AK Gençliğin Buluşma Noktası
Şiir Şairler, şiirler ve öz geçmişleri.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 09-01-2010, 15:10   #1
Kullanıcı Adı
akgurbetci
Standart
Baş ucumda sayıklıyor başı bozuk gece..
Kursağında küflü bekleyişler var odaların..
Ve eşiklerde yarım kalmış sözler ..

Cansesim !
...
Gidişinle binlerce çarmıha gerildi ruhum.
Adından devşirdiğim hecelerle
Harf harf cesetler giyindim durdum..

Siyahımın şafağı söküyor yine..
Görüyor musun?
Ölüme doğarken üstüme yıkılıyor bu koca şehir!...
İnan bana
Her gün yüzümü döndüm.
Küskün güneşe hep selam durdum.
Değil benden yana ama
Suçsuzum!

Bilmiyorsun..
Sükut lehçem
Görmüyorsun..

Gözlerimi yıkamalıyken güneşler
Karanlıklar devriliyor içime.
Her gece hüznü sürüp kaleme
Gecenin şakağına kırık şiirler sıkıyorum!..

Uzun soluklu bir besmele kuşanıp
Yetişiyorum koşar adım yanlızlığıma.
Yüreğimin tek ganimeti
Kesif bir düş kırığı ardımda!...

Kanrevan oldu seslerim
Aşkla doğrandı
Dilim lal dilim naçar
Bir suskuda kilitliyim..

Canımı yaktı geçti yetim gülüşün
Avuçlarım har kokuyor.
Geceler gözlerimde paramparça
Uykumdan ince ince kan sızıyor..

Ölümseten bir sesle sendeledim arsız yokluğunda
Bak işte! Sonunda devrildim.
Çığırtkan soluklarla
Arenefesindeyim son nefeslerin...

Artık versen ellerini
Neye yarar cansesim?
Gözyaşlarımı aralasan
Neye yarar?
Umudu düşürdüm ellerimden
Yamayamadım!
Ve ben dağıldım ardından.
Ellerim bir duada asılı kaldı!
Derman/sızım ...

...

...

Sen hep gelme!
(aminlerdir benim azığım)
KAHRAMAN TAZEOĞLU

 

akgurbetci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-01-2010, 15:23   #2
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart
Buzul ve akgurbetçi paylaşımlarınızı zevkle okuyorum teşekküler














Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 15:28   #3
Kullanıcı Adı
Mâsivâ
Standart
Yitikliğimize

Birbirimize dokunmalarımız korkak kelebeklerdir,
dokununca renkleri yıkılan...
Çünkü küskün çocuklar inanmazlar.
Ki inanmak küskün bir çocuğun en büyük kan kaybıdır.
Susarım içimde bir yangın başlar.
Dokunsam arta kalan sen, kül olan ben.
Taş duvarlar yanmaz bilirim.
Büyük yangınların isini giyinirler.

(ama nafile..
hiçbir kalem ve hiçbir ben, sonraki sayfada aynı sen’i bulamıyoruz.
uzaklar hep uzak kalıyor sevdaya...
sen yine de artık sesime düşme.)

Her gece gözlerimden hatıralar çalınmış.
Bir denizci ağ atmış yalçınlaşmış düşlerime...
Düşmüşüm.
Bir ses... giden gitmiştir demiş...
Susmuşum...
Bir baharın bedeliydi bu...


Kahraman TAZEOĞLU
Mâsivâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 15:42   #4
Kullanıcı Adı
Mâsivâ
Standart
Beni Sana Terket..









Yine girdim gecenin korku tüneline cesurca,


korkarken binmeye alışıktır bu trenin vagon araları,


yine kapımda karakış


Ne zaman düşünsem seni,


intihar çığlıkları gelir kulağıma


şehrin arka sokaklarından.


