![]() |
#1 |
![]() “Atatürk’ü seviyor musun, sevmiyor musun?” sorusuna verdiği cevap nedeniyle günlerdir hakkında linç kampanyası başlatılan Nuray Bezirgan, programın perde arkasını Vakit’e anlattı.
Kanal 1 televizyonunda yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın, “Atatürk'ü seviyor musun, sevmiyor musun?” sorusuna verdiği cevap nedeniyle günlerdir hakkında linç kampanyası başlatılan Nuray Bezirgan, programın perde arkasını Vakit'e anlattı. Programda verilen aralarda Altaylı'nın kendisinden bir türlü istediği cevabı alamadığını itiraf ettiğini kaydeden Başaran, “Programa Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını tartışmak için davet edilmiştik. Atatürkçü Düşünce Derneği'nden katılan bayan, sorulara, 'bunu geçelim, burası Türkiye Cumhuriyeti, herkes kanunlara uymak zorunda' gibi bildik cevaplar veriyordu. Altaylı ise sorularıyla beni bir türlü sıkıştıramayınca verilen arada, 'ya sen ne kadar rahatsın, beni mahvettin' dedi. Programın sonunda son çare olarak Atatürk'e başvurdu. Adeta topu taca atarak meseleyi 'Atatürk'ü sevmek ya da sevmemek'e dönüştürdü. 2,5 saat süren programdan geriye bu kaldı” dedi. ATATÜRK'Ü BÖYLE “SEVDİRDİLER”! Başörtülü olduğu için üniversiteye alınmadığı 2000 yılında hakkında “Eğitim ve öğretimi engelleme” suçlamasıyla dava açıldığını kaydeden Bezirgan, “Şu komediye bakar mısınız, okula alınmayan benim, 'eğitimi engelliyor' diye hakkında dava açılan yine benim. Bu zihniyetten mantık ve adalet beklenir mi? Dava sonucu hakkımda 6 ay hapis kararı verildi” diye konuştu. Yine 2000 yılında katıldığı bir başörtüsü eyleminde karşılaştıkları polis müdahalesiyle gözaltına alındığını anlatan Bezirgan, “O dönem ben hamileydim ve karnımda ikiz bebek taşıyordum. Polislere söylememe rağmen ite kaka araca bindirilerek gözaltına alındık. Uzun süre nezarette kaldım. Açlıktan kan şekerim düştüğü için baygınlık geçirdim. Beni hastaneye kaldırmışlar. Hastanede yapılan muayenede bebeklerden birinin öldüğünü öğrendik. Aynı gün kollarımdan serum iğnelerini sökerek mahkemeye çıkarıldım, tüm bunları belgeleyebilirim” diye anlattı. Bezirgan daha sonra bir telefon görüşmesinde, araya giren üçüncü bir şahsın küfürler ederek hayatta kalan çocuğunu da öldürmekle tehdit ettiğini anlatan Bezirgan, bu olaydan sonra yurtdışına gitme kararı aldıklarını söyledi. KARTELDEN YALAN HABERLE TEHDİT Atatürkçülerin, fikri yetersizliklerini kapatmak için Atatürk adını kullandıklarını dile getiren Bezirgan, “Başörtüsü düşmanlığının tutar hiçbir yanı olmadığı için bu zulmü de Atatürk'e dayandırıyorlar. Oysa belki Atatürk yaşasaydı benim giyimime saygı duyacaktı, bunu onlar da bilemez. Benim programdaki sözlerim de gayet açık, Atatürk'ün kişiliğine dönük bir hakaret asla söz konusu değil. Ancak Atatürk adına yaşadığımız bunca şeyden sonra 'benden nasıl Atatürk'ü seviyorum' dememi bekleyebilirler” diye konuştu. Programın ardından kartel medyasının kapılarına gelerek ısrarla röportaj talep ettiklerini, Uğur Dündar'ın da programına katılması için para teklifinde bulunduğunu kaydeden Bezirgan, son olarak eşi hakkında Star televizyonu tarafından asker kaçağı yalanı ortaya atıldığını dile getirerek, “Kanalı arayarak neden böyle asılsız bir iddia attınız ortaya, diye sorduk, 'Ama siz