AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-10-2008, 02:04   #1
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart İnsan Esir Olmak İstemiyor.
İnsan Esir Olmak İstemiyor



Yıllar önce Bediüzzaman Hazretleri söylemiş “İnsan esir olmak istemediği gibi ecir de olmak istemiyor” diye. Batı’nın kapitalizmi, emperyalizmi, Rusya’nın bolşevizmi, Hitler Almanya’sı ile Mussolini İtalya’sının faşizmi araşında insanların, devletlerin, sistemlerin gel-git yaşadığı o çalkantılı dönemlerde yapılan bir tesbit bu. Meselenin ekonomik ve siyasî boyutu ön planda. Redd-i miras yapacağı ayân-beyân belli olan yeni devletin ideologlarına yapılan bir tavsiye olarak da algıyalabilirsiniz bunu. Yol haritası bir anlamda. Kaale alındı-alınmadı, bugünkü yazımın konusu değil. Konum Bediüzzaman Hazretlerinin bu sözünün bana hatırlattığı başka şeyler.

Neler mi? Birlikte okuyalım; bir sistemin kuruluşunda ister fikir isterse aksiyon planında var olan kişiler, eğer ilerleyen zaman, genişleyen mekan, kalitesi gün geçtikçe artan insan faktörlerini ve bunlara bağlı değişen ihtiyaçları nazara almaz ve halde maziyi, bugünde dünü yaşarlarsa…

Evet, gerisini söylemeye dilim varmıyor. Sadece şu kadarını diyeyim; böylelerinin en azından çevresinin kendilerine bakıştaki değişikliği kabullenmeleri imkansız denecek kadar zordur. Zaten insan fıtratına terstir böylesi bir kabul. Dolayısıyla kimse de onlardan böyle bir kabulü beklememeli.

Aslında bu aşamada yol ikiye ayrılır. Bir; insafı elden bırakmadan çevrede var olan değişikliğin nedenine inme; neden, niçin soruları ile herkesi ve herşeyi sorgulamaya alma. Bir tek şartla; önyargısız, garazsız ve ivazsız. Bu sorgulama esnasında kişi kendini sütten çıkmış ak kaşık olarak görmemeli; aksine hatanın, yanlışın kendisinde olabileceği zaviyesinden muhasebe etmeli kendini. Bir şey daha yapmalı bu insan, eğer eski dönemlerindeki tavırları kendisini yalnızlaştırmadıysa, bir başka dille etrafında oturup konuşacağı,
dertleşip halleşeceği arkadaşı, dostu, kardeşi varsa; onlarla oturmalı ve dertleşmeli. Gıybet eksenli değil, kendi doğrularını dayatma amaçlı da değil, yukarıda bahsettiğimiz neden, niçin sorularına cevap bulma eksenli olmalı bu konuşmalar, dertleşmeler.


İkinci yol ise, nihayetsiz bir özgüven içinde, kendisinin doğru etrafının yanlış olduğu inancına körü körüne bağlanma. Dünkü doğruların bugün de, yarın da doğru ve uygulanabilir olduğuna inançla dayatmalara, baskılara gitme. Dünkü çalışmalarından ve konumundan dolayı elde ettiği haklı itibarına yaslanarak herkesi adeta esiri gibi görüp bağırıp-çağırma, ufuksuzlukla suçlama, atf-ı cürümlerde, ithamlarda bulunma.

Bu ikinci yol iki açıdan yanlıştır. Bir; insanlık tarihi boyunca yaşanan gerçeği inkardır. Hz. Adem’den Efendimize (sav) kadar gelen peygamberlerin, o peygamberlerin getirdiği öğretilerin tedricilik prensibi içinde tevhid, nübüvvet, haşir ve adalet gibi evrensel değerler hariç, sair kuralların değişmesi ya da Kur’an ayetleri veya Efendimizin (sav) hadisleri bağlamındaki nasih-mensuh meselesi bile bu yaklaşımının yanlışlığını ortaya koyan yeterli delillerdir. Demek istiyoruz ki dünün doğruları bugünün yanlışları olabilir. Çünkü beşer iradesi, mantığı ve muhakemesinin devrede olduğu sonuçlarda tek ve sabit doğru yoktur. Baksanıza; İlahi irade bile temel esaslar hariç hemen her dönemde değişik kurallar vaz’ etmiş, farklı peygamberler göndermiştir. Bununla arka plan şartlarına bağlı fasılların değiştiğini göstermektedir bize.

İki; marazî bir ruh halidir bu. Tıpkı Batı’ya nedensiz-niçinsiz, sorgusuz-sualsız düşman olanla, dost olanlar da olduğu gibi. İyi ile kötüyü ayırt etmeyen, heptenci ve toptancı bir yaklaşımdır her ikisi de ve her ikisi de aynı kaynaktan beslenen bir çeşit hastalıktır.

Şunu unutmayalım; evrensel İslamî ve insanî doğruların herkes tarafından kabullenilmesi gereken asgarî şartları vardır. Mevcudu görememe, çağını, zamanını, zamanının insanını okuyamama, içinde yaşadığı çevre şartlarına vakıf olmama, olamama ya da olmayı istememe insanları mutaassıp yapar. Mutaassıp insanlar hırçın olur. Hırçın insan dengeyi kaybeder. Denge, mutlak anlamda düşüncenin, mukayyed anlamda da iyiyi, güzeli, doğruyu keşfe götürecek dengeli düşüncenin vazgeçilmez şartıdır. O kadar önemlidir ki bu denge, dikkat ederseniz dengeyi anlatırken bile “dengeli düşünce” diyerek izahını yaptığımız kelimeyi bile vasıf olarak kullanmak zorunda kalıyoruz.

Başa dönelim; artık insanlar esir olmak istemiyor. Başkalarının doğrularının kendilerine dayatılmasını kabullenemiyor. İnsanı insan yapan düşünce özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün elinden alınması olarak görüyor ve bunu haksızlık olarak nitelendiriyor. Öyle haksızlık ki insanın sahip olduğu en önemli değerlerden biri olan özgürlük gasb ediliyor.

Böylesi yaklaşımlarla sorunlar çözülmez; aksine sorunlar ürer. Yola düzülmüş kervan yol almaz; aksine tökezler. Gündüzü kendimize gece yapmamak lazım. Muhataplarımızın saygı ve sevgilerini sûi istimal etmemek lazım.


Ahmet KURUCAN

 

tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-10-2008, 11:12   #2
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart İnsan Esir Olmak İstemiyor.
Başa dönelim; artık insanlar esir olmak istemiyor. Başkalarının doğrularının kendilerine dayatılmasını kabullenemiyor. İnsanı insan yapan düşünce özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün elinden alınması olarak görüyor ve bunu haksızlık olarak nitelendiriyor. Öyle haksızlık ki insanın sahip olduğu en önemli değerlerden biri olan özgürlük gasb ediliyor.


Bunu ülkemiz koşullarıyla değerlendirirsek evet doğrudur artık haksızlılıkların özgürlüklerimizi kısıtladığı her haliyle aşikar..
Ama bizim sesimiz mi çıkmıyor yoksa çıkan seslerimi duymuyorum..?
Paylaşım için teşekkürler Levent bey...+1
Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-10-2008, 11:48   #3
Kullanıcı Adı
Akl-ı Selim
Standart İnsan Esir Olmak İstemiyor.
ÇOK HASSAS BİR ÇİZGİ AHMET BEYİN İFADELERİ TAM ÖZÜMSEDİĞİM VE İFADESİNDE GÜÇLÜK ÇEKTİĞİM BEYANATLAR.KARŞILIKLI OLARAK ÖN YARGISIZ GARAZSIZ İVAZSIZ İLİŞKİ KURABİLMEK AMA KARŞILIKLI.
AHMET HOCAMLA TANIŞMAM ERZURUMDA DOKTORASINI VERİRKEN OLMUŞTU.EĞİTİM İÇİN ABD YE DAVET ETMİŞTİ BİR HOCAMIZLA GÖRÜŞME SONRASI. YAZILARI VE YORUMLARI HİÇ DEĞİŞMEDİ İNSAN HAKLARI ÖZGÜRLÜK DOKTORASI BU KONU ÜZERİNEYDİ.HOŞ DA BİR ÜSLUP KULLANIYOR.
PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM LEVENT BEY +1
Akl-ı Selim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-10-2008, 21:39   #4
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart İnsan Esir Olmak İstemiyor.
Ben teşekkür ederim, okunmaya değer bulduğunuz için.
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi