![]() |
#1 |
![]() İHH’nın yardım götürdüğü çadır kentte âdeta kanım donuyor. Üç gündür yemek bulamayan aileyi; küflü, kuru ekmekle iftar hazırlığı yaparken görüntülüyorum. Onlara erzak getirdiğimizi söyleyince gözleri parlıyor...
![]() 3 GÜNDÜR YEMEK YEMEDİK Ortaya konulan bir alüminyum leğen, etrafında bir sürü insan... Kaç günlük olduğu belli olmayan çoğu küflenmiş ekmekleri elleriyle kırmaya çalışıyorlar. Evin kadını ağlamamak için zor tutuyor kendini ve anlatıyor: “İftarı da, sahuru da aç geçiriyoruz. İftar için bu ekmekleri suda haşlayıp yemeyi düşünüyorduk!..” Kaldığım otelden sabah çıktığımda güneş, günün zor geçeceğinin sinyallerini veriyor. Daha sabahın 7’sinde 36 derece sıcak. İçimden “bugün akşam zor olur” diye geçiriyorum. Ama varsın olsun, buradaki insanlar geceyi bile oruçlu geçiriyorlar diye teselli veriyorum kendi kendime... İstikamet Peşaver eyaletinin başkenti Nowshera. Selin ilk vurduğu, bin 540 kişinin hayatını kaybettiği yere gidiyoruz. Biz erkenden gidip etrafı göreceğiz, ardından da bölgeye yardım dağıtacak İHH ekibiyle buluşacağız. Otobanda 2 saate yakın bir yol gidiyoruz, Kabil Nehri’nin kestiği noktada ise otobandan çıkıp stabilize bir yola giriyoruz. Bölge ile ilgili bilgi almak üzere Nowshera Kaymakamlığına gidiyoruz. Kapıda, ellerinde kağıtlar olan yüzlerce insan, muhtemel yardımlar için kendilerini sıraya yazdırma derdinde. SİZE İHTİYACIMIZ VAR Kaymakam Şerafedgul, selin en ağır hasarı oluşturduğu bölge için yapılan yardımların yetersiz olduğundan bahsediyor. En çok yardımı Türkiye’den beklediklerini anlatan Şerafedgul, “Bize ilk okuldan itibaren ‘Türklerle Pakistanlılar kardeştir’ diye öğretiyorlar. Bizim de kardeşlerimizden yardım beklemek en doğal hakkımız. Biz bir annenin iki evladı gibiyiz. Buralara Türk yardım ekipleri geliyor, görüyoruz. Lakin emin olun, yeterli değil. Hilafet döneminde siz yardım ettiniz, kurtuluş savaşında da biz. Bu işler karşılıklı olmaz belki ama inanın size çok ihtiyacımız var. Gidin çadır kentleri ve şehri bir gezin” diyor. YAĞMUR GELMEDEN Şehrin iç kesimlerine doğru ilerledikçe, aradan geçen bir aya rağmen bir türlü çekilmeyen sel suları içinde karaya ulaşma gayretindeki insanlarla karşılaşıyoruz. Devrilen kamyonlar, yıkılan evler ilk günkü dehşet verici görüntülerini muhafaza ediyor. Kabil Nehri’nde ise afetzedeler, elbiselerini çıkarıp başlarının üzerine alarak, gerilen bir halat yardımıyla bir an önce mahsur kaldıkları alanlardan bir lokma yiyecek bulabilecekleri yerlere ulaşma derdinde. Uzunca bir süre bu tehlikeli yolculuğu izliyoruz. Akıntının olduğu yerlerde halattan kurtulan eller herkesin yüreğini ağzına getiriyor. O esnada hafif hafif yağmur atıştırmaya başlıyor. Suların yeniden yükseleceği endişesi ile bazıları geri dönüyor. Umutlar bir başka güne erteleniyor. YARDIMA UZANAN ELLER Çadır kentler uzaktan görünüyor. Buraya ulaşmaya çalışan erzak kamyonları ise önünü kesen halktan kurtulma derdinde. Yol ortasında durdurulan bir kamyon âdeta yağma ediliyor. Kimi kamyonun kasasına çıkmaya çalışıyor, kimi aldığı erzağı yanındakine kaptırmamanın telaşında. Yerlerde sürüklenenler, birbirlerine tekme tokat saldıranlar... Ortalık bir anda savaş alanına dönüyor. Kamyon o fırsattan yararlanıp kaçmaya başlıyor. Bu defa insanlar kamyonun peşinden koşturuyor, ama nafile. Birkaç yüz metre ileride yine aynı görüntüler. Bu defa yardım dağıtanlar daha temkinli. Polis nezaretinde dağıtıyorlar. Ancak görüntüler yine farksız, yüzlerce kişilik kalabalığın tam ortasına atılan üç beş meyve suyu için öyle bir mücadele veriyorlar ki; o süre içinde elimi deklanşöre sabitliyorum. Yardıma uzanan eller, dramı en iyi anlatan kareler... KEÇİ İLE AYNI ÇADIRDA! Zerinabad köyüne varıyoruz. Köy, nehrin hemen kıyısında kurulu. Yükselen sular bütün evleri içine almış. Halk, en yüksek yer olarak nehir ile dağın arasında kalan dar bir alana sığınmış. Günler sonra gelen su kamyonundan su alma yarışı, burada da ilginç görüntüler oluşturuyor. Çoluk çocuk bidonu kapan, kamyondan sarkan su hortumunu elindeki kaba yönlendirmeye çalışıyor. Kamyondaki son damla suya kadar çabalar sürüyor. Çadırlarda ise ayrı bir manzara. Yere atacak bir kilim kurtaran, çadır kentte kendini villa sahibi görüyor. Çoğunda hiçbir şey yok, insanlar yerlerde yatıyor. Bir çadırdaki keçi etrafında kadın, çoluk çocuk 10 kadar insan. Yanımdaki Ali’den “keçinin, niye çadırın içinde olduğunu” sormasını istiyorum. Aldığım cevap oldukça manidar. “Onun da artık bizden farkı yok. Onlarca ineğimiz ve keçimiz selde telef oldu. Sadece bu kurtuldu. Ona gözümüz gibi bakmak zorundayız” diyorlar. Bir başka çadırda ise bambaşka bir telaş yaşanıyor. Ortaya konulan bir alüminyum leğen etrafında bir sürü insan... Kaç günlük olduğu belli olmayan çoğu küflenmiş ekmekleri elleriyle kırmaya çalışıyorlar. Hem fotoğraflamak hem de sohbet etmek için izin istiyoruz, davet ediyorlar. Çadırın reisi Sadık, eşi Serbaj, çocukları Huma, Ahmed, Muhammed ve Zakir ile sohbete koyuluyoruz. İFTARDA KURU EKMEK Leğendeki ekmeklerle ilgilendiğimi gören anne, biraz mahcup biraz da üzüntü içinde leğeni alıp çadırın dışına çıkarıyor. Ekmekleri ne yapacaklarını soruyorum. Kadın, ağlamamak için kendini zor tutuyor, sonra da başörtüsüyle elini yüzüne kapatıp anlatmaya başlıyor; “Üç gündür yemek yemiyoruz. İftarı da, sahuru da aç geçiriyoruz. Bugün tanker geldi, su aldık. İftar için bu ekmekleri suda haşlayıp yemeyi düşünüyorduk!..” İHH’nın onlara erzak getirdiğini söyleyince gözleri parlıyor, çocuklar gibi seviniyor gariban. “Sizi Allah gönderdi” diye arkamızdan uzun uzun dua ediyor. ÇOCUKTAKİ ERDEME BAK İHH’nın pirinç, şeker, yağ, nohut, hurma ve undan oluşan 25 kiloluk yardım paketleri 160 aileye dağıtılıyor. Artık İslamabad’a geri dönüyoruz. Yolun her iki tarafına toplanan çaresiz insanlar, yoldan geçen araçlara el açıp yardım istiyor. Trafiğin sıkıştığı bir anda çantamdaki şekerler geliyor aklıma. Aracın camına yapışan çocuklara uzatıyorum. Tam şekeri dağıtmak üzereyken araç hareket ediyor. Ben de poşeti olduğu gibi bırakıyorum. 300 metre kadar gidiyoruz, aracın camına heyecanla vuran bir çocuk, camı açmamla birlikte nefes nefese elindeki poşeti bana uzatıyor ve “biz kendi aramızda paylaştık, bu arttı” diyor. Böyle bir ortamda hem de bir çocuktan böyle bir hareket. Gel ne dersen de!.. ![]() Yardımlar güçlükle dağıtılıyor. Yol ortasında durdurulan bir kamyon âdeta yağmalanıyor. Kimi kamyonun kasasına çıkmaya çalışıyor, kimi aldığı erzağı yanındakine kaptırmamanın telaşında. Günler sonra gelen su kamyonu önünde, herkes hortumu elindeki kaba yönlendirmeye çalışıyor. ![]() Selzedeler, İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yardımıyla gülüyor. ![]() Pakistan’da aradan geçen bir aya rağmen bir türlü çekilmeyen sel suları içinde yürümeye çalışan insanlar, karadaki yardımlara ulaşmak için büyük gayret gösteriyor. ACİL DURUM RAPORU İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Pakistan’daki günlük durum raporundan; Pakistan’da sel sularının çekildiği kuzeyde işçiler temizlik çalışmalarına başladı. Sel sularının yönlendiği güneydeki kıyı bölgelerinde ise binlerce Pakistanlı evlerini terk ediyor. BM, dış dünyayla bağlantıları kesilen 800 bin kişi için takviye helikopterler istedi. 5 MİLYON ÇADIR ŞART Pakistan’ın dünyaya yaptığı yardım çağrılarında, şu ana kadar bin 643 kişinin öldüğü, 1 milyon 237 bin 493 evin zarar gördüğü, 18 milyon kişinin felaketlerden etkilendiği belirtildi ve “Beş milyon Pakistanlının barınağı yok. Acilen güneşten koruyacak çadır ve plastik örtülere ihtiyaçları bulunuyor” denildi. Dünya Gıda Programı, Pakistan’da altı milyon kişiyi bir ay boyunca doyuracak gıda bulunduğunu, ancak tahrip olan altyapı sebebiyle gıda dağıtımının yapılamadığını belirtiyor. Yetkililer, selin 17 bin kilometrelik alanı tahrip ettiğini ve bu durumun, tarım sektörüne verdiği zarar sebebiyle ülkenin ekonomik büyümesine büyük bir olumsuz etkisi olacağını söylüyor. HASTALIK YAYILIYOR Birleşmiş Milletler, 1.8 milyon kişinin kolera, dizanteri ve ishal gibi suyla yayılan hastalıklara yakalandığını açıkladı. Birçok bölgede doktorlar salgın vakalarıyla başa çıkmakta zorlanıyor. Günlük 100 bin kişi hastalanıyor. Çoğu insan deri enfeksiyonları, ishal, solunum yolları enfeksiyonları ve sıtmaya yakalanmış durumda. Kohistan bölgesi ise şu ana kadar terör korkusuyla yardım ekiplerinin girmediği bölgelerden... Buradaki tahribatla ilgili elde somut bir bilgi yok! http://www.turkiyegazetesi.com.tr/ha...haberid=460090
![]() Konu EZEL tarafından (09-02-2010 Saat 11:46 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Bu dünyada zor günler yaaşıyorlar,inşallah öteki tarafta çok rahat ederler.
Dün de bombalı eylem gerçekleştirmiş teröristler.Akıl almaz vahşilik. 25 kişi ölmüş sanırım. |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|