programlara çıkmazsanız böyle olur' dediler, bu gazetecilik mi?” dedi. İŞTE 5816 SAYILI KANUN “Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir...” ----------------- '5816 çağdışı' Yazar Gülay Göktürk, “Herhangi bir halk önderinin yasayla koruma altına alınması ne mantığa, ne hukuk devletine sığar” dedi. “Böyle bir şey son derece çağdışıdır” diyen Göktürk, “Diktatörlüklerde görülür böyle bir şey. Kimin kimi sevdiği kendisini bağlar. Bu konu hukukun meselesi değildir. Soruşturma açılması hukukun evrensel ilkelerine aykırıdır.” “ATATÜRK'Ü SEVMİYORUM DEMEK SUÇ DEĞİL” Eski savcı Gültekin Avcı da bu yasanın dünyada bir emsali olmadığını vurguladı. Avcı, “Atatürk'ü koruma kanunu”na rağmen “Atatürk'ü sevmiyorum” demenin hakaret kapsamına girmeyeceğini ve suç teşkil etmeyeceğini ifade etti ve “Bir irade açıklamasıdır bu. Soruşturma da hukuki değil” diye konuştu. İfade özgürlüğünün temel bir insan hakkı olduğunu ve ideolojilere kurban edilemeyeceğini bildiren Mazlumder Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu ise, “Tarihsel bir kişilik olan Atatürk hakkında ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı açık olan bir beyan nedeniyle kişilerin suçlanması insan haklarına aykırıdır” diye konuştu. Vakit
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() FADİME ŞAHİN DEĞİLİM
Atatürk’ü sevmiyorum’ sözleriyle bir anda dikkatleri üzerine çeken Nuray Bezirgan ‘Başörtüsü eyleminde polis copuyla bebeğimi düşürdüm. Düşüncelerimi söyledim. Bu kadar acıdan sonra geri adım atmam’ dedi ![]() Nuray Canan Bezirgan, 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Tıbbi Dökümantasyon Bölümü 2.sınıf öğrencisiyken, başörtülü sınava girmek isteyince 6 ay ceza aldı. Cezası ertelenince Kanada'ya iltica etti ve 7 yıl orada yaşadı. Nuray Canan Bezirgan eleştirilere tepki göstererek "ben ikinci Fadime Şahin değilim" diyor. Yaşadığı acılara dikkat çeken Bezirgan üniversitedeki başörtüsü eylemine müdahale sırasında polis copuyla karnındaki bebeğini kaybettiğini söyledi. Bezirgan ikizini yaşatabilmek için ölü bebeğini 5 ay karnında taşıdığını belirterek "Ben bu sorun için bu kadar büyük acılar çektim. Şimdi benden düşüncelerimi gizlememi nasıl isterler. Bunu yapmam. Ama kimse beni bir tarflara da çekmesin. Açık ve net konuştum. Başıma birşey gelemyecekse dedim. Bir insanı sevmemek suç mu? diye konuştu. HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEMİŞ "Bazı medya mensupları beni Fadime Şahin ile bir tutuyor. Bu benim canımı çok sıkıyor. Bir kere ben evliyim 3 çocuk sahibiyim, onunla beni nasıl kıyaslayabilirler anlamıyorum. Onunla kıyaslanmak çok sinir bozucu. Bu kadar şey yaşadım, beni en çok geren şey bu oldu. 10 yaşındaki oğlum şimdi bana, "Anne doğruları söyle, ne düşünüyorsan doğru olan neyse onu söylemelisin" diyor. 3 gündür kızımın saçlarını taramadığım için o da 'neden böyle oluyor anne, Kanada'da böye değildi' diyor. "Türkiye'De hiç hiçbirşey değişmemiş, aynı tas aynı hamam." İNGİLİZLERİN ZULMÜNÜ GÖRÜYORUM Bezirgan sözlerine şöyle devam etti "Ben sözlerimin arkasındayım, ben herhangi bir kişiyi sevmiyorum diye o kişi değersiz mi olacak. ben böyle anlaşılacağını bilmiyordum. İngiliz Mandası dedni. Benim kastetmek istediğim şey; dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir yasak yok. Orda canlı yayında bir anda ilk ağzımdan İngilizler çıktı. Yani farketmiyor İngiliz, Amerikan ya da Fransız. Neticede İngiliz ve Amerikalıların, Irak'taki halka yaptıkları zulmü görebiliyorum. Humeyni'yi müslümna olduğu için sveiyorum ama bu benim Humeyni'nin her yaptığını onaylayacağım anlamına gelmez." 