AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-01-2011, 18:32   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Arrow Gültekin AVCI "Dağlıca'da 10 saat bilgisayar oyunu"




Tuğgeneral ve kısa dönem bilgisayar mühendisi asker, Dağlıca Tabur Komutanlığı odasına girer.
Asker elinde pür dikkat taşıdığı laptop bilgisayarla, koltuğa kurulan tuğgeneralin emrini yerine getirir.
Laptopu büyük bir dikkat ve saygıyla Dağlıca Tabur Komutanı'nın koltuğuna oturan tuğgeneralin önündeki masaya koyar.
Cihazı çalıştırır ve uçak simülasyonu oyununu açar.
Tuğgeneral heyecanla çoktan oyuna dalmıştır.
Onur Dirik'in anlatımıyla 12 asker evladımızı şehit verdiğimiz Dağlıca çatışması sona doğru yaklaşmış, çatışmanın artçıları sürmektedir.
Teröristlerin kaçtığı güzergâhlara yönelik top atışları devam etmektedir.
İçeride bilgisayarda uçak simülasyonu oynayarak kendinden geçen tuğgeneral, dışarıdan gelen top seslerinden rahatsız olduğunu bildirmektedir Yarbay Onur Dirik'e.
"Ne kadar sürdü paşanın oyunu" diye sordum Onur Dirik'e.
Şaşkınlık ve hayret dolu bir ifadeyle:
- "İnanır mısınız Gültekin Bey 10 saat" dedi.
Düşünebiliyor musunuz bölgede işbaşında dediğiniz veya "generaller çatışma bölgesinde" diye kendinizi avuttuğunuz bir muhataralı serencamda tabur çatışıyor, top atışları hâlâ devam ediyor.
12 şehit verilmiş ve 8 askeriniz teröristlerce kaçırılmış.
Ama tuğgeneral 10 saat bilgisayar oyunu oynayarak, vatana hizmet, "cumhuriyete bağlılık" sadedinde büyük bir taktik strateji (!) sergiliyor.
Milletten, hukuktan, vicdandan, insanlıktan utanmayı bıraktın, bari bağrımıza ateş düşüren 12 şehitten utansaydın general!
Siperlerde yatanlar ve bu millet için kanını akıtanlar senin evladın olmayabilir.
Ama onların hepsi ana kuzusuydu, derin ihanetlerin değil her daim berrak olan bu milletin evladıydı.
Bu "kahraman" general, daha sonra terfi sayılan aktif bir kıta görevine gidiyor ve akabinde emekli oluyor.



Bu albay neden ağlar?

Terörist saldırısı başlayınca Yarbay Onur Dirik alaya "burada çok ciddi çatışma var" diyerek yardım ikazında bulunuyor.
Alay Komutanı "Abartıyorsun" diyor.
Onur Dirik'le albayın görüştüğü telefonda mermi sesleri vızır vızır. "Mermi seslerini duyuyorsunuz komutanım" diyor.
Alay Komutanı ne diyor dersiniz?
"Sen bu durumu tümen komutanına lisanı münasiple bir izah etsen!"
Onur Dirik heyecanla "Keritepe gidiyor, ışıklar söndü" diye haykırıyor.
Alay komutanı da ellerini dizlerine vurarak "gitti benim alay komutanlığım" diye yanıyor ve ağlıyor.
Giden asker canlar ve tabur için değil de işgal ettiği makam için gözyaşı döküyor.
Üstelik bunları diğer telefondaki müteahhit arkadaşına hitaben söylüyor.
Bu albayı o bölgeden batıdaki güzel bir ile il jandarma komutanı olarak tayin ediyorlar.
Şimdilerde fevkalade kritik ve belirleyici bir görevde.
Düşünün baskın yemişsiniz. Yaylım ateşi altındasınız. Ama konunun ciddiyetini anlatmak ve yardım gelmesini temin etmek için tümen komutanını ikna etmek zorundasınız.
Hem de sıradan bir askeri retorikle değil, lisanı münasiple.
Dönemin tümen komutanı da şu an Balyoz tutuklusu olan Korg. Yurdaer Olcan.
Dağlıca faciasından sonra terfi etti ve Asayiş Kolordu Komutanı oldu.

Ergenekon tutuklusunun kitapları Dağlıca Taburu'nda

Görüşlerini paylaşmak için İzmir'e gelen ve 2,5 saat kadar hasbıhal ettiğimiz Onur Dirik'in anlattıkları bu kadar değil.
Meğer Ergenekon tutuklu sanığı Ergün Poyraz'ın kitapları Dağlıca Taburu'na kadar dağıtılmış.
"Tabura dağıt diye Ergün Poyraz'ın 140-150 civarında kitabı koliler halinde gönderildi" diyor.
Resmi kanaldan, muhtemelen tugaydan geldiğini belirterek, bu tür oldukça siyasal ve ideolojik kitapların askeri kışlada bedava dağıtımını yadırgadığını ifade ediyor.
Kitaplar içinde öne çıkan ikisiyse Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında yazılanlar...
Dağlıca Taburu'nun bağlı olduğu alay komutanlığında ise Poyraz'ın kitapları yine bedava olarak perakende bir şekilde de dağıtılıyormuş.
Okunsun, istifade edilsin, bellensin diye.
Malum, kışlada siyasi içerikli kitap dağıtmak yasak.
Öyle görülüyor ki bu yasak Ergenekon mahfillerine işlememiş.
Bırakın yasağın işlemesini, kurumsal silsile içinde siyasal kitap dağıtımıyla resmi propaganda yapılmış.
Acaba bu koli koli kitaplar yayınevinden askeri makamlara hibe miydi yoksa ücretleri TSK ödeneklerinden mi karşılandı?

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 12-01-2011, 19:18   #2
Kullanıcı Adı
ibocan
Standart
Bugün gazetesine üyeyim,her gün bi tane gelir dükkana, bu yazıyı forma ben taşımak istedim ,ama kardeşim yetiştirmiş saolsun,,
gültekin avcı böyle konularda çok hassas,hukukçu olma münasebetinden dolayıda üzerine üzerine yazıyor maşallah,,onun içinde bu adamı çok severim,
işte böyle böyle şehit vermiyormuyduk,bunun gibi nice örnekler var,anlayan adama bu yazılar az gelir ,dahada yaşanan birsürü traji komik cinayetler var, PKK ile askeriye koordinatlı sistemli çalışmalar var şehitlerle ilgili,,
ne diyeyim ki ALLAH'ın kahhar ismi ile kahrolsunlar .
ibocan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi