![]() |
#1 |
![]() Hikmet Genç
![]() Kılıçdaroğlu bir yemin etse, dönemez!... BDP'nin Meclis’i boykot etmesi çok da anlaşılamayacak bir durum değil... Boykotlu, kavgalı, gürültülü, bol aksiyonlu(!) siyaset zaten onların işi... Meclis'e girseler de olur... Kandil'de toplansalar da olur... İmralı'da yemin etseler de... Onlar için farkeden bir şey yok, çalışmaya devam ederler!... Zira Meclis dışında başka alternatifleri de var!.. Düz ova olmazsa, dağda aksiyona devam edebilirler!... CHP’nin de bir ‘alternatifli demokrasi’ geleneği vardır!.. Tabi şartlar biraz değişmiş durumda.. Sandıkta defalarca yenilseler bile zihniyet olarak iktidarda kalmalarını sağlayan bir ordu, bir yüksek yargı ve eskisi kadar güçlü bir derin yapı yok artık.. Dolayısıyla, statükonun saltanat kayığı su almaya başlayınca, Rıza Emmi’nin ‘taka’sıyla yola devam etmek zorunda kaldılar!.. Ve de iyiden iyiye sıyırmaya başladılar!... Neymiş efendim? Meclis’e girecekler amma yemin etmeyeceklermiş... Ne zamana kadar?... Hükümeti yıkmak, Meclis’i dağıtmakla suçlanan arkadaşları Meclis’e girene kadar!... Aday gösterilen Ergenekon sanıkları seçilir de yargı serbest bırakmazsa ne yaparsınız diye sorulmuştu.. Ne demişlerdi; 'Yargı kararı deriz, mahkemelerin kararlarına saygı duyarız..' ( Kemal Kılıçdaroğlu) 'Biz onların (Ergenekon sanıklarının) arkasında olduğumuzu göstermek istedik.. Bizimki sembolik bir duruş!..' (Süheyl Batum ) Peki şimdi ne diyorlar; 'Biz Ergenekon sanıkları olmadan Meclis'de çalışamayız... Yemin etmeyiz.. Yargı kararları kabul edilemez... Ey Ak Parti biz yaptık, şimdi sen çöz bakalım...' Bunlar tanıdık dönüşler... Kılıçdaroğlu önce 'AK Parti bir şey yapsın demiyoruz..' dedi.. Sonra da 'çözüm için Adalet Bakanlığı bürokrasisi çalışmalı..' diyerek dönüş yaptı.. Yani Kılıçdaroğlu bildiğiniz gibi.. Lakin bu tür dönüşlere fazla takılmamak gerek.. Zira bu, Yeni CHP için bir ‘vaka-ı adiye’, diğer bir deyişle Kılıçdaroğlu klasiği... Ama yine de ‘bunlar hiç akıllanmayacaklar mı?...’ diye sormadan edemiyor insan... Cumhuriyetin temel değerlerini koruma adına Meclis'e girmezler!... Kaybederler... Meclis Genel Kurulu'ndan daha çok Anayasa Mahkemesi'nin kapısında mesai yaparlar.. Kaybederler... 16 milyon kişinin oy verdiği iktidar partisine kapatma davası açılır.. ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz..’ derler.. Yargı kararlarına saygı duymaya davet ederler... Kaybederler... Meclis'e girerler... Ama bu sefer de yemin etmezler!... Belli ki yine kaybedecekler!... Peki CHP'nin bu tavrını nasıl okumak lazım?... 1) Ergenekon 4 sene daha dayanamaz!... Tek atımlık barutu kalan Ergenekon'un siyasi kanadının son hamlesidir bu... 2) Kayan CHP eksenini yerine oturtma operasyonu... (Zira ‘halka dokunuyoruz’ kandırmacası, fakir fukara, proleterya edebiyatı, ‘kökten laikçi değiliz’ teranesi ve ‘Vatandaş Kemal’ projesi CHP'ye bir fayda getirmemiştir...) 3) Koltuk tehlikesi!... Muhaliflerin hemen harekete geçmelerini engellemek ve böylece koltukta kalma süresini uzatmak için 'şimdi kriz var, iç hesaplaşmanın zamanı değil...' ortamı oluşturma çabası... 4) Seçim sürecinde BDP ile yapılan kutsal ittifakı sürdürme iradesi.. 5) CHP’nin, Demirel'e verdiği sözü yerine getirmek istemesi!... Kriz sebebi olarak bu maddelerden herhangi birini kayda değer bulabilirsiniz!... Ama bence yemin etmeme direnişi ‘Kayahan ve Kılıçdaroğlu’ ekseninde değerlendirilmeli! Kayahan; ‘Bir yemin ettim ki, dönemem...’ demişti... İşte Kılıçdaroğlu'nun ısrarla yemin etmemesinin sebebi!!... Bir yemin etse, dönemez!... Ee malûm.., Kılıçdaroğlu bu, dönmeden edemez!... Kaynak: http://www.stargazete.com/politika/y...ber-363565.htm Star 02.07.2011
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|