![]() |
İran’la gerilimin perde arkası
Başbakan Erdoğan, rahatsızlığı nedeniyle uzun süre ara verdiği yurtdışı gezilerine Seul’deki Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılarak son verdi.
Bu ilk gezi olmasına ve uzun bir yolculuk içermesine rağmen Erdoğan, dönüş yolunda Tahran’a uğramayı tercih etti. Şahsen takip etmek fırsatı bulduğum bu gezide, Türkiye’nin amacı giderek “sıcak çatışma“ riski taşımaya başlayan nükleer krizle ilgili tansiyon düşürücü bir rol oynamaktı. Türkiye, bir komşusunun daha istikrarsızlık sürecine girmemesi için uluslararası tepkilere, bir önceki “iyi niyet“ girişiminin başarısızlığına dair tecrübesine rağmen, adımlarını bu yönde atmaya karar verdi. Ancak İran, ziyaret sırasında da renk vermeye başladığı gibi, kendisine uzatılan bu eli sıkacak gibi değil. Hatta işler, bazı bürokratların söylemlerinin aksine, ters yönde ilerliyor. Şii Hilali ve Esed’in konumu Peki, İran ile ipler neden koptu? İsterseniz son etkenden başlayalım, Suriye. İran dış politikası tamamen “Şia milliyetçiliği“ ve “İran’ın ulus çıkarları“ üzerine kurulu... Irak’ta rejim değişikliği ile pozisyon kazanan İran, Suriye ve Lübnan ile bir “Şii hilali“ öngörüyor. İran birçok ülkede Şiiler’i kışkırtarak yönetimleri ele geçirmeye çalışıyor. Böylece kendisine, güvenlik çemberi oluşturmayı ve hayat sahası kurmayı planlıyor. İran bu nedenle, geçmişte Hama katliamlarına göz yumduğu gibi bugün de oğul Esed’in katliamlarına destek oluyor. Suriye’de insan hakları ve özgürlükler değil, kendisi ile Şiilik üzerinde bağlantılı Nusayriler’in iktidarına önem veriyor. Suriye, İran’ın Lübnan Hizbullah’ı ile de tek bağlantı yolu. Dolayısıyla hayati bir mevzi olarak görüyor, 30 yıllık dostu Esed yönetimini. İran, geçmişte Azerbaycan’ın Ermeniler tarafından işgaline de sessiz kalmayı tercih etmişti. Zira güçlü ve bağımsız bir Azerbaycan’ın kendi topraklarında 25 milyonu bulan Azeriler’i de etkilemesinden korkmuştu. İran, Türkiye’nin bu dönemde Esed’in muhaliflerine destek olmasından rahatsız. İstanbul’da yapılan ve 82 ülkenin katıldığı “Suriye’nin Dostları“ toplantısı, ilişkilerin iyiden iyiye gerilmesine neden oldu. Kürecik Radarı denge bozdu Ancak İran’la gerginliğin tek nedeni Suriye değil. İran, Kürecik’te kurulan NATO Radar Üssü’nden de rahatsız. Zira kendisinin büyük riskler alarak ve büyük paralar yatırarak geliştirdiği “uzun menzilli balistik füzeler“ ve sahip olmayı arzuladığı “nükleer silahları“ etkisiz kılıyor. Zira İran istese de ABD’yi vuramayacak ama kendisi şu an olduğu gibi açık hedef haline gelecek. Bu da ABD gibi ülkelere karşı “caydırıcı güç“ oluşturmasını engelliyor. Son iki olay Suriye ve Kürecik Radarı, rahatsızlığın gün yüzüne çıkmasına neden oluyor. İran, Türkiye’ye “takiye“ mi yapıyor? Türkiye ve İran çok güçlü dost muydu? Açık şekilde “hayır.“ İran topraklarında onlarca PKK kampının varlığı halen sürüyor. Yakın zamanda PJAK’ı bitirmek için İran’ın örgütle anlaştığına ve PKK’ya hareket alanı sağladığına dair güçlü istihbarat var. Doğalgaz konusunda da İran’ın Türkiye’ye kolaylaştırıcı bir yaklaşım sergilemediği biliniyor. Türkiye, hâlihazırda en pahalı doğalgazı Rusya’dan değil İran’dan alıyor. Başbakanın gezisi sırasında fiyat uyarlaması konusunda Türkiye’nin istekleri gündeme geldiğinde İranlı liderlerin “top çevirmeyi“ tercih ettikleri biliniyor. Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne Türkiye dava açmış durumda. İran’dan 1 milyarı aşkın bir para tahsili umut ediliyor. Türkiye son olarak İran’dan aldığı petrol miktarını da yüzde 20 azalttı. Bu kararın, ABD’nin Türkiye’ye yaptığı çağrının ardından gelmesi de, İran’da Türkiye’ye yönelik bir kırılma yaşanmasına neden oldu. “İkiyüzlülüğün“ kitabını kaçırmayın İran ve Türkiye arasında tarihsel arka planı olan bir de “mezhep“ ve “etnik“ kavga bilinci ve kaygısı var. Azeri ve Türkmen kökenli İran vatandaşlarının sayısı 25 milyonu aşıyor. Büyük çoğunluğu Şii de olsa, İran her zaman “etnik milliyetçilik“ dalgasının daha baskın çıkmasından endişe ediyor. Buna karşılık, Türkiye’de de Şii öğretilerin yayılması için özellikle İran Devrimi sonrasında ciddi faaliyetler yürütüldüğü biliniyor. Bütün bunlar üst üste konduğunda, “İran’la ilişkiler bugüne kadar nasıl böyle iyi gibi algılandı“ diye bir soru ortaya çıkıyor. Cevabını anlamak isteyenlere değerli gazeteci dostum Bülent Keneş’in “İran tehdit mi, fırsat mı?“ (Timaş Yayınları) kitabını okumalarını tavsiye ederim. Özellikle de Türkler’in “ikiyüzlülük“ İranlılar’ın “Takiye (aldatma) ve Kitman (gizleme)“ adını verdikleri dogmatik kültürün İran’ın dış politikasına etkilerini anlattığı bölümleri... Erhan Başyurt-Bugün |
İran politik olarak hatalı ve zalimi desteklemekle asla kabul edilemez ! Lakin İran bunu kendi ülkesini Emperyalist düşünceden koruma amaçlı ! Rus ve Çin ile yani Komunizmle sözleşmeli olduğu için ! Yapmaktadır...! Zalimden elini çektirmek lazım gelir...! Sadece kuru şekilde Şia Hilali demek yetersiz olur...! Bunu Açıkça söyleyecek isek ! Türkiye, Suud, Katar, Ürdün'ün de durumlarını açıkça söylemeliyiz...! O zaman da ''El Kaide'' dışında Ne devlet nede Mücahid kalıyor !!!
|
elkaide devleti neresi üstad? ve hangi el kaide?
|
Alıntı:
İran şia Hilali...! İran Suriye topraklarını ve Irak topraklarını kendini koruma adına tutuyor ! Onları sevmesi adına değil !!! Aynı zamanda Komunizm aşılıyor ! Latin Amerika ülkeleri, Rusya, Çin'e le beraber...! Türkiye ''Demokrasi'' adı altında ''Emperyalizm'' aşılıyor ! Yeterki Hilafet ve Şeriat gelmesin korkusuna onun yerine Şeker İslam verelim !!! İttihad-ı İslam'ın Hakiki yolu ! Hak sözü söylemektir...! Birleşmenin yolu ! Batıl ile Hakkı ayırmaktır...! Bu Manada Devletlerin durumu Vahim !!! |
açık söylemek gerekirse anlamdım biraz daha geniş ve benim anlayacağım tarzda açık açık yazarsanız sevinirim..
|
Alıntı:
|
elkaide devleti nedir? böyle bir devlet varmıdır? bu devlete nasıl vatandaş oolunur..devletin para birmi nedir?lideri kimdir..
|
Alıntı:
|
Din garip hale geldi artık... Din'i Kur'andan okuyamaz olduk... Kapitalizm, Emperyalizm, Komunizm, Kemalizm, Milliyetçilik, Kavimcilik, Tarafçılık...! Her ne okursak okuyalım Dinden değil ! Yukarıdaki kavramlardan Din'i okuduğumuz sürece bu buhrandan çıkamayız Allahualem...! Osmanlı yahutta İran Devletleri ! Ne ile Övünürler ! Övünülecek şey İslam'dır ! Şeriat'-ı Garra ve Hilafet dışında anlatılan Masallar ve Yapılan Andlaşmalar Ülkeleri eksenlerinden kaydırıp ne hallere getirdi...!
Adaletli olmak lazım ! Hak sözü söylemeden ! Bir adın öteye gidemeyiz !!! |
Alıntı:
|
Alıntı:
Maksat Hakikatte buluşmanın ve mücadelenin adıdır...! Yarım hakikat Hakikat olamaz...! Manası ile... |
el kaide dedin islamın tek devleti onlar kalıyor dedin ben onu soruyrum?
|
Alıntı:
|
el kaide cematini ve devletini bize biraz anlatırmsınız..belki bizde bilgi sahibi oluruz..
|
Alıntı:
Burada maksad şudur İslam Davası Devletlerin andlaşmalarına kilitlendi Tıkandı !!! Mehdi a.s.'ı mı beklesek ! Yahutta El Kaide diye bir örgüt var ! Ona mı dayansak ! Ne Yapalım ??? Manasında bir kinayedir...! |
kulaklar islam adına çok şey duydu çok şey işitti..artık gözler bu söylenenleri yaşayacak yiğitler görmek istiyor..bunun adı iran mı türkiyemi el kaidemi ne ise...ama görmek istiyoruz.işitmekten artık kulaklrımız doygunluğa ulaştı...
|
Alıntı:
|
sizin gördüğünüzle benim gördüklerim çelişiyor sevgli üstad..
|
Alıntı:
Ama yakında görülür inş... Sen bildiğin hizmetine devam inş...! |
iran azerilere özeklşik verse türkiyeye bedava doğal gaz verse sonra süriyeye savaş açsa bu insanların irana bakışı değişmeyecek bakışları söyledikleriden doğmuyor söyledikleri bakışlarından doğuyor...
türkiey ırak müslümana ve insnaları içinden süriye gibi tepinmedi de zalimlerden yana tavır takındı yardım etti. yol verdi bunu diyenler türkiyeyi ne kadar eleştiriyor ( düşamanlık ) ediyor. HaArP'a katılıyorum tersini veya tersinin biraz ilerisini Türkiye için söyleyebiliriz. |
Alıntı:
|
All times are GMT +3. The time now is 08:49. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023