![]() |
#1 |
![]() Anayasa Mahkemesi, 21 Ekim tarihinde yapılan referandumu düzenleyen anayasa paketinin iptal talebiyle CHP tarafından açılan davanın gerçekli kararını açıkladı. Anayasa Mahkemesi’nin 11. cumhurbaşkanlığı ile ilgili anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin gerekçeli kararı, CHP'nin türban düzenlemesinin iptaline ilişkin hazırlığına da peşin yanıt niteliğinde. Anayasa Mahkemesi, görev ve yetkilerini belirleyen Anayasanın 148. maddesinde, Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaların esas yönünden denetimine yer verilmediği gibi, bunların biçim yönünden denetimlerinin de, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlı tutulduğunu bildirdi. Mahkeme gerekçesinde, "Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerini belirleyen Anayasanın 148. maddesinde, Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaların esas yönünden denetimine yer verilmediği gibi, bunların biçim yönünden denetimleri de, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlı tutulmuştur" dedi. Anayasa Mahkemesi, 21 Ekim'de yapılan halkoylamasıyla ilgili anayasa paketinden 11. cumhurbaşkanı seçimine ilişkin düzenlemeleri içeren maddeleri çıkaran 5697 sayılı Kanun'un ''yokluğunun hükme bağlanması'' veya iptali ve yürürlüğünün durdurulması taleplerini oy çokluğuyla 27 Kasım'da reddetmişti. CHP ve DSP'nin açtığı davanın reddine ilişkin kararın gerekçesi bugün Resmi Gazete'de yayınlandı. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın gerekçesinde, davanın, Anayasa'nın 148. maddesine göre şekil yönünden incelendiği ifade edildi. Halkoylamasıyla ilgili anayasa değişikliğinin 'anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına katılmayı' düzenleyen 175. maddesindeki usullere göre yapıldığı ifade edildi. Gerekçeli kararda şu görüşlere yer verildi: ''TBMM'nin hukuksal tasarrufları, Anayasa'daki ayrık durumlar dışında, Anayasa Mahkemesi'nin denetimine tabidir. Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa değişikliklerini şekil bakımdan denetleme yetkisi, Anayasa'nın 148. maddesinin 2. fıkrasında referanduma sunulan-sunulmayan ve yürürlüğe giren-girmeyen yönünden herhangi bir ayrıma tabi tutulamaz. Nitekim Anayasa Mahkemesi halkoyuna sunulduğundan dolayı henüz yürürlüğe girmediği halde, istem üzerine 5678 sayılı Anayasa Değişiklikleri Hakkında Kanunun Anayasaya uygunluğunu denetlemiştir. Anayasa Mahkemesi'nin denetleyebildiği yasama tasarrufları üzerinde değişiklik yapma yetkisinin evleviyetle TBMM'ye ait olduğunda kuşku bulunmamaktadır.'' Anayasa değişikliğinin yokluğunun saptanması talebiyle ilgili değerlendirmede ise, Yüksek Mahkeme'nin anayasa değişikliklerinde yalnızca şekil denetimi yapabileceğine işaret edildi. 'Anayasa'nın norm (kural) olarak tanımadığı bir tasarrufu, norm olarak var kabul etmenin olanaksız olduğu' vurgulanan gerekçede, "Anayasa bir normun varlığını, bu normu ortaya çıkaran belirli bir iradenin varlığına bağladığı durumlarda, bu iradenin yokluğunun normun yokluğu anlamına geleceği açıktır" denildi. Gerekçede şunlar vurgulandı: "Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerini belirleyen Anayasanın 148. maddesinde, Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaların esas yönünden denetimine yer verilmediği gibi, bunların biçim yönünden denetimleri de, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlı tutulmuştur. Yaptırımı iptal olarak belirlenmiş bu hususlar dışında denetim olanağı bulunmayan tali kurucu iktidar iradesinin hukuksal geçerliliği üzerinde daha ileri bir tartışma yapmak için iptal nedenlerinden daha ağır bir hukuka aykırılığın varlığı zorunludur." TBMM üye tam sayısının üçte birinden fazla sayıda, 277 milletvekilinin yazılı teklifi üzerine başlatılan Anayasa değişikliği sürecinde, teklifin maddeleri ve tümünün TBMM üye tam sayısının üçte iki çoğunluğundan fazla oyla kabul edildiği ve Anayasa'nın şekil şartlarına uygun olduğuna işaret edildi. Cumhurbaşkanının iradesiyle halkoyuna sunulan 5678 sayılı yasa ile 5697 sayılı yasada yapılan değişikliğin, yine Cumhurbaşkanı'nın iradesiyle yürürlüğe girdiği, değişen yasanın ise Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) gözetim ve denetiminde gerçekleşen halk oylaması sonucunda kabul edilerek yürürlüğe girdiği vurgulandı. Karara, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt ve üye Mehmet Erten muhalefet etmişti. Üyeler karşı oy gerekçesinde, halk oylamasına ilişkin yasama işlemlerinin, Anayasaya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olamayacağını savundu. Muhalif kalan üyeler, TBMM'nin, halkoylaması süreci başladığı halde yasada tekrar değişiklik yaparak sürece müdahale ettiğini iddia etti. CİHAN
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|