13 Haziran Cuma Kübra Uzun - Star |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Hocam konuları birleştirdim ama benimki üstte kaldı bilerek yapmadım kusura bakmayasın :-*
|
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() fadime şahinle eş değer görmek bence bu ŞAHSİYETLİ BAYANA hakarettir.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Bu şahsın Altaylı`nın programına çıkması başlı başına bir hata zaten.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() 'bu şahıs'ın savunduğu başörtüsüne destek veren hiç bir kanal 'bu şahıs'ı çağırmıyor nedense.Ne erbakancılar,ne fehtullah gülenin kanalı -ki bayana mahalle baskısı yapan kanaldır- ne cartcılar ne curtcular nede diğerleri.Sorunlarını dile getirmek için elbet bir kanala çıkmak zorunda.Sinir krizi geçirdiği fotoğraflar yayınlandı,bebeğini düşürdüğünü açıkladı,kolunun kırıldığını söyledi,hapis cezası aldı.Birden bire 'bu şahıs' oluverdi.Gelen vursun giden vursun,bunu yapanlar müslüman olamaz.
---- "Atatürk'ü Değil, Atatürkçülük Politikasını Kastettim" “Atatürk’ü sevmiyorum” sözleriyle tartışma yaratan Nuray Canan Bezirgan ulusalcı Vatan gazetesinin sorularını yanıtladı. Savcılığın hakkınızda soruşturma açmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Soruşturma açılması neyi değiştirecek? Ben 5 yıl cezaevinde yattığım zaman benim gibi düşünenlerin kafalarındaki silinmiş mi olacak? Sadece insanlar sindirilmeye çalışılmış olur. Ben hedef seçildim. Kimse beni anlamaya çalışmadı. Ne tür tepkiler aldınız? Fatih Altaylı yazısında 'Maskesini düşürdüm' demiş. Benim maskem yok ki. Ben dürüst olduğum için ne düşünüyorsam söyledim. Bu mu maske takmak? Oysa hedef tahtasına ne kadar fikir özgürlüğümüz var bunu koymalı ve bunu tartışmalıyız. Öyle bir polemik oluşturuldu ki yalnız kaldım. Dindar kesimden destek görmediniz mi? Samanyolu televizyonu beni Fadime Şahin'e benzetti. Belden aşağı vurmaya çalıştılar, çok çirkin. Nasıl böyle bir şeyi yaparlar? O zaman Müslüm Gündüz nerede? Ben evli, 3 çocuklu bir kadınım. Samanyolu'nun dindarlara Müslüman takiyesi yaptığını düşünüyorum. "BU İŞİ KAN TEMİZLER" Ailenizin tepkisi ne oldu? Benim anne tarafım Yugoslav göçmenidir. Dayımla zıt görüşteyiz. Teyzemi aramış ve 'Bu işi kan temizler' demiş. Farklı olamaz mıyım? Neden kimse bunu kabul etmek istemiyor. Bakın Kanada'da benim yakın arkadaşım bir Hindu idi. O birçok tanrıya inanıyordu. Benim gibi düşünmek zorunda mı? İngiliz mandacılığını neden övdünüz? Orada bir teşbih vardı. İngilizler kendi ülkelerindeki Müslümanlara bizden daha fazla hak tanıyorlar anlamında söyledim. Bizim ülkemizde çocuğunuza resmi ideoloji dışında bir eğitim vermek istediğinizde veremiyorsunuz. Eğitseniz de geçerli bir diploma alamıyor. Bu nedenle yurtdışına çıkılıyor. Farklılıkları konuşsak, tartışsak ne olur? Atatürk'ün Kazım Karabekir gibi muhalifleri vardı. Ama muhaliflerini ortadan mı kaldırdı. Türban yasağı sadece Türkiye uyguluyor. Dinimden ötürü ayrımcılığa tutulduğumu düşünüyorum. Sürekli devlet babanın sopası sırtımızda. Sürekli süni gündemler oluşturuluyor. ATAÜRK'Ü DEĞİL, ATATÜRKÇÜLÜK POLİTİKASINI KASTETTİM Atatürk'ü sevmediğini söylemene neden olan neydi? 'Ben Atatürk'ü sevmiyorum' derken Atatürk'ün şahsı değil, Atatürkçülük politikasını kastettim. Türkiye'de 2 farklı Atatürk profili var. Birinde dinin yüce olduğunu ve ilermeye engel olmadığını belirtiyor. Diğer profilde ise dinin ilerlemeye engel olduğu söylemi var. Bir çok araştırmak yaptıktan sonra Atatürk'te dindar profili yakalayamadım. |
|
![]() |
![]() |
#7 | |
![]() Alıntı:
Söylemlerimizde daha dikkatli olmamızda fayda var sanki. Yanlış anlaşılmamak ümidiyle... |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#8 | |
![]() Alıntı:
" Gelen vursun giden vursun" tabirinde seni bağlıyor. Biz "vurmuyoruz". Biz olayın açığa çıkacağı somut olarak görüneceği günü bekliyoruz. Bekliyoruz ki; bazı şeyler yaşanılarak öğrenilmesin. Biz vugumuzu yaptık. Söz Hakk a kaldı. Sözcülüğü bu ülke adına, hakkaniyet adına olanlar "vurmazlar", vurgularlar. Gerçek budur derler. Derler ki insanlar doğruyu görsün. doğruyu söyelemek değil, doğruyu göstermek daha evladır. İslam vurgun da ötekileştirici tavır içeriyor. İmani noktalarda kesin konuşamazsın. Konuşurum dersen, tavsiyem kendi imanını sorgulaman yönünde olur. Bunu da bir kardeş tavsiyesi olarak al. Sevgilerimle ... ![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() """""2000 yılında katıldığı bir başörtüsü eyleminde karşılaştıkları polis müdahalesiyle gözaltına alındığını anlatan Bezirgan, “O dönem ben hamileydim ve karnımda ikiz bebek taşıyordum. Polislere söylememe rağmen ite kaka araca bindirilerek gözaltına alındık. Uzun süre nezarette kaldım. Açlıktan kan şekerim düştüğü için baygınlık geçirdim. Beni hastaneye kaldırmışlar. Hastanede yapılan muayenede bebeklerden birinin öldüğünü öğrendik. Aynı gün kollarımdan serum iğnelerini sökerek mahkemeye çıkarıldım, tüm bunları belgeleyebilirim” diye anlattı. Bezirgan daha sonra bir telefon görüşmesinde, araya giren üçüncü bir şahsın küfürler ederek hayatta kalan çocuğunu da öldürmekle tehdit ettiğini anlatan Bezirgan, bu olaydan sonra yurtdışına gitme kararı aldıklarını söyledi.
"Ben bu sorun için bu kadar büyük acılar çektim. Şimdi benden düşüncelerimi gizlememi nasıl isterler. Bunu yapmam. Ama kimse beni bir taraflara da çekmesin. Açık ve net konuştum.""""" Hüdaverdi'nin sözlerine son cümlesi hariç katılıyorum. Samanyolu grubu bu olayda bu kardeşlerimize yönelik hoş olmayan hatta çirkin denebilecek yakıştırmalarda bulundu.. Hala daha bu kardeşimizi Fadime Şahin'e benzetmeye çalışanlara söylüyorum. Hadi bakalım biri bana anlatsın. Bu olayın Fadime Şahin olayıyla, bu kardeşimizin de Fadime Şahin'le ne benzerliği ne alakası var. Hala daha inatla Fadime Şahin vurgusu yapanları cevap vermeye davet ediyorum bu 1 "Olay meydana çıktığı zaman" ya da "Biz olayın açığa çıkacağı somut olarak görüneceği günü bekliyoruz" gibisinden sözler ediliyor; bu olayın nesi meydana çıkacak, nesi açığa çıkacak bunu da bir açıklayalım 2 Samanyolu grubunun ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu? 3 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|