![]() |
#1 |
![]() ![]() DP’nin 1957 seçimlerinde de başarıyla çıkması, Türkiye'de bazılarını rahatsız etti. Operasyon işte bundan sonra başladı. Okuyunca, o olaylar sanki bugün yeniden yaşanıyor gibi diyeceksiniz! Demokrat Parti’nin 1957 seçimlerinde de başarıyla çıkması ve Adnan Menderes’in Londra’daki uçak kazasından sağ olarak kurtulmasıyla popülaritesinin daha da artması, CHP’yi farklı bir stratejiye yöneltti. İşte İnönü’yle ilgili o şok iddia. Uçak kazası ve yeni stratejiler! 27 Mayıs darbecilerinin ancak ‘asarak’ kurtulduğu Adnan Menderes, 1959 yılının 17 Şubat sabahı, Londra’ya gitmek üzere Türk Hava Yolları’na ait Viscount tipi 4 motorlu “Sev” yolcu uçağına binmişti. İngiltere’ye, bağımsız Kıbrıs devletini kuracak olan Londra anlaşmasına imza atmaya gidiyordu. Ki Türkiye bu anlaşma ile yeniden garantör olmuştu. Londra’da havanın kapalı olması nedeniyle uçak Londra’nın 40 kilometre güneyindeki Gatick havaalanına yönelmişti. Uçağın sol arka tarafında pencere kenarında oturan Menderes, koyu gri renkte bir sis tabakasının ortasında görmedikleri bir piste doğru inerken hissettiklerini daha sonra şöyle ifade etmişti: ‘’Ölüm korkusunun, ölümden daha beter bir duygu olduğunu o an hissettim. İki alemin ortasındaydım: Takdire sığınmaktan başka yapacak bir şey yoktu. İlk aklıma gelen sureyi okumaya başlayarak kendimi kadere teslim ettim.’’ Pilot, göremediği iniş pistine 3-4 km kala alçalmış ve ağaçlara çarpan uçak, 250 metre kadar sürüklendikten sonra durabilmişti. Bu arada Menderes’in oturduğu kuyruk kısmı kopmuş ve gövde bir süre sürüklendikten sonra durup yanmaya başlamıştı. Yolcular feryat ederek yanan uçaktan çıkmaya çalışıyordu. Bu arada Başbakan Menderes’in yüzü sıyrılmış, ayağı uçağın tabanında bir yere sıkışmıştı. Düşüş sırasında uçak ters dönünce Menderes de enkazın içinde baş aşağı asılı kalmış, imdadına yetişen DP Sakarya milletvekili Rifat Kadızade Başbakan’ı ayağını çekerek kurtarmıştı. Bu kurtuluş Başbakan Menderes’in kahramanlığına kahramanlık ekliyordu. İşte bu duruma Türkiye’de çok ama çok bozulanlar vardı. Bu grup CHP ve diğer elitist, darbeci takımdı. Türkiye’nin kurucusu parti çok kötü durumdaydı ve bu hiçbir zaman katlanabilinecek durum değildi. İşte operasyon burada başladı. Günümüze benzer olaylar silsilesi yaşandı. CHP demokrat oldu mu? Tarihçi Mustafa Armağan TV Net’teki Tarih Atlası programında çok önemli noktalara dikkat çekti. CHP’nin birkaç istisna haricinde hiçbir zaman demokrasiyi, halkın iradesini benimseyen bir parti olmadığının altını çizdi. Armağan İnönü için de konuşarak şunları söyledi: ‘’İnönü demokrat bir ruha sahip değildi. 19 Nisan 1960 yılında öğrencilerle miting yaptı. Onlarla birlikte yürüdü. DP tam onların illegal örgütlenmesini teşhir edecekken, İnönü Meclis’te bir konuşma yaptı. Kore’de darbe yapılmıştı ve İnönü şöyle dedi; ‘Türk halkı Kore halkından daha az namuslu değildir.’’ Yani darbe yapar demek istiyordu…! Olaylar başlıyor, sıkıyönetime gidiliyor! Ressam Bedri Baykam’ın babası Suphi Baykam, DP iktidarının 3. ve en son döneminde, 1960 darbesine giden yıllarda İnönü ile gezerek, büyük muhalefet hareketlerine öncülük yaptı. 1960’da Ankara ve İstanbul’da öğrencilerin bugün olduğu gibi sokağa dökülmek istenmesinde ön ayak oldu. Bu konuyla ilgili, yani İnönü ve öğrenci olaylarıyla ilgili en ilginç ayrıntılardan birini Mustafa Armağan yine aynı programda anlatı. İşte o iddialar; ‘’Ankara’da öğrenci olayları tezgahlandı. Suphi Baykam’ın teklifiyle; 28 Nisan’da İnönü’yü ‘bankadan para çekme’ bahanesiyle İş Bankası’na götürecekler ve böylece önceden haber verdiği öğrenci grupları İnönü’yü o sırada görerek kalabalık oluşturup, hükümeti protesto edeceklerdi. Grup cephesi komutanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı yapmış önemli bir isim olan İsmet İnönü illegal bir mitingin örgütlenmesine ortak olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Bu tür tahriklerle 28-29 Nisan Ankara ve İstanbul öğrenci olaylarıyla sıkıyönetime hükümeti zorladılar. Amaçları buydu ve sıkıyönetimde ilan edildi. İnönü halkın oylarıyla iktidara gelemeyeceğini gördüğü için darbenin tetikçisi oldu. Bunu yaparak da hem CHP’yi bitirdi hem de kendi saygınlığını öldürdü.’’ Hayalleri suya düştü! 27 Mayıs’tan sonra darbe olduğunu duyan İnönü’nün birilerinin kendisini alıp başa oturtacaklarını zannettiğini de anlatan Armağan, ‘’Damadı Metin Toker’in kitabına göre, 27 Mayıs darbesinin öğle sonrası Cemal Gürsel telefon açıyor, arayıp ‘Emrinizdeyim paşam’ diyor. İnönü de Gürsel’e, ‘Ben de sizin emrinizdeyim’ diyor. Toplumsal Hafıza
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|