Atatürkçü Düşünce Derneği 'Anayasa Değişiklikleri' konulu bir panel düzenledi. Panelde konuşan eski Danıştay Başkan Vekili Tansel Çölaşan, AK Parti'ye kapatma davası ile ilgili iddialı açıklamalar yaptı..


AK Parti'nin kapatılmasına ramak kaldığını söyleyen Çölaşan, bundan sonra yaptıklarının daha beter olacağını ve mutlaka kapatılacağını savundu.
İki kardeş arasında fikir ayrılığının olabileceğini dile getiren ADD Batıkent Şube Başkanı Ali Karamahmut ise 336 vekil arasında fikir ayrılığının olmadığını savundu. Karamahmut, ipotekli beyinlerin hazırladığı (nasıl böyle bir ifade kullanabilir, yazıklar olsun) Anayasayı tartışacaklarını ifade etti.

Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, asıl kavganın Cumhuriyeti kuranlarla olduğunu ileri sürdü. Cumhuriyetin temel ilkelerinin, okur yazar olmayan gariban vatandaşlara anlatılamadığını dile getiren Yaşar, herşeyin sandık olduğunu, buradan çıkılması halinde siyasi erk olunduğunu ve çıkmayınca da kavgadan başka bir şey yapılamadığını kaydetti.


Anayasa değişikliğiyle ilgili yapılan kavgaların çocukların işsiz kalmasına neden olacağını ileri süren Yaşar, (ne alakaysa) birleşmeyi dahi bilmediklerini, onların hanımlarının kapı kapı dolaştığını her türlü yalanı söylediğini savundu. 'Bizden, sizden' demeyip inançlara saygılı ve insanların sevilmesini isteyen Yaşar, sandıklara sahip çıkılmasını, kapı kapı gezilmesini istedi.


41 yıllık hakim olduğunu hatırlatan eski Danıştay Başkan Vekili Tansel Çölaşan da 1980 darbe dönemini yaşadığını, bugünün karabasanını yaşayan biri olduğunu söyledi. 1950'den sonra siyasi partilerin kişisel gelişimin üzerinde durmadıklarını, bölücülük ve irticayı kışkırttıklarını iddia eden Çölaşan, ses çıkarmadıkları için Cumhuriyeti değiştirmek isteyenlerin bu hale geldiğini ileri sürdü. (demediğini bırakmamış, bir de ses çıkartmıyoruz diyor )

Türkiye'yi cemaatlerin yönettiğini ileri süren Çölaşan, vatandaşların, Kasımpaşalı'ya, (bir başbakana böyle hitap edilir mi?) kendilerinden zannedip oy verdiğini, kullanıldıklarını bilmediklerini iddia etti.


Anayasa değişikliğinde yüzde 10 barajının kaldırılmaması, siyasi partiler yasasının değiştirilmemesini eleştiren Çölaşan, AK Parti hükümetinin gerçek demokrat olmadığını ileri sürdü. Çölaşan, AK Parti'nin mutlaka kapatılacağını savundu.


"HER SİYASİ KENDİ ADAMINI GETİRİR"
Her siyasinin, iktidara geldiğinde kendi adamlarını getirdiğini savunan Çölaşan, hükümetin de kendi adamlarını getirdiğini öne sürdü. (chpliyi ve mhp liyi mi getirsin, getisin de iş yapmasın mı?) Hükümetin düşmanca kadrolaştığını savunan Çölaşan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, Erzincan soruşturmasını yürüten savcıları görevden aldığını hatırlatarak, yerlerine atananların ise aynı çıktığını ileri sürdü.


Demokratik açılımın totaliter açılım olduğunu iddia eden Çölaşan, döverek, söverek 336 oy bulunarak Anayasanın değiştirildiğini savundu.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan ise her güne uyanırken, karanlığa uyanma endişesi taşıdığını söyledi. ( ) Emekli Korgeneral Altay Tokat'ın, "Hakimler ve savcıları korkutmak için ben de bir-iki bomba attırdım." sözünü hatırlatan Tarhan, YARSAV'ın ilk tepkisinin bu açıklamaya olduğunu belirtti. Anayasadaki asıl hedefin yargıyı dönüştürmek olduğunu ileri süren Tarhan, her şeyin Erzincan-Erzurum hattında yaşandığını savundu. Anayasa paketi geçerse politik yargı ile karşı karşıya kalacaklarını ileri süren Tarhan, cübbelerini kimseye bırakmayacaklarını dile getirdi.
Darbe anayasasının, aynı darbe anlayışıyla değiştirilmemesi gerektiğini vurgulayan Tarhan, yargıç ve savcıların güvenle yürüyemeyeceği sokaklarda vatandaşların da güvenle yürüyemeyeceğini iddia etti.

(CİHAN)

ya bu haberler artık komik gelmekten ziyade baydı, kapatılmasını isticek kadar geri kafalı insanlar.Bide bunlar demokrat olduklarını savunurlar ya daha bi komik olurlar..

şimdi böyle uzun yazı olunca birçoğumuz okumuyor, ben de sizin için önemli yerleri kırmızıya boyadım

kırmızı renkle yazılı sözlere bakılırsa konuşan muhaliflerin hadlerini fazlasıyla aştığını görüyoruz. yalan söylemeyi kendine şiar edinen bu tür zavallıların iğrenç ifadeleri fazlasıyla mide bulandırmaya başladı. halkın oyuyla iktidara gelen bir hükümetin icraatlerini demokrasi karşıtı gösterip, vatandaşın sokağa çıkmaya korktuğunu söyleyen, başbakanımızın adını ağzına almayıp "Kasımpaşalı" diye hitap eden, demokrasi kavramından bahsettikten hemen sonra demokrasinin gereği olan seçimleri kazanmış olan bir partinin derhal kapatılması gerektiğini söyleyerek kendisiyle çelişen zavallılar..

milletvekillerinin gizli oyla anayasa değişikliği maddelerin oylamasına katılmalarına rağmen "beyinlerinin ipotekli olduğunu" söyleyecek kadar çirkinleşen, hükümetin düşmanca kadrolaştığını söyleyerek hükümetimizi ülke düşmanı gibi gösteren, anayasa değişikliklerin çocukların işsiz bırakılacağını ileri süren, (hani çocuklar çalışmasın diyordunuz) ev ev dolaşan AK Partili hanımların "yalancı" olduğunu belirten bu kadın ziyadesiyle haddini aşmış. tek cümleyle, yazıklar olsun..

Baykalla olmadan olamaz...

Şaka bir yana Ağız ishali olmuş karı demeye bin şahit...

yazının içinde yorum yapılınca dikkat dağılıyor.