İçimde eriyen buzun tepkime ısısı gibisin


Eridikçe ısıtır sonra yine donarsın


Ve her donuşunda beni de yakarsın,


Söyle gecelerimin gardiyanı olan masal perisi


Sen ne kadar, kaç mevsim yalansın..


Ne zamandır sezen söylemiyor “keskin bıçağı”


Ve artık radyolar çalmıyor bab-ı esrarı.


Uzaklarda bir yerlerde bakan gözlerin,


hangi cinayetlerini görmüştür bu gecemin.


Yer altı zindanlarında saçlarının


kimleri asmıştır boynuna dolanıp


bu yasadışı militan sabahlar.


Onursuz kalmaktansa dolaşan kanında,


yara olup kanadım her adımı andığında.


Oysa sen hiç görmedin


bu cam kesiği ayrılığın


ne depremlerin artçısı olduğunu


ve ne kadar yıkım yaptığını


o gözlerime bakan iki gözün.


Hani bu şehirden gitmek kadar


mülteci bir rüyanın orta yerinde girmiştin ya gecemin ikindisine.


Yok saydığım hayatıma,yalnızım şimdi


bu kalabalıkların mahşerinde.


Bir iç çekişsin gecemin ayazında.


Beni kovarmısın kalbinden,


Atarmısın beyninin en ücra köşelerinden


ve gözlerin nasıl görmez


sana olan susuşlarımı biriktirdiğim göz pınarlarımı.


Yağmurlar erken yağardı


her mevsimin gençliğinde kentime


Susuz kalmış martılara


ve sokak kedilerine inat


Kana kana tadıyorum


sensizlik okyanusunun tuzlu sularını.


Toprağımın kokusu geliyor


her yağmur sonrası küçük köyümün,


Günler ötesinde kalmış


ağustos mesafesindeki dağların arkasından.


Senden sonra biriktirdiğim tüm sitemleri bileyledim,


gözyaşlarının altında


geceler boyu kalmış, pas tutmuş varoluşuma.


Tüm silahlarını bana doğrult


razıyım ama ne olur dilini kana bulama.


Yüzüme gözüme saydır


terkedilmişliği ve yalnız geçen gençliğimi


Kıpırdarsam namerdim,


ama bu sevda savaşında oyun taktiği sayıp


beni arkamdan vurma..


Ne olur beni sana terket benden.


Dönüşsüz bir bilet al bu akşam


coğrafyamın en uzak istasyonuna,


bu gece gitmelisin son terk treniyle


o intihar adalarına.


Yitirilmiş tebessümlerimi biriktiriyorum salı rüyalarıma


Kalmak için artık erken


ey gecemin gardiyanı,


Bu çığlık sokakların meçhul failli katili beni sana terket.


Mevsimsiz bir yaprak savruluşuyla çiziyorum rotamı


Uğramadık liman


demirlemedik sahil kalmayana dek


geziyorum


yalnızlık okyanusunda maviliğini.


Ne yana dönsem mahşer mevcudiyeti,


kalabalık yalnızlar.


Bu son kaçışta olsa


bilmiyorsun ışığa kaçarken


geride bıraktığın karanlığın


neleri gizlediğini.


Bir gece ansızın uyanıyorum


uçurumun kenarından atlarken o kabus gözlerinden,


Topladım valizimi


senden arta kalan hatıraları atarak içine


Sensiz sana taşınıyorum


bedeli ağlayarak.


Bir merhabanı bekleyen


o küçük umutla bekliyorum


beni götürecek olan kahır trenini


bu gece beni sana terket.


Sen ve ben bir denklem gibi


iki bilinmeyenli


Hiçbir özdeşlik çözemiyor,


hiçbir formül bulamıyor matematik


Ansızın aklıma geliyor liseden kalma bir metod,


yerine koyma metoduydu galiba adı


buluyor sonunda çözümü aşk.


Seni yerine koyuyorum


hangi şıksın bilmiyorum.


Tek soruyu ancak yetiştirdim diyorum bu sınavda,


ama nafile bütünlemeye bıraktım seni


kalemimi kırarak.


Beni temize çekme istemem


beni sana bırak


Beni sana terket bu denklemin bilinmeyenleriyle birlikte


saçlarının zifiri maviliğine bırakarak,


Ağırlığını taşımak hayatın,


sensizliğin,


ağırlığını her gece tartmak.


Taşıyabilmek


bu katarlar yüküyle çekilmiş ağırlığı,


bir çift kırık omuzla


tek başına ayakta kalarak.


Yorgunluk belirtileri baş gösterdi


bir yanı kırık gençliğimin uyku saatleri.


Vedalar ne kadar ağır olursa olsun


her sonun bir başlangıcı var.


Ey benim son başlangıcım ağırda olsa bu karar


Ne olur beni sana terket...


Beni sana terket bu son firar..


Bu son firar...






Kahraman TazeoğLu

Mâsivâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 15:46   #5
Kullanıcı Adı
Mâsivâ
Standart

Sana Anlattıklarım Neleri Susuyor Bir Bilsen...

Sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen
Ve anlatmadıklarım neleri söylüyor
Boğazımı yırtarcasına susuyorum
Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
Ya sorulmamaktan solan sorularda
Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam
Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak
Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam

Pimi çekilmiş coğrafyalarda
Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım
Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım
Az gittim; uz bittim; hiç geldim!
Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen
Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım
Kendine kaçak yolcular bindiren...
Her yolcu da kendini ihbar eden!

Kalbime girmek teklikeli ve yasaktırlarla
Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
Ve ben senden yırtılma bir yelkenle
Aynı yöne gittikçe aynı yere geldim
Sonumu baştan yazdım;
İçimde hala bana ilk aldığın acım!
Gece, sabahı da siyah kusuyor üstüme
Aklıma yaprakların dökülüyor
Bugün aklımda sen vardın;
Aklımı karıştırmadım!
Artık biliyorum;
Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!
Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
Hala gözlerinde kalp kapaklarım

Seni almadan içimden nasıl giderim?
Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin
Koca koca kışları;
Kısa kısa şubatları biriktirdin...
Susku sınanmamış bir ustura gibidir
Susardın;
İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın
"Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;
Gönlünü çaldıkların !!!"

Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de
Ve adın gibi bilirsin;
Aramayı unutan bulmayı öğrenemez
Bugünler dünlerinden utanıyorsa
Hiç yarın olamayacaklar
Şimdi ne bugünsün ne de yarın
Olsa olsa sadece bir yarım;
Ya da eksilen yanım!
An kaybından ölen zaman
Senden daha katilini bulamadı kendine
Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan
Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından...
Dünyanın bütün dillerinde sustum ve bir şair bıraktım geride
Ekmeğini aşktan çıkaran!

Sustalı bir aşk seninki
Sesinle çıplaklaşıp suskunluğumla giyiniyorum
Korunak sandığım tüm senlerde
İçimde yoktan başka bir şey kalmadı
Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
İki büklüm acılarla;
Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum
Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum
Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?
Bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç?
Dilsizler yalan söyleyemez anladım,
Ya ben konuşamadım ya sen sağırdın!

Her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki
İçimde kimseye yer bırakmadın
Bildiğim; Ağaç misali toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak
Çelişkim; Giden bir tren de kalanların şarkısını haykırmak
Hangi dil kendini kandırabilir ki?
Aşk bir suç değil mi ;
Her defasında kendini ihbar edip yakalatan.
Ve en saf ihanet, kendi ihanetine kanan
Senin gibiler vakitsiz susan aşkı severler
Seni bu kör kuyulardan salan neyin şarkısıysa
Gözlerinin kahvesinden içtiğimde oydu
Şimdi eksilen her yanıma adını verdim
Bu yüzden güzelim ben

Dudağını düğümlediğim fırtınaları kopardım sonunda bir bardak su da
Ben hancı sen soncu
"Sana dayanamadı bıçak kemiğe dayandığı kadar"
Elbette unuturum sonunda
En fazla bir mevsim ağlarım
Alışırım yalancı baharlara ama;
Ama yine de biri beni kandırsın yokluğunda
Sen bu şiiri okurken ben başka bir şiir de olacam
Başkasının kollarında da senin yollarını adımlamak varmış meğer
Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor
Ve sustuklarım neler söylüyor
Gittin değil mi?
Şimdi ne desem kar yağıyor

Kahraman Tazeoğlu
Mâsivâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-04-2010, 14:29   #6
Kullanıcı Adı
akgurbetci
Standart
Gözlerini gözlerime çakıp içime daldı.

Baktığıydım ama gördüğü değildim...


susacak var'dan
akgurbetci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-04-2010, 17:17   #7
Kullanıcı Adı
Mâsivâ
Standart
Kaç bahar oldu..
Neden Yoksun ?


Bir yıldız sağanağı ve bir yanım veda..
Bir ateşin içinden gülümseyebiliyorum sana..
Çünkü senden öğrendiğim aşk bende bir sadakat..
Tanıdığım bir şey bu bulutlar,ulvi bir el tarafından ağlayabiliyorsa..
Beni de ağlat demeliyim..
Her an birden bire bir sadakatle gelecekmişsin gibi..
Yüzümdeki hazana bak sonbaharın son gününde doğmuşum gibi..
Neden yoksun..Neden parmaklarında kavizler çizmiyorsun artık..
Bilmiyor musun artık bütün eşyalar benimle alay eder oldu..
Bütün sevdiklerimi başucumda görme isteğim bile suç..
Yoksun..Ve perdeleri siyaha soyunan bir günle karşılaşıyorum yok oluşunu..
Şehrin ilk simidini ben yedim..Bütün karlar suskunluğumun ve sensizliğimin üzerine beyaz yalnızlıklar örtüyor..
İlk çayını ben içtim bu şehrin..Sen yoksun..
Yitik bir şehrin korkularını emziren bütün gecelerini buğulu bir camdan seyrediyorum..
Sonun nerede olduğunu bilmeden ve zahir bir hayata feryatlar bırakarak aşikar cümlelerle sinsi ızdırapların ardına ismini kazıyorum..
Bu yüzden anımsadığım Zühre ve bu yüzden adına zahir cümleler bırakmam..
Bir adın kaldı dayanabildiğim hüzünlerden..


Neden Yoksun ?
Kimi zaman gidenler unutmaz geride kalanları beni avutan..
Kimi zaman evet son kez git ve bir daha dönme kalbimi yıkan..


Dokunduğun yürek aynı marur bakışlarınla izliyorsun bu şehri..
Yüreğinde yas diye tasvir ettiğin ayrılıkların bir gün nefesini senden alacağını hiç düşünmedin..
Adımlarını ne de çabuk sıklaştırdın gitmek için ve neden acele ettin haykırışlarını çığlıklarına adamak için..

Gözlerim kan dolu izliyorum seni..
Bir yerlerde hala varsın biliyorum..


Sen yoksan bu şehri ölümler kuşatır ve bazen bekleyenler değişir adını haykırmak için..
Sonra adın mor mürekkeplerle kazınır vaktin dar ağacına..
Ama her şeyden önce yalnızızdır bilirsin gitsen de yalnızız kalsan da yalnız..
Bu şehir özlediğim bir çift göz için ayakta sanki..
Sanki müptelası olduğum puslu bir gökyüzünde gözlerin..
Sanki bir uçurum düşüyor avuçlarından..




Kaç bahar oldu söylermisin..
Bir sığınma duygusuyla sana topladığım güller gideli kaç bahar oldu..
Ebediyen ölmeyecek ruhumun bir şehri var sende..



Kahraman Tazeoğlu
Mâsivâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-05-2010, 02:36   #8
Kullanıcı Adı
akgurbetci
Standart
sustumsa vardır bir bilmediğim

şöyle kurulup oturamadım kelimelerinin döşüne
gramerinden devrilen zarf sürülerinden düştüm hep
...
kime bölündüm sessizliğin sırtında bilme
sırra kalem basmadım

sustumsa vardır bir bilmediğim

Kahraman Tazeoğlu
akgurbetci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-05-2010, 15:08   #9
Kullanıcı Adı
Mâsivâ
Standart
Bana kalbini ver.
Avuçlarımda tutacağım mayınların yerine.
Acele giden gece zamanlarında çarpacağım bir duvar emniyetinde gülüşünü ver bana. Düşerken dibe, soluklanacağım ama asla tutmayacağım ellerini ver bana.
Tercüme edilmemiş öfkeler seyrelsin ömründe.
Yüksek sesler alçakça dinlenir.
Bana usul sessizliğini ver.



Lütuflar karşılık ve karışıklık için sunuluyor hayatın asil isimlerince.
Adının anlamını ver bana.
Telaffuzunda özlemlerin dindiği adını ver bana.

Başkaları, bu aşkı oyalamak için var olur.
Ne kadar durdururlarsa nefesini, o kadar hızlanırlar.
Bana kendini ver.
Her şeyden ayıkladığın kendini…
En iyi ölüm berbat bir yaşamın kıyısında bekler.
Seninle gerçeklerin intizamlı duruşunda yalanlar yumağını çözmek için varım.
Bana gücünü ver.
Yaralar değil canı yakan. İzin tendeki çirkinliği ve merhemin kabadayı yardımseverliği…
Yaralarını göster ve bana izlerini ver.

Günün bütün aynaları beni gösterdi aksinde.
Baktıkça seni gördüm.
Bana var oluşunun sırrını ver.
Günbatımlarında gözümün değdiği yerlere kurul.
Senden olma güneşlere kamaşsın bakışım.
Bana zamanını ver.

Atlardan daha hızlı koş oraya.
Soluk soluğa kaldıkça koş…
Yarını ertelediğim geçmişin geçmezliğine inat, vaktinde yetişmek için bana, bir kez olsun yok et geç kalışını ve durmadan koş oraya. Bana verdiklerinle bekliyorum seni. Düşsüz ve sonuna kadar gerçekli bir aşkın içinde…
Kuşlara takılmasın ayakların.
Takatini zorla ve koş…
Oraya… Kent soysuzlarının, aşk eşkıyalarının, gurur kırmak için hendek kazanların, dokunuşun esrarından acizlerin, kontrol edilmeyen sevilerin, intiharla harlanmayan yaşamların olmadığı oraya… Koş…

Ben bütün gemileri uğurladım. Gitmeyeceğim.
İçilmiş yeminleri kustum şehrin meydanına.
Yıldız sağanağına bağır açmış bir yeryüzündeyim.
Yazılmış sözleri susuyorum.
Konuşarak, yazılmamışları siliyorum.
Bana hecelerini ver.
Yarım kalan öykülerimin noktası olmaktan vazgeç.
Bana başlangıçlara yeter hevesini ver.

“Susacak var” edilen bir yemin, sözle tutulamayan.
Bana yüzünden çizgiler ver, gülüşünle belirginleşen ve hiçbir gamzeye yer açmayan.

Suya yazılmaktan kurudu kelimeler…
Bana bir cevap ver!


KAHRAMAN TAZEOĞLU
Mâsivâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-13-2010, 00:34   #10
Kullanıcı Adı
akgurbetci
Standart
Oysa bilmeliydin; bütün bir hayatı ürpererek yaşama cesaretiydi aşk.


Ve yola çıkıldığında göze alınmalıydı aşkın adressizliği..


Kahraman Tazeoğlu
akgurbetci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi