemelerin görev kapsamı tartışmalarıyla davaların uyuşmazlık mahkemelerine havale edilmesi sağlanmaya çalışılıyor.

Uyuşmazlık mahkemelerinin de askeri mahkemeleri adres göstermesi üzerinde çalışılıyor.

Şemdinli’de sivil mahkemenin 39 yıl hapis verdiği astsubayları askeri mahkeme beraat ettirmişti.

Böylece davalara Askeri Mahkemeler bakarsa “sen sağ ben selamet” durumu.

Balyoz ile ilgili son iki gündeki tahliye kararlarında serbest bırakılanlar kadar serbest bırakan isim de dikkat çekici.

Tahliye kararlarına imza atan nöbetçi Hakim Oktay Kuban nöbetlerinin hakkını veriyor doğrusu.

Aynı hakim millete ihanet eylem planını hazırladığı iddia edilen kişi olan Dursun Çiçek hakkında da tutuklandıktan hemen sonra tahliye kararı vermişti.

Bu hakimin nöbeti sırasında gerçekleşen hummalı çalışmalarla anayasal düzeni yıkmakla suçlanan kişilerin serbest kalmaları ilginç değil mi ?

Hakim Kuban’ın verdiği mahkeme kararları bu operasyonlardaki tutuklama kararları kadar geçerli kararlardır. Ama bir kararın geçerli olması o kararı tartışmalardan uzak tutmaya yetmez.

Nedense bu duruma bazılarının hiç sesi soluğu çıkmıyor.

Her şeyi işlerine geldiği gibi yorumlayan bazı çevreler ne askerleri serbest bırakmak için ellibin türlü hukuku dolanmayı, ne de Hakim Kuban’ın imza attığı bu kararların ilginç olduğunu hiç dillendirmiyor.

Onlar ne konuşuyor ?

Onlar; Anayasa Mahkemesi raportörünün Denizcilik müsteşar yardımcılığı görevine getirilmesinden sonra Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine atanmasını tartışıyor.

Hatta o kadar ileri gidiyorlar ki yedek üyeliğe atanan Alparslan Altan’ın Cumhuriyetin ilkeleriyle ters fikirler savunduğunu, Cumhuriyete düşman bir insan olduğunu bile dillendirmekten utanmıyorlar.

Kendi fırıldaklarını örtmek için gürültü yapıyorlar. Baskın çıkmaya çalışıyorlar.

Kendilerine; Anayasa Mahkemesinin mevcut üyelerinden Fulya Kantarcıoğlu’nun da raportörken Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcılığına atandığını bir süre sonra da Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirildiği hatırlatılınca duymazdan geliyorlar.

Alparslan Altan’ın atamasına “dolanma kültürünün sonucu” diyen bu kesim nedense Hakim Kuban’ın dolana dolana 19 kişiyi tahliye etmesiyle ilgili hiç yorum yapmıyorlar.

Dün bir tanesi televizyonda Altan’ın Anayasa Mahkemesine atanmasına olan kinini püskürürken etrafa tükürükler saçıyordu. Karşısında oturan Ak Partili Suat Kılıç’ın durumuna üzüldüm doğrusu.

Muhtemelen programdan sonra kendini dezenfekte ettirmiştir.

Ellerindeki imtiyazları kaybedeceklerini düşündüklerinden bazıları bugünlerde çıldırmış gibiler.

Bütün bunları Mart sonunda çevirmeye başladıkları dolapları örtbas etmek için yapıyorlar.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanının, elindeki yetkiyi kullanarak bir atama yapmasını sanki devlet suçuymuş gibi lanse etmeye çalışıyorlar.

Bu gözü dönmüşlerin asıl dertleri demokrasiyle.

Bunlar demokrasiyi hazmedemiyor.

Kendilerine kale yaptıkları kurumların kapısından demokrasi girer diye ödleri kopuyor.

Demokrat zihniyette insanların bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olmasını kabullenemiyorlar.

Ama sorduğunuzda hepsi demokrat olduklarını söylüyor.

Onların demokrasi anlayışı; herkese eşit muamele değil sadece kendilerine kendi istedikleri gibi muamele edilmesi.

İşte çıldırmışlıklarının sebebi bu. Bu imtiyazı kaybetmekten korkmaları.

Mesela son iki günde 19 tahliye kararına imza atan Hakim Oktay Kuban Anayasa Mahkemesine atansaydı bu adamlar buna da karşı çıkar mıydı ?

İki günde şaibeli bir şekilde bir sürü darbe suçu sanığını patır patır serbest bırakan bir hakim nasıl olur da Anayasa Mahkemesinde görev yapar derler miydi ?

Demezlerdi çünkü işlerine gelmez.

Çünkü bu ülkede herkes onlara hizmet etmek zorunda.

Çünkü biz hepimiz onların isteklerine göre kendimize çeki düzen vermeliyiz.

Çünkü onlar bize nizam verir biz de “emredersin” deriz.

Haydi size güle güle.

Bakın 8.15 vapuru kalkıyor.

Kaçırmayın.

 

siyah gül 07 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog Pendik Oto Ekspertiz çarşamba pasta