![]() |
#1 |
![]() Mustafa Karaalioğlu
![]() Erdoğan siyasetin yazılımını değiştirdi Türkiye seçimlerle değişiyor... Toplumun tercihleri sadece en iyi yöneteni değil aynı zamanda devleti, sistemi, zihniyeti değiştirecek olanı işaretliyor. Tayyip Erdoğan da tam bu değiştirme iradesini temsil ediyor. Rakipleri iki seçimde (2002 ve 2007) bu gerçeği kesinlikle anlayamadılar. Nasıl bir siyasi güçle karşı karşıya olduklarını farkedemediler. Onlar da ülkenin değişebileceğine inanmadıkları için Erdoğan’ın değişimciliğini anlayamadılar. ANAP, DYP, DSP, DP bu analiz eksikliği yüzünden silinip giderken; CHP ile MHP ise yenilgi üzerine yenilgi tatmak zorunda kaldılar. Erdoğan’ın da tıpkı kendileri gibi eski siyasete mecbur olduğunu, genişleyecek alanı olmadığını, ülkenin zaten ekonomik imkânlarının kısıtlı olmasından dolayı yolun bir yerinde nefesinin tükeneceğini tahmin ettiler. Hatırlayalım... Daha iktidarının ilk aylarında AK Parti’ye ömür biçilmeye başlanmış “İlk seçimde oylar düşer sonra da kaybolup gider.” klişesi terennüm edilmişti. Bu klişenin mefhum-u muhalifi şuydu: “İktidar olmak için bir şey yapmaya gerek yok. AK Parti yıpranınca sıra nasıl olsa bize gelecek!” Oysa tam o sıralarda Erdoğan, Türkiye’yi değiştirmeye başlamıştı. Değişim başladığında da önce eski siyasetin ezberleri bozuldu. Toplumun siyasete ilgisi, bakışı, beklentisi ve siyasetle ilişkisi yeniden yapılanmaya başladı. Siyaset esnafı tabure üzerinde gün sayarken Erdoğan geleceğin kilometre taşlarını döşüyordu. Bir başka ifadeyle 2002’de devraldığı siyasetin yazılımını değiştirdi; eskilerin işlem yapması imkânsız hale geldi. Akıllı ve telaşlı laikler bu değişimi bir noktada fark ettiler, ama yenilikte yarışmak yerine irtica, laiklik, Kemalizm, rejim korkusu vs. gibi eski yazılım kodlarında direttiler. Toplumun yoksul ve içine kapalı Türkiye’yi, daha iyi bir hayat ve daha demokratik bir hukuk düzenine yeğ tutacağını zannedecek kadar naifleştiler. Bir müddet de direndiler ama bu umutsuz direnişin felsefesi en nihayet 2011’de tümüyle sandığa gömüldü. % 50’nin arkasında sadece klasik icraat başarısı yoktur. Erdoğan, siyasetin askeri vesayete tabi olduğu bir ülke aldı, sıralamayı değiştirdi. Yargı egemenliğine tabi bir Meclis aldı buna son verdi. İş dünyası ve medyanın oyuncağı bir siyasal partiler düzeni devraldı yerle bir etti. Bürokrasinin kibriyle şekillenen bir devlet sistemi aldı, bürokrasinin gücünü hak ettiği kadarla sınırlamayı başardı. Kürt meselesinde, Alevi probleminde sorunun adının dahi konulamadığı bir baskı atmosferi devraldı, bütün bu alanları demokratikleştirdi. Başörtüsünün ayıp ve suç sayıldığı devraldı, başörtülülere onurlu bir eşitlik getirmeyi başardı. Başka... İnsanların ancak 50 yaşında ev sahibi olabildiği ülkede bu en temel refah unsuruna erişimi 30’lu yaşlara indirdi. Enflasyonu hayatın bir parçası olmaktan çıkardı, tek haneye indirdi. Bütün dünya ekonomik bunalımdayken krizin Türkiye’den en fazla “teğet” geçmesini sağladı. Sağlık, eğitim, ulaşım bir ayrıcalık olmaktan çıktı, hayatın normali içinde ulaşılabilir hale geldi. Dış politikada nereden nereye gelindiğini söylemeye ise gerek yok... Erdoğan, toplumu ve dolayısıyla seçmeni yeni Türkiye’ye hazırlarken siyasi rakiplerinin eski Türkiye üzerinden siyaset yapma çabasını keyifle izledi. Onları ustalıkla kendi minderinden uzak tutmayı başardı. O kadar çok şeyi değiştirdi ki seçmen bütün bunların bir başka parti ve siyasetçi tarafından yapılamayacağını, devam ettirilemeyeceğini ve tamamlanamayacağını anladı. Kaynak: http://www.stargazete.com/politika/y...ber-359764.htm Star 18.06.2011
![]() Konu Cihannur tarafından (07-10-2011 Saat 18:13 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Erdoğan sadece siyaset yazılımı değil dünyanın yazılımında değiştirdi...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|