Dokunulmazlıkların kaldırılması için TBMM’ye gönderilen fezleke sayısı 608’e ulaştı.

Hakkında dosya olan AKP’lilerin yüzde 25’i görevi kötü kullanmak, CHP’lilerin yüzde 31’i hakaret, BDP’lilerin yüzde 54’ü PKK’yi övmekle suçlanıyor.

AKP hükümeti, olası bir anayasa paketinde milletvekili dokunulmazlıklarının sınırlandırılmasından hiç söz etmezken, TBMM’ye milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması için sunulan fezleke sayısı 608’e ulaştı. Bu dosyalardan 393’ü BDP, 138’i AKP, 55’i CHP, 22’si MHP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması istemini içeriyor. Dosyaların suç dağılımında ise hakkında fezleke bulunan AKP’lilerin yüzde 25’i görevi kötüye kullanmak, CHP’lilerin yüzde 31’i hakaret, BDP’lilerin yüzde 54’ü PKK’yi övmekle suçlanıyor.

Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması istemiyle TBMM’ye sunulan dosya sayısı 608’e ulaştı. Bu dosyaların 393’ünde BDP, 138’inde AKP, 55’inde CHP ve 22’sinde yargılanabilmeleri için MHP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması isteniyor. Suç isnatlara göre dağılıma bakıldığında, terör örgütü PKK’nin propagandasını yapmak, üye olmak, suçu ve suçluyu övmek suçu 252 dosyayla birinci sırada yer alırken bunu 74 dosyayla seçim yasalarına muhalefet; 57 dosyayla hakaret; 51 dosyayla Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet; 47 dosyayla görevi kötüye kullanmak, keyfi davranma, ihmal; 35 dosyayla Siyasi Partiler Yasası’na muhalefet suçları izliyor.

Suç isnatlarının haklarında fezleke bulunan milletvekillerine göre dağılımında ise AKP’li milletvekillerinin yüzde 25’i görevi kötüye kullanmak, keyfi davranmak ve ihmal; yüzde 20’si hakaret; yüzde 12’si Seçim Yasası’na muhalefet; CHP’li milletvekillerinin yüzde 31’i hakaret; yüzde 22’si karşılıksız çek keşide etmek; yüzde 11’i tedbirsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek, MHP’li milletvekillerinin yüzde 18’si seçim yasasına muhalefet; yüzde 18’i hakaret, yüzde 18’i zimmet ve kalpazanlık, BDP’lilerin yüzde 64’ü terör, PKK’nin propagandasını yapmak, suçu ve suçluyu övmek; yüzde 13’ü Seçim Yasası’na muhalefet; yüzde 11’i Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırı davranmakla suçlanıyor.

EMİNE KAPLAN/Cumhuriyet

BDP'yi bir kenara bırakırsak, yine AKP birinciliği bırakmıyor. Suç isnatlarının haklarında fezleke bulunan milletvekillerine göre dağılımında ise AKP’li milletvekillerinin yüzde 25’i görevi kötüye kullanmak, keyfi davranmak ve ihmal; yüzde 20’si hakaret; yüzde 12’si Seçim Yasası’na muhalefet;

Bu zamana kadar, yargı hiç bir zaman ideolojik karar vermedi vermez de. Ama bu AKP'nin iktidar olması ve aleyhinde kararların çıkması ile dillendirilir oldu. AKP öncesi hükumetler, her zaman hukukun üstünlüğüne inandılar ve asla verilen kararlar hakkında hiçbir yorum yapmadılar. Ama AKP döneminde ''tasfiye'' edilerek, kurum ve kuruluşlar zaptu rapt altına alınma girişimleri baş gösterdi. Zira demokratik ülkeler de HUKUK DAİMA ÜSTÜNDÜR ve HUKUKUN VERDİĞİ KARARLAR HİÇ BİR ZAMAN ne siyasi ne de ideolojik kararlardır. Zira demokrasilerde ''kuvvetler ayrılığı'' prensibi esastır. Milletvekili dokunulmazlıkları hakkında iyileşme değil TAMAMEN kaldırılmalı. Zira iktidar partisi AKP bu söylemler ile iktidara gelmiş, fakat iktidar olduktan sonra dokunulmazlıklara dokun(ul)mamıştır. Kuvvetler ayrılşığı güçleştirmez, aksine demokrasi çarkının tam ve yetkin olarak işleyişini sağlar. Eğer iktidar, yasama,yürütme ve yargı erklerini e bu erklerin işleyiş biçimlerini tekele toplamak gibi bir çözüm arayışında ise, bu demokrasinin işleyişini sekteye uratır ve bu seferde bu demokrasi olmaktan çıkar.

82 asker anayasasına sırtını dayayan yargı kendisinden başka hangi ideolojiyi kabul etmiştir ki..

Ak parti öncesindeki hükümetler hukukun üstünlüğüne inanmadılar makam ve mevkinin üstünlüğüne inandılar.türkiyede 1950 yılından itibaren ortalama 16 ayda bir seçim yapılmış. sizde bu hükümetlerden medet umuyorsunuz
yorum yapmadılar değil yapamadılar verilen kararlar karşısında yorum yapmayı bırak ağzına alanlar bile ya fişlenir yada kariyeri biterdi.

Yalçın Bey, AKP hükumetinin yargı konusundaki, tutumunu herkesce bilinmektedir. Zira, PKKlıları aklamakta sözde adaletli davranan hukuk, Deniz Fenerine gelince tamamen sessiz kalmıştır. Ergenekon tertibinde yapılanlar ise tamamen hukuka aykırı eylemler ile doludur. Ergenekon savcısı bile ''üzerimizde siyasal baskı var'' dedikten sonra istifa etmiştir. Bunun dışında hakimler bile yasa dişi yollar ile dinlenmiş, hukuku zedeleyici bir çok eylem gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle yargı erkinin başındaki savcı ''ortalık yangın yeri'' ve ''hukuk töhmet altındadır'' türünden akıllara zarar ve maalesef üzücü beyanlarda bulunmak zorunda kalmıştır. Başka ülkelerin oluşum ve süreçleri ile Türkiye Cumhuriyetini kıyaslamayınız. Yanlışlar nedir? Yanlış AKP hükümetinin ideolojisine uymadığı için yanlıştır. Ülkede var olan demokrasi kültürü AKP sayesinde yok olmuş, demokrasiyi sadece kendi biçim vre ideolojilerine göre yorumlama gafletine düşmüştür AKP hükumeti.Kaldı ki, iAKP lideri bir çok söyleminde örneğin Ergenekon davasında ''yargı bağımsızdır'' diyebiliyor, kendi aleyhlerinde çıkan kararlar için siyasi ve ideolojik diyebiliyor. Böyle oluncada sonuç gelinen nokta bu oluyor.

Adem Bey o zaten olması gereken bir şey. Milletvekilli dokunulmazlıkları büyük bir engeldir. Ayrıca Yalçın Bey'e verdiğim ilk cevapta bunu demiştim.

Yani PKK'lıları ''pişman olmadıkları halde'' bizler elçiyiz dedikleri halde salıverilmeleri ve sütten çıkma ak kaşık yapılmaları, Ergernekon tertibinde sabaha karşı insanların evlerine girilirken, karga tulumba alınıp aylarca suçları bilinmeden içerde tutulmaları ama PKK lının ayagına hakım savcı goturmek son derece adaletli öyle mi? Deniz Fenerinin uzantuıları TAürkiye de diyen aslman mahemeleri Zaid Akmanı sorgulamak için Türkiyeye gelmek istediklerinde izin verilmemesi, AKP tarafından nerede ise dokunulmazlık zırhı verilen Akmanın yargılanmaması ve Deniz Feneri davasının sümen altı edilmesi, AKP'ye yakınlığı ile bilinen Kanal 7 televizyonunun sahibinin hala elini kolunu sallayarak dolaşması demokratik reformist öyle mi* Halk böyle görüyordu. Halk artık AKP nin PKK lıya yaptıkları ile bu ülkenin aydınlarının suçsuz yere içeri alınması ile ve TEKEL işçilerine yapılan muamele ile AKP'nin ne denli demokratik olduğunu gördü.

Yaçın abi, anlattığını anlaması için kardeşin biraz daha değil çok çalışması gerek : ))

Kapasıte meselesi anlarsınız ya..

Daha önce makam aracını bir kahvehanenin önüne çekip okey oynayan, daha sonra las vegasta elinde puro ile kumar oynarken görülen zahid akman neden ve niçin korunuyor ve hakkında işlem yapılmıyor. Deniz feneri davasında akmanın kurye olduğu Alman mahkemelerince sabit iken neden sessiz kalınıyor. Hadi size göre bizim hukukumuz siyasal ve ideolojik kararlar veriyor iken neden alman yargıcının turkıyeye gelip kanal 7 sahıbını ve akmanı sorgulanmasına ızın verılmıyor. Kartel basın dediğiniz size yandaş olmayan AKP liderinin uçağına binmeyenlerdir yani size muhalefet olanlar. Madem o kadar demokratsınız da zahid akmanın uzerıınde bu kadar şaıbe var ıken hala daha sessiz kalınması nedendir. Ne açılımı ortada açılım falan yok ki. Adı olup içeriği hala daha belli olmayan sadece halkı oyalama taktiklerinden biri iktidarın. Eğer demokrasi ise ilk önce üzerinde şaibe olan dokunulmazlıklarının arkasına sığınan AKP li vekillerin yargının karşısına çıkması gerekir. Başta iktidar partisi liderinin. Kaldı ki bu ülke ALİ DİBO olayını da gördü Dengir Fırat ve Şaban dişlileri de. Ayrıca dünkü haberler de AKPA ve ESKİ DTP lıler el ele kol kola tablolar izdiler.Bu nasıl bır açılımdır ki PKK nın sıyasal kanadıı ıle boyle tablolar verebılıyor.