![]() |
#81 | |
![]() Alıntı:
Laf ebeliği yapmayınız. Kanıt getirin, ayet getirin,hadis getirin. Bunların hiç birini getiremiyorsanız gülenin papalığa sunduğu hizmeti tüm dünyadaki müslümanlara bağlamayın. O konsile gidip kim hizmet sunmuşsa hatalıdır. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#82 |
![]() ------------------------------------
Müslümana hakaret edilmez. Lideriniz gibi küfür kokuyorsunuz Konu Ekinoks tarafından (12-23-2013 Saat 20:47 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#83 |
![]() Arkadaşlar, yorumlarımızı yaparken birbirimize olan saygımızı koruyalım.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#84 | |
![]() Alıntı:
2-Beni tanıyanlar Ellah c.c. hepsinden razi olsun canlarını verecek kadar severler, hayatım boyunca bir rezilliğim olmamıştır. 3-Dünyada 5 milyar civarında hristiyan var. Çoğunluğu savunmanızdan anlaşılan o ki kalabalık tarafı haklı buluyorsunuz. Belkide dinler arası diyalog bu sebepten sizi rahatsız etmemiş. 4- Müslüman din adamları ile görüşmek helaldir ayıp değildir. Kafir din adamları ile lüzum dışında görüşmek dostluk kurmaktır. Ayetler bu tip insanlarında kafir sayılabileceği yönündedir. 5- Hakkımı size helal etmiyorum. Ben asla rüşvet vermedim,almadım,rüşveti meşru olarak tanımadım görmedim.Parti liderimin dediği gibi bu işin içinde kim varsa cezasını çekecek. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#85 |
![]() Alıntı:
Yahu kimsin, nesin, sıfatın nedir ki insanların her attığı mesaja devamlı suretle aşağılayıcı şekilde cevaplar veriyorsun ? Eğer bu forumun zeka seviyesi seni açmıyorsa bas git muhterem efendinin forumuna orada anlat Fethullah Hoca'nın ne muktedir bir insan olduğunu... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#86 | |
![]() Alıntı:
فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءنَا وَأَبْنَاءكُمْ وَنِسَاءنَا وَنِسَاءكُمْ وَأَنفُسَنَا وأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَةُ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ Fe men hâcceke fîhi min ba’di mâ câeke minel ilmi fe kul teâlev ned’u ebnâenâ ve ebnâekum ve nisâenâ ve nisâekum ve enfusenâ ve enfusekum summe nebtehil fe nec’al la’netallâhi alel kâzibîn(kâzibîne). Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: ”Gelin, sizler ve bizler de dahil olmak üzere oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah'ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.” |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#87 |
![]() Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi'nin, bugün 23 Aralık 2013 tarihinde yayınlanmış olan "Gayrimüslimlere Hoşgörü Müslüman'a Beddua" başlıklı makalesinin bir bölümünden aşağıdaki alıntıları Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'ye hatırlatmak isterim:
"27 Mayıs ve Adnan Menderes'le ilgili çalışmalarımda ve Cumhuriyet Arşivi'nden çıkan belgeleri üzerinde yaptığı çalışmada Bediüzzaman Said Nursi'nin mektupları dikkatimi çekmişti. Menderes'e yazılmıştı ve bir kısmı 27 Mayıs darbesi sırasında Adnan Menderes, İçişleri Bakanı Namık Gedik ve Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes'in makamlarında yapılan aramalarda ele geçirilmişti. 27 Mayıs'tan sonra oluşturulan, 'ihbar' mekanizması kapsamında, Said Nursi'nin Demokrat Parti yöneticilerine yazdığı, 'vatan ve millet namına' diye başlayan mektupları suç delili olarak 27 Mayıs'ın 1 no'lu tasnif komisyonu tarafından toplanmıştı. Orada dikkatimi çeken bir ifade tarzı vardı. Daha sonra Bediüzzaman Hazretleri'nin Risale-i Nur Külliyatı isimli eserlerine baktığımda da aynı şeyi gördüm. Said Nursi, mükerrer mektuplarında Menderes'e, 'İslam Kahramanı' olarak hitap ediyordu. Ezan-ı Muhammedi'nin Arapça aslına uygun olarak okunmasını sağladığı ve Kur'an-ı Kerim'in öğrenilmesi, Müslümanların ibadetlerini korkusuz bir şekilde yerine getirilmesine zemin hazırladığı için, Menderes'e dua ettiğini söylüyordu. Bediüzzaman, 'İslam'a ve Kur'an'a hizmetleri' nedeniyle Menderes'e dua ederken, Demokrat Parti döneminde kendisi ne durumdaydı? İktidar nimetleri önüne serilmiş, talepleri talimat olarak kabul edilmiş, kadroları devletin kademelerine yerleşmiş, bir eli yağda bir eli balda mıydı diye baktım. Demokrat Parti döneminde Türkiye, din ve vicdan özgürlüğü alanında ne kadar ilerlediyse, demokrasinin sağladığı hürriyet havasından kim ne kadar istifade ettiyse, Bediüzzaman Said Nursi de o kadar istifade etmiş. Hatta o kadar bile değil. Yine Cumhuriyet Arşivi'ndeki belgelere göre fişlemede yine birinci derecede tehlikeli olan kodla, '1-a' koduyla fişlenmiş, mahkemeleri ve sürgün hayatı devam etmiş. Isparta ve Barla'da mecburi ikameti sürmüş ama CHP dönemindeki kadar katı değil, kısmen rahatlatılmış. Isparta'dan Barla'ya, Barla'dan Emirdağı'na gidişi dahi izinle ve polisin takibatı altında olmuş. Ama Bediüzzaman kendisinin Ankara'ya girişine yasak getirdiği halde şahsı için değil, Ezan-ı Muhammedi hürmetine Menderes'e hep, 'İslam Kahramanı' gözüyle bakmış, öyle hitap etmiş. Bunları niçin hatırlattım. Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı'ndaki Türkiye'de dindarların sıkıntı olarak gördükleri her şeyin kaldırılmasına, kamuda ve Meclis'te başörtüsü serbestisine, okullarda Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimiz'in Hayatı'nın ders olarak okutulmasına, ordudan atılanların haklarının iadesine, darbecilerden, Ergenekonculardan hesap sorulmasına, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin beraat etmesini sağlayan 2006 tarihli yasal düzenlemelere ve hocefendiye, 'Türkiye'ye dön' çağrısına rağmen, duanın yerini beddua aldı. Hem de ne beddua... İsrail'in Mescid-i Aksa'yı işgalinde, Amerika'nın Irak'ı işgalinde, Ebu Gureyb'de Müslüman kadınların ırzına geçilirken yapılmayan beddualar bugün Recep Tayyip Erdoğan için yapılır oldu. Kur'an'da Kabe'yi yıkmaya giden Ebu Leheb'e yapılan bedduanın gönüllere Kabeler inşa etmeye çalışan kadrolara karşı kullanılması üzücü bir durum olsa gerek." Muhterem Hocaefendi; Pir-i Mugan Şem-i Tâban sözleriyle hürmetle andığınız Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri, rahmetli Adnan Menderes'i "İslam Kahramanı" olarak nitelendirirken, Adnan Menderes'in; İslam'a, Müslümanlara, Türkiye'ye, Müslüman Türk Mileti'ne ve insanlığa yapmış olduğu hizmetlerin çok daha fazlasını yaparak, Bediüzzaman Said-i Nursi'nin ölçülerine göre değerlendirirsek, Adnan Menderes'e göre, "2 kat, 3 kat, 4 kat İslam Kahramanı" olarak nitelendirilmesi gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideri olan AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında son günlerde söylemiş olduğunuz sözlerinizi, Bediüzzaman'ın ölçülerine göre nereye koyuyorsunuz ve o büyük zâtın talebeliğini hakkıyla yerine getirebildiğiniz kanaatinde misiniz? Konu Cihannur tarafından (12-23-2013 Saat 21:47 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#88 | |
![]() Alıntı:
Ehil biri yokmu sizde? Konu Ekinoks tarafından (12-23-2013 Saat 21:48 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#89 |
![]() Dinlerarası Diyalog mevzusuna değinecek olursak Hoca Efendi'nin hala ısrarla Papa ile görüşmesini eleştirenler var...
Görüşülür kardeşim neden görüşülmesin ? Fethullah Gülen , Papa ile görüştü diye Hristiyan'mı oldu ? Onların boyundurluğu altına mı girdi ? Kendi okullarında ki çocuklara Müslümanlığı aşılayan bir oluşuma seviyesiz ve fütursuzca iftiralar atmak hangi zihnin ürünüdür yahu.. Dinlerarası Diyalog'a kafirlik bile diyenleriniz var yazık... Sizin mantığınıza göre ben Müslüman'ım deyip her türlü pisliği ( ZİNA,KUMAR,İÇKİ )yapan bir adamla oturup dost olunabilir, Fakat haram yemeyen , insanlara ve çevresine son derece duyarlı sağlam bir Allah inancı taşıyan , Hristiyan Müslümanlığa davet edilemez.. Bunlar AK Parti'nin gökten indirdiği ayetler galiba... "Zulmedenleri hariç, Ehl-i kitab ile en güzel olan şeklin dışında bir tarzda mücadele etmeyin ve onlara şöyle deyin: "Biz, hem bize indirilen kitaba, hem size indirilen kitaba iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da bir ve aynı İlahtır ve Biz O'na gönülden teslim olduk." (Ankebut, 46) Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz." (Mumtehıne, 8) Kur'ân-ı Kerim'in, bazı âyetlerine dayanarak "Hıristiyan ve Museviler ile dostluğu yasakladığını" ileri sürmekte olan bir kasım çevreler var. Oysa sözü edilen âyetlerde yasaklanmış olan ne "diyalog", ne de günlük dildeki anlamı ile "dostluk"tur.. Dinler arası diyalog görüşmelerini "yıllarca İslâm'a, Kur'ân'a başkaldırmış, düşmanlık etmiş insanlarla dostluk kurma" diye tenkit edenler olabilir. Halbuki dinler arası diyalog görüşmeleri, İslâmî bir düşünce ve bu düşüncenin hayata yansımasından ibarettir. Allah Resûlü (s.a.s.), yıllarca kendisine her türlü işkenceyi yapan Ebu Cehil'i ve onun gibi nicelerini karşısına alıp muhatap olarak kabul etmiştir. O halde çeşitli vesilelerle görüşülüp konuşulan değişik dinlerden bu insanlar -kaldı ki çokları inancını izhar ediyorlar- yüzünden, İslâmî nasslarla te'lif edilemeyecek tenkitler yapmanın hiçbir manası yoktur. Böyle bir tavır aslında, İslâm'ı tam anlamıyla özümseyememenin bir ifadesidir. Allah Resûlü (s.a.s.), bir gün yoldan bir Yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkar. O esnada yanında bulunan bir Sahabi, "Ya Resûlallah, o Yahudidir" der. Nebiler Serveri (s.a.s.) hiç tavrını bozmadan ve yüz çizgilerini değiştirmeden, zamana "dur ve beni dinle" dedirtecek şu cevabı verir: "Ama bir insan!" (Müslim, Cenâiz 78, 81) O'nu bu ölçüler içinde tanımayan müntesiplerinin de, O'nun (s.a.s.) insanlık adına getirdiği evrensel mesajlardan habersiz yaşayan insan hakları savunucularının da kulakları çınlasın! Bu söze ilave edilecek hiçbir şey yoktur ve eğer biz, bu sözün sahibi o şanlı Peygamberin ümmeti isek, O'ndan farklı düşünmemiz de mümkün değildir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#90 | |
![]() Alıntı:
1- Hocaefendi'nin duasında isim yok. 2- Dua manaen çok şümullu "Zalim" tavsifine giren herkes duanın muhatabı. 3- Hocaefendi milletimizin tek bir ferdinin burnunu dolaylı da olsa kanatmadı, Beddua diye düşünülen sözlerin İslam hukukunda bir karşılığı var ve bu ruhsatı Kur'an ayetlerinden almıştır... Yazıyı okursan ve at gözlüklerini çıkartırsan neyin ne olduğunu bir nebze anlayabilirsin ; http://www.zaman.com.tr/gundem_mulaa...r_2187747.html |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|