![]() |
#1 |
![]() Birleşmiş Milletler'in kritik İran'a yaptırım kararı öncesi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün akşam kanal 24'e yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer programına ilişkin krizde Türkiye'nin duruşunu anlattı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyindeki İran'a yaptırım kararıyla ilgili oylama öncesinde, gerek Batı ülkeleri gerekse İran tarafı ile temaslarını sürdürerek, her iki tarafa da çeşitli telkinlerde bulunuyor. Davutoğlu “Biz, bu meseleye ilkesel ve zamanlama açısından baktık. İlkesel duruşumuzu, her zeminde vurguladık, çerçevesini çizdik. İlkesel duruşumuzun, üç ana boyutu var. Birincisi, biz nükleer silahlara karşıyız. Nükleer silahların, bölgesel, insanlık ve tüm dünya için tehdit oluşturmaktadır. Ortadoğu gibi gerilimli bir bölgede bir de nükleer silak rekabetinin başlaması bölgeyi tamamen kaosa götürür. Buna net olarak karşıyız. İkincisi ise nükleer silahı olmayan barışçıl nükleer isteyenlerin desteklenmesini istiyoruz. Nükleer enerjide tekel oluşmasına karşıyız. Özellikle bizim gibi ülkeler için barışçıl nükleer enerji, önemli bir ekonomik kaynaktır. Bunun için bir sınırlama getirilmesini istemiyoruz. Üçüncü olarak ise, çıkabilecek ihtilafların sadece ve sadece demokratik yollarla çözülmesini istiyoruz, askeri yola karşıyız” dedi. Davutoğlu “Biz, İran üzerindeki tüm etkimizi kullanarak NPT kurallarına uymasını ve uluslar arası atom enerjisi grubuyla işbirliği içinde olmasını istiyoruz. Şimdi nükleer enerji alanında 4 farklı grup var. Birincisi, nükleer enerjileri var, nükleer silahları var ve NPT’ye üyeler. Amerika, Rusya, İngiltere, Çin ve Fransa. Bunlar, Güvenlik Meclisi’nin daimi üyesi gibi bir özelliğe sahipler. İkinci bir grup da var ki nükleer silahları var, enerjileri var ama NPT’ye üye değiller. Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve İsrail. Üçüncü grup ise nükleer enerjileri var, uranyum zenginleştirebiliyorlar. Nükleer silah üretmeyeceklerine dair de taahhütleri var. Brezilya, Arjantin ve Güney Kore gibi ülkeler.Dördüncü grup ülkeler de var ki bizim gibi nükleer enerjisi olmayan ve çalışmalarına yeni yeni başlayanlar” dedi. Her ülkenin nükleer enerjiden yararlanma hakkı olduğunu savunan Davutoğlu “İran’ın nükleer enerjiden yararlanma hakkı var. İran’a sınırlama getirilmemeli. Fakat İran, bu konuda sınırı aşarsa da kontrol altına alınmalıdır” diye konuştu. İran ile batı arasındaki müzakerelerin bir yıl önce koptuğunu ve 13 Eylül’de İran’a yaptığı ziyaretle diyalog sürecinin yeniden başladığını hatırlayan Davutoğlu “Biz, İran konusuna bu kadar neden ilgiliyiz. Birincisi, ilkesel olarak buna karşıydık. İkincisi de bölgemizde kayıtsız kalmamız halinde gelişecek her olayın bedelini biz ödüyoruz. BM Güvenlik Konseyi’ndeki herhangi bir ülke değiliz. Biz, İran’a komşu olan yegane GK’ya üyesiyiz. Bizim gibi Irak’a uygulanan yaptırımların en büyük bedelini ödemiş ülke olarak İran gibi Irak’tan daha büyük ülkeye yaptırımların uygulanmasına karşı çıkıyoruz. İsrail’in istediği, İran’ı felç eden yaptırımlar Şubat ayında gayri resmi olarak açıklanmıştı. Şimdi BM’de gündeme gelen yaptırım kararı, Türkiye’nin de sayesiyle yumuşatılmış bir hale getirildi” dedi. Muhammed Baradey’in isteği üzerine takasın Türkiye’de yapılmasına karar verdiklerini ifade eden Davutoğlu, “Arzumuz, taraflar arasında güven ortamının oluşması, askeri ve yaptırım seçeneğini dışarda kalması, tarafların bir araya gelebileceği atmosferin oluşmasıydı” dedi. 17 Mayıs’ta yapılan anlaşmayla İran’ın üzerine düşen görevi yerine getirdiğini belirten Davutoğlu, “İran, Tahran anlaşmasından bir hafta sonra, Atom Enerjisi Kurumu’na mektup yazdı. Bizi üzen husus, kurumun yanıtını iki haftaya kadar vermemesidir. Cevap, BM kararından 2-3 saat öncesine geldi. Bu kötü bir zamanlamadır” dedi isra haber
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|