Kızını teröre kaptıran baba; ''Teröre Biat Etmem'' - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Hüdaverdi** · 01-29-2013, 11:02

Tüm yaşananları anlatan acılı baba, Adliye önünde “kızımı kandırdılar” diye feryat etmesinin ardından benzin dökülerek yakılan arabasının yanı başında 'teröre biat etmeyeceğim' mesajı verdi.

Türkiye, geçtiğimiz hafta terör örgütü DHKP/C tarafından kandırılarak ailesinin elinden alınan ve kanlı terör çetesi için çalıştırılan bir ‘terörist’in Duygu Yücel’in ailesinin tepkisine şahit olmuştu. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Duygu Yücel’in annesi Yasemin Yücel, “Ben kızımı istiyorum. Benim için hayat bitti” diye gözyaşı dökerken babası Hüseyin Yücel adliye önünde, “Duygu Yücel’in babasıyım, Kızımı kandırmışlar. Kimsenin hayatı sönmesin. Bunlar ‘avukatım, devrimciyim’ diye geçinen, kime hizmet ettiği belli olmayan insanlar. Bunların devrimcilikle alakası yok. Bunların kendine faydası yok. Vatana ve millet nasıl faydaları olacak’’ şeklinde tepkisini ortaya koymuştu.

“KIZIM ZORLA ÖRGÜTE SOKULMUŞ”

Bu görüntülerin medyaya yansımasının ardından ise Hüseyin Yücel’in Ankara’daki evinin önündeki otomobili yakılarak aileye gözdağı verilmeye çalışıldı. Baba Hüseyin Yücel, ‘bu yola baş koyduğunu’ kızını terör örgütünün elinden alacağını ve sorumlulardan hesap soracağını açıkladı. Yeni Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulunan Hüseyin Yücel, İstanbul’da kızının kaydığı yurt ve okul çevrelerinde kısa bir araştırma yaptığını, kızının gönüllü olarak örgüt üyesi olduğuna inanmadığını bildirdi.

“BASKILAR CEZAEVİNDE DE DEVAM EDİYOR”

Kızının Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu’nda kaldığını ifade eden Yücel, yurt müdiresinin kızının yurda geliş ve gidiş saatlerinin düzenli olduğunu söylediğini ifade etti. Müdire, ayrıca Duygu Yücel’in yurt içerisinde hiçbir sıradışı faaliyetinin olmadığını ve kendisinden memnun olduklarını da söylemiş. Baba Yücel kızının savunması için ağır ceza avukatı bulduğunu ancak DHKP/C avukatları ve yandaşlarının avukatlarına da baskı yaptığını, tehditle, şantajla kovaladıklarını belirtti. Bu arada tutuklanarak cezaevine gönderilen Duygu Yücel’e örgüt çevreleri ve avukatlar aracılığıyla, ‘Bundan sonra çıksan da, okula da almazlar. Sen bizden birisin’ gibi ifadelerle baskıda bulunulduğu öğrenildi.

“TERÖRE BİAT ETMEYECEĞİM”

Duygu Yücel örneği, terör örgütlerinin öğrenciler üzerindeki baskı ve ele geçirme faaliyetlerini gündeme getirdi. Baba Hüseyin Yücel, Adliye kapısında yaşananlar ve öğrencilerin nasıl ele geçirildikleri konusunda bazı bilgiler verdi. Yücel şunları ifade etti: “Örgütün avukatları sağa sola talimatlar savuruyordu. Adeta çocukların tutuklanması için mücadele verdiler. Bu bir rant kapısı olmuş. Biz orada beklerken çocuğum tutuklanmış bile. Avukat ya bunlar, bize haber bile vermediler. Maksatları aileleri soymak. Ben onlara biat etmeyeceğim. Avukatlarını da istemiyorum. Kendi kızımı kendim kurtaracağım. Ve bunun hesabını da devletimle birlikte soracağım.”

“ANARŞİNİN TERÖRÜN ADINI DEVRİM KOYMUŞLAR”

“Adam olana bu ülkede her kapı açık. Herkes çıkıp demokratik ortamlarda kendisini ifade edebiliyor. Talepte bulunabiliyor. Örgüt arıyorsanız en büyük örgüt Türkiye Devletidir. Kim kimden ne hakkı istiyor. Devrimse, devrim Çanakkale’de yapılmış, Kurtuluş Savaşı’nda yapılmış. Osmanlı İmparatorluğunun devamı olarak bu günlere gelinmiş. Bizim bildiğimiz devrim budur. Memleketin insanını birbirine düşürmenin neresi devrimdir. Anarşinin terörün adını devrim koymuşlar.”

“KÜLTÜREL FAALİYETLER DİYEREK AVLIYORLAR”

“Örgütün ve bu avukat kılıklı bu simsarların ele geçirdikleri öğrencilere baktım kimi Sinop’tan, kimi Balıkesir’den fakir ailelerden ancak okullarında en başarılı öğrenciler bunlar. Yok saz kursları, yok kültürel faaliyetler diyerek ellerine de bir iki pankart tutuşturarak avlıyorlar çocukları. Sonra da ‘tamam örgüt üyesisin, çıkamazsın’ diyorlar. Burada devlete de görev düşüyor. Ben çocuğumu bir devlet üniversitesine ve devlete ait bir kız öğrenci yurduna yerleştirdim, emanet ettim. Burada devletimizin de maalesef sorumluluğu var. Sitem ediyorum.”

“YARGI DAHA SEÇİCİ OLMALI”

“Kızımla görüştüm, tir tir titriyordu, korkutmuşlar. Baskılar içerde de devam ediyor. ‘Ben suç işlemedim baba’ dedi. Ayrılmak istemiş arkadaş çevresinden. Onlar da baktılar dışarıda bu çocuklardan faydalanamayacağız. Bari içeri aldıralım bizden ayrılamasınlar mantığıyla hareket ediyorlar. Bir iki belgeye ismini yazdılar mı tamam. Bu arada emniyetimizin ve yargımızın da daha dikkatli ve özenli olması gerekiyor. Çoluğu çocuğu bu hale getiren o avukatlar dışarıda, bir tezgahtır kurmuşlar gidiyor. 10 bin lira gibi paralar isteniyormuş çocukların ailelerinden, avukatlık ücreti olarak. 50 aile olsa 500 bin lira yapar. Örgütün gelir kaynağı işte bu. ‘Siz kimsiniz bana talimat veriyorsunuz ve benim avukatım olacaksınız’ dedim.”

Ramazan Alkan / Akit

**Hüdaverdi** · 01-29-2013, 11:04

YouTube Video

01-29-2013, 11:02	#1
Kullanıcı Adı Hüdaverdi	Kızını teröre kaptıran baba; ''Teröre Biat Etmem'' Tüm yaşananları anlatan acılı baba, Adliye önünde “kızımı kandırdılar” diye feryat etmesinin ardından benzin dökülerek yakılan arabasının yanı başında 'teröre biat etmeyeceğim' mesajı verdi. Türkiye, geçtiğimiz hafta terör örgütü DHKP/C tarafından kandırılarak ailesinin elinden alınan ve kanlı terör çetesi için çalıştırılan bir ‘terörist’in Duygu Yücel’in ailesinin tepkisine şahit olmuştu. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Duygu Yücel’in annesi Yasemin Yücel, “Ben kızımı istiyorum. Benim için hayat bitti” diye gözyaşı dökerken babası Hüseyin Yücel adliye önünde, “Duygu Yücel’in babasıyım, Kızımı kandırmışlar. Kimsenin hayatı sönmesin. Bunlar ‘avukatım, devrimciyim’ diye geçinen, kime hizmet ettiği belli olmayan insanlar. Bunların devrimcilikle alakası yok. Bunların kendine faydası yok. Vatana ve millet nasıl faydaları olacak’’ şeklinde tepkisini ortaya koymuştu. “KIZIM ZORLA ÖRGÜTE SOKULMUŞ” Bu görüntülerin medyaya yansımasının ardından ise Hüseyin Yücel’in Ankara’daki evinin önündeki otomobili yakılarak aileye gözdağı verilmeye çalışıldı. Baba Hüseyin Yücel, ‘bu yola baş koyduğunu’ kızını terör örgütünün elinden alacağını ve sorumlulardan hesap soracağını açıkladı. Yeni Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulunan Hüseyin Yücel, İstanbul’da kızının kaydığı yurt ve okul çevrelerinde kısa bir araştırma yaptığını, kızının gönüllü olarak örgüt üyesi olduğuna inanmadığını bildirdi. “BASKILAR CEZAEVİNDE DE DEVAM EDİYOR” Kızının Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu’nda kaldığını ifade eden Yücel, yurt müdiresinin kızının yurda geliş ve gidiş saatlerinin düzenli olduğunu söylediğini ifade etti. Müdire, ayrıca Duygu Yücel’in yurt içerisinde hiçbir sıradışı faaliyetinin olmadığını ve kendisinden memnun olduklarını da söylemiş. Baba Yücel kızının savunması için ağır ceza avukatı bulduğunu ancak DHKP/C avukatları ve yandaşlarının avukatlarına da baskı yaptığını, tehditle, şantajla kovaladıklarını belirtti. Bu arada tutuklanarak cezaevine gönderilen Duygu Yücel’e örgüt çevreleri ve avukatlar aracılığıyla, ‘Bundan sonra çıksan da, okula da almazlar. Sen bizden birisin’ gibi ifadelerle baskıda bulunulduğu öğrenildi. “TERÖRE BİAT ETMEYECEĞİM” Duygu Yücel örneği, terör örgütlerinin öğrenciler üzerindeki baskı ve ele geçirme faaliyetlerini gündeme getirdi. Baba Hüseyin Yücel, Adliye kapısında yaşananlar ve öğrencilerin nasıl ele geçirildikleri konusunda bazı bilgiler verdi. Yücel şunları ifade etti: “Örgütün avukatları sağa sola talimatlar savuruyordu. Adeta çocukların tutuklanması için mücadele verdiler. Bu bir rant kapısı olmuş. Biz orada beklerken çocuğum tutuklanmış bile. Avukat ya bunlar, bize haber bile vermediler. Maksatları aileleri soymak. Ben onlara biat etmeyeceğim. Avukatlarını da istemiyorum. Kendi kızımı kendim kurtaracağım. Ve bunun hesabını da devletimle birlikte soracağım.” “ANARŞİNİN TERÖRÜN ADINI DEVRİM KOYMUŞLAR” “Adam olana bu ülkede her kapı açık. Herkes çıkıp demokratik ortamlarda kendisini ifade edebiliyor. Talepte bulunabiliyor. Örgüt arıyorsanız en büyük örgüt Türkiye Devletidir. Kim kimden ne hakkı istiyor. Devrimse, devrim Çanakkale’de yapılmış, Kurtuluş Savaşı’nda yapılmış. Osmanlı İmparatorluğunun devamı olarak bu günlere gelinmiş. Bizim bildiğimiz devrim budur. Memleketin insanını birbirine düşürmenin neresi devrimdir. Anarşinin terörün adını devrim koymuşlar.” “KÜLTÜREL FAALİYETLER DİYEREK AVLIYORLAR” “Örgütün ve bu avukat kılıklı bu simsarların ele geçirdikleri öğrencilere baktım kimi Sinop’tan, kimi Balıkesir’den fakir ailelerden ancak okullarında en başarılı öğrenciler bunlar. Yok saz kursları, yok kültürel faaliyetler diyerek ellerine de bir iki pankart tutuşturarak avlıyorlar çocukları. Sonra da ‘tamam örgüt üyesisin, çıkamazsın’ diyorlar. Burada devlete de görev düşüyor. Ben çocuğumu bir devlet üniversitesine ve devlete ait bir kız öğrenci yurduna yerleştirdim, emanet ettim. Burada devletimizin de maalesef sorumluluğu var. Sitem ediyorum.” “YARGI DAHA SEÇİCİ OLMALI” “Kızımla görüştüm, tir tir titriyordu, korkutmuşlar. Baskılar içerde de devam ediyor. ‘Ben suç işlemedim baba’ dedi. Ayrılmak istemiş arkadaş çevresinden. Onlar da baktılar dışarıda bu çocuklardan faydalanamayacağız. Bari içeri aldıralım bizden ayrılamasınlar mantığıyla hareket ediyorlar. Bir iki belgeye ismini yazdılar mı tamam. Bu arada emniyetimizin ve yargımızın da daha dikkatli ve özenli olması gerekiyor. Çoluğu çocuğu bu hale getiren o avukatlar dışarıda, bir tezgahtır kurmuşlar gidiyor. 10 bin lira gibi paralar isteniyormuş çocukların ailelerinden, avukatlık ücreti olarak. 50 aile olsa 500 bin lira yapar. Örgütün gelir kaynağı işte bu. ‘Siz kimsiniz bana talimat veriyorsunuz ve benim avukatım olacaksınız’ dedim.” Ramazan Alkan / Akit

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)