AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-28-2009, 16:05   #1
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Arrow Çocuklarımızı "öldürüyorlar" bayım…

...Ruhumuzu, geleceğimizi, hayallerimizi, rüyalarımızı yok ediyorlar: Kendi çocuklarımız, elimizden kayıp gidiyor… Çocuklarımızı bizden koparıyorlar…



Çocuklarımıza hiçbir heyecan, coşku ve ufuk sunamayan ruhsuz eğitim sistemi; hiçbir gelecek vaat etmeyen kör ve kötürüm kültür hayatı; hayal göremeyen, rüyaları olmayan, bütün sermayesini daha çok "köşe döndürecek" bön ve berbat projelere yatıran sarsak ve asalak medya rejimi çocuklarımızı gözümüzün içine baka baka elimizden alıyor; bizden, bizi biz yapan her şeyden koparıyor el ele, kol kola, omuz omuza vererek…



* * *

Türkiye'nin en temel sorunu eğitim sorunudur. Türkiye'de sömürgeci ülkelerin yapamayacakları, yapmaya cesaret edemeyecekleri kadar çocuklarımızı kendi değerlerimizden, kendi dünyamızdan, kendi rüyalarımızdan uzaklaştıran, bütün iddialarını yitirmiş, bütün ideallerini kaybetmiş ilkel, ruhsuz, ufuksuz bir eğitim sistemi, yoz ve sığ bir kültür hayatı, yabancılaştırıcı ve her şeyi banalleştirici bir medya rejimi var…



* * *

Aberlard'ı, Racine'i, Lizts'i, Voltaire'i, Rousseau'yu, Mallarme'yi, Balzac'ı, Descartes'i, Bergson'u, Derrida'yı, Godard'ı, Truffaut'yu öğretmeyen, bu kurucu figürlerin ürettiği ruhu solutmayan, gördükleri rüyaları her daim yeniden üretmeyen bir Fransız eğitim sisteminden, kültür ve düşünce hayatından, medya rejiminden sözedilebilir mi?


Bunyan'ı, Blake'i, Shakespeare'i, Locke'u, Hobbes'u, Byron'ı, Wordsworth'u, Elizabeth çağını, Victoria çağını, Turner'ı, Constable'ı öğretmeyen, yaşatmayan, yeniden üretmeyen bir eğitim sistemi İngiliz eğitim sistemi olabilir mi?


Bach'ları, Mozart'ı, Beethoven'i, Spinoza'yı, Luther'i, Kant'ı, Goethe'yi, Hegel'i, Nietzsche'yi, Husserl'i, Heidegger'i, Wagner'i öğretmeyen, yaşatmayan ve yeniden üretmeyen bir eğitim sistemi Alman eğitim sistemi olabilir mi?


Bu anaakım kurucu figürler Fransızların, İngilizlerin, Almanların iddialarının, ideallerinin, rüyalarının, hayallerinin ana kaynaklarıdır. Bu anaakım kaynakların dışında nice yan ve karşı-akım diyebileceğimiz isimler, ekoller, yaklaşımlar da var sözkonusu edilebilecek. Ama bu kadarı kâfî.


Biz bize gelelim… Ve başımıza nasıl bir taş düştüğünü görelim… Davud-u Kayserî, Kadı Burhaneddin, Molla Gurani, Molla Fenarî, Gazâlî, Yunus, Mevlânâ, Merâğî, Itrî, Fuzûlî, Bâkî, Şeyh Galip, Levnî, Karahisârî, Taşköprülüzâde, Kâtip Çelebi kimdir acaba? Ne söyler bize bu kurucu figürler bugün? Ne anlam ifade eder yarınımız için? Çocuklarımızı geçtik; elitlerimiz, aydınlarımız, yazarlarımız için hangi rüyalara, ideallere, ufuklara, yaratıcı atılımlara kaynaklık eder, etmiştir, edebilmiştir acaba?
Kurucu figürlerini tanımayan, onlarla aynı rüyaları paylaşamayan, onların hayallerini, heyecanlarını, coşkularını, ideallerini, çilelerini yaşayamayan, hissedemeyen, soluyamayan, yeni hayallere, rüyalara, coşkulara, ideallere dönüştüremeyen kuşaklar, kendilerini tanıyabilirler mi, dünyayı, dünyanın başka kültürlerini tanıyabilirler mi?



Shakespeare, kaç bin kez sahnelenmiş, yeniden yorumlanmıştır; Racine, aynı Yunan tragedyasını kaç kez yeniden sahneleme ihtiyacı hissetmiştir; Kant üzerine, Wagner üzerine, Goethe üzerine, Bach'lar üzerine, Locke üzerine, Byron üzerine kaç bin kitap yazılmıştır, kaç oyun sahnelenmiştir, kaç roman, şiir, felsefe metni yazılmıştır, kaç film çekilmiştir acaba, sayılarını bile bilebilmek o kadar zor ki şu internet çağında bile…


Ya peki, Merâğî kimdir, Levnî nedir, ne der bize, bilenimiz var mıdır gerçekten? Davud-u Kayserî, Kadı Burhaneddin bilinmeden, Osmanlı düşünce ve ilim hayatının nasıl teşekkül ettiği bilinebilir mi?


Eğitim sistemimiz, sömürgecilerin yapamayacağı kadar tahribat yapıyor… Kültür hayatımız,medya dünyamız kendi kültürümüze, sanatımıza, düşünce dünyamıza o kadar yabancı, o kadar ilgisiz, o kadar kör ve duyarsız ki, insanın çıldırırcasına haykırası geliyor, "durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak" diye…


Bizim etik, estetik ve adalet ilkeleri üzerinden insanlığa sunduğumuz görkemli ama bir o kadar da mütevazı; gittiği her yere ruh götüren, hayat bahşeden; yüzyıllarca hem zamanı, hem mekânı fetheden kurucu figürlerimizin inşa ettikleri kendi gök kubbemizi tanımadan, yaşamadan ve yaşatmadan geleceğe ne söyleyebiliriz ki biz? Geleceğimizi nasıl teminat altına alabiliriz ki? Çocuklarımızın ideallerinin, ruhlarının, rüyalarının ve hayallerinin öldürülmesini nasıl önleyebiliriz ki?


Kendi hayallerini kuramayanlar, başkalarının hayallerini yaşamaktan, dolayısıyla yok olmaktan kurtulamazlar…


Yusuf KAPLAN

 

Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-28-2009, 16:07   #2
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Paylaşım için Teşekkürler
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-29-2009, 15:00   #3
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart
Yorum için ben teşekkür ederim..

Bu yazı "eğitim"le bir şekilde alakadar olan tüm arkadaşlarımız için çok önemli.. Mutlaka okunup kendi adımıza dersler çıkartılmalı.. Nereye gittiğimizi düşünmeliyiz böylece..


Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-29-2009, 17:50   #4
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart
Eğitim bir toplumu geleceğe sağlam adımlarla taşıyıp, yarınlarımızın garatisini sağlayarak gençliğimizi özü ve kültürüyle buluşturduğu takdirde bizler için değer adledecektir...
Geçmişimizin bizlere kattıklarını yaşayıp gelecek nesillerimize anlatmadan o ruhu aşılamadan geçmişteki gibi büyük hayaller kurmamız mümkün olmayacaktır...kendi binamızı inşa etmek yerine başkaları tarafından hazırlanmış prefabrik evleri kurup yaşantımızı orda sürdürerek, bizlere sunacakları yeni altarnatifleri beklemek yerine kendi altarnatifimizi oluşturmalıyız..başkalarına bizler altarnatif sunup gerçek yaşamın güzelliklerini sunmalıyız...
Buda kendi kültürünü, tarihini bilip nasiplenen nesillerden geçer..
Böyle hayatımız için önem adleden bir paylaşımı paylaştığın için sonsuz minnet olsun canım






Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-30-2009, 15:58   #5
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart

Geçmişin izlerine çok ihtiyacımız var.. "Tarih"imizi hakkıyla okumaya, tarihimizden günümüze katreler çıkarmaya, kendi değerlerimizi köklerimizden almaya çok ihtiyacımız var.. Kendi köklerimizden beslenmeye..

Yorumunuz için teşekkürler ablacım..


Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi