Yüksek yargı organlarının kuvvetler ayrımı ilkesini hiçe sayarak, siyasi alana ve yasama yetkisine müdahaleleri anayasal sistemin işleyişini kaosa sokmuştur.

Zira bu kararın altına imza atan Anayasa Mahkemesi; Evrensel adalet anlayışı ve kamu vicdanını hiçe sayarak, bireysel özgürlükler konusundaki sınırlayıcı tavrında ısrar etmiş; bunu yaparken de yürürlükteki kanunların ve yetki alanının dışına çıkmakta beis görmemiş; aldığı siyasi kararla demokratik bir toplumun temel dayanağı olan hukukun üstünlüğü normunu aşındırmak suretiyle Türk halkının mevcut Anayasal düzene ve hukuk sistemine olan güvenini temelden sarsarak siyasete olan inancını zedelemiş ve en önemlisi Meclis'in meşruiyetini ve yasama yetkisini tartışılır hale getirmiştir.

Meclis'ten halk iradesinin temsilcisi olarak yargı erkinin yetki aşımlarına sessiz kalmamasını ve kendi meşruiyetini, Türk demokrasisini ve halk iradesini bu tehditlerden korumak için sürece aktif olarak katılmasını bekliyoruz. Yasama yetkisini haiz olan vekillerin Anayasa Mahkemesi'nin kararının siyasi bir karar olduğundan şikayet edip yine de Türk milletini ve siyasi kurumları yargı kararlarına saygılı olmaya çağırmaları, millet adına temsil yetkisini kullanan kurum ve kişilerin taşıdıkları sorumlulukla bağdaşmayan bir davranıştır. Mevcut anayasal düzende kendi üzerinde denetleme mekanizması bulunmayan Anayasa Mahkemesi'nin bu sınırsız davranışlarının önüne geçilmesi, ancak demokratik bir toplumda meşruiyetin tek ve gerçek kaynağı olan halk iradesinin devreye girip bu aşırılığa dur demesiyle mümkündür.

Bu amaçla, milletin temsilcileri olarak Meclis üyelerinin; öncelikle bu karara sert bir şekilde tepki göstermelerini; bu emrivakiye direnip, bu kararı Meclis Genel Kurulu'nda oylayarak hükümsüz ilan etmelerini; yürütme ve idareye bu kararı yok saymalarını bildirmelerini; ve yeni bir Anayasa yapmak üzere derhal seçime gitmelerini; seçim sonucunda oluşacak kurucu meclisin Anayasa yapma sürecinde bir Meclis Hükümeti kurmalarını;

Anayasa Mahkemesi'ni, üyelerinin demokratik olarak seçildiği ve halkın tercihlerine karşı dogmatik bir ideolojiyi dayatan değil, halkın eğilimlerinden kopmadan, bireyleri kurumların aşırılıklarına karşı koruyan, sınırlı bir denetleme organına dönüştürmelerini bekliyoruz. Bunu da yapamayacaksanız zaten anlamı kalmayan siyasi mevkilerinizi bırakın ve benim adıma karar vermeyin.

Benim Adıma Karar Verme Platformu

www.benimadimakararverme.blogspot.com

Bu bildiriye katılıyorsanız:

[email protected] adresine “bu bildiriye katılıyorum” ibareli bir email gönderiniz.